18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ON CUMHURİYET 7 MART 1980 EGİTİMÖGRETİM... EĞİTİMÖGRETİM...EĞİTİMÖGRETlM... EĞİTİMÖÛRETİM...EĞİTİMÖĞRETİM... EGITİM Ö G R E T I M . . . E G I T İ M Ö G R E T İ M . . . Şükran KETENCİ öğretim faşist Üniversite • • üyelerine aşama kazandı Ü baskılar yeni bir NİVERSİTE öğretim üyelerine, okulda tehdit, yol kesme, telefonla, mektupla tehdıt \e değerlı bılım adamlarınm ölümü ile sonuçlanan faşist baskılar son günlerde Y eni boyutlar kazanmıştır. Yoğunlaşan baskılar ve can guvenlığinin ön plana çıkması. ürunlerıni de vermiş, bırçok oğretım uyesınln sosyal ve sıyasal konularaa bilimsel düşuncelerını dahı soylemekten çekinır oldukları, semınerlere daha az katılıp, daha az göruş beiırttıklerı, yazı ve araştırmalarında halk kıtlelerınden yana tavır almaktan çekinir oldukları açık bir biçimde gözlenmeye başlanmıştır. Pek çok demokrat bilinen öğretım uyesinın adeta kendi kabuklarına cekilmelerinden sonra ülkücüler, üniversiteleri kendi yanlarına çekme doğrultusundakl programlarının ikinci aşamasm da uygulamaya sokmuşlardır. •Pek cok öğretim üyesinin evine. üniversiteaeki odasına bırakılan yaz;larda bir yanı ile dostluk diğer yanı ile tehdıt kokan yeni çağrılar yapılmış, öğretim üyelerınden ülkücü gençlik adına beklenen tavır dile getirilmiştir. Bilim adamlarınm katilleri yakalanmaz, öğretim üyeierınin can güvenliğini sağiama konusunda adeta seyirci kalınmışken, öğretim üyeierınin büyük coğunluğunun evine, ça'ışmo odasına u'aşan son cağrılara karşı aa hiçbır önlem alınmamıştır ' Bu mektuptan alınmış bırkcç rumle, bilim adamlarından ne istendığinı cnlatmaya ve niyetli iseler devlet sorumluîarını uyarmaya yeterli olacaktır sanıyoruz... «Sıze kararan ufuklarımızı ak edecek beraberlığı sağlamak ıçın yazıyoruz Sizinle bırlık olmak, bütünleşmek ve millet duşmanlalarıyla şuurıu omuz omuza mücadele etmek içın yazıyoruz. Artık uyanmak zorundayız. Genç ihtıyar. öğretmen öğrencı, ışçi ışveren otarak bu kızıl kukialara karşı bütünleşmek zorundayız. Gonlümüzde İslamın ateşl, kollarımızda Türk*ün gücü ve Türk mıllıyetçiliği fıkir sistemıyle koşarken sizleri de aramızda görmek istiyoruz. Kızıl emperyalizme karşı birlikte mücadele özlemırri'zin gerçek olmasını dilerken saygılarımızı kabul etmenızı rıca ederız aziz Hocam.. Ülkücü Gençlik» YASA GEREĞİ İLKOKULLARIN EN ERKEN 25 TEMMUZ'DA KAPANMASI ZORUNLU OLUYOR İLKÖĞRETİM YASASININ 41. MADDESİNE GÖRE ŞEHİR VE KASABALARDA YILLIK EYLEMLİ ÖĞRETİMSÜRESİ 200 GÜNÜN ALTINA DÜŞÜRÜLEMEYECEĞİNDEN UZAYAN ARA TATİLİ, EĞİTİMİN BİTİM TARİHİNİ AÇMAZA SOKTU.. İLLİ Eğitim Bakanlığının, yakıt sıkıntısını gerekçe gostererek, ozünde milliyetcılık adına binlerce öğretmen ve yonetıcınin kıyımında kullandığı 1,5 aylık tatil, eğıti mı felç etmesi yanında, ılkokul larda yasal sorun da getırmiştır. Yeni öğretmen adaylarından milliyetçi olmayanların ataması yapılmıyor N M Kapalı Kapılar Ardındaki Siyasal Çalkantılar Sadi BORAK 19 Erzincan Milletvekili Hacı Osman Fevzl Efendinın, Frengı Kanununun son şeklini de engellemeye kalkması uzerın© kürsüye gelen Bursa Mılletvekılı Dr. Emın (Erkul) Bey şöyle konuşuyor: OPERATÖR EMİN BEY (Bursa) «Efendim. Encümen namına Hoca efendıye cevap vereceğim. Efendı Hazretlerıyle Encümende mutabık kaldığımız rıalde şimdı gerı donmesıne bir mana veremiyorum. 3en de şahsım namına bakırelerin istısnasını kabul etmiştım. Fakat Encümen namına onların da muaye nesını kabul ederım Sonra, Hacı efendı hazretleri buyurdular ki: Bılmem, Hacı Kâmil Bey gelmış, kor ebeyı getırmışler, bilvasıta muayene etmiş Ben şu kürsüden o arkadaşlara lanet ederim Doktorlukta böyle aracı ile muayene usulü yoktur Yanı onlar, HASAN SIDDIK BEY (Van) «Hocaya nicin nacısı da hocası da doktorluğa ihanet etmiştir...» lanet edıyorsunuz? Rica ederım.» EMİN BEY «Siz hoca değılsiniz. Oradakl hocaya soyluyoruz. O kadar da taassuba yer yok canım Amaaan...» ÖMER VEHBİ EFENDİ (Konya) «Sözünu gerl alsın.» EMİN BEY «... Eğer bu kanunu uygulamayacak olursak efendiler. sızi temin ederim ki doktorlara muayene ettirmek istemediğiniz kadınlarımızı duşman elinde bırakırsınız.» HULUSİ EFENDİ (Yozgat) cReddederız o sözü, millet namına: hayvan herif!» EMİN BEY «Utanmaz herif, rezil herif...» REİS (Şiddetll gürültüler arasında) Efendiler Ihtar ediyorum, tekrar Ihtar ediyorum. (Şiddetli gürültüler devam eder) REİS Celseyi tatil ediyorum. Meclıs tutanakları, olayların bundon sonrası ıcln bilgi vermıyor Sadece, «Gürültüler. patırdılar» diye kayıt var Oysa asıl büyük fırtına Emin Beye yapılan hakaretten sonra kopmuştur. Bu olayı yıllar sonra hem Operator Emin Bey, hem de Kılıc Ali Bey ayrıntılarıyle anılarında anlatmışlardır. Emin Bey, anılarında diyor ki: «Sorarım sıze, milletın sağlık davasını savunan şerefli bir insan, dünya karşısında böylesıne ağır bir hakarete maruz kalırsa ne yapar? İşte ben de. her şerefli insanın yapacağı gibi, bu yobazın isteğine uydum » Emin Bey, bir kartal hışmıyîe kürsüden atlıyor, Yozgat Milletvekili Hulusi Efendinin suratına birbiri ardından üc yumruk indiriyor. Hulusi Efendinin yüzü gözü şişiyor... Bundan sonra sanklar. fesler ve kalpaklar birbirine karışıyor... Emin Beyin kafasına yumruk yağmuru yağmak tadır. Operatorün gozlüğü paramparça oluyor. Kavgacılar ıkiye ayrılmıştır. Bir tarafta sarıklılar, diğer tarafta Emın Beyin tarafını tutanlar... Bun lar arasında Hüsrev Gerede, Ali Saıp, Dr. Refik Saydam, Kılıç Ali, sonradan Ankara Valisi olan Atıf Bey ve başkaları Sarıkh olmasına karşm Malatya Milletvekili Fevzi Hoca da Emin Beyden yanadır. Meclisin bir savaş meydanından ayrıcası yoktur. Yumruklar sallanıyor, fesler, kaipaklar havada uçuyor... Şalvarlar. poturlar, pantolonlar ve cübbeler birbirine giriyor. Reıs Vekili Celalettin Arif Bey: «Yapmayıjn etmeyın, ayıptır.» diye kürsüden haykırıyor Bir yandan da durmadan zıl calıyor. Sarıklılar öyle coşmuş, taşmış ve köpürmüş ki ne reısın ıhtarları, ne de zil seslerı para ediyor. «Bız avretlerımızi muayene ettırmeyız» feryatları sıra kapakları gürültülerine karışarak tavanda yankılar yapıyor. Nihayet Ikıncl Reis Celalettin Arif Bey oturumu tatil etmek zorunda kalıyor. Homurtular ve sö vüşmeler Meclis salonundan koridorlara kayıyor. Meclis salonunu savaş alanına dönüştüren bu Eavgalı oturumdan sonra 1 Ocak 1921 Cumartesi günü yasa tasansı tekrar Meclis gündemine alınmıştır. Tasarının en önemli maddesi olan 5. madde ile ilgili olarak gene önergeler yağdırılmaktadır. Bun lar arasında fakirlerın de muayenesinde ısrar edenler ve dullara da bir yakını yanında « adet yerinl bulsun diye • şoylece dıştan bir göz gezdirilmesini Isteyenler de vardır. Tasarı sahıbı Bolu Milletvekili Fuat (Umay) Bey tekrar kürsüye gelır: FUAT BEY (Bolu) « İki teklifim var: Birinclsi. mademki bazı yerlerdeki gelenekler muayeneye engeldir; onu Sağlık Bakanlığı'na bırakaiım Hem bunu dikkate alsın, hem de Frengili bölgelerı dikkate olsın Buna bendeniz razıyım Diğer alışmış olan yerler vardır Kızlannı itiraz etmeden muayeneye gönderırler, muayene ettırirler Şimdi bız, buradaki kızları da muayeneden hariç bırakacak olursak bu suretle Frençinin önüne gecemeyiz. Bolu'da maruz kaldığım bir vakayı müsaadenta MUSTAFA BEY (Tokat) tReis Bey! Sözünü geri alsın.» FEVZİ EFENDİ (Devamla) «Pekâla. yüzde on olsun.» ' BİR MEBUS «Bazı memleket vardır kl bir tane Frengi yoktur.» (Sozünü geri alsın seslerl). FEVZİ EFENDİ (Devamla) «Efendim, yüzde beş olsun. Ne lâzım gelır?» (Gülüşmeler). Doktor Bey dedi ki «yüzüne ağzına bakacağız.» Zaten şımdi yüze bakmak, ağıza bakmak haram bir şey değildir. Sonra efendiler, bizlm doktorlarımız vıcdan sahıbidırler. Şimdi, HazretI Peygambenmız zamanında kadınların yüzü örtülü müydü? Şeriati Ahmediyeyi hepimiz bilıyoruz.» BİR MİLLETVEKİLİ «Onları karıştırma. O zamanki ahlâk ıdi, şımdıki ahlâk başkadır.» TUNALI HİLMİ BEY (Bolu) «Arkadaşlar. demın takdım ettığım madde...» Orta dereceli okulların kapa nış tarihıni saptayan Bakanlık, ılkokullarda tatil tarihıni saptama gorevini illerdekı ilkoğre tım kurullarına bırakırken tarıhler içın herhangı bir öneri getırılmemıştır.. Oysa il ilköğretım kurullarının ilköğretim ya sasını çığnemeden bir tarih saptamaları halinde köy ilkokullarının en erken 10 temmuz, kent ılkokullarının ise 25 temmuz tarıhine kadar öğrenim yapmaları gerekmektedır.. İl ilköğretim kurulları, Bakanlığın 1,5 aylık ara tatili yuzunden, daha önceki bir ta rıh içın alacağı öğretime son verme kararı 222 sayılı ilköğre tim yasasının 41. maddesınin çiğnenmesi anlamına gelecektir.. İlköğretim Yasasının 41. mad desine gör e ilkokullarda yıllık eylemlj öğretim süresi köyler de 170, şehir ve kasabalarda 200 günden aşağı olamaz il ilköğretim kurulları kent ve köy ilkokullarında açılış kapanış tarıhlerini saptarlarken bu süreyi tamamlamak zorun dadırlar.. Oysa geç başlayan bırincı öğretim yarı yılı. tatılin başlamasının da erkene alınma sı ile 90 günlük bir öğretımın yapılmasına olanak vermıştır.. Hafta sonu ve bayram tatılleri çıkarılarak eksık kalan 100 günlük oğrenımin tamamlanma sı ıse ders yılının sınavlar ha riç 25 temmuza kodar uzatılmasını gerektırmektedır. Yasaya uyulması halinde, polıtik amaçla kullanılan eğıtım tarihimızın en uzun ara tatili yüzünden, sınavlarla birlikte bu öğretim yılı ancak temmuz ayı sonunda sona ermiş olacak tır.. Öğretrmin temmuz ayı sonuna kadar sürdürülebilmesi ise, ne orta öğretime girişteki bir kısım sınavlar, ne gelecek ders yılının normal tarıhte başlaya bilmesı ne de Turkiye iklim koşulları açısından olanaksız görulmektedır.. Hatta Bakanlık yetkilileri ıl ilköğretim kurullarının tatil tarıhlerini saptar larken oğretımi temmuz ayına kaydırmamaya çalışacaklarını belirtmişlerdir.. Ancak Yasa çığnenmeden bunun nasıl yapılabıleceği konusunda bir açıklık getırmemişlerdir.. İlköğretim Yasasının 41. maddesınin bir eğıtım yılı için zorunlu tamamlanması gereken bir sureyı getirmesi, politik olarak okulların kapanmasından yana. öğretimın nitellğini düşünmeden öğrenim süresinı kısaltma eğiliminde^olan, Millî Eğitim Bakanlığını zor durumda bırakmıştır.. Yasanın getirdığı zorunluluk uzun yıllardan beri orta öğretimde öğ renım süresini kısıtlama olana ğına sahip Bakanlıkları, ilkokullardan daha geç orta dereceli okulların açılması ve daha erken kapatılması uygulaması na götürmüştür.. Bu öğretim yılında İse bu fark büsbütün içinden çıkılrrtaz bir ölçüde büyümüştür.. İlkokullar yenj ders yılına 17 eylül tarihinde başlarlarken, orta dereceli okullar tam bir ay sonra 18 ekim tarihinde başlamışlardır.. Yıne Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre or ta dereceli okullar, kararda bir değişıklik olmazsa 6 haziranda öğrenimlerini sona erdireceklerdır.. İlkokulların ilköğretim Yasasına uyularak 200 günlük öğretim tamamlandıktan sonra kapanması halinde ilkokullar orta dereceli okullardan 2,5 ay daha uzun bir süre öğrenim yapmış olacaklardır.. Yasa koyucunun ilköğretim için zorunlu gördüğü bir öğrenim süresinin 2,5 ay eksiğini daha geniş kapsamlı olması gereken orta öğretim için Millî Eğitim Bakanlığı yeterli görmektedir.. ^Acaba bu koşullarda okullarda eğitim olduğundan kim söz edebilir?... İLLİ Eğitim Bakanlığının öğretmenlerl müllleştirme kampanyası, eğitimin her kademesinde çok yoğun bir biçimde sürdürülürken, okullardan yeni mezun olmuş. henüz görev yapmamış öğretmen adayiarı da bu mıllileştirme anlayışınaan paylarına düşeni almışlardır. Bu yılın 15 bin mezunu içinde ataması yapılan yaklaşık 5 binin sadece siyasal inançlarına göre seçilerek göreve başlatıldıkları öne sürülmekte, kanıt oiarak mılliyetçılerin mezun oldukları bilinen eğitim enstitülerinden çok sayıda öğretmen göreve başlatılırken, örneğın bu konuda ters ün yapmış, oysa en çok mezun veren Atatürk Eğitim Enstitüsünden sadece 3 kişinin atamasının yapılmış olması gösterilmektedir. Atamaları yapılmayan çok sayıda öğretmen adayı adına bu konuda yapılan yazılı açıklamada özetle şöyle denilmektedir: Bizler 5 ay önce okulumuzu bitirerek gerekli işlemlerini tamamlıyan, atama yapılmasını isteyen öğretmen adaylarıyız. Milli Eğitim Bakanı ve yetkilileri birkaç kez kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda atamaların tamamlandığını bildirdiler. Eğer tüm atamalar yapıisaydı, bizler de atanmış olacaktık. Oysa kendi yandaşlarınm tümünü atarlarken, kendilerlnden olmıyan herkesi kıyıma uğratarak atamadılar. Kamuoyunu yanıltmaktadırlar. Kamuoyuna kimlerin atamasının yapılıp, kimlerın yapılmadığını açıklamalıdırlar. O zaman olayın gerçek içyüzü ortaya çıkacaktır. Bizler öğretmen adayları, bugüne kadar yapılan öğretmen kıyımı ve atamaları, atamalar yapılmayaray yapılan bir ikinci kıyımı şiddetle protesto ediyor, atamaların bir an önce yapılmasını ve kıyıma uğrayan öğretmenlerin göreve başlamasını Istlyoruz.» Namussuz fahişeler sorunu ! Hıımı Beyin sözunu kesıyorlar. Hava hep elektriklıdir Beşinci maddeden sonra 6. 7 maddeler kabul olunuyor ve sıra 8. maddeye sıra gelıyor. Sekizınci madde. hastalığını bildığl halde kasden başkasına aşılayanlar hakkında ceza verılmesıni ongörmektedır. Önce, madde yanlış anlaşılıyor, uzun uzun itıraziar, hadısler, tefsirler sürup gıdıyor. Konuya başka açıdan itiraz edenler do vardır: RAİF BEY (Tokat) «Efendim, bu madde bir takım numussuz fbhışeler içın düşmanlık vesilesi olur Hastahğı başkasından alır, memleketin eşrafından bırisıne iftira eder. «Ben ondan aldım» der. Hıç olmazsa namuslu bir kimseyi teşhir eder. Onun ıcın bu maddenın çıkarılmasını teklif ederim.» Bu namussuz fahişeler sorunu uzayıp gıdecektır. Her kafa bir onerı öğütecek, konu dallanıp budaklanacaktır. Hastalığını bile bile başkalarına bulaştıranlardan alınacak para cezasına da karşı çıkanlar var. Kastamonu Milletvekili Suat (Soyer) Bey de savunuyor 8. maddeyi. Kendisi de doktordur. Şöyle ko nuşuyor: «ZAMPARALAR İÇİN DE KANUN YAPALIM» SUAT BEY (Kastamonu) «Efendim, bu maddenin esasen konusu, üzerınde Frengi hastahğı olduğunu bildiği halde kasden başkasına aşılayanlar hakkındadır. Mesele bundan ibarettir. Bu bakımdan bılhassa Prusyalıiar Frengi müoadelesıne daır kanun ve yönetmeliklenn birçoğunu kabul etmediklerı halde bu maddeyi onlar da kabul etmiştir. Yani bu, dünyanın en hakiki bir cezasıdır. Hem adlî. hem hakiki bir cezadır. Bugün bizım memleketimızde, kendisinin Frengili olduğunu bılerek kasden, bir başkasının hukuk ve hayatına hıç acımayarak sırf beş dakikalık rezilane hevesi için kendi hastalığını başkasına aşılayanlar pek çoktur. Bunun ıçin konulan ceza masumlar için değildir. Doğrudan doğruya, hastalığını bilenler ve bildiği halde kasden verenler içindır. Nesine acıyorsunuz bunun?» Emin Bey de şöyle değiniyor konuya: EMİN BEY (Bursa) «... Bu maddenin konulmasmdaki sebep, fuhuş yapan kadınları tehdit etmek ve onları cezalandırmaktır. Meselenin ruhu buradadır. İzahat vereyim: Resmen fuhuş yapan kadın lar muayene edilir ve bir hastalık görüldüğü takdirde. doktor onların defterine işaret eder, yani «bu kadın fuhuş yapamaz» der, onu sanattan meneder. Buna rağmen gizli bir surette fuhuş yapar ve birçoklarını yakar. Şimdi bunu cezalandırmayalım mı? Meselenin ruhu bundadır. Arkadaşlar, bilhassa fahişeyi men etmektir.» TAHSİN BEY (Aydın) «O halde adalet olsun diye zamparalar için de bir defter yapmak lazımdır.» Maddelerin en hurda ayrıntıları ve kızlarımızın 'dirsekleriyle boğazları üzerinde Meclistekıler çekişip dururken bir yandan da Frengi âfetl alabildiğine yurdu sarmaktadır. Neticede, bir onuncu madde daha eklemek için tasarı gene Encümene geri çevriliyor. Bu tasarının kış uykusuna yatması demek tir. Aydın kesim, bu parlamento taktiğini önlemek îçin tasarıyı elden takip ediyor, Işleri savsaklayan doktorlar hakkındaki onuncu maddeyi de eklettikten sonra tasarı tekrar gündeme alınıp 5 Şubat 1921 günü kanunlaşıyor. Şeriati böyle anlıyor ilmiye sınıfı. Şeriat ml bu, yoksa erkek egoizml mi? Bolu Milletvekili Fuat (Umay) Beyin cFrenginin Men ve TahdidI Sirayeti Hakkında Kanun» tasarısının tarihl 14 Ağustos 1920'dir. Bu kanun; tartışarak, nefes ve yürek tüketerek. hatta boğuşarak ancak 5 ay, 21 günde çıkarılabilmiştir. Bu kanunun çıkarılması için yapılan görüşmelen yakın bir geçmişten bu yana geçlrdiğimiz zihniyet aşamasını ve Atatürk devrimlerinin öneminl kanıtlavan önemli bir belge niteliğindedir. Bakanhk, Kolej sınavlan içın hala karar vermedi » LKOKUL çocuklarının. pedagoji, ruh sağlığı ve eğitim açısından çok sakıncalı bir biçimde yarıştınlmalarına konu olan kolejlere giriş sorunu bir kez daha yenıden gundeme gelmiş. Bakanlık na sıl bir uygulamoya geçileceğı yolunda henüz bir ka rar verememıştir. yıl sınavların doğrudan Bakanlık tarafından ve tek sınav merkezınden yapılma sı beklenirken, bu konuda henuz bir karar dahi alınmamıştır. istanbul Milli Eğitim Mü dürluğü yetkiîileri bu konu da Ankara'dan haber bekledıklerıni. bu nedenle okul larda ayrı ayrı yapılacak sınavlar için saptanan tarıhlerin kesinleşırediğini. geç olmakla birlikte, hâlâ sınavların Bakanlık tarafın dan yapılması olasılığının kalkmadığını bildırmışlerdır. Bu arada kolejlere giriş sınavlarının tıcaretinın Y<Jpılması, istemin artması ve konten|anların sabit olması karşısında bu yıi blraz daha geliştirilmiştir. Okullarda açılan ve evlerde düzenlenen özel kurslarla ilgili yolsuzluk söylentileri daha da yoğunlaş mıştır. Bu kursların sadece eğitim niteliği değil. kurslarda toplanan parala rın nerelerde kullanıldığı ile ilgili de hlçbir denetim yapılmamaktadır Fatih ilk okulundaki kursla ilgili öğrenci velilerinden gelen bir yazıda kursa katkısı olmayan bazı öğretmen ve okul müdürünün maddi çıkar sağladıkları öne sürülürken, yetkililerin hesaplara el koymaları gerektiği savunulrraktadır. I Meclis Başkanvekili Celalettin Arif Bey. Meclis mi, savaş meydanı mı? Frengi tartışması, sonunda yumruklaşmaya vardı le arz edeyım: Efendiler, bendeniz Bolu'ya hükümet tabıbı olarak gıttiğım zaman koylere çıkmıştrm. Frengi muayene doktoru değıldım Bolu'da ayrıca bir Frengi doktoru vardır llk yattığım koydeki hatıp efendi, benım kanunen rapor vereceğımi oğrenmış, bana muracaat ettı. Oğluna alacağı kız içın Frengi doktoru rapor vermemış. Dedı ki: «Behemehal buna rapor verınız Bu kız temizdir. Eğer bunda Frengi olsaydı ben. oğluma almak ıstemezdım» Dedım ki: «Hoca efendı, sen bunun Frengi olmadığını nereden biliyorsun? Mademki doktor bunu muayene etmıştır, herhalde Frengılidır. Bunda Frengi vardır. Sana rapor vermemeye ne mecburıyeti var?» Sekiz gün arkamda gezdı, rapor alamadı. Başka bir kız buldu Aradan bir buçuk ay geçti. Bu adamcağız gene geldi: «Allah senden razı olsun doktor bey, dedi; eğer ben bu kızı oğluma almış olsaydım evime kundak sokccaktım; kendi evimi ateşe vermiş olacaktım. Bu kızdaki Frengüer meydana Cıkmıştır. Yüzünde yara çıktı, burnu düşmuştür Ş'mdi bu kızcağız hıç kimsenın yanına çıkamıyor.» .Eğer efendiler, bu kız. kız olmak dolayısıyle muayeneye tabı tutulmayarak buna rapor verılmış olsaydı * ki bu kanun mucıbmce ve bu kanun mecburıyetiyle verilecektır bız bu Frengırvn bulaşmasına engel olabılecek miydik? Hıç şüphesiz olamayacaktık. O zavallı adamın da evini yangına vermiş olacaktık...» Tasarının yasalaşması için ne kadar ılımlı öneriler ilerı sürülurse sürülsün kürsüye inip çıkanların ve itırazların ardı arası kesılmiyor. Sınavlarla ilgül geçtiğimız yıllarda yaşanan çok kötü örnekler. bazı okuliar da para yenildiği. usuisüzlük yapıldığı yolundoki söy lentiler, ya da soruların ilköğretirrde alman bilgiyi ölçme yerine özel kurslara kaydırılmış olması, bu yıl İçin önlemler alınmasını gundeme getirmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı geçtiğimiz yılki sınavlar bitiminde, bu yıl için sınavların özel okullar yönetimînden alınarak Bakanlık düzeyinde düzenlenmesi ve tek tip olmasının düşünüldüğünü açıklamıştır. Bu ODTÜ'de bir yılda binin üzerinde öğrenci gözaltına alınmış RTADOĞU Teknık Oniversitesi öğrenci temsilcller! adına yapılan yazılı bir açıklamada, ODTÜ'nin eğitim alanı olmaktan çıkarılıp askeri tatbikat alanı halıne getirildiğı öne sürülmüş, jandarmanın eğitim alanından çekilmesi istenmiştir. ı O ODTÜ'de iandarmanın varlığı ile ortaya çıkan gelişmelerin gözden geçırildiği açıklamada özetle şu görüşlere yer verilmektedir: «Öğrencilerin öğrenim özgürlüğü ve can güvenliğini sağlamak İçin ODTÜ'de bulunduğu söylenen Sıkıyönetim güvenlik kuvvetlerı 1 yıllık süre içinde binin üstünde ODTÜ öğrencisini gözaltına almış veya tutuklamıştır. Hernasıl suçlulardır ki hiç biri de Sıkıyönetım mahkemelerinde hüküm giymemişlerdir. Abdi İpekçi'nin katilleri serbestçe dolaşırken, öğrenim özgürlüğünü engelliyor gerekçesiyle tutuklanan ÖTK yöneticilerl 1 yıldır mahkemeye dahf çıkarılmamıştır. özellikle içinde bulunduğumuz dönem Içerisinde İandarmanın baskılan okulumuzda daha bir yoğunlaş^mıştır. Bölüm aralarmda sürek avına çıkılmakta öğrenf ciler hlçbir neden yokken tartaklanmaktadır. Mkl yılı aşkın süredir her türlu engellemeye karşm düzenli eğitimi sürdüren ODTÜ öğrencileri Sıkıyönetim ve eğitimin konumu ikileminı daha net kavramışlardır. Son günlerde artan tüm baskılar, jandarmanın varlığı, ODTÜ'yü bir Üniversiteden askeri kışlaya donüştürmüştür. Öğrenim özgürlüğü ve can güvenliğinin sağlannbilmesi, antidemokratık uygulamaiarın durdurulabilmesi için iandarmanın eğitim alanından çekilmesi gerekmektedir.». Tasarı tekrar gündemde Yüzdelik pazarlığı Tasarının yasalaşmasından ümit kesenler da vardır. Çünkü yapılan önerilerin hiçbirine aklın, ne de cağın gereklerıne uymaktadır. «İlmiye sınıfı» dediğımız ve «ılim» ile hıçbir ilgısi olmayan önerilerde bulunan hacı ve hoca efendiler inatla ayak diremektedır. İlmiye sınıfı içinde daha aydın, daha ılımlı olan Malalya Milletvekili Fevzi Efendi, meslektaşlarını şöyle uyarıyor: FEVZİ EFENDİ (Malatya) «Bu kanunu daha beş sene çıkaramazsınız, efendiler! (Gürültüler). Bu hususta soz söylemeye hakkım vardır. Söyleyeceğım. Memleketi yakan, kavuran Frengi hakkında «söz söylemeyin, size söz hakkı yoktur» demek, âdeta büyük bir cinayettir. Efendiler! Memleketin biliriz W yüzde sekse^ nl Frengi olmuştur. Sonra efendim. muhterem doktor...» HASAN BASRİ BEY (Karesl) tRels Bey, sözünü geri alsın. Milletimizin yüzde sekseni Frengi değildir. İftira ediyor. Herhalde geri alsın.» FEVZİ EFENDİ (Devamla) «Yüzde otuz olsun.» (Gürültüler). Tatil, kıyımlar için değerlendirildi Eğitim tarihimizin 1,5 oylıR en uzun ara tatili, Milli Eğitim Bakanlığınca okulları millileştirme konusunda çok verimli bir biçimde kullanılmıştır. Bütün illerin Milli Eğitim Müdürlüklerinden başlayark, okul müdürleri ve binlerce öğretmene ulaşan sürgün ve kıyımda gerekçesiz, yasa, yönetmelik ve ilkelere uymayan sürgün ve kıyımlarla llgilj sayısız haberler ye mektuplar ulaşmaktadır. BtTTİ L
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle