23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ON CUMHURÎYET 15 MART 1980 GOLEY GELSÎN Sayın Demirel; «taş atın kolunuz açılsın..» diyor Benlm taş atacak halim yok.. Lâf atayım da çenem açılsın bari... «İktidarda otmak goley mi?» KÖŞE YAZARI Ciddryet 4 NUMARAMIZ DEÖİŞTİ Pahalılık yüzünden allece büzüşmeye başladık. Hele ben numaramı arayınca bulamaz oldum. Benimle llişklsi olanlara duyurulu/. 131 MURAT ADIN NE? REŞİT. SEN SÖYLE SENİŞİT. Bu yıl turizmde patlama bekleniyor Geçen yıl patlamayan turizmi bu yıl Turizm Bakanı Küntay kendi eliyle patlatacak. TÜRKİYE Yalçın DOĞAN Yıllar sonra DPT müsteşan Bilsay Kuruç'tan istedikleri bilgileri alamayan Dünya Bankası uzmanlan kendisini Maliye Bakanı Müezzinoğlu'na şikâyet ettiler. Başba kan Ecevit, ne olduğunu sorunca, Kuruç'tan şu yanıtı aldı: «İyi ama saym Başbakan, henüz size iletmeye fırsat bulamadığım bilgileri onlar istiyorlar.» Aıcac* Kolu kurtarmak için Parmağın kesildiğinin resmidir!.. Turizm mevsiminin bu yıl, turfanda hıyarla başlayıp, ayva bitene kadar süreceği tahmin ediliyor. Vural SÖZER bakana bakmadan yaztyor Turizm patlamasıyla ilgıli olarak, yetkilllerden bilgiler aldım. Kim, nerede, nasıl ve neden patlayacak blr bir öğrendım. Patiamalar hakkında edındığım bılgıleri şu şekılde sıralayabılirim: • Kendiliğinden patlayan ya da uğraşarak patlatılan turizmin, çevreye zarar vermemesi İçin geniş öniemler alınacak. • 40.000 Doları olanlar, Isterlerse bu yıl turlzmlerini dışarda da patlatabilecek. • Ülkemize gelen bir turist: Arabasına dıledıği Istasyondan dilediğl kadar süper benzin koyarsa... Plajına lağım sularının aktıği, ahalîsinin mayolu turistlere öküz gibl baktığı bir tatil köyü sorarsa... Kazıklanmadan yatacağı blr otel, Türk mut fağının özelliklerinl tadacağı bir lokanta ararsa... Kapalı ya da oçık çarşılarda turistik döküntüler almaya kalkarsa, o turist hâlâ patlamamış sayılacak ve gözünün üstüne bii tane patlatılarak turistin patlaması sağlanacaktır. 5 1946 devalüasyonunu gerçekieştiren Maliye Bakanı Halıt Nazmi Keşmir bir sü re sonra «kahrından» öldü. Çünkü devaluasyonun yapılışı o zaman muhalefette bulunan Demokrat Parti'ye göre «gızli değıl»di. Kabınedekı kımi bakanlar DP'nin iddialarına göre «bu devalüasyondan kazan ç sağlamışlardı». Bu iddıalar Halıt Nazmı'yi çevresınde desteklenmesine rağmen, yıne de yıpratmış ve günün Maliye Bakani'nın yüreği bu duruma dayanamamıştı. Halıt Nazmi'nın aldığı kararlar ise. Türkıye'yi rahatlıkla 1951 yılına dek getirmıştl. 1950 yılında genel seçimler büyuk bir çoğunlukla DP'yi iktıdara getirmiş ve dış tıcarette o zamana dek görülmedık bir lıberasyona gıdılmiştl. CHP hükümetı DP'ye yırie o yıllara göre önemli sayılacak bir dövız rezervi bırakmıştı. Yaklaşık 160 milyon dolarlık rezerv ik| yıl gıbi kısa bir sürede erıtiimışti. aliyeciler durumun «vahametini» görmeye ve yetkilileri uyarmaya başlamışlardı. O günlerde Maliye Bakanlığı Hazine Genel Müdür Yardımcısı Memduh Aytür, dönemın en güçlü adamlarından Fatin Ruştü Zorlu ile yurt dışında GATT toplantısına giderken konuyu açmak zorunluğunu duymuş ve «dövız rezervelerı hızla eriyor, sonunda işi düzeltemeyeceğimız bir noktaya geleceğız Liberasyonu bıraz sınırlamak» deyınce, Fatin Rüştu «iyi ama birader halkın savaş sırasında, CHP iktidarında ne kadar sıkıntı cektığıni hep bırlıkte yaşadık. Bırakalım da bıraz da bolluk icınde yaşasın. Liberasyon bir uygarlıktır» karşılığını vermiştı. Ne var kl, «bolluk içinde yaşayan» halk, bu «uygarlığı» çok kısa süre sonra sanıldığından da pahalı ödemek zorunda süre lcinde yetkililerden olağanustö Hgl görüldüğü» anlatılmakta ve sonunda «önerilen prcgramın uygulanabilmesi için çeşıtli aşamalarda Türkıye dışardar. yardım almak zorunda» denilmektedir. H er ne kadar Başbakan Adnon Menderes «sağlam bir program» «sözüne çok takılmışsa da, «sağlam programmış, neresj sağlam bunun, Türkiye'nin tarım ülkesı olmasını İstiyorlar» dıyerek cok önemli v© tarihsel bir saptama yapmışsa da, yıne de raporun uygulanabilmesi amacıyla ertesi yıl bir Dünya Bankası Heyetınin Ankara'da yerleşmesine göz yumar. Menderes ne der? Demirel çok sert konuştu... Traktör veririz ama... arker Raporunun hemen ardından bambaşka bir olay Türkiye'nin nerelere kaymakta olduğunun çarpıcı bir orneğini ortaya koyar Türkiye Amerıka ile bir ticaret anlaşması yapar. Dışışleri Bakanı Fevzi Lütfü Karaosmanoğlu'dur. Anlaşma ılk anda basit bir traktor ithaline ilişkın bir anlaşmadır. Ancak, cnlaşmada herkesin gözünden kaçan bir madde yer alır. Amerıka Türkiye'ye traktör vermektedır; ne var kı, verilen traktörler pamuk tarlalarında kullanılamayacaktır. Bugünlere nasıl gelindi? Tıpış tıpış gelindi... Sayın Başbakan ard arda yap tığı basın toplantılarında anarşınin kaynağına doğru hızla inmeye devam edıyor. Sürekli gerıye doğru giden Sayın Başbakan, anarşı ve enf lasyonun kaynağına varmak üzeredır. Ona gore suçlu; Önce, 22 aylık Ecevit hü( kömetidir. Sonra af yasasıyla dışarı çıkanlar. Daha sonra 213 numaralı oda. Derken, 61 Anayasası. Ardından. 27 Mayıs hareketi. Ve Inönü muhalefeti. Ve de 46 seçimlerl. Tek parti yönetimi.. fllan derken, Kurtuluş Savaşına kadar gideceğe benzer!... «Amerıka, bizi o zaman ne güzel kurtaracaktı» sözlerinl duymamız yakın olmalı!.. Bir başbakanm Fatin Rüştü'nün karşılığı M gunlugu 1. gün: «Bugün başbakan oldum. önce iyice hesap kıtap yapmalı. Uç kere üç dokuz, dort kere dort on ıkı, 16'dan 6 çıktı on kaldı. İyi yahu bayağı hesap kitap yapıyorum. Bunu da bir yerde soy lemelı (Beyler ben hesap kitap adamıyım) 5. gün: O kadar hesap kıtap yapıyorum, hatta kerrat cetvelıni ezbere bıldığım halde. anarşi bir turlü durmuyor Enflasyon artmakta devam edıyor. Yoksa yanlış bir hesap mı yapıyorum? Dur bakoyım altı kere altı otuz altı. Tamam yahu, hesaplar doğru. Ama fıyatlar bir türlu ucuzlamıyor. Bir de zarr yapayım bakalım ucuzlayacak mı? (Beyler fıyatlan ucuzlatmak için mollara zam yap mak lazımdır.) 35. gün: Herşey eskısinden beter. Şımdi muhalefette olsaydım gonuşmak ne goleydi. Cıkardım ortaya «Beyler herşey eskısinden beter» der dım, olur biterdi Ama iktidarda olmak zor {Beyler muhalefette olmak çoleydır. iktidarda olmak zor) 54. gün: Şu gazeteciler de adamı sıkıştırıyor bırader Bak ne dıyor adam «Hiç bir şey değişmedi, hıç bir şey kalmadı» diyor. Bunu biz de blılyoruz Ama başbakan olunca herkesin bildiği değil. bılmedığı şeyleri söyleyeceksın (Memleket galgınıyor beyier 2896 yılında İtalya'yı geçeceğiz) 100. gün: Uleen yüz gün doldu. Ne ot yemeII. Şimdi muhalefetin başı beni yer, bitirir. En iyisi çıkıp gonuşmalı {Beyler biz ülkeyi devraldığımızda 7 yok vardı. Şimdi bu yedi yok da yok. Ülkede hiç bir şey kalmadığı için bu yedi yok da kalmadı Bu yokları biz yedik mi?) 100'süz günler: Bu işin hesap kitap yapmakla gaiıba ılgısı yok. En iyisi edebiyat yapmalı (Ganunun kestiğı parmak acımaz. Adm ne demişier Mülayım. Sert olsan ne yaparsın? Anarşistlerin burunlanndan fitil fitil gelecek. Kolu kurtarmak için bacağı kesrrek lazımdır. Dam üstünde saksağan vur beline gazmayı.) Yalçın PEKŞEN B amuk dışında kulianımma Izin verilen traktörler ancak Türkıye'ye geldıkten sonra, anlaşma metnının farkına varılır. Çunkü, Anadolu'ya gorîderılen traktorlerın kullanımı ve «yardım kananyla getirtılmış olduğu» kamuoyuna buyük bir propagandayia açıklandığının ertesi gunü Amerıkan BüyükelCisi Dışışleri Bakanını zıyaret ederek «anlaşma maddelerıni hatırlatmak gereğini» duyar. Menderes bunu duyunca küplere bıner, ama ış işten geçmiştir. Dışışleri Bakanı Karaosmanoğlu caresiz ıstifa eder Ve Bakanın istifası P Piyasadaki bolluk ve ferahlıktan yararlanan dar gelirliler, tencere yerine kazan almakta, artık evlerde kazanlar kaynamaktadır. Fotoğrafta, Kültur Bakanı sayın Koraltan, beyin haşlamak için almayı tasariadığı kazanı incelerken göruluyor.. (Foto: Duduklu Tencere) BEN İZLEDİM, O GİZLEDİ BU YAZININ SUYU, DEMİREL'İN BASIN TOPLANTILARINDAN SIKILARAK ÇIKARILDI. UMUR BUGAY'IN DEFTERİNDEN Beyefendinin basın toplantısındayım. 100 çünün hesabını verıyor. «N'apılmıs?» dıyor «N'apılabılır?» her sözün sonunda masayı yumrukluyor. Konumuz: «İktısadı galkınmamnız... Mııız. Mıınz» Beyefendiye çok uzak oturuyorum Ondekıler kahkahalarla gulmeye başladı. Anlamıyorum. Kasıklarını tutarak gulen birıne sordum: Ne dıyor? Adam omuz silkti. «Ne bıleylm ben ne dıyor? Bız buraya gulmeye geldik.» Ayağa kalktırr seslendim: Anlayamadım beyefendi! Dirseğini masaya dayadı. Başını gerlye attı. «Nasıl ağnamadın?» dedı. «Bunca Allahın gulu ağnamamış mı ne dediğımizı? Fevkalade ayıp!» Beyefendi, «mazot var» mı dediniz? "Kım demış Ne zaman demiş? Az önce efendim.. Şey yapsınlar dedinfz.. N'apılır demişız? N'apılabilir ki? Bi şey yapcek olan ben gelsın. Mazot bulamayan telefon etsin dediniz. Kime telefon edıîecekmiş? Vatandaş efendırr, sıze edecek. Ne hakgında gonuşcekmiş vatandaş benimle? Mazot beyefendi. Doğru gonuş.. Mazot senln babandır. Oyle demek istemedim.. Mazotu yoksa sizden isteyecekmiş. Biz mazot bayii mi açtık burda? Fevgalade ayıp. Esef verici.. Cık.. Cık.. Cık.. Efendim vatandaş donuyor.. Alnını garışlanm vatandaşımı donduranın... Kim donduruyomuş vatandaşımı bakem? Yumruğu godum mu patlatıveririm gözünü.. Büyiik dövülüasyon Reşlt AŞÇIOĞLU Haber Verlyor: Ülkemizde büyük oranda blr Dövülüasyon olmuşturl Neden Devalüasyon değil de Dövülüasyon? Çünkü diş hekiml Füreyd clnayeti olayı nedeniyle, Cinayet Masası Komiseri Metin Ömeroğlu'nun ne dediğini okumuşsunuzdur: «Biz onu dövmedik, dövütecek sınıftan değildir.» İnsana verilen değer açısından, ülkemizdeki bu gerçek büyük Devalüasyonu, herhangl yabancı bir gücün etkisiyle değil, kendiliğimizden yapmış bulunuyoruz... Yüzde yüz yerli ya pım! Menderes Dünya Bankası uzmammn bazı yatırımları eleştirmesi karşısında çileden çıkarak O'nu kovdu kalacaktı. Yıllar sonra tıpkı 1977 yılında olduğu gıbi, 1952 yılında ilk kez «ariyere» denilen borçlar birikmeye ve her türlü dış alım durmaya yüz tutacaktı. Ancak, o tarihlere gelmeden önce vurgulanması gereken başka olaylar vardır Cünkü, o tarıhlerde çok yanlış adım atan bakanların ıstifa etmek gıbi mezıyetlerı ne. nüz bozulmamış bir gelenektır. Lieftnick'in kovuluşu, IMF'nin gelişî şte, tam bu sırada Ankara'ya Dunya Bankası Heyeti geıir ve Türkiye'nin eKonomık durumuna ilişkın sürekli bılgi edinmek ister. Başbakan Menderes'in ıse, yapılan ticaret anlaşmasından ağzı yanmıştır Batı'ya monte oimanın büyuk donuşumunü gerçekieştiren bir lıder oimasına rağmen, Barker Raporunun da bu ticaret anloşrra sına benzemesınden korktuğundan «sağlam prograrr» sözunden sureklı etkıienmektedir. Barker raporu ürkiye'nin 1947 yılında iMF'ye üye olmcsından sonra IMF yıllık «denetimler» icin Türkiye'ye gelmeye başladı. Ne var ki, ilk birkac yı!ın «zıyaretleri» pek ilgınc sayılmazdı. Çun kü, Türkiye'nin ödemeler dengesı henüz açık vermıyordu ve IMF'nin üzerinde soz soyleyeceği konu pek yoktu. Kaldı ki, ilk yıllarda IMF'nin yerine daha çok devrede olan Dünya Bankası idi. Dünya Bankası'nın devreye girişl de «Barker Raporu» olarak bilinen 1951 tarihli bir belgeyie ılgılıdır. 15 Mayıs 1951 tarıhinde Dünya Bankası Başkanı Eugene Black Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a bir mektup göndererek «Türkiye'nin kalkınması için soğlam bir program» ortaya konulduğunu belirtir ve «umarız ki, rapor, tarafsız ve poiitik olmayan bir gözle değerlendirilır. Rapora ilışkin Türkiye'nin takınacağı tavn elbette Izlemekten zevk duyacağız» der. T I * DoktorunYeri r \ f Tahtakale içinde vurdular beni Borular çaldı bir hücum marşı Ve sonra Izmir, Kadifekalesi Kale kale içinde MEMETÇIK ŞIMDÎ DE ÇINI MÂÇÎN'DE Gonderildi KORE'ye 4.500 adet Memet Dolduruldu ceplere 4500 milyon dolar demet demet Kastamonu nerede Güney Kore nerede Gogüslerinde Teneke Star Madalyası < Kollarını bacaklarını bırakmışlar KORE'de Yurda dönmüş vücutlarının yarısı Kore topraklarında yatıyor Memetlerin hepisi Geçti seneler yıllar her savaşta döğüşte Ey Gaziler yol göründü yine Memedin ser'ine Dağlar taşlar dayanamaz aman Memedin ahüzarma Sonunda değişti Memedin savaş cephesi Memetçiğin tüm kalelerden sonra şimdiki adresi TAHTAKALE Katakulli Bankası Memet TAHTAKALE BANKASINTN silahh nöbetçisl Demet demet papelleri görur Memedin gözü Paralarla ne işler döndüğünü almaz havsalası Bankalar Bankalar... Kasalannda Memetlerin alınterl, emeğl Sömürülerek biriktirilmiş tomar tomar Memetçiğin, ne faiz, ne hesabı câri, ne mevduat Ne change exange Wessel ne esham ve tahvilat Ne hisse senedi ne kredi ne de kat kat Milyonlann doğurduğu milyonlar Konusunda bilgisi var... Emir kuludur Memet Namus ve onur yolunda ölsede görevinl yapar Memet Estergon kalesinde Memet Ankara kalesinde, Memet Çanakkale'de Ve Memetçik en sonunda TAHTAKALE'de, En çok faiz dagıtan en kodaman bir bankanın önunde Yagız yüzü ve büyük yüregiyle iri elleri Bronzdan bir MUSTAFA KEMAL heykeli gibi... Burası ne Dumlupınar ne Çanakkale cephesi Burası Tahtakale'nin milyonlar doğuran bankası Nişangah, gez göz arpacık tepesi ve Memedin mavi beresi Ar geliyor Çanakkale'de şehid olanın Bir alçak kurşunla ölmesi VURULUP TERTEMÎZ ALNINDAN UZANMIŞ YATIYOR BÎR DEMET BANKONOTUN UĞRUNA YARAB... NE GÜNEŞLER BATIYOR... Estergon kalesi bre dilber aman subaşı durak Kemirir gönlunu MEMEDlN bir sınsı firak Gönül yâr peşinde bre Memet, yâr senden ırak Memet kıratın sırtında elinde kılıç. mızrak Gönül yâr peşinde Memet sefere çıkar çocuk yaşında Ömru geçer Memedin fetih peşinde Geri dönmek artık onun düşünde AKMA TUNA AKMA BRE ZALIM AMAN BEN BİR DERTIİYÎM! Estergon kalesi, Vidin kalesi, Viyana muhasarası Hep tek kale oynadı Memet El kılıçta, mızrakta gönül oynaşta Galiçya'da, Silistre kalesinde, Yemen'de, Sarıkamış'ta Bizans Kalesi, Bagdat Kapıaı, Gençosman, Ulubatlı Hasan Rüyama girdi blr fatihane zan Burası Muş'tur yolu yokuştur Giden Memetler gelmiyor acep ne Iştir; Ve sonra kalelerden Çanakkale Çarakkale içinde bir uzun çarşı <**, Memet bir emperyalizmin yanında savaşıyor, Bir başka emperyalizme karşı Çanakkale sonra Ankara Kalesi... .* Dr. Üısan ÜNLÜER 1949 Temmuzu'nda Törklye İMF İle glrdiği ilişkınin doğal sonucu olarak Dünya Bankasına da başvurarak «kalkınma yönünde hamlede bulunmak istediğini» belirtir. 1949 sonunda Barker Isimll bir uzman başkcnlığında ilk Dünya Bankası HeyeH Ankara'ya gelir ve 1930'lar sonrasından o tarihe dek, Türkiyenin ekonomik durumunu inceleyen bir rapor hazırlar. 1950 Şubatında Dünya Bankası Heyeti çalışmalarını hızlandırır ve 1950 sonlarına doğru Amerika'ya dörerek raporu bitirir. «Sağlam bir program» hazırlandığı vurgulanan raporda Türkiye'nin yatırım yapmasi gereken alanların önceliğl dile getirilmekte, kamu kesiminde alınacak öniemler sıralanmakta önsözünde cTürkiye'de çalışılan İlk Dünya Bankası heyetî Hele de, Barker Raporu'nun uygulan masına ilişkın Dünya Bankasınm Ankara'ya gönderdığı uzman alem bir adamdır. Hollanda'nm eskı Malıye Bakanıarın dan Lıeftnıck Ankara'da Dunya Bankası Heyetınin başkanıdır. Lıeftnıck oldukca meraklı bir vatandaştır Her konuaa bılgi sahıbi olmak ıster Alınacak herhangı bir ekonomik kararda sürekli kendısıne danı şılmasını her konuda bilgı verılmesını hiç de dıplomatik olmayan bir tavırda «talep» eder. Menderes'in yanına girer ama... M enderes ise. ne rapor dinîemektedir, ne de plan ya da program. Aklına esen yerde çımento ve şeker fabrıkaları yapmaya başlo mıştır Bu fabrikalardo ozeı kesımın de payı var gibi göstenlrrekte ancak büyük ölçüde fınansman deviet tarafmdan gerçekleştırilmektedir Yabancı fırmalar «anahtar teslım» şeker ve cmento fabrıkalarının temellerıni atmaya başiarlar Hollanda'nm eski maliye bakanı Lıeftnıck bu işleri «programlara ve rapora aykırı» bulur Konuyu Başbakan Menderes'e anlatmak için Başbakanm odasına girer. (Arkası 9. Sayfada)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle