29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SEKİZ CUMHURİYET 8 MAYIS 1979 VİYANA KENTİNDE BALELER Cumhuriyet Devfet Bankası ANKARA 7 (Başyozarımızdan) Alman Deviet Bankası Müdurlerinden M. Müller. Deviet Bonkası teşkiline a>t tetkikatıno devam eciyor. Şimdiye kadar bu tetkikatton alınan neîıceier memleketimiz vaziyeti umunr.i/esinın boyle bir bankaya sağlom mesnet oiobi.'ecek bır tabiaî ve inkişofta olduğunu gosternektedir. M. Müüer fetkikat/ndon SÜreti umumiyede memnundur. Yunus NADİ • istanbui hoikı piyasayı alabildiğine yükselten birkac toptancmın giitikce yağ bağlaması pahasma senede nüfus başına ancak 15 kıfo et yiyebilmektedir ve binlerce hemşerimiz gıdasızfıktan vereme kurban gitmektedır. Belediye Başkanı İstanbul'a günde 360 kesilmiş kuzu geldiğini söylüyor. Koca İstanbul'un et ihtiyacını 360 kuzu temin edebüır mi? • Ankara'ya vcsıl olon Hariciye Vekil,miz Teyfik Rüştü bey Ankara Istosyonunda kendisinl karşılayan Başvekil İsmet PaşaVa «Paşam, sizi rnemnun edscek havadislerim var» demiştir, • Mafiye encümeni bekâ.lık vergisinin alınmamasına karar vermiştir. • Dün 317 zabitimize diplomolan tevzi ediidı. • Dahiliye Vekâieti, İstorbu! şehrinin buz irıtiyacı hakkmda tetkikat yaptırmaktadır. Sıcaklar geldiği halc'e e!an şehr.miza'e buz bulmak kabil olmamaktadır. 0 Haber aiındığma göre, Heybeliada'ya Maltepe'dsn ccmasır yskamak icin dubafario getirilen sulann tenekesi 12 kuruşa satılmaktadır. Belediye bu tenekeler başına ikj kuruş resim almoktadır. Beiediyeler vazifelerini yapmayarak su te msn etmez, hem de üste te neke başına iki kuruş para alır buna hayret edilmez mi? Vaziyetl umumiye: Genel durum Mesnet: Dcyanak İnkişaf: Gelişme Tevzi: Dağttma Dahiliye Vekâleti: İCişlert Bakanlığı Nermîn BAŞAĞA dönemde G. Balanchlne Llebesheder VVafzer», HoKondalı Hans van Mannen «Adagio Hammerklavier» ve «Tvvillight», John Neumeier ise bir ilk oynanış. eJoseph Legende» ile, Tocid Bolender «The Still Point» ve «Souveniers». Lazlo Seregi «Sylviaı verimleri ile katılmaktalar. Aynca ünlu sclislar de topluluğun yanında yer aiarak Nureyev, P. Bortoluz zi. Marcia Haydee, M. Barsnikov Gesiey Kirkland, Nadeşa Pavlova, Birgit Keıl oyunlara renk katmakto. Bu sezon topluluğu caltstırmak üzere Ludmilia P. Natşevnaya ve Cubaıı Carios Gacıo gârev.'endir.ldiler. Acılışta Bourneviüe'nin zarif cGenzano'da cicsk bayraT.ı» ntn oynanışında en ilgınc yanı Nureyev kendisine bu dans >ctn (pas de deuxikiii) eş sec tiği cok genc tanınmamış balenna Gnbrielo Haslinger'in basanlı yorumu oldu. Bale rıaftası nedeni He Viyana Devlet Opca Bofesinın isteği üzerine ilk kez ramp ışığına cıkanlan Roman Haubenstock RamatiVrn karmaşık möziği ile cUlvsses» balesi Rudi van Dantzlg'in biraz cnlaşılmaz (aslmda bugünkü topîumEa! celişki dolu bunalımı apacık yansıtıyor) koreografisi ile gerek bosında gerek bale severler tarofından kuşku ile karşılandı. Dantzig'in Ulysses'i Homeros'un destanmda olduğu gibl yerküreyi dolaşarak düşlediği ülkeyl aramoktodır. Kadınîor birer sim ge, olay ise bugünkü toplumun İcinde gecmekte. Dansör yontuc ressom Toer van Schayk'ın özgün dekoru, orkcda film gös terisi V9 nefis ısık düzeni ovuna değişik bir görunüm kazandınyor. Dantz^g sonatçının yalnızlığmı güzelliği rviyi arayışını ve ölümle hesap'aşmasını betimliyor. Kolypso, Marilvn Monroe gibi bir dişi. Klrke boşa giden gencliği anımsatıyor, Panelope güncel koşu'fcrın valınlığmdo vok olan b.:r kadıp. Nausikaa'nın klşüıği ise aydınIık ccnlı, o Nureyev Ulysses'i duşiedıği cdaya göturür ne care doğa uygarlığın kurbanı olmuş beton yığınlan ve miskin bir kaiaboiıktan başka bir şey bulomaz. vorgun yitik orada kalır... NUREYEVIn yanında Judith Gerber Kaivpso, Susanne Kirnbauer Kirke, Glsela Cech Penelope ve Liltv Jacob Scheuermcnn Nausikaa'yı conlandTdılar. Vcn Dantzig'in başko bir ver!mi ('Son türküier» Rıchard Strauss'un müziği ile dört cift bir tek (Christian Tichy) ö!ümü simgeler • ölumle ilişkiy! lylTser devingen betimlenmekte. Ayrrca Hans van Mannen'in «Sözsuz şorkılar» muzik Mende'ssohn / Bartholdy zarif bir bale. Rudclf Nureyev oy rıca «Bir gezgincinin türküieri»nde, «Don Kişotsda Basil ve «Kuğu Gölü» balesinde Siegfried'i, bu kez Stuttgartlı Birgit Keil i!e, üstün yorjmu devinimlerindeki özgürlüğunü bir kez daha kanıtlamış oldu. 50 YIL ÖNCE TİYATRO EVRENİNDEN 8.5.1929 Viyana dsnilince insanm akIma hemen mvzik. vals ve zarnfet gelır. Gercekten öyie. Vıyana'da dolaşırken her nedense Turkiye'yî anımsadım bircok kez. Bir kitabevinın vitrininde «Kara Mustafa Viyona önimde» nefis bır baskı, Anton Lehmcten res:mismiş, bir sokaga dalıyorum adı Türkensc hanz, derken Hikmet Şimşek'in konser ilanı. Operamn önüne geliyorum Geyvan McMıllen'm «Anadolu Geceleri». son ra Oytun Turfanda'nın «Hürrem Suitan» baleiennin burado sergilenmelerini, Viyanoliların gönüflerıni fetfıetmeyi düçlüyorum.. 1976/77 sezonunda Dr Ger hard Brunner'in Viyana baieslne yönetmen olarak atanmosı ile Viyana c'evlet baiesinin ken di icine dönük yaşamında şim d;îerde yeni Wr evreye gtrdiği görulmekte Vıyana bolesı yerkürenin ceşitü baie odakiarınm en sov gın koreograflan ile işbirüği vapma olanağmı buimuş, Bu Türk Tiyatrosunda Komedyanın Evrimi Engin KARADENtZ vrenin, duyanfar İcin bir tragedya, düşünenler icin bfr komedya olduğu alıntısı ile başlıyor Dr. Sevinc Sokullu'nun «Türk Tiyatrosunda Komedyanın Evrimiı başiıklı yapıtı. Kültür Bakanlığı bilim dızisinde yeralan ıkıyüzdoksan sayfalık ürününde Sckullu. Turk tiyatrosunaa komedyanın evrimini uc aşamada irdeliyor. Önce gelenekse! tii'atromuz, sonra Batı etkisi ile oluşan Türk tiyatrosu.. Bunları cağdaş tiyatro evresi izliyor disıplinll incelemede... o. ze.d ÇAKALOZ 3 mayıs 1959'da yitirdığimiz D.G.S. Akodemis) Oğretım Üyelerinden Zekj KOCAV.EMİ. ölumünden vırmi yı! sonra, ölüm günü olan 3 mcyısta, Akaderpjnin Osmon HAMDİ Salonunda açılan czenli bir sergiyle anilsyor. Bu sergıde ustanın yüzü aşkın vapîtı, baş;aca ayrıntılar. belgeler ve fotoğraflar yer clıyor. Sanatcıyı, böylesine toparlayarak ge.'eceğe uzatan Akademinin bu boçarısı, 1979un görkemli bir sanat olayıdır. Bu cok önemli sergi 22 mayısa dek sürecek. Süreclerini ya da yaşamlarını tamomiayıp gscmiş. kimi sanat bıcemlerinin, kimi sanatcılarm serüvenleri, kuşkusuz bir özveriyle ortaya koymoya çalıştıkları, öneriieri, coğu kez o sürec içinde gözd9n kacabiliyor. O Eürec icinde, bu tavırlar. ilgilüer ve sorumlularca gunünde, yaşarken saptanamıyor. Özellikle bizim toplumumuzda, özellikle sanot kesîmimizde bu daha bir acılı ve keskin. Sjreçîerım tomamiayıp artık gecmişin malı olan bu k;m! sanatcıiar, bu süreçtan sonro, üstüne birıken başkaca evrimfer, dünya goruşleri. bicemler yığıldığında, sessizce cekılip gittikleri o gecmisten ses vermev» başloriar. Ağırlıkları o zaman gün ışığına cıkıverir. Aslmda, ne denii o yasam süreçlerinde değerlendiriimemış olsalar da. onlordaki sağîam yere basış, ener(i kavbolmamfstır. Eana göre derınlerden bir El GRECO böyle. Daha vakınarda bir CEZANNE böyle.. Bizde ise Kocameml kesinlıkle böyie.. Bunlar, artık. birer yodsnomaz loboratuvarlar, denek îaşlan olmuslordır aianlon ve toplumiarının, hem günce! hern gelecek yaşamları İcin.. Ney) araştıracaksınız? nerede acmaziaro duştünüz? Nedir arodığmız blreşimleı ve temei kuramlar? O zaman, onldrı testlerinız ve ayrışım ya da bresimleriniz icin gsrekli, birer arac / gerec. bir, aniatım dilinlz icin gerekli, sözcükier olarok elinlzin altından ayıramıyacaksınız.. 1927 de. Munih'de. HOFMAN atölvesmdeki öğreniminden sonra yurda dönen Zekl Kocamemi'yl yukardan beri ölümünün E 2O.yıhnda Zeki Kocamemi deginmeğe caiıştığım tasaiar icmda, işte cağm bu gereksinimını göriip, sezgilenyie bu gereksinimini birlestirip yeni bir kafcyla paiioyan bir usta dive tanimian.il çağdaş sonatimız içinde ve derim ki, o yalnız. birey birey artık sanat yaşamımız icinde yer Oıfnjş bir yığm scnat insamnın üeğil, bütünüyie yaşayan TOrk fesirK sanatının hocaianndan ve yöniendiriciıerinden oaşta geîenidir. Kanımca, en güç eğitimcıiik, sanat eğitimciliğidir. Sanatm, bireyin v» toplumun iyileştirilmesinde, yüceltilmesindeki işlevi, sanatıa insan ve dogası, evreni arasındaki karmaşık ve tüm gizemli boyutı'arı büeceksiniz, cağınızı tanıyacaksınız, uğraşınızın tüm ayrıntılarını bır yerde bildiğiniz, sürekli izlediğiniz oranda, neyi, nerede, ne zaman ve nasıl vereceğinlzi de sezeceksiniz. GunümOzde, temel sonot eğitimi, tüm bilimsel boyutlarıyla, sanat eğltiml yapan tüm kurumlara girmiştir. Bu tasoda da Zeki Kocamemi'yi değeriendirmek, derinüfline kurcalamak gerekir. Bu terrel Zeki Kocamemi'de daha baştan bir tasa olnnuştur. Bir nesneyl lyi göziemek, onun rnaddesei varlrğını, yorumunuza, omacinıza dönuk en keskin yapısryla ıletebümek için, gercek yaşam içind« kücöcük birer doku olan o nesnelerin, ana kurgusunu tonımak, sonra onları bir rletim ı ayrıntı biieşkesiyle yuklemek. Clstlerindek) aldatıcı ve yanıltıcı örtiryü değil, icindek! ana dinamiği yckalamak. İşte. Kocamemi'de yctan temel öğreîlcilik nıteliğ:ni ben boyle tanımlarım. Sergldekl yapıtların, özellikle yetişmekte olan g«nc kuşak sanatcılarına. ictenlikle, yansızlıkla ve biîincle yaklaştıklarında ne denll bereketli acılar önerdiği »anınm ortado. Bu soylu emeg'e saygı. Yapıtın ilk böiümünde «komik» ve ckomedya» kavramları ve bu kavramiara ilişkin tanımlar gündeme geliyor. Kavramlorın içeriği ve çağlar boyunca komedya anlayışı bu arada komedyada tür ayrımları dıdıkleniyor. Eski Yunan'dan başlayarak, örneğın Aristoîeles'in tanımı i!e «ıjulünc> kcvramı değerier.diriliyor. Sonra Platon'un dedikierı... Daha sonra Cicero ve Ountıllian gibi Latin kuramcılcrın görüşleri ve Latın kOT.eayo kuramcısı Donatus ile Latin ozan Horatius'un îtgülünc» tanımına karşı soğukKanlı sessizliklerı dile gelıyor bir bir... Gülünç ve komedya kavramlarına ilişkin kargaşa aydınlığa kavuşturula kavuşturuia, cağımıza doğru getiriliyor. Hobbes'tan, Kant'tan, Emerson, Priestley, Hazlitt gibi düşünca süzgeclerinden gecirilerek... Komedyanın insan davrcmış ve alışkanlıklarına değgin tüm inanclan eleştiri süzgecinden geçiren Bernord Shavv'co düşünceler, komedyanın devrimci niteligi uzerinde duran ve komedyanın cağdaşlığının temel niteligi clduğunu öne suren Fieblemann'ın düşünceleri sergilıyor. Ya da «Mızah, ken dindeki gülüncü betimler» diyen Hazlitt gibilerinın düşünceleri... Cicero'nun dediğl gibi, yaşamın öykünmesl, gelenek, görenek ve ınancların oynası, gerceğin imgesi midir komedya? Yoksa kendindeki gülüncü mü betımler diyen Hazlitt mi doğru söylemiştir? Ya da Voltaireden beri süregelen düşüncevi yineleyen Lessıngin. «İnsan yaşamı acıkiıdan gülunce gecen olcylar zinciridir, insan yaşamının aynası olan komedya güldurmeli, ciddi oyunlar da bu gecişlerl vermelidin» sözleri mi doğru? Akıl cağı ile romantik cağ arasındakf geciş dönemının Alman düşünurü Lessing, bakınız ne diyor bu konuda: «Komedyo işlevini alayla değil, kahkahayla yerine getirebilir. Bununla birlıkte kahkahadan mucize beklemek de hatalıdır. Komedyanın kahkahası tedavisi imkânsız hastalıkları iyüeştiremese de. sağlıklıyı hastalıklara karşı uyararak sağlık icinde tutmaya yarayabılir. Örnek vererek kötü etkilerden korunmavı sağlar. Yalnızca b:r koruyucu olması, değerli bır ilac savılmasım engeliemez. Cünku hicbir moraiite. gülünc kadar etkili ve güclü değildir (...)ı Alman romantizminln kuramcısı, düşünur ve ozan Friedrich von Schlegel, «Komedyanın özünde latife vardın diyor ve ekliyor: «Tragedya uyuşuma, biriiğe yönelTiesîyle zevk verlr, fcomedya ise taşkıniığın sözkonusu olduğu b'r ortamda gelişir ve en alacalı karşıtlıklarla örgüsünü dokur (...)» Von Schlegel doho sonro «Bir bokıma komedyovo şiIr sanatının demokrasis) denebilir> diyerek lotife ediyor! Bergson, insanlık dışında hicbir şeyin gülunc olamayacağı düşüncesinden cıkarak, «Gülmenin doğal cevresi toplumdur (...) Gülünc olana karşı duygusuzluğu acığa vurcn kahkahamızaa, öteki gülenlerie soylenmemiş bir beraber!;k paylaşılır (...) Gülünclenen bireyin topluma avkırtlığı, erdem'eri yönünden değil. can'ılığı ve uyumu vönundendir (...)» diyor. Meredith, duşündürücu kahkahaya dayadığı gercek komedyayı. taşlama ve fars turunden «titizlikle» ayırıyor v.b... Sokullu, yapıtının ilk seksen sayfasında «komik» ve «komedya» kavramlarım son derece dısipünli bictmde okuyucuya sunuyor. Sonra sırası ile geleneksel tıyatromuzda «Karagözsu ve «Ortaovunu»nu ele alıyor. Bırincl bölümün «bazsı uzerinde ikinci bo!ümü oluşturan geieneksel tiyatrodan sonra. Tanzimat ve Mesrutıyet kcmedyoları düe gstiren, Batı etkisiyie oluşan komedva kesitl. cok daho kolay özumleniyor. Osmanlı irpparatorluğLi'nun Batı kültür ve vosammo açılan. Tanzimat dönenvnde benirrsedigimiz koıredyanm «dahc entel'ektüel kavgılcrdan esinlendiği» acık seçik vurgulanıyor ikinci bölümün bu kesitinde... Sonra cağdoş komedya kesiti geliyor ikinol bölümün ve ycpıtın sonu olan... ... Ve Turk tivatrosunun boşlangıc noktası «Seylrlik» ovunların Türk komedvasının btricik geleneksel kaynağı olduğu scnucuno ulasıhyor. «Karagoz* ve «Ortoovunu> nun gelenekse! Turk tivotrosunun gerek icerik. gerekse yapı bcktmındon d'nsel kökene davanmadığı Antik sanotın Dor kaynaklı «mımus»!arından. Latın'lerin «Atallan fars'oru gibi. halk tiyatrosundon kaynaklandığı. Batı komedyolarından baskaca bir bicimde «dinsel eğiticilik sürecinden gecmediği» muştulanıyor... Dr. Sevmc Sokullu'nun «Türk Tiyatrosunda Komedyanın Evrimi» boşhklı yapıtı cok addi bir emeğin ürünü ve mutlaka okunmalı... Dr. Sokullu'yu esenleriz!... Ç NÖBETCİ ECZANELER ) BAKIRKÖY: Denlz (Ebüzzlya cad. 42), Gül (inclrll cod. 116), Ferda (Yeşilköy. İstasyon cad. 7/B), Yayla (Kanarya. Sahin cad. 20). Ayla (B. Evier, Talatpaşa cad. 48/B), Gülüm (Bağcılar. istanbul cad. 2), Site (Basın Sitesi. Deli Hüseyinpaşa cad. 61/2), Merter (Merter, Kınalıtepe sok.). Şükran (B. Evler, Siyavuşpsşo cad. 5), Engin (Sefaköy. SuJtanmurat cad. 65). Kücükcekmece (K. Cekmece, İstosyon Karşısı, 338), Şükran (Esenler, istanbul cad. 94). BEŞİKTAŞ: Emek (Ihlamurdere cad. 128), Gönul (D1lciltaş, Emirhan cad. 59/3), Sema (4. Levent, Akcam sok. 11/7), Yeni Şifa (Ortaköy, Dereboyu cad. 81), Dilek (Bebek. Cevdefpaşa, cad. 18C). BEYKOZ: İksir (Paşabahce. Molla Sahip 2). BEYOĞLU : Beyoğiu (Kalyoncukuüuk cad. 761, Kerrn ber iistıklal cad. Bursa sok. 16). Gümüşsuyu (Gumüşsuyu cad. 39/A). EMİNÖNÛ : Yeşlm (Suleymaniye, Süleymanlye cad. 7/B), Ayasofya (Suitanohmet. Küçukayosofya cad. 41/2), Akgün (Aksaroy. İktisopağası sok. 13/1). EYÜP: Eyüp Suitan (Kolenderhane cad 42), Tuna (Bayrampaşa, Muratpaşa mah. Tuna cad. 78), Ergün (•Rami. Reşadiye cad. 8), Levent (Silahtar, M. Fevzi Cakmak cod. 11/A). G. O. PAŞA: Şifa (Sarıgöl. Hamam cod. 2/B), Yehl Hürriyet (Kücukköy, Cengiz Topel cad. 71/A). FATİH: Peksayar (Malta, Akdenız cad. 14), Stad (Karogümrük, Fevzipaşo cod. 178), Yeni Gurebo (Gurebo Hastanesi Karşısı, 305). Hasekl Şah (Haseki, Millet cad. 182/4), Halk (K. M. Paşa, Ağaçayırı sok. 6). Doğan (Balot, Ayan cad. 27). KADIKÖY: Haik {Muvakkithane cad. 42). Mercan (Yeldeğirneni, Karakolftane cad. 129/A). Umut (Kuşdili. Hcsırbaşı sok. 20/A), Derman (F:kirtepe, Kasn Al: cad. 53'A;, Füsun (Caddebostan, P!aj Yolu cad. 1/E). Avberk (Tüccarbaşı, Ş. Günaltay cad. 175/30), Kemal Hazer (Şaşkınbakkal, Tonozlu sok. 5/7). Nükhet (Bostancı, Bağdot cad. 506/A). KASIMPASA: Dereboyu (Dereboyu cod. 20), Con (Hasköy, İskele cad. 1). KARAKÖY: Ake! (Şair Ziya Paşa cad. 20). ŞİŞLİ : Sezer (Abidei Hürriyet cod. 210). Atoçam (Pangaltı, Ergens'con cad. 137/1), Füsun (Nişantaşı, M. Komol cad. 2), GülüTiEer (Kuştepe, Carşıiçi, 9), H. Deva (Güftepe, Talatpaşo cad. 230), Karadeniz (Sanayi mah. Sultanssl'm cad. 140), Ayhan (Mecidiyeköy. Esentepe cad. 4/3). SARiYER: Şifa (Rumeli Kovok, Cayır sok. 1/2), Şffa fYenköy, Arpacı Ali sok. 10). ÜSKÜDAR: Bora (Fıstıkağcct, Ekmekcibaşı sok. 21/1), Üsküdor 'Selmanipck cod. 55), Zeynep Komil (Zeynep Kamü, Toptaşı cad. 489), Kuzguncuk (Kuzguncuk. icodiye cod. 56), Coşkun (Ümraniye, Alemdoğ cad. 93). Esin Afşar, Grup Anadolu eşliğinde bugün AKM'de konser veriyor Uluslarorası un yaporok ulkemize dış yanşmalarda öduller kazandırmış bulunan Esin Afşar i!e Taci Özmen yönetiminde «Grup Anadolu» müzik topluluğu bugün saat 19'da AKM'de bir konser verecektir. Esin Afşar 16 yapıttan oluşon programında halk ozanlar*rtDI*IVr*D Kadıköy Kuvubaşı'ndakl Melâhat Şefizode Ilkokulu öğrencllertnln rımızdan cok seslıliğe düzenÜUnUıUn Çocuk Yılı nedeniyle okul salonlarında açtıklan resim sergisl, cevre lenmiş şarkıların yanı sıra Levholkı tarafından da büyuk ilgiyie karşılanmıştır. İlkokulun müdürü Kadri Kan, konuyla ilgill olarak şuıları söylemiştir: «Öğreticılerimizin cocuk yılı nedeniyle gerçekleştirdikleri bu sergi, bizim icm kı ni, Ahmet Arif, Muammer Sun, Selmi Andak ve kendi besteleri vanc venci olmuştur. Eserlerden bazılarını Taksim'de acılacak bir galeride sergilemeyl düşünüyoni de yorumlayocaktır. Aynca ruz.> Fotoğrafta, sergiden bir köşe ve yapıtlara imzalarını atan cküçuk ressamlar»... Toci Özmen Grup Anadolu ile kendi yapıtiannı sunacaktır. (Fotoğrof: Tutay DİVİTÇtOĞLU) ÇBULMACA SOLDAN SAĞA: 1 Havo basmcları eşrt olan yer,üzü noktalGrınm oluşturduktan eğri TeUürün sımgesi 2 Com gibi reoınsli ağaciarın voğlı ve cabuk yanmayo elverış ı bo'umü • Dusuncesizce ner ışe atılan. 3 TERSİ beniyumun simgesi Bir bırine zıt oima, bırbir;ne korşı olma OLrumu. 4 Bir ülkeye başka bir ulkeden mai sctın aıma. 5 Bır toplontıdo bir ış!e ilgili o orak kabul ediisın dıye ilerı surulen duşunce Eskıden Maccırıstan tarafiorındo sancak beyierına ve kuçük orersiere veriien SGn 6 Tespin. sigorc ağıziığı gibi sevler vapıian, sütlu kahverenginde sert bu cğacm fcökü 7 Bilım ya da sanat alanT.da üstün tnigisı ve veteneği olan kımse Ünlu ozan'mız Ndzım Hikmet'in soyodı. 8 Isiandığı zaman kolayca bıcımlendirilebilen yu muşak ve yağiı tcprak Tekerlekli her türlü kara taşıtı. 9 Uzun aniamında yaban cı kökenli bir söz Notada dur isoreti. YUKARIDAN AŞAĞÎYA: 1 Oevresınden cok kendi sorunlarıyia ilgili ve or.un etkisınde oian. 2 Bebeklere ic çamaşın yerine giydirilen ince pamukludan vapılmış kollu ve kısa giyecek Gümüş görünüşiınde olan ıpük. 3 Generoılikte bir oşoıTa TERSİ benzer TERSİ bir şeyın yere bakan yanı. 4 Savaş gemilerınde borda topları ve buniarin bulunduğu güverte parcası. 5 TERS\ bır bağiac İcine sulu şeyler konuian derince kap. 6 Uygun bulan, ben.mseyen TERSİ iridyumun simgesi 7 Halk muZiğinde kullanılon te'ü ve mızraplı calgı^arm genei adı. 8 Bazı cisimlerin dilde bıraktığı izienim Eski dilde zor geçit, sarp 1 2 3 4 5 6 78 9 KÜÇÜMEN HASLET SOYOZ PEKİN OPERASI TÜRKİYE'YE GELİYOR ANKARA [a. a.) Cin Halk Cumhuriyeti'nn unlü Pekin Operası Topluluğu, temsiller vermek üzere bu ay sonunda Türkıyeye gelecekîir 200 yıliık bır tarıhı olan Pekin Operası eski cağiara dayanan şarkı ve dans sanatı iie Çin külturünün incisi olarak tanımlanmaktadır. İstanbul Atatürk Kultür N'erkezınde 15 gün süreyle temsiller verecek oian Pekin Operası Topiuluğunur) cok tutulan eserlerinden oluşan bir program sunacağı bildirilmiştir. Bu eserlerden bazıları şunlardırı «Beyaz Yıianın Öyküsü». <Gök;e Kanşıklık», «Aî'ın Önünu Kesnne». «Kavşnkv, iCıu Cian irmağı». «Yeşim Büeşık». «Cariye Van Cao Cün Yuraundan Ayrılıyor». «Cu Kraiı Gözdesiyle Vedaiaşıyon. yokus ya da bir hastalığın en güc, tehlikelı dönemi. 9 ilave Sıcak ülkelerde yetişen bir ağac ve bu ağacın tadı ve kokusu guzei meyvesi. DÜNKÜ BULMACANIN CÖZÜMÜ: SOLDAN SAĞA: 1 Kafatasçı. 2 AğCar Us 3 Fısıltı. 4 Et N. Do. 5 ishaS. 6 Nida Tart 7 Lamei. 8 Parakste. 9 Emek Tane. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Kafein Pe. 2 Ağıt İlam. 3 İdare. 4 Acınsamak 5 Talih Ek. 6 Art. Atlet. 7 şATa. 8 cU En. 9 iskonto. GARTH MARTIN STORK Balel'in kitapiarı Fransa'da yayınlanacak Övkucu ve RoTtapcı Mustafo Balel'ın ıki kitabı önumüzdeki yayın dbnemmde Fransızca vcyınianccQkt;r. Sanatcm'P oynı a/ıdo Türkce'de ya yınlanccak olan kıtopları, «Me' mi Türküîu Gelmcik» (Öykü) «Peyçamber Ciceö:> (Roman) adiarını taşımaktadır. Balel'in ıMermi Türkülü Geiinciks yapıtı Fransızcaya «Gelincıklerin Ağıdt» adıyla cevrııecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle