23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EKİM 1981 •* * * Cumhuriyet 11 GOZLEM (Baştarafı 3. Savfada) aldığı dönemlere «Birinci Cumhuriyet, ikinci Cumhuriyet, üçüncü Cumhuriyet» adlan verilmiştir. Türkıye'nın yakın tanhinde de Kurucu Meclis'lere rastlanmaktadır. Yakın torıhimızin ilk Kurucu Meclis'i 1921 anayasasını (eskı deyışle teşkilâtı esasıye kanununu) hazırlayan ilk Türkiye Büyuk Millet Meclısi'dir. 27 Mayıs 1960 ihtılâlinden sonra oluşturulan Kurucu Meclis, Cumhuriyet t a r i h i m i z i n ilk Kurucu Meclisi'dlr. Yakmda çalışmalanna başlayacak olan Kurucu Meclis, yakın tarıhimızin ücüncü, Cumhuriyet tarihimizın Ikincl Kurucu Meclis'i olmaktadır. Türk tarihinin ilk Anayasası olan 1878 Kanunu Esasi'si herhangi bir meclisce değil yalnızca özei bir kurulca hazırlanmıştır. 1876 Kanunu Esasi'sini değıştiren «1909 Tadilatı» Meclisi Mebusanca gercekleştiriimıştir. «Mecllsl mebusan» gerçi anayasal anlamda bir «Kurucu Meclis» değildi; ancak, ikinci Meşrutiyet'in siyasal gücüne dayandığı için 1876 anayasasında temellı değrşıklikler yapmış, yani bir çeşit Kurucu Meclis görevı üstlenmiştir. 1924 anayasası «Kurucu Meclis» niteliğinde olmayan bir parlamento tarafından hazırlanmıştır. 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden sonra Kurucu Meclisce hazırlanıp halkoyu ile onavlanan anayasa, 12 Mart döneminde, bu döneme adını veren müdahaleden önce genel seçimlerle oluşmuş Türkiye Büyük Millet Meclisince büyük ölçüde değiştirilmiştır. Şimdi, Cumhuriyet tarihımizin ikinci Kurucu Meclis'i ile Cumhuriyet tarihimizin ilk Kurucu Meclis'ince hazırlanıp, Halkoyu İle benimsenen anayasa tümüyle değiştirilme aşamasındadır. Gelişmeler, «Başkanlık sistemi» adt ile büinen ve belli dengeler jçinde yürütme organına ağırlık tanıyan bir sistemin getirilmek istendlğini göstermektedır. Kurucu Meclis tarafından hazırlanacak olan yeni anayasanın «De Gaulle Anayasası» diye bilinen Fransa'nm 1958 anayasasına benzer kurumlar getireceği kanısı kamuoyunda yaygınlaşmıştır. «Başkanlık sistemi»nin doğum yeri de ABD'dir. Başkanlık sistemı, «Kuvvetler ayrılığı» ilkesine dayanır. Bu kuvvetler ayrılığında, devlet başkanının yönetimindeki yürütme organı ile yasama organı arasında karşılıklı bağımsızlık ve denge söz konusudur. Başkanlık sisteml, .yaygın kanıların tersine, başkanın her dilediğini yaptığı bir sistem değildir Devlet başkanına, yasama ve yargı organianna karşı üstün yetkiler tanıyan sisteme anayasa hukukcuları «Başkanlık sistemi» değil «Başkancı sistem» adını takmaktadırlar. Bu sisteme, Brezilya, Arjantin, Bolivya glbi Güney Amerika ülkeleri ile Gana ve Gabon gibi Afrika ülkelerinde rastlanmaktadır. Anayasalar, siyasal ilışki ve kurumlara genel çerceveler cizer. Cerceveleri anayasalarca belirlenen siyasal istemier, ülkelerın özel koşullarına, seçım sistemine, siyasal ve smıfsal konumuna göre değişen nitelikler alırlar; güclenir ya da yozlaşırlar. Bu yüzdendir ki tek başına anayasalan, «her derde deva» sihirli formüller olarak görmek son derece yanlıştır. Batı türü demokrasiler. her türlü siyasal düşünceye parti, sendıka ve dernek olarak örgütlenme hakkı veren «çoğulcu sistemlere» dayanırlar. Kurucu Meclis'in, Batı demokrasılerini batı demokrasisi yapan vazgeçilmez, parçalanmaz, bölünmez bu te« mel özellikleri gözönünde tutarak «çoğulcu bir demokrasi» yapısı kurmasını dileriz. Secim kampanyası (Baştarafı 3. Savfada) yirciler değil, mikrofondan konuşan Başkan Markezinis de içerleyip: Susun, bu artık geçmlştekl ayrı bir dönemin sözüdür. bunu tekrarlamayın diye müdahale ertti. Bu partinin de geçen seçimdeki yüzde 6.82 oyunun çok büyük bölümünün bu seçimde, Teotokis'i izleyerek, Yeni Demokrasicilerin sağa açılan tutumuna oy vereceği tahmin ediliyor. KODİSO: Pasmazoğlu başkanlığındaki «Sosyal Demokrat»larla Baltazıs'in başkanlığmdaki «Tarım Partisi»nin ışbirliği ile kurulan bu koalisyonun önceki geceki mitingıne de katılanların sayısı 1000 2000'i aşmadı. Başlangıçta. bir kanadının sosyal demokrasi ile. ilişkisi pek şüpheli olmakla birlikte «Sosyal Demokrat» adını taşıması ve bir kırlangıç resmini amblem alarak güclü, bir propagandaya girişmesi, Kodiso'nun PASOK'tan oy koparabileceğı izlenimini yaratmıştı. PASOK'cular, bu ıhtimali anlamak icın özel çabalar göstermişler, bu arada Yunanistan daki «Tek kırlangıç, baharı getirmez» sözünü hatırlatarak Papandreu'nun resmi altında pekçok sayıda Kırlangıç'ın yer aldığı özel afişler bastırmışlar dı. Fakat, daha sonra Kodiso' nun zaten fazla sayıda seçmene hitap edemediği, oyların bu seçimdeki kutuplaşmanın gereği olarak PASOK'a yönelmesini «Sosyal Demokrat» adının da önleyemeyeceğini gösterdi. Önceki gece Mavi Kırmızt Beyaz renklerden oluşan bayrakların, balonlarm, dövizlerin. konfetilerin oluşturduğu miting dekorasyonu iyiydi. Ama, bu ikili şans denemesinin de, Gecen seçimdeki örnekleri gibi başarısızlığa mahkum olduğunun, katılanlar da bilincindeydi. İC KOMÜNİSTLER Drakapulos'un başkanlığındaki İç Komünistler, asıl Moskova yanlısı olarak bilinen büyük Komünist. partisine karşı, politikalarını Avrupa komünizmine ve Yunan milliyetçiliğine dayatarak, onların secmenlerinden oy alma cabasındaydılar. Orak cekiçli kırmızı bayrağın altına Yunan bayrağım da koyarak, kendılerinin «Kökü dışarıda» olmadıklarını belirtmek istiyorlardı. Ancak, seçimdeki büyük partilere yönelen kutuplaşma, Dış Komünistlerin son zamanlarda onları da okşayacak söz lerle kendilerine oy fstemesi, bu partinin de başlangıçtg^ sanıldığı kadar etkili olmayacağını aösterjyor. ÖTEKİLER Bunların dışmdaki öteki partilerin isımleri zaten akıl karıştırmaktan başka işe yaramaz. Hicbirinin ciddi bir varlık gösteremeyeceği tahmin ediliyor. Aralarında sadece «Demokratik Sol Birlik» ve «Markslst Lenlnist Yunan Komünist Partisi'nln Devrimcl Komünist Hareketi» (EKKE ML KKE.) gibi uzunca bir islm taşıyan goşist partiler, televizyonda kendilerine verilen kısa süre içinde bütün partilere hücum ederek söyledikleri sivrl sözlerle, kendilerini belli ettiler. Ama bu tabii oy alabilecekleri anlamına gelmiyor. Özetle pazar gecesl oylar sayılırken herkesin gözleri sadece üc partide olacak. Bayan Thatcher'ın (Baştarafı 3. Sayfada) ra cıkarttığı» için Thatcher'e lanet okuyorlar. Bir bölümü ise, «reddî mfras» kabilinden Başbakan'ın aslında «kadın olmadığını» kanıtlamak çabasında. Bunlar, Dışışleri Bakanı Lord Carrlngton'un bir süre önce bir TV mülakatında söylediklerini belg e olarak kullanıyorlar. Yaşlı başlı, durmuş oturmuş, ağır bir erkek olan Lord'a şu sorulmuştu: Hükümette slzin gibi bun ca erkek Bakan var. Kabine toplantıları sırasında, örneğin, bir kadınin emri altında çalışıyor gibi bir duypuya kapıldığınız olmuyor mu? Carrington diplomatik olmaya çalışırken, ağzından bakla çıkarma durumuna düştü: Biz Başbakan'ı bir kadın olarak görmüyoruz. Toplantı sırasında kadın olduğunu farketmiyoruz. BİR KADIN BİR ERKEK Thatcher'in «politik cerbeze si», «kadınlık cazibeslni» geri planda bırakıyorsa da, hanım lığına dil uzatanların sayısı yine de çok değil. Bunda kendi sinj destekleyen basınm payı büyük. Sık sık hanımlık yanı vurgulanıyor, ön plana getiriliyor. Örneğin Raquel VVelch'le, Bo Derek'le, ya da Dallaslı Pame la ve Lucy ile aynı cinsten ol duğu dolaylı olarak anımsatıl mak isteniyor. Muhafazakâr Parti Kongresi öncesinde ve sırasında yapılan nabız yoklamaları Bayan Thatcher'in gecen kongreden bu yana, delegeler arasında, büyük ölçüde desteğini yitirdi ğinj ortaya koyuyor. Kendisine isyan bayrağı açan milletvekillerinin sayısı giderek artı yor. Ancak yine de bu kongre d e ve yakın bir gelecekte liderlikten indirilmesi olasılığı yok gibi. Bu kendilerinin güclü oluşun dan cok, karsısına gerçek alternatif bir lider çıkamamasından. Kadın liderden aşağı yukarı ağzının payını alan muhafazakârların bu kez bir «erkek» yö neticı aradıkları muhakkak. Ama bunu şimdilik gerçekleşti rebilecekleri biraz kuskulu. Çünkü parti içinde Bayan Thntcher'e karşı muha'ofotin başını çeken ve görünürde bir alternatif izlenimi veren Edward Heath'in «erkekllk noktci| nazarından durumu» biraz netamelı iddıalara göre, kendısinın bundan oncekı Liberal Parti lıderj Jeremy Thorpe gıbı, müseccel olmasa da, önce özel zevkleri bulunduğu öne sürülüyor. DÜNYADA DUGÜN Ali SİRMEN (Baştarafı 3. Sayfada) ABD Mısır'a silâh gönderimini yoğunlaştırmıştır. Hiç kuşku yok ki, VVashington Kahire'nin Sedat politikasınâa direnmesini amaclamakta ve bir yandan Mübarek vönetimine yardımı artırırken, öte yandan baskı yı da artırmayı amaclamaktadır. Ama acaba Beyaz Saray, İsrai! üzerindeki baskısını yoğunlaştırarak, Camp David Anlaşmasına kesınlıkle uymasını sağlayabilecek midir? Eğer VVashington bu amaca yönelik çalışmalarında başarı kazanırsa bile, Mübarek Sina'nın kalan bölümımü de aldıktan sonra, Sedat'ınkine benzer bir çark edişle, içerde ve Arap dünyasında daha olumlu bir görünüm yaratabilmek ve kendi desteklerini artırmak için, yeni bir politika izleme yolunu tutar mı? Hele hele İsrail Camp David Anlaşmasına, Kahire'deki yönetimin gücsüzlüğünü ileri sürerek, uymama yolunu tutarsa, Mübarek tüm ABD baskısına ve denetimine karşın Sedat politikcsında nasıl direnebilecektir' Öte yandan, Sedat döneminde, Reis İle ortaklaşa bir girişimle übya'daki Kaddafi yönetimini devirmeyl plânlayan ABD, bu kez Mübarek aracılığıyla aynı maceraya atılabllecek midir. Yoksa Reagan yönetimi böylesi sonu belir olmayan bir girişimin, Akdeniz dengesinde tam ters sonuclar verebileceği gibi, Mübarek'in devrilmesine ya da daha da güç yitirmesine yol acacağını düşünerek, daha ılımlı ve akılcı bir çizgi izlemeyi mi yeğleyecektir? Doğrusu bu sorulara şu anda yanıt vermek çok güç. Şimdilik kolay yanıtlanabilecek tek soru, şu satırlar yazıldığı sırada sonucu belli olmayan, referandumun nasıl gelişeceğidir. Bu konuda, hemen herkes Mübarek'in yüzde 90'ın üstünde bir çoğunlukla referandum engelini rahat aşacağında birleşmektedir. Utkusu Mübarek'e mübarek olsun da, böylesin© bir oranla sandıktan çıkmış olmasmın, Mısır'dakl son referandumların ne denli gerçeği yansıttığı da düşünülürse, acaba yeni Reis'in gerçekten güçlü olduğu anlamına mı gelmektedir? İşte bu son soruya da yanıt vermek oldukça güçtür. lllerde (Baştarafı 1. sayfada) giren emekli öğretmen ve eski Bağımsız Belediye Başkanı Muzafier Ender de, halen Almanya'da bulunuyor. Bursa'dan Danışma Meclisi'ni temsil edecek olan eski Emniyet Müdürü Ismail Hakkı De mirel dün bir başka sevinci yaşadı. 1979 Aralık aymda emekli olduktan sonra avukatlık stajını tamamlayan Demirel dün cübbesini giydi. Avukat oldu. Kayseri üyesi Mehmet Feyzi Feyzioğlu da, şu anda İsviçre'de, Prof. Siyami Ersek de Kıbrıs'da bulunuyor. İllerden Danışma Meclisine giren üyelerin bazıları da bulunduklan kentlerde oturmuyor. xDiyarbakır'dan Ahmet Sarp Ankara'da, Vehbi Muhlis Dabakoğlu îzmit'te bulunuyor. Bitlis'ten avukat Necdet Gebeloğlu çalışmalannı İstanbul'da, Mardin'4en Doç. Beşir Hamitoğulları ise Ankara'da öğretim üyeliği yapıyor .Elazığ üyesi Emekli Tümgeneral Lami Sungur'un da Ankara'da bulun duğu belirtildi. Giresun üyesi Bahtiyar TJzunoğlu İstanbul'da Samsun üyesi Turgut Oral İstanbul'da, Çorum üyesi Ahmet Samsunlu İzmir'de görevli bulunuyorlar. 1960'DAKt 6 ÜYE Danışma Meclisi'nde, 27 Mayıs 1960'dan sonra kurulan Kurucu Mecliste de görev yapan 6 üye bulunuyor. Bunlar. CHP ve CGP'den milletvekilliği ve senatörlük yapan Mehmet Hazer, Türkİş kontenjanmdan Feridun Şakir öğünç, Prof. Feridun Ergin, Türkİş Kontenjanmdan Vahap Güvenç, Dündar Soyer'dir. ESKt SİYASİLER Danışma Mecüsine girenlerden daha önce TBMM çatısı altında görev vapan siyasiler Sadi Irmak, İbrahim Göktene (197377 AP), İsmail Arar (CHP'den Meclis Başkanvekili iken, istifa ederek 12 Martta kurulan hükümette Adalet Bakanhğı yaptı), Fennî tslimyeli, Abdullah Pulat Gözübüyük. (Baştarafı 3. Savfada) sayısının 1000'den 3000'e kabul edilen yeni öğrencj sayısı nın ise 150'den 600'e cıktığını bildirdi. Dekan Prof. Dr. Berkarda, sözlerini şöyle sürdürdü: «Üniversitelerde görülen ak samalar özerklikten değil, özdenetimin iyl yapılmamasından doğmaktadır. özerklik, üniversiteier için zorunludur. Bi limsel ve Idarl özerklik vanında mcrli özerklik de gerekmektedir.» DGSA DA ÖĞRETİME BAŞLADI İstanbul DGSA'nde de yenl öğretım yılına törenle başlandı. Akademi Başkanı Prof. Or han Şahinler, törende yaptığı konuşmada, ülkemizde iyi yetişmiş insan gücü boşluğunun büyük olduğuna isaret ederek «Bu nedrnle yüksek öğrenim pörmüş kisilerin savısmın çoğaltmak, ancak ıvi yetismis in sein aücü olarak blzlerin, tüm yüksek ö*renim kurumlnrının temel görevidir» dedi. Şahinler, gecen yıl Akademiden 163 öğrencinin mezun olduğunu, bu yıl da toplam 369 öğrencinin alındığını bildirdi. Profesör Emlak Kredi hizmetlerini yaygınlaştırmak için yeni şubeler açar. Daha çok şube, daha çok Emlak Kredi demektir. Daha çok Emlak Kredi, daha çok konut, daha çok ihracat, daha çok kredi, daha çok modern bankacılık demektir. (Baştarafı 3. Sayfada) Yunanistan, bölgedeki her ülkeden daha fazla «Batılı» olmuş iddıasındadır ya, en azından seçim sandıkları açısından bu iddıayı ileri süremez. Sandık başında, bu seçimde de hâlâ haremlik selamlık usulü, uygulanıyor çünkü. Oy kullanma hakkını ilk defa 1956'da elde eden Yunanlı kadmlar, pek çok seçim çevresinde ayrı sandıklarda oy verecekler. Seçimler sırasındaki bağımsız, geçici İçişlerj Bakanı Profesör Daskalakis Cumhuriyet'in bu konudaki sorusunu cevaplarken, bunun bu seçimde faydalı bir yanı da olacağını söyledi: Kadmlar oy vermeye sonradan başladığı için böyle bir alışkanlık doğmuş, dedı. Gerçi yeni seçim bölgelerinde karışık sandıklar da var ama, ayn sandıklar çoğunlukta. Bununla birlikte biz bu sayede bu seçimde ilk defa, seçim sosyolojisi açısından bir aşama yapacağız. Partiierin oy oranlarıyla adayların tercih işaretlerini erkeklere ve kadınlara göre ayrı ayrı hesaplayacağız. Aradaki fark kadın erkek arasındaki tercih farkını gösterecek... Bakanın açıklamasına göre, kadınlardan en fazla tercih alan adayların, seçim kazanmaktan başka, kadın göztiyle daha «yakışıklı» sayilmak gibi başka bir övünme nedenleri olacak. .lT,, Bakan bir dq şu görüşte: <*V . ,. Bunun kadınerkek esitliğl açısından sakınoalarınr öne sürenler var ama, belki de tam tersine. Çünkü kadmların, ericetlerin Istediği partiye oy vermeleri, yani onların etkisinde kcrimaları, asıl aynı sandıkta arka arkaya sıraya girlp oy verdlklerl zaman olur. Ayrı ayn sandıkta oy kullanırken bu etkl azdır. Bu bakımdan ayrı sandık, belki de kadm erkek eşltliğlni gerçekleştirmeye, daha fazla katkıda bulunan sandıktır. Yurt dışmdaki Yunanlılara gelince, Yunan seçim sistemlndö «mektupla oy verme» diye birşey yok. Tek oare ülkeye gelip ıkamet yerlerindeki sandık başına gitmeleri. Şimdi büyük partiierin çabası, taraftarlarının bunu ynpmasını sağlamaya çalışmak. Özellikle PASOK. yurtdışındaki Charter uçağı şirketleriyle işbirüği yaparak ve gizlice kısmî bir subvansiyonu da göz önüne alarak büyük bir «seçim turizm»i organizasyonuna girıştı. Almanya'dan Atina'ya gidiş geliş ücretlerini 300 mark oivarmda, aşağıya düşürdü. «Yeşil Jet»ler diye adlandırılan 14 uçak çeşitli Avrupa şehirleriyle Atina ve Selanlk arasında durmaksızın uçuş yapacak. Ayrıca «Yeşil Otobüs»lerle de Atina'ya çok daha ucuza işçi gelişi de başladı. Pire'de iki rakip İşte çok yönlü ve modern bankacılık hizmetlerimizden daha çok kişinin yararlanmasını sağlamak için açacağımız 13 YENİ SUBE: ERBÂA/Tofcat NİKSAR/Tokat OFİS/Diyarbakır GÂZİEMIR/lzmir SANAYİ SfTESİ/Antalya FATSA/Ordu SUSURLUK/Balıkesir KARAMIÜRSEL/Kocaeli GARAJLAR/Sakarya DÜZCE/Bolu OEVEÜ/Kayseri 8V8ERAM SAMAYl/Konya 19Ekim 1981 20Ekim 1981 21 Ekim 1981 26 1981 2Kasım1981 2Kasım 1981 13 Kasım 1981 16Kasım 1981 17 Kasım 1981 18Kasım1981 23 Kasım 1981 27 Kassm 1981 30 Kasım 1981 (Baştarafı 1. Sayfada) Üyeler Meclisteki çahşmalannda açıkladıklan görüşlerinden ve kullandıklan oylardan sorurnlu tutulamayacaklar. Üyeler sadece yeminlerine ve vicdanlarına bağlı olarak görev yapacaklar. Danışma Meclisi üyelerinden biri hakkmda verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi Kurucu Meclisin huıcuki varlığmın sona ereceği zamana ertelenecek. Ağır cezayı gerektiren suçüstü halinde, yetkili makamlar olayı derhal Danışma Meclisi Başkanhğma bildirecekler. KADROLARI ÎLE İLİŞKİLEKİ Kurucu Meclis hakkmdaki yasaya göre, devlet veya öteki kamu tüzel kişileri ile bunlara bağlı kurum ve kuruluşlarda görevli iken Danışma Meclisine seçilenlerin, kendileri istemedikçe kadrolan ile ilişkileri kesilmeyecek. Bu gibiler görevlerinden aylıksız veya ücretsiz izinli sayılacaklar. Üyeler, Danışma Meclisi Genel Kurulu ve komisyonlarındaki görevlerini aksatmamak koşulu ile mesleki faaliyetlerini sürdürebilecekler. Danışma Meclisi üyeleri devlet ve öteki kamu tüzel kişileri ile bunlara oağlı kurum ve kuruluşlarda, devletin ve öteki kamu tüzel kişilerinin doğrudan doğruya veya dolayısıyla katıldıkları ve ilgili oldukları teşebbüs ve ortakîıklarında görev alamayacaklar. Bunlara ait herhangi bir taahhüd işini doğrudan doğruya veya dolaylı olarak kabul edemeyecekler. Üyeler bunların taraf olduğu anlaşmazlıklarda temsilcüik, hakemlik veya vekalet görevi de yapamayacaklar. tSTlFA VAR tstifa eden veya Danışma Meclisi üyeliğine seçilmeye engel bir suçtan dolayı kesin ola rak hüküm giyen veya kısıtianan bir kimsenin üyeliği başka bir karar almaya gerek kaımadan düşecek; Danışma Meclisi Genel Kurul ve Komisyorı çalışmalanna özürsüz olarak. bir ay içinde toplam beş gün ka tılmayanların Danışma Meclisi Genel Kurulunca üyeliğinin düşmesine karar verilecek. Danışma Meclisi'nin İNSAN HAKLARI VE TEMEL HÜRRİYETLER Yasada Danışma Meclisina seçilenlerin görevlerine başlarken soyadı sırasına göre and içecekleri belirtiliyor. And metni şöyle: « Danışms Meclisi üyesi olarak çalışmalarımda devletin varlığı ve bağımsızhğı, ut< kenin ve milletin Jbütünlüğü ve bölünmezliğini koruyacağıma. Toplumun huzuru, milli da* yanışma ve sosyal adalet anla^ yışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsündcn ayrılmayacağıma, hukukun üs* tiinlüğünü sağlayacak demokratik ve lâik cumhuriyet ilkelerine bağlı kalacağıma namasıım ve şerefim üzerine and içerim». ÎÇTÜZÜĞÜ KENDtLERt YAPACAK Yasada Danışma Meclisinin çalışmalarını kendi yapacağı içtüzük htikümlerine göre yürüteceği belirtiliyor. Danışma Meclisi'nin ilk toplantısmdan itibaren en geç 1 ay içinde 15 üyeden oluşan bir Anayasa Komisyonu seçmesi gerekiyor. Danışma Meclisi üye tam sayısının salt çoğunlugu ile toplanacak ve aksine bir karar bulunmayan durumlarda toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verecek. Uyelerin (Baştarafı 1. sayfada) Danışma Meclısı'ne seçılenler ilk oturumda soyadı sırası na gore and ıçecek. İkinci otu rumda ise bir başkan, iki baş kan vekili, dört kâtip ve iki idareci üyeden oluşan başkan lık rtivam secüecpk 1950 doğumlu Pomak'ı 1947 doğumlu Cemii Çakmaklı ızliyor. Sadi Irmak'ı ise 1912 doğumlu Ahmet Necıp Bilge 1916 doğumlu Ragıp Tartan ve 1918 doğumlu Etem Ayan izliyor. En genc üye Pomak İşietme Fakültesı mezunu, Pomak Danışma Meclısı'ne seçiimedsn önce Malıye Bakanlığı Gelırler Genel Müdürü Yardımcılığı'nda bulunuyordu. Danışma Mec lisi'ne Çanakkalfi'den secilen Pomak evli ve 3 çocukiu. TÜRKÎYE EMLAK KREDİ Konut kredisinden ihracat işlemlerine, modern şehirler kurmadan yurt dışı döviz tevdiat hesaplarına kadar uzanan modern bankacılığı çok yönlü olarak uygulayan Emlak Kredi, üstün hizmetlerini yurdun her yerine yaymaya kararlıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle