21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IKİ (CUMHUPâYET 26 AĞUSTOS İSSO Ağustos 1922 sabaHı Kocatepe'de saot 04'tur. Henuz ortoliK koronlıkı.r. Bu Koranlığın alacalığı içinde sinirıl adımlorKı gezilmektedir. Gezıreyen Başkomutan Mus« tafa Kemal'dir. Baştayacak savaşı yakından telemek lcln Kocatepe'ye gelmlş Komutanlardır gezenler. Genelkurmay Başkanı Fevzi. Garp Cephosl Komutanı lsmet ve 1. Ordu Kornutanı Nuretlin Paşaior. Taarnj2 planı gereğl 04.30'do tüm cephedo topçu ateş) başlayocoktır. Soat geür geçer tek oteş eden yoktur, sinirler gerglndlr ancok ortalığı yoğun blr sis kaplomıştır. saat beşe doğru sis kalkar ve tam 05'de ço* şıddetli topçu ateşi başlar. Işte bu boştayan TünVün ölümkalım savaşKİır. Şunu hemen bellrtellm ki, bu tcorruz sovaşr, Türk milleti lcln yaşcmsal değeri olduğu kador, Dünya savaş tarihtr>de de üstün ve evrensel defierl vardır. Cünkü oskerffc blllm v» sonatmı cesaretle ve ustoca uyfllarmı«ındadir degert. Şlmdl bu ölum kalım sovoşınm baştangıct olan Büyük Toarruzun değer üstünlüğünü b«ürtmek için «Harekâtı Horblye Planı» üzerlnde be'gesel acıklamalar ve örnekler verelim. 8ugun 58. yılını kutlodığımız Büyük Taorruz planı bazı covrelerca istismar edilmekte, gercok dışı yakıştırmalar yapılmatta olduğu üzüntO lle görülmektedir, okunmaktadtr. Ben en yetklll ağızdankişiden bu açıklamayı yapacağım. Holen hoyatta olan E. Tümg. Kemal Niş. Milli mücotieleye başından, son taarruza kodar katılmış penc blr suboydır ve 20 yıl Harp Torihl Dairesinde yazcrltk yapnrış ve özellikle 3 cllt olarafc Buyük Taarruz'u bizzat yazan, Harbiyoden komutanım ve hocamı evinde zlyaret ettim. Pa~ şcmızın acıklaması şöyledir: «Büyüfc taamız harekât pianınm vechesıni Başkomutan Mustafa Kemol vermiş ve teferruatı, Garp Cepnesi K.lığı tarafından geüştirilmiştlr. Plan hczırltğmın Hk toplontısı 2 temrruz 1922 gunu Sarayköy Istasyonunda yapılmıştır (X) Plan geliştikten sonra, İsmet Paşanın kararına göre ağırlık merkezine bir tümenj kaydırmosını uygun bulmoyon Başkomutan Mustafa Kemol 6. Kolordunun tumü ile ağırltfc merkezine kaydırılmosı •nırlni vermiş ve değişiklîğinl yapmıştır...» Kanımızca bu bir kolorduluk Vuvvetl Voyd;nş. komutanlık sanatının ustünluğü, önsezisl ve cesaretidir. Örnek verelim. 1. Cıhan Savaşı evvelki yılları Alman Genelkurmay Başkanı Kont Şilifen'dir. Bu büyük asker FronsCya KOTşı tam 15 yılda «Harekâtı Harbiye» ptanı hozırîar. Savaş patlar, yerine gecen KQcük Molteke bu planı uyguloma cesaretini bulamaz. Balyoz taktığl sıklet merkezindeki birUklerl Güneye kaydırır. sonuç malumdur. Büyük Mustafo Kemal balyozu Güneye almştır ve en kısa BÜrede en başanlı zaferi kazonmıştır. Bu zaferln olaylar ve görüşler BÜYÜK TAARRUZ Kemal TÜFEKÇİOĞLU Emekll Aiboy ftnemlnf belfrtmefc" lcln her IW planı lojistlk yönünden inceieyeUm: Bir harekât pianınm uygulanmas'nda en önemli faktörlerden blri Lojlstik DestegYdir. Lojlstik ise buyük endöstrlye ve büyuk ulaşım oraçlan şebekeslne dayanır. Alman üstünlüğü bu konuda bilinir.. 1922 yılında bizim durumumuz Içler acısıdır. El tezgâhıKol gücü endüstrlsl ve odunla işleyen tek hat cfemiryolu ve mandaöküz gücü ile cekilen kağnı, Türk ordularının lojistik desteğinln ulaştırma şebekesi aroçlarıdır. işte bu lo'ıistik dest&ği bu endüstri ve kağnı ulaştırması lle bu gerçekten cok büyuk komutanlık yeteneğı ve cesaret isteyen taarruz planı uygulonır. Şurada aklımıza bir soru geliyor. Acaba planın mükerrmelliğl mi zaferi kazandırmıştır, yoksa Bcşkomutanm büyük sevk ve idare yeteneğf mi?. Her tki faktör de zaferi kazanmada etkill olmuştur, ve kanımızca Büyük Mustafa Kemal'In üstün komutanlrk yetenek öğelerinin en güclülert. 6nsez;sl ve cesoretl olduğu tartışma kabul etmez bir gercektir. Bu konuda blz yine d&flerll hocam Kemal Niş Paşayı dfnleyellm: tA be Kemal, ben 17 yaşında 1. kanal seferine girdim, sonra Çanokkale'yo gönderdiler. Anafortatar grubuna.. Çanakkale muharebelerinin en kanlı gunleri, düşman savaş gemilerinin tüm toplan Conkbayırı sırtlannı durmadan borrbardıman ediyor.. Bölüğüm birkac günduf sovaçırken yaralandım, çok kon akıyor ve sargı yerine çok zor tırmonıyorum. Göklerden ölüm yoğıyor. işte o yoğun ateş hattında grup K. Muv tafa Kemal ayoktadır. Emrine verilmiş 5 tümen* den fazla kuvvete, ölümü hiçs sayarok cyakta emirler vermektedir. (Bu yılda henüz 33 yaşındadır) Hem eaştım, hem de kendimden utandım be Kerral. Ben oltüst slpfirts saklano aoklana gerl gldiyordum, Mustafa Kemal benim Muş'ta Kolordu Komutanımdı. henüz ciceği burnunda genç generaldl (35 yaşında) Emrinde birblrlndencok uzak yörelerdeki tumenlerine glderon lonn başmdo Ruslara taarruz ettirir, her toarruzda Rusları yener. cesur atılgan dovranışlor ) to bizim glbl genc suboylara örnek olurdu. Blr gun bölüğumün ön sıperlerinde dürbün'e çözetleme görevl yaparken arkamdan sesler Işittim, bir de ne göreyim, Paşa tki adım gerlmde. çaşkınlık İçinde saygı duruşuna geçertcen bana A be mülazim efendl düşmanda bir hareket var mı? sorusunu yöneltti. Yok efendim bir şey göremlyorum, yanu tını verim. Geldl dürbünün başma gecti, cepheyl dürbünle taradı, tekrar baktı ve döndu. Alay Komutanına: Cok dikkatli ve hazırl.klı olun, düşman en gec ikl üc gün sonra tüm cephede taarruza gecebilir.! dedi ve gitti. Ben ve hepimlz şaşkınlık lclnde Idik. Ancak ben O'nu çok iyi biliyordum Anafartalardan. gulümseyen subay arkodaşlora: Göreceksiniz yanılmayacaktır, o bilınçle düşünen, bilerek konuşan komutandır, demiştim. Mustafa Kemal'ln tahminl doğru çtkmıştı. Ruslar Ikl gün sonra sabah erken tüm cephede saldırıya geçmlşlerdi. işte Komutan Mutafa Kemal budur Kemal.» İşte Büyuk Toarruzun büyük korrutanı Mustafa Kemal, Anafartalar'dan. Muş cephesine. oradan ordu komutanlığı yaptıgı Suriye cephesine ve Yıldırım Ordular Grup Komutanlığından. Sokarya'ya, oradon da Afyon yaylasının domğu olan Kocatepe'ye gelir. Bu aşamalardan bu çerislnde, gecmlşinde şanlı zafer başarıları dolu komutan, büyük sevk ve idare deneylert ile Kocotepe'ye tırmanarak yükselmtştir. buradan Türk mllletınin ölümkalım (To b» or not To be) deylml lle adtandırdığtm büyük toarruzu yönetmektedir, eh bu komutan ordusunu elbette ki en kısa sürede zafere ulaştıracaktır. Yine Kemal Niş'e şu soruyu yönelliyo" rvrni: Efendim. Büyuk Taarruzun 5 gün glbl çok kısa sürede zafere ulaşrrasmda, Mustafa Kemal'in kislliği ve yüksek komutanlık gücü mü yalnız bu savaşta etkill rol oynadı, başka etklll kahraman komutanlar klmlerdir? tBaş Komutanın zaferdekl payı en başt<j gelir. ancak tum cephedeki kolordu. tümen ve alay ko mutanîarmm ye§ar yeg'an fiahramanlıVian ersla ınkâr edılemez, hele 57, lumen K. Aıbay Reşat'ın üstün cesaretine hayron olmaklo beraber, mert bir askere yakışır karakter sağlamlığı beni şaşırtmıştır. Çiğlitepe'ye taarruza geçen tümen birllkleri bir türlü Yunan siperlerlnl Işgal edemez, bunu Kocatepe'dan gören Başkorruîan çok yokın orkadaşı olmasına rağmen hırsla teleionu açar: Miraiay Reşat Beyefendl tümeninızln geri kalmış durumu tüm cepheyi tehdlt ediyor.. Çığıltepe'yi en kısa sürede işgal edıniz. Bu sert ihtar o kaharamon, mert, cesur büyük askerl çok üzer, derhal yaverlni uzaklaştırır, tobancasını c&ker ve intıhar eder. Gelelım öbur komutanlara: I. Koiordu K. İzzettin Çalışlar, II. Kolordu K. Kemalettin Sami. 23. Tümen K. Ömer Halis, 15. Tüm.. K. Naci Tınaz ve sakallı Fshml Alay K.. Bok Kemal sana bir yönünü daha acıklayayım! Taarruzun ikinci gününden sonro 1. Ordu Kolordu ve Tüırenlerini Mustafa Kemal bizîat kendisi en yakınlarmo giderek yönetmiş, cok durgun ve işgal savaşı veren 2. Orduya da Fevzi Paşayt göndermiştir. Hatta Başkomutanın ordusunu bizzat yönetmesine kızan Ordu K. Nurettin Paşa, Mustafa Kemal'e: Paşa Hazretleri ordumu siz idare ettığlnize göre, bona lüzum kalmıyor, müsaade edin ben ayrılayım. Başkomutan hıc yanıt vermezBu ihtara cok kızan Fevzi Paşa cok sert olarak t Paşa, paşa bu savaş Türk'ün son erl ve son mermısidlr.. istediğm gibi har&ket etmekte 6erbestsin» der. Değerli komutanım Kemal Nlş'ln yukarıdakl onılannda bel'ren Büyük Toarruzun büyük kotrutanı Mustafa Kemal Paşa'nın yaşama gözlerinl yumduğu zaman Dolmabahçe Sarayında bcşında tuttuğum nöbet ve yine AnıtKabir'e nakledtlişi sırasında blnbaşı Iken nüksettım, ya şamımın onurlu anılarıdır. Cumhurbaşkanlığı köîkünde harp tarlh! adıno Başkomutanlık Arşivlnl Iki yıl 0 yakın Inceledim. Öyle belgelere rastladım kı gözyaşlarımı tutmak güc oldu. özellikle «Devlet sırrıdır, ölumümden 25 yıl sonra acıtacaktır» dediği ve Ziraat Bankası kasalorından cıknn belgeler, Büyük Atatürk'ü yücelten ayn özellikler taşır. Büyük Toarruzun önemlnl politlkacılor yozık fcl kavrayıp anlayamıyorlar. Anlayamadıklarının acık kamtı $u: Ataturk'ün Turkceleştirdiğl ezanı yenlden Arapcalaştırmokla kalrradılar, ilkokullara bile Arapça derslerl koymaya kalkıştılar. Ülkeyl çağın gerilerine atmok Isteyenlere yazıklar olsun! Büyuk Taarruzun sonunu otkuya ulaştıran Türk ulusu bu politika bezirganlarını da yenecoktir elbet. (X) GenelkurmoY Hon> Tcrfhl Başkonlığı 3 Cllt Türk İstlkiol Horbl, Botı Cepfesi Büyuk Toorruı 1. kltop S. 177, 178. 179 Yazan: E. Tümg. Kemal Nl> Türkiye'nin ve Türk'ün DüşmanlarıLi; i ki yıl önce 11 ağustos 1973 günlü gazeteler «Batgat Katliâmı» başlığı altında şu haberi veriyorlardı: «Ankara Balgat'ta dün akşam dört ayrı kahvenln Fransız MAP 10 silahıyla tcranması sonucu 4 kişl öU müş, 2si ağır 11 kişi yaralanmıştır. Saat 21.30 sıralarmda caiıntı clduğu bildirüen beyaz rsnkli Murat araba Içinde bulunan ve klmlikleri saptanamayan kişiler, dört ayn kahve önünden geçerken yayiım ateşl acmışlardır. Güvenllk kuvvetlerinln olaydan çok kısa blr süra sonra Balgat'a gelmesiyle gsniş blr operasyona girlşilmlştir. Yaralılar çeşltli araçlarta Ankara Traflk Hastonesine kaldırılmışlardır. Sorumlular telefonla hekimlerl çağırmışlardır. Bu arada yerlere serili yaralıların ve yakınkırının feryadı büyük kargaşalığa neden olmuştur.» 12 ağustos 1973 günlü Cumhuriyefte «Balgat Katllâmından kurtulanlar hastanede insanlık dışı korkunç soldırıyı anlattılar» başlığı aitında şu haber yayınlanmıştı: tAnkara (Cumhuriyet Bürosu) Balgot olaylarındo yarolanan hostalarm büyük blr kısmınm yattığı Traiik Hastanesinde 4,5,6'ıncı katiar tam anlamında anababa günüydü. Ellerinde kolonya poketleri, sigaralar taşıyan blrçok kişl odalara glrlp çıkıyorlardı. Hastanenin 4'üncO kotmda yatan Ömer Şahin'in ziyaretçileri de geçmiş olsun dlyorlardı. Ömer Şahin olayı şöyle onlattı: « Dün gece arkadaşımla kahveye çay Içmey» gttmlştik. TV'yl Izliyorduk. Sırtımız cama dönüktü. 1520 genç ve bir o kadar da yaşlı vardık. Birden dışarda sert blr fren sesl oldu. Sonra tarandık. Camın arkasından blr el ile bir tabanca gördüm. önümdski kişl «yandım anam» dedl ve düştü. Birden ayaklanmda bir sızı duydum. Anlodım ki vurulmuşum.» 4'üncü katta yatan ve polis Yardım Sandığı şoffirfl olan Mustafa Bülbül olay sırasmda son taranan Trabzon kahvesinde olduğunu söyleyerek dedi ki: < Arkadaşlar ve ağabeyimle kahvede oturuyorduk. Birden silah seslerl duydum. Yanımda yöremde herke» acılı sesler çıkararak yerlere düşüyordu. Sağ koiumda blr sıcaklık hissettlm. Elim yaramda yere yüzükoyun yattım. Ateş yağmuru dinince dışarı çıkarttılar benl. Blr orabaya bindirdiler. Ağabeyimi de getirdiler aynı takslye. Trafik Hastanesine getdlğimizde çok yaraiı vardı.» Ellerinln oynayıp oynamadığına bakan Haydar öztt»mlr de şoföriük yopıyor. Ne de olsa ekmek parası ellerlnl kulianmasına bağlı. Her iki kolundan yarolanmış. Haydar sorduğumuzda şunları söyledi: « Herşey birden blre otdu. Kahvey* birkac daklka fince gelmlştim. Çay Istemiştim. Cayımı bile içemeden sikıh sesleri duydum. Kendimi yere ottım.» «Balgat KatMÖmı» böyle olmuş. Kımmiş suçlular? Artık kamuoyu billyor, Isa Armağan ve Mustafo Pehlivanoğlu adındakl iki «komando» bu Işi yapmış v . kesin mahkeme kararıyla mahkum olmuşlardır. Kimden emir almışlar? Silahları nereden sağlamışlar? Hongl örgüt içindeler? Olayın bu yanı da artık meydano çıkmıştır. «Ey Turk tltre v . kendlne don» dlyenlerln emrtnda çalışan Isa Armağan ve Mustafa Pehlivanoğlu blrer clnayet robotu olorok yetiştirilmiş ve kandırılmıt gon©lerdlr. Başbuğlan do bellldir. Balgat Katllâmı'nın yaralılanrKJan olayı gazetecilere şöyle anlatmış: sot8r H«ryt!of Hesaplaşma T 'Avaremu,, ya da..! Burfaan ARPAD tuz yıt öneelerm Istanbtduada btr Hlnd kısa sürede yıgınlan öyle aardı ld, Avaremu diye başlayan şarkısı uzun yıllar dillerdea duşmedl. Gazlnolarda, plaklarda, radyolarda hep ylnelendl: «Avaremu. Avarema.» diye. Sonra yava$ yavaş unutuldu. amma büsbutun değrll. O iç bayıltıcı başhca ezgi «Avaremu. arada bir yins de batırlandı. Türkiye Televizyonun\ın e^lence progranund» feçenlerde Avaremu'yle yine karşılaçtık. Kadın ve »rken iki Türk şarkıcı. Hindlileri hatırlator giysi ve jUvranıslarla Avaremu'yu okudıılar ve oynadüar. Eeçmiş yıllardan deriemeler getiren blr program İçin ola^andı. Avaremu bir sttre önce yine televizyon ekramna geldi. Ramazan dolayısıyla hazırlanınıs «Gecemiz» programmda. Ne var ki, biraz degişmiştl Katmandu yollan Hippy özentileriyle bizim dogu folklonı kanşımı giysili gençler, tuhaf görunuşlü enstrümanlar esliginde Avaremu'yu okudular ve oynadılar. Avaremu'nun leitınotivl ezgl baslarda oldu^u gibi eknnuş, sonra blraz deforme edilmisti. Dildtatsiz bir kulak farkına varmazdı. Saçh sa.ka.lh gençlerin sundu&u yeni Avaremu duzenlemeainin adı ve sozlert elbette baskaydı. Türkiye'de butün sorunlar sokaktadu YB sokaklar kargasa içindedir. Türk müzifti sorunu da öylesine bir sokak kargaşasına dönüsturülm'uştür ki, ülkenin muzik devrimini afeız kalabalığına getinnek Istemektedirîer. Bu arada. «halk yığınlan ve halkın isteğl!» saptvrmalan da sıkça Ueri sürulmektedir. Özetle savlan şöyledir: «Çok sesli muzik TOridye'de yuzelli yıldır yıgmlara ulaşamarruştır. Çok dar bir seçkinler çevresi dıçmda kalanlar Beethoveni, Mozart'ı, Ust'i. hatu Strauss ve Lehar gibi hafif müzik ustalanm bile yaban bilmiştir. Radyosunu ve televizyonunu, çok sesli müzik başlayınca kapatmaktadır. Sultan fermanı, ya da Devlet Başkanı buyruguyU muzik derrimi gerçekleştirilemez.» 1990 Türkiyesinde üç radyo Istasyonu v» televizyon programlannda şu y» da bu tur adıyla hep tek sesli müzik yayımna yer verilmesi, rastlantı üe£ildir elbette. tlkokul birden ba^layarak Arapça Kuran okumayı egitim ve öğretim diye zorlayan çıkar çevreleri çok sesli müzigin «ucünü bilmektedir. Kültür dünyası ınsanlannm ortak müzik dili çok •esU müzigın Türk toplumundan gittlkçe U2akla«tinunası çabalan. sömurü stratejisi geregidir. Muzik sadece bir hoşlanma, bir beğeni sorunu değildir. Müzik bir kulak aUgkanhgı, bir genel kültur sorunudur. Yıjınlan bilinçten yoksun kümak için her yola başvuranlar, Beethoven'den. üzst'ten, Morart'tan, Schubert'ten elbette ürkerler. Ezgüeri insan sevgisiyle yüklu o yüce ustalara kulak alışkanhgıyla başlayacak yakınlaşma, kavalm, bağla» manm, utun biteviyeliğiyle uyuşmuş yıgınları olum lu başkaldınlara zorlayacak diye ödleri kopar. Evet, Türkiye'de çok sesli müzik 150 yüdır hep Sultan fermanlan ve Devlet Başkanı buyruklanyla getirilmek istenmiştlr. Amma günümüz Turkiyesinde kimi ses sanatçılanmız VB yorumculanmız kültür dünyasında biraz olsun ışıldıyorlarsa, ülkenm hiç değü birkaç büyük sehriindo onbinlerce genç senfonik konserlere kosuyorsa, o tepeden inme buy rukların olumlu sonucudur. Geçenlerde sorunu tartıştığun ünlü bir *ea sanatçımız, çok sesli muziğm üütede çok agır gelişmesinden haklı olarak yakındı. O tepeden inme Devlet Konserv&tuvan kurulmaB&ydi şımdi kendislnln de var olam&yaca^ını bir an için unutmuş görüDerek. Sosyalist devrimi gerçeklestirmiş Olkelerdo bile yığınlan halk ezgilerinin sıturlı biteviyeliğinden dünya müzik diline yüceltmek kolay olmamıştır. Stalin'in parti kurultaylannda folklor yerine Beethoven'i getirtmesi, Beethoven ve öteki ustalan yasaklayan Çin önderlerin dünya muzigine dönmesi ve Atatürk'un lstanbul Radyoevi giriş raermer duvannda yazıh «Musiki inkılabuıı gerçekleş.tiremdmi4 inkü&p yarım kalmıştır» özdeyişj yeterli kanıtlar degil mi? O ürk DI1 Devrimi, tam bagımsız, ulusal blr Türkiye Cumhurlyeti anlayışının zo runlu bir gereğl ve uluslaşma »urecinln vazgeçlimez bir öge«idlr. Bu nedenle. başlangıçta, Devlet'le Oevrlm, ayrı olarak auşünulememlş, Devlet, Devrimf In kaynağı, dayanağı ve yardımcısı olmuştur. özellikle Milll Eğltlm BakanlıQı, Devlef M) ve Cumrıuriyet'ln o»l«*ktekl savunucusu ve yüceltld sl olarak gencliğin Dll Devrimi doğrultusunda yetlştirilmesl nl doğal görmuş ve kendıne gö rev saymıştır. Sözgeüml, ders kitaplan yenl terimlerle yazı lıyor, kamusal yaîişmalorın öz Türkce lle yapıtmasına özen OÖsterlllyor, bütün yurt ölcüBÜnds Dil Devrimi'nin en kısa ramonda ve en yaygın bicimde gerçekleşmeslne coşku ile ça lışılıyordu» Değişmesi Gerekli Bir Madde DtLDEVRtMtNE SALDIRANLAR, ULUSALLAŞMAYA, KENDİ DÎLÎNİN BİLİNCINE ULAŞMAYA KARŞI OLAN ULUS DÜŞMANLARIDIR. Resml Gazete'de blr yftnetmellÖin uzerinde e| yazısıyla (evet elle yazılmış olarak) «amac» sözcüğünün «maksot». «kapsam» sözcüğünün İse «şumul» olarak değiştirildiğini gördük. (ilClnçtlr, «kapsam» ve «amac* sözcüklerl, «dilde oşırılıktan kocınmayıı öngören yasanın ba şında bile kullanrimıstı.) Dfl Devrlml'ne saldıranlar, sık sik kendl deyişlerlyle «devlettn dH« <müdahalei34nm t H C ederler; devletin pek doğal olarok yazımızın ba^mda belirttlğimlz onlayışla Dil Devrimi'ne yordırrcı olmasını, en azından engel olmamastm böyle nitelerler, bundon yakınırlar. Devletin dlle <müdahle»sinin ta kendlsl. İşte bu belirttiklerlmlzdir; işte bu. dilin tarihsel ve zorunlu gellşlmlnl kesmeye, ona engel olmaya katkışmalardır. Dll Devrlml'ne karşı olmak. uluslaşmaya, ulusallaşmaya kar 91 olmakton başka nasıl yorum lonablllr kl. Hele Dil Devrlml*nin doğrultusunun dışında blr «cağdaş bilim dili» nasıl yaratılabiiir. Dll Devrlml'ne karşı klmi hökümetlerce doğrudan ginşıien yo da dolaylı yollarla desteMenen birtakım yakıcıyıkıcı davranışlara atlama tahtası görevlnl gören şu 10. Madde değiştirilmelidir. Yoksa, bu gibi hükümetler, «dilde anarşi»nin ta kendisinl yoratma yoluna hızla ve korkusuzca girmektedirler. Satı ERİSEN Eflitim Bokanlıgınco tedbtrier olmır.» Görulüyor kl. «aşırılık» gibi eınırları bellralz, göreve ve degışken bir kavrama dayanılarak Dll Devrimi'ne saldırganlığın yasai kılıfı saglanmıştır. Nıteklm, Milll Egitim Bakanlığının «Dilde Aşırılıklardan Sakınılması Hakkında>kl genelgesl (Bak. 17 kasım 1975 gün. 1860 sayılı Tebllgler Dergisl), bu moddeye dayanmaktadır. Y>n. bu maddeye dayalı olaraktir kl. «ısmarlama dws kltoplorı» yüzkarası yaratılmış bu'.unmaktodır. GünOmüzdekl yöneticlle^ de. gözü kara bir gidişle Dll Devrimrne her yönden sa>dırıya gecmışler, sözcük yo8aklamaları. Milll Eğitım Mudurler ne dek inmlştir. Milll Eğıtim Bakanlığı ile Kültür Bakonlığının ^yenl bir Türkçe ye tışeceğı (eğıtım programı) bir «ımlâ» kılavuzu hazırlamak vb. g'bl Dil Devrlmi'ni daha kökten engelleyecek ve eğıtlmde kargaşa çıkaracak birtakım hazırtıklar lclnde bulunduktan bilinmektedlr. Çok yakın gunlerd« «deviettn «Sile müdahalesl»nln çok belirticJ ve düşündürücü bir örneğıy le daha karşılaştık. 16 temmuz 1980 gün ve 17048 sayılı Cok partlll döneme glıildiğln de klmi polltikacılar, kolay se çim kazanma uğruna, haıkın gö rünüştakl klmi eğılımlerınl yok •ayarak Atatürk Devrimıerinden ödün verme yoluna gitmişlerdir. Bu amaçla, ıik olarak ezantn Arapça okunmasına izin veril mlştir. Bu, dllin gelişlmine Dsv let'lo llk «müdahaleısl, ilk en flel olma olayıdır. Bunu Anaya •a dllinin teşkilatı esasl diline döndürülmesi izlemiştir. Ne dlr kl, egitimde Dll Devrimi, yine kendi yolunda yürüyordu.. Nitekim, 26 aralık 1949 gün, 570 sayılı Tebiiğler Dergisinde yayımlanmış olan «Ders Kltap larında Aranacak Genel Esaslar» arasında yer olan tTürkçe Sözlük e3as alınaoaktır» llkesi, bütün ders kitaplan için geçer IHiğlni sürdürüyofJu. Yine 1349'da kabul edllen fOrtaoku» Programnnda bugun de yürürlükte bulunan cTürkçe» derslnln amaçlan orasındo «Türk Dil Devrimimlzin ortaokiA poyına duşen amaclannı ger ceklestlrmek» de bulunuyordu. 1968 Hkokul programı'nda do «öflrenciye Türk Dn Devrfml'nin anlamının kovratılmosı» e^itlnv ve öğretim llkeler! orosındc y«»r oıryorou. Nedlr kl, AP'nln isbaşına gefmesiyle, kimi üst yöneticiler arasında klmi eklere v 9 sözcüktere yasaklar koyma Isteği belirmiş; bu tutum, Milll Egitim Bakanlığı çatısı altında da, okullarda da bir catışmo konu8u olmaya başlamıştı. Sonunda politıkacılar, kabul evresinde, 14.6.1973 gun, 1739 sayılı Millî Egitim Temel Kanunu'nun 10. maddesinde şu anlatımn yer a V rnaeını safiladılar. «... Milll birIik ve butünlüğün temel unsurlanndan b:ri otan Türk dlllnln eflitlmln her kademesinde, özelItkleri bozulmadan ve oşınhğa kacmadan öğretilmeslne önem venlir; çogda? egitim ve biim dlll hallnde zenglnleşrrreslne çalışılır ve bu maksatta MiUl t Herşey blrdeflblre oldu. Kahvey» birkaç daklk. önc« jjelmtştim, çay Istemiştim, silah s«slerl duydum.3 Hayır herşey birdenbıre olmadı... Olayın kökenl 1960'larda tBaşbuğ Türkeş'in komando kampları»na dayanıyor. Balgat Katliâmının arkasında ulkücü derneklert vardır: MHP vardır; belll kişiler vardır. Türkcu görünüp Türk^ü Türk'e kırdırmak amacıykj kahvelerl tarayan çeteler oluşturup destekliyen bir dernek, bir partl. blr kadro. bir lider, nasıl milliYetçı olabilirmiş? Nasıl milli olabilirmiş? Bunlar Türkçu değıl, Türk düşmanıdırlar Nevzat Üstün Şiir vc Öykü Ödülü tNevzot Ostun Şllr w uyku ödulüt Ostün'On <mı»mı yasatmak. ülkemiz şllr ve öykücülüğünün toplumcu gerçekçl çlzglde gellşlmin. katkıda bulunmok amacıyla konulmustur. 1 öduller her yıl Nevzat Ostun'ün ölum yildonumo olan kasım oyındo verllecektir. 2 ödüllere katılacak şllr ve 6yVülerde, btr onctaa tokvlm yılının eylül başından. Içinde bulunulan yılm. 1 eylürüne kadarkl süre içinde kltap hallnde Yayınlanmış ya da yayına hazır kltap blçimine fletlrllme koşulu aranmaktadır. 3 Blr yazar her Ikl dala do katılablllr. Ancak her dalda tek yapıtlo adoy olabllir. ödül bölüştörülmez. dolındakl adaylardan yalnızca birlne «başorı belgesl» I I . blrlikte verltlr. 4 ödüllerln maddl değeri her Hd dal İçin de ayn cyn 50000 TUdlr. 5 Seçlciler Kurulu uyeterl odöllere aday olarraılar. Seclcller Kurulu'nda her üyenin blr oy hakkı vardır. En cok oyu alan yapıt fidüle hak kazanır. 6 Istlfa eden ya da herhangi blr nedenle oynlon Seçlcller Kurulu üyeslnln yerine blrincl yedek uye coftnlır. 7 ödOlu blr kez oianlar 2 yıl geçmeden yenlden oday olamazlar. 8 öduller, son Vatıtma torlhl otan 1 eyiOi 1680Men Ikl ay sonra, Nevzat Üstün'ün ölum yıldönümü olan 8 kasımda açıklanır. 9 Her türlu başvurmo ve yazısmalar İçin UMUT SANAT ORONLERİ Late Han. Kat 6, Beyoğlu Istonbul odres! kullanılacaktır. Tel 43 44 39 49 77 35. 10 Yoymlanmış şlir ve fiyku kltapiarından dokuı odet, yayınlanmomış şiir ve öyküierin doktiloylo Ikl arolik.Ii yazılmıs olarak dokuz kopyanın, yazarın ödüle katıtdığını bildirlr blr yazı ve kısa yaşam öyküsüyle birlikte 1 eylül 1980 gününe dek «Nevzat Üstün Şiir ve Öyku ödülü» UMUT SANAT ÜRÜNLERİ, Lale Han, Kot 6, Beyoğlu İSTANBUL odresine gönderilmesi gerekir. ödüllere katılacak şiir ve övkülerde çağdaş bir Türkce ve toplumcu nltellkler aronır. Şllr Seçieüer Kuru'u: Gülten AKIN. Mehmet BAŞARAN, Adnan BENK, Hasan Izzetr'n DİNAMO, Tahsln SARAC, Sadun TANJU. Umut Sonat Yetkilist. öyku Seçîcüer Kurulu: Cetln ALTAN. Tallp APAYD!N, Adnan BİNYAZAR, Mehmet ERGÖN, Afet ItGAZ. Nezlhe MERİC. Umut Sanat Yetkıiıj). Cumhuriyet 80 Yılhğı Çıkti Bir Yıl ın En Önemli Olaylan En Seçkin Yazılan Cumhuriyet '80'de 150 Lira Isîeme Adresî: Turkocağı Cacidesi 39/41, Cağaloğiu, lstanbul f r OnmımrijM Uıtbaacshk *• Cazetadllk TJkJJ adum : NADtB NADİ ) Geoet 7ayu) UOdürO : Oktsy KUITBÖKE t UtisMMe Uüdurü : Emtae O^âJUJGtL » 3. ¥*ni»!*rl MüdürO : ÇaHa ÖT&ATBA& | Üuaa ve Tayan : Camburtyet UatbsacıUk ve GazetedUk Tjl.@. Ca$alog)u Tflrkoca6 Cad No.: » • « ! . Poeu C n t a n : M8 tSTiNBDL Telefoo ! TBVIO» } CUMHURtYET BA8IN AHUUl DÎMAT1 T ^ H H C T EOEK • BÜBOLAS : ASHARA Konuı Sokak W/4 Yealsehö Tel : 17 58 «B 17 5 8 » tt İZMtR: Hmm 2ty» BUITUI NO SS. E»t: Ataturk Csd. TOık Eava Kurtura U Ham Ka» : 3 Mo ! U Te) : u S50 İS 731 ABONE ÜCRETLERÎ Yurt K} TAKVtM M AâtSTOS 1M0 »00 ı.soo teoo 7xc 300 900 1.800 S.900 Gfc»| ÖHe Oç*x ocrea fnıp'.araD» «• •taa ta» gun «yrsc» oygulamz. iniar» Aboae TB ÎIKÛ X«t: ttaSS «.18 13.16 Akşua Tata I7J» 19.53
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle