Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İKİ CüMHURtYET 17 AÖÜSTOS 1979 PARÎS Unutmayaeajrnj e ıksamı. Biraz hasta idim, ama Suna Kan'ı dinleyeceğımi bilmek canlandırnüştı beni. 3 Agustos 1979 Hotel de Vllle metrosundan çıktığımda, Paris'in doyum olmayan güzel akşam saatlermden bırı dineliyordu bir çıhn anısını saklayan semtte. Az sonra yaratılacak sanat olaymın sergisine varmışçasına her şeyı derin bir sessizlik sarmıştı. St Merrj kilısesine sapan o daracık St Marttn sokağına g;rdigimde. konsere bı!et a!mak içm bırikrruş, hfilkın uiun kuyruğunu gördüm. Konser bu k'.üsede senlecekti. S t Merri ya da Medericus, tutsakların kurtuluşu için ıste bu küisenin bulunduğu yerde dua ederdi bm uç yuz yıl önce. Kihsenin yapıtnma 1520de başlandi, aşağı yukan yuzyıl sonra açıidıgını büiyoruz, Pans' in en eski çaru bu kilisededir. 1331den. \eri burası olan b.r orta çağ şapelinden kalma. Paris'in belkj en gorkemli orgu da St. Mem'dedir 17. yuzyıîdan kalma bu orgda, bir zamanlar Camille SaıntSaens ç&lmış. Duvar res.mleri, vitrayiarı ıle de ünlj bir tapınak. Orta, rer Ankara Oda Orkestrası için düzenlenmışti. Kilıse az bir zaman ıçindo öylesine doldu k., gelenin sayısı iskemle sayısını aştığı içm. çoğu dinleyıci ayakta idL Hsyecammın ne denü buyük oldugunu söylemeye gerek yok. tşte sanatçılar go» rundü süturılann arasmdan, birer'.e kolda ortaya geldıier. yerlennı aldılar. önde yönetmenlen Gürer Aykal. halkın alkışlanna eğilerek uzun uzun teşekkur ettüer. Sonra Aykal, sanatçılanna göz gezdirdi ve Vivaldi'ye başlama işaretiaı verdı. Dort Mevsim konçertosunu dinliyoruz. Çok sevilmiş bir yapıttır Vivaldi'nin bu konçertosu. Onu her dınleyışimde yepyeni ızlenımler alınm. Ama bu akşamki du»gulanı>ım onların hiç birıne benzemiyor. Yoksa gurbette oldugumdan v e bir Turk orkestrasını dirüedigımden midir bu? Sanata, ozellikle müzige. duyguîanmayı katmaktan hiç bir zaman hoşianmam.şımdır. Nasıl o!ur. diyeceksınız. Müzikte yapıyı aranm hep. Bir kez yazmtştım sanınm. Mozartın bir keman konçertosunu dinlerken ağlamıstım eskıden b'r gun. ama duvgulanmamdan değ'ldı bü, o konçertonun va pısındaki kusursuzluk hayran. bırakmi'jtı beni. gözyaşlarım sankı usumun durmasın dandı. Sanat e?itiminde hiç bir gucün müzilt denli başarJı olab;!ecegini sanmarr.; çünkü müzik sadeee sessal imgelere dayanır. SUNA KAN PARİS'TE Melih Cevdet ANDAY kavramsal şöstergelere dönüşmez. kendı yapısından ba$ka hiç bir anlamın yardımını gerekieme^. Onu anlamak deme't trj ısitim imgelenn^n tbunlar zihintel tasarnnlardır, duyumsaidırlar) kurduğu yapıya varmak demektır. Ya da ondan uzak ka!acaksınızdır, ışte hepsı bu Akıila kurulmuj oian bu yapı gerçı tumden öz bir coskuya donüşur ve boyie olması ile bizedogan.n ve yaşamın gizemsel yanın] duvurur yaînızca. deneyimlenmızı ;. a de anılarjmızj ammsama olanagmı tamraaz. h;ç bir simgeye yer vermez Öz olanı. tiosdogru anîamaktan baş.ka caremız yoktur. St Merri kılise^indekj o olağanu&tü konserı dmlerken bun'arı duşundügümu sanroayın, hiç bir şey duşunmuyordum, müziğın kendisıyle bsujbaşa idım sadece. ki bunun ne oldugunu anlatraak olanaksızdır. Onun içm de ben. mu/.ık üstuno yazmaktan hep uzak tutmu^urndur kendimı, muz\k d.şına taşmaktan korktugam için. Gene de bir tnuzik yazısı gîbı okumay.n bu yazıyı Ankara Oaa Orkestrası ~anatçılanna. dunyanm az buiunur bir yonetmsni olduğuna inandıgım Gurer Aykal'a ve eşsiz Suna Kan'a hayrarıiığımı anlatmak istiyorum. Ankara Oda Orkestrasınm burnda din lediğım bütun uygulayıcılarm; ayn ayrı kutlamakla başlıyayım. Onlai"dakı sarıai saygısm:. olaganus'u duzeydeki uyutn anlayıçını. sanat serg:sinı ne denli ovsem azdır. Ya olmayacak mıyd: bunıar. diye sormak geçecek belk: akhruzdan; ne yppayım kı. öteki sanat d=!larında oldugu gıbı, triizikte de meraur aniayışlı kişiler vardır. grörulmCştür, d'.yeceğim. Aakara Oda Orkestrasmın sanatçıları. bir topluiuk ırinde birer bırey olmanm yuceliğını tanıtladıiar smmuz ayı ıcmoe. Oiyonet iş'erı EaşKanı So/>n Tayyar AtıkL,!ac. butun is Q.T. alem.rde ramazanın oynı gürıde üaşlaması amacı :ie Turkıys'de b r gun evvel romazono g nleceğını acıkioaı. 1300 yı:dan be' ilk deı'a İslâm ülkelerı oıosmdc olumlu doyanışma sonucu roTicızan ve boyramların aynı gunde başicmosı gercskieştırıldi Bu duruma nos1! gel ndığmı açıklamadan evve; d ni gj;Merin saptanTasrr»ı sağ!s,'an Islâm takvimın; y a i ! ay'a boğn takvımı kulıan>^a alışkanlrğ:nın nerecen ge: di3 ne cieğıneîım. B i'm tcrıhı ınceleneceK olu' sa Yahten'dan çok önce b*lt' m,n Mezapotamya'da başladtğr.i oğrenıvoruz Gerçektetı zi tronomı de MezoDC'aT!'.a'do başlaTiıs ve özellvie astronoTinn maternattkleşmesıne ören gostertlmışti. Topıı.'Ti ışierını duzenleinekt© kullanıian Mezopotomyo tanvTti ay ın pe^odıK şekil degıŞ'mıns dayanıyorou Ay'ın peryodın şeKil değışmıne dayanan üu iakvınmn kulionılışı olasıiık o olavın herkes torafından kolayco gozlenebılmes' so,ucudur. Mezopotom/alılar, hemen he men Cutun tanlıleri boyunca ay yılını kulianmışiardır. Boyie b.r takvımde ono proDlem ay!arm ılk gjnunun yanı yenı hılolın ılK görulduğu gunün saptaTmcsıaıf. Mezopotamyanlar ıkı yenı hıio! arasmdaki yanl ıkı kavjşunı arasındakı surenin 29 gunden büyuk, 30 gunden kuçuk oldJğunu bıhyorlardı. Bu nedsnıe Mezopotomyalı!ar. bır oy suresı kesırlı oiomıyacoğma gore, bozı ayları 29 ve bazılarını da 30 kabu! ederek takvımlenni düzenledıler. Kuşkusuz güneşin hareketine bağlı dan günlük hayatın duzeni, ay yılmı esas olan takvırrın guneş yılı ıle dengelenmesını zorunlu kıldı. Bılındiğı gıbı 354 günlük oy yılı lie takr,ben 365.25 günlük güneş yılı arasindakı farkı kapatrrak için, Vıezopotamyalılar yıla bir 13. ay llâve yönteminl kullardılar. Bu yontem hayü eskidir, uçün cü Ur sülâlesi zamanındo bu ar tık ay eklenmesi yonteml sekız yıllık dsvrelerle yapılıyordu. Hommurabi'nin volilere yıla bir on ucuncü ay eklenmesini emreden bır mektubu bilinmektedır. Her ne kadar Mezopotamyalılar cari Işlerinde özeil'kle oy ta'<vimınl kuilondılar ise de, çok eskl yıllardan berl gune? ytlını da bilmekte Idiler. Gerçekte Sümerlilerin 12 ay ve 30 gün d6n oluşan yanı 360 gunluk bır yıia dayanan takviTılen vardı. Ay yıtı Ile güneş yılı arasmdoki takriben 11.25 günlük farkın üç yıida bir arcdaki fcrkı bir aydan fazlaya cıkarmesı, Meton devrimi aaı verilen uygulaTaya neden olrnuştur. M.ö. 383 • 380 yılları arosında ay yılı ile güneş yıM arasırıdoKi düzenieTıe işi 19 y<l|:k devrelsrle ayrıntı'ı bir kürola bağlanmıştır. Meton devrınde 19 yıllık süre fcir.de ay yılına 7 ay llövesıyle güneş ve oy yMları arasında bir denge soğianır. Her ne kador bü 19 yilîık devre Yunonlstan'da Meton tarofından uygulanmış ise de, Mezopotamyalılar bu yöntemi daha eskiflen kullanıyorlarrii. B îindiği gıb! kavusum zomonının doöru oiorok saptanmosı, günes ba'tıktnn sonro yenı hılal.n göru!m8Sinj beiirlemekte Yonetmen Gurer Aykal'ın değerini bu g'jn herkss b'lıyor butun tnüzifc danyası b'.iiyor. ben sozlermıle onun degerını daha ua tarutacek aeg'.iim; atıcak şunrai.n! soyliyeyim. bir kaç oüyuk yönetmenın konsa«•inde bulunmaşunıdur, disklerde dınıediklenrn.; 6e ka^yım. Gürer Aykal gb*. or'.vestrasi 'le bir olrnu^., yorumunu değnek bemrnseTmıi san fc«ıuü ile değ'i. sevdirerek kı diDİıycrtnu* gıbı Çüidıran. dınleyan. hem kefasımn içinarn nerı yonetnği • r kestradan dinleyen, bu ikısj arasında bır bırlik kurırak icın oıağanüstu bir gergınlk (ıki uç!u b:r bılınç olayı aıılammda) içında çab'tsını sürdüren b;r başks yönstrr.en göstermek pek kolay olrnasa gerektir Onu buyuk bir geleceğln beklediğine ınanıyorum. Gelelirn Suna'ya. Evet o akşam bira2 hasta ıdim, ate^im vardı, ama Suna geimıi. Suna Kan calacak .. O darac.k St Martm sokağına saptığınıda nası] bir mutiuiuga ereceğimj bılraiyor degildim. Ama Vivaldi' de olsun, Adnan Saygun'da, .lean Sebactian Bach'ta olsur.. dinlediğim Suna Kan. benim için mutluluktan ote bir şeydl. öy!ede olması gerekirdi. çunku yazının başında söyledigım gibl. müzığin verdisrinj baska düyguiarla e.tierîdirmemek gerekir. Oyle İS8, ?;:e SLina Kbn ın muzığmi, ben de mtizık gib^ kat'ksız bir dılle anlatmayı deneyeyim Olmaz a, der.eyeyım. Ama önce d'1 engeidır buna Ben ö^ çevresmde doiaşın ı j anlatr/ik ıstedı'ilerimin. Benı yıilard'r ugraş'ıran bir çorun. Mü zlkte yorumdar. bağım^ız bir yapıt var TI> dır? J. P Sartre, senfrn;de en önde geien BeethoveTi'm bı!a gerçek senfomye varama djğını söylerken ne daıneiî istiyordu? Yok 8a t»!r seafon! «ideası» B vanüı? Bakın. byw radan nereye gelmek lstıyoruni: Bugun Beethoven dirilse de. yapıtlannın çeşitli yorumîanru dialese, onlann içinden birinin, yalnızca btrinin asıl kendi yapıtı olduğunu soyleyebilir mi? Cnlü orkestra şefi Karayan, «Söyleyemez» demiş Doktor Gaîı Yaşargıle. Demek yorurncu, yaratîcıdır. Hele bu. Suna Kan ise. arttk «icra»dan soz edileme/.. Ben o gece Suna Kan ı dinlerken. Suna Kan'ı dinledim. V'ivaldinm de. Adnan Saygun'un da Jean Sebastian Bachın da ye rmde o vardı. Bir aracı giDi deg.l demek litiyorum. St Meni kihsesinde o akşam bır tAnsık oldu sanki. kimse çıkmak istemedı dışan konserden son;a. tutsak gıbi idık, PsrıK gıbi Idjk. Özellikie Bach'ın 'a mineur keman konçertosunds. S\ına Kan şa ş Ucak bır yaratma gücünde ıdi O olaganustü güzellıktek) kjncertoyu ından br daha dinlemek isterdim. Orada Bach'ın rou?igı onun fek somut!aşma olanağı sayacağ'.mı?. çalgıiarcan sanki kur*uluyor boşiukta. tütnd?n •soyutlanmış scslerie. yepyeni bir dunya degıl. yepyenı bir gökyüzü kuruyordu: ve Suna Kan bu gökyu^unde rahat. mutlu. ermış. uçuyordu. Sonra buyuk bir uyumia <anki kayar gibt. bizi yere ındirdı. Ama vükseklerde başımız dönBir kültürumüz olması için. onda butun ınsanla.n toplayıcı bir niteliğin bulunması gereklidir. Sadece bizim clan. bizim de degıldir. Ziya Gökaîp'ın yanlış KüJtürtanımmdan düşunmesini pek sevmeyen hazırlan ile geçinip giden tnsanîar olduğumuz içm. çok zarar gordük. Kulturü sadece «uluîal» saydıkça ıcimlze kapanıyor. ya bancı olarak beiledigimiz uygarlıktan isf boyuna uzaklaşıyoıiız. .Ankara Oda Or kestrası, hem kuitürümuzun. hem uygarlı ğ'.mızm temsılcisi ids. Gerçekıe kültur . uy garhk ayınnr yapay bir ayırımdır Bun dan otüru de Batı'da 'kültür»e. «uygarlık» a verilen anlamlar çok değişiktir ve h;c b:ri bizimkini tutmaz Diyelim Almanlar kuîtürun uh>saj degil. evrense! oiduşun» inanırlar. Onlarca, tcpîumlann insancıl'as ması demek cian uygarhga kültür sana1. ve bilimi katar Frar.?i' kü'ıturu ıse yaban a bir kühtudpn Lâ.n kulturunden dog muş, sonra kiş!iginı bu'.muştur B'.zinn kü' turden ne aniadıgımız konusuna. A'.ru pa'daki ışç» çocuklan soruiu dolaysiyif önümüzdekı hafta degineceğ:m. noT.odı Konu üzenne oner^le egi'en Dıyan«t Sşler: Baskan!'âı Kcndüü Rosathanesi üe is^;rtiği vaparck proolemin V.es;n cozurpune gıtnreğe kGioı erdl. Nitekm 2730 Kasırr. 978 tar.hınde Istanoul'ca b" ^ok ıs'am uikesın'ii ıştırakı ıe top,anan Ru'yetl Hilci ıcplantısir.oa, islom ulüelen ijrosıncîa bır! ğı sağlayıcı kararo vcrıldı. Memleketimızin din ve bılırn adamiannın cobalan ıle, 1400 Hıcrl yılıno gırmecien önce 2730 Kcsım 1978 Ru'yetı Hıla! loplantısıno ıştırak eden butur islam ülkeler.nın dm ve blıim adamiormın oy bir:ığı ne, aın; *ft bHimStt gercek'er tçığı oltında müşierek öır takvım dutenJenmssine korcr verıidi Alınon kararda her müsiuman ulke, tnodern bılım gerceSlerl /şığı altında yenı Ay'a aıt hıialm goruiebılecek sımrını he saplayacak ve bu veriieri ho ntalar uîerıne gecırecektır. Bu cal'Sno or. iier yılm Marl ayın do oır ısıam ulkesınde topiono cak. dm ve bırm adomıarındor: oluşan Takvm komisvonunda ınceler.erek sonuca vorılocok tır. 1979 mart ayında Istcnbul'dc toplanan ıslom ulkeletı takvım komisyonu. 1389 ve 1400 Hıcrl yılına ait hesopları Inceiedi ve kssın sonuca vardı 24 Temmuz 1979 gunu ısian ulkelerın de yenı Ay'a ait hılai gorulmemeslne rajmen, «yer yüzeyinin her hangı bır bölges^nde hılolın rü'yetı münkun olurso. bu na istinaden Av'ın baş^caığıno hükmetmek doğru o'ur» kararı ge'eğince. bütun ısîcm dlkeierının 25 Temmuz 1979'aa ramazan orucuna başlamasıno karar verıldi. Bu redenle Divanet İşleri Başksnı Savın Dr. T AHıkulac ramaza" orucunun bir gun önce başiayacağını ılan ettıler. Bövlece vuzyılr la dır islam üikeierı crasında özlenen r^jsterek dnr gunlerın kutıanması gerçekıeş'.ı. Çıkıntılı... B ırm erkek mıllet olduğumuzu bilmeven yoktur, Bu konudaki unumuz uoğları denizleri oşmı», Mısır'darf Sagır Sultan'ın kjlağına bıle üf'enmiştlr. Bız öyiesıne e.vogızdır kı. erkeklıgirr.ız aı'ımıze vurmuştur: Erkeklık öldu mö yah'j? Erkeksen çık dışarı.. Kan gıbı ağlamo.. Erker.nk üığımıze dek ışledığinden bir kad'nı bile överken deriz k!: Erkek karıdır. Sozun kısası, Türktye erkekier ülkestdir. Ne va' W sort zamcnlarda srkek g b i kanlcrıa kcrı gıbı erkekîer her neaense pıycsada cokca gcu ! up el ustunde tutuımaya başladı. Özeüıkie kan g t b erkek oldun mu, alkışiorla birlikte mılyonlan da topiayıD ıyi ış gorüyorsun. Buna karşın yine de erkekliğimize k'mse icf dokundurümcz. Niteklm »inemonın unlü yıldızı Ursı^a Anoress d« Turk erkekıerlnı ovmuş. Bılmem kı C'nırde Ursula Andress'ı tonımayan vcr mı? Vor ıse bu cah'la derım kı beT tanıtomam, Cünku haspayı dıi ıls tanf olanaksızdır: îlle görmek gerekır. işte bu Ursula. bir basın toplcntısı duzen'e/ıp dünyo erkekierını sıntlondırmış rErkek'eri sınıflandırmak» mılletı sır'flaro bolmek gıS' SJC olmoflığından ve 141 ıle 142'ye glrmetiiğ'iıden b"3in top'ar.tısı bizim gazeteıere de yans r cı. 3ıma> öfı uzotmadan sözu Ursula'va bırakc'ım Urcula divor ku Fransız erkeklen ask; .adece kanusmak sanıvor. durmadan gevezeiık edp msonı bıktınyonor Itaiya.T erkekisri boburıenrreieme <crşın "<odına kadın oldugunu duvurarnıyorior. isveç'ı e"«ekier soğuk. Tunuslu erkeklenn cekicı ba<ıs'orı vor. Jaooruar cekingen. Türk ile Venezuelolı erke^ler «se yorul^ok nedir b'lmiyoflar Sen yaşşa emt Ursula!. Ne v c ki Fransızlarc, İtaiyan'ara, Japonlaro IsveciMere. Tunuslu!ara yu'i (veyo Adana vontemiyle zort) coKerek Turk e, <ek!er nin r e e'iek oidLkiann cnîayan Ursuıo'va ctc b r tesekkur teıg r afı ceJ^evı d'.,sünurken, b r t^s''o ga7ere iıcber sev'ncmm kL'rscgiT'zdo hırnktı: Bc'kon At!s*'zr^ Samoı/onasmda bızln »rkek SDOrcuinrm diistDŞü övun sünçuınCızu duşu'du. Gozeteie ?an'<ı oas''a ıs'erl vc'<r^us oıbı caslık atmıslar Bu'gar kıriarının 4X100 bcyrck vanşıncia safiiad<ğı derecenın Türk erkek taxımtndan daha ıyi oımas!, Aüna'dc herkes; ka^kohoiaria çüldürdü Aüch kah'ets r.l. 8ulgar kıziar;mn blzım erkek!erden dahc ivi derece vact kicı ''an ediiir.ee trltOiıerde herkes gCimeve boşlom:s Nedlr bu öasıınıza gelen' B ? ki sop'no kcdar erkek mı'letız. hem nufusun artış orcmr.da, hem Urçu'a'nın oğzıntfa erkek'ğımız kcrıttamrken Atino'dakı rezc'et ne oiuyo*? PeKi, ya mınderde? Eve; güreş rnnoer.nde de artık yollar kesrk; bu bokımdan da kısıriaştık. Edebiyat Kitapları Süleyman ATSIZ Edebiyat Oğreimenı bdurrahman Nisari (Cevdet Kudretl'in hanriadıgı ders kitaplannın (Edebiyat Lise 1. 2. 3) 18791980 ogretim yümda yeniden ders kıtabı» olarak kabul edildıgı Tebligler Dergisınln 23 Kısan I37p günlu. 2029. sayr5Lnda duyuruld ı. Y'ıllardır okuttuğumuz degışik Edebıyat kitaplarıad*n soura su denilebillr: Bugün için Edebiyat derslerınt en anlamh kılacak. «edebıyat bılgilerını» en kolay yoidan verebilecek Edebıyat kitupları Cevdet Kudret'inkilerdir. Cevdet Kudret, 72 yaşına karşın. bu işin altmdan yüzunün akıyla çıkmıştîr. Uzun bir aradan sonra, kitapîannı. günumuzdekı edebiyat kitaplannın «en ıyısı» olarak bıze ypniden vanabilmiştır. Bu görüşumüzü. kıtabı icceleyen tüm arkadaşlanmız paylaşacaiilardır ka^ nısındayız. Önce sunu bslirtehm: Liselerda okutuiması Nt E. Bakanhğınca uygun bulunan dört edebiyat kıtabı daha bulunmaktadır. Cevdet Kudrefin edebiyat kitaplaın «tek tıp« degıldir. Bunu niçm vurguluyoruz? Bu kitaplarla ilgıli ilginç gelişmeler otmuş da ondan. 11.6.1951 tarihjnde. donemin DP'li M E. Bakaııı Tevfık İlerı nin en iyj edebiyat kitabı» diyerek okullarda okutuiması karanna ımza çaktığı Âbdurrahman Nisari nin edebiyat kitapları meger Cevdet Kudret Solok'unmuş, diyerek lıselenmızden yok (!) edüivermiştir. Şımdı de kimıleri bu kitabı. tek üp olarak eskiden hazırlattınimış gösterıp okutultnasını önlemeye çal'şıyorlar. Tek tip edebıyat kitapları bır çelişkıydi. Özel gınşim»e Hur teşebbüs» adı verenler, ders kitaplanndan kim;lerını özel> olmaktan çıkarmi'rlar, devleüeştirlvermişlerdı. Ne ıbrct verıci! «Hıir teşebbüs»e golge duşurasek degü miydi bu?.. Ama olmuştu. r ÎSLAM TAKVİMİ MART AYINDA tSTANBUL'DA TOPLANAN İSLAM ÜLKELERİ TAKVLM KOMİSYONUNUN TOPLANARAK, ORTAKLAŞA DİNSEL GÜNLERİN AYM TARİHTE BAŞLATILMASINA KARA VERMELERİ MUTLU BİR OLAYDIR.. Â Doç. Dr. Muammer DİZER K'ANOİLÜ RASATHANESİ MÜDÜRÜ yeterl! degıldir Bu nedenle Me zopotamyoiiıar kavuşum zomanını tak ; ben, gjneş boîtıktan sonro guneş • ay arosındo. ki acısaı uzoklıkia. yenı hıial.n ufuktan yukseklıg nı ıce'en tob lolorla, yenı fiiialın gurü.ebilme zamanmı scptı\orlcrdı Esk| arop . takvımı haKkındo bilgımız manzumeierle, haık şıirlerinde rastlanan böliık porCük bılgıye dayanmaktadır. isldmıyetl takıben, Mezoootamya'da kjllan'lan ay'o boğh takvıme benzer bır takvım kullanılmaya başanoı. Ay takviminın kulianılmosı ıle ılgıll Kur'anı Ker'.müe «Atiah Katında aylarm soyısı 12'dır» onlamındakı âyette gecen «şehr» kelimesı arap o'ıllnde ay'ın yer etrafındakl tam dolanımmo venlen addır. Dığer taraftan Kur" a n ı Kerim'de bahsedılen 12 oy hk sure ay yılına tekobül eder. Kufonı Kerim'deki bu âyst nedenıyîe, Htcretln 10 yilında, cahuiye de^rınden intıkal eden eski takvım yasaklanarak, Hz. Peygatıber'.n hicretin takvım başlangıcı olrrak üzere 12 ay ayından oluşan bir takvim yılı tcMrnlandı. Yıl başlangıcı H'cret i!e başladığındon, bu takvime Hicri kamerı takvim adı veriimiş o!up. Mezopotamya takviminde oiduğu gıbi ay'ın ilk a,tnü, kavuşumu takioen güneş battıkton sonra veni hilaün gö rüimesiy'e tanımlanmışttr. Bılindiği gıbı, Islamiyetm Itk günierinde, İbn ömer, Hz. Muhammedın «Ey ummetim hilal (ramazan) gördüğünüzde oruc tutunuz, yine hiiali gördüğunüz de iftor îbavraml yapınız» buvurduğunu rivayet etmektedlr. Bu badısi şerif, komen aybaçlarmın soptanmasında, bozı mezheplerca esas oimuştur, isiamiyetın ilk yılları özelllk le romazan vs boyramları tesbtt etmek b:r sorun oimamıştır. Fakat ıslamiyet yayı!dıkça, sos yal ve kültürel düzey yükseldikce, av oyınıp 'IV: gününün saptanmcsı bır sorun olorak or taya cıkmıştır. Bu gelışimin sonucu, yen! hı lalin gczlemle olduğu gibi hesap yolu ıle saptannosı yönte rm kullanılmayo başlandı. Ger çekten IX, yüzyıldan berl bır çok İSIOTI ostronomu yeni hilalın görülebilmesin! saptamaac bu gunku modern bll rnsel düşünceye paralsl yontemîer geiiştırdıler. İki yöiiemın kullarılmaya başiamosı, hangisının muştereken benımseneceğl sorununu ortaya C'kardı ve yıilcr ca devam eden bir tartışma ko nusu oldu. Şımdıye dek var o!an ayrılığı, olosılıkla <Bız vazı yazmoyon ve hesoD yopmayan ffcuniarı öılmeyen ümmı bir ümme tız> hodıs: destekiemıştir Bu hodis( seriiın variığı olasılıkta ısiom oncesı ve isıamın ıtk günierinde asironomı yöntemlerı i!e yenı ay'a aıt hllalın görulecaği ilk günun tesbit edılememesidir. Aslmda o yıllarda oefiıl islam topljmurtda v« dığer toplumlarda do astronomi olayian hakkında gecerll bıig1ler mevcut değıidi. Yenı ay'ın İlk günunün soptanmasmda Ikı farklı görüste ısrar, Islcm ülkeleri orasında birlige gölge aüşürücu bir durum ortoyo çıkartmıştır. Hotto konu yalnız İslam ulkelerı ara sındo değil. oynı ülke içmde bile an'aşmazlıklora neden olmuştur Her ükenin muhakkok yeni Ay'a alt hiiali görmesi söz konusu ıse, islam ülketeri arasında müşterek bır ta)c/im kullanma olanağı oîmayaeak. hatta bazı oylar Türkıyede bile farklı bır takviTi kullanılobılecektir. İstam ülkeleri arasmdo müşterek bır takvım soz konusu i86, Hicrt • kamerl aybaşlarının ilk gününün tesbıti ile ilgili dinl görüş lle bllimsel goruşu boğdcştırmak pekoio mümkündür. Bugun modern bîlimin ortaya koyduğu nırrietl«ri yoşantımızın en ince aYnntıiarma ka dor sokoblldlğimıze gâre, bütün bilımlerm dayanağını oluş turan matematik ve düşüneesini neden görmezlikden gele Im? öte yandan. beş voklt na mazın saptanmasında hesop kullanılıyor da neden islcmi ilgilendîren takvım düzsnlemek te matematik yöntemlerı kullo nılmasın? Bu duruma nasıl gelindi; D«v let Bakanı Soym Dr. L Ooğan, Diyanet işleri Başkonı iken Kondilll Rasathanesinı zlyaret ettiler. Bu ziyaret sırosında islam u'ksieri arasında özellikie ramazon ve bayram günlerlnln oynı oune aelrtesı konusu üzerinde duruldu. Bu konunun dın ve bilim odamian orasında tartışılmasinı v« bir karara varılobilmesini saölamak amacı ıie 2021 Mart 1974 tarihlerl arasındo dın ve bilirrt adamlarının ıştırakı üe Sayın DT. l Doğan'ın başkanlıgmda bir toplantı yapıldı. Bu topîontsda «islâm ülkelerınin neresindâ hi lal en erken sörülebıllyorso, onun nesapla saptanması yöntemi berumsendı ve Türklye'da yeni hılal gözlenmemis olea da gozlendığı islam ülkesıne itibor edııerek hllolln Hıcri • Kamerl av'ın birlnci gunü ılan edildl. Bütun bu cabaloro rogmen yi ne de islam ülkelert arasında dını günlerde mutabakat sağio Eh, öy'evse vaşosm yotok!^ Yatakto yan geiıp yatnıasını kuss^lcr boyu cok M becemış bır m>!lerın cccukicrıyız Evelallah bu ış.erı Iyi öM'.r, U'suia vengefnızın dedığı g aı vatakta '.oru'mak b l neyz; crm, sıra ayoktc calışmsya gelince. haydl canım Scn cie... Arocılık, tefecılık. dızdızcl'k, ückögıtcıl k. kacckc'ık vorken erkek adama ca ışnak yaras'r m\'> Turkce sözlü<, 9'kek mafldesmın 2'nci fıkrasında $unİC" vczıyo r «Kca*a, cıtçıt. anahtar eıb' g'.rıntili ve çık>n!ılı 'k' cıns1 b'jiurtan şeylerin c.k'nt: ısı^a erkek ?.sr,<r« 9 z ^nc:^^cır. kopco cıtcıt clsak. cıkıntıhsı oljrduk; olduk, mıllötlri de cıkıntılısi olouk. PERSONEL ALINACAKTIR fstanbul Teknik Üniversıtesi. Boğaziçı. Hacettepe. Ortadoğu, Ege Üniversıtesi Muhendlshk Bihmlen veya Ankai"a Fen FaküJtesı Mezunu, 1 2 Makina Yüksek Mühendisi. 2 4 Kimya Yüksek Mühendisi veya Kiraya Mühendisi, 3 1 Kimya Sanat Okulu mezunu eleman alınacaktır. Tsteklılenn 31 Afustos 1979 tarihine kadar ÇUKUROVA ÇİMENTO SANAYII T A Ş. GENEL MÜDÜRLÜGÜ P K. ıo Adana adresıne müracaat etmeleri ilân olunur. Bu razımızda zsıl amacımız. Cevdet Kudrefin Lıse l'ınci sınıf ki*abını tamtmaktı. Ancak buna geçmedsn once 23 Nisan 1979 gunlu, Teblığler Dergısınin 2029. sayısındakı genelgede Tum okuilar, kıtap seçme ışini 25 Mayıs 1979 gününe dek yapm:ş oiacaklardır» daniidigine de değinmek gerekiyor Kitap ogretmenlere uiasmamıstır. Bu. ısterse kagıt yokluğu yüzunden olsun. giderilmesi gereken bir durum ortaya çıkar.yor. Bu konuda yeni bir karar çıkarılmaiıdır. Edebıyat oğretmenieri, kitap seçiminı Eylü! ortaJanna dek yapabilmelidirler. Lise 1 Edebiyet Kitabı 286 sayfa, 9. sayfada «Kitapta Kullanılan Yazım Özellıklen». 11. sayfada Gırış» bulunuyor. Kısa metinlerle, ortaokuldan lıseye geçmış gençlerın «urkuntu» duymadan Edebıyat'a ısmmalan sağlanjyor. Ayrım sonlanndaki •Toplu Bılgı» bolumlen. derslerin toparlanması bakıraından çok yaıarlo. Eskı tneunlenn. öğrenciîerce incelenmesi kolaylaştırılmış. Sozcuklerinın anlamlan venlıyor, şiırienn aç.klanması oğrenciye düşanme olanağı da verete»; b;ç;möe yapılıyor. Lıse 1 sımflarda edeb.yat bılgıleri» vermek tetnel oldugundan. karşılaştırma olanağı da veren, işlenmesi vakit almayac«k kısa metinlenn bulunmaaı. derslerin zevkl! geçmesıni sağiayacaktır. Bilgıler metinîere dayalu ogrencilerın bıigileri alması kolaylaşıyor. Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliklerinde uzerında tsrarla duralan, ama bir türlu gerçekleştirilemeyen »Öğrencılerin koiay anlayabilecegi çok soru'lu sınav yapma da bu kitapla zor ohnaktan çıkıyor. .Edebıyat Türleri» kesimi 53. «Tiyatro» 79.. «Hikâye \e Roman» U9 sayfeda başlıyor. Ötekj edebijat turlennden sonra Halk ve Dıvan edebiyatîarından alınmış ornek!er 205. Sftyfadan Ü48. sayfaya ds snruyor. 251254. sayfalarda Türk Eciebıyama Toplu Bakış», en sonda da Sozlük» bulunuyor. Yillardır okutt'jgumuz edebiyat kıtaplan. derslerin canlı yurutülmesına pek olanak vermiyordu. Cevdet Kudrtfin kjtsbınm iyı'üği, Mufredat Programının yorumlanmasındakj başarıdan geliyor. Batı Ederıvviamndan seçilen örnek mstinlerle de Edebiyat ın. füm ınsaniığın malı olduğu» vurgulanıyor. C. Kudrefin Âbdurrahman Nisari adıyla yayırr!ar,an Lise 1 Edebiyat kitabi: bugun lıselerde okutuîan dört benzeri ıçinde, «yazılacakların» değıl ame .yazılmışlann» en lyisı bızce. O nederüe. a!kadaş!anrniza sal:k vereüm. t Basın. 19743 6317! meîamin tabak ve ürea eiektrik malzemesi üreten sanayiciler/ 39.O1 GÜMRÜK TARİFEÜ Avruna standartlan Kalitesinde ürettiğimiz ÜREA ve MELAMIN esaslı baskı tozu reçinelerini, şimdi tümüyle yerli ham maddelerie imal etmeye devam ediyoruz. Oı? aFrmina gerek kalmamıstır. En iyi şgrîlarfa teslim için emrinizdeyİ2 ALTINTEL MELAMİN SANAYİf A Ş. Okçu Musa cad. No. 36/1 Serattar W*n "ankalarİST. Tel; 44 45 9549 74 :< «60 6320)