17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 12 16 EKİM 1981 Tutanaklardan TIKP Davası Perinçek: Biz yasalara uygun faaliyet gösteren bir partiyız ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TİKP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve 23 arkadaşınıri yargılandığı TİKP davasının 28 eylül günü Ankara Sıkıyönetim Komutarîlığı (2) Numaralı Askeri Mahkemesi'nde yapılan duruşmasmda Perinçek, «Partinin bir yü evvel yaptığı tahlillerin 12 Eylül'den sonra Devlet Başkanı tarafından ileri sürüldüğünü» söyledi. Mehmet Bedri Gültekin'e işkence yapıldığı konusıınun öne sürülmesinden sonra Doğu Perinçek söz alarak, «Milli Güvenlik Kohseyi'nin soruşturma Öncesi yanıltıldığını» ifade etti. Duruşma tutanaklara göre, özetle şöyle gelişti. Askeri Savcılık'tan geçen celse mehil talep ettikleri husus soruldu: «Davamızın konusu TİKP'slnin sadece tüzük, program ve kuruluş bildirisi metinleri değildir. Bu metinlerin parti yet kili organlarınca suç teşkil eden anlamda yorumlanıp uygulandığı iddiasıdır. Bunların hukuki değerlendirilmesini yapmak mahkemeye ve haklmin yarçı görevine giren bir keyfiyettir. Böyle bir konuda bilirkişi incelemesine katılmak hakimin görevini bilirkişilere yapttrmak olur. Askeri Yargıtay ve Yargıtay kararları da bu yoldadır. Bu itibarla bilirkişi incelemesi isteğinin reddine karar verilmesi mütalaa olunur» dedi. Bu arada, Av. Hüseyin Gökçeaslan, «Biz bilirkişi tahkikatını yaptırümasuıın faydalı olacağı kanısındayız. Ayrıca delillerin tartışılmasına geçilsin» dedi. Sanıklardan Kemal Camkıran: «Geçen celse Emniyet Genel Müdürlüğü'nden celp edilen ve ocak 1980'de yapılan blrinci kongre raporu tape metinleri bizler lehine olan kısun larımn tespit edilip mahkemelere bildirilmesi istenmişti. Biz tape metinlerini inceledik. Aslmda uygundur ve tüm metinler evvelden beri savunduğumuz haklüığımızın kanıtıdır. Bunlardan özel olarak 22 sayfahk kısmı çıkarttık. Aynen okuyacağım deyip, 22 sayfahk nıetni okudu. Aynen tekrar ettiğini bildirdi. İlaveten bu rapor, faaliyetlerimizin en güzel kanıtıdır. Emniyet Genel Müdürlüğü'nce raporda suç olmadığım bildirmiştir. Kongre'deki bu beyanlar karşısmda TİKP'nin TCK'nun 141'deki suçu işlediği söylenemez. Ayrıca Kong re rapor taslağı birçok geniş çevre ve şahsiyetlerin süzgecinden geçirilerek, Genel Kongre'ye sunulmuştur. Kongre'ye 320 delege iştirak etmiş, 90'a yakın konuşmacı söz almıştır. Bu konuşmalar partinin irade ve kastını ifade etmektedir. tddia makamı bu kongre belgelerinden herhangi bir suç kanıtı getirememektedir. Bunu mahkemenin takdirine sunuyoruz» dedi. «Bu rapor ayrıca bizim partileri nasü, niçin ve hangi amaçla eğittiğimizin ayrı bir kanıtıdır» dedi. 22 sayfalık yazıyı ve belgeyi ibraz etti. Dosyasma kondu. Askeri Savcı'dan soruldu: «Rapora karşı şu anda söyleyecek sözümüz yoktur» dedi. Bu arada Doğu Perinçek: «Bilirkişi incelemesi yapılması istemine havi daha evvel Mehmet Yücel tarafından yapılan talebi de kapsayan dilekçesini verdi» okundu. Dosyasına kondu. Bu arada sanıklardan Doğu Perinçek: «Diyarbakır Sıkıyöne tim Mahkemesi'ne bağlı Askeri Savcüık tarafından Apocular Örgütü hakkında açümış dava dolayısıyla partimizin bölücülü ğe karşı olan tutumunu ilgilendiren belgeler vardır. Bunların Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanhğı'mn celbini istiyoruz» dedi ve geçen celseki sorulara verilen cevapları kapsayan belgeleri sunacağından beyanla Avusturya temsilcisi ile ordu hakkındaki görüşmeleri nokta nokta ibarelerinin karşılığı teşkil eden belgeyi sundu. Ayrıca Norveç'te İran Rencber Partisi ile yapılan açıklamaları havi eden belgeleri ibraz etti. Ve bu belgelerden partinin bir yıl evvel yaptığı tahlillerin 12 Eylül'den sonra Devlet Başkanı tarafından ileri sürüldüğünü beyan etti. M. Kemal Camkıran yurt dışmda yaptığı mil lakatlara dair belgeleri ibraz etti. Okudu ayrıca Toprak Dev rimi programı ile ilgili suçlamalara* karşı olarak 1934 yılında çıkan İskan Kanunu'nun 10. maddesiyle toprak programı arasındaki benzerlikleri beyan etti. Devamla, «Anayasa Mahke mesi parlamentoda çıkarılan bazı kanunların hakkın özünü ihlal ettiği gerekçesiyle iptal etmiştir. Bizim Toprak Devrimi programımız kanunlaşmış değildir. Bu taslak nedeniyle soruşturma açılamaz. Aksi halde Anayasa Mahkemesi'nin iptal etiği kanunları çıkaran parlamenterler hakkında soruşturma açüması icap eder. Devlet Başkanı'nın 12 Eylül 1981 tarihinde çizdiği tablo bizim tahlillerimize berrak bir şekilde ulaşmaktadır. Devlet Başkanı bazı ülkelerin Türkiye üzerindeki emelleri değiş» medikçe anarşinin bitmeyeceği ni bildirmiştir. Biz mevcut dev letin yasalarına uygun faaliyet gösteren partiyiz bu partinin mensupları üzerine yürümek tu tuklu bulundurmak haksızhktır. Ayrıca Türkiye'nin geleceği ile ilgilidir. Mahkemenin özgürlüğümüze sahlp çıkmadığı kanaatindeyiz. Tahliyemizi talep ediyoruz» dedi. 7 İDAM İSTENİYOR İSTANBUL Türkiye îhtilal cı Komünistler Birliği (TİKB) adlı örgüte üye olmak ve görüşleri doğrutlusunda eylemler de bulunmaktan sanık 31 kişl nin yargılanmasma 1 Numarah Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinde başlandı. Sanıkların kimlik saptamasm dan sonra iddianameyi okuyan askeri savcı TİKB'nin 1977 yı lında Türkiye Halk Kurtuluş Ordusamdan kopan kişilerce ku ruldugunu belirtti. TİKB'nin Sovyetler Birliği ve Çin'i em peryalist olarak gördüğünü bs lirten savcı, örgütün Arnavut luk rejimini benimsediğini ve tek lider olarak Enver Hoca'yı gördüŞünü söyledi. Savcı sanık lardan Mehmet Fatih öktülmüş. Remzİ Küçükertan, Mehmet Ali Doğan. Gtiler Küçükem re, Mehmet Ali Yolaçan. Abdul lah Bolkır ve Selahattin Vural için idam, diğer sanıklar için de 5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezalan istedl. 2 0 APOcu ile ulkucunun idamı istendi Haber Merkezi Apocular diye adlandırılan yasadışı bölücü PKK Örgütünün Viranşehir grubu sanıklan hakkındaki iddianamenin okunması tamamlandı, sorgulara geçildi. Diyarbakır 2 Numarah Sı kıyönetim Mahkemesi'ndeki duruşmada biri başçavuş olmak üzere 8 kişiyi öldürmek adam yaralamak, kulak kesmek, çeşitli gasp ve soygun olaylarına katılmak, işkenca yapmak, bölücü silâhlı çete kurmak gibi suçlardan yargıla nan 143 sanıktan 20'si için ölüm cezası verilmesi istendi. 24 sanık hakkında da delil yetersizliğinden kovuşturmaya yer olmadığı kaydedildi. Aralarında Ceylanpınar eski Belediye Başkanı Kemal öcalan'ı nda yeraldığı bölücü örgüt elemanlarından hakkında ölüm cezası istenenler şunlar: İsmail Kaya, Fahri Kaya, Mehmet Çıldır, Mahmut Güvenç, Ali Kok, Ahmet Tan, Remzi Çakar, Ahmet Demirdöven, Süleyman Çelik, Mustat'a Göçmen, Mahmut Yıldırım, Ali Yıldırım, Kemal Öcalan (Ceylanpınar eski Belediye Başkanı), Ekrem Aslan, Rama zan Taş, İsmail Gül, Mehmet Yücetürk, Mehmet Demir, Bisar Akbaş ve Osman Erdal. 4 ÜLKtİCÜNÜN ÎDAMI İSTENDÎ tZMİR Ülkücü îşçiler Birliği İzmir Şube Başkanı ile üç yöneticisi hakkında ölüm cezası istendi. İzmir'de 1 Numarah Askeri Mahkemede başlayan duruşmada, sağ görüşlü teröristler Ekrem Coşkun, Nedim Kayahan, Mustafa Alta ve Cengiz Ceylan, Konya'da 2 ve îzmir'de bir kişiyi öldürmek, Anayasal düzeni silâh zoruyla yıkmaya teşebbüs etmek, Piyangotepe katliamma katılan teröristleri saklamak. kurşunlama, bombalama ve tehdit gibi eylemlere girmekle suçlandılar. Burhan Koçan adlı terörist de, yasal olmayan cemiye te girmek suçundan 10 yıl hapis istemiyle yargılamyor. tBRAHÎM ÇİFrÇl DAVASI Ankara Savcı Yardımcıların, dan Doğan Öz'ü öldürme iddiasıyla yargılanan îbrahim Çiftçi'nin duruşmasına bugün Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numarah Askeri Mahkemesinde devam edildi Tanıkların dinlenmesinden sonra du ruşma ileri bir tarihe ertelendi. 55 MÎLYONA İHALE ED1LDİ tstanbul Belediyesi'nce 58 milyon liraya ihale edilen Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi'nde 360 kişilik tiyatro ve 6 sergi salonu olacak. Yukanda Kültür Merkezi haline getirilecek olan eski hal binası... Kadıköy'deki Atatürk Kültür Merkezi 1983'de acılacak tstanbul Haber Servisi Kadıköy'de eski hal binası «Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi» haline getirilmesi için çalışmalar başladı. Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayı ile başlanan restorasyon çalışmalan 57 milyon 800 bin liraya ihale edil dl, Restorasyon ve inşaatm 1983'de bitirilmesi planlandı. Hazırlanan projeye göre binanın karakteristik dış duvarları aynen korunarak onarılırken, iç kısmında değişiklikler yapılacak. 2 bin metrekarelik bir alanı kaplayan binanın içinde 3 kat olacak ve zemin katta bir giriş salonu, 360 kişilik tiyatro ile 3 sergi salonu olacak. Ara katta ise pastane ve lokantanın yanısıra 3 sergi salonu daha yapılacak. Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi'nin üst katmda da toplantı salonu, kitaplık, 3 sanat atelyesi, 2 dersane, 3 stüdyo ile müdüriyet, depolar ve personel için mutfak bulunacak. İstanbul Belediyesi'nce ihale edilen Ata türk Kültür ve Sanat Merkezi'nin restoras yon ve inşaat çahşmalarınm 1983 yılı içinde bitirilerek hizmete açılması planlandı. İstanbul Belediye Başkan Yardımcısı Saim Ulusan Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi çalışmalarma ilişkin şöyle dedi: 'Yapılan projeye göre, Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi yeniden tertiplenen Kadıköy meydanı tanzim plonı içersinde önemli bir yer işgal etmektedir. Şöyle ki, projesine göre bu bölge otobüs ve dolmuşlardan tamamen anndmlmış vs bölge bir merasim alanı haline getirilmiştir. Bu nedenle Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi inşaatı da tamamlanınca bölge bütün ile herkesin beğenisini kazanacak bir alan haline gelecektir.» ÇİĞLİ HAVAALANI 20 EKIMDE AÇIÜYOR İZMİR (a.a.) 1901 günü trafiğe kapatılan Çiğli Havaalanı 20 Ekim günü uçuşlara acılacak. THY İzmir İstasyon Müdürlüğü yetkilileri bakım ve onarım çahşmaları tamam lanan Çiğli Havaalanı'nm 20 Ekim 1981 salı sabahı saat 09.00'dan itibaren hava trafiğine açılacağını belirttiler. Yet kililer, 19 Ekim günü akşamı Ankara ve İstanbul'dan gelecek uçaklann Cumaovası Ha vaalanına ineceklerini ve bu uçaklann 20 Ekim sabahı saat 07.00 ve 07.30 da huradan kalkış yapacaklarını bildirdi ler, bundan sonraki seferlerin de Çiğli'den yapılacağını kaydettiler. ankara,. anka.. Müşerref HEKİMOĞLU Viyana'ya Güzel Bir Selam.. eçende Stockholm'a gittim. İlginç günler geçirdim. İsveçli gazeteciler, radyocular, sanatçüar savcı gibi sorguya çektiler beni. Biraz avukatlık yaptım, o soruları yanıtlarken İsveç'in bizi çok az ve de yanhş tanıdığını da saptadım. Aslmda biz de îsveç'i çok az tanıyoruz ya! O yolculuğun gözlemlerini ayrıca yazacağım ve yargıyı size bırakacağım. Dönüşte iki gün Viyana'da kaldım. Kartner Strasse'de dolaştım biraz. Kahvelerde oturdum, Hofburg Sarayı'nda bir oturum izledim, karşılıklı kuvvet indirimiyle ilgili bir toplantıda Lüksemburg delegesi konuşuyordu. Lüksemburg'un elli kişilik bir ordusu var belki de. Karşılıklı kuvvet indirimi tartışmaları sonuçlanırsa elli kişilik orduda beş kişi azalacak anlaşılan. Şaka bir yana, bu uluslararası konferanslarda dünyanm keçi boynuzu yediğini hissediyor insan. Sorunlar aylarca, yıllarca görüşülüyor, somut bir sonuca vanlamıyor. Viyana giderek uluslararası bir yüze bürünüyor. Avusturya'nın gelecek kuşakları Kurt Waldheim'in bir heykelini dikecekler belki de. Genel Sekreter Birleşmiş Milletler'in bir bölümünü ülkesine taşımış bulunuyor. Biliyorsunuz uyuşturucu maddeler komisyonu da burada. Bu komisyonda Türk de~ legasyonunun güzel bir başarı sağladığım duydunuz mu? Dinlerken çok keyiflendim. Avustralya Elçisi «Çanakkale yenilgisini yeniden duydum» demiş Türk Büyükelçisine. Asıl olan Avustralyalıya yenilgiyi yaşatmak degil haklı bir davada sonuç oımak hiç kuşkusuz. Viyana Büyükelçimiz Ecmel Barutçu bir süredir, sevdigim, beğendiğim bir diplomat. Zekâsı, parütısı bir yana üretken bir kişiliği var. Eşi üe bu üretkenliği destekliyen bir sefire, Belveder Sarayının karşısmda saray gibi bir elçıliğimiz var, daha önce de gitmiştinı, şimdi tepeden tırnağa değişmiş, tarihsel değeri, güzelliği ortaya çıkmış, biraz sevgi ve emekle herşeyin yüzü değişiveriyor demek. Ancak bu güzel dekorda diplomatlarırmzın çok rahat çalıştığı söylenemez. Yurt dışındaki görevliler için en büyük güvence arkalarında güçlü bir devlet hissetmek hiç kuşkusuz. Yalnız belli güvenlik önlemlerini de almak gerekiyor. Nasrettın Hoca'nın türbesine benzer koşullarda çalışmak kolay değil. Dışardaki elçilik sayısını çoğaltmak yerine belli elçiliklerimize iyi çahşmai olanağını vermek daha tutarlı bir politika değil mi acaba? Viyana 1983 yılında kurtuluşunun üçyüzüncü yıldönümünü kutlamağa hazırlanıyor. Görkemli törenler yapılacak. Bu görkemli törenlere Türkiye de katılıyor. Viyana'yı kuşatıp da yenilgiye uğrayan bir ulusun çocukları için güzel bir olay bu. Yenilgiyi de yüreklice benimsemek gerekir. Aradan üç yüz yıl geçmiş, Türkiye Avusturya ilişkileri başka bir düzeye varmış bugün. 1983 törenlerine de bu düzeyde katılacak ülkemiz. Dünyada belki de ilk kez yaşanacak bir olay bu. Ancak üçyüzüncü yıldönümüne iyi katılmamız, Viyana'ya kültürel bir güçle gitmemiz gerekir doğrusu. Sanatçılarımız, bilinı adamlarımızla güzel bir selam ister. Büyükelçimiz Ecmel Barutçu bu yolda ilk girişimleri yapmış, bir komite kurulmuş bulunuyor. Avusturya Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Hunger, Viyana Müzeleri Genel Müdürü, Avusturya Devlet Arşivi Müdürü de bu komitede. Ayrıca Prof. Ekrem Akurgal ve Aydın Gün de var. Öte yandan Viyana Üniversitesi'nin Osmanh devri öncesi ve sırası konulu uluslararası konferansını 1933 yılında Viyana'da yapması için de bir girişim var. Türkiye'den de bir çok bılim adamı katılabilecek bu konferansa. Avusturya Bilim ve Araştırma Bakanı Bayan Firuberg bu konferans için yetmiş bin Şiling veriyor hemen. Ama Madrit'de v^pıian bir toplantıda kimi bilim adamlarımız bu konuda olumsuz görüşler öne sürerek ters bir ortam yaratıyorlar. Akıl alır şey değil, olayı dinlerken çok üzüldüm, kişisel, duygusal davranışlarla neier yapabiliyor insanlar!.. Bence bu tür konulan akılcı bir düzeyde ele almak gerekir. Başta Dışişleri Bakanlığı ilgili kuruluşları uyarmak istedim. Viyanaya gidip de operay a gitmemek mümkün mü? Richard Strauss'un Electra'sım dinledim. Mücevher kutusu gibi bir yapı Viyana operası. Electra' yı dinlerken opera sevgim tazelendi birden. Türk operasmdaki gerileyişi de daha iyi hissettim. Viyana operası eski bir anınıı da tazeledı. Yıllar önce, profesör doktor Fahrettin Kerim Gökay'ın Vali ve Belediye Başkaaı oiduğu dönemde Viyana Belediye Başkanı konuk gelmişti îstanbul'a Ikinci Dünya Savaşının yaralanndan kurtulmağa çalışan bir başkentin Belediye Başkanı bize şöyle dedi: Viyana'nın asıl kurtuluşunu operamızı açtığımız zaman kutlayacağız. Bu sözü hiç unutmam. Bir başkent asıl kültür ve sanat,. kuruluşlarıyla büyür ve değerlenir değil mi? O başkentten ben de çok mutlu ayrıldım. Yok, güzel bir opera seyrettiğini için değil, ünlü Viyana kahvelerinde söyleşiler yapmanın, sokaklarında uygarhğı yaşamanın sevinci de değil bu. Viyana'da bir elçiliğimiz olduğunu hissettim herşeyden önce. Bu çok önemli bir gözlem. Çünkü kimi ülkelerde bir elçimiz var mı, diye kuşkuya düşüyor insan. Oysa şu dönemde güç koşullara karşın çalışmaktan. yürekli girişimlerden geri kalmayan öretken diplomafclara çok ihtiyacımız var değil mi? S 5 Hollywood ve Universal stüdyoları gezilerinin uyan dırdığı düş kırıklığına karşılık, Disneyland gezisi benim için unutulmaz bir an: oldu. Walt Disney İmparatorluğunun gelirlerinin önem Yazı ve Fo.oğraflar: Atilla DORSAY li bir bölümü, 1980 hesaplarına göre % 70'i bu ünlü park tan geliyor, Disney'in film şirketi olan Buena Vista'nın hâlâ sürdürdüğü filmlerin geliri % 18'i, çeşitli Disney eşyasmın satışları ise % 12'yi buluyor. Şimdilerde Disney İmparatorluğu, sinemaya yeniden önem vermeyi deniyor, ama biryandan da, hem Disneyland'ı genişletmekten, hem de yeni eğlence parkları açmaktan geri durmuyor: Bunların en yenisi, 1982'de Florida'da acılacak olan «EP COT: Experimental Prototype Community of Tomorrow», yani «Yarının Deneysel Topluluk Prototipi..» Kimbilir, bu yeni Disney fuarı, ne sürprizler içerecek. Ama biz şimdilik Disneyland'e dönelim. HAYALGÜCÜNÜN YARATTIĞI FANTEZİ DÜNYASI Evet, Disneyland de kuşkusuz ticari bir kuruluş, tek amacı insana para harcatmak olan.. Ama bu amaç uğ KENTİN SİMGESt Tramva&ı çok seven San Franciscolular asılıp sehayat ediyorlar. runa seferber edilmiş olan hayal gücü, insan emeği ve bunların yarattığı o güzelim fantezi dünyası, kolay unutulamaz. Birhayli yaygın bir arazide tam bir küçük kent yaratmış Disney, sokakları, evleri, kahveleri, gölleri, dağ ları, akarsuları, şelaleleri ile.. Burada herşey insana bir rahatlık ve güzellik duygusu duğunu söylüyor. San FranFransisco, «başka» olmakla, Ve günbatımına yakın bir veriyor. Gündelik sorunlarısisco'luya göre, her türlü akşam üstü, Los Angeles'te «değişik» olmakla öğünen nızdan sıyrılıyor, bambaşka edindiğimiz bir dost, kızü yenilik dünyaya bu kentten, bir kent. Amerika'nm Dobir âleme dalıyorsunuz. Ve göğe vurmuş upuzun palmiye bu yöreden (Kaliforniya1bu dünya içinde Disney'in ğu yakasında, «eski» olmaksiluetlerini göstererek şöyle dan) yayılıyor. Ve bu kent özenle, beceriyle hazırlanmış la, Amerika'nın ilk yerleşen diyor: «Bu kentte zenginlik / yöre, öncülük ettiği yeni osşitli gösterileri sizleri bekleri olmakla övünen bir zih de var, yoksulluk da.. Mutluliyor: «Serüven Ülkesi», «Fan düşünceler, yeni değerler, niyet var. Bu zihniyet, Batı' luk da, mutsuzluk da.. Ama tesi Ülkesi», «Sınır Ülkesi», şampiyonluğunu yaptığı kaya da , sanki bir zamanlaişte Los Angeles'i Los Ange«Ayı Ülkesi», «Yarının Ülketıksız ve kısıntısız özgürlük rm «altına hücum» dönemiles yapan, bu manzaradır.» si» gibi isimlerle ayrılmış böanlayışıyla, yarının toplum nin serserileri veya onların lümlere yayılmış birçok eğTRAMVAYIN ÖYKÜSÜ... yapılarının temelini atıyor. lence: trenlere, kayıklara, kaUzunca süren çok değişik Konuştuğum San Fransisco' nolara, denizaltılara, dönme ve çarpıcı yerlerden sonra lu aydınlar, buna gerçekten dolaplara, elektrikli arabalaSan Fransisco'ya gelmek bizi inanıyorlar. O halde eskinin, ra, buharlı gemilere binebirahatlattı, çünkü İstanbul öz geriye dönüşün bir simgesi lir, Karaib denizinin acımaKentin lemimizi giderir gibi olduk. olan tramvay ne oluyor, disız korsanlarının yağmalarıSan Fransisco, sayılan kaçyeceksiniz. Tramvay, bu nı, tropikal ormanlardaki tır bilmiyorum, ama İstankentte, özgür, başıboş davkadın korkunç hayvanları, deniz dibul gibi tepeler üstüne kururanışm bir simgesi halinde binin çekici ve gizemli güzellu bir kent... İnişler çıkışde, ondan.. O kelli felli abelediye liklerini, «lanetli şato»da çelar, kentin büro semtlerinde damların, şık kadınların bu şitli canavarların katıldığı yükselen «göktırmalayanlar» tramvaylara 'atlamasım', bir başkanı bir yemeği seyredebiltr, uzay ın yanısıra dik yokuşlar bozamanlar bizde de yapıldığı gemilerinin başdöndürücü yunca ikişer üçer katlı gibi, yarı dışarda. 'asılahızıyla ürperebilirsiniz. Şuna tramvayın eski, ahşap kaplı evler.. Sanrak' gitmesini, görseniz, ba dikkat ettim: Amerikalılar, ki Zeyrek veya Arnavutköy na katılırdmız. Kentin simge genelde «duyumculuğu» (senyokuşlarmdasınız... Şu farkkalkmaması si haline gelmiş bu kurumu, sationalisme) seviyorlar, dula ki burda hepsi bakımlı, hem kentin tarihine, dolayıyularına, heyecanlarma sesleboyalı, tertemiz... Ve de sıyla kendisine karşı bir için nilmesi, bunların harekete tramvay!. înanılmaz birşey, saygı davranışı olarak korugeçirilmesi hoşlarına gidiyor. ama tramvas... Trafik, momak istiyorlar, hem de onfederal (Son dönemde sinemanın da dernleşme, çağdaşlaşma, iniş ca kuralın arasında sıkılıp korku, felaket, gerilim filmçıkış dememişler, bu güzeboğulmalannı, bir tramvay leriyle yaptığı bu zaten..) Dis hükümetten lim kentte tramvaylan koruyolculuğu süresince çocukneyland bunu en iyi biçimmuşlar.. Hepsini değil, kuşlar gibi, avare bir davranışde, en görkemli ve en esfcekusuz.. Birzamanlar tüm kenyardım la gidermeye çalışıyorlar. tik biçimde yapıyor. Bunca te yayılan tramvay hatlarmNe yazık ki, San Fransisco gösterişli ve karmaşık mekadan bugün yalnız Uçü kalbekliyor tramvaylan tehlikede... Son nizmanm birarada ve kusurmış.. Ve burada hizmet veren zamanlarda üstüste yinelesuz çalışması, Disneyland'ı 810 tramvay... Tramvay, nen kazalar. sistemin iyice (25 yıllık geçmişine karşm) San Fransisco'nun baş simeskidiğini ve onarımı için çağdaş teknoloiinin anlamlı gesi, inanılmaz bir tunstik büyük bir para gerektiğini bir ürünü kılıyor. Teknolojideğer haline gelmiş. öyle ki, çocuklan gibi bakıyor hâlâ; ortaya koyuyor. Kadın Benin, hayalgücü ve emekle (ve geçen yıl içinde onarım amaBatı'yı, sonradan edinilmiş lediye Başkanı Dianne Feins kuşkusuz, bir de parayla) cıyla tramvayların hizmetten zenginliği içinde, biraz çotein, bunun için federal hübirleşmesinin ürünü Disneykalktıgı 3 aylık bir sürede cuksu, biraz serüvenci, bikümetin yardımım istiyor, land.. Bir para makinesi kuşturist savısi vîmya inmiş. raz «yeni zengin» görüyor. Reagan yönetiminin ise, bu kusuz, sürekli çalışan, vızır ÖZGÜRLÜftÜN BtR Batı'nm yüreği olan San tasarruf ve kısıntı dönemin vızır işleyen.. Ama gezipgöFransisco ise, bunlara hiç al TÜR StMGESÎ rünce «helal olsun» diyorsudırmıyor. Bu kentin, dünya Tramvay, San Pransisco' nuz, heryaştan çocuklara de buna hiç niyeti yok. nun ve San Fransisco'lunun da bireysel özgürlüğün, isböylesi ne güzel bir periler Şimdilerde kamuoyunun • baş karakterini simgeliyor, onun tediği gibi yaşama hakkımn, Ülkesi, bir hayaller âlemi heiçin böylesine önemli bu lıca derdi, bu tramvaylarm kural tanımazlığm, «non diye edenlere... kentte sanıyorum... San konformizm»in merkezi olakibeti... AMEPIK\ DEYINCE BSr yolculuktan notlar San Fransisco'da baş sorun: Tramvay ne olacak? BİR «GÜZEL AMERÎKALI»... San Fransisco'yu özellıkle, herzaman sevgiyle anacağım, gönüllü rehberimiz, emekli hava pilotu Frank Fowler sayesinde çok iyi gezdik. Bir «güzel Amerikalı» örneğiydi Fowler, bizi kıyı bucak demeden arabasıyla, gezdirdi. Böylece, kentin Nob Hill, Russian Hill, Telegraph Hill denen en yüksek yerlerini, ünlü Çin mahallesi Çhinatown'ı, balıkçılar limanı boyunca uzanan turistik semt Fishermen's Wharf'u, uçsuz bucaksız Golden Gate parkını, Okyanus'a karşı bir zamanların ünlü eğlence merkezi Cliff House'ı geziyoruz, modern mimarinin gerçekten ilginç yapıtları olan Hyatt Regence otelini Azize Mary katedralini, yeni biten Ernbarcadero iş rherkezini hay ranlıkla izliyoruz. Frank iyi hoş da, eskiyi pek sevmiyor, modern hayranı.. Oysa biz eski olan heryşeyi yeğliyoruz. Ona bunu anlatmak zor oluyor... Ünlü Golden Gate köprüsünü alıp karşıya geçiyor, bir tur yapıp dönüyoruz. Frank, cebinden geçiş parası olan bir doları çıkarıp hazırlıyor. Ama o ne... Gişedeki kız parayı almıyor. Çünkü saat ak şamın altısı ve bu yüklü saatlerde, içinde en az 3 kişi olan arabalar, bedava geçiyor. Amerikalıyı benzin tasarrufuna itmek, bir arabayı birkaç kişinin paylaşmâsını sağlamak için başvurulan yollardan biri.. Frank çocuk gibi seviniyor, «1 dolarından değil ama, ilk kez bu köprüyü bedava geçtim, bayıldım bu işe» diyor. Amerikalıları sevindirmek bazen hiç de zor değil!.. Başka bir gün otobüsü alıp ünlü Berkeley üniversite sine gidiyor, film arşiv bölü münü geziyoruz. Ghinatovm, lokantaları, güzelim hediye lik eşya satan dükkânlarıyla gez gez, bitmiyor. Sahilde, eski liman bölgesindeki köhne bazı binalarm, Gannery (konserve imalathanesi) ile Ghirardelli binasının olağanüstü güzel bir çalışmayla onarılarak cıvıl cıvil yaşıyan, renkli, ışıklı, hayat dolu çağdaş turistik merkez ler haline getirilmesi ise, unutulur şey değil. San Fransisco, 2 şeyle, bankacılık ve turizmle yaşıyor. Sanayii kentin içine sokmamak, körfezin karşı yakasında, Oakland'de toplamak akılhlığını göstermişler. Ama burda bizi en çok etkileyen şeylerden biri, körfezin karşı sahilindeki Sausolito oluyor. Çünkü Sausolito, tıpkı Boğaziçi, tıpkı bir Bebek... Kıyısıyla, evleriyle, karşı sahilin görünümüyle.. Başka bir gönüllünün, yaşı birhayli ileri ve habire yollan şaşırıp bizi, küçücük Walkswagen'iyle ters yollara sokan şirin bir hanımm rehberlığiyle yola devam edip, ünlü Kaliforniya şaraplarına üzüm yetiştiren Napa Vadisi'ne gidiyor, yüzyılhk bir şarabevinin mahzenlerine inip şaraplarını tadıyoruz. Ve bir akşamüstü, körfeze karşı bir lokantada balık yerken, kendimizi İzmir'de. Tarabya'da. Püyükdere'de sanmamak için hiç bir neden öulsmıyoruz. YARIN: REAGAN'IN DOGOUGU KASABA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle