Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
D ÖRT CUMKUKÎYET 21 ŞU3AT 1979 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ ABDÜLGJUİBU SAMİVECiM. PUYA^AK, OLACAKSIN Ya Ben... Ya Ben... Bu, «Ankara Notları»r»ın konusu, «Genişletilmış Eşçjüdüm Toplantısı» olacaktı. Topkıntıyı uzakton izliyor, neler olup biteceğini gözlüyordum. TurVlye Ortadoğu Amme İdaresi'nden (TOOAİE) polislerce toplanıp götürülen öğretim üyeleriyle, kitapların, dergilerin toplatılmosı konusu, Sıkıyönetim Eşgudum Toplantısına gelecek mlydi? Sıkıyönetimin ilân edlliş nedenlerfnden vs koşullanndan soptırılmaması konusu da, toplontıda ele a'.ınocak mıydı? Başbckan Ecevit, Türfciye Ortadoğu Amme idores! Enstitüsü (TODAİE) yönetlcilerlnln yanında, bfr yetklliyle konuşmuş muydu? Bu, yasak diye toplotılan kitapları ben okuyorum, bende var.. demiş miydi? Doğan Öz'ün katil sanıklarından biriyle, ETKO'cu'cr yakalanıp, yargilanalı beri, Hacı Başbuğ'un sözcüleri, sıkıyönetim yargıclarını dile dolayıp, eleştirmeye başlamışlardı. Son olarak, Sadi Somuncuoğiu. Ankara Sıkıyönetlm Mahkemesi yorgıçlanndan Yorgıc Alboy Hamdl Sevinc'i. Meclis'te bütçe görüşülurken diline doluyor, gerçekte sıkryonetime soldırıyordu. Somuncuoğiu, yorgıclann solculorı koruduklonnı ilerl sürüyordu Oem«k, bu sıkıyönetlm 12 Mart sıkıyönetlmlerlne pek benzemlyordu. Sıkrçönetlmden ondan dolayı hoşnut değlllerdi. Katil sanıklarınm birer birer yakalanıp, yargıc önüne cıkanlmolan bazılarımn pek hoşuna gltmemlş miydi? Doğon Öz'un katil sanığı İbrohlm Çlftcl'nin avukatlanndan IVI»lnln, Hacı Başbuğ'un Cumhurtyet aleyhlne açtığı davada Kacı Başbuğ adına duruşmolora katılmoları, bir raslantı mıydı? Sıkıyönetimin iki ay uzatıldıktan sonra gelecek 2 ay sonunda da iki ay daha uzatılacağı sövlen'llerl vardt. Turklye'de kargoşa bltmeden, «ıkryönetlm de bttmlyecekti izlenimime gore. Türkiye'de. bir başlanrta yaşadıklarını, dünyanın kendi cevrelerinde dönduğünü sananlar var. Hızlarından ayakları yere değmlyenler olduğu glbi. Gosizmln ekmeğlne yağ sürenler olduğu gibl Bunları ele alıp eleştirmem gerekiyordu. Bu, cAnkara Notlarunın konulan işte bunlar olacofctı. Öncekl okşam televizyonda, Wr haberi llglnç buldum: «Beden Terbiyesl Genel Mudürü Fikret Clnlu, görevinden alınmış, uçlu korarnarnesl Cumhurbaşkanı Korutürk'ün onayından cıkmtş yerine Ergun Aymergen çetinlmiştır..» diye bir haber. Kendl kendlme duşundum Üclü koramamenln Cumhurbaşkanı Korutürk'ün onaymdan cıktığını nasıl öğrenmişier? Ya çıkmamışsa? Bir kararnamenin Korutürk'ün onaymdan cıktığı. Resmi Gazete'de yayınlanmasıyla belli oiur, ya do Cankaya'nın acıklamasryla. Bu Iklsl de daha yok, gece TV'de haber var.. TV'dekiler. hoberi yayınlarken, kendilerlnl kurtarmak Içln olacak. haberin kaynağım do söyle yuvarlodılor «Gençlik ve Spor Bokonlığı. Basın ve Halkla ilışkiler Mudürlüğünden bildirıldığine göre...» Hımm... Gençlik ve Spor Bakanlığmdakl, Basın ve Halkla İllşkiter Müdürö, Cankaya'dan böyle haberler sızdıran canavar gazetecl kimdl acaba? Gunlerden beri, Fikret Ünlu'nun, Beden Terbiyesl BlRAl K2AK Ptfl*. FETTAH! SuHfR/F KGNUNuM f ' • • * •. Tî?E loiiLAN BENI ABlAUM EĞİTİM YÜKSEK OKULLAR ASÎSTANLARI YİNE UNUTULDULAR KADEMİLERE bağlı eczacıhk. dışcıiık gibl yuksek okullardo görev yapan osistanlann konumu ve hakiarı ıle ilgı!ı sorunlara henüz bir cozum getırilememıştır Yıne akademüere boğtı olorak son çünlerde moda haline getırilen fakültelerin ooılmosı co'ışmoları büyuk bir hızla sürerken. vuksek okullarda görev vapon asıstanların gelec©âlnın belırlenrr,esı konusunda gerçek leştirilmiş bir girişim olmomiştır. İstanbul Ec^ocı Odası, üvele r! istanbul Eczacılık Yuksek Okulu asistanlarının sorunları ıle ılgiii olarok yaptığı vozılı o^k4omcKia, uyelecinın aldıkları ucretlerın yonı işi yopan fokulte asıstonlarınm ücretlerinin YO rısı kadar olduğunu vurgutoyorok sorunu ve önerilerini şöyle özstlemiştir: «Özel okul olorok öğrenim ya parken, oğretim kadrosu bulun mayan kurumda, halen öğretim üyelerinin tumü 1971 yılındon bugüne değın dığer fakultelerden gelmektedir. Üyelerimiz olan asistanlann ise hemen hemen tiımü en az 6 ytldır bu kurumda hizmet görmekte olup kadrosuz olarak calışmakta, her turiü bilimsel calışma olortağından voksun oldukları Bfb*. yuksek okulda hemen hemen hlçbır kursüde laborant bulunmodığından aststanlığın yanı sıra bu görevi de üst'enmekte va tom gün calışmaktodırlar. Üyelerlmizin oldıklan ucretler. aynı işi vapon fokülte asls ÖĞRETİM Şükran KETENCİ Işin kolayına kaçmak ĞRENCİÜĞİNDE kopyo cekmeyen öğrenci hemen hemen yok gıbidir Az ya da cok herkes kopya cekmiştir. O sıronm altında saklanan kitapları, sllgllere yazdığımız kimya formüllertnl anımsodığımızda gartp bir heyecan duyarız. Coğumurun yuzü kızorır Abartma payı bir yano öğrenci olan herkes hic oJmazso yaşamında bir koz kopyo cekmiştir. Kopya neden cekilir? Geçenlerde llkokula yeni boşlayan bir cocuk pencereye bir kltap sayfası koynnuş. üstune de bir kağıt yerleştlrmis dlli bir karıs dışarda kopyo cekiyordu. Annesi «yopma oğlum, kopya cekme, kendi resmin O A tanlannm öcretlerlnln yorrsı kcdardır Bu konuda ucret tuzüğu değişikliği ile ilglli tum dı'ekceler cevapsız kolmış, yet kıii yerlere asistanlann yaptığı bcşvurularda Koordinasyon Kurulunun bu konuyia ilglli toplanomıyacağı cevobı olınmişlır. Tam gun ödeneğlnden yararlandınlmamalan durumlarını b>r kat daha gücleatırmiştir.» doha guzel» diyordu ama boşuna. O dili bir kanş dışarda kıtaptaki resmi kopya edıyordu. Annesı cok üsteleyince bağırdi: tNe yapayım anne benim yoptıklanm bu kitoptaki kadar güzel olmuyor ki...ı Neden kopya cekmek düşuncesı okulla birlikte gelır? Neden cocuklar kendi yaptıklorına. kendi caıışmolarma giaerek guvensızleşır'' Neden işln kolayıno kacmak cekicı ge'meye başlar'' Cunkü yaptığı ilk yanlış coğunluk anlayışla karşılanmaz, ezbere cızılen bir haritonın üstu öğretmen tarafından kırmızıyla cizilir. Her yaptığı acımasızco eleştirilir. Butün bunlar onda güvensız lik yaratır Ckul sıralannda yeşeren bu güvensızlık gıderek toplurrun her kesimince, her alanda desteklenir. Hem de alabıldiğıne Çocuk didınen cırpınan babasının değil. ışin ko'ayını bulanın rahat ettığını gorür Kopyo ;ekenin. boşkasının yap tıklarına sahıp cıkanın başan kazandı ğını görür Kopya cekıcidır, cürtkü bo şarı garantıdlr Bu neclenden pencerede ceKilen kopyo gelışır ve hayatın her adımında onu ızler. Bıraknraz peşinı Onlarg kopyosız yaşamı öğretmek acil görevımız olmalı. Işıl ÖZGENTÜRK Üniversite yönetimi öğrencilere temsîlcilik^ haklarmı kullandırmıyor Genel Müdürlüğü görtvinden alınacağı söylenlyor, gozetelerde haberler cıkıyordu. Fikret Ünlu'nün CHP'li bir mllletvekilinin bacanağını, Slvas'tan Kayseri'ye naklettiğl, mlUetvekillnln Bokana, Başbakana cıkarak «Ya bccanoğım yc Fıkret» dediğl, sonradan «Ben oyuna gelmışım» diye vazgectlği, bu kez Bakanın korarnameyi hazırlıyarak Başbakana gonderdlğl, araya milletveklllerlnin girdiğl, fakat Fikret Ünlu'nün görevinden alınmosımn önlenmedlğl »oylenlyordu. Bir boşka söylentiye göre, Işln Içlnde Müsteşar da vardı. Bir başkası söyle dlyordu Büyük kulüpler, Flkret'ln başını yedlîer. Onlara karşı cıkan, profesyonellerln, yaboncı sporcuların conlarına ot tıkamak istiyen Fikret değH miydi? Bakanlık çevrelerl, Flkret Ünlu'nün Bakonın karşısında eli ceblnde dotaştığtnı »öylüyordu. Bir başkası şoyle dlyordu: Bakan, Fikret'l k'skondı. Onun lcln onu görevden oimayı kurdu. Hıncal Uluc, 19 ocofc 1979 gunlü Cumhuriyefte «Fikret Ünlü Üzerine.ı başhklı «Ankara'dan Notlarımda söyle dlyordu özetle: «... Hele Ünlü, bugüne kadar hlc bir B«den Terblyesl Genel Müdürünun cssaret edemedlğl bir dllle, Fenerbahce ve Galatasaray yönetimlerini de eleştlrlnce kızılca kıyamet koptu. Kuiüplerin boşında cöreklenmiş kapitallsttere alışmıslar, devletl temsil eden halk çocuğuna tohammül edemediler tabil. Devletin herşeyln üzerinde olduğunu akıllanna getlrm»den, devletin Fenerbahce'den, Galatasaray'dan da tartısmasız cok daha saygın olduğunu duşünmeden ve devlet oçısındon, Fenerbahçe ile Cemişgezekspor'un hlcbir farkınm olmadığıno dikkat etmeden Ünlu'ye soldırmoğa basladılor. Bokın ne demiş Ünlu. Oevlet kulüplerle pazartığa oturmaz. Yalan mı? Kulupleri milyonlorca borca biz sokmadık.. Yalan mı? Bugün tçin Türkiye'de büyük kulüp yoktur. Zengln görünrr.e cabosında otan kulüp vardır.. Yalan mı? Bir Genel Müdür bunlan söyleyince, büyuk laf ediyor, çizmeyi asıyormuş öyto ml? Ceblnde ordan burdan topiadığın mllyonlarla bir kulübün başına gececeksln, sonra da devlet» kafo tutacaksın öyle ml? Devletin temsllcisl, senln düzeninin adamları olunca belki söker bu tehditler., Ama devletin spora oyırdığı milyonlarm gerçek amacınm bu halk oiduğunun bilinclndekl halk odamlan devletin koltuklarına oturmaya ba»lodı mı, l»ler eskisl glbl yürümez.. Bu boyle blüne..» Hıncal Uluc da yanılmış. Yanl kazın ayağı onun bildijl gibl de değilmis. «Halk adamlan» da. devletin koltuğundan işte böyle, sllkelenip otılıverlrmiş. Oyunlorı tezgâhlayanlar da kim? İşin altında kimler. neler vor? Bunlar, kurcclanmayo değer... Ozan Tahsln Soroc, 12 Mart dönemlnde birinln kendisini «ihbar» ettiğlnl ve o yüzden gözaltına alındığını söylemişti. MC döneminde de Işboşında olan bir kişinin Fikret Ünlu'nün görevden alınışmda ne denli etkisl olmustu? Slnsl, mıymıntı bir bürokrasl, kapıkulu bir yönetim anlayışı Hemen her yerde bu... Ya ben, ya o.. Yo ben, ye ben... Deli ml bunlar? Uclanndan bir zorlon filan mı var? Bu yön«tlmln kcmdllertne bobalanndan, dedelerinden filan mı kaldıjjını sanıyortar ne? Türkiye'de bir Ecevit vardı, onu do l»te böyle olaylarla ylyip, bltirmekteter. Kargasa daha durmamış, her gün Islenen clnayetler göklere varacak. Kapı arkalarmda, kullslerde fısıldaşmplar. Ya b«n yo o Fasizm kapıda fırsatını kolluyor, düsürmck lcin. lcerde homurtular.. Ya ben, ya o.. En sonunda fırttırıyorlar böyle, «ya ben ya ben..» dfyoriar. C ERRAHPAŞA Tıp Fakül tesi öğrencileri, Fakülte yönetiminin yasa gereğine uymıyarak. öğrenci tem silciliği seçiminı yaptırmadığmı açıklamışlardır. Öğrenci temsilcihği ile 11gili prosedur işletılmeyerek. öğrencilenn tems;l edüme hakîannın ellerinden almdıgını belirten öğrenciler bu ı.onuda şu açıklamayı yapmışlardır. ÜRK D)L KURUMUnun Özleştırme > rektam, tanıtım otarak karşılanıyor. Ovso bugünku tş leyişiyle reklamlar malı tanıtmıyor yolnız; koşullandırorak almoya rortuyor. Reklamlarda coğunlukta cocuklar kullanılıyor. Banko rek tomlanmla cocuk, kretn. oomo«ır moklnesl reklamlarında cocuk. Neden? KoauUonmoyo en yotkın yarottk cocuk oa ondan. Ker gorduğtine 6zenlr, her görduflönü Ister cocuk. Bir de o malm reklamı yo pılırso, haydi haydil Bunu tyl biityor cbllimse!» kofalı kopl tolistlerfmtz. Milli piyango bitell sottcıla n. ano • babastntn yanında gl tien çocugun eline tutuşturu • venrter blletl. Arkodan seslenirien «Bey. hanım... Cocuk bllet aldı, parası>... Benzeri cirkin yönterrti uyguluyor rektomlor Okul «orkıkjnnın yerlnl rek tom şarkıları aldı. Teplnstn Î Akademi yeni fakülte açıyor . . 'nın fakülte ocrnoI ¥ İ M sını onlemek için ol l l H c ı l a n bir dava Anayasa Mahksmesinde reddedıim ce akademi fakülte açmo calışmalarını hızlondırmıştır. Bün yesinde 5 fakülte ve bağlı yük sek okullarla İTİA kısa sürede Marmaro Üniversitesine dönuşecektır. Bu ünıversitenm y« ni takültesi geçtiğımi* hofto ıcmde «Sağlık Bilimlerl ve Isietmecilıği» adıyla Vakıf Guraba Hastanesinde acılmıştır. Henüz kjruluş durumunda olcn Marmara Ünlversitesinin, yeni fakültesı «Sağlık Bilimleri va İşlatmecıliği» İstonbul'un 3. tıp fokültesi olurken yurdumuz da hastane yöoetici personeti yetiştırmede eğitım verecek. ilk kurum olacaktır. İTİA Başkanı Orhan Oğuz bu konuda şunları sovlemişilr: «Sağlık Bilimlerl ve işletmeciliği fakültemizde teorlk ve pratik tıp egitiminin dışmda yurdumuzda ilk hastane yöneticiliği konusunda uzman y«rtt» tireceğiz. Akademimizin İşletme Bölümünden öğretim görev lilerinden yararlanacağız. Yurdumuzdaki normal tıp eğitimlnin yanında yıllardır eksikliğt gorülen bir öğretiyi vermek istlyoruz. Çünkü hattarM calı»ması bir takım çalışmosıdır. Hastanenin Işletllmeslnde m«ry dana geien oktoklıklor tfim calışanlann, tedavi ve bokım hizmetinin boşa gltmesine yol ocmaktadır. Dış ülkelerde üzerlnde önemle durulan bu •$!• timin Türklye için önemi büyük tür. Hastanelerlmlzln doktor olduğu kadar planiı «eviyeU bir yonetlme de ihtiyaclan vardır.» Ümlt AJem<loro#u AMERİKA'DA BlLE ÇOCUKLARIN REKLAMA Ç1KARILMASI YASAK dursun ööretmen «et. söt yu murta» dlye... Yok efendim! «Sokız, gazoz, cıkolato» ne gune duruyor? Yaşa8inmış cocuklar, neymls, bir banko cocuk dergısı cıkarmış. Sayısı yüzellıbin, b < lemeüin ucyüzbia Turkiye cocuklarıno saygıtan bu kodar işte. Gertve kahan mi^yonlo^ ca, okuldon yoksun yüzblnler ce cocukta alav edryorior. karsılığı otması gerektiğine Inanacok. Gercekleşıyor mu bu omac? Eğttim bir ustyap> kurumudur. altyopıya göre biclm lenir. Ama üstyapı da (eğitlm de) altyapıyı etkller Oktay Arayıcı'nın deyimiyle. uc liroya oiınan buğday. kraker ad< oltındo doksan llrayo satılıyor. öğretmen, probtemlerie sergltemelidir bu olguyu Progrom da, toplumsoı değer taşıvan problemlerin cözulmesini öngöruyor. «1750 sayıh Universiteler Kanunu'nun ogrencılere tamdığı bir hakd) olan öğren d temsücdıgi seçimı oğrenim bcşladıhtan 2 ay sonra ilan edılir. Bu ilan, İstanbul Üniversitesine bajj'ı Fakülte ve Yüksek Ohullann hiç birinde vaoılmamıştı Cerrahpaşah Devnmcı öğ renciler o'.arak seçımlenn yapümasını ısîeyen bir dilekçe ıie DekznUğa fcajvurduk vs yasanın gereklorınin yapılmasını ıstedik Bunun üzerine Cerrahpaja Tıp Fakültesı yönetimı seçim tarihini 10 ocak 1979 olarak sap tadı. Bu sırada sıkıyönetimin ilan edilmiş olması yöneticılerin tutumunda değışıkhğe yol açtı Bu kez seçımın sıkıyönetıme dcruşmadan yapılamayacaömı söylodiler Oysa ki sıkıvonetimin öören ci temsilciliğı ile iloılı herhangı bir yasrıhlayıcı bir bu dirisi yoktu Hatta avm ka nun kaDsamı içinde olan asistan temsilcVği secırnı *ıkıyonetime danışılmaaan va pıldı. Sıkıyönetim Dekanlığm 8.1 1879 gun 106 «avı/ı vcztsına knrşın gönderdiğı !8 1. 1979 gün. 7130 190 savt/ı va nıtta seçımın 2, 5 ve 6 nolu sıkıyönetim bıldirilerj ile du yurulmuş bulunan yasoklcıma ve sımrlamalan ıhlâl et meden herhangi bir siyasi ve ideoloıik yöne santınlmadan yapdabıleceğinı bıldinyordu. Bu duyurunun hemen arkasından Üniversite Yöv.etim Kurulu 2 aylıfe sürenin geçmiş olduğunu gerekce olarak gösterdi Ve seçırnierin yapılamayacağını bildlrdi Işin ilginç yanı şudur, 10 Ocak 79'da. ilan edilen bu tarihte 2 ay taten geçmışti. Öğrenci temsilciliği seçımıni gerçekleştirmek için demokratik o'.an tum yollan deneyeceğiz » • 1979, Uluslararası Çocuk Yılı. Reklamların, cocuklar 0zerlndekı etkilehnl irdeteyen Ne gerek vor calışmoyo, afılm tee gösterllemiyor televiz Im teri dökmeye. Alırsın bir yonda. yasak. Uluslararası Kimilli piyango biletl. işte sana tap Yılı'nda kitaplar yasakian iki milyon. «Devtet Bobo» Amıştı yo. öyte Blzde kltop yı ncryasccloki görevlerıni yaptı lı nasıl kutlanmışsa. cocuk yıya. sıro kıso voldan zengin oi !ı da övle kutlanır manın öğretllnnesine geldı. Amerika'da bile cocukların Gercek bobo yorgun • argın geltyor eve, ell de t>oş; ne sa reklamlara ckarılması yasak. Ne derslnlz, «Kucük Amerika> kız getirtyor eve. ne gazoz. da mı olamadık? ilkokul proğramına göre, co Özgür SAN cuk, bir kazancın bir emek Eğitim'de öğretmene işlev verilmiyor uriirlukteki egitim programında. okul yaşamı içinde ve uygulayan duromunda olan ö#retmeoin işlevi ne olabilir? Belki bazıları için pesin bir yargıymış gibi gelecek ama, böyle düşündügüme gore söyleyeyim: Ögretmenin işlevi yoktTir. Herşeyden önce program hazırlanırken öğretmenia katüımı yeteri ölçüde sağlanamatnış, deneylerinden yararlanılmamış, önerileri alınmamıştır. Başka bir önemll sorua da, *hiz, mtt içi eğitim* dediğimiz, Sgretmeni işbaçmda yetlştirme konusunun dehşet verici bir utnırrısaınazhkla ve yıllardan beri gdzardı edilmesidlr. Bugun ilkokullarda ikj tip öğretmenle karşüasıraınız. Birlnci sınıfa dahll olan öferetmen (ki çogunluktadır./ 1868 progra Y mınt, 1948 programmm hemen hemen aynısı olarak kabul edip, ya da getinlen ilkelerin, yaşama geçirilmesinj olanaksız görüp. eski geleneksel eğitimine devam eden oğretmen. Bu tip ögretmenin biridk ereği. öfrencileri her türlü deney, gozlem, inceleme, araştırma gibL gerçek eğitünin ögelerinden sıyınp. onlan bilgi küpü haline getirmektir. Ve bu öğretmen böylece görevini yaptığı kanısındadır. Mutludur, işin ilginç yanı teftiş yetkilileri de sonuçtan meoınundurlar. İkind öğretmen tipl ise (Bunlar şimdilik oldukça az) programı lyice incelemiş. ulke gerçeklerini bllen, ve sonuç olarak böyle bir programa itiraz eden ve bu amaçla. yetersiz rapor almak da dahil birtakım sıkmtılara katlanan ve ardadığı eğitimi uy gulayan öğretmen... Sonuç olarak şunlan söyleyebilirim. lyi bir program ulkenin gerçeklerinden doğmahdır. Üretimden kopuk bir eğitlm önermemelidir. Uygulanan kimsede tavır belirleyebilmelidir. Bilgller amac değil, amaçlara götüren birer araç olarak eörülmelidir. Bilgller soyut olmamalıdır. Oğretimle eğitimin aynlmazhğı ilkesi iyl anlaşılmalıdır. Bilginin yaşam savaşı içinde kazandınlması gibi temellendirilmelere gidllmelidir Çevrenin salt iyi şartlan ele alınmamalı. hatta kötü şartlardan işe başlanmahdar. Ve kısacası 1968 programıyla berab^r. eğitimli birçok şey hiç vakit kaybetmeksizin çözümlenmelidir. . . NazmiŞENTÜRK **"