18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET 7 MART I9Rft DOKUZ NOTAM 7I4'ÜN (Baştarafı 1. Sayfada) koşe'deki kontrol kulesinin sorumluluğuna verilmiştir. Eski uygulamaya göre. Lefkoşe kontrol kulesinin Kuzeydeki sorumluluk alanı 36. Enlem Dairesini izlemekte. diğer bir deyişle Türk kıyılarına ancak bazı oynamalarla 6 ile 20 mıl arasında değişen uzaklıklarda yaklaşmaktaydı. ' Ancak 1974 yıhnda gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekâtı ve ardından KTFD'nin kurulması ile Akdenizdeki Uluslararası Hava Sahasmda da yeni bir durum ortaya çıkmıştır. KTFD' nin kuruluşu dünya kamuoyuna llân edilirken, Resmî Gazetede yayımlanan bir harita ile kendi denetimi altında olacak bir FIR bölgesi de ilân edilmiştir. Harita sınırları da belirlenen bu alan Akdeniz'in Kuzeyinde Girit yakınlarından İskenderun' un Güneyine kadar olan bir bol geyi kapsamaktadır. Ercan Havaalanının açılmasından sonra ilân edilen bu bölgedeki sivii uçuşların danışma hızmetleri Ercan kontrol kulesi tarafından yürütülmüştür. Bu uygulama çerçevesinde bölgeden geçen yabancı Hava Yolları Şirketine oit uçaklar da, bağlı bulundukları ülkeler KTFD'yi tanımamakla birlikte. Ercan kulesini arayarak bilgi almaktaydılar. Yabancı Hava Yollarına yapılan bu hizmetler nedeniyle KTFD' ye bazı şirketler tarafından ödeme de yapılmaktaydı. YENİ DURUMDA NE OLUYOR? Edinilen bilgiye göre. 714 sa yılı Notamın yürürlükten kaldırılmasından sonra, Kıbrıs'takf Rum yönetimınin denetimindekl Lârnake Kontrol Kulesi bir Notam yayımlanarak yeniden 1974 öncesi koşullarda bölgedeki ucuşların kendi sorumluluğu altında olacağını Uluslararası Sivil Havacılık ör« gütüne ve ilgili kuruluşlara bildirmiştir. Lârnake Kulesinin ya yımladığı Notam sorumluiuk alanını yeniden Türkiye'nin Güney kıyılarına kadar getirmektedir. Işte bu durum, KTFD Başkanı Denktaş'ın 714 sayılı Notamın kaldırılmasına tepki gös termesine yol açmış ve KTFD de geniş tartışmalara neden olurken, KTFD ile Rum yönetimı arasında yeni bir anlaşmazlığa kaynaklık etmiştir. ATAŞ1 TAM KAPASİTE ÇALIŞTIRMAK İÇİN YABANCI ŞİRKETLERE 350 MİLYON LİRA ÖDENECEK ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Ataş rafinerisinin tam kapasite calıştırılması için Demirel hükümeti yabancı petrol şlrketlerine ton başına 140 lira ödeneceğini açıklamıştır. Ataş 4,4 milyon ton kapasitedir ve bunun bir bölümü yerli ham petrolle. yaklaşık 2,5 milyon tonluk kapasite ise dışardan getirüen ham petrolun işlenmesiyle cahşabilmektedir. Demirel hükümeti yabancı petrol şirketlerine 2,5 milyon tonluk kapasite karşılığında tonu 140 liradan yaklaşık 350 milyon lira ödemiş olacak ve bu para şirketlerin acıktan kazançlarına yol açacaktır. Öğrenıldiğine gore, çalıştırma amacıyla yabancı şirketlere 350 milyon lira ödenirken, rafinerinin kendisinın satın alınması karşılığında yabancı şirketlere ödenecek para 600 milyon IIradır. EGE'DE (Baştarafı 1. Sayfada) Ege sorunlaruun çözümü için Türkiye'nin Dördüncü Ordu'yu kaldırmasuu. buna karşılık Yunanistan'ın da Ege adalarını silahlandırma yı durdurup, adalardaki si lahları anndırmasını öneren raporda, «Ege'de askeri komutanın bölünmesi. özellikle savaş zamanlannda so <^ run yaratabîlecegînâen. TOr kiye ile Yunanistan arasındaki sorunlar hızla çözümlenmeli ve mantıklı bir komuta sistemi kurulmalıdır. Bu NATO'nun başlıca hede fi olmalıdır» görüşüne yer verilmiştir. Ayııca Ege'deki karasular Konusuna da değinilen raporda, bu konuda iki tarafın da altı millik karasularını genişletemeyecekleri konusunda karşıhklı açıklamalarda bulunmalan ıstenmek tedir. Rapor: «Yunanistan'm karasulannı 12 mile çıkartmas) durumunda, Ege'nin yüzde 63.9'una sahip olur» deniimektedir. Ege'deki FIR hatları konusunda ise raporu hazırlayan Kanadalı uzman Andrew Wilson, şu görüşe yer vermiştir: «Türkiye'nin eski FIR sistemine dönüş için. hava tatbikatlarına Yunanistan ın sınırlama getirmeyeceği güvencesini istemesi du rumunda. Yunanistan bunu ne kadar gereksiz bulursa bulsun, bu güvence Türkiye ye verilmelidir. Ancak. FrR hattmm yeniden çizilme si durumunda Türkiye'nin ısrarı, durumu daha da kanştıracaktır.» Raporun sonunda, «Ege so rununun da Kıbns gibi banşa karşı kurumsallaşmış bir tehdit oluşturmasımn ön lenmesi' için, sorunların kısa sürede çözülmesi Batı açısmdan büyük önem taşımaktadır» deniimektedir. DtSK (Baştarafı 1. Sayfada) mamen ters duşen maceracı ve bireysel eylemlerin yoğunlaştırıldığına dikkatleri ceken DİSK Yürütme Kurulu dün yazılı olarak yaptığı açıklamasında şu görüşlere yer vermiştir: «Dün de asll görevl ile uzaktan yakından İlgisi olmamasına rağmen bankaiarı beklemekle görevlendirilen iki er öldürülmüştür. Aynı gün Zeytinburnun'da 9 yaşmda bir çocuk öldürülmüştür. Zile'de faşıst terör egemen kılınmış 1 kişi öldürülmüş, içinde savcının da bulunduğu birçok kişl yaralanmıştır. İşçi sınıfımızın ve emekçi halkımızın hak ve özgürlüklerini savunmaya kararlı olan DİSK bütün bu eylemlerin kim ve ne adına yapılırsa yapılsın karşısındadır. İşçi ^sjuiiiDin müpadelesi haklı bir sınfsal temele dayanmaktadır. Anarşızme, anarko sendikalizme, maceracılığa yer yoktur.» GÖZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) önce cetnik» kökenll ayaklanmalara bel bağladılar. Malatya Belediye Başkanı Hamid Fendoğlu'na gönderilen paketli bomba ile başlayan bir dizi cinayet planı, Kahramanmaraş soykırımı ile doruk noktasına sıçratıldı. tAlevisünni» ve tTürkKürt» ayrımına dayanan ve ülkenin dört bir yanına sıçraması beklenen kanlı çatışma denetim altına alınarak, bastırıldı. Bundan sonra. toplumun en duyarlı kesimlerine saldırmaya başladılar.. İskenderun'da. Adana'da, Ankara'da ve İstanbul'da erlerimize yönelen alçakça saldırılar, böylesine genlş bir planın son ve iğrenç halkaları olarak görülmelidir. Olayı, böyle bir geniş açıdan görmedikçe, yakalanan birkaç teröristten sonra, «kaynağına indik, iniyoruz, son çırpınışlarıdır» diye kendi kendimizi bile avutmaya yetmeyen demeçler vererek, teröristlerin işini kolaylaştırırız.. Terörizm, «planlı, programlı» bir cinayet çarkı olarak üzerimize yürüyor. Bu plan, bu program, Türkiye'yl sonu ne olacağı belli olmayan bir iç savaşa, bir büyük kanlı kapışmaya sürüklüyor. Bunu anlamak, bunu görmek gerekiyor... Bunun adı solculuk mu? Yoksul erlerin üstüne kurşun yağdıran, banka soyan eşkiyalık mıdır solculuk? Böyleyse. yerin dibine batsın böyle solculuk.. Bunun adı milliyetçilik mi? Savcıları, yargıçları. önlversite öğreüm üyelerini, emniyet müdürlerinl öldüren, yurttaş kanı içen canavarlık mıdır milliyetçilik? Böyleyse, yerin dibine batsın böyle milliyetçilik.. Son yılların kanlı olayları, yalnızca savcıları, yargıçları, avukatları, öğretim üyelerini, öğrencilerl, İşçileri, polislerl, bekçileri. yoksul erleri değil, bu insanların herbiriyle birlikte. insanlığımızın birer parçasını da alıp, alıp götürüyor.. Biz, Kurtuluş Savaşında emperyalist ordularını. bu mehmetçiklerle yendik. Çanakkale'de onlardı, İnönü'de, Sakarya'da onlardı, İzmir'de Kadıfekale'ye bayrak çeken onlardı. Antep'de. Maraş'da döğüşen onlardı, bu toprakiar için toprağın altına girenler onlardı... Şlmdi onların torunları, terörizmin hain ve alçak kurşunlarına hedef oluyor.. Polis ve (Baştarafı 1. Sayfada) venlik yetkililerine silah kullanma yetkisj vermektedlr. Yasa uyarınca silah kullanan polis ya da jandarma hakkındaki hazırlık soruşturması Cumhuriyet Savcıları ya da yardımcıları tarafından yapılacaktır. Soruşturma sonunda dava acılması gerekli görü lürse, görevli acığa alınamayacak, dava süresince de görevliyQ işten el çektirilemiyecektır. DEMİREL'İN SÖZLERİ Başbakan Süleyman Demirel, dün Bakanlar Kurulu toplantısına girerken gazetecilerin çeşitli soruları üzerine. «Milletin tümünün, askerini vuron alçakların karşısına dimdik dikileceğinden eminim. Bu memleketî hoyasızlara teslim etmeyecek kadar güc, devletimizde de mil letimizde de mevcuttur» demiştir. Demirel, bazı «hayin ve alçakların» türediğinl belirterek. «Türk askerine silah sıkacak kadar vicdansız, vahşj ve haya sızdırlar. Millet yapılanları bun ların yanına bırakmayacaktır» şekllnde konuşmuştur. ZAM YOK Başbakan Demirel, bazı mallara zam yapılacağı söylentiierini yalanlamış, «yopılocak herşey yapılmıştır. Bu çeşit şeyler vatandaşı mala hücuma sevk etmek icindir.» demiştir. Demirel, Türk parasının değer kazanıp kazanmadığını soran bir gazeteciye ise «artık onun yorumunu siz yapın. Biz Türk lirasıpı eskimekten, yıpranmaktan kurtarmaya çalışıyoruz. O yorum kolayca yapılacak bir iş değil» yanıtını vermiştir. ACIKLAMA Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamada, önceki gün şehit edilen Iki erin ailesine Kurulun taziyetlerini iletmesinin kararlaştırıldığı, bu açıklamada, Harp Sanayiinin go liştirilmesi programlarının icraasının çabuklaştırılması ile 2762 sayılı Vakıflar Yasasına iki madde eklenerek, Vakıf mal larımn korunmasını daha iyi sağlayan yasa tasarısının mec lislere sevkedilmesinin kararlaş tırıldığı da belirtilmiştir. Komisyon (Baştarafı 1. Sayfada) edifecek gelirleri şöyle sıralamıştır: «Maktu tarifelerln artırılmasından 60 milyar, katma değer vergisinden 33 milyar, vergı usul kanunundan 9 milyar, Gelir Vergis! düzenlemelerinden 6 milyar, Kurumlar Vergisinden ? milyar, Emlak Vergisinden 4 mil yarjira olmak üzere toplam 115 milyar liralık bir gelir sağlanarak dengenin korunması planlanmaktadır.» KIDEM TAZMİNATLARI Maliye Bakanlığı Müsteşarı Kıvanc. işçilerin kıdem tozminat ları ile ilgili olarak şöyle konuşmuştur: «Biz işçilerin kıdem tazminatlarına dokunmuyoruz. Sadece vergicilik acısından konuya bakıyoruz. 30 yıl calışan ve 1. derecenin son kademesine gelen bir devlet memurunun 30 aylığı tutarının, işçilerde vergi dışı bırakılması amaçlanmaktadır. Bu miktar 900 bin lira civarındadır. 900 bin liranın üstündeki bölüm ise vergilendirilecek tir.» Kıvanç, tasarılarda vergi gelirlerinde kaynak kaybına yolaçacak maddelerin vergi ödeme gücü yüksek kesimlerden sağlanacak kaynaklar ile telafi edileceğini bildirmiş, buna örnek olarak Gelir Vergisi tarifelerinde 3 milyon lirayı aşan bölümlerin yüzde 75 oranmda vergilendirilmesini göstermiştlr. Servet beyannamelerinin değiştirilirken, servet haklarımn yüzde 10 oranmda vergilendirilece ğini kaydeden Kutsnç, «Bu hükümle kara servetin ekonomiye yarariı bir şekilde kullanılma sı hedef alınıyor» demiştir. Kıvanç, kira gelirlerinden alınacak vergiler konusunda yanlış yorumlar yapıldığını öne sürmüş, esas alman ilkeleri örnekler göstererek açıklarken, Galata'daki bir işhanının kira geiirinden alınacak verginin yüzde 25 dolayında, yaşlı bir dul kadının kira geiirinden alınacak verginin ise yüzde 4 dolayında olacağını söylemlştir. Maliye R'knnM*! ^üs^e^arı, geçim Indiriminin hesaplan* masında evlı çıftıerin ıkı çocuktan fazlasının indirim nedeni olmamasının nedeninin ise, nüfus planlaması politikasının bir sonucu olduğunu bildirmiştir. Komisyonda daha sonra, üyelerin vergi tasarısıyla ilgili ayrıntılorı daha iyi inceleyebilmelerini sağlamak Icin Maliye Müsteşarının açıklamalarının kitap halıne getırilmesi kararlaştırılmıştır. Buna göre komisyon perşembe günü yeniden toplanarak tasarının tümü üzerindeki görüşmelere başlayacaktır Politika (Baştarafı 1. Sayfada) nü kurmak arracıyla yayın yoluyla propaganda yapmak, suç işlemeye tahrik ve teşvik, cürüm sayılan suçları öğmek, devtetin emniyet kuvvetlerinin manevi şahsiyetinl tahkir ve tezyif ettikleri öne sürülmektedir. Atatürk'ün Genel Sekreterlerînden Hikmet Bayur öldü İstanbul Haber Servisi Atatürk'ün Genel Sekreterlerinden Hikmet Bayur dün vefat etmiş tir. Bayur, 89 yaşındaydı. Galatasaray Lisesini bitiren ve Paris Üniversitesinde yüksek öğrenim gören Bayur, Kurtuluş Savaşına katıldıktan sonra Bü yükelçiliklerde görev yapmış, Atatürk'ün Genel Sekreterliği ile 193334 yıllarında 10 aya ka dar da Milli Eğitim Bakanlığı görevlerinde bulunmuştur. 1933' den 1942'ye kadar Manisa mil letvekilliği yapan Bayur, İstan bu| ve Ankara Üniversitesi'nde devrim tarihi derslerj vermiştir. Cenazesi yarın Beyazıt Camisinde kılınacak öğle namazından sonra Edirnekapı Me zarlığında toprağa verilecektir. Mafthoefeı'in (Baştarafı 1. Sayfada) Ankara bir değerlendirme yapmak icin VVashington'dan bilgi beklemektedır. Öte yandan, Alman diplomatik çevrelerinden sağlanan bilgilere göre, «Matthoefer'in Ame rika'ya gidişinden sonra, Ameririkan yönetiminin Türkiye'ye yar dım programıyla ilgili olarak çe şitli güclükler öne sürdüğü bir Ikj gün önce gözlemiştir». Ankara'daki bu çevrelere göre, Amerika'da enflasyonun yüzde 18'e ulaşması Amerikan yönetimini kendi içinde «bir istikrar programı uygulamaya» yöneltmiştır. Seçim öncesinde bulunan ABD Başkanı Carter «istikrar programı» uygulamak icin yaklaşık 20 milyar dolarlık bir fon oluşturmak istemektedir. Amerikan yönetimf bu programı dikkate alarak Türkiye'ye yardım konusunda «öngörüien miktarın yüksek tutulduğunu» bil dirmiştir. Ankara'daki Batı Alman cevreleri «Almanya Amerika'dan daha fazla yardım yapabilir mi, bu ancak hükümetin yeniden alacağı karara bağlıdır. Her zaman biz Amerika'dan birkac milyon dolar da ol sa daha az yardım yaptık, bu sefer bir başka gelişme olup olmayacağı. önümüzdek! günlerde belll olacak» biciminde konuşmuşlardır. ABD KAYNAKLARI Ankara'daki Amerikan diplomatik kaynaklar ise, OECD çerçevesinde Türkiye'ye yapılması tasarlanan ekonomik yardıma ABD'nin de katılacağını, ancak ABD'nin bu programa katkısı konusunda şimdiden ke sin bir rakam verilemeyeceğini» bildirmişlerdir. A ÛET'den (Baştarafı 1. Sayfada) kez 1976 yılında AET'den satın alman mallarda gümrük oranları düşürülmüştür. Daha sonra CHP hükümeti 1978 başında iktidara gelince, AET ile olan ilişkilerin «beş yıl süreyle dondurulması» kararlaştırılmıştır. Üç ay önce Demirel hükümeti yeniden işbaşı na gelince, bu kez Türkiye'nin AET politikası yeniden değişmiş ve gümrük oranlarının düşürülmesine ilişkin takvimin çalıştırılrrası kararı alınmıştır. Yeni gümrük oranları uygulaması dünden başlayarak yürürlüğe girmiştir. Öte yandan, AET, 1980 yıiı genel preferanslar sistemi çerçevesinde 1 ocaktan 31 aralık 1980'e dek geçerli olmak üzere Türkiye çıkışlı ürünlere uygulanacak ortak gümrük tarifesl oranlarını belirlemiştir. Buna göre, tercihli sistemden yarar* lanacak ürünler çeşitli sebze ve meyveler olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye'nin başlıca dışsatım ürünleri arasında bulunan tekstil ürünleri AET'nin belirlediği tercihli rejim içinde yer almarraktadır. TEPKİLER AET çıkışlı bazı mallara tarafından gümrük indirimleri uy gulanmasını öngören sirküler. İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Çavuşoğlu tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Çavuşoğlu, Cum huriyet'e yaptığı açıklamada, AET'den ithal edilen bazı mallarda gümrük oranlarının düşürülmesi kararının, önemli sa nayi girdilerini de içerdiğini bildirmiş ve «Böylelikle Türkiye'de üretilen çeşitli malların maliyetleri dengelenecek ve bu na uygun olarak fiyatlar normal düzeylerde seyredecektir.» derriştir. Çavuşoğlu, belirlenen bazı ihraç ürünlerimizde düşük gümrük tarifelerl uygulanmasının da dışsatımı yükselteceğini savunmuş, «Bu kararın sanayicilerin genel isteklerine paralel olduğunu ve yarar sağlayacağını» ifade etmiştir. Amerika (Baştarafı 1. Sayfada) lerl öne sürülmektedir. 3 MİLYAR DOLAR Öte yandan Matthoefer, Turgut Ozal'ın bu yıl için istedigi destek konusunda ilk kez bir rakam vererek, bu isteğin 3 milyar dolar olduğunu açıklamıştır. Bu üç milyar doların biraraya getirilebilmesi için Bonn'un bir milyar mark vermeye hazır olduğu anlaşılmaktadır. Ancak VVashing ton'un da en az üç milyar mark tutarında yardım vermesini şart koşmaktadır. Oy sa Jimmy Carter'm yakın Mali Danışmanları, Bonn'un bu hesabından kuşku duymakta ve Helmut Schmidt hükümetinin Yakındogu'da bir «Yan dayanışma cephesi» açmak niyetinde olduğu nu ileri sürmektedirler. Yüzde 18 oranındaki enflasyonu firenlemek amacıyla bu yılki ABD bütçesinden yapılacak 20 milyar dolar tu tanndaki kısıntı içinde Türkiye'ye verilmesi «tasarlanan» paranm da bulunduğu ısrarla söylenmektedir. ABD başkentinden Bonn'a gelen bilgilere göre. Carter'ın olağanüstü Büyükelçilerinden Owen, 1981 yıh Için Amerikan Merkez Bankası tarafından Türkiye'y© verilmesi «öngörüien» 200 milyon doların bile tehlikede olduğunu Matthoefer'e Ima etmiş ve daha sonra bu nokta, bizzat Merkez Banka sı Direktörü Volcker tarafından doğrulanmıştır. TEK OLUMLU ADAMı McNAMARA Bütün bu gelişmeler İçinde tek olumlu yaklaşım, Dunya Bankası Müdürü Mo Namara'dan gelmiştir. McNamara, Motthoefer'e, programa bağh proje konularında toplam yaklaşık 800 milyon dolarlık bir meblag vermeyi vaadetmiştir. Madenİş (Baştarafı 1. Sayfada) «Şubat 1978'de büyuk grevlerden çıktığımızda, Arçelik ve Profilo işcilerinin eline ikramiye ve yan ödemelerle birlikte orta lama olarak net 6500 lira geçiyordu. Bir işçi bu geliri ile bir buzdolabı alabillyor ve içine de 15 kilo et koyabiliyor idi. Slmdi MESS ile Arçelik ve Profilo patronları bu işyerinde çalışan işçiler icin yeni(!) gerçekçi (!) bilımsel (!) öneriler getirdi. Bu önerilerin somut anlamı şudur: Şubat 1978'de ortalama net aylığı ile buzdolabı alan, içine 15 kilo et koyan işçi. şimdi sadece bir buzdolabı alabilmek icin 3 ay çalışsın diyorlar. İşte MESS'in işçilerin sevinçle kabul edeceğini Iddia ettiği öneriierin altındaki çıplak gerçek budur» MESS ve Madeniş'in yaklaşık 35 bln Işçiyi kapsayan uyuşmazlığı ile ilgili olarak karşılıklı alman grev ve lokavt kararlarından sonra görüşmeler kesilmemiş, MESS önceki gün açıklanan yeni bir ücret önerisinde bulunmuştur. Havaîş (Baştarafı 1. Sayfada) almıştır. Ancak yapılan araştırmalar Süleyman Demirel'ln aynı talimatı Ulaştırma Bakanlığına vermediğini ortaya çıkarmıştır. Sendika yetkililerl, Ulaştırma Bakanının THY işvereni adına toplu sözleşme görüşmelerinl yürüten Türkiye Taşıt Işverenleri Sendikasının (TÜTİS) ver* diği bilgilerle yanıltıldığını, grev ve lokavt uygulamalarının bu yanılgılar üzerine ortaya çıktığını söylemişlerdlr. ÜGD (Baştarafı 1. Sayfada) Sını g'örmüşler, ancak hat takibl yaparak telefonun paralel olduğunu ortaya cıkarmışlardır. CHP'li Beledıye Meclisi üyesi Şükrü Coşkun, «Biz arıza icin PTT'ye ihbar yapmadık. ÜGD Yeşil Mahalle şubesi telefonumuzu dinleyemeyince, PTT'ye durumu iletmiş, telefonlarının kontrol edılmesini istemiş. Olay bu şekilde ortaya çıktı» demiştir. ÜGD mllitanlarının PTT'ye de girdiğini, bunun acık örneklerinden birinin, kendi telefonunun üç ay dınlenmesi olduğunu söyleyen Coşkun. Kayseride «karanlık oyunların tezgâhlanmak Istendiğini» söylemiştir. Olay PTT Merkez Müdürlüğüne ve Savcılığa ıntikal ettirilerek, soruşturmanın derinleştiril mesi istenmiştir. Devrim Konseyi (Baştarafı 1. Sayfada) Öğrencilerin açıklamasında, «Devrim Konseyi'nl Amerikan casusiarı olan rehlnelerln sorumluluğunu bizden devralmaya v 9 bunlar hakkında gerekli işlemlerl yerlne getirmeye çağınyoruz. Rehinelere ilişkin sorumluluğumuz sona ermiştlr v© eminiz kl, Iran ulusu. Imam Hu meyni'nln çizgisinln Izlenmesin de ortaya çıkabilecek sapmaları düzeltecektir» denilmektedir. Sezgin Maliye Bakanı Ismet Sezgin ise yaptığı konuşmanın ana bölümünde yeni hazırlanan vergi tasarısının tek> nik ayrıntılanıu anlatmış. birçok çevrenin ve bu arada basının yasa taslağını anlamadığını öne sürmüştür. Kamu kuruluşlanndan süÖ vansiyonun kaldırılmasına karşın bazı KIT ürünlerinde sübvansiyonun hâlâ yürütüldüğünü açıklayan Sezgin, Türkiye'nin yiyecek ithal' etmeyen bir ülke olma durumunu ilk kez bu yü kaybettiğini açıklamıştır. Ba k a a ekonomik durum nede niyle şeker ve yag ithal edildiğini bildirmiştir. (Baştarafı 1. Sayfada) (Bundan daha doğal ne olabilir ki?) F. Almanya (Baştarafı 1. Sayfada) ra kaçarak ülkemize siyan si mülteci olarak sığınan yabancıiar büyük sorunlar yaratmaktadırlar. Bu nedenle, vi ze uygulaması alanının genişletilmesi gerekmektedir». de miştir. Baum, Iklncl Dunya Savaşı sırasında yürürlüğe sokulan Federai Alman Anayasası'nın «isteyen herkese siyasî mülte: cl olma hakkı» tanımasının özellikle gelişmekte olan ülkelerce kötüye kullanıldığını da belirtmiştir.. Yetkililer, Federai Alman* ya'da çok sayıda Türk'ün de siyasî mülteci olarak yaşadığını belirtmekte ve bunların hemen tümüne yakınının Türkiye'de çeşitli siyasal suçlardan aranmakta olan, hatta hüküm giymlş bulunan sağcı militanlardan oluştuğunu vurgu lamaktadırlar. Bu Türkler, Federai Almanya'da da faşist örgütler kurmakta ya da kurulu bulunanlara girmekte ve Turk işçileri arasında etklnllk yaraf maya çalışarak çeşitli gergin, liklere yol açmaktadırlar. Tayfur (Baştarafı 1. Sayfada} Geclrdiği kalp krlzl sonucu üç gün önce istanbul'da 88 yaşında ölen Tayfur Sökmen'in cenazesi Şişli camiinde kılınan öğle namazından sonra ZinclK likuyu mezarlığında toprağa verilmiştir. VEFATLAR İÇİN Aa fOnlertnizi paylı«*n tS» LAM CENAZE tŞLERİ bll t»> lefonla emrtnizdedir. Gazeta llanı ve umum muam»ltleı dolctor raporu, defln rub•atı. nstiro dut.sı devlı dualan helva seket islert rapılır. Hassasivetls »• titizlikle islerolertnlzı derubte edeı Cinci Spor (Baştarafı Spor Sayfasında) lonun onarılarak sporun hlzme tine açılmasını Isteyerek şunIarı söyledi: «Bu salondan son yıllara 'dek çevredeki amatör ve gayri federe kulüpler yararlanıyorlardı. Ancak bugün bir harabe ha line geten salon ölumüne terk edildl. Semt sahalarına önem vereceğiz diyen sayın Talât Asal ve öteki llgilllerin kulakları çınlasın. Buraya bir kez heyet gönderirlerse acıklı tabloyu göreceklerdlr. önceki yıllarda günu hemen hemen 18 saatl sporun hlzmetinde olan bu salonun bir an önce genç. Uâ6 açılmasını IstiyoruzA, İMF 3. DİLİM KREDİYİ VERİYOR a.a.'nın bildirdiğine göre Ukıs lararası Para Fonu (İMF) heyetj ile Türk yetkililer arasında süren görüşmeler sonunda gscen yıl yapılan Stand By anlaşması uyarınca Türkiye'ye verilmesi öngörüien 78 milyon do larlık 3. dilim kredinin verilmesi konusunda görüşbirliğine vo rılmıştır. PERMASHARP n adı yeter" İSLÂM CENAZE İSLERİ TEL: 47 20 06 40 68 86 NOT s Bfltfln muunelelflt 19totmeyt alt olraak Ozert rurt Jçt yurt dısı. Turt dışmdar vurda esnaz* nakli ?apıl». Günfln bar uatinâe emrtnlsdedlr. Cok mutluyuz. SİNEM AYDIN ve (SAVAŞ) HÜSEYİN AYDIN ÖZAL'IN İDDİASI öte yandan. çarşamba alcşamı Alman îkinci Kanalı (ZDF)'in «Bilanz. adlı ekonomi programında bir demeci yer alan Turgut Özal, «Türkiye sosyalist olmuştu, biz kurtardık...» cümlesiyle ilgilerl üzerine toplamıştır. Erkek yürekJidir, ciddidir, dürüsttür, sözünden dönmez, turas olur, PermaSharp kullanır! PERMASHARP ÇEIİK SANAYfl Ajans Ada: 2706 . .1301 (Türkel: ...) 1254
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle