20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT CUMHURİYET 6 MAYIS 1980 POLİJİKA VE ÖTESİ MEHMED . KEMAL DUNYADA EKONOMI / TTCAREr Garantl Bankası tarafından düzenlenen «ihracatın Teşvıki ve Finansmanında Yenilıkler» konulu seminer dün Genel Mudur Erol Aksoy yönetiminde yapılmıştır. Seminenn ilk konuşmacısı Başbakanlık Teşvik ve Uygulama Daıresı Başkanı Ekrem Pakdemir. dışsatımı teşvik ve döviz kullandırma, devretme konuiarını duzen.eyen kararnamelerin kaldırılacağını, tum uygulamalara açıklık getiren yenl bir korarnarrenın onümüzdeki günlenl© yayımıanaoagını söylemışttr. Pakdemir para darlıgı nedenıyle özellikle dışsatımın gelıştirllmesl ıçın verılen krediierın boşko alanlarda kuilanıldığını belırtmış, bu uygulamaya son verılmesını ıstemıştır, Dışsatım dövız^nın yuzde 50'sini kullanmo ya aa yan sanayıe devretme konusu üzerınde duran Pakdemir, «bir buzdolabı üretıcisı 3 4 kalıp sabun aldığı sanayıcıyı yan sonayıi gibi göstermek Istıyor. Buno izın vermeyeceğız» bıcimınde konuşmuştur. YABANCI SERMAYE Başbakanlık Yabancı Sern'aye Daıresl Boşkanı Husnu Dogan ıse 25 ocak korarları cercevesınae kuruıan ve yabancı sermayeyl ulkemıze üaha yoğun bıcıtnde aetırmeK amacıyıa devreve alınan daıresınde. geneılıkle varolan yabancı ser mayelı kuruluşların sorunlannm cozumune yonelik calışmalar yapııdığını belırtmıçtir. Doğan, «aşırı zorlamalarlo Turkıye'ye vabancı sermaye çeleceği kanaatında değılız» demış, bu konuda fla yobancı sermayeyi olabıldiğ'ne teşvik eden yenı kararnameler hazıriandığını acıklamıştır. «TEŞVİK BELGESİ ALIN» Garanti Barrkası Genel Mudur Yardımcısı Yavuz Canevı ıse. «TesviK beiges' ihracatcılann pasaportu halıne gelmıştır» üemış tum ihracotcıların bu belgeyı alrralorı gerektığıni sövlemıştir. Conevi dışsatımı teşvik konusunda yapılon dü7enlemelere ilişkın teknık bilgl vermış, bu alandokı altı kredınin nitsiık ve niceliklerlnı anlotmıştır. Cumhurîyet EKONOMİ SERVİSI Kaldırımdan Çıkarken DIŞSATIM KREDİLERİ AMAÇ DIŞI KULLANILIYOR,, İstanbul Haber Servisi Başbakanlık T«şvık ve Uygulama Dalresi Boşkam Ekrem Pakdemır para darlığı nedenıyle, dışsatımı teşvik Icm verllen kredilerın amacı dışındo kuilanıldığını sövlemiş, sonayıcılerın ve dışsatımcılorın bu uygulamaya son vermelen gerektiğınl savunmuştur. Pokdemır «yuzde 50 dovz kullanma» konusu uzennde de durmuş, bu alanda kirri sanoyicılerın kcrcrnameye uymadıklarını bildirmlştir. I YORUM ! Sıkmtıdan patlıyordum. Sokoğa cıkma ycscğı konmomıştı ama, sokaklar yasoktan beter, bombostu. Gazeteye yazımı göturdum. Bıraz vaktim vardı, gozeteden c * madım. Elıme pıyasa işı bır roman aldım, okumaya başladım. Bir yerine geldım ki şöyle yazıyordu: «Yabancılaşma bır dil sorunudur. Bugün uşaklık Insanı alcaltan bır meslek olarak görülüyor. Oysa sözcüğurt kökeni «domus» yani ev demektir. Arkadaşlora bunu soyiedığımde kahkahalarlo gulduler. Etımo'ojiye aldırdıkları yok. Bir de onlara cmınlstre» kökenıni anlatttğırr zaman yüzlerınin ne hal oldığını görrnenizi isterdım.» «Nedır?» fMinus.» «Peki, aniamı ne?» «Altın cağda kralldnn kieınt sftenlere bu od verîllrmiş. Pardon efendım, bağışlaym.» Bekledığım arkadaş geldı. Birllkte oıkıp, kücük bır meyhanede ıkı tek atacdktık. Otomobılll bir orkadas bızl Karokov'e bıraktı. Ondan sonrası kolay gitoi gelivordu. Fakat ne gezerl... Tunel'e u2andık kapalı ıdl. Dolmuş durağma geldık, kocaman bir tank sokoğın başını tutmuştu. Kımseye yol vermıyordu. Carnaçar Yuksek Kaldırım'o vurduk. Ohlaya pohlaya Asmalı Mescıt'e cıkmok istiyorduk. «Bu Yüksek Kaldırım.» dedim. fBir zamanlar ne kadar renkliydi, bilir mlsln?» «Bılrrez olur muyum?» «Şurda da genel evler olacakl...» «Zurefa sokokta, duruyor yerinde.» Gezmek, görmek lcin büe olsa oralara ugrayaeak yaşı çoktan aşmıştık. Kuie'nın dıbındeKi evlerl yıkmışlar. Beton yığını kocaman bir şey yapmışlar. Kimbilir hangl haramzadenin becerısl!... Lotaryalcr, küçük mevhaneler. ucuz 6inemalor, kıtapcı'ar, eskicller vardı, hemen hemen hiç blrl kalmomış. Sait Faik'ın aniattığı Yüksek Kaldınm yoktu. «Sen kendıne kendin gibi bir taze bahar sec!...» Asmalı Mescıt'te Refik de, Yakup da kapalıydı Olayların korkusu ıle kapatmış olacaklar, nelerine gerek, başları belaya gırmesın! Günumüzdo be!a rtereden geleceğını, nosıl geleceğını soylerriyor. «Krepen'e gıdeHm.» «Olur.s Tel örgulü barıkatlann arasından, tanklorın yanıbaşıpdan gecıyoruz. Gençlerl durdurup arıyorlar. Bomtooş İstıklal Cadaesınde, nerelerden çelip nerelere glttlğl belii olmayan bazı ozel arabalar gecıyor. Oysa bız aşoğıda htc bir arac da. hıc bır yol da bulamamıştık. Dükkânlar kapalı Bır sayım günune benzlyor Beyoğlu. Ne olsa geleneğı var, Krepen'de bırkaç eskl meyhane açık. Bınnın onunden gecerken bızım orkadosı, gözluklu, tombalaK yapılı bır arkadaşı durdurdu. Okulda beraberlermiş; Galatasaray Sultani'sinden... «Vay, mırım efendım.» «Vay, canım efendım.» Karşılıklı voyvaylardan sonra masaaına bizi buytır ettl. Keşke etmez olaydı, sonunun boyle geleceğinl n#reden bılırirr. Marul mevslmi ya, marul, beyaz peynlr. soguk rakı geldı. «Marul mu denır, mânıl mu?» «istanbul'da şapkalı  iie mârul derler, Anadolu'da marul, yanı şapkası yoktur...» «Bızans'ta ne derler bllir mısln?» «Hoyır.» «Topraktan fışkıran guneş.» ANKARA (ANKA) Merkez Bonkosı, 1979 yılı kâr payı olarak hissedarlarına, beher hısse ıcm 12 lıra odeyecektır. Kâr payiarı, bugundsn ıtıbaren Merkez Bankası şubelen ıle Merkeî Bankası şubesı bulunmayan yerierde Zıraat Bonkası'nda odeftmeye başlanmıştır. Sisleri dağıtan grevler... Yalçm DOĞAN Merkez Bankası 12 lira "brüt,, kâr payı dağıtı/or Merkez Bankası'nm 6on beş yılda ılk kez milyar llranın altına düşen kârının hlssedarlara dağıtım esasiarını belirleyen Genel Kurul karan dünkü Resmi Gazete'ds ılan edümiştlr. Buna görö: 1. A, B ve C smıfı hıssedarlanna brut 12 TL 2. Tüzel kısılıği haız «D» sınıfı hıssedarlaro brüt 12, T L 3. Gercek klşıliğl haiz hissedarlara net 9,60 TL kör dağıtılacaktır. K utlandı. yasaklandı derken, konu bır toplu sozieşmede cok ılgınç bir bıcımde yer aldi. "KALKINMANIN SAĞLIKLI FİNANSMANI İÇİN GERÇEK BİR VERGİ REFORMU ÖNKOŞULDUR TÜNCAY ARTUN KİMDİR: Ttıncay Artun bankacıhk ve finansman konula nnda uzmandır. Yapıtları arasında Kambiyo Düzeninde Liberal Eğilimler (1976), AET'de Bankacılık ve Parasal Sorunlar (1976) ve Türkiye'de Bankacılık (1980) bulunmaktadır. | Özel Sektörün yıllardır yakındığı Merkez Bankası'nm KÎT finansmanı son aylarda büyük ölçüde özel sektörün finansmanına dönüsmüştür. | «Para darlıgı» yakınmalan her devalüasyon sonrasmda ortaya çıkar ve giderek kaybolur. Bu kez de aynı şeyler oluyor. I Toplum çıkarlannı yansıtan bir planlama olmadıkça kaynaklann sağlıksız dağılımı gayet doğai dır. VerjEîi reformu yapılmadan, emisyonun reel büyümeden hr^h artışı durdurulmadan ve parasal amaç lar etkinliğe kavusturulmadan enf.asyon önlenemez. Bır banka ıle bır sendıka arasında ımzalanan toplu sozleşmede Turkıye'ds ılk kez «1 Moyıs ışçı bayramı ıkramıyesıs konuldu. Türkiye'de ılk kez bır işveren 1 Mayıs'ı İşcı Bayramı olarak benımsediğini, her yıl o gün vereceğl ıkramlye ıle «tescıl» etti. Bu olay, hem de 1 Moyıs'ın büyük gurültuler arasındo yasaklanmasından, sendıka liderlerintn göz altına alınmasından bır hafta önce gercekleşti. İşveren, ışci sendikosı karşısında caresiz kalmış, «Bu benlm meslek ohlakım ite bağdaşmaz, ikramiyeyl 1 Mayıs işol ikramıyesı adı altında vermeyeylm. Ama, her yıl 1 Mayısta bir başka od altında ıkramiye vermeye hazınm» diyordu. Sermayenln her türtu araclarıyio halkın ve Işcinin ekonomik ve polltik haklannı askıya oimak istedlğlnl, böyle bir denemeye girlştiğl b'r dönemde, son yıllorria belkı ae en duyarlı olduğu bır konuda «ikromiye» vermeyi kabul etmesi, uzayıp giden grevler sırasındo kuşkusuz onlamlı bır kazanımdır. Tekelcillğl her alanda hızlandırmoyı amaclayan Demirel'in unlü 24 ocak knrarlarından sonra buna tepkl olarak grevler de yaygınlaşmaya boşlamıştı. Yoy gınlaşması Ile bırlikte uzamaya da başladı. Ancak, grevlerın uzaması, ya da buna karşı lokavt uygulanması, yenl grevlerın gündeme gelmeslni onlememıştlr. Grevlerin gözcülüğünden, asılması ger»ken pankartlara kadar belırleyıci ilkeler getiren Sıkıyönetım Komutaniığı, 24 ocak korarlarındcn sonra elde edılen aşın kazanclarla lloilt tek bir bildiri yayınlomomıştır. Grevlerin biciminl, zamanını saptayan sıkryönetlm. kâr oranlarıyla M gill açıklamada bulunmamıştır. Grevler ucret ortışı anlaşmazlığından kaynaklandığına ve bunlar ertelendiğıne göre. hükümetın erteledığı tek bır lokavta da rastlanmamıştır. Iste, bu olaylor grevlerin uzamalannn karşın, Türkıye'de hem sermaye kesıminde, hom de ışcı kesımmde sıs'erl dağıtmaktadır. Metalde, tekstHde, gıdcdo. bankacılıkta, THY'da g'evler u^arken, 24 ocak kararlarının etkıipn de sermayenın kendi lcındeki celışkılerın netleşmesıne yoı acmıştır Örneğin, MESS'den. ya da tekstil işverenlerınden aynlarak tek tek anlaşma Imzalayan ışverenter CiKmıştır ortaya Grevlere daha fazla doha fazla davanamayacak olan kücük Iş'etmelerle tekellenn arasmdaki celişkl. uzayan grevlerle net bir görünüm almıştır. Kücük Işletmeler yavaş yava9 işcl sendlkalarıyla anlasmaya oturarak toplu sözleşme Imzalarken. ellerindeki mal stoklarıyla grevlere daha uzun süre dayanabılecek oian tekeller bu kucük işletmeleri tehdıt eder hole gelmişlerdir. Kredl, hammadde. va da ara mclı verrremek'e tehdıt etmektedırler. BoyleMkle grevlerin kimlenn işine yaradığı, kımlerın daha genış boyutlarda etkılendiği acıklık kC7anmıs*ır. Grevler benzer bicımde Işci sendikalannda da sıslerın dağılmasına katkıda bulunmaktadır. İster eğitim calışması, ister genel kurul, ister yönetim kurulu, türü ne oiursa olsun düzenlenen toplantılarda cok carpıcı gellşmeler gözlenmektedir. 24 ocak karariorından sonra, işcller'n önemll bir coğunluğu artık ucret artışlarından söz etmez olmuştur. 24 ocak kararlarının sınıfsa! bır karar olauğu ortaya çıktığı icin, bunların polıtık ni» teliklerj ve ideolojik baskılan üzerındekl tartışmalar yoğunluk kazanmıştır. Bu kararlar karşısında. ucretlerin hang! ölcüde artarsa, sürekli fıyat artışlarınm gerısınde kaldığı saptanmıştır. Dolayısıyla ücret artışlarında siyasal ve ideolojık nıtelıktekj kararlar karşısında, herhangi bir kazanım olmayacağı, konunun özünün politık örgütlenme oiduğu bır kez daha belırlenmıştır. Bunun yanında, toplu sözleşmelerde Isçilerın ışten çıkanlmasına karşı onlemler ve ılgılı maridelerin giderek daha çok ağırlık taşımaKta oıduğu da, gozlemler arasındaaır. 24 ocak kararlarınm arkasında yatan politık omaclar. aslında araaan geçen kısa sürede dcha da belirg;n haie gelmıştir. Bunu belirgmieştiren de, en başta siyasal ıktidardı^. Grevleri ertelemek, lokavt uygulamak, eşelmobil sistemiyle ücretieri sınırlamava gırışmek, kar oraniarına hıçbır bıçımde dokunmamak, hazırlanan vergi tasarısıyla yıne ücretlller oleyhıne ilkeler gatırmeyi denemek, günumüzde yoğunlaşan sislerın dağılmasına onemli katkılor sağlamıştır. Bir başka deyımle, Odalar Blrliği hükumeti oldığı önlemler ve uzattıgı grevlerle kendı çelışkısınj yaratmış, işçıierın tek bır sıyascl parti etrafında toplanmo sürecıni hızlandırmıştır. Demirel'in önlem paketinin 3. ayında Uzmanlar, Bilim Adamları, Bürokratlar tartışıyor p Soru Hükümet yetklinerl ve dzel!lkl« soyın Turgut Özol, «ekonomik tedbirier poketi»nln boşonsı lcin «sıkı» bir porakredl po litlkasının zorunlu olduğunu vurguluyor va bunu her fırsatta ylneliyoriar.. Bu konuda na darslniz?... ARTUN Butun soylenenlere korşın Tür kive'de «sıkı» bir parokredi polıtıkasının var lıgından soz etmek cok guc.. Cunku bır polltikanın «sıkulaştınıması ya da «cok sıkıslaş tırılması Icm once boyle bır polıtıkanın varlığı gereklı.. Solt kurum olarak değll araclarıyla varlığı gerekll.. Arocların vorlığı do yeterli değıl, bunun yanısıra bu oracların etkınlıdSı de gerekli.. Soru Bu noktayı biraz somutlaştırmak mümkiin mü?... ARTUN Sorunu somutlaştırırsak şunları belırtebıliriz.. Türkıye'de para politikasının araclan olan mevduat munzam karşılıkları. reeskont uvgulaması, genel dısponıbilıte uygulaması tümuyle olmasa blle ışlerlığını yi tırmış araclardır, uygulamalardır.. Yanı bu araclara dayanarak, bu araclonn niceliğinda (miktorında) değışıklıklere gıdılerek «sıkı» parakredi polıtıkası ızlemek olanaksızdır.. Ay nı şekilde uc rakamlı düzeye ulaşan enflasyon karşısında yasal faiz oranları da islevım yltlrmiştır.. Bu nedenle ortada parakredi po litıkasının tek oracı olarak «emısyonsu, yani dolaşıma cıkarılan kâğıt paranın nıceüğini düzenlemek kalmaktadır. Kısası Türkıye'de. «cok sıkı parakredi pohtikosı izlenecektlr» demlırken kastedllen emısyonun sınırlanmasıdır.. Soru Peki bu yapılabiflyor mu, yani •mlsyon ciddi blclmde sınırlanabillyor mu Tür kiyede?... ARTUN Türkıye'de emısyonun sımrlanması da kanımca olanak dışı. Zaten eiımızdeki verıler de bunu acıkca ortaya koyuyor.. Emısyon 1977 yılında 113 mılyar !tradan mutlak olarak 67.3 mılyar TL. oransal olarak %58.6 artarak 1979 sonunda 180.3 mıiyara ulaşmıştır.. Gelelım 25 ocak önlemlerinden sonra emisyondaki artışa son verılıp venlmedığıne.. Önce bir olguyu belırteyım.. »Çok sıkı parakredi politikası izlenecektır» biçımindekl beyanlara karşın emısyon Turkıye Cumhurıyeti tarlhinde ilk kez 200 milyar lirovı aşmıştır.. 1980'nın ilk üc avındaki emısyon artışı 17.7 milyar liradır. Oysa bu rakam gecen yılın ılk uc ayında 11.4 milyardı.. Soru Kredilerdeki gelişme... ARTUN Merkez Bankası kredilerl de 1980'nln ılk üç ayında 78 milyar lira artmış.. Bu artış 1979'un ilk üc ayında salt 25 milvardı.. Banko kredilerindeki artış ise 1979'un i!k üc ayında 6.8 milyar lira Iken bu yılın ilk uç ayında 75 milyara ulaştı. Cok önemll bır nokta daha var.. O da Merkez Bankası nca bu yılın ilk üc aymda kullandırılan kredılerde oluşan artışın yüzde 60'ının, yani 48 milyar İi rasının özel sektöre kullandırılmış olmasıdır,. özel sektörün yıllardır yakındığı Merkez Bon kası'nın KİT finansmanı son aylarda büyul< ölcüde özel sektörün finansmanına donüşmüştür.. Şimdi parasal göstergeler, kredilere ilişkin veriler bu denli açıkken Türkiye'de hâlâ fcok sıkı parakredi polltikası»nın Varlığın dan 8öz etmek sanırım olanaksızdır; gerçek leri, verileri bllincll ya da bilincsiz doğru da ğertendirernemektlr. ekonoınîde başka çıkışyolu «Nece'» «Rumca.» dedlm. «Rumcasını bliemlyeceg'ifn şlmdl oma, anlamı boyle.» Arkadaşın arkadaşı olan tombalak, gozlüklü Sultanllı latı aldı bırakmadı, dınllyoruz. «Efendım sabah erkenoer geldırr, dükkânımı octım. Neden korkacağım? Ben dükkânımı açarım, kimse engel oumcz huaı o.myi. jr* ^. a s^ıciaı bakalım. Ben Taksım'den gec! m " • " on ouzımda. Tanıdılar beni, buyurun gecin der gibi ne aradılar, ne sordular.» Sozlerını sürdurüyordu... «Hadı. bu yıl da cıksalardı ya Taksım'e. bu yıl da oralarda bağırsaydılor ya... Ctkamazlor, korkarlar değil m l ' ı La hovle... Susuyorurr. Radvoda yetkill konuşuyor. Haberlen verıyor radyo: «Devlet çüçıudur, hoınlerin başı ezilecektir. Milletımız Duyüktur, hıc kımsenın korkusu olmasınl...» Tombalak. gozluklu Sultonılıyle, yetkıli bır ağızdan konuşuvoriardı Kendı guclerı ıle değıl, arkalarını sımdıIIK sıvaz>ayan guce dayanarak konuşuyorlardı. »Efendım. ben tüccarım Halı, bıraz da antika üstüne ış voparım Bi2im baba mesleğıdır. Oh, ışımiz tıkırında... Pcra kazamnz. yer'z de... Para zaten yemek içindır Bodrum'do ıdım. Artık gıtmiyeceğım. Eskisj gibi değıl bütün cakallar dolmuş. Dokuz tane tezgâhım var. haiı tezgâhı... Öyie sıgorta. mıgorta yok, toplu sözleşrre, grev ıstemem Tezgâhları kızlora verdlm, fosonia calışırız. Verınm iDlıklerını. dokuriar. Onlar faturo keserler, ben foturo keserım. O kadar.» İckıs'nı buyük vudumlarla ıcti. «Yanımda calışanıara aa ucret, maaş vermem. Kâra ortak edenm. Satsmic fıyatlıca, beni de kazandırsınlar. kendılerı de kazonsınlar. Ben ücretten anlomam. Ucret verdm mı kaytarırlar Bana her sabah iki tane mor bınlik lâzım Bın ev ıcm, birl benım icın. Onu bulamadırr mı hayatın tadı yoktur. Önce o bulunacak. ondan sonrası avn » Bınnln adı gectı. «Bırak onu, adam mt?» dedı tombaıOk. «Neden odom değıl?» «Kac oarosı var?» »Adamlık porayla mı oiur°» «Elbette oaravla olur. parası olmayan adam değildir» Hepımız Dozulduk. Yan mcsada dinleyenler de vardı. onlar da bozuîdular. Sessızlık bir yanıt glbıydı. Alanlara. sokaklara o gün kimseler cıkarılmomıştı. Her yer tutulmustu Ne içındı? Tombalak biraz daha para kazonsın. biraz daho kabarsın d've mi? Öfke bir hapıshane kaoısı gîbl üstümüze kapondı. Son yudumları icıp. öfkenın hapıshanesinden kendimizl dısan dar attıfc. varmı? Hazırlayan : Osman ULAGAY Soru Buna karşın özel taktörun hor gecen gün artan «para darlığı» yakınmolannı nosıl acıklıyorsunuz?... ARTUN özel sektörün yakınması dıye bırpey yok.. Özel sektörün bir bölümunün va kınması soz konusu.. O bölüm de belli bır pa rasal kaynağı bulunmayan, bır banka ya da bar.kerlık kuruiuşundan yoksun olan ve 24 ocak dpvolüosvonunun getırdıği ic finansman gereksinimınl. henüz yeterli aşamalar gecinl • saıgı ıcm, karşııoyamayan kucük ve orta bü yuklukteki sanavi kuruluslarıdır.. Soru Yeterli oşomalar dedlniz?... ARTUN Yeterli aşamalar dedlm.. Çünkö emısvonun bonka kredısine dönüşümü bel lı bır sureyi gerektirir.. Şımdı bu süre ışleme ye başlamıştır.. Zaten Türkıyede her devolüosyon sonrası benzer yakınmalara rastlamak olası.. 1970 devalüasvonu sonrasındo da bu boyle olmuştur, ızleyen sürekli devalüasyonlar sonrası da boyle olmuştur.. Emısvonun orttırılmasıyia vakınmalar azatmış ve yenl bir devalüasyona kadar kaybolmuştur. Bu kez de aynı seyler oluyor.. Yaşananlar bır kez daha yaşanılıyor.. Soru Sonuc da aynı mı olacak?... ARTUN Emisyon yıne artacak, banko kredılerı yıne coğalacak, reel büvümenin üzerlndeki emisyon ortışı talep enflasyonunu yıne körükleyecek.. Varolan koşullarda başka bır şey de olamaz zaten.. Soru Pekl, sizce hem enflâsyonu onleyecek, hem de kalkınmanın finansmanı sorununu cözecek bir finansman politikası nasıl olmalı?... Neler yapılmalı?... ARTUN Hem enflâsyonun önlenmesi, hem de kalkınmanın finansman gereksınımtnin karşılanması icin, bir başka anlatımla an tıenflasyonist kalkınmanın sağlıkls kaynakla nnın yaratılması lcin yapılacak tek şey, «ger cek bir vergi reformusdur.. Ama kesinlikle salt bazı maktu vergıleri arttıran ve toplumun bır kesimine 115 milyar lira verır gıbı yapıp, 115 milyar lirayı yıne o kesime yansıtacak olan bır vergi düzenlemesi değıl.. Gercek vergı reformu, tarım kesimindeki büyük üreticiyi de. Sultanhamam'daki Işportacıyı da, «kara para» sağlamaya dönuk tüm uğraşları da ver gılendirecek bir reformdur. Vergi kacakçılığına son verecek, vergi denetimine işlerlik kad'incnk. vergids adaletl vo genelliği sağlayacak bir reformdur. Böyle bir reform yapılmadan, bunun vanı sıra emisyonun reel buyümenin uzerinde artışına engel olmadan. parasal araclar yozlaşma surecinden kurtanlarak etkinliğe kavuşturulmadan Turklye' de ne enflâsyonu önlemeye olanak vanlır, r » de ıktisadl kalkınmanın soğlıklı kaynaklannı yarotmaya.. Soru Bir da koynaklarm kullonımı »orunu var... ARTUN Kuşkusuz sorun, salt sağlıklı kaynak yaratmakla bitmiyor.. Soğlıklı kaynak yaratmak kadar onemli bir olgu da bu kaynakların kullanımını, toplumun cıkarlarına kı ben, toplumun cıkarlarından. Türkiye'de yaşayan nufusun coğunluğunu kımler oluşturuyorsa, onların çıkarlannı anlıyorum uygun bır bicımde gercekleştirmektır.. Kaynak dağılımı bugun büyuk olcüde olıgopoııst bır pıyasa duzenıne gore yapılmakta ve kaynaklar, sektorler, bölgeler, kışller arasında buna göre dağıtılmakta.. Ekonominin icine düştüğü kaosun onemli nedenlerinden biıi de bu.. Varolan dengesızlıklerin en onemli nedenl de bu. Türk Mali Sistemi'nln 2/3'ünü oluşturan Turk Banka Sisteml, yani Merkez Bankası, özel amaclı devlet bankaları ve özel bankalar, bu dağıtımı gercekleştiren temel mali kuruluşlar.. Cok özetle değlneceğim. Merkez Bankası. kredıler uzerinde denetim görevını yerine getiremıyor.. özel amaçlı ban kalar da özel amaclarını gercekleştırecek bır yapı ve calışma duzeni icinde değıller. Öze! bankalann neredeyse tümü birer sanayl ve/veya tıcaret sermayesi grubuylo bütünlesmiş.. Kaynaklarının coğunluğunu kredi ve sermaye olarak kendi iştıraklerlne yöneitıyor lar.. Bütün bunların sonucunda ortaya billnen sorunlar çıkıyor. örneğin bir tarım sektöru, toplam banka kredilerinden ancak %9,2 pay alabiliyor, bir tıcaret kesımi, banka kredilerlnın neredeyse yarısına el koyabilıyor.. Gerice yöreler banka kredilerinden yararlanamıyor. Soru Bunu düzeltmenln çaresi yok mu?... ARTUN Neyın sonucu bu.. Plansızlığın.. Gerçek bır planlamanın olmayışının.. Toplum çıkarlannı yansıtan bir planlamo olmadıkca, kayııakların sağlıksız dağılımı goyet doğal.. O halde yapılması gereken şey. temelde plânlamadır.. Tüm moli kuruluşların ışievl de, ayrıcalıksız, plânlanmış sektörlerl finanse etmekten başka bir şey olmamalıdır. Kaynak dağılımı aşamasındo bir plânlama olmadıkça. bankalar ve dığer matl kuruluşlar, kendi uzmanlıklarına göre böyle bır plânlamayı finanse etmedikçe, yarın ulaşılacak sorunlar ve dengesizlıkler bugunkünden farklı olmova caktır, ama kuşkusuz daha ağır ve çarpıcı olacaktır. Çağdaş Yayıniarı Gazi M. Kemal Atatürk SÖYLEV OnS Prof Hıîzı Veldet Velldeaeoğlu'nun duzenleylp yayına nazıriodığı ve buyük bir llgıyle uzun sürsdlr çok aranan bu oiumsüz yapıtm 5. basısı Yakında Çıkıyor Ederl: 200. T L isteme adresı: Turkocağı Cad. 39 41 Coğaloğlu İstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle