23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKI CUMHURtYET 11 MAYE 1980 6BM eorçamBd gBnü ST f ş oa CUMHURİYET'ln llk sayısını ellnre oldıflım zomon birl bona: «Bu gazetenln 56. yılını doJdurup 57. yaşıno flirdığinı gorecek ve yırmJ Mn kırk birincı sayısını da ofcuyocaksın» de» •eydl, hele: <Bu 56 yılın son 38 >ilında gazetonln »üreklı yozarı olocoksın» diye ekleseydi benden alocoğı yanıt, hıc kuskusuz: ıHaydi oradan; boe noyoller kurmam bent oiurdu. Elımdöfcı ılk soyıyı özenle ve ımrenereJc •rtrip çevırıyor, her koşesını gozden oecırıyor. kımi yazıları blr koc kez okuyordum. tlmrenerok» dedım, cunku 1923un yaz oylarında TBMM memuru bulunduğum sırada bu Mecllsln colc uzun süren tatılınden vororlanarak rohmetll Yunus Nadı'nm YENI GUN gazetesinde bırkac oy muhabırlık yapmış, gazetecılığın, çeşnısl barrboşka olan todını tatmıştım Bunun dyku»unu cAnıların Izmde» kıtob<mda anlattım. 6 Ç olaylar ve görüşler 57 Yıl Böyle Geçti Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU j Geçen gun Çetın Altan Mıllıyeftekı köse* •Inde kendı gazetecılık yaşamının zengın oy* küsünü kısaca anlatırken gerıye doğru bakınco bırden şaşaiamış olocak kı, yazrsma: cOtuz yıl geçmıs, vay be. » başlığını koymuştu, tOtuz yıl ne ki.. Ellı yedi yıldon ne haber?» dıyerek gülumsedım ıçımden. (Bu Ikl görüs, zomanın ölcutunün salt değıl, gorecel! olduğunu konıttayan >«nl ve güzel bır örnek oiur değii mi?) Yıllar ılerledıkçe gelıba 'nsan zamanın akışı korşısında bır tur bağışıkhk kazanıyor ve bu hızlı gıdışın bılıncıne varınca artık «aşkınlık duymuyor. Belkl de. doğanın hazıriadıöı yazgıyo boyun eglş duygusundan gelıyor bu bağı« •ıklık, ktmbılırl Konumuzo gelellrr: Ankoro'da YENI GON •opanmış, Istonbul'da CUMHURIYET çıkmayo boşlomıstı. Daho yerlnde blr onlotımlo. YENİ GÜN'ün sahıbı, onu Istanbul'o gotürmüs odmı <Jo CUMHURIYET'e çevlrmışti. Demek 1923 Ankorasındokl YENİ GÜN. 1924 Istonbufunda doğmus olon şu elimdekl CUMHURIYET cazetesmln bobası Idi ve sayfa duzenlemesl (mlzanpal) bakımından ondan daho güzel, daho Mçımll. lcerık bakımından da daha zengındl. Turkfye'de Currhuriyet'ln llonı üzerınden henüz altı ay gecmlş, onun adını taşıyan bu go«ete Cumhurı>«t re)im! Hkelerınin yurekll savunuculuğu görevınl yükıenmışti Bunu llk sayı«ında Man edıyordu Şımdl de sürdürüyor bu görevı YENİ GUN'de colışmı» olan ben, onun yavnmu. ya da olgunlaşmıs devamı nitedğindekl CUMHURİYET gazeteslnde de çalışmayı ne ko^ dor Isterdlm. Yukorıda sözünü ettığlm tlmren me> duygusu ffte bundan doğuyorau. ÇünkO YENI GUN'dekı bazı arkadaşlar, gazeteyle bırlıkte Istanbul'a gıderek CUMHURİYETe kapılanmışlardı Ben Meclıstekı «Dıvanı rlyaset meırurluğu» gorevımi bırokıp, Istanbul'da bırkaç oy sonra cıkacak b'r gazetede başarıiı olup olmıyacağımı kestiremedığim muhabırlık Işıne girmeyl göze alamadım. Ankara'yı tanıyor<Jum ama Istanbul ortamını bılmı\ordum. Böyle bilınmeyen blr ortamda büyuk bır gazetenın rruhobırı olmaya kalkışmak bır tur cmacero» olurdu benım ıcln. Bu nedenle gıtmedım Ama aklım oraya takıldı kaldı llk sayısından boşhyarok bu gazeteyi hıç aksotmadan izlemeye boşlodım O tarihte Istanbul gazetelen Ankara'ya günü gününe gelemezdı Kımı zaman bırkoç gunlük gazete bırden gelırdl Boyle günler bir ziyafet olurdu benım Içln Buyük bır açlıkla okurdum onlorL O yıl. bu yıl okurum CUMHURIYET'U YENİ GÛN'de llk haber ve roportaflarımın çıktığı gün cok sevınmıştım Bu. sevınme değil. onun da ustunde bır duygu, blr gurur, glzll bır övunme urpertisıydı sankı. Henüz 19 yoşındaydım. Kendı elıml© yazdığımı, motbaa harflerıyle blr gazetede basılmış görmek yürek carpntısı verıyordu bana (1) Avrupa'da öğrencf bulunduğum sırada Hakımıyetl Mıllıye (Ulus) Gazetesi, bızlm gibl hükürnet öğrencılerine parasız olarak gonderllırdl, Sınav kazanıp Avrupa'da devlet porasıyla okuvanlara «Hukumet oğrencılerı» derdık. o zaman CUMHURIYET'ı d6 Ankora'dakı yakınlorım haftalık tomar halınde yollarlordı. Bu gazeteye 1932 yılındo Berlın'den gönderdığırr blr yazının yoyınlanmoması üzerıne bana uzun gelen bır bekleyışten sonro Haklmlyet) Mılllye Go zeteslne birkoc oy oralıMa l»rî yon yonodım Bunlar gazetenin 7 hazıran 1932 ve 7 kasım 1932 sayılarında yayımlandı Hem de Hıfzı Velldedeoğlu ımzosıyla. Oysa soyadı kullanma geleneğı yoktu bızde. Soyadı yasası ancak uç yıl sonra. 1935te çıktı. Amo ber» Avrupa'ya gıdınce, oradakl geleneksel zorunluğa uyarak soyadımı kullanmaya başlamıştım. YENI GUN'dekı haber ve mülakatlarım (roportoılanm» tBır muhabırımız» sozcüğüyle başlar ve ımzosız çıkardı. Günlük blr gazetede ılk kez ımzalı olarak cıkan yozılorım. Hâkın»yetI Mıllıye'dekl bu mektuplardır. •Otun'arda 3 ve 4 Mayıs 1942 günlerinde cıktı. Blrkac gün sonra da 7 Mayıs ta, gazetenln 13. yılı kutlandı Boyıece vaktıyie rnuhaDlr olarak calışmak istedığım CUMHURIYET'e şımdl yazar ola'ok gırmıştım 1932'de HâkımıyetI Mülıye'dekf yazılarım cHıfzı Velıdedeoğlu» ımzosıylo cıkmıştı Şımdl tDocent Dr Hıfzı Veldet» adıyla yozıyordum (21 Bu ünvan hoşuma gıdıyordu 1942 sonunaa profesor olduğum zaman gazetedekı vazı'anmın ba. şına «Prof Dr» ünvanını koymak daho da hoşuma gıtmışti 1948 Mayıs'ında buna bır de «Ord » eklendı ve oldu tOrd Prof Dr H V Velloedeoğlu» Kim fcnlir. belkl de yaş llerlemesı nedenıyie ofacak adımın başında bu uzun ünvanı gördüflum gün, eskısi gıbı heyecanlanmadım Amo yazılarım uzun sure bu unvanla cıktı 12 Mart fasızmı dönemmde cok degerll bazı profesör arkadasalarıma r&vo gortılen zulumden ve ülkedekı tprofesör enflasyonu»ndan sonra bu unvanı kullanmamaya karar verdım 24 Aralı* 1972'den beri yıne olduk «Hıfzı Veldet Velıaedeoğlu» tKülll seyln yerclu llâ oslıhlı (1) Bu corpmtıyı llk kez 1922 Nlsan'ında Trobzon Lisesl'nln 12. sınıfında bulunduğum sırada «Dalgalaraı boşlığı lle yazdığım blr kosuğun, Fransızca öğretmenımlz Nizamettin Bey' In cıkardığı aylık blr dergıde yoyımlandıgı gün duymuştum (2) 1935'te Soyadı Yasası çıkınca yetkllt mermır cseyhlik ve tarlkatçılık kavramlarını onımsotıyor» gerekcesiyle «Velldedeoğlu» soyadını tescil etmedığinden, bunu «Veldet»'e çevlrmek zorunda kaldık. Çunkü Çorum'da komsular bizlm aileye «Velidedelenın kısaltılmışt olarak «Veldetler» derlerdl 14 yıl sonra, 1949 da Çorum'da octığtm bir dava lle eskl nüfus kutüğünde de yazılı olan «Velldedeoğlu» soyadını kullanma hakkını kazandım. Ancak ülkemde «Hıfzı Veldet» odıyla tamnmış olduğumdon, bu ikl Isml, ylne mahkeme karanyla, oz ad olarok kullanmaya yetkili kılındım. Buna karşılık Avrupo Üniversitelerlnden aldığım dlplomalarda, orarla basılan doktora tezimde ve turlu ulkelerdeki bilimsel yoyınlarımda hep Velldedeoğlu soyodı vardır N O T • Tercüman'ın Anayasa Semıneri'nde okunup söylenenlerın o gazetedekı yayımı sürdüğünden. Anoyasa konusuna bu hafta değlnemedım. H.V V. rulmak, sonra yıpranmak, daha sonra da yozlaşmak durumlarıyla karşı karşıya kolır. Bu gercek. dunyasal olayların hepsı ıcm geçerlıdır^ Yine konumuza dönelımYurdun Sesı'nın yenı yorumsal boyutlan amaclaması. ona, deneysel olma ozellığınl de, kendılığınden vermektedlr.. Kırk yıldır, halk muzığını capsız turkuculerle, halk calgıları nı yalnızca davulzurnayla ve bağlamayla duşunegelmış pek cokları. bu ızlencenın yayımıyla, geleneksel değerlerımızde daha once hıc duyup, gorme dıklerı ozlerı duyar ve gorur olmuşlardır.. Bu kadarıyla da hı, Yurdun Sesı'nın yankılonması oyle etkıiı olmuştur kl, halk muzığı uzerlne yıllardır soylu uygulamalartyla emek vermış fakat, bilimsel acıdan bakıldığında halk muzığımızl duygusal yorumlamanın dışına cıkmamış olon sayın Nıda Tufekcı. Yurdun Sesı'nın hemen ardından hazırladıgı «Tur kulerımızın Dılınden» adlı yapımıyla. ılkının yanında yer olmış ve yenılık hareketlerınde kazanılabıleceğını gostermıştır Aynı hareketten etkılenen başkalan. olaya aynı bllınc duzeyınde bakamadıkları ıcm «Anadoludan Sesler» ad lı bır ızlence hem halk muzığı hem de, TV yayını acısından yuz agartıcı olmamıştır.. Yurdun Sesı'nın eieştırılecek yanlarının olması, her şeyden once bılımın gereğıdır.. Fakat, sanırız, şımşeklerı en cok, de neysellık nıtelığıyle, tutucu cev relerden cekmıştır Sımdı tbızım olandan», «blzlm oimayana» geçelım: Gunumuzde soz konusu olan hızlı toplumsal tabokalaşmanın bır sonucu olarak gelış rrekte olan ve toplum katları arasındokl gelır ayrımlarına koşut kesklnleşen Hofıf MCızık Pop Muzığı Anadolu'nun bağrından cıkmamıştır. Bır, tabakalaşma olayıdır. Aylardan berl, TRT'yı denetim altında tutan çevrelerce. halk gun lük sıkıntılarını unutsun diye ofyonlanırcasına vatan meselesl halıne getırılen Eurovısıon yorışmasına katıima bırkackışisel, şarkınm kendısıyse, yalnızca kışıseldır Buna karşın, oylesıne bır «mıllı» dava yapılmıştır kı yanşmayo katılan şarkıcı, ikl gunde blr, de 1 mec verır olmuştur Basarısızlık nedenlerını bıze «rezume eden» yarışmacıya ve yarışma ıcm uğraşanlara da, bız «ozet leyelımı: Dunya toplumları arasında saygınlıkla yer alabılmerrız içın Türk lokumunu, şış kebabını ve çobek dansını sat mak yanlışmdan aymalıyız. Eurovısıon, AET'sıyle, Eurodollar'ıyla ve tüm gecmışıyle, blr Avrupa topluluğu kurmok Isteven Avrupalının aslında kendl arasında düzenledığı vakınlaş mo hareketıdir Avrupalı icın, düşsel Avrupa topluluğunao Türkıye'nln yerı yoktur. Endüst rileşmış Avrupa ıcln Turkiye, nosıl, Avrupa'nın sebzecısl. şu rupcusu ve ucuz emek kayna ğı yapılmak ıstenıyorsa, Eurovlsıon yarışmasındo da. kendınl gostermesl beklenlr değıldir Bu nedenle yarışma, bizım yarışmamız değıl. olay. bızım olayımız değıldır, Bilim Dünyası .Vehbi BELGIL Güneşin Hırçın Dönemî üneşın Dünyomız üzerındekl etkiierlnden klmltert şoyle özetlenebılır: Isısı, buz, buzul ve katı halde btı lunan suyu denız, ırmok ve gollerde sıvıya, atmosferde buhara, buluta çevınr. Buyuk hava ve okyanus akımları, ısıyı tropık bolgelerden yukseklıklere, burakırdan gerıye götürerek atmosferımlzın ısı dengesıni olusturur Tropık bolgsler aldıklarından az. kutuplar aldıklarından çok ısıyı atmosfere verırler. Guneş, ıklımlenn ve günluk hava durumlarının belırlenmesınde en buyük rolu oynor. Guneşın ışığı «fotosentez» olayı yolu ıle bıtkllerın, bunlar da obur canlıların uremesıni mumKun kılar. 6 Zerre ve ışınlar üneş patlamalarmın ve ruzgârlannm gonderdigl (»örunmez elektron, proton zerrelerı Dunyamızın lyon Kuresinl (lonosphere) oluşturur, manyetlk alonını etkiler, eskl deylmi ile FecrI Şımalî, yenı deyimı ile Kutup Işıkları (Aurora borealıs, australıs) denen olaylora yol açor. Guneşın «XIşınlar» ıle «morotesı ışınları» atmosferln üst tabakalarının ısısını belırler ve lyonosfer'ın yoğunlaşmasına yol oçar. ••• Avrupa'don chukuk doktonn önvanıyle dönüp İstanbul Hukuk Foküıtesı'nde docent o.duktan sonra artık benım ıcm gazetecılık mesleğıne atılma otanağı yoktu. Avrupa'da kaldığım yıHarın iki katı kadar bir süre (yanı on yıl) devletın gösterdığl yerde colışmak, eğer calışmazsarr hazineden benım ıcm harcanmış olan parayı. faızıyle birlikte. ödemek zorundaydım Lise'de bıle devlet yardımıyla okumuş olan bende o kadar paro ne gezerdı1 O tarıhlerde Oarülfunun kaldırılarak yenl üniversıte kurulmuş Hıtler kıyımından kaçan bırcok yabancı bılım odamına aa ünlversıtenin türlu fakultelerinde kürsüler verllmıştı Buniorın derslerini Türkceye cevırecek, dıl bılen ve doktora yapmış genclere gereksınme görulmüş Bu nedenle devlet bana «Istanbul Hukuk Fakültesı'n de doçent olacaksın» dedı Olduk Ad'mız docent Idı. fakat gercek gorevımız asıstanlıktı Oort buçuk yı' gecmce docentlık sınavı verdıkten sonrodır kı gerçekten docent sayıldık Benim gözüm yine gazetelerdeydi Gerci gatetecı olmazdım ama gazete yazarı olabılırdim Docentlığımln son yıllarında bunu denedım Anıtarımdo ayrıntılı olarok anlattığım bıcimde CUM 8 Güneş lekeleri üneş bu normal faolryetleri yanında onormat fooflyetleriyle de Dunyamızı etkiler. Leke oluşmalan lie guneş patlamalart bunların başında gelır. Ve Dünyamız şımdı, bu iki tür faalıyetln en >uksek noktasında bulunduğu bır döneml yaşamaktadır. Donem, hazıran sonunda sona erecektır. G Eskı yıldızbılırrcılerın karartı ve bulut sandığı güneş lekeleri Guneşın sonmeye, kararmaya yuz tutmus maddeleri değıl, ıçte oluşan kuvvetlı manyetık fırtınalann Guneş yuzunde yarattığı çatlaklardır Lekeler, aslında, karanlık bolgeler değıldır Ancak Guneş yuzünun 6 000 derecelık ısısına gore 1000 1500 derece daha ılık olduklarından karanlık gıbı görunmektedırler. Lekelerin etkileri OKTAY AKBAL EVET HAYIR Sait Faik îçin 1940 yüında tek bir sayı çıkabilen «Künult» der> «Sait Faık hakkında duşunduklerxmi2> sayfası önumde duruyor... 1940 yüı! Cumhuriyefin ilk kuşağınm ortaya çıkUğı yıL. Daha sonra «Kırk Kusağı» diye anılacak genç ozanJar, oykücüler, incelemecıler . Savaşm kızıştıgı, Türk toplumunda s&gsol çatışmasının hızlandıgı bır dönem... Abıdin Nesımt Asaf Halet Çelebi. Hasan Tannkut. Baha Durder. Hüsamettin Bozok. Lutfl Enşci, R İ Dmamo Cavıt Yamaç. Suat Taşer. Saıt FaJc' ln kişıbğl ve sanatı ustüne düşüocelerlni belirtenler bunlar O 1940 jnhnda kaç yaşındaydılar bılir nusınız? Suat Taşer 21. Husamettm Bozok 24 Dinamo 31. Çelebi 33. Salt Faik 34 . Kuilük kahvesi sanatçılann buluştuklan ilginç bir köşeydı Cavit Yamaç m bır yazısında behrttıği gıbı, «bır gölgeler onnanı»ydı. Beyazıt Camısınin alana bakan bölümünde ağaçlar altında o dönemın ünluleri buluçur. tartışır, göruşurlerdı. •Küllük» de bu havayı yansıtan ılericı bır dergı olarak çıktı. Ne var ki tüm yaşamı bır tek sayj oldu O bır «tek» sayıda ıkı sayfada «Saıt Faık ve Sabahattın Kudret hakkında duşündüklennuz» başlıgı altında görüşler. düsunceler behrtılmıştı. Bugun Sait Faik'in ölumunün yırmı altıncı yılı... Yazınımızın gerçek bir degen, herkesm öneminl benimsodıgı Saıt Faık. 1940'larda büyuk okurun gozunde pek bilınmeyen bır genç yazardı. Işe yaramaz, boşta gezer birl durumundaydı. Yayınladıgı •Semaver» ve «Sarnıç» kitaplanyle yepyenl blr duyarhhgın, bir Iç gözlemcılığın saglam orneklerinl veren bir kişilik taşıdığını kanıtlamıştı. Kimlere? Bir avuç aydma. bir kaç yuz okura!. Şimdl 1940 yılmda «Kulluk»te belirtilen göruslerden parçalar sunrnak istıyorum size Abıdin NeBiml «Sait Faik Kalorıfer ve Bahar» rukayesıyle NıyazJ Remzı'yi geçen. ve köy halkı psikolo)isinl tesbıt ve aksettirme bakımından çok daha muşkül olduğu içın ancak Sabahattın Ali'ye yaklaşan kıymetli bır hikâyecıdır. Fakat lisana hakimlyet ve tahkıye bakımından ilen ve dlger köy ve şehi/ psikolousını aksettiren hıkâyecılerimizden ustundur» Nıyazi Remzi'yi hiç bılmiyoruıa Acaba Mustafa Niyazı mi? Yoksa o gunlerde ılk yazılannı yayınlataış, sonra yıtıp gitmış bir genç mi?... Haean Tannkut çok daha kesin konuşmuş «Sait Faik hıç şuphe yoktur kı bızim ılk hıkâyecimızdır Omer Seyfettın'ı ne yaptın diyebilirsinız. Fakat Omer Seyfettin'in hikâyeci degıl masalcı olduğundan bıle süphe ederlm.» Cavit Yamaç da şöyle demış «Sait Faik Türkıye'nın en mühım hikâyecisıdir Onu, devrini aşmış buyük sanatk&rlarla kıvas etmek yanlış olur, çunku Sait Faik bızzat devnnl aşacak büyuk bir Türk sanatkândır Abasıyanık muasır edebıyatıtrnzın Toros'udur Eger edebı ekibımizde birkaç Saıt Faik daha bulunmuş olsaydı butün dunyayı edebi maçlara davet ederdık Saıt Faik yannın gözleri ıçın yazıyor.» Cavıt Yamaç 1940 lann «umut veren» bir genç yazanydı. Ne yazık kı yazm çalışmalanndan kısa sürede koptu. 1940'da verdigi yargı kırk yıl »o»»ra kesınleşmıştir. Asaf Halet Çelebi 40 kuşagınm önemli adlanndan bıridır Orhan Veh'nın yaygın ünü gıbı bır üne sahıpti Dillerde, dergilerde. gazete sayfalannda sürekîi yinelenen dızeleri vardı «On Manı Padme hum» gibi.. Bakın o ne demiş: «Sait Faık yazdığı çeylerle alakası yokmuş gıbı durur. halbukı bütün yazılan münhasıran kendısmı anlatır O daıma rüyâ gören bir adam gibidir Bazı muharrtrler vardır M yazılannı sevıp okumuşumdur ve geçip gitmiçimdir. halbukj Sait Faik'in okudugum hikftyeleri daıma tesirlni duyduğum müstesna şeylerdır » Ozan. romancı Hî Dmamo ıse neler düsünüyor Sa:t Faık içın «Saıt Faık' Şahsıyle Ozerimde pek lâkajrt öir intibft bırakan bu sanatkar. Mnatı lle tnddi bır tesir yapar Onda ben daim* yapm«k tetedıgı saaat lie yaşamaya mecbur oldugu oayat ara smda bir taaruz. bir intibaksızJıi sezditn . Onun hikayelerindeki kudret* ve mevzulanndaki tsabete rağmen halk kütlesine kadar genışlemeyışine daha ne gıbı gızli amillerin tesir ettigini bilmiyorum. Sait Faik, Maksim Gorkı'nin cihanşumul tesınne kapılmış lstidatlı bir yıgm dünya muharrirlerindea bıridlr Fakat koskoca Türkiye'de Sabahattın All ile ancak iki kişldirler.» öîumünden ötuz alts yıl sonra Salt Faft bOtün bo yargılann dogrulugunu kanıtlamıştır Kusaktfta ku$aga. kalacak vapıtlanyle olumsâz Wr ayth 86B*tçılanauzın b nodolu müziğlnl televlzyonlardo holkoyunlorı ıle süsleyıp veren tYurdun Sesı» yaklaştk olarak İki yaşındodır Görüntuye gırdiğl ı(k sıralorda, örneğin 1978'ler de, tek başıno büyuk oloy yoratarak, halk katlarında genel olarok büyük çapta begenılrri» ve Anadolu muzığıyle uğrason cevrelerde de, tepk> şlddetl ovnı olmak üzere, olumlu ve olumsuz pek cok eieştlrl olAVRÜPAU İÇtN, DÜŞSEL AVRUmıştır. Dıkkatleri boyiece uzePA TOPLULUĞUNDA TÜRKİYErıne cekmls olan Yurdun Sesi'nln su ana kodark! eylemiyNtN YERİ NASIL YOKSA, EUROle ortaya cıkan temel omocloVtSİON YARIŞMASINDA DA ÖYn şunlardır LE YOKTUR. OLAY, BİZİM OLA1) Holk muziainln, kendl baYIMIZ DEĞİLDİR. »ına bır olgu olmayıp, pek do0al olarok halkoyunlarıyla ve glderek, halkın tüm yaşamı ile bütünluk ıçınde olduğunu vurOruç AZADgulamak, 2) Halk muziğtaln ert tyi ftrmiz tpln blriclk çıkı» kapısıSesi'nln garçeklestlrllrnesl. an neklerini tıtızilkle seçerek ve dır. laşıldığına goro. aralarında hıc caplı sonatcılora okutarok, ge Sayın özbek. daha önce blr çıkar kavgoâi olmayan, uleneksel Anadolu muzlğlnin, bu 1975'to yozmış olduğu Folklor zun bırlıktelıklerln getırdıgl agun ve yann Içın. ekınsel (kül ve Turkülerimiz'de, halk yazınınılan paylaşan ve cok az satürel) Işleyişte boşta yer almızın holk müzığımızle doğal yıda olan sanatcıların condan ması gereken en zengln kaylclceliflinl ortaya koyarak dostluğu lle ve bu sanatcıların nokianmızdon olduğunu sergj folklor icln «halk hayatının ve üstün ufiraşılan lle olmaktalerrek, kültürünun llml» tonımını kuıdır.. 3) Yaklaşık kırk yıldır gözarlonmış ve halkbllimınm ozlü ve Ayrtca. kırk yıldır her yönuy dı edılmış ve uygulamasol acı sağlıklı anlatımını yapmıştı.. le tek boyutlu uygulatılageidan gerl btraktırılmış halk col Seçkin türkulerımizl yapısal ve mış halk muzığımız uzerınde gılannı halka «yentden» tanııcerık8el olarak sınıflandıran kı koyu perdeyi aralayabllmek. tarak. gercek Anadolu muzığlbu yapıt, yalnızca halk muzıbaşlıboşına bır uğraşıdırl... Her nln cok boyutlulugu Içindekl ğl ile ve halk edebıyatı lle ug yenılık olayında olduğu gıbl, bu vakte kodar bir hayll raşanların değıl. toplumsol de bu olayda da, dar bır acıdan boş bırakılmış yerlerinf olğerlerimize sahıp çıkan her ötesını göremeyenlerle, «cemaları Icln bir yol açmok. aydının kltaplığında bulunmahaletin» tıpik örnekleriyle ve 4) Türkulerımizin ve gelenek lıdır.. Bu kitabı inceleyenler, ay blrtakım mosobaşı çıkarcılasel calgısal uygulamalarımızın, nı zamanda, lisell genclerımıze rıyla ugraşmak, her halde ge evrensel müzığln temel ögesı toplumumuzun yazınsal ve rekmektedır.. En azından, belolan çokseslılıği kendillklerınguzelduyusal (edebi ve esteII blr olaya yıllardır aynı acıden özumsedıklennı ceşıliı ör tık) degerlerınl vermekte, ede dan bakagelmlş olanların baneklerle gostererek, evrensel bıyat dersierınln, ne denli ekkışlarını yeni boyutlara cevırçokseslılık boyutunun var oidu sık ve carpık kaldığım gormek doflal olarak zorunludur» flunu ortaya koymak, mek fırsatını yakalayacaklarBunların uzerınde, toplumsal ve 5> Anadolu muzığınin, tüm <Jır.. ulusal deflerlere karşı hıc bır boyutlarıyla ve gerektıfll gıb< Yurdun Sesi lle başlayarak zaman kararlı ve sağlıklı blr değerlendırılmeme savurganlıv« sayın Özbek'in bu Izlenceytutumu olmamış ve belll olayğına son verılmesl yolunda glle «programla» ılışkılı genel yo lara karşı tutumu her hükürışırrde bulunmak. nelımın. değer!endırerek, her metle beraber değışmış oian Bu amaçların sağlıklılıflı ve şeyın bır gui bahcesı olduğuTRT ve sanat olaylarının tümuzığımız açısındon yücelığl, nu soylemek Istemıyoruz.. Bu, mune Cumhuriyet tarıhımız bo Yurdun Sesı'nın tasarlayıcısı dunyanın sonunun, göz erımın yunca bır toplu bükışı olmave yapımcısı Mehmet özbek'de olduğunu soylemek glbı bır rrnş devlet kurumlarının çelişln sanatcı geçmışı ıle aynı ciz yanlış olurdu.. Tersme, ıçıne gt klsı vardır. gidedır. Şöyle kı, istanbul Rad rılen bu yolun dıkenlerı, pek co Şurası bellıdır kl, sanatcı, yosunda bır «solıst» olarak ışğunu. daha Işın başında yılyalnızco sanatcı olmalıdır. Hem ledıği Güneydoğu Kerkük dırabılir clnstendlr.. sanatcı, hem yöneticl, araştıryöresinin yerel renklerıni, gellk bakışta, beş temel ama macı, derlemecı, ızlence yapım leneksel muzığımızın hoyrat, cın saâlıklıl^ı ve yucelıgı ıle cısı olamaz. Bu ışlevlerden bımaya, dıvan, tecnıs ve obür atbaşı gıden gercekleştırılme nnı üstlenen kımse, ötekı ışörneklerının en guzeller) ve gucluğu her şeyden önce levlerı unutmak zorundadır. bır solıst ıcm hazırlomast gerust duzeyde bılgılı, bılinçl' Yukardakı gerceklerın zortocek ozverl Isteyen zorluktaktve Inançlı. iyi örgutlenmış ge masıyla, kendı yağıyla kavrul leri lle vermekteki başorısı oniş blr takımın calışmasını çağ mak durumunda kalan, kım olağonustudur Buna ek olarok, nştırmaktadır™ Oysa Yurdun lursa olsun, kısa zamondo yo TRT'de yayıma gıren cTürkülerımızın Dunü Bugunü» odlı yapımındo sayın özbek, elindekl olanaklann tamamını kul lonarak «karşılaştırmalı halkbılimi (folklor)'ne yonelmekte dlr. Bu acıkca, bılirrsel bir Değerlı varlığımız doğru uzerlnde yürumektır. Çun kü ozünde, türkülerln zoman boyutunda uğrodıkian yorumlanma evrimıni sergılemeyl tCermektedir. Böylelıkle. doloylı olarok. devıngen (dlnamik) durağan (statlk) halkbillml tartışmasını do birlikte getlrmektedır Bu yaklaşım ise, Tür Klye'de halkbılımının (folklonjn) ölümO nedeniyle acımızo yurekten katılan tüm sevenkuromsal (teorık) ya do kılgılenne teşekkür ederiz sai (pratıkı düzeyıerde sağlıklt olarak eie alınabllmed ve kuAKKEMİK 8OZEN KULÇAY AİL£L£Rt rumiastırıiabılmMi Mn llk horeket noktosıdır ve halkbillml A Yurdun Sesi ve Petr'Oil I ekelerın capiarı yüzlerce kllometre ne yüz bmlence kılometre arasında değışmektedır Bunların çoğu, bır veya bır kac Dunya ıclerıne rahatlıkla sığdırabılecek captadırlar. Örneğın, 200 000 kılometre capındakı bır lekeye 10 kadar Dun\a rahatlıkla sığabılır. Bu buyuk çaplarından dolayıdırki. lekeler. Dünyamız uzerınde şu onemlı etkileri gosterebılırler• Radyo ve televızyon yayınları sık sık duroblllr. • Teleton. teigraf görüşmelerınde sık sık ânzator belirebılır. • Elektnk hatlorında, petrol orama araçlanndo «ık sık bozukluklar meydana gelebllır • Kent elektnk hatlarında tâkat yükselten transformator nerkezlerı durabılır. 9 Kuzey ve guney kutuplarındakl Kutup Işığı olayı denen renk cümbuşlerı artar (Bu ışıklar, kutup goklerınde, sıyah zemın uzerınde renk renk kadıfeden kıvrım kıvrım perdeler bıcımınde gorünurler). • Ceşitll elektnk uretım merkezlerının nakl! hatIdrı blrbirlenyle bağlantılı (enterkonekte) olduklarındân bir yerdekı ârıza bütün ülkeyı etkileyebılir. Güneş patlamalan da üneş lekelennın artış dönemlnde güneş patlamolarının (solar flares) arttığı da gorulur. Bunlar, Dunyaya yonelık XIşını bombardmanını çoğalttıklarından, elektror»ık haberleşmelerı etkıleyebJlırler. Ancak, guneş lekeleri ıle ultravıyole bombardrranı da arttığından uzak mesofe radyo yayınları daha rahatlıkla dınlenebılır Cunku bu ışınlar Dunyamızı cevreleyen lyonosfer tabakasını yoğunlaştırır Rad>o dalgalan bu yoğunlaşan tabakaya corpıp geri dondüklerınden daha uzaklara gıdsbılırken Futbolda ağ\ara çorpan topun gerı fırlamamasına karşılık duvara carpan topun hızla geri donmesı gıbı G Amerıkalı bllgın Andrew Douglas Guneşln böyle hırcınlık donemlerınde bıtkılern daha hızla buyüduğunu llerl surmusse de bu goruş kanıtlanamamıştır. Buna karşılık, lekelerın en aza ındığı donemae kışların daha sertleştıği goruşu de fazla bır yankı buamamıştır Lekelerın etkısi kuzey yanmkürenvzde görülmektedır doha çdc Râstgele değil uneş lekslerının, cıbon gibl, rastgele yerlerde olustuklan duşunulebılır Oysa durum boyle değıldır. Lekeler, Guneşın ekvator çızgısınln ıkı yanında, bır cismin aynadakı aksı gıbı, karşılıkJı olarak, aynı anda, otuzuncu enlem çızgısı dolaylarında, tek veya kumeler halınde oluşurlar Kumelerın bırincı tskslerı birbırlenne göre ters elektnk yukludur: Kuzeydekı lekeler kumeslnın bınncı lekesı pozıtıf elektnk yuklü ıse guneydaki negotıf yükludür. 11 yıllık yuksek faalıyet donemı sonunda lekeler kaybolup da yerıne yenılen oluştuğunda lekeler yuk bakımından tersleşır Kuzeydekı ılk lekenın negatıf olmasına karşılık guneydekı pozıtıf olur. Bu duruma 1940 • 1950 1960 donemlennde rastlanmıştır. G Lokele1 uzun omurlu değıldır Bır leke, güneşin kendl çevresınde ıkı donuşu suresıncs yanı aşağı yukan 50 gun sürssınce, görundukten sonra kaybolur, fakat yerıne başka bır leke belırır Bayır aşağı TEŞEKKÜR I ekeler, oluştuklan 30 enlem clzgllennder 11 yıllık yüksek faalıyet donemı ıcınde ekvatora doğru bayır aşağı gıderossıne ınerek 8. enlem cızgılerı dolay larında kaybolurlar. Fakat, yerlerıne, otuzuncu enlemlerde yenılen turer ÎLGEN AKKEMİK'in Ûlkemızde radyo, telefon, telgraf, televızyon haberleşmelerı bır karısıkiık eskı deyımle «h)9lodumerç» ıcm de olduğundan, elektrıkter oe sık sık kesıldığınden, Guneşın hırçınlıkiarı ünlu halk deyımiyle davulcu yellenmesl gibı gürultuve gıdecektır. Turistik belgeli, fakat turistik fiyatlan uygulamayan tek motel ve restaurant VİLLâV t SsblM : Cumhurtre» ltotb«3lık «• GuetecllJk T A 8. «dın» : NADÜl NADt | Genel Y»ym MüdOrü: Okt«T KURTBÖKE | 8 Vazıl$lerı MüdüHl Cctin OZBAVKAK I S Y**ıl$Jeri MüdürO : OrtMa ERİNÇ t B*san T» yayıa Cumhuriyet ve GazeteclUk T A $ C*«*Joghı gı Cad No • 39 . « I Pmts Kutanı : Me İSTAJ*BU1 T«Uton : » 9 7 0S CUMHURİYET BASIN AHLAK YASASINA 0YMAYJ TAAHHÜT EDER. • BOBOLAB : ANKARA Konur 34/4 T«Bl«ehlr Tel : M 33 36 17 M 36 A tZMİR . Halit Zly» Bulvan No «5, K«t • 3 Tel : 35 47 09 13 13 30 • âDANA : AtatOrk C&d TQrtc Hav» Kururtra t* Hanı Kat:3Ko:U Tel : 14 550 3S731 ABONE ÜCRETLERİ Aytv Tnrt I » Yurt Om » 300 > s a «00 JJOO 3 000 TAKVİM 11 MAYIS US0 ÖJk 13 10 tnuak Gflnef 3İ8 64« Lâle ^ ÖREN Tom ponsryon 800 TU Ancak tam pansıyon kalmok zorunda değllsinlz. Bır çiçek dıydrıi Her türlü anlaşmo ıoln telefonumuz emrınizdedlr. TEL: Burhaniye ÖREN 343 (Cumhuriyet 2567) «00 IMB 3.800 7JO0 Cgak OCPMI (nuplanna *e a(ulı tktodi **f*~. Tlttm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle