18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CüMHURtYET 11 MABT 1980 ••A DEMtREL: TÜRKİYE (Baştarafı 1. Sayfada) yerlerde meydana gelen birçok kuvvetlerine yardımcı olması olayda bazı vatandaşlarımızın Oerekmektedir» demiştir. olaylara seyirci kaidığı, tanık1971 ÖNCESİ lık etmekten dahi kacındığı Süleyman Demirel. bugünku maalesef görülmektedir. Halkıterör olaylarını. anarşik ortamızın anarşiden şikayet edermı, bölücü ve yıkıcı faaliken bu konuyu da gözönünde yetlerin nedenlerini ve köklerlbulundurması, her zaman günl anlamak için gerilere gitmek venlik kuvvetlerine yardımcı gerektiğini öne sürmüş ve baolması, hiç bir kışkırtmaya alet sın toplantısının önemli bir böolmaması gerekmektedir. lümünü 1961 Anayasasmm geBu amansız mücadelede bütirdiği devlet kavramının ve yük anayasal kuruluşlarımızın 12 Mart 1974 öncesinin tahlilıve vatandaşlarımızın destek ve ne ayırmıştm Demirel bu böyardımları gücümüze güç ka 1 lumde özetle şunları söylemiştacaktırtir: SORULAR VE YANITLAR Başbakan Süleyman Demi«Bazı şeyleri hatlrlayalım. rel, dün düzenlediği basın top Turkiye. kısa sayılamayacak lantısında gazetecilerin sorula bir süredir rahatsızdır. Şimdi rını yanıtlarken 100 günde teburada tartışmasına girmek isrörist olaylarda 866 kişinin öltemediğim pek cok olay, dev* düğünü bildirmiştir.. letin demokratik otoritesini zeDemirel, öldürülenlerden delemiştir. 250'sinin İstanbul'da 90'ının 1961 Anayasasına tekaddüm Ankara, 50 kişfnin Adana'da öl eden günlerdekl bunalım ve düğünü, İzmir'de 30, Gaziantep' 1961 Anayasasmm getirdiği de ve Urfa'da 40 kişinin yaşadevlet kavramı, 1971 öncesi ve mını yitirdiğini bildlrmiştir. sonrası. 1974 affı unutularak TÜRK SOVYET İLİŞKİLERİ bugünleri anlamak mümkün deBaşbakan Demirel Pravda ga ğildir. zetesinin ve Moskova radyosu 1971 önceslnde sokak, günun Türkiye'nin nükleer mezar nün hükümetini zor duruma dü lık haiine gelebileceğine ilişşürmek icin kullanılmıştır. Makkin yorumları konusunda şunla sat. ülkeyi idare edilemez hale rı söylemiştir: getirmek sureti ile. günün hükümetini çaresizliğe itmekti. «Pravda'ya cevap vermek be Meşru otoriteye karşı adeta nim işim değit. Türk gazetecisisi bir direnme vardı ve bu direnniz siz verin cevabı. Moskova • menin neticesi kargaşaya mün radyosuna da cevap verecek bu cer oldu.» luruz. TürkSovyet ilişkilerine gelince, bu ilişkilerde bir deği12 Mart 1971'e böyle gelindl. şiklik yok. Afganistan'daki iş1973 SEÇİMLERİ VE AF.. gali biz kınadık, kınadığımız Başbakan Demirel. 1973 sedan dolayı da kimse bize güCimlerinde siyasl iktidarın orcenemez. Böyle dedik diye potada kaldığını ve iktidarın «eşlitika değişikliğl olacağını san kiyayı masum, onu tesirsiz ~ha mıyorum. Münasebetlerde bir bo le getirmeye çalışan devlet gü zulma yoktur.. cünü suclu sayanların» eline Türkiye'de ABD lie ortak sa geçtiğini ileri sürmüş ve Iktida vunma tesisleri var diye bir ra rın ilk işinin af kanunu çıkarhatsızlık varsa, o münasebet mak olduğunu söyleyerek 1974 tesis edildiği zaman da varaffının değerlendirmesini şöyle dı. Bu tesisler ittifak lcinde or yapmıştır: tak savunma ile ilgilidir. Yok«19711973 döneminde sıkıyösa gelip bir devlet Türkiye'den netim, Ihanet mihraklarına in Sovyetlerin Içini gözlese kırıl miş, ülkeyi rahatsız eden ihama olabilir ama bunlar savun net şebekelerini bulmuş, çımanın gereğidir.. Sovyetlerin kormış, bunları tesirsiz hale de bizim içimizi gözleyen tegetirmişti. sislerl var. Bunlar savunma İle 1973 seçimleri, Türkiye'de sl ilgilidir münasebetlere tesiri yasi iktidarı ortada bıraktı. neyoktur.. Nükleer mezarlık gibi ticede iktidar Türkiye'de kılaflara gelince, bunlar boş lafsa bir süre sonra eşlardır. Büyük devletlere şantaj kiyayı masum, onu tesirsiz ha ve tehdit yakışmaz..» le getirmeye çalışan devlet gü VERGİ TASARILARI cünü suclu sayanlartn eline Demirel parlamentoya sungeçti.. dukları Vergi Tasarılannın cıilk işleri af kanunu çıkarmak karılması icin «titrek aritmeoldu.. tik» icinde uzlaşma yolları ara 19711973 yıllarında Silahlı yacaklarmı kaydetmiş, «kanun Kuvvetler tarafından sarfedilar cıkarsa cıkar. uzlaşma ollen gayretler böylece boşa git mazsa cıkmaz o zaman meydanlara cıkıp deriz ki ey işcimiştL Görev yapan generaller memurlar 65 bin liradan ver ler, hakimler böylece ortada gi almayacaktık ama bu engel kalmıştı. Görev yapmak adelendi. Tabii bunu bildikleri icin ta manasız hale getirilmişti bahane hazırlamaya kalkıyorbundan sonra görevi kim ya lar. Alacağımıza karşı cıkıyor pacaktt. Bugünkü kanlı tablo lar.. Con Ahmed'in makinesi ml nun gerisinde bu gaflet ve dabu. Almadan vermek olur mu?» lalet vardır.» HAPİSTEN KAÇANLAR ECEVİT'İ ELEŞTİRDİ Başbakan hapisten kacanlar Demirel, basın toplantısının la ilgili bir soruyu yanıtlarken bundan sonraki bölümünü Ece de 4 ayda 106 kişinin hapisten vit hükümetinin 22 aylık iktidakactığını bunların yüzde 90'ının rı döneminde anarşiyle mücasol eylemci, yüzde 10'unun sağ delesini eleştirmeye ayırmıştır. eylemci olduğunu söylemiş Tür AP HÜKÜMETİNİN kiye'nin hapishaneleri yol geçen STRATEJİSİ hanı gibi olmuştur. Yasaları iş Demirel, bundan sonra, kenleteceğiz.. Radyo ile ilan ededl hükümetinin kurulduğu döceğiz ve bir ay. icinde teslim ol neme gelmiş ve «Biz 1979 kasımayanlar icin vur emri cıkara mında Türkiye'yl 38 ilde sıkıcaâız» demiştir. yönetlme muhtac ama 19 ilde sıkıyönetiml© idare edillr bulFIZAN'A KADAR SÜRERİM duk» demiştir. Demirel, silah kacakcısı Abu Başbakan, anarşl sorununun zer Uğurlu'yu İnterpol'ün istebir devlet sorunu olduğunu ve mi üzerine gözaltına alınan po tehdidin devlete yöneldiğini belis memurlarının görevden alirttikten sonra «Anarşl, terör, lındığı biciminde haberler olbölücülük ve yıkıcılıkla mücaduğunu anımsatan bir gazeteci dele» konusunda ne düşündüknin sorusu üzerine, «böyle bir lerini anlatırken 21 kasım 1979 şey mümkün değ'ldir. Bizim tarihli Millî Güvenlik Kurulu Idaremizde, böyle şey olmaz tebliğinden uzun uzun söz etböyle bir şey yapanı Fizana ka miş ve hükümetinin anarşi, tedar sürerim» biciminde konuşrör, bölücülük ve yıkıcılık ile muştur.. mücadele stratejisinln bu tebliğ ile cizildiğini bildirmiştir. NELER YAPILDI? Demirel, 100 gün lcinde anar şl ve terör ile mücadelede ba(Baştarafı 10. Sayfada) şarı olarak tTürkiye'yl rahatki calışmıyormuşum da, işe a8iz eden beyinlerin ve örgütlelındığım karar defterinde yokrin üzerine amansız bir şekilde muş da. gibi nedenler sıralanıp, varıldığını» ve «ilk defa olaraK (18 ay boyunca ödenen maaşörgüt davalarının başlatıldığılar konusunda hukukcuların nı» göstererek, bu konuda şundeğerlendirme yapacaklarını) ları söylemiştir: yazıyordu. Bu yazıların altını Gecen 100 günün en önemli imzalayanlar yasal yolları bihareketi budur. İhanet cetelerilirler. Sonra böyle lüzumsuzluk. nin bir coğu suc üstü yakalanlar da yaparlar. Yasalar, hem mıştır. Buna rağmen ülkeyi ra eşim icin. hem benim icin (bihatsız etmeye devam ediyorlar. ze başvurun, sorunlarınızı cözeGüvenlik görevlilerince gerlim) diyor. Ama Türkiye macekleştirilen seri ve başarılı kamlarının durymu ortada. Bioperasyonlar sonucu, yasa dışı zi işten atanlar bunu cok iyl örgütlerin merkez komitesi değerlendirerek, achkla cezaüyeleri dahil, elebaşı durumunlandırıyorlar bizi sözümona.» daki militanlarından olmak üzeNe düşünebilir insan? re 2599 kişi ceşitli silah, müİşsiz Salman ailesinin sözcühlmmat ve yasak yayınlarla bir6ü Turhan Salman, «işsiz insan likte ele geçirilmişlerdir. ne düşünür. ne yapar?» soruörgütlerin bu şekilde ele gesunu ise şöyle yanıtladı: çlrilmesi ile birlikte, ilk defa «Bilenir. İki yüzü keskin bıörgüt davaları da başlatılmışcak olur. Neden ve nicinlere tır.» daha geniş bir pencereden baVATANOAŞTAN YARDIM kar. Karamsarlığa düşer zaDemirel konuşmasının son man zaman. Aclık korkusu gebölümünde anarşiye karşı etlir ara sıra. Aydınlık düşler kukinlik sağlamak icin vatandaramaz İşsiz insan. Ama İşsiz şın yardımının gerekli olduğuinsan. umutsuz değildir. Kennu bildirerek vatandaşların disi ve tüm işslzler adına bir yardımını istemiştir. Demirel, kocaman umudu yaşqr hergün. bu konuda şunları söyleyerek Biz de aydınlık ve sevimll şeykonusmasını tamamlamıştır: ler düşünüyoruz Durul'la» «Güvenlik kuvvetlerimfz meBİ TTİ sai gözetmeden, kar kış demeden milletimizin güven ve huzurunun bir an önce sağlanmasına her türlü takdire layık olarak calışmaktadır. Vatandaşlarımızın her zaman olduğu (Baştarafı Şpor Sayfasında) glbi devletin yanında güvenlik spor), Enver (Hürrlyet) Rekuvvetlerine yardımcı olacağına cep (Alarko), Cevdet (Erokşüphe voktur Ancak, anarşi İle mücadelede canını veren polis spor), Ahmet (Şile) Şafak ve askerlerlmize her zaman (Şlle), Söleyman (Hörrlyet). Osyardımcı olunmadığı, kalabalık man (Alarko), Sahipsiz Memurlar (Baştarafı 1. Sayfada) kika süren üçlü catışmada sağ gruptan Halim Durmuş, sol gö rüşlü olduğu belirlenen Hıdır Cengiz ile Şükrü ölgün de yaralanmışlardır. • Kartal Cevlzll Dragos'ta bulunan Ankaralılar Sitesinin bekçisi Bayram Doğan'ı öldürdüklerl belirlenen İsmail Kara* taş İle Salih Gökdemir, güvenlik kuvvetleri tarafından yakalanmışlardır. Sanıkların, hır sızlık amacıyla tesislere girdikleri ve durumlarından kuşku* lanan bekci Bayram Doğan'ın üzerlerini aramak istemesl üzerine ateş actıkları saptanmıştır. • Emekli Albay İlhan Alpman dün 18.30 sıralarında Moöa Atıfet Sokaktaki evinin önünde üc kişinin silahlı saldırısına uğramıştır. İlhan Alpman'ı actıkları ateşle yaralayan saldırganlar bir otomobile blnerek kacmışlardır. Gozetelere telefon eden bir kişi olayı THKP'nin üstlendlğini söylemiştir. • Kücükyalı'da birl kadın iki kişiyi öldürmekten sanık üc ki' şi yakalanmıştır. Yetkililer yakalanan Bünyamin Aslan, özcan Tokuştepe ve Mustafa Gülener'in 23 şubat günü Birsen Kızıl adlı kadını evinde boğarak öldürüp cesedini banyoya bıraktıklarmın belirlendiğini acık lamışlardır. Yetkililer ayrıca sanıkların öldürdükleri Birsen Kızıl'ın üzerinde ve evindeki değerli eşyayı da alarak kactıklarını bildirmişlerdir Cinayet masçsı yetkilileri aynı sanıkların bu olaydan bir gün sonra da kendisine olan borclarını ödemek bahanesi İle cağırdık ları Arif Demir adlı kişiyi, Ankara asfaltının Kücükyalı kesimindekl bir tünelin lcinde öldürdüklerinin belirlendiğini koydetmişlerdir. •• Yeşilköy'de dün gece saat 20.50 sıralarında «Fevzi'nin» yeri adlı bir restorana giren bir grup, burada bulunan müşterilerin 100 bin liradan fazla para ve mücevharatlarını silah zoru ile alarak kacmışlardır. TRABZON önceki gün meydana gelen olaylarda ölenlerin sayısı 2'ye yükselmiş, 300 kişinin gözaltına alındığı bildirilmiştir. KTÜ Kimya Bölümü son sınıf öğrencisi Zeki Öztürk'ün öl dürülmesiyle gelişen olaylar sırasında İskenderpaşa Mahalle* sinde silahlı saldırıya uğrayarak yaralanan 25 yaşındaki oto boyacısı Ahmet Alemdar, kaldınldığı Nümune Hastanesinde ameliyat edilmesine karşın kurtarılamıyarak ölmüştür. Alemdar'ın dayısının TÖBDER lokalini işlettiği öğrenilmiştir. Aynı saldırıda yaralanan Zehra Kitapcı Ortaokulu öğrenciîerinden 16 yaşındaki Halil İbrahim Çalık'ın sağlık durumunun ise iyiye gittiği bildirilmiştir. Karadeniz Teknik Oniversitesi Yönetim Kurulu da, Kimya bölümündeki öğrencileri Zeki öztürk'ün bir saldırı sonucu öldürülmesi üzerine üniversitedeki öğretime iki gün ara verilmesini kararlaştırmıştır. KONYA CHP Konya İi Yönetim Kurulu ve Konya Cağdaş Hukukcular Derneği Yönetim Ku rulu üyesj Avukat Ali Niyazi U ğur dün yazıhanesinde silahlı saldırıya uğrayarak ağır yaralanmıştır. TEKİRDAÖ İstanbul Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü öğrencisi 24 yaşındaki Halim Yörük'ün üc gün önce yapılan cenaze törenl sonrasmda izinsiz yürüyüş yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 44 kişi tutuklanmıştır. ADANA Karataş ilçesinde önceki gün HükürrTet Konağı, Emniyet Amirliği, üc banka şubesi ile bir lise lojmanı kimlikleri belirlenemeyen kişilerce bir otomobilden silahla taranmıştır. Sıkılan kurşunlar duvar ve pencerelere isabet etmiş. ölen ya da yaralanan olmamıştır. URFA Siverek'te önceki ge ce Haliliye mahallesindeki evlerine gitmekte olan Mehmet Co lak adlı bir bakkal ile oğlu Mus tafa Colak yaylım ateşine tutulmuştur. Saldırıda Mustafa Colak ölmüş. babası Mehmet Colak da ağır yaralanmıştır. DİYARBAKIR Diyarbakır Belediye Başkanvekili ve AP il 2. Başkanı Mehmet Kaba'yı öldürmekten sanık clarak yargılanan Mehmet Albay dün duruşmaya cıkarılrrak üzere cezaevinden adliyeye götürülürken tabancayla vurularak öldürülmüştür. Mehmet Albay'ı öldüren Hamza Özbayraktar olaydan sonra yakalanarak gözaltına alınmıştır. lç kabine toplantısmda (Baştarafı 1. Sayfada) lerl Bakanı Günduz ökçiin, işletmeler Bakanı Kenan Bulutoğlu, DPT Müsteşarı Bilsay Kuruç, DPT iktlsadi Plânlama Dairesi Başkanı Oktar Türel, Maliye Bakanlığı Müsteşarı Vural Gücsavaş, Hazine Genel Müdürü Aysel öymen ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Şeref Duru gönül oturuyordu... yandan Batı Sistemi icinde ka» lınmasına verilen doğal kararın ışığında, bir yandan da diğer Batı Ülkelerinin deney ve örneklerinden hareketle kimi bakanlar (aynı zamanda uzman olanlar) Başbakan Ecevit'le birkac kez konuyu görüşmüşler ve İMF üzerinde durmuşlardır. İMF ile ilişki kurmak demek ise, ye nl bir devalüasyondu. Bu neden böyledir, bu da ilerde anlatılacaktır. Şu anda biiinmesi gereken. Ecevlt'e yeni bir de* valüasyondan söz edilmiş ol> masıdır. OLAYLAR1N A8DINDAKİ GERÇEK (Baştarafı 1. Sayfada) lirlerlnln 2 milyar dolayında kalması ve ham petrol icin gerekli dövizin 3,6 milyar dolara ulaşmasında CHP'nin bir sorumluluğu yoktur. Ülkeyi 1965'ten bu yana dolaylı ve dolaysız olarak 12 yıl yönetmiş AP Genel Başkanının hiçbir kusuru, hiçbir suçu, hicbir günahı olmasa da Türkiye cok büyük bir bunalımın lcindedir. Bunalımdan CHP'yi suclayarak, Ecevit'i kötüleyerek cıkmak olanağı yoktur. Kısır tartışma ortamını ve Inandırıcı olmayan karalamalan bir yana bırakarak temel soruna geldiğimizde ortaya şu soru cıkmaktadır: Acaba Azınlık Hükümetinin aldığı son ekonomik önlemler bir cık!? yolunu saptamakta mıdır? Bu soruya olumlu yanıt butabilmek cok zordur. Ancak yaşam cok kısa sürede yargısını verecektir. Önlemlerin yurt icine dönük sonuçları toplumsal hayatımızda kısa sürede belirginleşecektir. Ekonomik önlemter paketinin yurt dışına dönük beklentilerl de mart ayı sonuna dek karara bağlanacaktır. Bunun lcindir ki kısa bir süre icinde Türkiye yepyeni gerceklerle karşı karşıya gelecek, belki de Azınlık Hükümeti dönemi de pek yakında aşılacaktır. Söylenmiş sözlerln ve Inatcı polemiklerin bu somut gerçeği değiştirmesi olasızdır. Türkiye yeni bir karar aşamasına doğru hızla yol alıyor. GÖZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) mokratik surecin ve anayasal kuralların icinde gelişecek olaylardır. Ancak. yasalar değiştirilmeden, bu yasaların uygulanması icin türlü yollara başvurmak, doğrudan doğruya, Anayasa iradesine karşı işlenen bir suc niteliğindedir. Çünkü, yürütme gücü, yasaların uygulanması icin değil, tersine uygulanmaması icin kullanılmaktadır. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı. ilâc işverenleri eski temsilcisi Dr. Münif İslamoğlu, 1960 27 Mayısında alaşağı edilmiş Demokrat Parti milletvekillerindendir. İhtilâlden sonra. Yüksek Adalet Divanınca «Anayasayı ihlâl» suçundan ötürü hapis cezasına çarptırılan İslamoğlu'nun, bu suçu ile ilgili asabıkası» bulunmaktadır. Dr. İslamoğlu'nun bu suçundakl «kastı» o kadar bilinclidir ki, aynı islamoğlu, aradan gecen yirmi yıla karşın, aynı tür suçu, bilerek ve istiyerek yeniden işlemektedir... Enerji ve Tabii Kaynoklar Bakanı Esat Kıratlıoğlu'nun geçmişinde böylç suclar yoktur. Ancak, basına yansıyan haberler, Kıratlıoğlu'nun. Bakanlar Kuruiunu «Anayasayı ihlâl» sucuna «azmettirmek» üzere olduğunu ortaya koymaktadır. Şöyle • • • CHP iktidarı döneminde, madenlerın devlet eliyie Işletilmesi amacıyla «Devletçe İşletilecek Madenler Hakkındaki Yasa» ve bu yasaya bağlı olarak da üc ayrı kararname çıkartılmıştır. Bu Bakanlar Kurulu kararnameleri. kömür, bor tuzları ve demir cevherleriyle ilgilidir. Bu yasa yürürlükte kaldıkca^ Enerjl ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınm görevi. bu yasayı uygulamaktır. AP hükümeti göreve başladıktan bir süre sonra ellertnden maden işletme hakları alınan maden sahiplerinin oluşturdiiğu, «Maden Müstahsilieri Derneği»; 5.11.1979 tarihinde AP Genel Başkanlığına, 9.11.1979 tarihinde Başbakan Yardımcısı Ekrem Ceyhun'a ve 15.11.1979 gün ve 537 sayı ile de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına başvurup. madenlerin yeniden kendilerine verilmesi icin yollar önermişlerdir. «Maden Müstahsilieri Derneği» Yönetim Kurulu Başkanı Yük. Müh. Üner Güner imzasını taşıyan yazının 11'inci sayfasında, «sahaların eski sahiplerine iadesl yolları» başlığında açıkça şu önerı yeralmaktadır: 2172 sayılı kanun şimdilik yürürlükte kalmakla beraber, bu kanunun birinci maddesindekl hükümet yetkisine dayalı olarak 31.10.1978 tarihli kararnamenin yürürlükten kaldırılması mümkündür... «Maden Müstahsilieri Derneği». kararnamenin kaldırılmasından başka, Enerjı ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınm, maden sahfplerinin CHP iktidarı döneminde Danıştayda actıkları iptal davalarının da Bakanlıkça kabul edilmesini önermektedir. Bakan Kıratlıoğlu, «Maden Müstahsilieri Derneğisnin bu acık önerisini yerine getirerek, devletçe işletilecek madenler hakkında çıkartılan kararnamelerin yerine yeni kararnameler oluşturup devletçe işletilen madenlerl yeniden eski sahiplerine vermeye hazırlanmaktadır. Basına sızan haberlere göre, kararnameler, Bakanlar Kurulunda imzaya açılmıştır... Yürürlükteki yasa buyruklarını, yasaya aykırı kararname ile etkisiz hale getirme yolu, «Anayasaya karşı hile» yoludur: ayrıca, bağışlanmaz bir «Anayasayı ihial» suçudur. Haberiniz olal CHP hükümeti üzerinde hicbir etkinliği olmayan «POLDER. TÖBDER» gibi derneklerden yakınan AP. hükümete gelir gelmez. MESS Başkanını Başbakanlık Müsteşarlığına. ilâc işverenlerinin temsilcisini Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına getirdikten sonra, şimdi de «Maden Müstahsilieri Derneği»nin önerilerlne yeşil ışık yakıyor... Denilebilir kl. «işledlğimlz suc Anayasayı İhlâl sucu ol8a bile bizi kim nasıl yargılayacak?».. 1960 öncesi, aynı rahatlığa kendilerini alıştıranlar, Yüksek Adalet Divanı önünde «hatırlamıyorum, reis beyefendi» diye ter dökmüşlerdlr.. Türkiye tekin bir ülke değildir. Biz, ihtilâl. darbe glbi yollar oneriyor değlllz. Ama biiinsin ki, gün gelir, bütün buniarın hesabı sorulur. Bırakalım, Anayasayı ihlali, şunu, bunu; yasaya aykırı olarak maden sahiplerine eski servetlerini geri vermenin ne gibi söylentilere yol acacağı da mı düşünülmez? İlk iç kabine toplantısı... 1978 boşında onbir bağımsız milletvekllinin desteği ile iktidara gelen CHP'nin bu ilk «ic kabine» toplantısıydı. Ecevit «büyük umutlarla» girdiği 1977 secimlerinde en yüksek oyu al masına rağmen, tek başına hükümet kuracak güce, milletve kili sayısına erişememişti. Bir aylık hükümet denemesinden sonra, iktidarı yeniden Milliyetçi Cephe maceralarına bırakıyor, ancak o maceranın yaklaşık beş aylık ömrünün sonunda Cumhuriyet Tarihinin hiçbir siyasal partiye ve kişiye göstermediği bir destekle Başbakan oluyordu. Halkta «tamamartık kurtutduk» imajı CHP ağır tıklı kabinedeki hemen tüm bakanlara da yansımıştı. Türkiye yeni bir dönemecin eşiğindeydl. Bulutoğlu, devalüasyon oneriyor Bu amacla kabinedeki Maliye Profesörü ve İşletmeler Bakanı Kenan Bulutoğlu CHP'nin iktidara gelmesinden daha onbeş gün sonra Ecevit'e bir «not» vermiştir. Bulutoğlu bu «not»ta döviz sorununun boyutlarını anlatmakta. yeni kaynaklara gerek duyulduğunu belirtmekte ve ödemeler dengesi açıklarının kapatılması icin yeni bir devalüasyon önermekutedir. Bulutoğlu hazırladığı «not»u Ecevit'e vermiş, ancak birkac gün Ecevit'ten ses cıkma mıştır. Bulutoğlu iŞin peşini bırakmamış ve Ecevit'e sorduğunda aldığı yamt «henüz okuyamadım» olmuştur. İşletmeler Ba kanının ısrarıyla Başbakan «notsu okumuş ve üc hükümet üyeslni Başbakanlıkta hemen toplantıya cağırmıştır. Ocak ayının sonlannda Ecevit'in başkanlığında Devlet Bakanı Hikmet Çetin, Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu ve işletmeler Bakanı Kenan Bulutoğlu dörtlü bir toplantı yaparlar. Bulutoğlu burada hazırladığı «not» taki düşüncelerinj yeniden acık lar ve CHP Hükümeti'nin yapacağı deyalüasyonun rakamını ilk kez diie getirir: «Türk Lirası Do lar karşısmda 25 lira olarak belirlenmelidir». Müezzinoğlu bu düşünceyi destekler, Hikmet Çe tin dinlemekle yetlnlr. Ecevit «bunu kabul etmek zorundayız» der ve ilk kez başbakanın ağzından onay alınmış olur. Bu İlk görüşmede anlaşmaya varılan «25» rakamı, daha sonra resmen devalüasyon değerini oluşturacaktır. Ekonomik bunalım 19751978 glbi üc yttı aşkın bir sürede ülke, değil Cumhuriyet Tarihinin, nerdeyse Osman lı döneminin son yıllarını aratır bir ekonomik bunalımın içindeydi. içerde ve dışarda mali saygınlığı sıfıra inmiş, dünyanın her yerinde «ne zaman iflâsını acıklayacak» diye beklentilerin günü gününe Ankara'ya iletildiği, dış borçların toplam yurt içi gelirin üçte birine eşit bir yüke ulaştığı ortamdan sıyrılmanın hesaplarını yapıyordu Ecevit ve ekibi. 14 milyar dolar lık dış borc. bunların ödeme sü releri, anapara ve faizleri dışında. Merkez Bankası kasalarının tamtakır olduğu, alacakhların kapıya dayandığı, dövizl ödenmediği İcin komşularının elektrik kesme tehditleri ile yaşayan Türkiye'nin önünde sanki yepyenl bir dünya uzanıyordu. «Sihirli bir el» düğmeye basaoak, ülkenin önündeki tüm en geller kalkacaktı. Çaresiz kalkacaktı. Herkes buna Inanmıştı bir kez. Kolay değil, elli yıldan bu yana ilk kez bir sosyal demokrat parti iktidara soyunmuş ve ülkeyi yeni bir yörüngeye oturtmanın hesaplarını yapmıştı. Ordusuyla, işçisiyle, işadamıyla, köylüsüyle, toprak ağasıyla ülke tarihinin kurduğu «en kutsal ittifak» şu anda görev başındaydı. ••• OECD (Baştarafı 1. Sayfada) cesi'nde kısıntılar anlamı taşı* maktadır. • İkincl neden yine seçimlerle ilgilidir: Carter yönetimi tam seçim yılında, güçlü Rum lobisint «azdıracak» herhangi bir görüntü vermekten şiddetle kacınma gereksinimi duymak* tadır. Bu bakımdan Başbakan Schmidt ile Başkan Carter arasındaki uzun Beyaz Saray görüşmesl sırasında, Türkiye'ye karşı cok daha geniş yardım ge reğinl özellikle vurgulayan Sch midt, Carter'den, bir diplomatın deyişiyle «Bazı yuvarlak» onaylamalardan başka birşey elde edememiştir. • En önemli gerekçe İse. stratejik ve askeri nedenlere dayanmaktadır. Washington hü kümeti, Türkiye'ye yapılacak yardıma kaîkıda bulunması kar şılığında, Federal Almanya'nın da Pakıstan'a yapılacak yardıma önemli katkılarda bulunma sını istemekte. ancak Bonn buna yanaşmamaktadır. Tek maddelik vergi önerisi Aynı toplantıda Bulutofllu'nun bir başka önerisj daha var dır. Tek maddelik bir yasa ile vergi sistemindeki aksaklıkların gıderilmesini gündeme getirir. Ona göre: «Son yıllardaki fiyat artışları vergi sistemindeki tüm değerleri altüst etmiştir. «Tek maddelik bir yasa getirelim ve vergi sis temindeki tüm rakamları, değerleri fiyat artışları doğrultusunda düzenlemede Bakanlar Kurulıma yetki veren bir yasa cıkaralım» der. Tek maddelik olduğu icin tasarıyı parlamentodan gecirmek kolay olacaktır. Üstelik vergi sistemi isteniidıği gibi reforma da tabi tutulabilecektir. En az gecim indirimi, vergi matrahları, geHr verglsi tarifelerindeki aşmmalar, belediye gelirleri, vergi cezaları, ba ğışıklıklar böylelikle yeniden düzenlenebılecektir. «Kurtuluş savaşı...» 1977 şubat sonunda tümüyîe duran ithalât transferleri, ödemeler dengesindeki büyük güclükler, Türk Lirastnın değerinin başıboş bir biçimde karaborsada fiyat bulması. yaşamsal önemdeki ürünlerin (ilâc, petrol, ordu gerekleri v.b.) bile dışardan getirtilememesi ka^sında, Türkiye yeni bir politika ızleme I) ve icerde ve dışarda sağladığı güvenden yararlanarak «Yeniden kalkınma savaşına» girmeliyd4. Ekonomik güçlükler baskısını herkeste öylesine gös teriyordu ki, Başbakan Bülent Ecevit hemen her Bakanlar Kurulu toplantısmda «Türkiye yeni bir kurtuluş savaşı vermelidir. Bu ekonomik kurtuluş savaşıdır» diyor ve tüm bakanların kendilerini böyle bir prog rama göre hazırlamalannı istiyordu. İşte, 27 şubat akşamı «Ekonomik Kurtuluş Savaşı» nin fillen açıldığı akşamdır. Aradan İki yıl gectikten sonra yeniden Başbakan olan Süleyman Demirel gerci «Ecevit o ekonomik savaş alanında ölü olarak bulunmuştur» diyebilecekti; ancak 1978 ve 1979 deneyleri kuş kusuz kendisinin de büyük ders ler alacağı örneklerle doluydu. Edirne (Baştarafı 1. Sayfada) Edirne Valisl. isyan eden hükümlü ve tutuklulardan bazılarının can güvenlikleri olmadığı gerekcesiyle başka cezaevlerine nakledilmelerini Istediklerini bildirmiştir. İsyan üzerine Cumhuriyet Sav cısı, Emniyet Müdürü ve İl Jan darma Alay Komutanı olay yerine gelerek hükümlü ve tutuklularla bir görüşme yapmışlardır. Edirne Cumhuriyet Savcısı Riza Cetiner başka cezaevlerine nakledilmelerini isteyen tutuklu ve hükümlülerin bu isteklerin de samimi olmadıklarını öne sürmüş, «Söz konusu 45 kişiyi başka cezaevlerine nakletmek icin cezaevine otobüs getlrdim. Ancak, buna yanaşmadılar. Son günlerde, cezaevinde disiplin sağlamak İcin bazı tedbirler almaya başlamıştık. İsyamn bu tedbirlere karşı sağ görüşlü tu tuklu ve hükümlülerin kışkırtmasıyla can güvenliği bahane edılerek başlatıldığı kanısı hakimdir» demiştir. BİR HÜKÜMLÜ DAHA KACTI öte yandan Edirne cezaevinden ülkücü Baki Gülcan ve 4 arkadaşının kaçışı olayıyla ilgili olarak tutuklanan bir gardiyandan başka. iki gardiyan hakkında ise gıyabi tutuklama kararı verilmiştir. Bu arada sağ görüşlü tutuklu ve hükümlülerin koğuşunda kalan ve adi suçtan sanık bir hükümlü tedavi gördüğü Edirne Devlet Hastanesinden jandarma erini bağlayarak kacmıştır. Hükümlü daha sonra kent icinde yakalanmıştır. NOTLAR (Baştarafı 1. Sayfada) yor. Diğer sayfalannda da hükümet kurulduktan sonra yapı lan Millî Güvenlik Kurulu toplan tıfarından sonra yayımlanan me tinlere yer veriliyordu. KİMMİŞ BUNLAR? Devietin askerini, polisini vu* ranların cezalarını cekeceklerini anlatan Demirel, Adana'da öldürülen erler, «İlbey ve Gülbey'in heykellerinin dikilmesinin sözkonusu olup olmadığını» so ran bir gazeteciye. ilk önce «Kimmiş onlar?» diye soruyor, sonra cevreden «Adana'da öldürülen erler» yanıtları gelince, «Soruyu duyamadım da» diyor du. Göreve geldiklerinden bu yana 866 kişinin öldürüldüğünü a çıklayan Başbakan Demirel, Ecevit döneminde Ocak ile Haziran ayları icinde yani yaklaştk 5 ay lcinde 363 kişimn öldürüldüğünü kendl siyasal değerlerine dayanarak belirtlyordu. «Anarşl liderlerlne yataktık yapan, onları saklayan resml müesseseler henüz zihinlerdedlr..» diye ceşitli cevrelere catan Başbakan Demirel. birinci ve ikinci MC dönemlerinde birer resmi müessese olan bakan lıklarda calıştırılan bazı kişilerin şiddet eylemlerine karıştıkia rı icin Sıkıyönetim Mahkemelerince ağtr cezalara çarptırıldıklarını gözden uzak tutuyordu.. Başbakan, basın toplantısmda Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kurulması, fevkalâde hal yasası ve Anayasa'nın değiştlrilmesi icin uzlaşma istediği CHP'yi kastederek. «afcılar, eş kiyanın hamileri ve yatakları ne ticede hükümet oldular...» diyordu.. Demirel aynı partinin Ge nel Başkanı Ecevit icin bir Baş bakana yakışmayan sözcükler kullanarak şöyle diyordu: «Adın ne?... Mülayim.. Sert olsan ne yaparsın derler adama.» Müezzinoğlu Bulutoğlu tartışması Maliye Bakanı Müezzinoğlu devalüasyon konusunda gösterdiği kolaylığı vergi sistemindeki değişikliğe yol açacak bu tek maddelik tasarıda göstermez ve karşı cıkar: «Böyle tek maddelik bir yasayla Bakanlar Kuruiunu vergi sistemini değiştirecek bicimde yetkili kılmak anayasaya aykırıdır.» Bulutoğlu ısrar eder: «Bakanlar Kurulu vergi sistemindeki değerlerin alt ve üst sınırları icinde kararlar almaya yetkilidir. Bu tek maddelik yasay la yetkileri percinlenmiş olur.» Müezzinoğlu'nun karşı cıkışı sürer: «Biz böyle bir tek maddelik yasayla işi cözmeye kalkamayız. Kaldı ki, Bakanlığımda şu sırada bir vergi reformu tasarısı hazırlanmaktadır. Vergi sistemini büyük ölcüde değiştirecek bu tasarı belirttiğiniz konu lara da cözüm getirmektedir.» Başbakan Ecevit «Doların 25 lira olması» kararını yenileyerek vergi konusundaki tartışmaya son verir ve vergi konusu Maliye Bakanlığınm hazırlayacağı tasarıya kalır. Üstündağ (Baştarafı 1. Sayfada) arayıp, bulalım, sonra aramızda yeniden siyasal yarışmalarımıza başlayalım» demiştir. Üstündağ, bu cağrısının ne anlama geldiğini soran bir gazeteciye de «ülkemlzln lcinde bulunduğu koşullar o denli ağırdır ki. ne AP, ne CHP tek başına bugünkü parlamento aritmetiği ile bu sorunlara cözüm getiremezler. O nedenle Türkiye'nin iki büyük partisi sü ratle elele vererek bu sorunlara cözümler arayalım. Düzlüğe cıktıktan sonra yeniden aramızda yarışalım. Eğer bunu yapmazsak yarışma olanağı da tümüyle ortadan kalkabilir» karşılığını vermiştir. TÜRKİYE BATAĞA GİDİYOR Basın toplantısmda daha cok Başbakan Demirel'in üc gündür yaptığı acıklamalarda getirdiği görüş v e iddiaları yanıtlayan Üstündağ, «Demirel'in halkın gözünün icine baka baka yalan söylediğini» belirtmiş, «Zulüm derecesine varan zamlarla, özellikle köylüyü ezen sayın Demirel kağıt üzerinde sıraladığı bir takım rakamları TV'de sıralayarak aklı sıra köylüyü kandıracağını sanmaktadır» demiştir. TRT DEĞİL DRT Üstündağ, TRT'nin tutumunu da eleştirmiş ve bu kurum içın «DRT» yani «Demirel Şir~ keti Radyo ve Televizyonu» deyimini kullanmıştır. Notlar hazırlanıyor ama... CHP daha İktidara gelmeden önce en önemli sorunun döviz darboğaztnda düğümlendiğini biliyor ve partiye yakın uzmanlara sürekli «Not» hazırlatıyordu. Parti İktidara gelince dövizi nasıl ve nereden bulacaktı?.. İşte, soru buydu. CHP'nin 1975 yılından sonra muhalefette olduğu yıllarda oluşturduğu teknik ve yarı politik kadro An* kara'da ünlü Göreme Sokak'ta üslenmiştl. Uzmanlar, teknisyenler, ilerde hükümette yer alacak kontenjan milletvekllleri, yine ilerde görev alacak bürokratlar Göreme Sokak'taki CHP' nin calışma bürosunda bir araya geliyorlar ve özellikle «döviz sorununa cözüm» konusunu tartışıyorlardı. CHP'nin Uluslararası Para Fonu ile llişkilere gecmesi ya da en azından bunun gündeme gel mesi aslında bu Göreme Sokak günlerinden kaynaklanır. Orada farklı görüşler ortaya konulmuşsa da, bunlardan birisi ve belki de en önemlisl «CHR* nin İMF iie ilişkl kurup para bulması» yolundadır. İlerde bu konu aynntılarıyla ele alınacakttr. Şimdl 27 şubat toplantısı öncesine kısaca değinmek gerekir. Gercekte, 27 şubat önceslnde bir yandan GSreme Sokak" takl tartışmaların ışığında, bir IMF'ye gidilecek ama.. Ocak 1978 sonundaki bu ka» rardan sonra ilk önemli toplantı işte 27 şubat günü gercekleşmiştir: Çünkü, arada gecen bir ay icinde CHP iktidarı İMF ile görüşmelere geçileceğine ilişkin İMF'ye haber göndermiş. yazışmalarda bulunmuştur. Ne bu toplantıdan, ne de bu yazışmalardan kimsenin en kücük bir haberi olmamış. herkes «CHP Hükümeti döviz sorununu cözmek İcin nasıl bir politika Iz leyecek, İMF'ye nasıl davranacak» diye sorarken, Mart başın da Ankara'dan bir heyetin Waşhington'a giderek İMF İle görüşmelere gecmesi coktan kararlaştırılmıştır bile. işte, 27 şubat tarihsel toplontısı tam bu sırada düzenlenmiştir. Ecevit (Baştarafı 1. Sayfada) da diyalog sağlanırsa yeni bir bunalım yaratılmadan. bu fazla uzamadan çözümlenebilir» şeklinde konuşmuştur. Bir önceki gün hükümetin durumu kpnusundaki sözlerinl anımsatan ve MSP ile bir temasın olup olmadığı yolundaki soruyu ise Ecevit şöyle yanıtlamıştır: «Bir gün önceki sözleriml gelişmelerin son derece tehlikeli olduğuna inandığım icin söyledim. Şiddet eylemlerinin yeni boyutlar edindiğini, kaygı vericl boyutlara ulaştığını görerek söyledim. MSP'de şu ana kadar hükümeti kerhen destekleme politikasında değişiklik görmedim. Kerhen desteklemesinl sürdürmesi durumunda o da hükümeti kuran kadar sorumludur. MSP'nin muhalefetl, kerhen desteklemesine günah Cikartrrtaktır. Sorunlar hakkındakl kaygılarımız artarsa onlar da sorumlu olacaklardır.» (Baştarafı 1. Sayfada) zışmalar nedeni ile ulaşamadığı sanılmaktadır. Polislerin atanmaları ile II gili olarak da, aynı tarihlerde bir kararnamenin hozırlandığı, bu kararnamede, İstanbul Nar kotik şubesindeki baıı uzman dedektiflerin de bulunduğu Iddia edilmiş, ancak bu kişilerin atanmalannın durdu rulması icin istanbul Valiliğinin bir teklifinin olduğu öne sürülmüştür. Cumhurh/et 9400 9600 Reşat 11000 11500 Reşat kulplu 10000 10500 Hamit 9000 9500 Azlz 8700 9000 Napolyon 8000 8500 ingiliz 10000 10500 24 ayar 1395.00 1400.00 22 ayar 1280.00 1285.00 .18 ayar 1050.00 r> .1055.00 Emniyet Genel Hnmeyni (Baştarafı 1. Sayfada) lişkln kararlar da şöyledlr: 1) Öğrenciler ABD'nin İran'a müdahalesi ve Şah'm suclarına ilişkin tüm belgeleri komisyona teslim edeceklerdir. 2) Komisyon yalnızca bu belgelerde adları gecen rehinelerle görüşebilir. 3) Komisyon Tahran'da iken ABD'nin ve Şah'ın iran'a karşı işledikleri suçlara ilişkin bir rapor yayınlarsa. tüm rehinelerle görüşebilir. GOTBZADE'NİN TEPKİSİ ABC TV'sine bir demec veren iran Dışişleri Bakanı Sadık Gotbzade İmam Humeyni'nin acıklamasını «olumlu bir gelişme» şeklinde nitelemiştir. Siyasal gözlemciler ise Humeyni'nin açıklaması ile Gotbzade ve Devrim Konseyi'nin tutumları arasında fark olduğunu ileri sürmektedirler. TÖBDER (Baştarafı 1. Sayfada) Başkanı Gültekin Gazioğlu «tutuklu kalmalarının adli bir skan dal olacağını» belirtmiştlr. CEZAYA DÖNÜŞEN TEDBİR Savunma avukatlarından Halit Celenk ise Gazioğlu ve arkadaşlarının tutuklanmalarının yasal dayanağını yitirdiğini belirterek «tedbir niteliğinde olan tutuklama ceza niteliğine dö nüşmüştür» demiştir. ALTIN tstanbul 2. YARIN: Bakanlar arasında devalüasyon kavgaa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle