18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 9 MART1980 DOKUZ Orgeneral Üruğ (Baştarafı 1. Sayfada) aukları şehitler, bizleri bu görevimiz için daha bilinçli ve a» zimll hale getirmlştir» demiştlr. Türk bayrağına sarılı şehitle rin cenazeleri Edirnekapı Jandarmo Komando Birliği önüntieki törenden sonra dini görev için Aksaray Valide Camii ne getirilmiştir. Kalabalık bir halk topluluğu nun katıldığı cenaze töreninde 1. Ordu ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Necdet Uruğ ile yüksek rütbelt subaylar hazır bulunmuştur. Orgeneral Üruğ camide yap tığı konuşmada şunları söyle mlştir: «Menfur ve insanlık dışı bir cinayete kurban giden aziz şe hitlerirriz İsmet Uzunoğlu ile Selahattin Pehlivan'ı büyük bir elem ve izdırap içinde çok vakitsiz olarak ebedi istirahat flâhlarına yolcu ediyoruz. Yaşadığımız günlere ait torihin sayfalarında isimleri, mületimizin şükran yo minnet duygu larıyla yer alacak olan bu iki fcahraman evladımız ettikleri yemini canlarından aziz bılip vatan. cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatlamnı feda etmişlerdir. Cumhurlyetimize, demokrasimize ülkemizin ve milletimizin bölünrrez liğine kastedilmiş, yabancı emellere uşaklık eden hainlere karşı sürdürdüğümüz mücadele, güvenlik kuvvetlerimizin bugüne kadar vermiş oldukları şehitler, bizleri bu görevimiz icin daha da bilinçli ve azlmli hale getlrmiştır. Atatürk'ün emanetlerini, tümüy le muhafaza ederek ve üstleri ne en küçük bir gölge düşürmeden bizden sonraki nesillere aynen devretmeye kesin ka rariıyız ve bu, yolda canımızı feda etme andımıza sadığız. Aziz şehitlerimiz manevl hu2urlarınızda diliyoruz ki milletimizin bütün fertleri Türk milliyetçiliğinden hız ve ilham alarak mili şuur ve ülküler etrafında daha derinden ve gönülden birbirine kenetlenlp bütünleşsinler. Ebedi Istirahatgahınızda rahat uyuyun.» Birincl Ordu ve Istanbul Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Necdet Üruğ'un konuşmasından sonra Veteriner bir Yarbay heyecanlanarak program dışı bir şiir okumuştur. Bu arada ce naze töreni sırasında bazı kişiler komünizm aleyhine çeşitll sloganlar atmışlardır. Sıkıyönetim Komutanlığında görevli yüksek rütbeli subaylar heyecanlanarak şiir okuyan Veteriner Yarbayı yatıştırarak konuşma *yerinden ayrılmasını sağlamışlardır. Şehit Jandarma erlerlnln ce nazelerl dmi töreni takiben top orabasına konmuş ve Murat Paşa Camii önüne kadar taşın mıştır. Cenazeler burada mem leketleri olan Balıkesir ve Ay dın'o götürülmek üzere ailelerine teslim edilmiştir. • İstanbul'da dün meydana gelen üç ayrı olayda 3 kişi öl dürülmüş, 5 kişi de yaralanmıştır. Şişlj Gürsel mahallesinde saat 13.50 sıralarında meydana gelen ilk olayda, bir kahveye ge len silahlı kişiler içerde oturanlara «yere yatın» diye bağırmışlardır. Bu sırada kahve sahibi Zeynel Özdemir «kimse yere yatmasın» diyerek bu isteğe karşı çıkinoa silahlı kişiler tarafından kurşunlanmıştır. Zey1 nel Özdemir olay yerinde ölürken, müşterilerden Ahmet Geno de yaralanmıştır. , Saat 16 sıralarında ise Gaziosmanpaşa Bağlarbaşı caddesindeki bir kuyumcu dükkanına gelen silahlı üç kişi, işyerini soymak istemiş, ancak direnme ile karşılaşınca dükkan sahipleri olan Adem ve Nuramil Cirit'i vurarak öldürmüşlerdir. Sal dırganlar bir süre güvenlik kuv vetlerince izlenmiş, ancak tabancalarını atan teröristler pazar yerinde kalabahğa karışarak gözden kaybolmuşlardır. Şişli Hanımefendi Sokakta saat 16 sıralarında meydana ge len üçüncü olayda da bir nalbur dükkanına gelen iki kişi icerde bulunanları sılahla ta ramıştır. Saldırıda nalbur Murta za Doğan, Müşterilerden Ali Ka ra, Şükrü Karataş ve Dr. Etem Ete'yi yaralamışlardır. Ka rataş'ın CHP Şişli İlçe Gençlik Kolu Başkanı. Dr. Etem'ın ise CHP'lı Beledıye Meclisi üyesi olduğu bildirılmiştır. • Güitepe kavşağında |andarmanın dur ihtarına uymayan polis memuru Emın Özdemir açılan ateş sonucu ağır yaralanmıştır. Karaköy Başkomiserlığınde görevli olan polis memuru Özdemir, dün 19.30 sıralarında bir yakınını özel otomobiliyle hastaneye götürürken, Neyir fabrikası önünde denetleme yapan güvenlik görevllleri ve jandarmanın «dur» em rine uymamıştır. Bunun üzerine landarmalardan birısi sıvil giysili Özdemir'ın yönettiği otomobile ateş açmış. isabet eden kur şunlar polıs memurunun belin den yaralanmasına vol açmıştır. Polis Emin Özdemir Şişli Hastanesinde ameliyata alınmıştır. • Silahlı üç kişi. öncekl gece 21 sıralarında Şişli'deki Güvenç Aile Derneğinl basarak 336 bin lira para ile 16 kişinin kıymetll eşyalarını alarak kaomışlardır. • Eyüp'te İsmet Tak'ın bak ka! dükkanına gelen üçü sllahlı dört kişi, 36 bin lira kaçmışlardır. BURSA Etibank'ın Çekirge Acemler caddesinde bulunan Volfram Tesisleri Müdürlüğü bjnası dün sabaha karşı 03 sıraiarında maskeli ve silahlı 6 kişi tarafından soyulmuştur. Soyguncular binada görevli bekçi Mürsel Mert ile kaloriferci Aydm Turgut'u etkisiz hale getirdikten sonra burada bulunan üç kasadan ikisini alarak kaçmışlardır. Her İki kasa Soğanlık Mezarlığında dün 11 sıralarında parçalanmış olarak bulunmuştur. Kasalardan birinde bulunan yaklaşık 100 bin lirayı alan soyguncuların ikinci kasada bulunan evraklara ise dokunmadıkları görülmüştür. Bu arada soyguncuların Volfram Tesisleri Müdürlüğü binasında bıraktıkları üçüncü kasada ise 3 miiyon lira bulunduğu bıldirilmiştir. İZMİR Çamdibi semtinde Sıdıka Rodop Lisesinin kantin bölümünde elinde bomba pat* layan 3 sınıf öğrenclsi özkan Dede'nin eli kopmuş, Kenan Şen ve İsmet Mor adındaki arkadışları ise yaralanmışlardır. Bu üç kişiyi hastaneye getiren otomobil eskj Borvona yolunda bir kadına çarpmış, kazada kimliği belirlenemeyen kadın ölmüştür. DENİZLİ Acıpayam İlçesine bağiı Kızılhisar kasabasında Ülkücü Gençlik Derneğl sırlarını açıkladığı gerekçesiy le Idama mahkum edilen bir ortooku! öğrencisi ülküdaşı tarafından öldürülmüştür. 7 mart cuma akşamı saat 21.00 sıralarında İsrrail Ertuğrul ad lı bir ortaokul öğrencisi, üyesi bulunduğu ÜGD'den çağrılmıştır. İddialara göre evinden derneğe glden Ismall Ertuğrul. burada dernek yöneticilerince yargılanmıştır. Kiml sırları açıkladığı gerekçesiyle yargılanan ortaokul öğrencisi Idama mahkum edilmiştir. ADANA Sıkıyönetim güvenlik kuvvetlerinin şubat ayı içinde Gaziantep'te yaptığı operasyonlar sonucunda 2 örgüte mensup 33 kişi yakalanmıştır. Operasyonlarda Emeğin Birliği adlı aşırı sol örgüte bağlı 10 kişi, 6 öldürme, 2 yaralama, çeşitli bombalamo eylemlerinden, Türkiye Devrim ci Komünist Partisi İcra örgütü adlı yasadışı örgüte mensup 19 militan da 7 öldürme, 3 yaralama olayından sorumlu tutulmaktadır. Bu arada aşırı sağ görüşlü 3 s'anık da yakalanmıştır. Adıyaman'da ise Gölbaşı ve Besni ilçejeri ile Tut bucağında gerçekieştirilen operasyonlarda Genç Emekçiler Birliği ve THKO .. ML elemanı olduğu bil ,4irjlşn 5'i kadın 43 kişi yakalanmıştır Sanıkların evlerinde yapılan aramalarda 96 dinamit lokumu, 10 tabanca 220 metre saniyeli Titil. 300 kapsül, 150 mermi, 13 şarjör ve 7 av tüfeği ele geçirilmiştir. YÜRÜYÜŞ VE MİTİNGLER TİP ve TSİP'ln Mersin'de dü zenlediklerj yürüyüş ve miting dün yapılmıştır. 14 sıralarında Kurtuluş Anıtı önünden başlayan miting ve yürüyüş Atatürk Anıtı önünde sona ermiş, miting süresince bir olay çıkmamıştır. Öte yandan hayat pahalılığını protesto amacıyla Eskişehir'de, Kayseri'de yapılan yürüyüş ve mitinglerin de olaysız geçtiği bildirilmiştir. Demirel: (Baştarafı 1. Sayfada) duğunu evvela kendimiz unutmayız. Başarısızlığı savunmayacağımızı herkes bilmelidir. Hedef başarıdır ve bu başarı hükümetin başarısındön ziyade devletin ve milletin başarısı olacaktır.» CAN VE MAL GÜVENLİÖI Kasım 1979 Türkiyesinde fevkalade hal içinde dedirtecek şartlar ne idi? Ve biz neyi yapmak istemiştik. Bu şartlar 19 kasım 1979 tarihinde meclislerde okunan hükümet programın da, 8 aralık 1979 tarihli basın toplantısında tasvir edilmiştir» diyen Demirel, daha sonra geç miş dönemdeki sorunları saymıştır. Demirel can ve mal güvenliği sorunları ile ekonomik duruma değinmiş, sözlerini şöy le sürdürmüştür: «Binlerce cinayetln faili meç huidür. Binlerce olayın falli meçhuldür. Devlet adeta ceza vermeyen devlet durumuna düş müş, yapanın yanına kalmış, hapishaneier yol geçen han^na dönmüş, binlerce kişi firar etmiş, devletin güvenlik kuvvetlerine, poüsine, askerine, devletin savcısına, hakimine kutşun sıkslmıştır. Ve bunları kimin yaptırdığı, kimin yaptığı adeta meçhuldür. Bugünkü durum bizim eserimiz değildir. Biz bozulanı düzeltmeye çalışıyoruz. Niye düzeltmediniz?, Niye herşeyi yoluna koymadınız? sorusuna, biz muhatabız. Ancak, biz 100 gün zarfında ne kadar düzeltebileceğimizi açıkça söylemişizdir. Bizi, bununla değerlendirmek lâzımdır.» 100 GÜN PROGRAMI 8 Aralık 1979 tarihinde açıkladığımız 100 gün programımızın 10, 11. 12 ve 13. sayfaların da yer alan 34 konu mevcuttur. Ekonomiye Işlerlik kazandırmak ve ekonomik hayata istikrar getirmek, enflasyonu kont rol altına almak, bu maksatla moneter. fiskal ve ekonomik tedbirlere başvurmak, bu prog ramın 10. maddesinde yer almıştır, İhracaatın teşviki ve döviz gelirlerinin artırılması ile ilgili tedbirler alınacağı 19. maddede, yabancı sermayenin güven içinde memleketimize gelmesi için yeni esaslar konması 31. maddede petrol aramalarının teşviki 18. maddede yer aimıştır ENFLASYON Enflasyonu serbest btrakıp, kur'u sabit tutmakla hiçbir yere varılamaz. Hüner. enflasyonu kontrol altında tutmaktır. O zaman kur da sabit yerde durur. Enflasyon canavarının yolu kesilmiştir. Olup bitenlere ve geleceğe beraberce bakalım. (Aldık ta ne oldu? Almasa Idik ne olurdu?) sualleri cevap lanacaktır. KUYRUKLARIN BAŞ SEBEBİ 1979 yılında ekonominln ihtiyaçlarına göre Türkiye'nin 6 8 milyar dolar ithalat yapması lâzımdır. Bunun yerine Türkiye 1.8 mil yar dolar noksanı ile, 55 mil yar dolar ithalat gerçekleştirebilmiştir. Halbuki Türkiye, 1977'de 5.8 milyar dolar ithalatı gerçekleştirebilmişti. Doların 1977'deki satın alma kabiliyeti ile 1979'dakl satın alma kabiliyeti de aynı değildi. Görülüyor ki, Türkiye 1979 yılında 1977 yılındakinden çok daha az mal* ithal edebilmiş. hatta programındakl kadar Ithalatı bile gerçekleştirememlştir. Dolayısı ile ekonomisinin ih tiyacı kadar ithalatı gerçekleştlrememiştlr. Yoklukların ve kuyrukların baş sebebi budur. «KİM MAZOTUM YOK DERSE...» Türkiye'nin 1980 mart'ındakl mazot ihtiyacı 450 bin ton olacaktır. 1979 mart'ındaki mazot tüketimi 340 bin ton olmuştur. Kendl rafinerilerimiz mart 1980* de 350 bin ton mazot üretecek tir. 60 bin ton mazot satın alın mış, limanlarımıza gelmiş ve tevziine geçilmlştir. 350 bin ton daha slparişe bağlanmıştır. Bu mart ayı sonuna kadar her hafta muntazam bir şekilde limanlarımıza ulaşacaktır. 1980 mart ayında, ihtiyacımızın 2 mis line yakın mazot elimizde olacaktır. Aynı şekilde, 1980 nisan ve mayıs aylarında bu durum devam edecektlr. Endişeye ve pa nlğe mahâl yoktur. Mala hücuma mahâl yoktur. Hafta başından Itibaren kim «Mazotum yok» derse, oraya en seri vasıta ile mazot gönderme Imkân larına sahibiz. 1980 mart'ında Türkiye'nin Fueloil ihtiyacı 750 bin tondur. Kendl rafinerilerimiz mart ayında 600 bin ton fueloil üretecektir. 50 bin ton fueloil alınmış ve limanlarımıza gelmiştir. 440 bin ton fueloil sipariş edilmiştir. 1979 mart* ında fueloil tüketimi 382 bin ton olmuştur. ihtiyacımızın 2 ka tına yakını tedarik edilmiştir. Nlsan ve mayıs'ta aynı durum muhafaza edilecektlr. Endişeye. paniğe. mala hücuma hacot yoktur. YAĞ SORUNU Bizim hükümeti kurduğumuz 12 kasım 1979 gününün ertesi günu olan 13 kasım günu, telefonla 67 ll'den aldığım bilgllere göre. 58 ilde yağ yoktu. Gayet dinamik bir mücadeleye glrişildl. Tariş olayları çıkana kadar. yağ yokluğu çeken illerin sayısı 58'den 10 il'e Indlrlldi. O da, nakliye güçlüklerlnden gelmekte idl. Türkiye ayda 40 bin ton nebati yağ tüketlr. Tariş olaylan Paniğe; telâşa, mala 20 bin ton yağ üretim eksikliğlne mâl olmuştur. Bu sebeple, yağ sıkıntısı çeken illerin sayısı mart 1980 başı itibariyle 10' dan 18'e çıkmıştır. Türkiye yağlı tohum hasadına başlayıncaya kadar, yarîi ey lül başına kadar önümüzdedir 6 ' ay zarfında 87.750 ton margarin, 114,750 ton sıvı yağ olmak üzere 202.500 ton yağ tüketecektir. Halen kooperatiflerfn ellerinde bulunan ayçiceği ve çiğitin yağ değeri 70 bin ton. ser best piyasadaki ayçiceği ve çiğitin yağ değeri 50 bin tondur. Yağ yokluğu mazot yokluğu İle beraber ortadan kalkmakta dır. Hafta başından itibaren ülkenin her köşesine istenildiği kadar yağ gönderilebilecektir. GÜBRE İHTİYACI 1980 yılında Türkiye'nln güb re ihtiyacı 9.3 milyon tondur. Bunun 4,5 milyon tonu ilkbahar gübresi, 4.8 milyon tonu sonbohar gübresi ihtiyacına tahsis edilecektir. Halen depo larda 922.500 ton gübre mevcuttur. 1980'de 5,3 milyon ton üretim, 4,4 milyon ithalat ilö ihtiyaç karşılanacak, 1981'e devredecek stok 1.4 milyon to na çıkacaktır. İLAÇ FATURASI Türkiye'nin insan sağlığı Için gerekli ilaç faturası yılda 110 milyon dolardır. 1979 yılında ilaç ve İlaç ham maddesi ithali için yapılan tah sis 15 milyon dolar olmuştur. Yani yıllık ihtiyacın yüzde 13' ü ancak karşılanmıştır. 1979 yılı kasım, aralık ve 1980 yılı ocak, şubat aylarında ilaç İçin yapılan tahsis 65 milyon dolardır. 1980'in gerl kalan aylarında ilaca 90 milyon dolar daha tah sis edilecektir. SİGARA İHTİYACI 1980 yılında Türkiye'nin slgara ihtiyacı toplam 77 milyon kllodur. Bunun 51 milyonu filit reli, 4 milyonu emniyet stoku ve 22 milyonu filitresizdir. Bu şöyle karşılanacaktır: Filitreli yurtiçi üretim 37 mil yon kilo dışarda imalat 18 mil yon kilo toplam 55 milyon kilo filitresiz yurtiçi üretim 22 milyon kilo olacaktır. Tekel fabrlkalarındakl direniş üretim düşüklüğüne sebep olmuştur. Bu. şöyle telâfi edilecektir. istanbul (Maltepe ve Cibali) sigara fabrikasındakl direniş dolayısiyle geçen iki aylık dönemdeki üretim açığı olan 5 rrilyon kilo dışarda 5 milyon kilo tütün verilerek yaptırılacaktır. Direniş 17,5 mil yon dolar karşılığı 5 milyon ki lo tütüne mal olmuştur. AMPUL SORUNU 1980 yılında Türkiye'nln ampul ihtiyacı 47 milyon adettir. Bunun için 5 milyon dolarlık malzemeye intiyaç vardır. Fab rikalara 5 milyon dolar tahsis edilmiştir ve fabrlkalar üo var diya çaltşmaktadır. Bir fikir vermek için. yalnız Ankara'ya araiıkta 101 bin, ocakta 209 bin, şubatta 369 bin düz ampul sevkedilmiştir.» ELEKTRİK DURUMU Demirel. şubat ayında akaryakıt bulunan santrallerin devreye alındığını, geçen yıla oranla yüzde 6 oranında fazla elektrik üretildiğinl, linyit sant rallerinde ise yüzde 7 dola yında bir arttş sağlanabildiğini ifade etmiş, aşırı çalıştırıldıkları için göl düzeylerinin Ke mer. Derrirköprü, Hirfanlı ve Sarıyar'da kritik düzeylerin altına indiğini, hidrolik santrallerin elden çıkması durumuna gelindiğini anlatmıştır. Başbakan, termik santrnllere yakıt bulunup devreye alınmasıyla baraj göllerinde su dü zeylerinin Kemer'de 33, Demir köprü'de 8. Hirfanlı'da 1, Sarıyar'da 5 metre yükseltildiğinl bildirmlştir. KÖMÜR SAĞLANDI Demirel; 19791980 kışında Türkiye'nin ısıtma için kömür gereksinmesinin 5 milyon ton olduğunun hesaplandığını, bunun ancak 1 milyon tonunun tüketime sunulabildiğini söyiemiş, 1980 1981 kışında ısıtmaya 7,5 milyon ton linyit verileceğipi eklemiştir. 50 BİN TON ŞEKER 1979 80 yılında Türkiye' nin şeker tüketimi tahmini 1 milyon 200 bin tondur. 1979 80 yılında şeker üretimi 980 bin ton olarak gerçekleşecektir. Halen elimizde 400 bin ton şeker stoku vardır. 1980 üretim mevsimine kadar 200 . 220 bin ton şeker ithal etme zarureti vardır. Türkiye ayda 100 bin ton şeker tükettiğine göre, elimizdeki şeker Haziran 1980 sonuna kadar kâfidir. O zamana kadar 200 bin ton şekerin Türkiye'ye gelmesi sağlanacaktır. Bu maksatla 110 milyon dolar ödenecektir. Bunun ilk partisi olarak 50 bin ton şekerin ithal bağlantısı yapılmıştır. Türkiye' de şeker sıkıntısı cekilmemesi için gereken tedbir alınmıştır. İTHALAT İMKANLARI 1980 yılında ekonomlmizin ihtiyaçlarını karşılayabilmek, borçlarımızı ödeyebllmek, Merkez Bankamızı işler halde tuta bilmek ve Türkiye Cumhuriyeti devletini alacağını alır. borcunu verir hale getlrebilmek için. kendi kaynaklanmız dışında 3 milyar 168 milyon dolara ihtiyacımız vardır. Bu para bulunmuştur. ÇAY SORUNU Daha sonra, cay sorununa da değinen Başbakan Demirel. Çay • Kur depolarında 90 bin ton cay bulunduğunu bildirmiş, 1980 üretimiyle bu sto kun 190 bin tona çıkacağmı söylemiş, «Türkiye'nln herhangi bir bölgesinde çay sıkıntısının giderilemeyeceğinl kimse sanmamalıdır. Ülkenin neresin de cay yoksa oraya çay gönde rebilecek durumdayız» demiştir. YASALAR Başbakan, Vergl Yasası, Ve raset ve İntikal Vergisl Yasası, servet beyannamesine ilişkin yasa, defter tutma zorunluluğunu değiştirecek yasa, ve Meclislerde. komisyonlarda olan öteki yasalan sıralamıştır. Başbakan basın toplantılarını bugün ve yarın da sürdürecektir. SORULAR • CEVAPLAR. Başbakan Demirel basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlamıştır. Demirel'e sorulan sorular ve yanıtları özetle şöyledir: SORU 3 milyar 168 milyon dolarlık dış kredl bulunduğunu söylediniz. Bu dövizin kaynaklarmı açıkiar mısınız? DEMİREL: 1 milyar 600 mllyon dolar OECD'den bekliyoruz: 1,2 İle 1,6 milyar dolar arasında 600 milyon dolar borç tecill. 300 milyon dolar İMF'den. 500 milyon dolar da Dünya Bankasından prole ve prog ram kredisi. 168 milyon dolar ise diğer kaynaklardan ve ban kalardan. SORU Bedelll Askerllk Ya sasından ne miktar döviz bek llyorsunuz? DEMİREL 1980 yılı İçin 500 milyon mark. SORU Alman kamuoyunda Türkiye'nin sorunlanna çare bulunup bulunamayacağı yolunda tereddütler var. DEMİREL Ben Almanya* da bu konuda tereddütler oldu ğu kanısında değllim. Alman Başbakanı Sayın Schrnidt biz istemeden ortaya çıktı Türklye' ye yardım sağlamak îçin. Türkiye'nin meselelerinin altından kalkamayacağı düşüncesinde olsaydı ortaya cıkar mıydı? SORU Asgarl Geçim indl rimi Yasasını söz verdiğinizden çok sec sevkettiniz. Üstelik bü yük bir Vergi Yasasınm İçinde. Bu yasaya grubunuzda da itiraz yar. Çıkabllecek mi? DEMİREL Almadan vermek mümkun değil. Asgarl üc retten vergl almamak 98 mllyar lira demektir. Nereden bu* lacaksın bu kaynağı. Bulmadan. kazanmadan vermek müm kün değildir. Vergi kanunlarında artırımlarla ve KİT urunlerlne yapılan zamlarla sağladıklarımızı asgari ücreti vergi dışı tutmak için vereceğiz. Fiyatlar arttı dlyorsunuz. Elbette bu günkü flyatların yarısı olsa daha lyi idl. Ama onu yapacak bl risl varsa çıksm ortaya. Şunu söyleyeyim bu önlemler dejenere edilirse, bugünkü flyatları ararsınız. Türkiye bu flyat sevlyesinl tutturursa öpüp başına koysun. ÖLAYLAHİN GÖZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) (Baştarafı 1. Sayfada) bllmiştir, ne de odakları kurutulabilmiştır. Daha da kötüsü. bazı partiler terör olaylarına politikada sol akımlara karşı bir silâh olarak kullanma yöntemini benimsemişlerdir. Şimdi AP azınlık iktidarının bu stra tejiyi derinleştirmek eğiliminde olduğu görülüyor. Çok tehlikeli olan bu oyun ülke hesabına zararlı sonuçlar yaratacaktır. Bu gözlemin yanı sıra devletin çeşitli makamlarında bulunan sorumlu kişilerin sürekti biçimde teröristleri tehdit etmeleri de artık etkislni yitirmiştir. «Burunlannı sürteceğiz, cinayetlerin hesabını soracağız. Katilier devletin sillesini yiyecektir, hepsini ezeceğiz» gibl sözler duygularımızı ve istekierimizi dile getirmektedir, ama. bu tür sözler söylene söylene yıpranmıştır ve yetersizlik anlamını içermeye başlamışlardır. Kamuoyu lâf değil, iş Istiyor. Terör odaklarının kurutulması ve katülere dur denümesi gerekir. Hükümet bunu yapamadığı sürece yakınmaya dönüşen bir tehdit edebiyatı ile kamuoyunu doyuramaz. irkic Demirel (Baştarafı 1. Sayfada) bir bölümünü Ecevit iktidarının «facia ve jünahlarını» sayıp dökmeğe ayırdı. «Şeker faciası, kömür faclası» diye uzun uzun bilgüer verdi. Ama bu arada yanılıp kendi facialannı da ağzından kaçırdığı oldu. örneğin: «Kağıt 40 liraya çıktıktan sonra bize kağıt verin filan dl ye kimse gelmiyor zaten.» Demirel, gelecek dövizleri 3 milyar 168 milyon lira olarak niteledi, ancak hangl kalemier den ne geleceği sorulduğunda pek de sağlam kazığa bağlan mamış dövizlere güvendiği ortaya çıktı. Bir gazeteci bu kay nakların bir bölümünü Ecevit'in bulduğu yolunjdakl sözleri hatırlatınca pek kızdı Demirel: «Dövizl bulrruşlar da niye memleketl bu hale getlrmişler?.. Tabii kimse yoğurdum kara demez.» Bu sözler Ecevit için olduğu kadar Demirel için de geçerliydi. Tüm basın toplantısı too yunca yoğurdunun bembeyaz olduğunu anlatmağa çabaladı. Ancak bu yoğurdun hiç de beyaz olmadığını bildiği için oldukça sıkıntılı bir hall vardı. Demirel konuşmasında kendi müsteşarının sözlerini de yalanlayıverdi. Turgut özal devalüasyon sırasında doların değerinin 54 lira olduğunu, kendilerinin ise 70 lira fiyat verdiğini söylediği halde Demirel, «Biz iktidara geldiğimiz de doları 70 lirada bulduk.» Niye 2,5 av sonra devalüasyon yaptığını soran bir gazeteciye ise bu süre içinde dev letin hesabı ile kendi hesaplannı karşılaştırdıkları yolunda kaçamak bir yanıt verdi. Demirel gerçekçi kur politlkasının ne olduğunu şöyle izah etti: «Enflasyonu serbest bırakıp döviz kurunu sabit tutmak taşları bağlayıp köpeği serbest bırakrraktır.» Bu da Basbakanın «kalkınma» konusundakl tanımlamasi: «Delik büyük yama küçük. Hüner yamavı o deliğe yeterli hale getirmektir. İşte kalkınma budur.» Eaevifin, uygulanmakta olan ekonomik modell cŞikago Mo deli» olarak tanımlamasına da şöyle yanıt getirdi: «Kim yapablliyorsa yapsın slgarayı diyoruz. Bunun ne alakası var Şikago İle.» Basın toplantısı boyunca, mazotun. fueloil'in, yağın, ampulün, çayın ve kıtlığı çeki len tüm malların pek yakında piyasaya çıkacağmı, depolarin dolu olduğunu yineleyen Demirel «Kim neyin kıtlığını çekiyorsa herren gönde/elim» tekerlemesini sürdürdü. Bir ga zeteci şöyle sordu: «Sayın Başbakan kim yağ, mazot, ilaç isterse gönderelim diyorsunuz kendiniz göndereceğiniz yerde bu Işi bayilere bıraksanız da onlar yapsa daha iyi olmaz mı?» Demirel İse önce kızardt sonra güldü ve şöyle yçnıt verdi: «Ben bayilik yapacağım demedim. Ben yokluğu kaldıraca ğımcjı haber veriyorum. Karan lıfığı ortaya koydum. Ben bir azml ortaya koydum.» Bir kararlılık 100 gün önce de ortaya konulmuştu, halen de aynı blçlme konuluyor. Ba kalım sonuç ne zaman alma cak? dunyanın öteki ulkelerinden biraz farklı özelliklere sahiptir. Günde beşon cinayetin yadırganmadığı bir ülkede, bir sosyete dişçisinin cinayetinin ne önemi olabilir? Ankara Adliyesinde avukatlık stajımı yaparken, buna benzer çok olayın duruşmalannı izlemiştim. Alacak yüzünden, aşk yüzünden, seks yüzünden nice dava akıp geçer yargıçlann önünden... Fakat, nedense toplumun yüksek katmanlanndaki aşk ve seks cinayetleri, aşağıhk duygulannın garip doyumlan gibi, basın aracıhğı ile toplumun yoksul kesimlerine duyurulur... Bu haberleri, günlerce gazetelerinin birinci sayfalarına yerleştiren ve bir fotoroman kurgusuyla sürdüren gazeteci arkadaşlarunız kusura bakmasınlar ama, içinde yaşadığımız dönemde basmın ilk ve vazgeçilmez görevi, ülkeyi baştan aşağı kana bulayan terorizmin üzerine gitmek. bu kan gölünün kurutulmasına çahşmaktır. Basında hepimizin yanlışlan, eksiklikleri oluyor. Zaman içinde, bu eksiklikleri tamamlamaya, yanlışlıklan düzeltmeye çalışıyoruz. Bunda başarıh oluyoruz, olamıyoruz, bunlar ayrı konulardır. Ancak. temel doğrultu önemlidir. Ne yapıyoruz, ne yapmaya çalışıyoruz? Orneğin Cumhuriyet gazetesi, silah kaçakçılığı konusuna parmak bastı. Bu konuyla ilgili kanıtları, dosyaları, haberleri ve suç belirtilerini biraraya toplayarak bir yazı dizisi yayınladı. Silah kaçakçılığı, terörün bir önemli kaynağıydı. Oteki yaym organları da bu konuyla gerektiği kadar ilgilenseler, örneğin sosyete dişçisi cinayeti kadar ilgilenseler, hiç olmazsa, sağı ve solu ile basmda bir birlik sağlanır, kaçakçılık şebekeleri açığa çıkartıhrdı. Sosyete cinayetini allayıp pullayıp, abarta abarta günlerce tefrika eden basmımızı kullanz. Ancak aynı ilgiyi. silah kaçakçıları, uyuşturucu madde kaçakçıları için de bekleriz. Aynı hünerli gazeteciliği, öldürülen gençlerimiz, aydmlarımız, profesörlerimiz, gazeteci arkadaşlanmız için de bekleriz. Söz gelişi, Milliyet gazetesi Başyazan ve Genel Yayın Müdürü Abdi tpekçi cinayeti arkasmdaki giz perdeleri, sosyete cinayetinden daha mı az önemliydi? Bunu da sorarız! Biz, basm olarak, alçakça öldürülen arkadaşlarımızın tabutları üzerindeki karanlıkları yırtamazsak, kendimizde hangi cinayeti aydınlatmada hak görürüz? Evet, hangi cinayette? Sosyete dişçisi Füreyd Dosdoğru, güzel öğretmen Muazzez Paçacı'yı yaptığı iğne ile öldürdü mü. öldürmedi mi? Bilemiyoruz ama, basın üzerinde, «Lokal Aneztezi» yapanlar. basının beyin merkezlerine uzanan sinir uçlarını uyuşturup. çoktan öldürmüşlerdir. ECEVİT vit, vergi tasansının Şikago ekolünün sömürü modeli doğrultusunda hazırlandığı nı ve tasarıyla çoktan az, azdan çok vergi ahnmasının öngörüldüğünü söylemiş tir. (Boştorafı 1. Sayfada) KTHY'nin (Baştarafı 1. Sayfada) KTHY'na ait uçak dün sabah Lefkoşe'den kalkarak Ankara'ya gelmiş ve Esenboğa Havaalanında yolcularını boşaltmıştır. Uçağın yakıt ikmali yapıldıktan hemen sonra saat 11'de yeniden Lefkoşe seferini yapması gerekirken kiralandığı flrmanın yakıt borcu nedeniyle uçağa havaalanında haciz kon muştur. KTHY'nin Aeuro Amerikan adındaki bir Amerikan firmasından kiraiadığı uçağın kiralanma işieminden önce söz konusu şirketin Türkiye'ye yaptığı Charter seferlerinden birikmiş olan 500 bin dolar (yaklaşık 35 milyon lira) tutarındaki borcunu ödememesi nedeniyle Petrol Ofisi'nln açtığı haciz davası sonuçlanmış ve uçağa haciz konulması kararlaştırılmıştır. Haciz memurlarınin Esenboğa Havaalanında ucağa haciz koymalarından sonra kuleye ta limat verilerek uçuş izni verilmemesi istenmiştir. KTHY yetkilileri uçağın kalkmasını sağlamak amacıyla Cu buk Cumhuriyet Savcılığına baş vurmuşlardır. Hacizin kalkması İçin gösterilen çabalara hükümetten bazı üyelerde katılmış, bu arada Ulaştırma Bakanı Hüseyin özalp devreye girerek konuyla özel olarak ilgiîenmlştir. KTFD Başbakanı Mus tafa Çağatay da durumdan haberdar edilmiş, Çağatay'da Lefkoşe'den Ankara'yla bazı görüşmelerde bulunmuştur. Çubuk Cumhuriyet Savcılığına yapılan Itirazda borcun uca ğın kiralandığı Amerikan firmasına ait olduğu belirtilmiş ve haczin kaldırılması istenmiştir. Bu arada Petrol Ofisi Genel Müdürlüğü'nün de haciz talebini geri alması Istenmiş, bu amaçla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Esat Kıratlıoğlu dev reye sokulmuştur Ancak bu çabalar sonuçsuz kalmış ve yasa I bir mahkeme kararının idari bir tasarrufla kaldırılamayacağı belirtilmiştir. Bu arada u* çağın aslmda kiralandığı Aeuro American firmasına ait olmadığı, gerçek sahibinin Tiğer Lesing Company adlı bir şirket olduğu ortaya çıkmıştır. Cubuk Cumhuriyet Savcılığında yaklaşık 1 saat süren itirazlar oiumsuz sonuclanmış ve uçak üzerindeki haczin kalkmayocağı bildirilmiştir. Bu gelişmeier sürerken, sabah Lefkoşe'y® gitmek üzere havaalanına gelen KTHY'nin 184 yolcusu akşam saat 22'ye kadar havaalanında itirazların sonuçlanmasını beklemişler, * ancak haciz kararı kalkmayınca Ankara'ya dönmüşlerdir. Halen sürmekte olan Türk Ha va Yolları grevi nedeniyle KTFD ile Türkiye arasında hava bağlantısı yalnızca KTHY tarafından sağlanırken, uçağa haciz konması sonucu Lefkoşe ile An kara arasındaki hava bağlantıeı kesilmiştir. Milli Eğitim'de (Baştarafı 1. Sayfada) DOLAPLAR. MASALAR ARANACAK Momurların masalarının, dolaplarının zaman zaman güven lik kuvvetlen tarafından arana cağı yazılan genelgede, «Bakanlığa iş takibi için gelen öğretmenler veya memurlar, kimlik ve izln belgesi sorulmadan bürolara alınmayacaklardır. izinsiz oldukları tesbit edilenler hakkında ilgili Valiliğe yazı yazılarak haklarında soruşturmaya geçilecektir» denilmiştlr. PARMAK İZİ ALINACAK Fersoy genelgesinde, Bakonlığın Merkez Örgütünde amir. memur ve hizmetlilerin fotoğraf. parmak izi ve el yazılarının savunma sekreterliğince kartoteks halinde hazırlanacağını ve bunlann Özlük işlerl Genel Müdürlüğüne teslim edileceğinl blidirmiş, parmak izlerlnin alınması için Ankara Emniyet Müdürlüğünden uzman ge tirileceğini Ifade etmlştir. THT gıevi (Baştarafı 1. Sayfada) reler cözel şirketlerin Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın çelişiml ni önleyemeyecek biçimde dev reye sokulmasını» savunmakta. «Bunlara KTFD'ni üçüncü ülke lere bağlamaları koşuluyla izin verilmesi gerektiğine» Işa ret etmektedirler. KTFD Bakanlar Kurulu. BAL* a KTHY'nın sefer yapmadığı günlerde olmak koşuluyla İstanbul Ercan arasında haftada iki tarifeli sefer iznl vermiş, bu arada İCAO esas ve kurallarına uygun olarak ve her defasında Bayındırltk ve U laştırma Bakanlığının Izninin Önceden alınması koşuluyla da dört. «Charter» sefer İznl verllebileceğini bildirmiştir. BAL'a verilen tarifeli sefer Izninin KTHY'nin Aero American şirketinden yüz saat İçin kiraladığı uçağın uçuş süreslnin bltimine dek geçerli olacağı. bu süre sonunda konunun yeniden ele alınacağı acıklanmıştır. KTFD Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazetede yayınlanan ka rarında BAL'a Erçan Antalya veya Ercan izmlr arasında is tendiğl kadar sefer izni verllebileceği de belirtilmiştlr. KTHY, Aero American şirketinin bir uçağıyla 31 marta kadar yeni tarife uygulamayı sür dürmektedlr. Öte yandan, bu gellşmelerin yanısıra, KTHY. Ercan'dan İngiltere'yö uçak seferleri duzen leme isteğinl bellrtmlş. ancak. İngillz hükümeti, «Ercan hava alanını yasa dışı» saymıştır. 7 Günün İçinden (Baştarafı Spor Sayfasında) nırız Galatasaray'ın bunalımına da cözüm bulacaktır. Çünkü henüz herşey bitmiş değildir. Ve sonunda taraftara da bazı görevler düşüyor. Aslmda Galatosaraylı taraftarlar İçin söyleyeceklerimiz tüm taraftarlar için de geçerli. Taraftarların tuttukları takımın futbolcularına sevgi gösterilerinde bülunmaiarı gayet olağan. Ancak en basit bir hareketi dahi alkış lanan futbolcu kendisini yenile mek, futboiunu güzelleştimek, futboluna her geçen gün bir yenilik katmak gereğl duyar mı? Ucuz kahramanlar yaratanlar hiç kuşkusuz basın ve taraftar lardır. Oysa taraftarların davranışları futbolcuların grafiklerinl çizmelidir. Bu bir başka an lamda futbolcuların taraftarlarını değil, taraftarların futboicu ları kontrol etrnesl, eğitmesi an lamı taşır. Cumhuriyet'in Galatasaraylılar arasında yaptığı bir araştır ma, takımın arka arkaya alacağı bir kaç maçtan sonra mo ralman düzeleceği ve krizl atlaijcağı merkezinde. Galatasa ray küme düşmez. Daha açık çası küme düşmemesi için yapı lacak bir çok şey yapılacaktır. Ama yukarıda straladığımız ger çeklere parmak basılmadıkça, sorunlara cözüm bulunmadıkça krlzin geçeceğine kimsenin Inanmıyccağını da kabul etmek gerekecektlr.. Demirel hükümetinin 100 gününü eleştirmek üzere ba sın toplantısı düzenleyen Büient Ecevit, bu dönem içinde hedeflenen sorunlara çözüm getirilmediğini, aksine bunlann hızlanarak arfctığına değinmiş ve «Hiçbir konuda en ufak bir iyileşme olmamıştır» demiştir. Ecevit enflasyonun görülmemiş boyutlara ulaştığını, ki mi malların tümü ile ortadan kalktığı için kuyruğun da kaltığını, çift fiyat olgusunun sürdüğünü mazot, fueloil darlığının devam ettiğini üretim tıkanıkhğmm da giderilmemiş olduğunu belirtmiştir. Büient Ecevit, işçi dövizlerinin düşüşünün yurt dışmdaki Türk işçilerinin ekonomik anlamda Türk devletine olan güvenlerinin sarsılmasından kaynaklandı ğını söylemiştir. Son alınan ekonomik önlemlerle dışsatımcılara uygu lanan liberal hükümlerle dö viz kaçakçılığının özendirildiğini. bu konuda yaptığı tüm açıklamalara başta Başbakan olmak üzere hiçbir yetkiliden yanıt alamadığını belirten Büient Ecevit, daha sonra özetle şöyle demiştir: «Ovgüler sadece büyük ser maye çevrelerinden gelmektedir. Bu kararla salt halk değil, orta ve küçük işletmelerle. esnaflar da etkilen mektedir. Yatırım yapma olanakları ortadan kalkmıştır. Bu gelişmelere yülardan beri duyarlı olan Eskişehir Sanayi Odası'nın çaldığı teh like çanlan bile etkili olma maktadır.» CHP ağırlıklı hükümet döneminde şiddet eylemlerinin vurkaç düzeyinde olduğunu kaydeden Büient Ecevit, AP hükümeti döneminde ise bunun kitle çatışmalarına dönüştürüldüğünü Öne sürmüş ve şunlan belirtmiştir: «AP hükümeti döneminde şiddet eylemleri nicelik ve boyutları açısından değişikliklere uğramıştır. Ancak hü kümet, demokratik hukuk devletinden giderek uzaklaşan uygulamalara gitmektedir. Son haftalarda kendini hiddet ve şiddete kaptırmış tir. Bu devletin acz ıçine düş tüğü izleniminl yaratır. Etkinlik ve kararlılık başka şeydir. Hiddet ve şiddet ayrı şeydir. Demirel konuşma üslubuna dikkat etsin. Teröre karşı terörle. terör önlenemez.» ' Uloslaraıası (Baştarafı 1. Sayfada) da politıkalanm saptarken go rüşlerım gözönüne aldığı önem li bir kuruluş olarak kcbul edilmektedır. Enstitü'nün başkanlığım tanınmış Fransız pro fesörü Raymond Aron yapmak ta ve bunyesinde gazeteciler lle Botılı eskı istıhbaratçılar yer almaktadır Enstitü'nün «Ege Anlaşmazlığı» ile ilgili raporunu İngiliz Observer gazetesmin dış politika yorumcu su Andrevv VVilson'un hazırladığı ve raporu hazırlarken Türk dışişieri çevrelerinin bilgislne başvurduğu öğrenilmiştir. AÇIKLAMA 6 Mart 1980 tarihll gazetemiz de «Moda'da Dostiar Lokantası» nın soyulduğuna ilişkln ola rak yayınlanan haberin, yanlış bir Istihbarat sonucu basına yansıdığı öğrenilmiştir. Düzeltir özür dilerlz. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tükriye'de bilimsel felsefe ve modern mantığın kurucularından Prof. Nusret Hızır, birkaç aydır geçirmekte olduğu bir ra hatsızlık sonucu dün ölmüştür. Prof. Hızır yarın sabah saat 11.00'de Türk Tarih Kurumu önünde düzenlenecek bir törenden sonra Maltepe Camilnde kı lırracak öğle namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığında toprağa verilecektir. PROF. NUSRET HIZIR ÖLDÜ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle