Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÎKİ CUMmjRtYFT 29 MAET 1980 «fiecef Rşfde aranacafc en ftnemfi nltetîK, demokrasiye ve Anayasaya tüm kafası ve kalbiyle Inanmanın yanında ckfşilik ve medenl cesaret sahibl ve görev doğrultusunda didinmekten kacmmayan bir kişi olması»dır. Cumhurbaşkanı adayının, partisiz olması gerekmez. Secildikten sonra yansız davranabllecek kadar haysiyet sahibl ve kendi partisinin lideri ve çoğunluğu karşısında bile kişisel görüşlerinl savunabilecek kadar kişilik sahibl olması yeter. «Cumhurbaşkanının partisizler arasından seçlimesinln en doğru yol olduğu» savuncası (tezi) yanlış ve Anayasamızın sözüne de ruhuna da ters düşen blr görüştür. Gerçekten, Cumhurbaşkanının TBMM'deki partisizler arasından secümesin! istemek. Anayasamızın ruhuna ceşitli bakımlardan ters düşer: Anayasa, adayların partisiz olmasına hukuk ya da slyaset bakımından önem verseydi. bu koşulu açıkça öngörürdu. Aksine, Anayasamız, «secüen partiliyse..» bile demeyerek, «Cumhurbaşkanı secilenin, partisiyle İlişkisi kesilir» demek suretıyle. «adayların kural olarak partili olacağını> dile getirmiştir. Zaten Cumhurbaşkanının sadece TBMM üyelerl arasından seçileceğini öngördukten sonra. bir de partisizüği aramak, 600'den fazla aday arasından yapılacak bir secımi, 35 aday arasından yapılacak seçime indirgemek demektir. Kontenjan senatörlerınin bir kısmı yüksek okul mezunu olmayacağına, bir kısmı kamuoyunca meçhul, bazen cok genc, bazen cok yaşlı, bir kısmı da sonradan bir partiye üye olablleceğine göre, seçım 35 konten|an senatörü arasında yapılacağından ötürü, gerçekte şu kurala ulaşılmış olur: «Cumhurbaşkanı, daha öncekl Cumhurbaşkanının münasip gördüğü 35 aday arasından TBMM üyelerince seçılir». Bu formül. adeta Cumhurbaşkanlarının «veliaht ataması». ama tek veliaht değil de birkac veliaht ataması anlamına gelır Zaten Anayasamız. Cumhurbaşkanlarının partisizler arasından secilmesine önem verseydi, o zaman tarafsız yüzlerce uygun adayın koıayca bulunabileceği cözümü benimser, «Cumhurbaşkanlarının Meclısier dışından da seçilmesi olanağı»nı öngörürdu Kısaca belirtmek gerekırse Cumhurbaşkanı partisizler arasından da secüebilir. lr söredlr en göncef sîyasa! konumuz, Cumhurboşkanı secîmi. Aelında, hükümet sorunu cok daha önemli ama 7 yıl devletln başı ©Jacok kişinin seçimino birkac gun kolo «toplumu, ekonorrik bunalımdan ve terör toelasından kurtarıcı uzun vadeli öntemlert alabflecek, geniş tabanlı blr hükümet nasıl gerçekleştlrilebilir?» sorunu bile, blr sure ikinci piana Itilmeğe mahkum! Kaîdı ki. Cumhurbaşkant seciminîn sonucu, hökümot bunalımının cözülmeslne de buyük ölçüde yordımcj olabillr. Bu yazımızda birkaç yanılgıya değinmek Isteriz: B Ç olaylar ve görüşler Cumhurbaşkanı Seçimi Prof. Dr. Muammer AKSOY j Gözyaşından Bir Mercek H Esintisiz bir gün. Bir yanımda yeşillik, öbür yanımda blr yapı. Beton bahçe yolunda bir kadm yürüyerek geliyordu.. Bana doğru. ava kapalı ve durgundu. tParlamenter sistem! kabu! etmiş toplumîarda, Cumhurbaşkantığı koltuğunda klrrin oturduğu önemll değil, çünkü Cumhurbaşkonlığının yetklleri semboiiktir. Cumhurbaşkanları isteseler de ne iy! ne kötü fazla bir şey yapamazlar» yolundaki göruş, böyuk bir yandgıdır ve tehlikeltdir. Evet, parlamenter sistemi benimsemiş demokrasilerde Atatürklerln, De Gaulie'lerin yeıi yoktur. Ama, bircok kişinin sandtğı gibi, Cumhurboşkonhğı sodece bir tören makamı da defiildir. Re|imî ve eumhurtyetlmlzln Iflcelerinl savunabfiecek inanca ve cesarete sahtp olmakı. tDerrokratik reilmin, Törklyemlz icln de tek Ctkor yol olduğuna kaîasıyla ve gönlüyıe tamatnen Inanmış, bu uğurda mücodele etmeyl gözs olacak karakterde» oîmayan blr Cumhurbaşkanı, demokrasinin hâlâ sağlam bacaklar üstünde durmadığı. siyasal, ekonomlk ve sosyal bunalımlara koîayca düşebilen, hele koaiisyonîara mohkum. geri kalmış blr ülkedö, cok tehlikell ve zararlı bir takım eğilimlerln aletl oiabilir. Yalrtız demokrasiye gönülden Inanmayan değil, «Cunrhurbaşkanlığı köşkunde oturmaya, bayrak1ı otomobile binmeye. törenlerde 1 numaraiı todom olmoya büyük önem veren» bir kişi, siyasal fuclalara neden olmaya mahkumdur: SiyasaJ yaşamırmzda her an kendisirti göstereoilecek beklenmeyen baskılar ve oldu blttiler karşssındo, o koltukton oyrılmamak lcln rejlm ve «Jevlet bokımından pek sakrncalı ve tehlikelî ödiin teri kolayca göze alabilir. Böyle bir kişinin Cumhurbaşkani olması, yaşamsal önem tasır. Bu nedenle, Devîeî Başkanı koltuğuna getirilecek fclşinln. Anoya8amızın 96. maddesindekJ cTOrk devletlnfn baflımsızlığıno vatanın ve milletin bütünlüğüne yöneiecek her tehlikeye korşı çıkacağıma, milletin kayıtsız şartsız egemenliğinl ve Anayasayı sayacağıma ve savunacoğıma; insan haklarına dayanan demokrasl ve hukuk devleti ilkelerinden ve tarafsızlıkton ayrılmayacağıma» diye başlayan and'da yer almış her deylme hakkını veren ve onu çok ciddiye alan bir deviet adamı olması, son derece önemlidlr. Siyasal, ekonorrik ve sosyal bunalımtarda, dlyaloğu ve uzlaşmayı sağlayıcı çabalardan kaçınmayan ve ytpranmaktan korkmoyan bir devİet başkanı: Cumhurbaşkanı seclminin, «koltuğunu ko* ruma pahasına, devlet ve rejim zararına ner ödünü verebilecek, hırsmın tutsağı bir kişinin seçilmesi tehlikesini önteme» ötesinde, cdevlet yaşamında bunalımları önleyici ya da glderıct doğrultuda olumlu rol oynayacak bir denge ögesf yaratma» olanağını sunan olumlu bir yönü de vardır. Başka deyimle. demokrasiye ke* sinkes inanmış kişilik ve medenl cesaret sahlbi, yurütme sorumluluğunun hükümete ait olduğunu unutmamakla beraber tören ve for* maliteden cok. lcerikll yapıcı îş yapma. amacryla didinen {ve cok partlli yaşamın cığrından cıkmaması doğrultusunda her an bekcNik yapan) blr Cumhurbaşkanı seçilirse, demokra* tik yaşamımızın geleceği bakımından cok şey kazanılmış olur. İyl blr hakem, maçın çığrın» dan cıkmasıno kolay kolay olanak bırakmaz. Anayasada yürütmenln başı oiarafc Ran ediien, en önemll kamu görevliierine' ilişkin atamaların kararnamelerini Imzalayacak ve hatta demokrasi dışına cıkan partilere ve yasalara karşı Anayasa Mahkemesine dava acma olanağına sahip bir Cumhurbaşkanının yetkilerl, iddia edildiği gibi, cok kısıtlı sayılamaz. Halen onun «Anayasada bellrtilmesine gerek bu* lunmayan bazı olanak»lardan yararlanarak bunalımların çözülmesinde oynanabüeceği rolü kücümsemek, Türk Anayasasinın ve domokrasinin ruhunu kavramamak demektir. Söz gellşl. partilerin liderlerinl, özellikle Başbakanla muhalefet liderini, partiler llerf gelenlerini, tanın* mış gazetecller. sosyal ve siyasal bilimler uzmanlarını ve ceşitli parlamenterlerl, sadece el sıkmak, lcecek ve yiyecek ikram etmek icin değil toplum sorunıan ve korunması gerekll ana değerler ve asgarl muşterekler üzerinde görüşüp tartışmak ve anlaşmaya ulaşmak İcin sıksık Köşk'te bir araya getirme zahmetine katlanan bir Cumhurbaşkanı, rejimln garantilerinden blrl hallne geleblllr. Görüş ve kişilik sahlbl ve bunalımları giderme çabalarında yorulmayı, huzurunun kaçmasını, hatta yıpranmayı seve seve göze alabilecek blr Cumhurbaşkanı seçilecek olursa, toplumun cıkmazlarla Karşı karşıya kaldığı dönemlerde, cpartilerin aralanndaki mucadeleleri bir süre Ik'ncl plana iterek. müll takım kurmalan, re|im ve ulusal birligi kurtarmayı ön plana almalı» gerçekleştlrilebilir. Bu nedenle. Cumhurbaşkanı se* Tanıyor muydum onu? Bir öğretmen olabilirdl, koyu renk giysisi ve başında beresiyle, bir sanatçı olabilirdi. Esmer yüzündeki çarpıcı gözleri yakınlaştıkça dostlaşıyordu. Uzun süredir birbirimizi görmemiş birer tanış, akraba, dost, ya da kardeştik. Yeryüzünde doğuştan birlik kurmuştuk. Yanıma gelince durdu. Nasılsınız? dedim. Ya siz? Sustuk. Sonra konuşmaya başladık yeniden. Konuştırken düşünüyorduk. Başka şeyler konuşup başka şeyler düşünüyorduk. Sözcükler havada uçuşuyor, gerçeği bir türlü yakalıyamıyordu. Çünkü gerçekten kaçıyorduk. Acıydı gercek ve konuşulmadan gündeme giriyordu acz. Muhsin Ertuğrul'un eşi, yaşam arkadaşı ve herşeyiyle konuştuğumu düşünüyordum. Tiyatromuzun bir vakitler güçlü sanatçüanndan Handan Uran'm o dakikada başka anlamı var mıydı? Yaşamm yazgısında acaba hangi kavşaktaydık? Muhsin Bey, Harem'de denize tepeden bakan bir apartımanın çatı katında otururdu. Anlamh bir evde oturmak ne güzeldir. Muhsin Beyin evinde her eşyanm bir anlamı mı vardı? Yoksa bana öyle mi gelirdi? Akşama doğru güneş denize yaklaşırken masanın çevresinde toplanırdık. Sarayburnu fotoğraflaşır. ayak altmdaki deniz gümüş bir kaba dökülen kurşuna dönuşürdü. Vapurlar oyuncaklaşır, şilepler maketleşirdi. Doğa olmadık renklere bürünürken çay içilir, seksen yılı aşkın dopdolu bir hayat sıcak bir semaverde kaynardı. Bazan bir ılık konyak, bazan bir soğuk votka gelirdi masaya. İnsanın genzini yakarak göğsüne inen alkolün alevi düşüncelere yansırdı. Muhsin Bey ya konuşur, ya konuşmazdı. Ama susarken bile varlığı algılanmasm; olasızdı. Yaşamm her sorusu, Muhsin Beyin kişiliğinde zaten yanıtlanmıştı. Seksen beş yaşında, ateş gibi gözleri ve açık alnıyla masanın çevresinde tükenmez, gençliğini simgeliyordu Muhsin Bey.M Handan Hanım gider. gelir, birşeyler getirlr, götürür, karşıda Topkapı Sarayı düşlere dalıp çıkar, zaman gündeme girerdi. Binlerce yıllık bir tapınak kubbesinin tam altmda ne düşünülür? Hem tarih olmak, hem güncel olmak, hem yann olmak, hem insan olmak ancak Muhsin Beyin harcıydı. Kültürle sevecenliği, sanatla düşünceyi harman edip dostluğun hoşgörülü sıcaklığında bir bardak çay gibi sunan Muhsin Beyi insan nasıl unutabilir? Unutamaz. Ve unutamıyordum. Handan Hanımla konuşurken hep Muhsin Beyi düşünüyordum. Handan Hanım işlediğim suçu anlamıştı. ilk kez Muhsin Beysizdîk. İlk kez onsuz konuşuyorduk. Acı yoğunlaştı. Gökyüzü büsbütün kapandı. En koyu renkteki bulut alçaldı, alçaldı, Muhsin Beyin yaşam arkadaşının yüzüne indi. Sessizleştik. OKTAV AKBAL EVET HAYIR Nadir Nadi'yi Okumak. 1930 29 Mart Yunan cevabınm gecikeceği beyan edildi Türk Ocakiarında konser Türk Oe&gı salonun» da konservatuvar profesörlerinden M Talariko ve talebelerl taraftndan dtln parlak blr müsamereı muslklye verilmlştlr. Plyano ref&kattnd» hanım va erkekler tarafından garp muslkl dahilerinln cihanşumul şöhreti haiz parçalan muvaffakiyetle tegannl edilmis ve müntehap eserler çalınmıştır. «Iktfdann dayandığı ortam v© o ortama yön koşuilar, ulusu gerisin geriye sürüklüyordu. Tam ucum~ mun kenarında tutunur gibi olduk.» Nadlr Nadl'nin «Perde Aralığından»ı bu satırlaria «ono erer. «Tam ucurumun kenarında tutunur gibi olduk»... Hep böyledır, tam ucuruma düşerken bir el uza* nır, bir olay olur, bir güç yardıma gellr, kurtuiuruz. Tam kurtuimayız ya, Nadir Nadi nin yerinde kuilandığı bir sozle «kurtulur gibî» oluruz. Neden bir türlii «tam» kurtulamryoruz? Neden boyuna eski deneyîere dönüyoruz? BunSarı gördük. yaşadık, yararsızlığını anladık, bu yoldan ilerîye gidemiyeceğimizi biliyoruz, öyîeyse değîştirmek gerekir bu tutumu, bu yolu; bu duzeni yıkıp yenisinl, çağırniza yakışanmı, bihmsel kafaya uygununu kurmak gerek... Bunu cniamak hem güçtür, hem de cok kolay. Beîtrli bir mutlu aztnlık, elli milyonluk Türkiye'nln bir avuc parababası, güçlu kişisi, çıkarcısı böyle bir bozukdüzenin stirmesinden yana da ondan... Emekçiler, aydınlar, köylüler, dar gelirliler bir türlü bir araya gelip siyasal dengede ağırlıklannı duyuramtyorlar. Bu yüzden yıllardır yerimizde sayıyoruz, Nadir Nadi'nin bir kitabına ad olarok seçtiği «Sil Baştan» eylemlni kısır döngü halinde sürdürüp duruyoruzl «Perae Aralığından» üçüncü kez basıldı. Bu kitapta başyazarımiz, Atatürk'ün ölümünden, 1938'den 1950 52' lere dek süren bir dönemi anlatmaktadır. Bıldiğimiz gibi «Cumhuriyet»te ilk başyazısı 1936'da yayınlanan Nadir Nadi, gazeteci olarak, yazar olarak, milletvekilj olarak, etkili ve güçlü bir gazetenm baş sorumlusu olarak gündelik politikanın icinde, ortasında bulunmuştur. Bu dönemin bütün ileri gelen kişllerinî oldukca yakından kimini çok yakından tanımak olanağını bulmuştur. 1960'a dek Türk ulusunun yazgısında etkin kişiler ya Nadir Nadi'nin bir önceki kuşağının. ya da kendi kuşağının politikacılardır. Üstelik Nadir Nadi 195057 arasında DP listesinden seçilen «bağımsız» milletvekili olarak da TBMM'nde, Avrupa Konsey! üyeliğinde bulunmuş. pek cok tarıhsel olaya tanıklık etmiştir. Böyle bir yazar • gazetecinin anılan elbette kl ilgiyie okunacak bir etkinlik taşır, hatta zamanla belgeleşir. Nadir Nadi'nin yazınsal niteliği de buna eklenince, yani denemecl özelliklerl, daha açıkçası iyi, güzel yazmak isteği de ağır basınca bu anılar kalıcı bir değer de kazantr. «Perde Aralığından» böyîe bir yapıtttr. Son zamanlarda tamdıklar tanımadıklar sorup duru* yorlan Nadir bey niye başyazılarını yazmıyor? Buna kesin ve Inandırtcı blr yanıt bulamıyorum ben. Hele bu yazmama süresi uzadıkca yanıt vermek olanağı da kalktyor. Görüyoruz, Türklye yeniden bir ucurumun kenarındadır. Kaç kez gelip gıtti o ucurumun kenarına, her kez tki üc adtm geriye atabıldt kendini, ama tam olarak blr turlü kurtulamadı bu ucuruma düşme tehlikesinden... Bugün yeniden. üsteiik de eili mllyonu bulmuş nüfusuyia, soruniarî, dertlerı 1950'lere 1960'lara oranla cok daho artmış, körduğümleri büsbütün çözüimez hale gelmiş bir toplum olarak bu korkunc ucurumun yanına Itilmiş durumdayız. Böyle bir anda Nadir Nadi gibi yıllarca topluma, toplumun duyan. duşünen, tözümarayan keslmine, yani aydın gücüne ışık tutmuş. yön vermlş blr yazarın sesıni duymak bir vazgecilmez gereksinimdir. «Sil Baştan» deyimiyle bir bıkkınlığı, bir bezginliği dile getiren Nadîr Nadi'nın «Yeni baştan» devrimcilik, Atatürk ilkelerinln savunulması. yaşatılması, gercek bir demokrasinin kurulması yonünde yalnız gazete yöneticisı olarak değil, yozar kls'iığiyie de savaşım vermesl beklenmektedtr, «Perde Aralığmdan»ı yjllar önce dıkkatle okumuş, samnm tik yqymlandığında bir de yazı yazmıştım. Şimdl yeniden okudum, eskı izienimierfmı yeniden yaşadım, ayuca yenl düşünceler de doğdu bende... «Dünü bilmeyen tJugünü an!amaz derler. Bugünü anlamayan Ise yarını gözlerıyle görerek değil. oisa oisa el yordamıyla karşılamayo hazırtanmaiıdır» dîyen Nadir Nadi'nin ustaiıkla anlat tığı gercek ^rıskay©»ler ıbreî verıcı» aydınlatıcı olgular. Jzlenimfor. göziamıerdır Okur, îster istemez» 1950'lerden 1980"e geien venJ blr «Perd© Araiığındamn okumak özle* minl duyuyOJ 8u donem Nodir Nadt'nın öğrencilerlnln. öğrencisı, oçıu ,cş!noakiSerin d© eski kötu deneylmleru eskl kötü yoliafi iziedikierm. yeni hlcbır şeyin gercekten deâışmeüiğın» öösteren acı yıliardır. «Perde Aralı* gsndon»ın ikinci clldini bekleyenlerden birrylm ben de... Macar dostumuz glttl Azls tnlsbtlrimlz Macar Hartdye nrt M. Valko Cenaplan ve refikalanyla, malyetlerinde bulunan diğer zevat dün akşam Peşte'ye hareket etmiştir. M. Valko nareketlnden önce «öyl» demistir : «Gazl gibi blr rels yetistlren ve n»> fbkatlerinde böyle rical bulunan blr mil* İet parlak tstikbalinden emln olabillr.» GalatasarayFenerbahçe berabere ÎW taraz da ancak blrer sayı yapablldiler... Galatasaray . Penerbabçe takımlan llg maçlan münasebetiyle dün gene karsılaştılar. Bu karşılaşma da birer sayı tle berabere neticelendi Havanın y&gmurlu olm&st Takslm sahasm. blr çamur deryası haline getirmisti. Buns raftmen mac zevkli oldu. 8f Meşhur Hint şairi Tagora Fransa'da Meşhur Hint Şairi Ra» bindr&nath Tagora buraya gelmlştlr. Mumalleyh Cenubl Fransa'da, Roma'da, Paris'te, tngiltere'de blr müddet ikamet «tmek niy»ttndedlr. köprü projesinin bir grup tarafından çalındığı zannediliyor Gaaü KOprüsü pro)e> •l Emanette müteşekkil blr beyet tarafından tetkik edilmektedir. Projenin aynen kabulü muhtemeldlr : Evvelkl kaybolan pro Je hakkında alftkadar blr zat demlştir kl ; «Bu proje öyle zaıv nediliyor kl, bazı fabrikalar terafından eaUnnuştır. Sebeblne gellno» mO* nakasaya iştlrak edecek olan açıkgöz bir müessese bunu çaldırdıktan sonra şimdive kadar rahat rahat tetklkatını yapmış ve ona Köre hesaplannı tesbit etmlsttr. Proje ufak blr tadllat İle kabul olunsa bile hesaplarında is&bet edecekler ve emniyetle fiyat vereceklerdir.» M. Venizelos Türk notasının esaslı surette tetkik ediieceğinî söyledi Atina 27 (Hnsnsf) Başvekil M. Venizelos Ue Hariciye Nazın M. Mihalakopulos bugün içtima ederek Türkiye' ye verilecek cevap hakkında müzakerfatta bulunmuslardır Bundan sonra gazetecileri kabul eden M. Venizelos Yunan cevabının bir parça gecikeceğinl, TUrk notasının esaslı surette tetkikl lâzım geldiginl beyan etmiştir. Atina 26 (Rnsnsl) StJâhiyettar mehafii Qı tilftflı noktalar hakkın* da katı bir itilâf husulünden evvel M. Venizelos'un Ankara seyahatı süpbeli görülmektedir. Ankara 28 Takuv da tsmet Pasa Hz/nin misafir« olarak 3 gün kalmak üzere Ankara'ya gelecek olan M. Venizelos'un merasimle lstikba» lçln Protokol MUdürlüğü simdlden programını hazırlamtoya başlamıstır. Bir kuş kanat çırparak uyarmak îstedi. Geç kalmıştı. Muhsin Beyin eşi Handan Hanımm yüzü buîufclanmıştı bile... Doğa insafsızdır böyle zamanda. insanın duygulannı hemen acının biley taşma vurmaya başlar. Gercek apaçık ortadaydı ve Muhsin Beyin kocaman varlığı o andaki yokluğunda doğrulanıyordu. Bir şeyin yok olabilmesi zaten varlığınm en çarpıcı kanıtı değil midir?.. Karşımdaki insana baktım kaçamakh» Arayacağım sizi. dedim. Siz iyi olun. dedi. İnsan gözü ne biçim şey? Bazan koskoca evrenl tek damla gözyaşından bir mercekle görüverir. Evet, tek damlada bir evrenin odaklaşması da yaşamın bir parçasıdır, hem de saygıdeğer bir parçası.^ 21 (**.} Galata ve İstanbul p» ket gOtnrüklerinin ithalat Rümrüklerlne rapte dilecekleri, müdürlüklerin lagvedilerek mub> melelerln lthalat gunv rüklert vasıtasile yapıl&caklan stSylenmektedir. Paket Gümrükleri lağv mı edilecek? Biı r Mukayese • Saltanat ve Cunıhurlyet devirlerlnln lrfan hayatı 1914 ve 1929 • » nelerinde ne kadar mektep ve talebe vardır? Milletlertn yaştına sartlanndan en mühlml çüpheslz maariftlr. Saltanat devrinde irfan hayatımızın ne kadar lhmal edildiğinı su istatistlk çok canlı olarak göstermektedlr : 1914 AN nekteplerd* taleb» All mekteıJler Orts ı» tlk ıt Ali mekteplento araamiB » Orta ı) » İlk ı» AU mekteplerd» talebe » Orta ı> • tlk i» 4599 13 IS 8623 373 1109 639 4599 13475 332683 1929 4785 13 118 6738 605 1885 13669 4765 38161 455726 Yeni Belediye İntihabatı Ankara, ZÜ Üç ef sonra yeni Belediye intihabatı na başlanacaktır. Ankara'da beş hanım da Belediye Meclisine iştirak edecektir. Muallim Afet Hanımm namzetler arasında bulunacağı söylenmektedir Çok sevdlğimlz değerll arkadaşımız Edirne'de Mimar Sinan ihtifali Marön 31'lnci pazar» tesi günü Mimar Slnan'ın 242'nci yıldönümO mün&sebetile Edirne'de Selimiye Camiinde büyük bir ihtifal hazırlanmıçtır. Aym günde Tekirdağ'm Babaeskl ve Lüleburgaz'da da Ihtifaller yapılacaktır. Alman kabinesi istifa etti Berlin 28 (ajı.) Müller kabinesi istifa etmiştir. Reislcumhur Hindenburg, merkez brkası relsi M. Brueningi yern kablneyl tesklle memur etmisttr. Hayri ÖZBAY 23 mart gunü alcakca katledllmlştir. Acımız sonsuzdur. Ailesine, dostlarına ve bü tün Fen Llsesl camiasına başsağlığı dileriz. FEN LİSESİ MEZUNLARI Bu lstatistik Cınnhurtyet TürUye'slnln lrfan mharnna ne genls Mr kıymet verdiglnll gostermeye kafidir. Teşviki sanayîden istîfade edenler HAVALAR DEĞİŞTİ Arbk ytm geldl Bu sene kıs haîU geçtı derken, poyr&zlayan hava tekraı kışı getlrdi Hele dün berkes mantolaruıa paltolanna ukı sıkı bürünerek yüzunU ve ellerinı zehir gibi esen bir rüzgardan saklamaya çalışmaktaydı Y&gmur, bahçıvanlann yüzünü güldürürken, soguk da yüzlert ekşitiyordu Herhalde kömürcülerde de yeniden tatlı ümitler uyanmıs olsa gerektir. Bugün de hava kapalı ve yagmurlu olacaktır TÜTÜN PİYASASI Bamsun'd* tOtün satısının son devresi iyl gitmls, blr Amerikalı grupla İtalya rejisi aranndakl rekabet yüzünden fiyatlar yukselmistlr. tnnlaar tdarest de Bafra'd&n 100 bm kllo tütün mübayaa etmiştir. Bafra'da satılacak tütün kalmamıştır. Trab. eon tütün piyasası bu sene durgun geomistlr. ve gümrük Tesvikl San&yi Kammundan lstifade eden fabrikaların ruhsatnamelerini gümrüklere tescil ettirmelert lüzumu gümrüklere tamim edllmiştlr. Bundan sonra ruhsatnamelerini tescil ettlrmeyen ffabrikalann muafiyet emrı gelinceye kadar talep edecekleri depozitoya bağlama muamelesi yapılmayacaktır. DUYURU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ DEKANLIĞINDAN (ÖĞRETÎM ÜYE ve YARDIMCILAEI Üe UZMAN ALINACAKTIR) Fakültemlzln aşağtda isimlen yazılı kürsülerinde acık bulunan kadrolara 1750 ve 1765 sayılı Yasalar gereğince öğretim Üyesi, Asistan ve Uzman almacaktır. Doçentlik icin istekli bulunanlar dllekçelerine ekleyecekleri özgeçmişl, yayın listesi ve birer nusha yayınları ile, Asistanlık ve Uzmanlık icin istekli bulunanlar katılacakları yabancı dili belirtir bir dilekçelerl ile en gec 25 nisan 1980 cuma günü saat 17.30'a kadar Dekanlığımıza (Tıbbiye Caddesi No: 11. SELİMİYE İSTANBUL) başvurmaları duyurulur. Asistanlık ve Uzmanlık İcin başvuranların Yabancı Dll sınavı 12 mayis 1980 pazartesi günü ve Bllim Dalı 6inavı 13 mayıs 1980 salı günü saat 10.00'da yapılacaktır. KÜRSÜ ADI: ADEDİ: (Docent) (Uzman) (Uzman) (Asistan) ( » > ( > ) ( » ) f » ) ( * > * * * Konserve fiyatları düşüyor Konserv» sebze flyatlan düşmüştür. Balıkpazan'nda 20 kuruşa kadar blr kutu konserve satılmaktadır •• S&nlbl; Cumhurtyet Matbaacılık v* GuetecOlft TA.Ş. adınat NADİB NADİ m> Oenel Tsyın Müdürü : Oktay RURTBÖKE # S Tazılslen MüdürO: Orhan ERtNÇ # Basan ve vayan: Cumlmrlyct Matbaacılık ve GazetecUlk T^.Ş. Cagaloglu Türkocaftl Cad. No. 3941 # Posta Kutusu: 346 İSTANBUL Tele. fon: 309703 CÜMHURİYET BAStN ARLAK 7A8A8IMA ÜTMAYI TAAHHÜT EDER. • BÜROLAR: ANRARA Konur Sokak 24/4 Yenlsehit Tel: 18 33 35 17 58 25 A İZMİR: Halit Ziya Bulvan No. 65, Kat: 3. Tel: 25 47 09 1312 30 » ADANA: Atatürk Cad. Türk Hsva Kurumu ts Hanı Kat 3 No: 13 Tel: 14 550 19 731 ABONE ÜCRETLERİ Ayia» Turt fcl Yurt difl t t • u 300 900 1^00 3.600 600 1.800 3.600 7200 TAKVÎM O MART Gfines 6.48 Akşam 19.30 1980 öftle 13.19 Yatm 31.03 tmsak S.09 tkindl Dçak tterett gruplanna ve agırlı gına göre aynca uygulanır FRANSIZCA Strasbourg Onlversltesl mezunu öflretmen Fransızca ders verillr. tarafından HEDEF, DEV BÎR DENÎZ GÜCÜ! TÜRK DONANMA VAKFINA YAPACAĞINIZ YARDIMLARLA Bü HEDEE*E ULASABÎLtRÎZ. Tel: 58 68 96 Hayvan Besleme ve Yem Maddelerl Körsüsü 1 Reprodükslyon ve Sunî Tohumlama Kürsüsü 1 Zooteknl Kürsüsü 1 Su Ürünleri ve Balıkçılık Kürsüsü 1 Histolojl ve Embriyoloii Kürsüsü 1 Anatomi Kürsüsü , ... 4 1 Patolo|l Kürsüsö 2 Parazitoloji Kürsüsü ».. ». ; 1 ic Hastalıklar Kürsüsü .., ^. .^ ...... 1 Cerrahî Kürsüsu ... ... • ... ... 1