27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ONİKÎ CUMHURtîET 12 ŞUBAT 1980 Almanya'da diş tedavisinde altın kullanılmazsa yılda 40 milyar liralık tasarruf sağlanacak ALTIN FİYATLARINDAKİ SON ARTIŞLARDAN SONRA FEDERAL ALMANYA'DA DlŞ TEDAVİSİNDE ALTIN YERİNE GÜMÜŞ PALLADYUM KARIŞIMI KULLANILMASI İSTENİYOR... Attın flyattarınm son oylorda boşdondOruoA hızla artmaeı üzerine Fed«ral Almanyo'da diş tedavlsinde altın kullanılmomasi istenmiştir. Almon «Der Spiegel» dergJslnde yer alon yazıya göre altın fiyatlarındakj son artışlardan sonra bu yıl hasta yardım sandığı üyelerine yapılacak altın dişter Içln ortalama 35 ton altın ve bu miktar lcln 1.4 milyar mark (yaklaşık 60 milyar llra) ödenmesl gerekecektir. Alman diş doktorlan, diş tedavllerinde altın yerine gumüş • palladyum korışımı kullanılması halinde bugünku fiyatlarta yılda yoklaşık 40 milyar liralık tasarruf sağlanacağını kaydetmektedirler. Platın grubundan olan palladyum maddesinln görünüşu gümüşe cok benzemektedir ve parlaktır. Palladyuma. ısıtıldıktan sonra istenilen şekil verilebilmektedır. Palladyum, gumüşle karıştırıldığında köprü ve kron ycpımında cok başarılı olmaktaaır. Bugün oltının gramının 40 marka malolmasına karşılık palladyum gümüş karışımının gramı 12,5 marktır. Alman Sosyal Yardım Bakanlığı yetkilllerl hasta yardım sandıklarının gecen yıi diş tedavisl için 6,5 milyar mork harcadıklarını, altın fıyatlarındakl başdöndurücü artıştan sonra bu yıl toplam harcamalarda yenı büyük artışlar beklendiğini kaydetmışler ve diş tedavisinde oltın yerine gümüş palladyum karışımının kullanılmasını istemişler, altın diş yapılmasında ısrar eden hastanın ise aradaki fıyat farkını kendısinın ödemesl yoluna başvurulması gerektiği görüşunü savunmuşlardır. (Diş Haberler Servlsl) CASTRO: "ŞEVK VE HEYECANİN TÜM EKONOMÎK SORUNLARI ÇÖZECEĞİNÎ SANDIK, AMA OLMADI,, Iran Devrlmi'ni desteklediğini belirten Castro, «eğer devrim, halkın geleceğine olumlu katkıda bulunuyorsa, marksist ya da dinsel felsefeye dayanmış olmasının önemi olmaz» dedi. Castro: «Üretimi teşvik etmiyoruz. Ekonomiyi planlayan ve yönlendiren bir sistemimiz yok. Düşünün, bizim bir zamanlar bir bütçemiz bile yoktu.» B OZULAN 0LKE EKONOMİSl NEDENİYLE İCTE ÖNEMLİ SORUNLARLA KARŞI KARŞIYA BULUNAN KÜBA BAŞBAKANI FİDEL CASTRO, SOVYETLER BİRLİĞİ'NİN AFGANİSTAN'A ASKERİ MÜDAHALESİNİN ARDINDAN BAĞLANTISIZLAR ARASINDA DA GÜC DURUMDA KALMIŞTIR. AMERİKAN TİME DERGİSİNE BİR DEMEC VEREN KÜBA BAŞBAKANI CASTRO. İRAN DEVRİMİ, KÜBA EKONOMİSİ, ABD VE SOVYETLER'LE İLİŞKİLER KONULARINDA GÖRÜŞLERİNİ ACIKLAMIŞ. ANCAK SOVYETLER'İN AFGANİSTAN MÜDAHALESİ KONUSUNDA TİME MUHABİRİNİN YÖNELTTİĞİ ISRARLI SORULARI YANITSIZ BIRAKMIŞTIR. GÖRÜŞMENİN İLGİNÇ BÖLÜMLERİNİ OKURLARIMI2A SUNUYORUZ: SORU lran'd«W durumu yorumtor mısmtz? YANIT Büyükelciliktekl Arrerikon vatandaşlannm yasamfeN rının tehlikede olmadığına keslnlikle Inanıyorum. Ayrıca o saunun cözüme yaklaştığı kanısındayım. Amerika kuvvet kullanacak' olsaydı, bölgede büyük bir çatışma çıkardı ve eğer bölgede blr silahlı çatışma çıkacak olursa, petrol fiyatlarınm varill 5060 ıjolaro fırlayabılir. Ve bu gelişme tüm ülkeler lcin kötü olur. SORU İran Devriminin geleceğl konusundakl görüşlerinlz? YANIT Devrim çok büyük ölçüde halk desteğine sahlp. Halkın gucü. ellerinde silah bile olmadan, bölgenin en güçlü ve lyl donatılmış ordusuna sahip Şah'ı yenilgiye uğrattı. Binlerce kişlnln yaşamını yitiımesine karşın halk muazzam bir yiğitlikle savaştı. Kanımca İran Devrimi, güçlü dinsel ve ulusal niteliğini gelecekte de koruyacoktır. SORU O halde siz, Ayetullah Hurreynl ve yandaşları tarafından oçıklanan antımarksıst göruşlerden rahatsız olmuyorsunuz? YANIT Hayır, pek olmuyorum. Eğer devrim, halkın geleceğlne olumlu katkıda bulunursa, marksist ya da dinsel felsefeye dayanmış olmasının öneml olmaz. İran'da markslstlerin Humeyni'yi desteklediklerinl biliyorum. SORU Slzce Iran'da markslstler oelecekte devrimi devralacaRlar mı? KÜBA BAŞBAKANI FİDEL CASTRO Afganistan olayları İtalyan Komünist Partisini karıştırdı • YEREC PARTİ YÖNETİCİLERİNİ ROMA'DA OLAĞAN ÜSTÜ TOPLANTIYA ÇAĞIRAN BERLİNGUER: «SOVYET DlŞ POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİYLE BUGÜNE DEK HİC BİR ZAMAN BU DENLİ TERS DÜŞ MEMİŞTİK» DEDİ DlŞ HABERLER SERVİSİ Afganistan olayları, Avrupalı komunistlerln bölünmelerine yoloçarken, İtalyan Komünist Partisini de karıştırmıştır. İtalyan Komünist Partlslnin Sovyet ler"ln Afganlstan'a müdahclesinl sert bir dille kınaması, partl üyelerinin büyuk bölümü tapofındon tepkiyle karşılanmış, buna karşılık partiye dıştan ye ni deslek sağlanamamıştır. İKP yayın organı L'Unlto'ya bu konuda hergün gelen yüzlerce mektuptan İKP'nin tutumunu destekleyen bir mektuba karşılık 5 mektup, partinin tutumunu eleştirmektedir. YUNUS EMRE'DEN FERDİ TAYFUR'A Çeşitliliğimiz, kültür zenginliğimizi yaratacak Zülfü LİVANELİ YANIT Sanmryorum. Ayrıca rrarkslstlerln bu amacta olduklannı da sanmıyorum. Fokat biz, din ile devrim arasında bir zıtlık olmodığı kanısındayız. Marksistlerle Hıristiyanlann stratejlk müttefik olduklarını ben zaten daha önceden söylemiştim. SORU Küba'nın ekonomlk sorunlanna ilişkin son demeclerlnlzde, işciler ve yönetim düzeyindekl disipllnsizllkten söz etmiştinlz... YANIT Çalışma disipllnlne lllşkin sorunlarımız olduğu doğru. Bu konudo kabahatliyiz. Uzun yıllar tüm üretim cobalarımızda maddl teşvik tedbirlerinl bir yana Iterek, moral teşviğl ön plana aldık. Herkese aynı ücreti ödeme yolunu sectik, bir Işci üretmesi gerekenln Iklüc katını üretse bile... Üretimi teşvik etmiyo' ruz. Ekonomiyl planlayan ve yönlendiren bir sistemimiz yok. Düşünun, bir zamanlar bizim blr bütçemiz bile yoktu. Halkımız para ve yönetim kavramlarını unutmuşlardı. Şevk^ ve heyecanın tum sorunları cözeceği sanılıyordu, ama yetmedi. SORU ABDKüba ilişkilerinln geleceği konusunda ne tiüşunüyorsunuz? YANIT ABD'nln blze uyguladığı ambargoyu kaldırması gereklr öncellkle. Buna ek olarak ABD ve Küba, Üçüncü Dünya'yo yardım konusunda Işbirliğl yapmalıdır. ABD bu ülkelere koşulsuz ekonomık yardım yaporsc cok seviniriz. ' SORU Bize düşman olan ülkelere neden koşulsuz yardım palım? yo yerde ayakbağımız olmaya başladı 1 M «Sakharov öldürmedi...» Partlnln Ideologlarından Glancarlo Pa]etta bir televizyon programında partililerin sorularını yanıtlarken de, 16 partillnln İKP'nln tutumuna karşı cıkmasına karşılık ancak bir partlll İKP'nin tutumunu onaylamıştır. Bir partılinin televizyonda tİKP'nin Afganistan'daki as ker! müdahaleyl ve Sakharov'o karşı alınan önlemlerl neden kınadığını anlayamıyorum. oünku bana göre Sakharov'la Kızıl Tugaylar arasında fark yok» demesl üzerine Pa|etta kızgınlıkla «Ama Sakharov klmseyi öldürmedi» diye ya nıt vermiştir. Televlzyon programında a"lger bir partıli de tSovyetler Blrllği'nin her yaptığı doğrudur, cünkü onlar yalnızca günü müzde değil, devrimin başlangıcından bu yana ve 2. Dünya Savaşı sırasında emperyalizm tarafından kuşatılmışlardır» de mlştir. sınde bir konferans verdim. Konu «Türkiye'de Müziğin Yerel ve Evrensel Boyutlan» idi. Böyle ayrıntılı ve özel llgl gerektiren konferansın ancak bir kac yüz dlnleyici bulacağını 8anırken, inanılmaz bir kalabalıkla karşılaştım. Akşam sekizde yapılan konferansa dört bln dinleylcl gelmlştl. (Duyurularda konser değil konferans olduğu da bellrtilmişti.) Bu, yalnız Türkiye'de değil, sanat olaylarına llglnln cok büyük olduğu bazı batı kentlerınde bile raslanamıyacak bir dinleyici sayısıydı. Daha sonra, yalnız nlceJik olarak değn, nltelik olarak da ender rastlanacok bir dinleyici kalltesi ortaya crktı. Konferansta bir kaset arocılığıyla, dünya müzlğlnden ceşitli örnekler dlnletmiş ve bu ülkelerde sanatcıların geleneksel rrüziklerinden yararlanarak, nasıl evrensel blr clzglye vardıklarım irdelemeye calışmıştım. Daha sonra da ülkemizın icinde bulunduğu müzlk karmaşasının anlatıımasına geçmıştim. Söyleşlnln sonunda IklyüzeHlye yakın yazılı eoru geldi. Bu sorular, keslnltkle Inanıyorum kl bugün en yetklll müzik kurullarımızda tartışılamıyan bir acıklık ve yetkinlikla sorulmuştu. Tartıştığımız konularda cok ince bir bilincl, bir kültür bırıkiminl ve duşünce üretimi alışkanlığını gerektiren sorulardı coğu. Blr hafta sonro aynı konferansı Istanbul'da Boğazicl Ünlversitesinde tekrarladım. Oradaki sorularda da aynı Ince ve Irdeieyen bilinç seziliyordu. ayıs 1979'da Ortadoflu TekVfk' Onİverslte YANIT Blzl ömek alın. Biz tüm ülkelere, slyasal clzglslnl beğenmesek bile yardım etmeye hazırız. örneğin Filıpinler blr 8osyalist ülke değil ve Küba'ya da sempatl duymuyor. Ama o Olkeyle lyl lllşkllerımiz ve ekonomik ve teknik alanda şbirlığ^mlz var. Tarih ve coğrafya bizi sizin komşunuz yaptı. ABD. Kübo İle llişkilerden cok önemll dersler çıkarablllr ve konımca bir anlamda cıkanyor da örneğin ABD Nikaragua'da çatışma yerine anlayışlı davranma yolunu seçıyor. Latin Amerika değişmek zorundadır. ABD, Latin Amerıka'da devrimlerin gerçekleşmesinl engelleyebillr mi? Bu olanaksızdır. Devrimçilerde deneysizlikle blrarada görülen bir büyük ateş ve hırs ânı vardır. Onlara karşı cok sabırlı olmanız gerekir. (DlŞ HABERLER SERVİSİ) Müzikle salt müzikçiler uğraşır, müzikçi olmayanlar bu işten anlamaz, üzerinde konuşamazlar gibi bir hava yaratıldı Batı Almanya'da porno filmler futbol maçlarından daha çok seyirci çekiyor Federal Almanya'da pornograflk fllmlerfn ?zteyîcî BaYtsirfln her gecen gün arttığı ve gecen yıl porno filmlerıne gıden seylrcl 8ayısının, futbol maçlarına giden seyirci sayısından daha fazla olduğu bildirilmektedlr. Alman «Der Spiegel» derglsinde yer alan yazıya göre pornografik filmlerin yasalarla serbest bırakık masının üzerinden 5 yıl geçmiş olmasına rağmen, bu filmler* rağbet hâlâ azalmamış, aksine giderek artmıştır. Almanya'da geçen yıl pornografik film Izleylcllerinln sayısı 10 mılyon olarak hesaplanırken, porno film yapımında da değlşiklikler olmuş ve «yıldız» sisteml gelişmeye başlamıştır. Alman fllmcilerinin belirttığine göre artık izleyicl filmde belırll blr artistl aramaktodır. Bunun yanı sıra pornografik filmlerin gala gös terıleri bile yapılmaya başlanmıştır. Almanya'nın tum kentlerinde gecen yıl 170 sinema sabahtan akşama dek, 160 sinema da öğle ve gece seanslarında pornografik filmler sergilerken, tüm yıl boyunca Izlenen normal filmlerin sayısı 90'da kalmıştır. (Diş Haberier Servisl] Acığa cıkan blr boşka liglnc yön de tTurklye'de Müzik» sorununun azımsanmıyacak düzeyde ilgl gördüğü, yakıcı sorunlarımızdan birinl oluşturduğuydu. Bu Ikl üniversltede, kapalı salonlarda yaptığımız tartışmaları ve gündeme gelen soruları, daha büyük bir boyutta tartışabilmek Için kamuoyuna iletmek istemiştim. Kültür Birikimi u Ikl konferans bana çoK sey öğrettl. Demek ki ünlversitelerlmlzln rrüzik konusuna böyle blr llçisl ve azımsanmıyacak blr kültür birikimi vardı. Müzik sorunları, «Şu parcayı severim! Bunun sesi güzel!»den daha derınde, daha köklü blr boyutla ele alınıyor. üzerinde düşünüiüyor, tartışılıyordu. Müziği, bir cok müzik yetkilimizde olduğu gibi salt kendl alanı icinde kopuk ve kuru ele almryorlar, genel bir kültür kavramı lcine oturtmayo çalışıyorlar, bunun hem geleneksel köklerini hem de dünyaya açık evrensel boyutunu oraştırıyorlardı. Tabanın eleştirileri İKP yönetimlne partl tabanın tfan gelen eleştirilerin son günlerde giderek artması üzerine parti liderl Enrico Berlınguer, yerel partl yöneticilerini Roma' da olağanüstü toplantıya cağır mıştır. Berlınguer toplantıda yaptığı konuşmada, «Sovyet diş polltikasının temel ilkeleriyls bugüne dek hıc bir zaman bu denll ters düşmemiştik» demlş ve yerel yöneticilerden partinin tutumunun tabana anlatıl masını Istemlştir. B Müziğimiz Neden Dünyaya Açılmıyor? emen herkesin kafasında olan ve sorunun hem sebebini hem de sonucunu oluşturan düşüncedır bu. Özellikle bir süre dışarda yaşamış ya da batıyla llişki kurmuş olanlar cok takıhrlar bu eoruya. H dan Ropup uzaklaşryorduk". Törklye b!r ada, dünya da Türkiye dışında farklılığı olmayan blr denizmiş gibl düşünüp, 'batılılık' dedığimlz kavramı tek bir kalıba oturtmaya calışıyor, sonra bu bileşkeyl taklit etmeye kalkıyorduk. Oyso, 'batı' diye adlandırma kolaylığına saplandığımız modern dünyanın farklı blr üretim aşaması olduğunu, 'batı külturü'nunsa özellikle yirmlncl yüzyılda blr üslup ceşitlemesl anlamına geldiğırH görerrttyorduk. Her halkın, her dilin, her ayrıntının, rengin binlerce akarsu halinde ana nehlr yatağına dökülüp, özgürce gellşmesl cağıl cağıl akması demektl modern sanat. Her halk dünyaya kendi üslubuyla gidebllirdi. Başka halkların, televizyonda, sinemada gördüğü, gıyim, davranış, yeme lcme, yani yaşama bicimlerinl taklit ederek varılamazdı bir yera Pekl. madem her halk kendı üslubuyla katılıyordu dünya sanatına; Türkiye'nin üslubu neydl? Giyimden yemeğe, spordan edebıyata, muzikten mimarıye kadar neydi Türk üslubu? lşte Batılılık tartışmasının başlaması gereken nokta burasıydı. Türkiye'nin bugünkü üslubu, her olanda tam bir kargaşaydı. bir üslup yltmesiydl. Her konuda uyumunu yitirmiş bir ülkeydik. Eskl Anadolu toprağından gelmiş gecmiş her kultürün bıraktığı Iz, imparatorluğu oluşturan onca ulusun etkisl (Manc 'Fatih uluslar, fethettiklerl ulusların kültürüne aşın bir bicimde acıktır" der.) ve bütün bu etkilerin Osmanlı aydınında hic olmazsa belli bir döneme kadar armoniye kavuşmuş sentezi, yerinl birbiriyle didişen, tümden vadsıyan bir lokal alışkanlıklar kavgasına bırakmıştı. Sentez ve uyum değil kavga vardı sadece. Hem de gelişmeyi önleyıci, öldürücü bir kavga. Ceşitliliğimlz, blzlm kültür zenginliğimizi yaratacak yerde ayakbağımız olmaya başlıyor, sanatımızı ve yaşama bicimimizl hallac pamuğu gibl atan değlşik tarihsel baraiların yıkılması sonucunu doğuruyordu. Bu gecikmlş boşalmalar, her alanda olduğu gibl müzik konusunda da kulak tozumuzda gümbürdüyordu. Bu konferanslar ve tepklleri, müzik sorunlarını bürokratik mekanizmalarla cözmek yerine, yurt capında daha buyük ve boyutlu tartışmalara girmek gerektiğinl kanıtladı. Müziğimize bir teorik temel hazırlamak zorundaydık. Seslerin yüreğimizde uyandırdığı kıpırtılarla yüruyemezdık artık. tBatı, Hlnt müzlğlnl, Yunan müziğlnt, Lötln Amerika, Romen vb. bir cok ülkenin müziğinl benimsenmiş dınlerken, neden bizi dinlemiyor? Oysa biz azımsanmıyacak kadar zengin bir geleneğe dayanryoruz. Özel sazlarımız var. Müziksever bir nolkız!» Müzlkte böyle de, edebJyatta, sporda, moda* da, sinemada boşka türlü mü? Uzun bir dönemden beri Türkiye'nin yakıcı sorusu batı ve batının bizi nasıl gördüğüdür. Bazı sanat olaylan tartışmasmın gerislnde bile bunlar yatar. Birkac yıl önce büyük calkantıya ve tartışmaya neden olan 'Otobüs' filminde de bu konu gündeme gelmişti. Ne filmin yönetimi, ne kamera calışması, ne oyuncular, ne anlatım tekniği! Film dolayısıyla tartışılan, batıyla ilişkimiz konusundakl göruşümüze yenl bir boyut getirmeslydi. Gercekten öyle mlydl, o filmdekl gibl ml görüyorlardı bizi? u, 'batı bizi neden beğenmtyor?* soru3 su Işln hem can daman, hem de bütün gelişmeyl tıkayan soruydu. Cünkü batılı olmaya, onlann beğeneceğl tarzı yarotmok lcln blclm değlştirmeye calıştıkca SAKAT DOĞUMLARA YOLAÇAN BİR İLAÇ ABD VE AVRUPA'DA PANİK YARATTI HAMBURG (ANKADPA) 1950'lerde binlerce çocuğun sakat doğmasına yolaçan tThalidomide» gîbl doğan çocuklarda onatomik bozukluklara yoloçan yeni bir ilaçın kullananlar arasında panik yarattığı bildirilmektedir. ABD'de, «Bendectin», ingiltere ve Batı Avrupa'da da «De; bendox> adıyla pazarlanan ilacı Imal eden «Merrell» şlrketl aley hine dava acan Amerikalı bir karıkoca'nın çocuklannın kolsuz ve cökük göğüslu doğduğu gerekçesi İle 10 milyon dolar tazminat talep etmeleri üzerine, bu İlacı kullanmış olan milyonlarca hamile kadının korku icinde doktorlanna başvurduğu bellrtilmektedir, tMerrell» şirketl yetkililerl İse llacın 20 yıldır pazarlandığını ve en az 30 milyon kadın tarafından kullanıldığını öne sürerek, sakat doğumlularla llac arasında doğrudan bir llişki kurmanın yanlış olduğunu savunmuşlardır. Buna karşılık davacı avukatlan, esklden «Merrell» laboratiH varlannda calışan Robert Staples adlı bir doktorun 1963 yılında hazırladığı ve llacın hamile tavşanlar üzerindeki bazı olumsuz etkilerine dikkatl cekerek daha fazla denenmesini öneren blr raporunu kanıt olarak göstereceklerinl acıkıamışlardır. ingiltere Sağlık Bakanlığı yetkililerl de, «Debendox» kullanan kadınlardan şimdiye kadar 102'sinin sakat cocuk dünyaya getirmlş olduklannı doğrulamışlardır. Yönetimde tartışma İKP'nin Afganistan olayları ve Sakharov'un sürgüne gönderilmesi nedeniyle Sovyetler'e karşı yayınladığı sert bildiriler partl yöneticl kadrolarında da tartışmalara yol acmıştır. Partinin ünlülerinden Giorgio Amendola. Afganistan müdaha leslnl cABD kuşatması karşısın da alınmış reallst bir karar» olarak nitelemiş ve bu müdahale yl ahlakl acıdan kınayan karar ların alınmasına kesinlikle karşı cıkmıştı. Partinin sağ kanadından Pietro Ingrao İse Sovyet!er*ln en sert şekilde kınanması lcln uğraşmtştı. Müzik Hakkında Düşünmek u konferanslar bir de, süregelen blr boşka yanılgıya yanıt oldu. Müzikle salt müzikciler uğraşır, müzikci olmayanlar bu Işten anlamaz, üzerinde konuşamazlar glbi bir hava yaratılmıştır. Oysa müzik de diğer sanat dallon gıbi kultürün İcinde yer alır. Elbette k| ulkenin duşünen beyinlerl, şiir. roman, sinema, resim, tlyatro vb. dallarında olduğu gibl müzik konusunda da kafa yorocaklar, yazı yazacaklar, düşüneceklerdir. Konferansları Izleyen ve can alıcı, incelmiş soru lan soran binlerce kişldon her holde cok azı müzikclydl. Müzik teknlsyenliğl ayrı, müzik hakkında da düşünen. düşünce üretimi yapabilen aydın klş] olmak ayrıydı. B Niçin Beğenmiyorlar? B YARIN: Zengînlik mi, Kargaşa mı?..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle