17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 lacak şey değil ya, yarın uluslararası terörizm örgütlerinden biri 66 yıl önce gec miş bir olayı bahane ederek, Türkiye'yl bir y«re itmek amgcıyla Fransa'daki Türklerin tümünü birden öldürmeye kalksa bütun Fransız ba8inı, radyo ve televlzyonlorı tişte, diyecekler, 66 yıl önceki soy kıyımının öcü alınıyor!...» Gazetelerde, radyo ve televizyonlarda Errnenl terorist örgütlerinin bildirilerl yayınlanacak. Gazetelerin birinci sayfalarını vt> televizyon ekranlarmı 66 yıl öncesinden kalma reslmler süsleyecek. Eğer o dönemden kalma resimler yoksa, ne çıkar, Alman kamplarından kalma resimier de kullanılabilir. Ye« ter kl altına «1915 Ermenl soykıyımından anılar» diye. bir resim altı konabilsin.. Çünkü böy lesi de göröldü. Türkiye'yl tanısın tanımasın herkes bizim öldürülmemizi neredeyse haklı bulacak.. Hani neredeyse, «Oh olsun!...» diyecekler. İşte böyle bir kamuoyu oluşturul du dünyada.. OLAYLAR ve GÜROŞLER 15 EKİM 1981 O Buna Irkcılık Derler! FRANSIZ BASIN VE SÖZLÜ YAYININA GÖRE SANKİ ERMENÎLER TÜRKİYE'DE 60 YILDAN BERİ BAĞIMSIZLIK SAVAŞI VERMEKTE.. NAZİ KAMPLARINDAN RESİMLERİ BİLE «1915 ERMENİ SOYKIRIMINDAN» DİYE YUTTURUYORLAR. BU TüTUM HİÇ BİR AHLAKA SIĞMAZ. Hıfzı TOPUZ lar; «terorist» sözü hic ağızlarındpn ciKmadı.. Türkiye/yi yakmdan tanımayan orta düzoydeki FransızJarın bütün bu yanıltmaların ışığmda vardıkları kanı şu oldu: Türkiye'de 60 yıldan beri Ermeniler bir gerilla savaşmı sür dürmektedirlerl... (Francelnter Radyosunda günün haberlerini özetleyen gazeteci 25 Eylül euma sabahı saat 9 bülteninde böyle dedl..) Ermeniler Türklye'de bir bağımeızlık savaşı vermektedirler (!). Ermeni haklarını savunan kişiler hapse atılmışlardır (I). DışarıdaKİ Ermeniler de onların haklarını savunmak ve on ları kurtarmak icin eyleme girişmişlerdir.. (!) Radyo ve televizyonlar olayı böyle yorumladıklan icin hglk bunu doğru sayıyor, Hic kimse Türkiye Cumhuriyşti kurulduğundan be ri Türkiye'de Türklerle Ermenilerjn tam bir kardşşlik havası icinde yaşadıklarını ve oralarında hiç bir olay çıkmadiğını Dilmiyor.. Bu nu anlatamıyoruz.. Basında, hem de dünyanın en ağır başlı ve en oiddi eayılan gazetele rinde terorist örgütleri savunon, ırkcılığı kışkırtan ve eski kinlerl körükleyen sayfa sayfa ilanlar cıkıyor ve hiç kimse bunun basın ahlâk kurallarına aykırı olduğunu belirtmıyor.. Irkçılığa düşman olduklarını bas bos bağıran Fransızlar ağızlannı açıp tek sözcük eöylemiyorlar. Her terörizm olayından sonra televiz yonda teröristleri savunanlar coğunlukta olu yor. Objektif görünmek için zaman zaman bir Türke söz hakkı verilse bile bunun dörtte birini yayınlpyıp konuşmayı kuşa çevirlyorlar (Son olayda Elcilik müsteşarı sayın Suha Noyan'ın konuşmasını İşte böyle yaptılar.. 1974' 1979 güzünde bir araştırma yüzünden Orta Anadolu illerinden birinin bir köyünde, orta hallice bir ailenin evinde, o evin kadınına bazı sorular sor mak üzere bulunuyordum. Oda ya girip tam buyur ettikleri yere oturacağım sırada yanımdaki köylü kızlarından biri «aman» deyip, fazlaca incelen mese minder samlacak birşeyi altımdan çeklp biraz uzağıma koydu. Evin kadını, 2223 yaşlarındaydı. «bırak ezilsin, ölsün de kurtulayım» diye homurdandı. Sözkonusu olan bir haftalık bir bebektl. Genc annenin evleneli beri gecen beş yıllık yaşamınm dördüncü bebeğiydl ve istenmlyordu. Gele* cek yıllarda sıkça raslayaoağımı henuz bilemediğim bu söz ler kanımı dondurdu. Bezler arasmda güçlükle vızıldıyan bir haftalık o çocuğun geleceğlnl düşündüm İster istemez; anne8lne baktım. Istemediğl bir bebeğl dünyaya getirmeme8l icin ona hiç kimse, hiç bir aşamada yardım etmemlştl. Yoksa blrllerl yardım etmeye kolkmış mıydı? Evet, bir yıl kadar önce köylerine nüfus planlaması eğitiml vermekle yükümlü uzmanlar gelmişlerdf. Fazla ayrıntıya girmeye lüzum yok, aldıkları eğitimin sonunda öğrendikleri doğum kontrol haplarını erkek ler kullanmaya başlamışlar (bu haplar kadınlar icindir) ve bir takım yan etkllerl yüzünden bir süre sonra hap kullanmayı bırakmışlardı. Ve tabii bu sırada cocuklar olmaya devam ediyordu. Bu küçük anıyı aktarmamın nedeni, türlü elverişsiz koşula karşın görevlerini yapmaya ça lışan bir avuç insanı hedef olmak istemem değil. Türkiye'nin, öz*ellikle kırsal kesim insanlarının içinde bulundukları durum herke6ln bildiği birşeydir. Gerek onların gerekse onları eğitenlerin eğitilmesi, uzmanlarca yeniden ele alınıp uzun uzadıya gözden geclrilme yl bekleyen konular. Bu yazıda coğu kimsenin blllp bazılarının bllmemezllkten geldlklerl ve çok önemli olduğuna Inandığım bir noktaya kısaca değinmek Istiyorum; kadınların birer üreme ve zevk aletl olmadıkları gerçeğinln bfr uzan tısı olarak eon zamanlarda olanca yoğunluğuyla gündeme gelmiş bulunan kürta| konusuna. insanlar clnslyet kıstasına göre kadın ve erkek olarak iki ye ayrılırlar. Ylrminci yüzyılın Insan hakları konusuna en önemll katkılarından biri de bu ayrımın yalnızca clnslyet organlarıyla smırlılığını, dfğer bedenset ve zlhlnsel etkinliklerde ikf clnsin benzer koşullar altında eşltllğinl vurgulaması olmuştur. Özellikle azgellşmiş toplumlarda tüm acımasızlığıyla ortaya çıkan olgu, bu eşitliğin toplumsal alanda kadınlar aleyhlne olabildfğince bozuk oluşudur. Yüzlerçe yıllık biçimlenmenin sonucu olan bu durum, hiç kuşkusuz kişinln içinde bulunduğu toplumdan, toplumsal kesimden, sınıfından, eğitim düzeyinden, vs..., bağımsız olarak düşünülemez. Düşünülmemelldir de ama. Insanların kadın erkek daha iyl, daha hakço bir düzeye gelmelerinin kadınların ezilmişliklerinden kurtulmalarına yetece ğinl varsaymanın altında kanımca lylmser bir aldırmazlık yatmaktadır. Hiç kimse Radınların hâlö . para karşılığında alınıp sotıldığı, beğenllmezse bir kenara ftrlatıldığı, sık sık aşağılandığı hatta kolayca öldürülüverlldiği bir toplumda hsana saygı olduğunu söyleyemez. Bu ve benzerl konularda ülkemiz te Kıbns olayları sırasında buna benzer bir kısıtlgma olayı da Fransız televizyonunda benim başıma gelmişti..) Fransa'da rejim ne olursa olsun sankl her zaman hüktımetlerin tutumunu aşan bir Doğu düşmanlığı vardır. Bunun kökü belkl de hıristiyanlığa dayanır. Hıristiygn olmayanîarı gşnellikle halk biraz köcümser, Hanl blz ağzımızla kuş tutsak nafiledlr.. «Aferin» filan derler, hepsi o kadar, unutulur gider.. Bir de şu var; Fransa'dakl Ermeniler Fransız vatandaşı sayılırlar. Oy hakları vardır. Partiler de bunları kazanmak isterler. 19. Yüzyılda Yunanlılar ve Bulgorlar Osmonlı yönetimine karşı bağımsızlık savaşı verdiklerl zaman Fransızlgr. Fransız İhtilâlinin özgurlükcü ku raliarı icinde onları Osmanlılara kflrşı dt»steklemlşlerdi. Onu anladık ama. buoün fermeniler Türkiye'de baâımsızlık sovaşı mı verjyorlar? Nasıl aldatıyorlar Insanları. Saşimlzl duyuramıyoruz Uluslgrarasj yalanlama (tekzip) hakkı diye bir şey de yok. Her şey yayın fnüdürünün insafına kalmış. isteyen aklına gelenl söylüyor ve 'yutturuyor. Sl* yırtının Istedlğlniz kadar.. Irkçılığı köröklemek çok tehllkell bir «eydir. Biz gerçekten yıllardan berl ook büyük bir olgunluk gösteriyoruz. Bu oyunlara gelmedik Türkiye'deki Ermenl kardeşlerimizin hiç kimse cok şükür kılına dokunmadı. Biz olaylara östten bakmasını blldik. Yabancı ülkelerde fildü •*• Blz Istediğimiz kadar «Cumhuriyet Türklye'sinin, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılmış olaylardan hic bir sorumluluğu yok' tur..» diyelim, bunu anlatmasını beceremiyoruz.. Anlatamıyoruz., Sonunda hep bizi vuranlar haklı görülüyor. Bize karşı dışarıda bu kaçıncı terörlzm olayı?... Hiç bir olayda da hic bir iletişim aracı bizl savunmadı, gerçekleri yansıtmadı Herkes hep bize karşı. Anlaşılır gibi değil. reza!et. İstediğimiz kadar «Biz Avrupalıyız, biz siz deniz» diyelim, kimse bizi takmıyor.. Paris Başkonsolosluğumuzun basılması da bu ters tutumun son bir örneği oldu. Rad yo v© televizyonlar olayı yerlnden izleyerek sı cağı sıcağına dinleyici ve seyircilere duyurdu lar, Ama nasıl?... Hangl açıdan?... Hangi gözlerle?... Fransız iletişim araclarının bilinç II ya da bilinçsiz |ş birliği ile Fransa'daki terörist örgütlerin sözcülerl yenidan Törklye'ye karşı bir provokasyon havası yoratmayı başardılar. Fransız basını, radyo ve televızyonla n teröristlerden söz ederken hep boyük bir özenle «Ermenl komandosu», «Ermeni grupu», «Genc Ermeniler» gibi şözcükler kullandı rölen yurttaşlarımızın öcünü almaya yönelen sapıklar cıkmgdı. Böyle bir olgunluğa ve serin kanlılığa a* rastlarsınız dünyada. France • Soir'ın yayınladığı istatistiklere göre yabancı ülkelerde Ermenılerm Türklere karşı düzenledıkleri saldırı ve suıkastlerin sayısı 135'ı bulmuş. Yazının başlığı da şu: «Genç Ermeniler 1915 soy kırımmın ocünü almak icin 135 (adam öldurme) olayı duzenledıler.» Her fırsatta bızı «barbar» saymayo heves edenler ne buyuk bir celışkı ıcindeler. Dişarıda 135 saldırı olayı, duzenlenmış ve biz öc alacağız diye kimsenin kılına doKunmamışız. Bizi daha ne kadar kışkırtacaklar? Nereye varacak bunun sonu? Çoeukluğumda ve gencliğımde hep Ermenl grkadaşlarım ve hocgiarım oldu. Kürkçüyan1lar, Bedros Beyler belki bızden fazla Türktüler? Kartal'da, Harbıye'de, Galatasaray'da, aaha sonra Babıâlıde Ermenilerle hep kardeş gibi bir arada yaşadık. Hic bir zaman birbirlmizi kırmodık. Hiç onlara «Sen Ermenisih. biz Türküz» demedık. Fransada da hep böyle oldu. Yıllarca Ermeni dostlar edindım. Ermeni bakkallardan alış veriş ettim. Ermenl lokantalarında yurt özleml glderdim. Ermeni kökenli sanatcılar; her zaman en yakın dostlanmın arasında saydım. Agop Arad'ı. Hllda Yosmayan'ı, Ara Güler'i nasıl boşka türlü görebllirdim? Şimdi Paris'te zaman zaman bazı Ermenilerle karşılaşıyorum. Nasıl üzülüyorlar bu olaylardan dolayı? Özür diledıklerl oluyor; «ankl kendi sorumlulukları varmış gibi. TerörİBtlerl tutan daha tek Ermeniye rastlamadım. Teröristler her halde cok ufak bir azınlık. Ama onlar etklll oluyor. Onlar Ismall Ereze düşman, Yrlmaz'a düşman, Selcuk'a düşman, Kaya'va düşman... Nlye? Neden? Türk oldukıarı |çln. Ne korkunç bir ilkellik! Ne korkunç bir ırkcılık!... Eğer insanlar hiç bir sorumluluktarı olmadan, eadece bir ulustan oldukları İcin saldırıya uğruyor ve öldürüluyorlarsa buna düpedü? ırkcılık denir. Basın, radyo ve televizyonlar da bu saldınları savunuyor ve gerçekleri yonsıtmıyorlorsa onlar da ırkçılığın hizmetindedir. Ne derseniz deyin. çok gellşmlş ülke olmakla da durum değişmiyor!... larla düşükler yapıimakta ve ehil olmayan ellerin gerçekleştirdiği bu ameliyeler kadın ölümlerine, sakatlanmalara, aşı rı kanamayla varsa hastaneye müracaatlara varmaktadır. Kür taf bir ameliyattır ve hic kimee gerekmiyorsa ameliyat olmak istemez tümcesinin ışığında, en deneyimslz doktorun bile herhangl bir kişiden daha be cerikli olacağı varsayımı eğer doğruysa, böyle bir yasanın kabulünü insan sağlığına yapılmış bir ormağan olarak dü şünmek gerekir. çeşitli vesilelerle ve bu arada kürtai yasasına ilfşkin olarak da gündeme gelen bir başka konu, evllllk dışı llişkiler konusu. Kürtajı serbest bırakmanın toplum tarafından hoş görülmediği ve terblye dışı olarak algılandığı ileri sürülen evlilik dışı illşkileri teşvik edeceğl türünden bir var sayımla hareket etmek, toplum hakkmda çok az bllgiye sahip olduğunu yansıtmaktan öteye gidemer. Evlilik glb) evlilik dışı illşki kurumu da top lumdaki iktfsad) ve toplumsal bazı değişmelerin ürünüdür. Belli katmanlardaki kişiler için nasıl düşük öldürücü bir sorun olmuyorsa, evlilik dışı llişkl sürdürmek veya bu ilişkiden çocuk sahibi olmak da sorun olmaz. Bu tür yasaları zorlayıcı değil de kolaylaştırıcı ola rak görmek ve toplumun gelenek görenek ve inanışlarının değlşmeslnin başka koşullara bağlfc olduğunu anlamak, evlilik dışı ilişki umacısını galiba şimdilik ortadan kaldırmaya ye ter. Kaldı ki, bir parçası olduğumuz ve hızla daha fazla blr parçaeı halin e geldiğimlz dün yada bu konuda çok llglnç gellşmeler olmakta, Insanlara ev lilik gibi evlilik dışı llişkjlerinde de kendi özgür Iradelerini kullanabilme olanaklan tanınmaktadır. Azgelişmlşlik bir yazgı değil, boşoçıkılabilir bir olgudur ve bunun halledilmesl sürecln de, sınırlı olanaklardan yararlanıp belli mevkilere gelmiş In sanların clddi sorumlulukları vardır. Kaynakların kısıtlılığı gözönünde bulundurularak nü fus artışı önlenmek isteniyor8a, kuşkusuz bunun en lyi yolu varolan ucuz ve tehlikesiz doğum kontrol yöntemlerine işlerlik kazandıracak önlemler almaktır. Ama şimdillik. barışa ve sevglye dayanan bir toplum yaratmanın önkoşullarından blrlnln, en temel Insan Hllşklslnln: ana oocuk blrlikteliğinin sağlıklılığında yattığını gözardı etmemek, ann© ve çocuklara sevme özgürlüğü de vermek gerekir. Akslnı düşünenlere, Türkiye'yl dolaşmalannı ealık verlrim. Cumhurıyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adma NADİR NAPt Ganel Yayın Müdürü HASAN GEMAL Müessese Müdürü EMİNE UŞAKLIGÎL Yazı İşleri Müdürü OKAY GÖNENStN Basan ve Yayan : Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik T.A.Ş. Cağaloğlu Türkocağı Cad. 3941 Posta Kutusu: 246 İSTANBUL Tel:2097 0S BÜROLAR: • ANKARA: Konur Sokak 24/4 YENİŞEHİR Tel: 17 88 25 17 58 66 îdare: 18 33 35 • ÎZMtR: Halit Ziya Bulvarı No: 65. Kat: 8. Tel: 25 47 09 13 12 30 • ADANA ı Atatürk Caddesi Türk Hava Kururau Iş Hanı, Kat: 2, No: 13 Tel: 14 550 19 731 TAKVİM îmsak 5.28 Güne* 7.09 15 EKtM 1981 ö|le Ikindi 13.00 16.05 Akşam 18.30 Yatn 20.00 1931 GumhuriYet 15 EKtM 1931 Otobüsleri belediye işletecek tstanbul Belediyesi şehir dahilinde otobüs işlet mek imtiyazım almak üzers hükümet n«zdinde te« şebbüste bulunmuştur.. Bu talep kabul olunduftu takdirde Belediye mevcut otobüs sahiplerinln hu kukunu ziyana ujtrfttm»mak İçin çeşitli tedbirler ds alacaktır. Bursa'da bir hanım spor kulübü açtı «Şehit Kubilay» dıırs» 14 (Hususl) izafeten bir spor kulübü Bütün Bursa'hlarc* seviaçmıştır. len eski mektep müdürü Zehra Hanım şehrimizde Dil Savası OKTAY AKBAL or Kürtaj ve Gercek KÜRTAJ, UYGULAMADA ÇOK SIK BAŞVURULAN BİR ÖNLEMDÎR VE YENt YASA TARTIŞILIRKEN ASIL BÜNÜN ÜSTÜNDE DURULMALIDIR I îstanbul'abirtayyare dolusu kırlangıç geldi Macaristan'dan tayyare ile altı sandık dolum kırlangıç gelmiştir. Bunlar bu sene Avrupa'da kişm birdenbire başlaması üzerine yollarını şaşırarak sersem bir halde kırlara düşen kuşlardır. Bunlar tstanbul'da yem yedikten sonra serbest bırakılmıslardır. Yarm da şehrimize bir tayyare dolusu kuş gelecektir. Hayvanlan Ko ruma Cemiyeti bunlara da yem verecektir.. Muallim kütüphaneleri tlk mektep muallimleri ne mahsuıs olmalc üstere seh.rim.izin muhtelif mıntıkalannda açılacak olan yirmi beş kütüphanenin hazırhklan tamamlanmıştır. Bu ktitüphaneler önümüzdeki cumtrtesiden itibaren açılacaklardır.. K" * i fe ^4 ı; * r Bu yıl Türk Dil Kurumu'nun dil ödüllerlnden birinl 'DU ile Ekin' adlı kitabıyla Aydın Köksal kazandı. Aydın Köksal, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi. bilgisayar uzmanı bir bjlim adamıdır. Türkiye'de yenl yenl gelişen bir bilim dalının sayılı uzmanlarından biridir. 'Dil ve Ekin' adlı kitabının önsözünde şöyle diyor: «Türkiye'de devrim başladı, bitmedl. Aydın Atatürk devrimcileri Türk toplumunu çpğdaş uygariık düzeyint çıkarma savaşımını sürdürtiyoriar. Savaşımın kazanılması büyük halk yığınlarının yaşamındakı durgunluğun sonu olacak. Ancak ekinlmizln vardığı durağırt kendiliğinden, evrimle aşılmasmı bekleyemiyor Türk Insanı... Devrimse, ancak eklnsel örüntüyü yarotaoak blçimde bütünleşen bir dlzi devrimle gerçekleşeblllr. BÜtün toplumsal kurumlarla birlikte dllin de devrlmde bir yeıi yok mu? Türkçe . Osmanlıca savaşımının toplumumuzda büyük eürtüşmelere yol açması dildekl değlşmenln eklnlmlzde ne denll büyük bir değlşmeye ortam haııriadığının tutucu çevrelerc e blllnmeslnden ya da eezllmetinden olmalı. Benzer bir bilinç ya da tezglyle devrimel de dil sorunuyla llglleniyor.» Dil tartışmalarının Içinde ve ardında görülen gerçek budur: Türkiye'yiilerlbirdüzeye götürmek Isteyenlerle. onu, gerılere sürüklemek çabasındakilerin çatışması.. Buna gercek Atataürkçülerle, Osmanlıcıların kbvgası da diyebıllrlz. Yirmiotuzyıl öncelerl 'olay'a, 'ilgi'ye, 'konu'ya karşı çıkanlar bugün bunları benirrtsediler. En hızlı dil gencilerinin yazılarında bol boı 'uydurma' dedikleri sözcükier yer alır. Bunların en 'hızlı'larından blrinin Bay Ercilasun'un SISAV toplantısında yaptığf konuşmadan 'uydurma' dedikleri şu sözcüklerl çıkardım: Yıkım, dergl, boyut, gelişme, yazar, başarı, yıl, konu, direnç, örnek, alan, düzenlilik, kavram, aydın, savaş, bakımından, azınlık, tartışma, çoğunluk... Evet, Osmanlıca yandaşları »avundukları 'gerici' tutumlarını bile türkçe eözeüklerle yapmaktalar artık münakaşa, ekseriyet, mefhum, saha, misa), muharrir, mecmua, diyemiyorlar! Konumuz bu değil. Aydın Köksal'ın ödOI kazanan kltabınin tutucu bir gazetenin 'malum' klşllerlnce en ağır saldınlcra uğratılması... Bu kişilerin şaşmaz bir yöntemi vardır. Ahmet Rasim'den, ya da ömer Seyfettin'den bir parca alırlar 'bakm derler altmış yıl önce yazılmış, bugun okuyorsunuz, anlıyorsunuz', yanına bllimsel bir yazıdan, bir çevirıden bir parça koyarlar 'bir de bunu okuyun da ne anladığınızı bize söyleyin' diye eklerler. Bir öyküaen, bir gündelik gazete yazısındon hem de o dönemde bile an türkçeyi savunmuş yazarların yazısınd a n yaptıkları bir alıntı ile bilimsel deyimlerle dolu bir yazı nasıl yanyana getirilebilir? ömer Seyfettin'den bir parca aldınmı, yanına bugünün bir öykücüsünden seçeceksin örneği... öykü ile bilim yazısı nasıl karşılaştırılır? O bilim yazısı Osmanlıca ya da Inglllzce. Fransızca olarak okunsa sanki o bilim dalının dışındaki bir kişi bir şey anlayacakmış gibi!... Aydın Köksal'ın 'Dl| ve Ekin'inden bir parca seçmişler, oraaa 'deyi" diye bir sözcük var, 'ne demek bu diye soruyorlar, hem de Sayın Evren'le, Sayın Ulusu'ya, 'yük8ek nazarlarınıza sunuyorum' diyerek önemll bir Iş yaptıklarım samyorlarl Köksal 'içgüdü'. 'tür", 'blrey', 'özgü', 'sovut' gibi sözcüklerl kulianmış, ne var bunda? Sanırım Sayın Devlet Başkanı da Başbakan da, Sayın Sağlam'la, Sayın Baban da bunların ne anlama geldiğinl cok iyı bilirler. Uzun yıllardır kullanılan sözcüklerbunlar.. Şimdi arasam Baban'in yazılarından, devlet adamlarımızın söylevlerinden bunlara benzer nice 'öztürkce' sözcüğü kolayca bulabilirım. Bir 'deyl* var, Köksal'ın yenl bir sözcük olarak kültür diline kazandırmak istedlği... Kitabının arkasına bir 'sözlük* eklemiş. orada hepsinin yabancı düde karşılıkları yazılı... Deyl langagekarşılığı olarak önerilen bir yeni sözcüktür. Langue'ın karşılığı Osmanlıcada llsan, türkçede dil, ama langage'ın ; türkçes yok, Köksal da 'deyi'yi öneriyor. Ne var buna bu kadar öfkelenecek, işı Devlet Başkanına, Başbakana 'ıhbar' etmeye kadar ileri götürecek? Bu tutucu kişilerden biri 'Dil Akademisl Istlyoruz' sdlı yazısındo TDK'na yaptığı saldırılarda hızını alamamış, sözü Atatürk'e kadar getirmiş, dlyor kl «Atatürk'ün, yanl milletin parasıyla ödüllendirilen bir kitabın şu cümlelerlnden bir şey anladınızsa...» Burda uzerinde durulacak nokta, «Atatürk'ün, yanl milletin paratı» sözlerldlr. Atntürk parasmı CHP'ye bırakmış. ama bir koşulla: bu paranın geliri Dil ve Tarlh Kurumlarına verilecek... Atatürk'ün 'kendi' parası, istediği yere verlr, Istedlğl yere harcar... Nasıl ki Bay llıcak, 'kendi' paralarını Istediğı gibi harcar, kimse de bir şey demez. «Bay llıeak'ın, yanl milletin parası' diye bir söz söyleyen yok... Peki. Atatürk'ün parası nasıl 'milletin parası' sayılıyor? Atatürk bu parayı. milletin cebinden, kesesinden, hazlnesınden ml almış demek ister bu malum kişi? İkide bir Atatürk'O küçültmeye cabalamaktan pek hoşlanan bu adam zaman zaman bardağı lyice taşırıyor... 'Atatürk'un, vanl milletin parası...' ne demektlr? Sayın Devlet Başkanı, Sayın Başbakan, Sayıp Mıili Eğitim ve Kültür Bakanları bu 'malum' kişiden bu 8o 7 ıi n anlamını sorsalar hıc de vanlış bir i$ vnpmıs o\ma?'nr .. Serap CAN A. 0. Slyoscl Bllgiler Fakültesl kadınlarının bllinçll blr eylem blçlminl secip yetklli makamlara baskı yapmasını şu an için bekleyemeyiz; azgelişmiş toplum özelliğl oton demokratik yollardan baskı unsuru olamama durumu azgelişmiş ülkenin en az gelişmlş insanı olan kadınlar İçin daha da gecerlidir. O zaman devreye devlet girer, daha önce de olduğu gibf kadınlara bazı hakların verilmeei için değişiklikler ve yenilikler yapar. Bunların yerleşip benimsenmesi, uygulanması Ise kuşkusuz zamanla gerçekleşecektir. Son günlerde Ozerinde sıkca durulan, Istenmeyen gebeliklerln doktor müdahaleslyle ortadan kaldırılmasını serbest bırakan yasaya lllşkin tartışmalar nedenee daha ziya de nüfut planlaması konusu etrafında yoğunlaştı. Son de rece gerekll ve anlamlı olan bu yasaya korşı çıkanların bel ki de gerçek düşüncelerini sak lamak icin bir örtü olarak kul landıkları, kOrta|ın blr nüfus planlaması yöntemi olomıyaca ğı savı zaten bilinen blrşeydir. Blllnen ama, yasal olmadığı için tam rakamlorla Ifade edil mesl olanakştz olan boşka birşeyse, kürta|ın uygulamada sıkça başvurulan bir önlem oluşudur. İşte üzerlnde asıl durulması gereken de bence budur. Çünkü sözkonusu başvuruların önemll bir kısmı doktor müdahalesl olmadon, köylerde, kasabalarda, belkl de kentlerde olmaktadır. Dölyoluna semlzotu sapı, asma yaprafiı koymak, kaya tuzuyla bitmez tükenmez yıkamalar yapmak, hergün vüeudun kabul edebildlğince (I) gripin • aspirln lcip odalarda koşuşmak gibi akıi almaz Hkellikteki vol MERKEZ AJANS tçın ' Ttîlcsek o\m\ mezoıra 21 yıl deneytmff MUHASEBE ŞEFÎ MUHASEBE YARDIMCILARI Ticaret llsesi mezurm, £3 y\l deneyttnU En az lise mezunu İyı daktilo bîleu RESEPSIYONIST SEKRETER Isteklilertn 14 15Ekim görılerî saat 16 3018 30 arasında aşağıdakı adrese başvurmalan nca olnntır Başvnrnlar kresınlıkle gızlı tutulacaktı; Abdl Ipekçı Cad Kadırg^lar Apt 593/1 Maçkalstanbul arasurmaa yazariar Turkıye illerinin ekonomfk vc sosyal' yapılarryla tlgiii araştırma yapabılecck> mciın kalemc alabilecck \ Sosyal bılırnlerdc yuksek öğrcnım görmüş Almanca vc Fransızca bîlco Eskı yazı bilcn (transkripsiyon yapabılecek) araştırmacı yazarlar aranıyor. * Ilgilenenier ıçio başvunı adrcsi: ANADOLU YAYINCIL1K A.$. Lamartin Cad. 915 Taksim Te! 49 46 39 (17 Çkim Cumanesi $Qat 9 / J arasi) Sayra Dolrtor ve Eczaolar» Non • Sedatif, Non Antikoiinerjık VUozazıne 50 mg Antidepressif Piyasaya Sunulmuştuj1 Vüoksan (Vîvalan) IC1 lisansb Viloxazine HCL ile imal Doğu İlaç Fabrikası A.Ş. İLAN BAKIRKÖY 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 981/1198 Karar No: 981/1024 Murat ve Rakibeden olma, 1975 D.'lu kücuk Nuran'ın vesayet altına alına rak kenoisine istanbul Eyüp, Yenidoğan Cilt 022/ 01, Sahife 68, Kütük 68'de nüfusa kayıtlı Eyüp ve Güllü kızı, 1931 D.'lu Emln f i Temiz'in vasi olarak atanmasma 16.9 1981 tarihinde karar verildiğl llan olunur. (B: 8207) 8370 ümyfersıte \UQ • 1 ^ ACI KAYIP Değerll Hocamız Sayın Prof. Dr. çıktl Selman Gürtürk 13.10.1981 günü en sevdiği arkadaş ve kardeşlerinin kolları ara8inda vefat ettl. Aziz naşı, 16.10.1981 günü Maltepe camlinden, Cuma namazmdan sonra askerl törenle kaldınlacak. Merhuma tanndan rahmet, kederll allesine başsağlığı dilerlz. GÜLHANE A8KERİ TIP AKADEMİ8İ İKİNCİ HARİCİYE KLİNİÖI DOKTOR VE MEN8UPLARI (Cumhuriyet: 8379) 1Üİ3İBÜRSA BWÖüll iSTIYİNİI B YAYINLAP azGiu DOKTOR YAŞAR YALÇINKAYA Hastalarını, Atatürk Cad. No. 52 Omay Apt. D. Blok. D. 46 (Çeliktaş Sineması karşısı) KartalMaltepe'de actığı mjayenehanesinde kabule başlamıştır.. • Beşiktaş Nüfus İdaresi'n den aldığım nüfus kâğıdımı kaybettim. Geçersizdir. Kemal CELİKSÎNÎF
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle