Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÎKİ CUMHURÎYET 10 MAYIS 137» N uhsln Ertuğrul, 100 yıllık blr Voco cınorm bırden. oma sessızce devıijşı gibi coküp gıttı. Cesur. uygar. 'nson sevgısi Colu. ama kötülüklere, cirkinlik ere. namussuzluklara ödun vermeyen karakter soylusu yüreği, doğanın yüz ytla yakın blr bekîeyişinden sonraki blr oyunu He, duruverdi. Ve artık Muhsın Erîuğru!. fizikseJ olarak vok.. Ama o, gene de unutulmayacolrtır. Sanat yaşamı, sanatsal yaratıcılıgr, sanat v» düşün ürOnü ureten bir yetmis yı! bıraktı arkosında.. imre.nıfecek, önunde saygı ile eğılinllecek, kıvanc duyulacok bir dolu yoşam, bir doğurgon yuşam, bir Dretken, bir venmü yoşamdı bu.. Bir tek türrıce ile ozetlenebilecek bir yaşam dı bu: Cağdaşlama yolundakı bir Türkıye'ye, bütün turlerıyle bir bütün halinde tlyatroyu verme yaşamı... Cesur, uygar, insan sevgisi dolu; ama kötuluklere, clrklnliklere, namussuziuk;ara ödün vermeyen karokter soylusu yüregi. bir kı8a çocukluk cağı geçirdikten sonra, tam yetmiş yıl, ona, böyle blr yüce öz görevi yerlne geîirme olanağmı vermiştir. Şükran duygulan sunonz bu yüreğe, ona bu guoü varen doğaya... Ama, yine de. b9nim yüreğim kırık. Gönlümde blr buruklul: var Egs Üniversitesinden, okodsmlk formasyonlorın temeiıne sahıpiık ünvanını olmıştı. Şlmdi onun öîumO. uzerine Irrielemeler yapMan sutunlarda, o, daha uzun yıtiar. Dr. Muhsin Ertuğrul olarak, sanat ve kültur sonınforı Ozerirtde duşun üretecekti. Yureği ihanet •tmeseydl, kafası kultürO sanatsal ve bilimsel formasyonu • cahşkanlık doğosı, yuz vıla yaklaşmış blr oîgunluk icersinde. buna elvenşll Idl. Belki, onun. engin aleakgönüllüiuöü bu Dr. bnvanını gene de kullonmayacaktı. Ama bizler. onun yazılarınm üstünde bu akademl ünvanı. yazılmış sayacakt?k. Ölüm, Türkiye'yi onun katk:sından yoksun Jtıldı crtık. Ama dediğlmiz gibl, ölüm. onu unutturamayacaktır. Cünkü o, her seydftn önce «Tiyatro» ile özdesleşmenln, tıpkıla$manın, butünleşmenin simgesı olmuştu. Muhsin adı, Ertuğrul Muhsin'adı, Muhsin Ertuğrul adı Perdeci takma odt, «Tiyotro» sözcüğü İle eş onlamda birer ad olmuştu. Yüz yıla yakın bir ömür lclnde, yetmiş yılı bulon bfr sanat yoşamında. Muhsln Ertufl UNUTULMAZ Prof. Bahri SAVCI nli, kendl klşiilğinde «Kurufr>!oşffii$» blr varlık olarak ortaya cıkmıştı. O, blr oyun oynuvorsa. bu bir «Tivatro»dur: Saygı ile seyredilen.. O, blr oyun oynatıyorsa, bu da blr «Tiyatro»dur: Uyumun tadını tattırarak seyredilen.. Oyununa, oyun oynatışına, türlü acılardan yakloşımlar gösterebıiırsmlz, göruşler getirebilirsiniz. Ama, bir «Tiyatro> oigusunun büyüsünden, glzeminden uzak düşemezsirvz. Muhsin adı, büyusu ile, gizemiyle. «Tivotro» olgusuna dön'jsmıiş olurdu. Ve öy!e de kaldı. Kendisl İle butünleştiğı cTıyatroıyu, 'Onur>o kovuşturondır. riaua, bılim dışı sayılsa da, yerıne göre sahnede tek başırta tTıyatro O oiurüu. En büyuk röprodüksıyoniar, butLn kalabchklanna, bütün görkemierıne karşın, bir son ırdelemede, sahnede, tek başına onun «Tiyatrolaşma» olgusuna dönüsürdü. Rejisörluk değildi bu adeta... Bırcok sanatcıy sahiede «Muhsln»de bütunlestirme ıdi: Herkese de. kendi kişilığini tanıyarak; her role de, kendine özgü karakterinl vererek.. Kuramsal alana gelınce: Dunya icin yepyeni göruşler. öğretiler yarotmomıstı. Ama tlyotrodakf ciddiiiği. denniiğl deyimleyen ve öğreten tiyatro kültürünün, Türkiye'de herüz aşılamayan boa yaratıcısı olmuştu. Böylesi blr scnotcı, bir gün ölse de, hic unutulur mu? Evet. genel olarak tiyatro saratım, tiyatro uzerine duşünu, onurlu bir eylem, onurlu bir Islev kılmıştır. Sanot ve dOşün onurunu, kendi yaşamının «Düşün namusu> kılmıştır. Bundan. blr pormak ödün vermemiştlr. Ttyatro'öo c&klnı ve adıi'ği, bu onur adma, böyie Dir namus Oürtüsüyie. ilk ve en guçlü olarak o sıiio atmıştır. Tuluât, eibetfe, gOclü bir Türk seyırtik turudur. Ama. bozuimada Idi. Bozulma yoiunda Idl. Arkasından «Tiyotrosyu do cürjmeye go~ turuyordu, OTU, sohnelerden kaldırıp, tlyatro» yo, ımetin» ciddıiğın! gstırme ve onu yaygın bir aniayış cîuzeyıne cıkorrna, eîbet de gerekli Idi. Bunu Mu^sın sağlamışt.. Tuluâti' günün esDinsıne, gunu taşiamosrna. gunun eteştmsıne, arac kılaraK, cok başan kazanılabıliraı. Bunu yapan değerli sanatcılar da vordı. Ama. kuwetlo verinde durması gereken bfr <Mesa| Tlyatroculugu», btr «İcerltk Tiyaîroculuğu»da vardı: İnsonlığı devımleyen insanlıfiı vüceften, insan'ığt kendisiyfe hesaplaştıran,. csıl bu idl. Sofokles. Şekspir. Molyer. Cehof, Gogol. Musa hipzade Celâl, Nazım Hıkmet, dıştan «sâv'levi değil, ama lcerlkten blr duygu ve duşun mesa'cılıöı tryatrosunijn köşe taşları 'dı. Bunları, Türk insanma tanıtmak İcin. tanırmok İcin, tuîuâtcı'ığin zekö ovunu koloylığmdan sıynlmak gerekır idl: metin tıyatroculuğunu Iccîftindeki meso|ı cözme zor'uğuna tırmanmak gereklr Idl Bu. oncak, kuv/etll blr tiyatro kultürune yaslanmış blr ciddilik tutkusu ile yapılabilird'. MurfSln. Avuoa • Amerika Rusva eksenterinde turlD klasık ve cağdaş blçemler (03iup lort kozonmı» olan bu lrOttOrfl v« tutVuvu TOrklye'ye ilk ve kuvvetle getlrendır Muhsin'ln Tiyatro ııe bütünleşmesı, Muhs>n adtnın Tlyatroyla eş anlam kazanması; Muh«n'ln kendisl oynar, başkaîannı oynatırken fTlyatrola$ma o!gusu>nun bütün ruhlan kapsamosı, bir başka acıdan da gösterilebillr; Muhsln, oyuncu oynatıcı işlevinde, hereeyl kendtnde merceklestirirken. kendisinin ve başkalannın, kendisini öykunmeierini saâlamak îstemezdi. Tiyatroda «Yaratnya yükseimek isterdl. Görur, öğrenir, düşünurdü. Yozorın me«aimı araştırır ve aigıiardı ve scnra, eibet de. kendmin ve oyuncularının mızacmı sılmeden. bir yeniden yaratıya, sanatta saflasmaya yonellrdl. Oynadfğı ve oynattığı oyunlarda, sanatçıkJnın herhangı blr oykünmeye duşmesinl Istemezdı. Çünku, Hendlnl ve adamlarını: voptıklan Isln bir sanat, bir ciddı Iş, bir yaratma, b'r yeniden yaratma olduğu düşünüsü üzermde bir aığı birlifline ve gücüna yükseltırdl. Onları boylece, birbiriyle bütünleştirirdi, ve sanattan başka tum kaygılardan, tutkulardan, iğrençlıklerden antlordı. Onları, sanot uzerinds safloştırarak, bir sanat potasında ozlsştırerek ramp ışıÖıncı cıkarırdı «Muhsln. Tiyatro ile butünleşmistır, tıpkılasmıştır.» derken, yazonn Içerlk mesajını. der;n bir kültL/r ile anlcyarak sanatcılorına da algılatan bir tiyatro adamını düşünüyoruz Bu arada, sanatcılarını, sanattan başka ögelerde orıtlamosına karşın, onlonn mlzaç paylannı da bellrtmelerlne olanak veren bir geniş onioyışlı yonetmenl vurgulamak istiyoruz. Böyle yapan tiyatrocu, dünyoda psk coktur. Ama bu işi, bir cok sanat ve düşün ogesinl birbiriyle llişklleştirerek. ortaya. bir ıTiyatro olgusunu» yaratmayı Türkiye'de becermek, cok umo cok büyük iştlr. Cunku; Sshzadebaşı Feron Tıyatrosunun hemen orka sokağından boşlayan bir tutucu, bir kapah, bir kaponık toplum varaı, Türkiye'de... Bu tutuculuk. bu kapalılık, Eğitım Bakanlığı koltuğuna kador, zaman zamon yükselirdi. Onun icm, böylesi bir ortamda, «Tiyatroyu bir tSanat Topınağı> kılma ve bunu ulkeye öflretme unutulmazlığı soğlayon blr öge olarak ka!acakt:r. Hükümet ve Parti &rtl kongreleıindeki çatı^malar dışardan zaznan anlasılmaz görünür. Oysa. siyass.1 örgütlerin yapısında çelişkilsr buiurnnası doğaîdır. Şiaıdi CHP'nln içinoeki kaynasaıayı da bir btv kıma olağan karşılamak gerekir. Ancak anlaşılması zor oian nokta şudur: CHP içindeki çatışmalar hangi çeiişkilerden kaynaklanmaktadır? Bu parünin sağ kanadı nerededir? Sol kanadı hangisidir? Kim parti programını soldan eleştiriyor? Kim işbaşındaki hükumeti tutarlı biçimde irdeliycr? Bütun bu sorular havada sallanmaktadır. Gerçek şudur ki CHP içiade bağ ve sol kanat saydftmlaçmamıştır. Fikirler çarpısmıyor, klşiler vuruşuyor. Amaç ne? Yerel drgütu ele geçlren. ya mllletvekili olur. ya Belediye Başkanı.,. Bu, bir aşamadır. Yukanya dogru her tırmanan, kendisiyle birlikte çe^Tesini de tınnandırır. Belediye örgütierinde ve Genel Müdüriüklerde ls olanaklan vardır. Hele CHP'nin önderlerinden birisi bakan oldu mu. olanakiar büsbütün genişler. İşte pa.rtinin yapısmdaki kıyasıya çatışmalann ozünde şimdüik bu itici güç yatmaktadir. Batı'daki Sosyai Demokrat Partilerin sol ve sag kanatlannı CHPda araki buias:n... İş böyie olunca bir kör dövüşü sürmektedir. Topuz'cuymuş, Baykal'cıymış. ne istiyor? Ne istcmiyor? Kocgrelerden yansıyan tartışmalan gazeteierde okuyorum, bir araba îaf saiat&sı... • Oysa CHP'rün laf salatasıca kamı tok olrnaÎL Çünkü Türkiye tarihinin en ağır bunalımından geçerken CHP hükümete ortaktır. Özellikle. ortaktır» devimini kullaruyorum. Çünkü basında geçerli «CHP ağırhklı hükümet» tanımj gerçeği yeterince yansıtmıyor. Ağırlık nerede? CHP'de mi? «8'lann büdlrisi»nden sonra bu soruya yanıt aramak gerekir. Bugün 5 10 mebusun Türkiye'dekl dengeyi değiştlrecek ölçude agırhk kazandıgı günleri yaşıyonız. CHFnin ağırhşjıyla 5 10 milletvekilinin ağırlıgı neredeyse eşitleşecek. Boylesine bir dengeye dayanıyor hükümet... Ve bu konuda baslangiçtan bu yana blr yanhş politika izlenmektedir. Ecevlt hükumeti, «CHP+CGPrDPılıler» formulüyle kurulmuştu. Program. bu ortaklıgın uzlaşmasım yansıtıyordu. Ne var ki CHP yönetım: ba^langıçta bir tera adımla işe başiadi. kaiıuoyuna bu koallsyonu CHP hükümet; gibi sunarak part! örgutünün elinl kolunu bagladı. Ecevit'in kişisel agırlıip. dâ, hem partiyl, hem hökümeti bastırdı. Parti Ue hukümetln blrlesip bütunleşUği, aynlıp ut&klaştığı yerler vardır. Oys« hükümetle parti her zaman özdeşlejtl Bu yanlı$ bir stratejidir. Hükümet sorununu taşıyanlann (iç ve dıa koBuîlard») sueması gereken konular olabilir. P&rti yonetlmi bu konularda hem halkı aydınlaubillr, hem kamuoytmu uyarabîlir, hem hukümeti rahatlatabilir, hsm de tarihsel görevini yapm:ş olurdu. * Turkiye'nin ekonomik kuşatma altında yaşadıİı blr tarihsel dönemde CHP yönetimi görevinı yürütemertıisUr. Şimdi bunun sıkıntısı altında ezilmektedir urgut... CHP'nin muhalefetteyken söylediklerini hükümete ortakken niçin yapamadıgı topluma anlatılamaz mıydı? 6'lar biîe konuşma yetkisinl kendilerinde bulurlarken, CHP yönetiminin suskunlugu bagışlatur glbi değildir. Turkiye'nin borçlar ve dış llişkiler kesimindeki açmazlannı kanuuoyuna apaçık duyuramayan partt CHP'nin katıldığı hukumete yardjfflcı olâbllir mi7 Demirel'e. Türkeş'e gerekli yanıtlan verebillr ml? Halk yıgınlanmn desteklerinl koruyabiîir mi? CHP bir küstum otu gîbl kapannuştır, •çümaşı gerekjyor. Eger CHP açılmazsa Türklye'yl «Kapah Kapıîar Ardında» pazarhk konusu yaparak kim vurduya getirmek isteyen ve bu konuda hükumetl zorlayan yabanc» guçlerin ekmegine yag sürulecektlr. P O Minibüs Şarkıları OKTAY AKBAL lr zomanlor Türkiye'de bir Arap filmlefl, Arap şorkıfarı fuyası vardı. ihincl Dunya Savaşı vıllarıydı, Abduıvahap'ın «A$km Göz Yaşları» füml Şehzadebaşı'nda Feran sinemasında hcftalarca gösterılmiçti. Kalabolıklan trafik durmuştu. Krjdıniı erkekll cocuklu blr bllet kuyruğu aunlerce eksilmedl. Kadınlcr bir iki yedek mendılle gırlyorlardı sınemaya. Tüm mendilleri sırıl sıklam cıkıyorlardı. O uzun uzun şorkılar halkımızın buyük blr özleminl yanıtlıyordu. Arap muzlğlnin etkisl blze de yansımıştı. Dcha sonrakl yıllardo blr Hint filml aynı biclmde tepkiler yarattı. «Avore». Tum halkın dllindeydi 'Avoramu' çarkısı. Bir sarkıda halkımız butünleşivermlştl. «Sanot Emeği» derglsinin son sayısında «Ortıan Gencebav'dan, Ferdı Tayfur'a Minibus Müziği» yazısını okurken bu eskl anıiarı yasadım. Evet bugün 'minibüs muzigT cfiye bir tür varl Bunu dlnlemeyen yok. Hepimiz araaa bır mtnibusö biniyoruz. Klmımlz her gün saboh akşom... özeilikle istonbul yöreeindeki kücük kentlerde. gecekondu böig©(erincie yasayanlann sabah akşam dinlediklerl blr muzik bu. Acı, ıstırop, yenilgi, yazgı. Allah, ölüm, llenc yakan hepsi vor bu şarkılarda. Gündelik ekmeği ardında koçuşan. sabahtan akşama didinen, sonra da uzak gecekondu kentindekl 'yuva'sma dönen İnsan, bu çarkılarla avunuyor, âzlemlerin:, dileklerlnl buluyor. Engin Ergânültaş'ın bu incelemesine göre Orhon Gencebay'ın 1969'da cıkcn 'Sevenler Mesut Olmaz' odlı plağı bir ayda 150 bın satmıs. 'Blr tesellı ver1 ise bir y/ldo 6 bin' Bun/ar Inanılmaz sayılardır. «Bir gün mutlaka vaşıyorsok eğer / Gulecek her blrimlz / Blz görmesek de gorecekler var / Bitecek dertlerimlr» diyen Genceboy ve «Sana yalvarmaktansa / Dönyada sürunmektense / Karatoprak benim İcin bir / Kurtuluş olocaks diyen Ferdı Tayfur'da dıle getlrilen, hep ezilmiçiiktir, hep yoksulıuktur, tek kurtuiu$ yolunım ölum oldufludur. «Insanız insanca yaşcmaktır gayemizı vurgulaması da tum işsiz gucsuzlerln, tüm üc kuruşluk Işlerde gunu blrlik geçinenlerm, en agır koşullardo çalışan tüm aile bireylerınin duygulanma yo'u yordamı bu tür şarkılardır. Acarsın pıkoDı. teybi ordı ardına dinlerslni... Orhan Gencebay bunu şöyle ocıkîomış: «Blzlm geleneklerımize bizim ınsanlarımıza seslenen bir muzik turu oluşturmayı denedım. Bunu yaparken cağdaş Batı teknıpinden de vararland'm.> Geniş halk yığınlorının muziğıair bu. Ne var ki simdi TV her ysre. hemen hemen her eve, her kahveye gırmış durumdo. Minibüs şarkılan Tv"de yer almıyor. Haıkımız TV de başka bir muzlk turleriyle karşı karşıya. Bu etkıden kısa surede kurtulması gerekmez mi? Ama yine de yosıyor minibüs muzfğl. hem de esk>sı g'bı. daha da etkınlesersk yaşıyor. Son ikı secımde sola acık bir porti, demokrattk so( olduğunu söy'eyerı CHP. haıkın yuzde kırkının. otuzunun gecekondularda yasadığt, Ankara, İstanbul, Izmir glbi buyük kentlerde yurde elliyi bulon. son seclmde bu 6ayryı do a$an ölcude oy aldı. Dr. Errre Kongar do yazmıs: «Gecekondu holkı gerek siyasal gereKse topiumsol bitinc bokımındon değişmeve oldukco açık görunmektedir. Kentsei nüfus. bugünkü gorunumüyle ulkenln kaderlnde ke^d sınaen COK dcho kalabolık olan kırsol nufustan daha otken bır nıtelik taşımaktodır». Arop müzığmde. Hint müziğinde. şlmdllerde de m'nlbüs muzığı adı verllen sarkılardo 'kendinf bulan, coskuya. duygulanmaya. heyecana kendlnl kaptıran blr kesim hoikırrnz, köyden kente gelip blr ikl yıl ictnde kentll, köylü nıteliklerlnden avn, başko bambo$ko bir İnsan olarak ortaya ckon bu milyonlar kend! beğenılerlni de yaratmaktadırlar. Ne olaturko. ne Botı muzığl. ne aıan|man denllen şarkılar. ne halk turküleri, bambaşka bır türde şorkilon dınleyıp. o şorkıiorlo doygunluğa ulaşmaki... Toplumbıfimcilerın. ruhbilımciler'n üzerinde duyarlıklo durmaiorı gereken ılgınc bir sorun, bir dügüm. llie de cözülme81 gerf>ken... Dünyanın hıc bir gen kalrnış ulkesinde gecekondulor o kentın nutusunun vonsı aeğılmış... Bir, bizde durum böyîe. günden güne de bu oron vükseliyor. Kentlerimiz baştan başa veni yoksjlluk kentieny'.e cevriliyor. Yenl bir İnsan türü olusuyor. Coğun!uk!o işsiz, va do gellp gecici işferin. ugraşların tuîsağı, öğrenım görmemiş yo da yanm yamolak bır ıikokul öğrenimivle kalmış milyonîar mılyonlar... Bir ikl kuşak sonro durum ne olacak? Sanırım Turkiye'nm yannki yapısına. kısif'fllne, vazgısına, (turu'acok yen! düzenlne vön verecek olan gerek oy gucüy!e gerek bilınclenen varlıklarıyle aâırlık koyacok o'on. lsf« bu voksulluk lcirtds c.Tpınan. bir vcşam kaynoğı arayon, bir Gertcebav ya da F Tayfur'un şcrkısındo blrşeyler butan. duyon yığınlar yıgınlardır... Evet. kulak vermek gereklr mînlbüs sorkı'arına. Orado dile getirllen oeılara, özlemlere... «Asırlora sığmaz bizim derdlmtz / Vetmez oldu kendimlze kendlmlz / Yıllorın gunohı kaderde ml kolocok / Eibet blr gun Insonlık eizdei hesop soracok / Bin dertle bir gamîc / Yaşodık cok vılları / Sardıkco sord: btri / Yoksuliugun kolları / Bir gun mutloko flöreceâiz / 8iz rfe o guzel yannlorı,» ^ B mart 1979 tarihli Hurriyet gazetesinin ikinci sayfasında şu duyuru çıitU: Böbrek aranıyor. Sıhhatlı yasam için Insana blr bobrek yetijor. Ikinci böbreğitüzı sekiz yaşındaki bir haslaya vererek hayat kurtarabUirsiniz diyorda O taıihten yaklasık blr ay kadar önce, Millet Meciisi'nde 1979 Mah Yılı Bütçe görttşmelerinin yoğunlaştığı guiüerde. Saglık ve Sosyai tşler Komlsyonunda organ nakli (transplantasyon) yasa teklifi kabul edildi. Bununia, yukarıdaki örnekte olduğu gibı. yıllardan beri kişisel çaba ve ugra$lanyla yaşam savaşı veren böbrek bastalannm umut ziDcirine, devlet eliyle, bir halka eklenmiş olmaktadır. İnsarüık tarihinin baza evreieri saglık yönünden hiç de lçaçıcı göruntuler ta^ımaz. Buna karşı yasadığıduz yüzyüın ikinci yarısı bu konuda çok i>nemli atıhmlarm yapıldığı bir dönemd rastlar. Aralık 1967de Güney Airikalı oetrah Christian Baraard'ın atak girigiTni kalp transplantasyonu ile guncel konuların en başına geçen organ nakli, ulkemizde de çok taraftar buimuş ve bu yönde değişik deneyimlere neden ohnuştur. Ancak giderek konunun eski guncelliğı kayboldu, Sonunda yaklaşık yirmîbeş yı] önce ilkin hayvanlarda gerçekieşürilen böbrek transplantasyonunda karar kılındı Çalışamaz duruma gelen organın yerine başkasından alman organ takma duşüncesi oidukça eskidir. Ancak, yeni takılan organın görev yapamaz hale geimesi. trans plantasyonunun uzun süre as<cıda kalmasına neden ol. muştur. Bu sorunun çözümünde, olayın tek başma bir cerrahi teknik sorunu olmadıgi: doku. hucre ve enzıro düzeyinde ceşitli sorunlann çozulmesl gerektiği g5ruşu ağırlık kazandı. Böylece transplantasyonun. blr organm 7erine başka birinin takılmasıadan öte. bir ekip çalışması sonucunda gerçekleşebileceğl kanısı yaygınlaştı. Transplantasyoüu yapılacak organın anatomik yapısı, lşlevi ve cerrahı hastalıklanyla ügilenen hekımlerden oluşan transplantasyon cerrahisi ekibi, doku uyuşmaziığı sonınunun er geç çözümlene cefi varsayımmdan heıreket ederek. her organın nakli için özel cerrahj teknikJer geliştirdiler. Transplantasyon eerrahJsinde ilk adım XX yüzyilin başlarmda Guthrie ile birlikte çahşan Fransır cerrahı Alexis Carrel'in köpek ve kedilerdekl böbrek trans pîantasyonu ile başlar. Kalp, akciğer ve karacifer gibl organlan değistjrme güçluğu ve sonuçlann yuzguldürucO olmamasınm yanısıra, yalnız böbrek yetmezliglnden ölenlerin sayımnm çokluğu ve böbrek transplantasyonundaki tek nlk kolayhklar gözönüne *• Lnacak olursa. bu konuda tum ağırlıgın neden böbrekte yoğunlaştıgı kendiliğinden ortaya çıiar. Süregelen böbrek yetmezliği dlye tanımîanan. kanda üre ve öbür artık maddelerin birikiml sonucu görC]en üremi tablosunun ted»vlst periton dializi ya da «ralıklı henıodiallz ve böbrek transplantasyonu fle «»rçekleştr. Ok bakışta böb Organ Değiştirme Yasası ÜLKEMİZDE BÜGÜNE DBĞİN ÖLÜDEN ORGAN ALINMASIN1 ÖNLEYEN YASAL ENGEL, BU YOLÜN SEÇİLMEStNE OLANAK VERMİYORDU. İŞTE ORGAN NAKLÎ YASASI BUKATILIĞI GİDERİCÎ BİR ATHJMDIR. böbreğme gereksinme duyulması canlıdan böbrek alınmasında tek çıkar yol olarak görülmüştur. Ameliyat korkusu, ailak ve dinsel nedenlerden öturu canlıdan böbrek bulmanm gtiçJutu. ölüden de organ ahnabilecegl düşuncesinin geüşmesinde etkili olmuştur. Ülkemizde bugune dsgln öluden organ alınmasııu önleyen yasal engel bu yolun seçlîmesine olanak vermiyordu İşte, organ nakli yasası bu katılığı, bir oranda, yumusatmaya yönelik ileri bir atıhmdır. sYasa tasansı, Bir kîsinln bedenindekı çift organlardan biri kendi isteği ile, 6lüde İse çift veya tek organ lan vasiyeti veya o sırada yanında bulunan yakınların dan birinin izni. bitkisel yaşam sürdüren bir hastanın çift organlanndan birinin aîınması. yaşamını sona er dirmeyecegi saglık kurulu raporu ve yakınlannın Iznl İle bir insanı yaşam ve saglığa kavuşturmak amacıyla alınabilir» diyerek organ naklindeki en buyuk güçluge çözüm getirmektedlr. Madde 4'te organlann, kan gibi bir ticaret aracı haüne getirilmesini ve bu işin komisyonculuğunun yapılma•ını yasaJdarken en Ince aynntıya kadar özenle hazırlariTTHş bir yasa önerisi olduğu inancıni vermektedir. Ancak, 5'inci. maddede organıalmacak kişinin tıbben ölmüş oldugu», organ naklini yapacak hekimler dışında, biri kardiyolog (kalp hastalıklan uzmanı), digerleri nörolog (sinir hastalıklan uzmanı) ve nöroşirüiyen (beyin ve sinir cerrahı) oîmak üzere üç kişilik hekim kurulunca saptanır» diye kesin ve bağlayıcj kurallar getirirken. transplantasyonu gerçekleştirecek he kimler için hiç bir açıklık getirmediği ilk bakışta g&re çarpmaktadır. Aynı tasannın 33. maddesi organ nakil işleminin gerektlrdigl ekibin, 6ayıs) ile niteliğl Saglık ve Sosyai Yardım Bakanlıgınca çıkanlacak yö netmelikie saptanır demekle de yasadaki bu boşluğu vur gulamaktadir. Yasadaki Boşluk Doç. Dr. Mustafa ÖZYURTBursa Ü. Tıp FoKultesi öğretim Oyesl rek taJanaks:z:n da hastayı yaşatma otanagı varsa bu eeçenek denenmell dlye bir düsunce akla daha yatkın gelebillr. Zaten böbrek yet mezliğinde yaşamı surdürmek için önce dializ yöntem lerinden birini uygulamakla işe başlanır. Bunlardan periton dializi, hastanm ka n n boşluğunu döseyen zann geçirgenlik özelliginden yararlanarak üreyi normal düzeye indirmeye dayanir. Bu tedavi sırasında, en iyi koşullarda bile, karın zarının iltihaplanma olasılıgı yuksektir. Yapay bâbrek olarak tanımîanan hemcdiallz ise, hasta kanmın bir aletten geçirîlerek temizlen mesi işlemidir. Hastanın hemodiahz sırasında iş görme mesi bir yana, bu gjrişimin ekonomik portesi her seans» İçin yaldaşık 3000 TL.'den, bîr hastar.ın yalnız ayîık sağlı gideri 30.000 TL'yı bul maktadır kJ bu gidere katlanabilecek kışıler sayılıdır. Bunun canlı bir örnegl. ulke mlzde hemodiallz uniteleri kurulmadan önce TBMM üyelerinden birinln başından geçtl. Böbrek yetınezliğine bağh olarak hastane maarafı bir müyon tlrmyı buldugund*. zamanın Meo lis Başkanı, bunun Ostünde bir ödeme yapüamayacagını açıklamıştL Transplantas yona geçişte en kuvvetll etken bu parasai zorlamalar olmuştur. Canlı Yerine ÖIü BÖbreği •Tann, böbregln blrtal cerrahlar çıkarsın dlye çtft yaratmadı» tümcesi, blr böbreği almadan önce çok aynntıh duşunmek gerektl gîni vurgulamak için söylenmiş, oidukça anlamlı bir söz olsa gerek. Gerçl böbreklerden blrtnin dugmalık yoklugu veya hastalık nede nlyle almması sonucu diger böbrek, olmayanın görevlni yüklendigi glbi, ağırlıgı da iki böbreğinkine eşiî olana kadar artar. Hiç kuskusuz iki böbrekli olmak tek böb rekle yaşamaktan daha güvenceîidir. Özellikle yaşadı ğunız trafik kesmekeşinde kazalarda en çok yaralanan organlann arasıada böbrek ler gelirse. Bir kişlnin yasanunı sürdurebtlmesi İçin blr başka BAŞSAĞLIĞI Gozetamlr monsuplarmdan değerll arkadaşımız Fa«ih Yuiuğ'un esl Huriye YULUĞ r 8 Mayıs 1978 günu vefat etmiş ve 9 Mayıs '979 gunü toproğo verilmlsîir. Merhumeye Tann'dan rarımet. arkadaşımıza ve Yuluğ aileslne başsağliğı dilerız. CUMHURİYET CAUŞANLARI (Cumhur vet: 3943) BAŞSAĞLIĞI Orta Anodolu coro!< toproğındon cktım . öiyen, ğülec yuzlü, cdlışkan, değerli insan, krymetli kardeşlm, dokfor Somi Uius Cocuk Hastanesl tablplennden TEŞEKKÜR T Dr. İhsan Küskü'yü 6.5.1979 tarihinde ellm blr tratlk kazosında koybenik. Kendislne Tanrı'dan rahmet dller, kederil olleslr» ve arkadaşiarımıza başsağlığı dilerlz. Dr. NECOET BİRGEN ve AfLES! AYLIK TİYATRO DERGİSİ OYUN MAYIS SAYISI BERTOLT BRECHT, ÖZDEMİR NüTKU. S. GÖNAY AKARSU, NECATİ CUMALI. ZİHNİ KÜCÜMEN. IŞIL ÖZGENTÜRK. CENGİZ GÜNDOĞDU, OHANNES ŞAŞKAL, DİKMEN GÜRÜN UÇARER, MEHMET ERGÜN, HÜSAMETTİN CETİNKAYA. DÜNDAR İNCESU. ERDEM ÖNDOĞAN. NEDİM SABAN'ın Yazi ve Clzgllertyte Cıkti Yıliık Abonesk 200. TÜ fPosta Cekl: S. Günay Akarsu 11155/4) Tefc eayı İcin Cihangir. Akyol Sokak 16/2 Tophonft, İstanbul adreelne 20. TUIık pul gönderftebfllr. Neden Organ Nakli? HEDEF, DEV BİR DENÎZ GÜCÜ! TÜRK DONANMA VAKFINA YAPACAĞINIZ YARDIMLARLA BÜ HEDEFE ULAŞABİLÎRİZ. Transplantasyon tek baaına bir organ değiştirme isleml değildir. Bu yönüyle. transplantasyonu yapılacak organın anatomik yapısı ve fonksiyonunu bilen, daha & çık bir anlatımla organ. tıbbın hangi cerrahi bilim daIınin uğraş alanına giriyorsa o bi'.lm dalı uzmanlanndan oiuşan bir ekip tar&fından yapılma zorunlugu getirtlmeHdir. Böylece transplantasyondan beklenen sonuçlann daha yuzguldurucü olması saglanmıs olur. Terslne bir tutum. eli bıcak tutan her cerraha, k o layına gelen organa el atma hevesinl verir kt bunua sakıncalan yasada belirtilmemiş olsa bile vicdanlarda derin yaralar açar. Aynca, orgaru yeterince tammayanlann yapacakîan transpîantasyonda karsılasılacak başansızlıklar bu girişime umut bağlamış has tada. organ vertdde ve yakmlarroda haksız Wr kusku kaynagı olur. Bu bakımdan yasa tesansı Millet Mec lisi ve Cumhurfyet Senatosu'nda göruşülürken komlsyonda gözden kacmış veya biîerek yânehneliğe brrakılroıs bu gedikler kapatılmah. tasan yasalasmadan flerlde kargaşalık neden! olabîlecek puruzler glderümeUdlr. 29.4.1873 gunu P. Almcnya'do çec'rdiği trafik ks?aeı sonucu oromızdcn aynlan sevgilı eştm. o nc.k Sıddık ÖZBALIK'm cenaze hazırtıklarmm yapiimasi ve Turkiye'ye gonaerümesl sırasında b'zlere maddi ve manevi yard'rrlordo bulunan Bremenhover Turkiyeli İşcüer Derneğ''ne. Bremen Üniversitesl Doğulu öğrencilerine. Almcnvo'dakı tum dost ve arkadaşfaro. Cenazesinin Ankora'da defned''rr.e<:1 »«icsmoo vîrtlımcı olanioru te'efon. teigra*. mekiuo gondsren vç blrzat eve gelerek ac:mızı oayiaşan tum dostlaro ıcten îsşekkürlerimlzl sunar, merhuma Tann'dan rohmet dileriz, Esl SALİHA ÖZBALIK Cocuklan RUKEN ve MİRAZ (Cumhurlyet 3942) BAŞSAĞLIĞI Bayrampoşa P.T.T. Mudürlüğü şoîörterinaen değerII arkadoeımız RECEP ÜRGEP (13925 8.) 83.1979 gOnO v«fot etmf» ve cenazesj kaldırılmısttr. Oc«^ tanna vs alle«in« basaağlığı dilerlz. BAYRAMPAŞA PT.T. PERSONEÜ