Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İKt umhuriyet'te gecenîerde yayımlonan <<Fermonıı Köy» yaz, ciızısı bugune aeğın pe* irdelenmeyen bır toplumsal sorunu aıie getirmektedir. Ülkemizde ferman egemeniiğin den zarar gören pek cok köy bulunmoktadır. Özell/kle doğuda bu egemenliğin olumsuz etkiieıi cok daha ağirdır. Ba yozıda sorunu ve cözüm yollorını e)o aimaya colışocağız. Bir yerin hukuksol bakımdan mero (oîlak) trforok kabul edilebilmesi Için en önemli öğe o yerin bir köy ya do beldeye mero olarak özgulenmiş (tahsis edilmiş) oimasıdır. Bu özgüleme durumu bir belge i!e konıtlanır ki bu belgeye özgülemo belgesi denir. özgüleme belgeleri Cumhuriyet'ten öncekiler ve Cumhuriyet'ten sonrakiier oimok üzera ikfye oynlnıoktadir. Cumhuriyet'ten önceki özgüleme belgeıeri içinde de en önemli yeri oadişah fermonları almaktadır. Podişohlar gerekli gördükleri hallerde ve» coğu zaman köyler arasındaki anlaşmazlıkları gidermek icin k<xlı ve noiplerin öneriıeri üzerine fermanlar cıkarıyorlardı. Özellikle doğuaa, Yavuz Suitan Seiim zamanında yurtljk ve ocaklıklara ve II Abdülhamit zamanında da Hamidiye olaylarmo katılmaları sonucu bazr oüe ve sülâlelere ferman yoluyla buyük mera arazilerinin özgülendiği bilinmefctedır. Bu fermanlar özgülemeyl gösteren belge niteliğindedir. Günümüzde de mera davolarında bu be'geler en önemli konıt olorok kabul edilmektedir. Taraflardan blrisi fermana doyandığı tokdırde karşı taraf tanık sözlerine boşvuramomaktadır. Bir başka deyişle fermana karşı savunma ya başka bir fermonla yo da yenı bir özgüleme belgesiyle oiabilmektedir. Mera anlaşmazlıklan doiayısjyle verilen fermanlar Divonı Hümayun defterlerinde yazıîı olup holen Başbokcnlık Arşivinde bulunmaktadır. CUMHURİYET 4 TEMMUZ 1979 C Fermanlar ve Göçebe Aşiretlerin Sorunları Doç. Dr. Sadtk KIRBAŞ Aîotürk Oniversitesl Zlraot Fak. Öğretim Öyes! gecen deyimlerln r>e olduğu cogu zaman anloşılmamaktadır. Bu durunnda yargıc Tapu ve Kadasîro Genel MüdürHiğüne ve öbür ilgili kuruluşlara ycszarak bu oeyimlerin anlommı sormaktadır. Bazı hallerde kuruıuşların kendüerini yetkili görmeme^eri nedeniyie yazışmalar uzayıp gitmektedir. Bu durum davalaruı yıllarca uzamasıno yal açmaktadır. Çiftciyi Topraklandırma Kanununun 26 yıllık uygulama süresinde ülkerrtızde merolartn ancak % 23,1'nin özgüleme işlemleri tamamlanmış djrumdadır. Buna göre günümüzae mercların büyük bir böümü üzenndeki yorarlanma hakları yüzyıllarca once, o zarromn koşutlarına göre düzenlenen ferman gibi ozgülenne be'geler;ne ya da oljşan geleneklere daYandınlma<todır. Oysa zaman ıcinde sosyo • ekonorrvk koşullar önemli değişikliklere uğramıştır. Orneğ;n, tarih bo/unco insan hareketlen olmustur. Bozı köylerin haîkı bcşka b;r yere göc eımiş, yine bazı yerlere de oışandan geienıer olmuştur. Aynı şekiide zamanla nüfus artışıno koşut olarok hayvan sayısı da artrr.iştır. Önceien bır sorun olmayan yarcrlanrTiO düzenı. zamanın koşuüarına uydurulmaaığı icin bugun onemiı sorunlar yaratabilrrîekîedır Uygulamado T\era vetersizliği ıcinde kıvranan köylerın vanında gereks:nmelerinin cok üstıirde meraya sahip köylerin bulunduğu gör'jimektedir. GÖÇEBE AŞİRETLERİN DURUMU Doğu Anadolu'da göcebe aşiretlerin uzun yıilardcn beri yöreden yoreys göc ederek yoşamlarını surdürmeye calıştıkian görülmektedir. Genellikle yerieşik olmayan ve codırlarda yaşayan bu aşiretier hayvancılıkla uğraşmaktodırlar. Topraksızlık ve kendilerine aıt meralarının otmaması nedenjyle bu aşiretier hayvanlorınr kilometreler yüruyüp gecerek bir yöreden öbürüne götürmek zorunda kalmaktudırlar. Bunu yaparken de iklim koşullarına ve bitki örtusüne uymaya calışmoktadırlat Yaz oylarındo daglık ve yaylak niteliğindekı vörelere goc eden aşiretier kış aylorında karın dusmeve başlamasıyio birlikte iklimin dcho ı'ıman olduğu kjşlck niteiiğindeki guney ovalanno inmektedirler. Bütün yıl boyunca Urta ve Diyarbokır ovolorı (İ8 Singöl vaylalcı arosınaa voğun bir trafık süregelmektedir Yıüordır bu zor vs vorucu yolculuğu surduren göcebe aşire!:er bölge (ve dolayısıyle ülke) ekonomisine önemH katkılorda bulunmaktadırlar. Göcer hayvonolıâı 9 ildeki koyun varlığinın yaklaşık" olarck °',60'ını oiuşturmaktadır Bu, 3.765 O O kovundur En kotü olasılıkla bu soyıC dokı kcv'unun verm gucu vaklasık oiorak vıida 3.000 O O vavru. 5 468 ton yopağı ve 260 000 C ton sütîLjr. bi kolay olmamaktadır Yo1 cevreslnde ekili orozlsi olan köylülerle aralonnda sık stk olayiar çıkmaktadır. Ayrıca akarsuıardan geciş de bir sorun olmaktadır. Köy yakınındaki bir köpruden fleciş icin göcebelerden oara istendiğine tanık olunmaktadır. Özeilikle 1950'lerden sonra hızlanan mera sürümü, hayvanların otlcyabllecekleri alanları fcüyük ölcüde daraitmışt'r. Bu daraima köyler crasında anlaşmazlıklaro neden olduğu ç^hı, göcebe aşiretlerin kövlere ve öteki göcebe oş1retlerle anlaşmazlıklara düşmelerine de yo' acmaktadır. Bu anlaşmczlıklar sodece bir vörevl değil bütün böigeyi ilgilendirmekteair. Özetle şunu belirtelim: Göcebe aşıretlerin yerleşım ve mera soruniarına cözüm buiunması anlaşmaztıklor yönündert bötün böigeye bir huzur getlrebilecektir Sorunun bu denli önem.ne ve D.T an önc« cözumüne kavuşturulması gereğine karşın kamu kuruluşlarının konuylo pek tazla ilgilenmedikleri görülmektedir. Aşiretlerin boşvurulan iso sonucsuz kalmaktadır. Beritan oşiretinin son olarak Toprak ve İskân işleri Genel Müdürluğüne yaptığı başvuruya nihayet olumlu bır yanıt aiınabilmrştır. Genel Müdurlük Diyarbakır Toprak ve İskân Müdürluğü konalıyla iki köyün sotın alınmasıno karar vermiştir. Alınan bu köylere 10 bin dolayında nüfusu olon aşiretin nas/i yerleştirileceği ve 150 bin dolaymdaki hayvon vartığının otlatma sorununun nasıl cözüleceği soruları şimdilik yanıtsız kalmaktadır. Aferin Sehnaz'a « İran'da Şah yiKilınco durum değişti. Bizım icin iş olanokları kalmadı. Turkler danstan cok iyi anlıyorlar. Buraya yerleşeceğim ve colışcccğım.» Afenn Şehnaz a!. Yerinde bir karar vermiş Şehnaz; gerçekten de Lubnan'dan sonra İran'da da iş kalmadı. Oysa eskiden böyle miydi? Vaktiyle Tahran'da büyük bır gazinoda unutamadığım bir göbek dansı izlemıştim. Ben diyeyim bir saot. siz deyin iki saat. hic durmadan kıvıran cengi, herkesi büyülemişti. Seyirciler afva göbeğin aşomalı atışlarını soluk aimadan izlerlerken sormuştum: Böylesine göbekci nerede vetişiyor? Lübnan'da. Meğer sohnedekl dansöz Lübnanlıymış. Ancak irondo yabancı uyrukluların calışması yasaklandığ.ndan her yıl bir sürü iranlı orabulucu Lübnan'a gider gözlerıne kestirdikleri trakkase»lerle imom nıkchı kıyariarmış. Bu yoldon İran'o giren oyuncular da paraları kazandıkca geclci kocalarıyla paylaşırlarmış. iş bitince, adam kadını boşarmış. Hey gldi günler!., Anlaşılan iran'da göbek dans; artık gozden duşmüs ki Şehnaz da Şehinşah gibi kendisine uygun bır yurt anyor ve Türkiye'ye yerleşmeyi duşunüvor. • Gobek dansı icin Türkiye'den daho iyi bir yer var mı? Ne Salt2 anloşması, ne U2 ucağı, ne yağsızlık, ns peiro) fiyotlarının artışı... Bir elınde ayna, bir ehnde cımbız... Gazlnolar. barlar, gece kulüplerı. diskotekler t>klım tıklım... Bsyrut Ortadoğu'nun Pans'ıydi; Lübnan parcalandı. Tchran'da binblr gece mosaüarı yaşanıyordu; Şahlık rejimi yıkıldı. Türkıye'de parababalarmın saltanatı sürüyor. Boyalı basında gazino reklâmlanndan gecilmiyor. Sohne kıyısından bir masa en azından 50 bindi. Dsvaiijasycndan sonra ne oldu? Şehnaz boyle bir ülkevi arasotarasa bulcmaz. Gecede yüzbin harcayan, yrlda bin lira vergi ödemez... de torycntal dansoznjrt orasjno burcsına binlikleri tükürükleyıp yapıştırıverir. ki: S aklambac gazetesinöe okudum franlı aansöz 5ehnoz Türkiye'yo yerleşiyormLiş. Şehnaz «Ankara'da kapışılan oryantal bir dansöz» imiş Simdl diyormuş YERLEŞİM BİRİMLERİ Göcebe aşiretlerin yerleşme ve mera sorunlan oldukco karmaşık bir sorunaur. Göcebe hcyvancılığının yapısına uygun öniemler alınmadığı takdirde sorunlarm cözümü bir yana yeni sorunlar ortaya cıkobılir. Göcebe hayvancılığı bugunku zor koşullorda büe verimliliğini koruyon oir hayvan işıetmeciliğidir. Göcebe oşiretler doğal koynokfan çok iyi değerlendirroe«tedirler. Genış bir alan icınde yöre köylerlnin cıkamodığı ya da cıkmadığı vüksek yaylolardan yararianmaktadırlar. Kış ve yaz oy*onnaakı yet değiştırmeierı de ce doğc koşulionna cok uygun hareket edebilmeKtedırier. Getinlecek önletıiler'n göcebe nayvoncıiığimn bu yararlarını ko.uyarak onu aarıo aa tler: gotürecek niteiıkte olması gerekmektecir Göcebelerin birkac köv arazısı satın olınorak yerieştiriimesi hoiınae mero aT'aşmazlıklorı bir dereceye kodcr önienmiş oiaccKtır. Ancak önemh yororları olon göcebe hayvancılığı bundan zarar görebüecekt;r Ayrıca göcebelerin ye'leştirildikleri^ koylerdeki köylülerle toprak yüzünden anlaçmazlıkiara duşmsieri olasılığı do varaır. Zaten topron veıersizliği icmde bulunan Köylüler Kendilerine yaboncı bir grubun ge'erek ortak olmasını kabullenrnekte guclük cekecekJerdir. Bu gercdkler ^omnoa göcebelerin de bell! yerıeşim bırimlerinm ünıteienntn olması ve bu bırımlerın sosyo ekonomik olonaklardan yararlonmalan gereklidır. Bu bokımdnn bulunacak Cözüm şeklinin cok yöniü oıması zorunludur. Kanımızca, göcebe aşiretlerin bellı yerlere yerleştirilmelerinı ve aynı zamanda onlora yoylok ve kışlak alanlanmn özgülenrnesini ve bu alanlaro gidiş ve geliş yolionnın düzenlenmesinl icerecek bir cözöm yolu göcebe hovvancılığının vapısına daha uygun olacaktır riyle ve gulec vüzleriyle fGüzel İnsanlar Parkı» haline getir miştir. Kıyılar doğal ve zorunlu olarak hclkın malıdır. Oysa halkın emrinde bedava olmak zorundayken, ya kutsal mulkiyetce kuşatılmış ya da halktan para alınorak kanalizosyonun emrine verilmiştir. Kıyılar boyunca süren facia volnızca bu kodarlo da kolmamış giderek ölceği genişlemiş istanbul bir yandan Silivri, Tekirdağ öte yandan İzmit'e doğru yayılıp gelişmektedir. Eski lebi deryalar fırsat bulundukca ve şehır dışına da uzanmıştır. kamulaştırılacak yerde hâlâ yenilerine izin verılmekte, izin verilmeyen yerlerde de tam bir vurdum duymozlıklo yoğmolonmcyo göz vumuîmaktadır. Sonucta gene ortaya cıkon manzara ibret vericidir: tüm sakilliği ile bir opcrtman yığını halindeki şehir hovasıylo Kumburgaz ve sozde dinlenme yeri altında 50 60 ailenin kapattığı gözü ısıran modern (!) motellerle dolu dikenli teüerle cevrili yasak bölge ilan edilmiş sahiller. Yineîersek Tekirdağ. Şüe, Altınkum, İzmîfe kadar deniz kıyılan kamplar, klüpler. kurumlar kısaca tum imtiyazlılorca işgâl edilerek nefes alınocak yer bırakılmamacasma paylaşıl mıştır. İlaveten Belediyelerin dışındaki kıyılar da köy muhtorlannca parsellenip satılmış ve rastgeie lebi dervo yapılarla kapatılmıştır. Bu konudo yasa yayınlamak yeterli değildir. Cünkü her konuda olduğu gibi bu konuda da yasalar öncelikle yasa sahiplerince ciğnenmektedir. Oysa öncelikle halk kıtlelerine bu konuda bilincli kılmok en gecer li cözümdür. Yasaların yeterlik düzeyi ne kadar yüksek olursa olsun, yaptırım gücü ve işler liği olmadığı sürece hictir. öte yandon bu gun ortaya ge lirli yurttaşlann bile deniz kıyısında bir yazlık ev edinme ıstekleri vardır. Ve bu konudo da spekülatörier boş durmamakta kücük arazı parcaları büyük arazilere emsol gösterilerek. büyük değerler karşıhğında sotılmaktadır. En doğal irîtiyaclardan biri olan bu dinlenme biciml de böylece bir lüks halinde yaygınlaşmaktadır. Oysa burolara yatınlan paraların yalmz faizi ile bile, cok daha yeterli ve sağlıklı tatil yapabilme olanakları vardır. Sonucda toplum malı olan deniz bir avuc egemen azınlığın cıkorlon hizmet/nde kullanılmaktodır. Bir kez daha üzerine basa basa yinelersek dünyanın tüm ülkelerinde kıyılor toplumun mclıdır. Kent kıyılanndokj mülkiyet artık terk edilmelidir. İstanbul gıbi kilometrelerce kıyısı olan bir kentte de halk güneş ve denizden yeterince değil hemen hic denebilecek değin az faydalanabılmekte ise, efbette ki bu konuda daha cok düşünülmesı gerekecektir. fakat söylenecek tek söz dahi yok demektir. SORUNLAR Padişah fermonr'arının günümüzde de gecerüliğini surdüren bu egemenllgı uygulomoda sorunlar yaratmaktadır. Bu sorunlordan en önemlisi mera anlaşmazlıklanno yo! ocmas;dır Mera özgülemesing llişkin fermanlorı ya do bunlora ilişkln defter kayıtlannı tümuyle buiobilmek olanaksızdır. Çeşitli nedenlerle ÖU belgelerin bazıiarı kaybolmuştur. Babiâli'nin se" Cirdiği dokuz kadar yangınla bu Delgelerin t>;r bölümünün yok olması da mumkündür. Bu bokımdan eldefci fermanın düzenlendigı torihten önce ya do sonra ne gıbi değişikiiklerin olduğu konusunda sağlıklı bir bilgl yoktur. Mahkemeier bir tarafm bulduğu fermcno göre karor vermektedirior. Bu durumda, atalonndan edindtklerı bilgilere göre meraları üzerinde hak lleri süren köylüler gerekli belgeteri buiamamaları sonucu davaları kaybetmektedirier. Bu durum. onları mahkeme kararlarını tnnımamaya yöneltmekte, bu da anlaşmazlıklann şiddettenmesine yoi acmaktadır. Fermanlar konusunda moJıkemelerde coğu zaman sahtelik iddiosındo bulunulmaktodı.'. Böyle bir iddia karşısındo yargıc mürekkep ve yazıların incelenmesi ıcin uzman kışüere başvurmaktadır. Bu uzman kişllerln hazıriadıkları raporiann da mahkemeye ulaşması zaman almoktadır. Sahtelik iddiası çözümlendikten sonra, fermanın dava konusu yere uygulonmosı do başlı başına bir sorun olmaktadır. Fermando ÇÖZÜM YOLLARI Sorunlarm cözümü İcin yopılması gereken ilk iş, mera dağrlırnındaki dengesizliğin giderilmesidir. Öteki önlemlerin gecerliliği önemli âlcüde buna bcğhaır. Bunu gercekleştirebümek icin de bır mera yasasının ivedilikle cri<arılması gerekmektedır. Bu yasa meralar üzeriideki ycrarlanmo hak ve yükümlülüklertni acık ve secik bir bicimde beürlemeiıdir. Ayrıca öze! bir mera örgütü kurularak meraların bir an önC9 envanterinin yaoı'ması ve bir kütuğe bağlanması sağlanmalıdır. En önemli'arine kısoca deçındiğlmtz bu önlemler bir on önce alindığı ve etkin bir bıcımde uygulandığı takd:rde mernlar üzerindo fermanlann egemenliğı ortodan kaikacağı giol gec'rnini meraiardan sağlayan nice Balkasunlar huzura kavuşacaktır. Bir de göcebe aşiretlerin sorunları var, simdl de onların sorunlanna eğileüm. ırk yılı aşan bir süredlr. istanbul kentinin planloması ic:n büyuk bir caba sarfedıimektedır. Ve bu «Caba» sonucu hepimizîn gözleri önunds bilincsizce ve büyük bir hızlo bugünkü İstonbul kentl yarafılmıştır. Bu uzun surede fstonbul'un ne ulaşım, ne konut sorunu cözulmuş, ne de dinlenme ve rekreasyon koşullarının düzenlenmesi mümkün olmustur. Bugüne değln sürekli olarak yabancı uzmanlar eliyle yürütülen planlama calışmaları egeman sınıflarca her defasında amacınaan saptırılmış ve sadece spekülosyon ve sömürüye hizmet etmekten öteye gıt memiştır. Egemen sınıfların kentse) topraklorın değer ar! t!ş orından hisselefine düşecek oayın oranını yukseltme planları ile parcleflik taşıyan «kentsel plonlama» uygulamaları sonucunda, egemen cevrelerin bizzat kendi c'rkin eiteriyle cizdikleri bugünkü perişon İstanbul panoraması ortoya cıkmıştır. Aâ HUZURSUZLUKLAR 8u denli önemli katküan otan göceCe a»retler bazı önemli scruniario karşı t<orşıya bulunmaktadırlar Bu soruniarn boşmda mera so runu gelmektedir. Göcebe oşıretlerın çenelliKle kendi odlarına özgülenen meraları yoktur. Klralamo yoiuna gitmektedirier. Bu kiralama "5lemleri yukorıda da belirtildiği gibi ceşitii anlcşmazlıkların kaynağı olmaktcdır. Aşiretier ner yıl artan ve önemli miktarlaro uiaşan kiro beaellen ödemektedirier. Beritan aşıretinden bir yetkilinin tetevızyondaki bır köy programında belirîtiği gibi bazı mera sahipleri bu artışın dsvalüasyondart lleri geldiğini ileri sürebilmektedirter Göcebelerin kışlak alonlanndan yaylak alanlarına gidls gellşierinde izleyecekleri yollar da belirlenmemişlir. Ekili alanlardakl ortt? nedeniyie göcebelerin gecişleri eskiden oldugu gi Bu Kan Denizinde... OKTAY AKBAL Evet Hayır K Yandan.. Kesss. Türkiye'de göbek dansı şimdi pek gözde. Oysa Cumhunyet'in bfrinci dönemınde (ikincl Dünya Savcşındart önce) büyük kentlerin lüks gazinolarında göbek atılmazdı. Cok partüj rejimle birlıkte gelişti göbsk dansı. Eskidsn Anadolu eşrofından hovardalorın düzeniediklen âlemlsrde (ve de Sulukule gibi yerlerdel çöbek atardı cengller. Yoksul takımı kırk yıldabır bu işi yapmaya kolktı mı. landarma basardı. Anadolu'nun hocıağa.'an. komprodor kapitalizmine aşılanıp büyük kentlere obandıkco, cengiler de gece kulüplerıne doğru tırmanmaya başladılar; oryantal dansöz olup cıktılar. Şosyete göbek dansına sardı. İşadamlarının pahalı gecelerinde ve siyasal partilerin balolannda «oryantal dansöz» oynatmak moda oldu. Ülkemiz geüşiyordu. NATOnun, CENTO'nun. AET'nin güdümünda oalazloncn komprador kapitollzminin cengileri, Bat:lılaşma oşamasının bir evresinde, gerdan kırıp qöbek atmoya, kalca krvırıp zil calmoya. Hilton'don Sheraton'a değin başlayınco. göbek dansı dışa bağımlı ekonominin resmi hovardalığı niteiiğine dönüştü. Türkiye'de görevii Amerikalıların eşierl de bu ilginc dansa merak sardılar. Göbekcillk fyice para getiren bir ls o!du. «İnsanı. doğayı, tüm ©vreni seven kamuoyuna sesleniyoruz. Faşist katillerin terorist cınayet şebekelerinın üstune elbirlığiyle hep birlikte yurüyelim. Yoksa, bugun seni sokmayan yılan yarın sivri dişlerindski zehiri sana akıtacaktır. Inanıyoruz kı emekçi halkımız canilerden ağır ve sağrr yöneticilerden faşizmin ve teronzmin ağababalarından hesap soracaktır. Faşizm yarattığı kon denizinde mutlaka boğulacaktır.» Tüm yurdumuz kan davası corpışmalarına sahne oluyor. Bir senden bir benden. Bır kahveye bomba mı atılıyor. ertesı gun başka bır kahve de bombalanıyor. Bıri mı olduruluyor. ertesl gün başka bıri.. Kamuoyu onunae bu çatışmalar, «Sağcı ve soicular arasındaki vuruşmalar. hesaplaşmalar oiarak gosterılır. Oysa tıic de oyle değildir. Gercek nedenlerinl kesinlıkle bılmek soylemek olası değil. Bu ancak, güvenlik gücierinın, adalet orgütlerinin kovuşturmaları sonucurtda ortaya cıkarılocak bır gercek... Ama oldürulenlerın pek coğu belidi siyosal goruşlere sahip kimsaler. Sağda yo da soida yer alan bu kışiler karşılıklı kurban ediliyor. Aşırı eğilımde olmasalar da solcu olmak, hatta CHP'li olmak bıle özeilikle küçuk yerleşme bölgelerinde sağcı militanların düşmanlığını uyandınyor. Bunun gibi aşırı sağcı olarak tanınmış kims&ler de karşı grupların nedeti haline girıyor. Belki de hem sağdan hem soldan bır tckım insanları öldürüp coğunlukla ele gecmeyen katiller belirli arnaclara hizmet eden bir cinayet örgütünün ucretli gorevlıleridır. Bu olasılık sanırım hepsınden de ağır basmakto... Manisa oloylorına bakın bır kez... MHP'li bır eczacı Cöllü, eczanesinde öidürülmuştür. Katillerin kimIği belll değil. Söylentılere gott ^ollü bir sure önce MHPden oyrılmış. sonra geri donmüş. Hemen aklo «Davadan donen Den bile olsam vurun» öğütü geliyor. Cöllü'nün ordından gazetemizin Manisa muhabirinin batosı oldürulüyor. Bir iki gün sonra da Cöllü'nün cenazesmden dönenler CHP'li eczacı Neşe Gülersoy'u eczanesının icmde vuruyorlar. Kan davası denen olay budur. 8izder> bir eczacıyı mı vurdular, biz de karşı laraftan bir eczacıyı temizlerizl Aynı durum İstanbul'dakl kahve bomDaıama olaylannda da saptanabilir. Beyazıt'taki sağcı oğrencilerın kahvesindb bomba pat'ıyor, bir kac gün sonra Ortaköy'deki solcu öğrencilerin kahvesı de bombalanıyor. Ya, gerçekten hem sağda hem solda bu takım tedhış ceteieri vordır. bu ceteler haber alma, orgütlenme. sılahlanma, eyleme gecme alanmda korkunc ustalaşmışlardır, ya da profesyonel bir cinayet örgütü hem sağdan hem soldan kişileri öldürüp toplumda sürekll bir kargaşa, bir huzursuzluk yaratmokia görevlendirılmiştır. Cınoyetler işleyen, bombalar atan. vurgunlar düzenleyen ve coğunlukla »le gecmeyen. yo da oncok beşınci derecedeki sorumsuz kişileri ele gecen bu cetelerin «Beyin takımı» her türiü olanağo sohip uluslararası tedhiş örgutleridir. Eczacı Neşe Gulersoy, Türkiye Eczacılor Birliği 3. Bölge izmir Eczacı Odosı Genel Sekretert olarak. meslekdaşı Cöllü'nün öldürülmesini kınayan bir bildin yazmış... Ne zaman? Belki de öldürülmesinden bir iki saat önce... Gülersoy bir bötümünu yazımın başmdo sunduğum bu bildirisinde şöyle diyor: «Yıllardır dısa bağımlı carpık kapltalizmin ağobabaları ve onların kokuşmuş politikolorının savunucuları insonlarımızı öldürtmekte, işkence ettirmekte, aydınları zindanlarda cürütmektedir. Kiml açık acık «Davadan döncni vurun» diye aldatılmış yoksul insamara emır vermekte. kimileri «Faşizmin odaklarına yuruyoruz» diyerek gevezelik etmektedirler. İşte bu ikilam kumpasına alınan, keslnlikte büyük coğunluğu kandınlmıg cocuklar seri ve sürekli cinayet işiemektedirler.» Bir resim vardı gazetelerde: Bir kan gölu ortasında cansız yaton bir genc kadır.... Bu, eczacı Neşe Gulersoy'du. MHP'fl meslekdaşınm öldürülmesini kınayan. tedhiş oloylanrtı kınayan, kandırılmış cocuklarü Iş(Arkası 11. Savtada) HaJkın DİDİehme Gereksinimi ve Kıyılar DÜNYANIN TÜM ÜLKELERİNDE KIYILAR TOPLUMUN MALIDIR. KENT KIYILARINDAKİ MÜLKİYET, ARTIK KESİN ÖNLENMELİDİR. Mimarlor Odası İsfanbul Sube Başkonı kl bu plajlarda deniz banyosu «asit bonyosu» kodar tehlikeli ve cesaret isteyen bir iştir. Bu konudo bir başka görünüm de kentin en işlek verterinden sergilenmektedir. Şimdilerde İstanbut Belediyesinin <Güzel Sanatlor Parkı» yapmayı tasarladığı Fındıklı ile Kabataş arasındaki park her dinlenme yönünde deniz özlemiyle. dolu bu cevrenin güzel insonlannco bir piknik yeri ve plaj haline dönüşmekte bir avuc yeşil alanda yüzlerce kişi piknik tenceresini kaynatıp, kanalizasyon ve cöpler arasında yuzmeye calışan cocukların sevinc cığlıklarını diniemektedir. Cevre halkı bu konuda da Belediyeye katkıda bulunmuş. bir avuc yeşil alanı kendi elie • Eh, İranlı dansöz Şehnaz da bu toplumsal gelişmeyl değerlendirtyor: fron'da 1$ kalmadı: TürkiyeVe yerleşeceğim. Demek kl Şehnaz, Şehinşah gibi gurbatcllik yopocak. Amo şimdilik burada işleri tıkırındo soyılır. Zaten Ortadoğu'da kac ülke kaldık canım? Bizim yurdumuzcio gece yaşomı tatlı, paralı ve de pek hoştur; vergi kacakCilarıyla oryantal dansözlerin cennetidir Türkiye'mlz... DUYURU HASAN AÜ EDİZ CEV'Rİ EDEBİYAT ÖDÜLÜNDEN 1 Bu yıl 3 temmuz tarihinde veriimesi gereken Hasan Ali Ediz Edebiyat Ceviri Ödülü'nün veriliş tarihi kosım oyına kadar ertelenmiştir. 2 ödüle. 1978 yılı icinde yayınlanmış olan çevfrl yapıtları aday olabılır. 3 Ödule aday ceviri yapıtların bu yıla özgü olmak üzere, en gec 1 ekim 1979 tarihine kadar Türkiye Yazarlar Şendikası P.K. 139 Sirkeci/istanbu! adresine 7 nusha olarak gönderilmesi gerekmektedK. 4 Dileyenler, Türkiye Yazarlar Sendikosı'ndan, ilgili yönetmeliği edinebilirler. TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASl •M. Feyzi ULUS Her şeyden once Istanbıtf bir kıyı kentidir. Tüm kıyı kentl9rinin pianlanmasında sahıl en büyük etkendır. Ve bu tür kentler pianlanırken, temel ilke oiorak kent holkının denızden ve kıyılardan en geniş ölcekte yorarı gözetilmek zorundadır. Bu nedenledir ki can daman kıyılar olan bu kentin sağlık'.ı kentteşmesl cağdaşlaşması ve estetik bir düzene kavuşması ancak kıyılan toplum yaranna düzenlenmiş bir İstanbul ile mümkün otocaktır. Kapitalist ülketer de dohil olmak uzere dünyanın her yerinde kıyılar ve deniz tıpkı güneş gibi kamunun malıdır. Ve böyle düzenl&nmeye ca>lışı!maktadır. Kısaco kryıda özel mülkiyet yoktur. Veya son derece sınırlıdır. Oysa carpık kapitalizmin doğurduğu corpık kentleşme kıyılan da de|enere etmiş İstanbul kentinin kryılan «kutsal mülkiyetin» aşılmaz duvarları İle cevrilmiştir. Her yanı denızlerle cevrili Istanbulda halka kapatılmış ya da özel mülklerln beton duvarlarıyta cevrilmemiş kıyı, parmakla soyılacaK kodar az sayıda kalmıştır. Artık İstanbul halkı, değH denize girmek, neredeyse denizJ görmek hakkmdan dahl yoksundur. Deniz kıyısında bir kac saat gecirebilmek, güneşten ve denizden sağlıklı bir şekilde yararlanobilmek İstanbul halkı İcin adeta bir lükstür. Çunkj bir dinlence <totil) günunü ' deniz kıyısındo gecirmek ısteven bir İstanbullu önce o korkunc ulaşım cenderesinden gececek, sonro yüklüce bir masrafo katlcnacak. daha sonra da her yanı porselli üst üste yıâılmış cıplok fnsanlar deposu hallndeki plailorda yer bulup denize girmeK mutluluj5una f!) erişebllecektir Üstelik bugün Yeşilyurt. Atoköv. Moda. Bostancı orasındokl 4 milyonluk kentltnin ihtiyaclanm karşıiomaktan uzak sayıdo BURSA ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE SOSYAL BİLİMLER FAKÜLTESİ DEKANLIĞINDAN ASİSTAN ALINACAKTIR Fakültemlze aşağıda gösterilen konularda asistan alınacaktır. Önce yapılacak olan yabancı dıl sınavında başarı sağlıyanlar ikincl kademede biiim sınavına alınacaklardır. Yabancı dil sınavı 10 Temmuz 1979 salı gunü. saat 13.00'de; Bilim sınavı ise 11 Temmuz 1979 carşamca günü saat lî.OO'de yapılacaktır. Yabancı dil sınavında yabancı dilden yabancı dile sozlük kuilanılabllecektir. Başvuruların 9 Temmuz 1979 calışma saatleri bitimine kadar Fakülte Dekanlığma fotoğraflı ve ayrı bir kağıda özgecmişlerini ve girecekleri yabancı dilinl bildiren bir dilekce ile yapılması gerekmektedir. Postadaki gecikmeler dikkate alınmıyacaktır. KonukK iktisat iktisat Tarihi Kooperatifcilik Endüstrl İlişkileri Muhasebe işletme Matematlk Istatistik Kürsüsu Almacak Asistan Adedi Genel fktisat İ i ? Kooperatifcilik Ertdüstrf İlişk/leri 2 Muhasebe 1 İşîetme İktisadı 1 1 1 (Basın: 17377) 5338 (Cumhuriyet: 5339) MUHTELİF MAKİNA PARÇASI VE HURDA DEMİR SATILACAKTIR Müessesefnlzın hurdo stokunda mevcut kullanım özeîliğinı yitirmls moklne parcaları ne muhtelif demir oksam hurdası, kapaiı zort usulü He sotılacoktır Hurdoiar ve maklne parco'arı müessesemız hurdaiığındo görüleblHr. Tekli! zarflarınm en gec 9 7 1979 pazartesi eoat 17'ye kadar İdare Müdürluğüne verilmesi. ı CUMMURİYET GAZETESİ Tel 28 97 03 JCumhurtyet 5326) DUYURU SIMAVLA DiŞİŞLERİ BAKANLIĞINA MESLEK MEMUR ADAYI ALINACAKTIR Katılma koşullan: 1 Sınav tarihinde 30 yaşını doldurmamıs olmak, 2 Şiyosal Bilgiler, Hukuk, İktisat Fakülteleri veya bunlar derecesinde Yüksek Ticaret Okulları ve Dışişleri Mesleği ile ilgili diğer Fakülte veya Yüksek Okullardan veya Yabancı Fakültelerden mezun bulunmak, 3 Yazılı Eleme Şınavion 13 oğustos 1979 pozortesl saat 10.00'da başlıyacaktır Bu sınavda başarı gösterenier Sözlü Sınavlara katılabileceklerdir. Son başvurma günü 27 temmuz 1979 cumodır. Kabııle. yazılı ve sözlü sınavlara ilişkln oyrıntılı bilgi PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN edinitebilır. (Bosın: 17363) 5337 SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ DEKANLIĞINDAN Faköltemiz Matematik Bölümüne CEBİR ve TOPOLOJİ dallarmdo birer Öğretim görevlisi olınacaktır. Başvuracak olanların en az Yüksek Lişansı bitirmiş olmaları gerekmektedir. İsteklilerin llân yayın tarihinden Itibaren 10 gun icinde özgecmişleri ve yayıniarı ile Dekanlığımıza başvur maları duyurulur