Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ON CÜMHURÎYET 9 MART 1980 Nükleer enerji ilk kez referandum konusu oldu İsveç'teki referandum diğer Batılı ülkeler için bir örnek olusturabilecek. «Evinizde ya da Işyerlerinde ışığı yakmak Için önceden hap almanıza gerek var mı?» Bu soru, ilk anda. anlamsız gelebilir. Fakat İsveç'in Ringhalls bölgesindeki nükleer santralin 10 km. kadar yakınında oturanlar, radyasyonun etkilerine karşı korunmaları için, İsvec Hükümeti tarafından İodın131 tabletlerı dağıtıldtğmı hesaba katarsak yukarıdakı sorunun anlamı ortaya cıkar İki ay önce Amenkan gazetesı Internatıonal Herald Trıbune'de yaymlanan bır haberde. Ringhalls nükleer santralıne yakın oturan 7 000 kışıye, İsvec Hükumetinin 100 000 tablet dağıttığı, çevreye yayılabilecek asgari miktardaki radyasyorKi karşı bu ilacın koruyucu etkisi olacağı bıldirıliyordu. Nükleer enerııye kuşkulu gözterle bakılan tek ülke İsvec değil. Geçîığımız yılın mart ayında ABD'nın Harrısburg bölgesindeki Three Mıies Island nükleer reaktöründe başgösteren bir kazanın ABD' yetkılilerını nasıl ayağa kaldırdığını ve nükleer santralden yayılabilecek radyasyon tehlıkesıne karşı bınlerce kışının baska kentlere nakli ha/ırlıklarına gırişıldığini hepimız dehşetl'e izledık. Three Miles Island nükleer reaktöründe başgösteren karanın, o anda sanıldığı kadar ciddi olduğuna ilişkın bir rapor gectiğımız ay yayınlanmış bulunuyor. 1980 yılı başlarından bu yana Fransız gazetelerıne göz gezdirince, bu ülkedeki nükleer santrallerin neden olduğu tehlikelerin ciddıliği hemen anlaşılır. Nitekim bu yılın ocak ayında Fransa'nın Hague kasabasındaki nükleer santralden denıze döküntülerin gönderildıği kanalızasyon borusunun ucunda 5 santımetrelik bir çatlağın fark edılmemesı sonucu Fransız Hükümeti o bölge ye uzman üstüne uzman gonderdi. Cünkü. radyoaktif maddelerin geçtiği kanalizasyon borusunun çatlamasıyla sızabilecek radyasyon, tüm bölge halkını tehdit edebilirdi. Radyasyon oranına göre ya ani ölümlere neden olur, ya da kuşaktan kuşağa geçirilecek kanser türlerine yol acardı. Bu «sakıncalı» enerjl kaynağını kullanmakta sanayileşmiş batılı ülkeler neden ısrar ediyorlar? îspanya'da Yeni Faşistler şiddet eylemlerini yoğunlaştırdı Dış Haberler Servisl Faşlst dıktator Generai Francisca Franco'nun 1975 yılı sonlarındaki olumü, bir cok ispanyol'da, 39 yıllık baskı yonetımı nın kesınlikle sona erdığı umutların' doğurmuş ve İspanya'da olduğu kodar dunyanın ceşitli yerlerinde de İspanyol Faşizml'nin ortadan kalktığı ınancı yaygınlaşmıştı. Ne var ki, aradan henüz beş yıl bıle geçmemesine karşın, son günlerde İspanya'da aşın sağdaki Yeni Faşıstlerın eylemlerını gıderek şıddetlendirdıkleri, kan dökmeye başladıl' lan ve demokrasiye «İspanyo! olmayan bir düşün tarzı» olarak bakmaya başladıkları izlenmektedir. Poütik olarak Fuerza Nueva (Yeni Guç) adlı partınin çevresınde toplanan bu Yeni Faşistlerın başlıca emelleri, Franco'nun yonetım bıçimıne gen donuimesıni sağlarraktır. Parti, parosal olarak Blas Pıfıar adlı, son derece zengin bir iş adamı tarafından destek lenmektedir. Pıfiar'ın kend^sine «El Gaudıllo (önder)» denil mesinden hoşlandığını bilmek bıle, partinın Franco'ya ve yön temlerine ne denli bağlı kalacağının kanıtı sayılmaktadır. Gerçekten de Franco. İspanya'nın yönetiminı eline geçirdikten sonra kendisine «B Caudillo» ünvanını seçmiş ve İspanyolları da buna aiıştr mıştı. (FRANSIZ KARİKATÜRU) PAHALI PETROLDEN KAÇIŞ İstatistiklere göz gezdirdiğimizde llk nükleer santrallerln kurulduğu yirml yıldan bu yana sanayileşmiş batılı ülkelerin nükleer santral yapımına fazla hız vermedikleri görülür. Bunun nedeni, bir yandan nükleer yakıtın tehlikelerini enine boyuna incelemek ve mümkün olduğu kadar az nükleer enerji üretmek, bir yandan da ucuz petrolden yararlanmaktt. 1973 yılında varıli 2,5 dolar olan petrolün 1980 yılında 35 dolara cıkması sanayileşmiş batılı ülkeleri ucuz enerji kaynağı bulmaya itti. 20 yıldır teknolojilerini geüştirdikleri nükleer enerliye dönmek akıllarına gelen ilk çare oldu. Kömürden elektrik enerjisi elde etmek petrole orania yüzde yüz daha pahalı olduğuna gore Batı, ekonomik gelişmesinin sırlarından biri olan ucuz enerji bulabilmek amacıyla yeniden «atomu parçalamak» yoluna saptı. Son iki üc yıldır «nükleer sözcüğünün dillerde bu denli çok doiaşması, nükleer santraller aleyhine gösteriler düzenlenmesinin altında yatan neden petrolün pahalılaşmasıdır. Şimdilik yalnızca elektrik elde edilmesinde kullanılabilen nükleer enerjisinin maliyeti, petrolden sağlanan elektriğe orania yüzde elli ucuzdur. Şayet «sakıncalı» enerji olmasa, nükleer enerjinin kısa bir gelecekte petrolün yerini alışına tanık oluruz. Fakat bazıları bilinen, bazıları da henüz bilinmeyen tehlikelerle dolu olması, nükleer enerji yarışını engellemektedir. İşte, İsvec'te «Nükleer Enrejiye Evet mi, Hayır mı?» diye bir referandum düzenlenmesi bu yüzdendir. MEHMET ULUSOY ANLATIYOR 2 SORU Mehmet Ulusoy, dünku konuşmamızda TÖS tiyatrosu deneylerinız sırasınaa köy halkı ile ılişkılerınızden ve başınızdan geçen ilginç olaylardan söz ettıniz. bu olaylar sızin sanat görüşünüzü etkıiedi mi?. MEHMET ULUSOY Evet buradan bir noktaya gecmek ıstıyorum Halk ile şiirın ılişkisi nedir bence? Şiir insanları ncsıl blrleştiriyor. Burada en genış anlamıyla şıırı alıyorum. Yanı Chaplın'ın sınemadakı şıırını orneğın. O Chaplın kı, Vıetnam'daki çocuğu, Parıs'te Aragon'u, Istanbul &ecekondusundakı kuçuk kızı aynı hareketlere gülmekte bırleştırır Cezayır'ın 10. yıldonümü ıçln bu ülkeye gıttık. Theâtre de Liberte şenlıkte Fransa'yı temsil ediyordu «Sevdalı Bulut»u oynuyorduk. İlk gece, orneğın Kuzey Kore gibj ülkeler de gelmışti ve resmi kışılerın ılgısı daha fazla o tıyatroyaydı, Nb var kı. halkın büyük coğunluğu bizım oyunumuza aktı. Bu Nazım'a gösterılen ilgıydı. Orada buyuk ozan ve yurtsever Katep Yasın ile tanıştık. Katep Yasin rahmetlı Kuzgun ile cok ahbap oldular Gerci Kuzgun Acar 10 kelıme Arcpca bilıyordu. Ama Kuzgun kendı deyırrıyle Osmarllıcası ile ıdare ediyordu. Yanı bıldığı Arap Fars kökenlı sozcüklerden tümceler olusturuyor ve «Can Yücel'ın Arapçası» diye tanımladığı Katep Yasin ile tum gece sohbet ediyorlardı. Ve Katep Yasın bize orada bir anısını anlattı. Kurduğu tiyatro grubuyla şıırsei bir gösteri düzenlemişti. Bu oyun do kendi şıirlerinden Neruda'nın ve Nazım'ın şıirlerinden oluşuyordu. Ve oyun Nazım'ın şıiriyle bitıyordu. Nazım idamla yargılanırken hapishaneden karısına yazdığı mektupta çamaşır ve çoraplarını istıyordu. Bır gün Bled'in yani çöl bölgesinin uzak köylerinden birlnde aynı oyunu oynamışlar. Nazım'ın aizeleriyle biten oyundan sonra, halk hic tepki göstermemiş. alkışlamamş Katep Yasin şöyle sürdürdü olayı anlatmayı: «Derme çatma sahnemizin ardına geçtim. Halktan hiç tepki gelmemişti. ama aralarında mırıi mırıl bir şeyleri konuştuklarını duyuyorduk. Biraz eonra sahnenin arkasına beş kişi geldi. Ellerinde bir mendil tutuyorlardı Sıkılarak mendili bana uzattılar. Mendili aldım, içi para doluydu hiç bir şoy anlamadım. İçlerinden en yaşlısı gülümseyerek, «Lütfen bun lan alınız biz aramızda topladık. Bunlar ile Nazım'a çamaşır ve çorap gonderın, dedi.» Anadolu'dan Cezayir'in iç bölgelerine kadar halka böylesine ulaşmış bu Nazım bizim okul kitaplarımızda hâlâ yok. Şimdi parantezi kapayajım. Türk tiyatrosuna verebileceklerlnin çok azını verip de çok erken yaşta ölmüş bulunan Sermet Çağan ile çalışmamızdan sonra, yukarıda sözünü ettiğım Devrim için Hareket sokak tiyatrosu deneyine atıldık. Bu arada TÖS'den sokak tiyatrosuna neden belkl de Alı Özgentürk İle başımızdan geçen şuolay oldu: Bır sabah güneş doğarken, bir kasabanın sokağında gezıniyorduk ıkimiz. Karayağız bir çöpçu elınde süpürge yerleri süpürüyordu, bizı görünce döndü ve gülümseyerek: Bak gardaş dedi, geceyi biz süpürüyoruz, güneş doğsun diye. Üretim ilişkilerinin halkı en ileri düzeyde yabancılaştırmadığı yerlerde halk kendi şiirinden kendl sanatından kolay kopmuyor. Belkı o bekçl o gün sözlerlndeki şiiri sezmiyordu. Ama o şllr orada duruyordu. Burada sokak tiyatrosuyla llgill bir anıya daha donmek istıyorum. Söyleşimizde, sık sık böyle parantezler açm'ak zorunda kalıyorum. Ancak bunlar hem sanat görüşümü, hem de birlikte çalıştığım kişilerın bazı yanlarını ortaya koyuyorlar sanırım. Buradan şu noktaya dönmek Istiyorum. Sosyalist gerekçiliği yanlış anlamamak gereklr. Ne yazık ki. bir çok yerde bu yanlışa düşülmüştür. HaU ka sloganlar vermeye ve popülizme düşülmüş bu gerçekçilik ve halk anlamaz adına yapılmış, halkın o engin yaratıcılığını. düş gücünü, kavrama yeteneğini hiçe sayan yapıtlar ortaya konmuş, mekanik kısır bir sanat ortaya çıkarılmıştır. Bu konuda en güzel sözü sanırım yine Nâzım söylemiştir. O «Evet ben tabiî ki sosyalist gerçekçilikten yanayım. Ama benim için sosyalist gerçekçiliğin en pnemli temsilcisi Picasso'dur» diyordu. Yine parantezler açıyoruz. ama sanırım tüm bu parantezler tiyatro konusundaki görüş ve düşüncelerimi de açıklamaya yarıyor. Sokak tiyatrosundan sonra 1971 yılında Fransa'ya gitmek zorunda kaldım. Orada kendi tiyatromu yapmak Istiyordum. Hiç bir olanağım yoktu. Yalnızca bazı dostlarım vardı. Saint Denis Belediyesinin sanat yönetmeni Josee Yalvarde The'atre Gerard Philipe salonunu verdi. Orada ilk oyunum olan Gelecekten Destanları sahnelemeye, koyulduk. İlKprpvaya gitiğimiz . . . Ali SİRMEN MHîtarist Örgütlenme Polıtik örgütlenmelerinln ya nısıra, militan vurucu güçlerini de hızla geliştiren YeniFaşistler: Komünizme Karşı Kut sal İttifak. İspanya Silahşörleri ve Adolfo Hitler'in Altıncı Komandosu gıbı adlarından eğılımlerı kolayca saptanabilen orguîlenn çevresınde toplanmaya başlamaktadırlar. Bu örgutlerin eylemleri ora sında, solcuların sürekli gittikleri kahvelerın, barların yo da diğer benzeri yerlerin taranıp borrbalanması, sokaklarda gösteriler yapılması, Komünıst ya do solcu olduğundan kuşkulandıkları kısilerin dövül mesı gibileri başta gelmektedır Ancak, geçtiğımzi günlerde, solcu olduğu bilinen ve Bask milliyetcisi olarak tanınan 19 yaşındaki bir genç kız Yolanda Gonz^ez Madrit dışında kafasından kurşunlanmış olarak bulunmuştur. Bu, YeniFaşıstler'in, tıpkı eskileri gibi. kanlı eylemlerden de çekinmemeye başladıklarım göstermesi bakımından önemli bir donerneç olmaktadır. YeniFaşıstler, İspanya'ctakil çalkantıların başlıca nedenlerinin hızla artan enflasyon ve suç oranları olduğunu ileri sürmekte ve «düzenın sağlanması» türünden bir sloganla ilgilerl üzerlerıne çekmeye çalışrraktadırlar. SORU Mehmet Ulusoy, Fransa'da yayınlanmış Objet Theatral adlı bir yapıtta, Kafkas Tebeşir Dairesi kapak resmi olmuştu ve yine kıtabın bır çok bölümünde oyunlarınızdan ornekier verılıyordu. Buna neden sanıyorurr, oyunlarınızda objetleri kullanmakta bir çok tiyatrocudan aaha ileri gıden ya da değişik olan bir yöntem kullanmanızdır. Bu konuda ne diyorsunuz? MEHMET ULUSOY Bu aslında oyunlarımdaki özle birleşiyor. Oyunlarım hep gerçek ıle fantastik arasında gidip geliyor Fantastik her zaman gerçekten fırlar, gerçekten de fantastik gelır. Bu diyalektik benim bütün oyunlarımda var örneğın Sevdalı Bulut'un ana dekoru altmış tane petrol bidonundan oluşuyor. Bu gerçek birer objeydi. Ama komedyenlerin fantezisi ile zaman zaman ev, zaman zaman dağ, zaman zaman ağlayan kuş oluyorlardı Böylece gerçek obi&ler aynı zamanda fantastiğin öğelerinl oluşturuyorlardı SORU Konuşmanızın başmda, sahneye koyuş yonterrinizi hem kollektif hem direktif olarck nitelediniz. bunu biraz açar mısınız? «Sevdalı BuluUtan bır sahne. MEHMET ULUSOY Yani oyunda tabll böyle oran verllmez ama sadeleştirmek için söyieyeyim. % 50 ben yapıyorum, oyuncu katılıyor ya da kar« şılıklı konuşup tartışmamızda gelıştlrlyor, % 50 de o koyuyor ben bir şeyler getiriyorum o gelıştiriyor. Çünkü benim için nasıl gerçek objelerden fantastiğe fantastikten gerçeğe giden bir diyaTektik söz konusu ise, birbirleriyle diyalektik etki tepki içindedir, ozan sahneye koyucu ve oyuncu ve seyirci. Zaten hepsi birbirini tamamlayan şiirin birer parçasıdırlar. Bu arada sahneye koyucu ile oyun cu arasındaki karşılıklı etkl tepki ilk gecede ya da onu izleyen bir kac gecede biter. Biz ise tüm oyunlar süresince bu İlişkiyl sürdürürüz Örneğin Kafkas Tebeşir Dairesi'ni Marsilya'da oynuyorduk. Oyundan sonra bir gece, oyuncusu. sahneye koyucusu. ışıkcısı, dekorcusu tartışmaya başladık, oyu nun şu bölümü olmadı, yarın böyle oynayalım dedik. Sonra birdşn gülmeye başladık. Çünkü oyunu iki yıldan berl oynuyorduk ve ertesi gün de son defa oynayacaktık. SORU Türkiye'de Sizin için ne farklar Kafkas Tebeşir Dairesi'ni, Fransa ve ayrı ayrı gruplarla sahneye koydunuz, iki calışma arasında sonuç açısmdan var? İŞÇİ SENDİKALARI NE DİYOR? İsvec'te İşcl Sendlkaları Konfederasyonu'nun seoimlerde desteklediği Sosyal Demokrat Parti llderi Olof Palme. geçfiğimiz yı!:n mart ayında ABD'dekl Threo Miles Island nükleer satrali kazasından hemen sonra yaptığı bir öneriyle İsvec'te nükleer enerjl sorurrunun bir referandumla nöktalanmasını istemiştir. Bunun nedeni, Olof Palme'nin mevcut 6 nükleer santralden başkasının vapılmasını istememesi, buna karşılık Sosyal Demokrat Pqrti'nin seClmlerdeki en büyük desteği olan İşci Sendikaları Konfederasyonunun nükleer enerıi santrallerinin artırılmasını Istemesidir. Yapılan bir araştırmada, İsveç'in yeni nükleer santraller yapmaması ve mevcut 6 santrali de kapatması halinde her Işçinin yıllık gelirinde 4.000 dolar azalma olacağı saptanmıştır. Görüldüğü gibi, petrol fiyatındaki artış, İsveç gibi kişi başına dünyada en yüksek gelirin düştüğü ülkelerin kalkınma hızını bile köstekleyecek boyutlara ulaştırmıştır. Halen İsveçîte tüketilen elektriğin yüz de 25'i nükleer santrallerden sağlanmaktadır. Nükleer enerji oranı artırılmaz ve petrole dayalı elektrik üretilirse bunun neden olacağı fiyat artışları önümüzdeki 20 yıl boyunca her işçinin yıllık gelirlnden 4.000 dolar alıp götürecektir. Nükleer santralleri artırmayı düşünce ve inançlarına karşı bulan Olof Palme, İşçi Sendikaları Konfederasyonunun fsteklerini de özönünde tutarak sorunu halkoyuna sunmayı uygun bulmuştur. Böylece «sakıncalı» enerji konusundaki inancıyla siyaset arasında bir uzlaşma yolu aramıştır. REFERANDUMUN ÖNEMİ Enerjl sorununun genellikle Anayasal sorunîar İçin başvurulan referandum konusu oluşturması tarihte ilk kez görülmektedir. Daha önce Avusturya seçimlerinde nükleer enerjiye taraftar olan siyasi partilerle olmayanlar arasında bu sorun bir seçim konusu haline getirilmiştir, ama bir devletin enerji politikasını saptamak üzere tarihte ilk kez referanduma gidilmektedir. İsvec'te 23 martta yapılacak «Nükleer Enerjiye Evet mi. Hayır mı?» referandumu bu açıdan önem taşıdıktan başka, diğer batılı ülkeler için bir «örnek» oluşturması açısından da önem taşıyacaktır. Haten, Fransız Hükümeti. halkoyunun tepkisine fazla aldırmadan nükleer santral yapımına hız vermiştir. Fransız Hükumetinin halkoyuna fazla aldırmadığı, Britanya bölgesinin kıyı kasabalarından Plogoff'daki gösterilere ilişkin haberlerden anlaşılmaktadır. Bir nükleer santral kurulması öngörülen bu bölgede halk aleyhte bir gösteri düzenleyerek Belediye binasının önüne «kasabamıza nükleer santral yaparsanız. çelenklerinizi şlmdiden hazırlatın» pankartını asmıştır. Bu. Fransa'da yapılan ilk gösteri değildl. Nükleer santraller aley hine gösteriler son iki yıldır Fransa'da ve Federal Almanya'da yoğunlaşmıştır. Federal Almanya Hükümeti gösterileri gözönünde tutarak mevcut 25 nükleer santralden başka yenisinl yapmamıştır. Oysa. Fransız Hükümeti. son beş yılda nükleer enerji üretimini % 170 oranında artırmıştır. Şu anda Fransa. Türkîye'de tüketilen elektrik enerjisinin iki mislıni nükleer santrallerden sağlamaktadır. Federal Almanya'nın nükleer enerjiden ürettiği yıllık 40 milyar kilovat/saat düzeyine Fransa da yetişmiş bulunmaktadır. Bilindiğl gibi ülkemizde kişi başına düşen yıllık elektrik 500 kilovat/saati bulmazken, Fransa'da ve Federal Almanya'da bu sayı 5.000'in üze rindedir. İsveç'te ve diğer iki İskandinav ülkesinde ise 10.000'in üzerindedir. Norveç'in Kuzey Denızi'nde ihtiyacından 34 mlsli fazla petrol çıkartabilmesi ve Danimarka'nın da denizden petrol ve doğal gaz olanaklarına kavuşması bu iki ülkeyi İsveç gibi nükleer enerji sorunuyla karşı karşıya bırakmamıştır. 1981'de nükleer enerji konusunda referandum yapmayı tasarlayan Danimarka Hükümeti. petrol ve doğal kaynaklarının elverdiğini görünce, nükleer enerji üretmekten vazgeçmiştir. "Tiyatro, sahnede görülmeyen bir sürü kişininde yapıtıdır,, günü anımsıyorum. Saim Bugay'la birlikte beş parasızdık ve yalnızca gidiş metro biletimiz vardı. Çoğu amatör birkaç profesyonel oyuncu ile provalar başladı. 1971'in Türkiye için karanlık dönemlydi ve oyun bu dönemi sergiliyordu. Herkes oyuna sarıldı. Sonunda oyunu çıkardık ve iki gece oynamamız için bize salonu bıraktılar. Oyunun ikinci ve son gecesi Peter Brook geldl. O zamana kadar ne eleştiri çıkmıştı ne bir şey. Oyuncular dışında. Paris'te kimse bu adı sanı bilinmeyen Türkün çoğu amatör oyunculardan oluşao topluluğunun oyununun farkında bîıe değildi. Peter Brook ovunu seyrettikten sonra: «Ben iyi bir Hıristiyan olduğum için, günaria karşıyım. Bu oyunu burada bırakmak günahtır. Siz iki gün daha sürdürün, ben gerekeni yapacağım ve yaşamımda ilk kez. senln için basın danışmanlığı edeceğim» dedi. Ertesi gece, Paris'in kalburüstü eleştirmenleri ve tiyatroyla ilgili kişiler Theatre Gerard Philipteydiler. Ve iki gün ıcm sahnelediğim oyun iki yıl oynandı. Theatre de Liberte (Özgürlük Tiyatrosu)' böyle kuruldu. Ondan sonra Sevdalı Bulut, Kafkas Tebeşlr DaIresi, Bencil Hesaplarm Buziu Sularında. Bu oyun 30. Avignon Festivalinin onur kpnuğu olarak festıvali açtı. Le Roy, bu oyunu seyrettikten sonra; «Her şey aklıma gelirdi de, Kapitali seyrederken kahkahayla güleceğim hiç aklıma gelmezdi» dedi. Daha sonra Macbeth Bu oyun çok değişik eleş tiriler aldı. Kiml «harika» dedi, kimi de «Şhakespeare'in öldürülmesi» dıye yorumladı. Amb oyun bir yıl süreyle oynandı. En son Dario Fo'dan (Patronun Cenaze Töreni)'ni koydum. Şimdi Fransa'yo dönünce, Nazım Hikmet'in Benerci Kendini Neden Öldürdü, oyununu sahneieyeceğiz. Bu oyun İle ilgili anlaşmalar imzalandı. SORU Pekl Mehmet Ulusoy, Fransa'daki bu büyük başarınızı siz kendiniz hangi nedenlere bağlıyorsunuz? MEHMET ULUSOY Belki de şundan olmuş olabilir. Bir kere ben kendi halkımın Anadolu'nun kültür birrkimlni yadsımadım. onu Düyük ölçüde oyunlarımda yorumlarımda kullandım, öte yandan da Batı'nın etkisi altında kalocağım korkusuyla, ondan yararlanmaktan ve bir senteze varmaktan ürkmedim. Kısacası bağnazlığa düşmedim. Bir örnek vermek gerekîrse, yirmincl yüzyılı yaşayan bir kişi olarak Charlfe Chaplin de benlm lcin en aşağı Yunus kadar; yakındır; ye en aşağı Yunus.kadac benlmdir. Ordudakî Eğilimler Bu arada. İspanyol ordusunun, Franko dönemırtın özlemini çeken bazı bölümleriiîin de gıderek yeniFaşistler'den yana kaymaya başladıkları. hatta bunların gırıştiklerl bazı şiddet eylemlerini de fiilen destekledıklen ı'erı sürülmektedır. Nitekim, Ispanya'nın emekli bir general olan İçişleri Bakanı Antonio İbafiez FraIre'de parlamenfo kürsüsünden yaptığı bir konuşmada, askerlerin de YeniFaşistlerle birlikte bazı saldırılara katılıp katılmadıklan yolundakl bır soruyu yanîtlarken: «Bulaşmak mt« Hayır; fakat ilgilenmektedirlerw» demekten g© ri kalmamıştır. YeniFaşistler, kendllerünl ve eylemlerini haklı göstermek için İspanya'nın Bask ve Katalonya gibi bölgelerinde özerklik istennresini ve bu amaçla, şiddet eylemlerine giri şilmesini öne sürmektedirler. Bu da İspanyol yöneticilerinl, başta Başbakan Adolfo Suarez'i fazlasıyla tedirgin etmektedir. Özgürlüklerlne biroz olsun kavuşabilmek icin 39 yıl beklemek zorunda kalan ispanyol halkıysa, sağ şiddetin yanısıra, özellikle askeri yargı organlarının son zamanlarda gittikce sertleşen ve demokratikleşmeyi engelleyen nitelikteki kararlarından tedirgin olmaktadırlar. I MEHMET ULUSOY Sonuç açısından bilmem ama, başlangıç açısından aynı coşku ve aynı sevda ile çalıştık. Ve hiç abartmadan söyleyebilirim ki, böyle bir ekip, böyle oyuncularla çalışmak dünyanm her yerinde en önde gelen tiyatroların başta gelen sahneye koyucuları için bile bir özlemdir. Burada tüm arkadaşları teker teker saymıyorum. Seyirci coğu zaman sahnedeki kişiyi görür, oysa tiyatro sahnede görunmeyen bir sürü kişinln yapıtıdır. örneğin, bu oyundakf ışıkçınınızm çalışmasını ve oyuna katki sını hiç unutamam. Can Yücel'in eşsiz bir ustalık ürünü olan çevlrlsinin güzelliğini tanımlayacak söz bulamıyorum. SORU Mehmet Ulusoy, yıllardır yurt dışında çalışmalarında ülkemizi de temsil ediyorsunuz. Bu calışmalarınız sırasında, yurt Içindeki yetkililerimizden ya da yurt dışındaki temsilciliklerimiz den herhangi bir yardım gördünüz mü? MEHMET ULUSOY Hayır. örneğin yukarıda da belirttim, bir sürü festivalde, bizim ozanımız. bizim rengimiz bizim ezgilerımizden oluşan oyunlar sahnelediğimiz halde, hiç bir kabulde bir tanesi hariç, hiç bir Türk yetkilisi hazır buiunmadı. Ama başka ülkelerin temsilcileri vardı. Ama haksızlık etmiyeyim. Bir gün benlmle çok yakından ilgilendiler. Bir sabah, yatağımın başında İki insanla uyandım. Uyku sersemi ne olduğunu anlayamadım. Sivil giyimîi adamiar, Mösyu Ulusoy lütfen giyinıp bizimle gelir misiniz dediler. ;«Nereye» diye sordum. «Cinayet masasına» dediler. Ne olduğunu anluyamadım. Giylndim clnayet masasına gittim. Orada konuştuğum kişi gayet kibar davrandı. Ne olduğunu sorduğumda: «Çok özur dileriz, Mösyü Ulusoy. Biz böyle bîr şey istemezdik. ama sefaretinizden sızi sorguya çekmemiz için ısrar ettiler. Biliyorsunuz dört gün önce Büyükelciniz öldürüldü. Onlar slzln mutlako sorguya çekilmenizi istediler» dedi. Bir anda şaşkınlığım sinir gülrresine döndü.. Fransız y,etkiII özür dıleyerek beni evime kadar gonderdi. Ama ben bunlara aldırmıyorum. Bu ülkede benzeri davranışla karşılaşmayan kaç sanatçı var ki, Nâzım'ı. Azlz Nesin'i ve öbürlerini düşünün. I f Fransa. Federal Almanya, Kanada, ingiltere. Italya, Hollanda, İsveç, İsviçre. Belçika, Ispanya, Finlandiya ve Amerika Birleşjk Devletleri halen yılda 600 milyar kilovat/saat elektrik enerjisini nükleer santrallerden sağlamaktadırlar. ABD 600 milyar kilovat/ saatin % 48'ini üreterek başta gitmektedir. Fakat Harrisburg kazasından sonra nükleer enerjiye karşı toplumun «alerjissi artmıştır. Geçfiğimiz yılın kasım ayında New York'ta 200.000 kişılik bir kalabalığın nükleer santraller yaptmına karşı gösteri düzenlemesi ABD' nde bu konudaki duyarlılığın arttığına Kanıttır. Çünkü. şimdiye dek. bu konu etrafında bu kadar büyük bir gösterici kitlesi toplanmamıştı. Bu gelişmeyi değerlendiren Carter Yönetiml 1980 yılı bütçesinde nükleer enerji araştırmaları tahsisatını kısarken kömürden ve güneşten enerji elde edilmesini amaçlayan araştırmalar tahsisatını artırmıştır. Savunma bütçesinin yarısına yaklaşan 70 milyar dolar değerinde petrol Ithal eden ABD'nin ucuz ener|i kaynakları aramaya devam edeceği muhakkaktır. Dünyada en çok elektrik enerjisi tüketen ABD'nin petrolden % 50 ucuz. kömürden çok daha ucuza malolan nükleer yakıtlı ulektrikten kolay vazgeçe ceği söylenemez, , , 'DIŞ HABERLER SERVİSİ1 ABD'NİN DURUMU BATI BERLİN, (a.a.) Batı Berlin'de bir Amerikan iş yerı ile aynı binayı paylaşan Sovyetler Birliğinin Berlin Konsolos luğunun girişindeki tuvaletine yerleştirilmiş bir bomba hasara yol açmış ancak patlama sırasında yaralanan olmamıştır. Batı Alman Radyosu «KPİAS» a telefon eden biri, bombanın, Sovyetlerin Afganistan'a yaptığı askeri müdahaleyi kınayan bir Afgan örgütü tarafından yer leştirıldiğinı söylemiştir. Konu ile ilgili olarak hîc bir acıklamada bulunmayan Sovyet yetkilileri araştırma yapmak üzere Amerikan ve Alman polisinin binaya girmesine Izin 4 '• miştir. Batı Berlin'deki Sovyet Konsolosluğunda bîr bomba patladı