19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKİ CUriHüRİYET 20 ŞTJBAT 1979 amu İktisodi Teşebbüsleri (KİT)'nin tylleştirilmesi ile ılgıli o'arak bugüne dek yapılmış olan çalışmaiordo. saptanan sorun aSanlarının öncelik sırosında ve önenlen cözum yaklaşımionnda cok buyük oimasa da bazı farklılıklar goze carpar. Ancak, orgütsel yapı bozukluklan, özvarlık yetersızliği. scglama (tedarik). işletme, pazarlama v.b. olanlardaki «teknik» sorunlara cözümler araştınlırken, calışma grupları KİT'lerin siyosal baskıdon Kurlarılmasının, iyileş.tırmenin başansı ıcm ön koşul olduğunaa birleşmışlerdir 440 sayılı yasada İktisadi Devlet Tsşekküüerne Anayasal anlamda olmasa da göreceli bir özerklık tanınarak Bakonlık Teşebbus llışknennin olabildıği kador «gevşek> b:r cerceve ıcinde tutulmasına Ö2en gösterilmış olması, sozu edllen ön koşulun gercekleştirilmesi doğrullusunda bir cabanın sonucudur. Gecmıştekı uygulamaya bîr tepki niteliğındeki bu yosal düzenleme. «koruyucu» bozı onlemlen de beraberinde getırmediği ıcin uygülamada iktısaci Oev!et Teşekküllerinın güniuk siyosal baskılardan kurtulmasına yetmemıştır. Sonunda «ılgılı» Bakanlar KİT'leri Bakanlık merkez örgutunun bır binmi gibi yönetmek heves ve alışkanlığım kozanmıslordır. Bu hevesın, i'gili Teşek.^uiun ; kâğıt baş ık!arını değıştırtmek, yazılarım imza etmek ıstemçk glbı eğlenceiı boyutloro ulaştığı da görulmüştür. Özellikle «ilgü;» olmayon bir Bakanlık ve bır komu kuruluşunun ceş;tli basamaklonndcıtı bazı işlrtme yoneı mı cmctörierinın ve ekonomik transDlontasyon uz K KİT'lerin Son Umudu Atillâ AYBAY moplarınm. genel olorok orzu eden Bakan ya da Bakanlıkiar ilgililermin daha genei olarak da sayın pariamenterlenn tdirektıf»lenyie f KIT yoneümine katkıda bulunmok içın yaptıklorı gırişımier. Yönetımın uzerinde kendine özgü, ılgınc bir err.irkomuta kuşağı oluşturmuştur. Bu kuşak, iktıdor Darîılerinm parlornenîer olmayan ılgililerinin zamon zaman ilen sürdükleri onon ve diieklerle doha do renkli bir nıanzaro kozonmıştır. KİT'lerin yatıfim ve finansmcn programlarmın kendi dışlarındo son korar oşamasma gelmesı; belli kodrolan oluşturma yetkısme sahip bulunmamalan, ftyat saptamo konusundo yasadakı oçık hukme korşın eli koiu bağlı öurumdo olmalorı: günumüz Voşullannda teiefon ya da teleksle sırasında beş dokikada sonuclanması gereken dışsattmlar icin koc günde verileceg'i biiınmeyen izin ısieme zorunlulukları v« dahc sayıiabilecek p«k cok «zorunluluk» da dıkkote alınacak aiursa sözü edılen kuruluşların ne denli «özerk> oîduğu daha iyi anlaşılır. KİT'leri ekonomik gereklerın dışına ıtan. salt siyasol cıkarlardan hız aian baskı ve mudoholeler MC riükümetleri döneminde her tür'u frenlemeden kurtulmuş ve KİT'lor partiye 0ye ve gOc sağlamo alanları olmaktcn bcşka işlevi oimayan kurumlar holine dönuşturülmek istenmiştır. Sonucta, bu kuruiuşların yopılarında ekonommin bütünunde olduğu gibi etkilerı bugün biie tümüyle gideniememış olan yıkıntılaro yol acmıştır. Bu durumaa tdevroımrr.ış» o'ari KİT'lerde bır yıllık bır dönem icınde oncak sınırlı bir iyileştirme gercekleştirilebiimiştir. Şim di. bu kuruluşları onların gercek sahibi olan Türk Uiusur.un yuceımesı, mutiuiuğu ve retaiv icın olabildiğince yüksek duzeyde katkıda bulunabilecek bir yapıya kavuşturmak zomanı gelmiştir. 'Bu arr\acın gerçekieşmesı ıse uretim ve verımin artırılmasına, kayrıuK yaratılmasına, ıstihdam olanaklarınm gercekci ve sağlıklı bir biçirnde artırılmasına bağlıdır. Yururlükteki yasa KİT'lerin cağımızın koşullorına ve ülke ekonomisınin gereklerine uygun bır bicimde işievlerinı yerıne getirmelerine yeterlı olmadığı gibı, nuzaktan komuta' ıle yönetim iıeveslenni önleyecek hükümleri de ıcermsmektetiır Bu bakımdcn, KIT'lerı gsrcek anlomda lozerks k'iccak, yönetıcilerin başarısını siyasal sempatiye degıl, objektif ölcüttere bağloyan yeni bir yosayo gereks nme vardtr Yasa değışikiiği ile sorunların cozümlenemeyeceği sovnın gecerl olmadığı tek olan belki de KİT'lerdir. f!vtüdahole>nin KİT'ieri hangi noktalara getirebüdiğı ortadadır. Yenı bir duzenlemenin, isterse b:'e. bundan doha kötü bır sonuç vermesi oianak dışıd:r Şımdiye kaciar yapılmış olan çalışmalardon ve geliştirilmiş olon modellerden de yararianılarak er. cok bir oy içinde böyle bir yasa tosarısı duzenlenebılır. Yıllarca özel kesıme yetişmiş insangucü kaynağı olmuş ve işıetme yoaetimi konusunda cKul gorevı yoprmş o.an KİT'lerde. bugün de seckin yönetici, mühendıs. mamur ve içci kadroları vardır. KİT personel rejimmi d* ıcermesı doğal olan yeni yasonın bu kodroların etkenliğini cok buYİJk olcüde ortıracağt kuşkusuzdur.. Yıldız Parlayacak mı ? ran'da zulüm yonetimi devrildi. Ne var ki NATO Başkumandanı General Hotg b ı tür zulüm yönetimlerine başka bir ad veriyor. NATC Oergisinin üçüncü sayısında ilginç bir incelemesini okuduğum Generai, rkcrşıhkl bağımiılığın (inter . depen dance) arttıgı Balı dünyosı» dışmdaki reiimieri ikiye ayırıyor: «1) Otoriter rejimler, «2) Totaliter rejimler». Generalin açıklamasına göre otoriter rejimlerin <>ıkelerı gunün şartiartna uydurulmuştur ve gercekten de mokratik yöneîime dönüşmeye elverişlıdir.» Carpıcı bir örnek vermek gerekirse, İran'da şahlık rejimi «otoriter» di. Soz gelimi, Brezilya, Şili, Ar|antin de bu tür re|iml»rdendir. Ancak bir Angola veya Vletnam «totallt«r»dir. Böyle rejrmler Batı'nm düşmanlarıdır; ve bu düzenlcrderi bir hoyır yoktur. I General Alexander Haig'm cNATO ve Batı'nm güvenliği» odını toşıyan inceiem«sinden cıkon anlama bakılırso, Türkiyenın demokratik getecsğinin ve kurtuluş cabolarının üstüne bır bardük sopuk su icmek gerekiyor. Sayın generole göre Atnetika üçüncu Dünya'da «totaliterı (yanı sosyolist ve antiemperyalist) rejimlere karşı çıkmalı; «otoriter» (yani faşist) rej'mlere destek olmalıdır. Şimdiye değin ABD'nin dış poiitikası zaten bu tiogrultıtoaydi; VVashington dunya jandarmalığını üstleniyordu. Siyosal acıdon «Gambot Strotejısı» veyo <sEiseniovı;er Doktrini» adını taşıyan bu siyasayı Türkiye butunuyle banımsemisti. Nitekim 1358 yılında Lübnan'daki ic sorunlar ned«niyle ABD'nin İnc rlik üssünü kullanarak Beyrut'a crskeri birilkler indirmssini zamanın Dışişlsri Bakanı Fatin Rüftü Zoıiu şöyle onaylamışti: ı Türkıye Hukumeti, ABD'nın bu rıareketını Eısenhovver Doktrınınin bır uyguıoması soymaktadtr.ı Oysa aiık ABD'nin Fisenho»«er doktrinini uygulayacnk g'jcu smırlanmış ve VVashington'un dünya )andormalığını kısıtlayan yeni koşııllar belirginleşmiştir: 1) Sovyet askeri gücünün gelişmesi, 2) Detant arlasması, 3) Helsinki Belgesi, 4) Ücüncü Dünyanın uyamp butunleşmesi, 5) Bağımsızlar blokunun ağırlığının artması, 6) İslâm ülkelerinin giderek kenetlenm*l«rl ve; 7) Mazlum halklanr. emperyarızme korşı billnçlanmeleri Eisenhomer doktrinini yeryüzundekl coğu bölged* gecersizliğe dönüştürmektedir. Nitekim İran olaylarındo Şah'ın Batı İle yaptıgı anlaşmaların hicblri lşllyem*mistir: Türkiye'nln olan bitenlerden cıkaraca^ı yararlı d«rsler vcrdır. Yonn oburgün herhanni bir olay karşısında NATO'nun Güneydoğu kanadınm da işlemiyeccği rat*n cogu uzmanco bcnimsenmişti. ABD'nin Ücüncü Dünya'dakl faşist reiimieri güvenceye bağlıyacak gücü zayrflamoktadır. Ne var kl, VVashtngton'un Ortadoju ülkelerine bir guvence asısı yapmak girişimt icinde bulunduğu da gorülüyor. Bu amaçla A8D Savunma Bakanı Harold Brovvn; Suudi Arablttan, israil, Urdün ve Mısır'ı Kapsavcn bir gezivo çıkmaktadır. Arna tutucu Fransız yazar. Edouord Sablier blle bu konudo Tercüman gazetesln* şunlan yazmaktadır: c Bugün Eısenho'.ver doktrinınin ve ABD temınatlonnın yerinde yeller esmektedir ;...) Bu durumda gereK Arap, gerek İsrail hicbir yöneticinin Carter'in vaodlerini addiye olmayacağı aşıkârd;r. Bundan sonra yapılacak şey. ABD'nin Ortodoğu politikosının başarısızlığını kabullenmek ve sadece strate^k noktalara önem vermek olacaktır. (...) Her ne olursa olsun, gercek şudur: Brownun ziyaret ettigi ülkeler boş laflorla ikna olmıyacakiardır.» * Tutucu yazar Sablier, kuşkusuz bu yazısıyla İırail'» Turkiye'den göz kırpma olanağı bulmaktadır. Ne var k l , ABD'nin Şah rejimini kurtarmak İçln eylemı g«c«m«yisi, carpıcı bir gerçeği vurgulamıştır. Ortadoğu'da buyük bir denge değişimi vordıı Ve bu bölgede Washington'un <boş laflarım clddiye olan» bir saf ülke kolmıştır: Türkiye! .. Ecevit yönetiml, büyük bir tarihsel dönuşumün gökyuzündeki yıldızları parlattığı zamanı yaşamaktadır. Aca. ba bundan yarortanmasını bilecek miyiz?.. HESAPLAŞMA Dünya da îzler Bırakmak !..„ Burhan ARPAD nsanoğlu dünyoya gelir, belirli süre yaşar, sonra olür gider Ölumlu dünyanın bu katı gerçegi. ömür boyu her Insanın katosını tırmalor. Bu katı gerçeğ'ı biraz olsun yumuşatabilmek Istsyenler, hıc deâil adlarının büsbütun lutu'.mamasmm bir yolunu arorlaf, 13 şubat 1947 günü yltirdiğimiz Muhlis Sabahattin, biraz olsun hatırlanmak içln önce polilikaya atılmış, gazetecilik yopmıs ve sonunda müziğe sarılmıştır: «Pek kücuk yosımdanberi beni duşunduren bir sey kafamın ıcinde ya?Qdı. Gunün birinde ö\ccei;tirn, ammo yasayışımdan bu dünyado izler bırakmak istiyordum. işts böylace kendiml müziğe vardim. Aslındn, müzik içınde doğmuştum. İlk şarkım olan 'Etme eza. etme cefa aşıkınım'ı on bir yaBimda beslelemiştim. Sultan Aziz'in bcış mabeyincisi olan babam Hursld bey, zamcmnm unlü müzik u&talonndandı Anneme soylediçi su ;o;'ori hep hatıriarım: Sinesafi, Mefii bir şey söyleyim sanc! Öyle sezıycrum kl, Muhlis müzlkacıdon başka bır şey oloınayacak. Onu yaradılısının akışına bırakacagım ve on iki yasına gellnce Mo»kovo ya göndereceğim. Konservatuvarı orado bitirsin ve bir daha M«mdlikiosmâniye'ye dönmemek üzere Flrenk dlyarında kalsın!» Muhlis Sabahattin bunları bana anlattığında 1340 başlanydı. İıttklöl Caddesind* şimdi yerinde bir bankâ subesi bulunan Ege kıraathanesi'nde oturuyorduk; nargileslni fokurdotıyor v« monokiunu arada bir düzeltıyordu. Muhlit Sabohattin 13 şubat 1947'de Beyoğlu Bolediye Ha«taneslnd« öldügünd*. arkasıncia bir cok operet, muziklı oyun, şarkılar ve doho ba^ka turden b«3teler bırakmıştı. Kendt deyimiyle Dunyadan izler bırakarak' gocmüftü. İik operctl Câreıâz'ı 1917de yazdığına göre, müzik dünyamıza otuz yıla yakın hep birşeyıer vermişti. Türk bayrağına sarılı tabutu Taksim'e kadar eller ustünde toşmırken Şehir bandosu yas marşı y«rine onun Ayşe operetinden Ayşe'nin yakınması ezgisini degişik bir tempoyla caldı. İstiklâl ccddesinin iki yonındo dizilmiş insanlar ağlıyordu. Zlnclrlikuyu mezarlığında toprağa verilirksn pcrlak konuşmalar yaprldı. Guneşli. ılık ve baharı kıskandıracak bır İstanbul gunuydu 1947 şubatmdan bu yana sadece bir otuz iki yıl gectl. Operetleri unutuidu. Şarkılorı radyclarda arada bir calınır amma, be*tecis!nin adı söyienmez Notalan kimlerin elinde büinmsz! Bir zamonlar hemen butun istanbullula rın gulürnsiyarek okuduğu «Aldatursa beni karum, ben ona bir iş ederum!» film muzigi bile unutuidu. En acısı, parlak demeclerle gömdükleri toprak parçası aa DU gldisle bulunamayccak. Zira bir mezar tası olsun dlkilmedi. Olum yılmda Prof. Celal Esad Arseven'in glrisimiyl» Tepsbaşı tlyatrosunda bir Muhlis Sabahattin gecesi hazulanmıstı. Bir dergi ve broşür de basılmıştı. Progromda rol alacak sonatçılar bir araya gtlip İlk provayı yapmışlardı. Pakat bencillikten de oteye taş yürekli burokratiar. sudan nedenlerle bu guzel glrifiml engellediler. Ne Muhlis cecesi yapıldı, ne de mezarı. Konuyu birkae yıl önce Nedim Otyam'a açtımdı. Konservatuvor Müdurluğuna yeni atanmıstı. Buyuk bir içienlikle, b«n yapîırocoğım. dedi. Yıtlar sonra bu sözlerini hotır'atınca, 'Ben böyle bir soz vermemiştim.' cevabını aldım. Bir süre sonra yins karsılaştığımızda: 'Haklıymışsınız, notumu buldum, Muhlise bir niezor yoptırtacağım, dedi ve ben yine umutlandım. Ne var ki, Zincirlikuyu mezarlıgmda Muhlis Sabahattin'i gomdüğümüz toprak hâ!â toprak, kayıt nıımaras^ büe seciliTtiyor Şirrdi gitsem bulomam. Zinclriikuyu mczorlıyı dsltsnnde umarım ycrini bulurlar. İsıanbul Konservotuvcrı'nın Muhiis Sabahattin e bir nıczar vopiiînıosı psk mi olar.aksız! Bjnu parc sorunuyla açıklovcniayız. Koı.u., bir kuHur toplumu olabiimek! \ Oyso. tstonbul Betediye Başkanlığının şimdl bir kül tür dîiP'smanı da vor <c 9 İ urkıyode saldırgan bir cancvar dolaşıyor. Mora$'ta, İstanbul'da, yurdun her yöresinde saldırıyo gecen bu kudurmuş cancvorın adı faşi2m, uluslorarası faşıznı. Ne kıyafetlere burünürse bürunsün. ne kutscf görünüm!er altında ortaya cıV'.orsa çıksm. ne şoşırmacolora başvurursa vursun. faşizmın tek eregı ozgur duşunceye, Türk emekcilerinin haklorına, votandaşlcrın demokratik ısteklerıne. tüm ınsonca. hokco. yoşoma cabaiaüna kıymak. u'.suıTıUZu acımasız yumruğu altında tutmaktır ÖIÜ.TI robollannın gozunde Abdı İpekçi'nın suçu ne ıdı? Cinayetin kime yaradığı besbelli, sorunun korşılığı da opacık: Abdı İpekçi Türkıyede coğulcu demokrosmın yer'.eşınesi, tutunması, genişlemesı uğrunda savoşıyordu, bu yolda cesaretle ve uygarco düşuncelermi acıklıyordu. işte faşizmin kesınlikie bağışlomadığı sey budur. Ne demişti Göbels: «Özgürluk sözcuğünü duyunca tabancamı cekerım...» Faşizmin elektronık beyınleri bugün Türkıyede özgürlüklere paydos demeye nıyetlı. Bu yalnız Türkıye'ye ozgü bir hesap değil. Birkae gün bnce. Akdenizin öbür ucunda. coğulcu demokrastye acılmanm cetin kavgosmda buyuk boşarılat gos teren isponya'da ünlu bir general vurulunca, ve bunun sonucj olarak İspanyol ordusunda demokrasiye karşı acık bir tepki yaratılınca. Akdenlzin Do ğu ucunda bulunan Türkiye'de. ordu ile öemokrotik gücisrın arosını açmak icin ne gibi \ Î Ozgürlüğe Tabanca Çekiyorlar! FAŞİZMÎN, ELEKTRONİK BEYINLERİ. GÖBELS GİBt OZGÜRLÜĞE TABANCA ÇEKÎP, ÖZGÜRLÜKLERE «PAYDOS» DEMEYE NİYETLİ. BU, YALNIZ TÜRKIYE'YE ÖZGÜ BİR HESAP DEĞİL. Abidin DİNOyani oyunloro, tertlplere başvurulacaflı sorusu bollrivermişti kendiliğinden... Son oylordo, foşizm, genel soldırıya gecmiş bulunuyor, televızyontarla, filmlarld, radyolarla. kitaplorla. porasaı kaynaklorla, örgütlerle, vurucu gücierle. Dünya satranc tahtasında, yumuşama yonlısı güçlerte 80vaş yanlısı gucler arasında kıyasıyo bır oyun oyrvanıyor. Kapitalist dünyonın ağırlaşan ekonomik bunoUmı. petrol kay nakları sorununa ölum kalım boyutları veriyor. Kuş.<u yok kı ansızın patlak veren iran olayîarı, dünya stratejisi bak:mırdan Türkiye nin oneminı busbjtün arttırmaktodır. Aodı ipekcinin ölümünden ya nm saat önoe imzoladıöı yazıda. büyük gazetecı sezişi tle, iranın icişlerine konşmo yaniısı güclerin «oyumlarına karşı bizi uyanyordj. ipekcinin görüşü doğru! kimi güoler, Türkiye'yı kendi ellerine göre esnek bir'eldıven hdline sokup , petrol üreten Doöu üikelerini korıştırmok istemektedirler. Ül kerrızdft uysal fakat «güçlü». faşist ya da foşizme yatkın, kamufla|lı ya da acık bir zorbaJık reiimi düşleyenler var: Katmerleşmiş bir 12 Mart reİinri!, ya tia doha belerı. Bu ceşit plânlara karşı koduğu icin Abdi ipskçi ve kendisinden once özgürluk ve demok ras yaniısı nice yurisever. bu yuzden kanlar tcınde yere se/limişierdır «Benden o.moyaıa yaşam hckkı yok:ur> on!a•tv.na geien kıyımlardakı erek, • urt capında ve topiumu.n ısr katında korku saimak ve )u voldan devieti ele gecirnektir. Pek cok ülkede faşizn;n yönterri bu oimuştur. DCın jiduğu gibi bugün de öyle. Türk ha'.kımn ürkeceğini sanarlar yanıldıklorını görecekerdır elbet. BDtün tarıhsel der.eyler göstermektedir kı (aş:zma gecıt vermemek ıcin tek ccıre. avrı ayrı gucler hâlinda savaşmak yerıne. emekcilerin. oydınlcnn, ozgürlükten yana butün iyi niyetli ir.sanların, bağımsızhğiT.ızın bekcisı olan yurtsever demokratik güçlerle biriikte, tam bir dayanışma ICinde canavan çevirmek, kıstırmak, etkisiz hâİ8 getirmektir. Özgürluğe ya hep birlikte erişilecek, ya da demokratik güc'er teker teker ezi'ecektjr. Keidsmden önce şshit edi!en vüzlsrce yurtseverle b.rlikte. Abdi ipskçinın konı i!e ırrza'adığı sözcük, özgürlüktur. iran oloytarı cin yazdığı son sözlerini tekrar tskrar okuyalım: »Batılılaşrnayo duyuian tep küer, temelde. sosyoekonornık bozuklukların ve adaletsizliklerin ycattığı bılincaUı k.zgınIıkların patiamasıdır. O bozuk luklar ve adaletsizlikler düzeltılmedıkce. Batılılaşma eylemi dufdurul3o da ötkeler giderılmeyecek, sorun cözümtenmeyeeeMlr. *•" * Kızgmiıklar bir başka biçımde. b r başka nedenle patlamaya devam edecektir.» Abdi ipekçı bu sözler: yazarken yainız İronı mı düşünüyordu dersıniz? TÜRKİYE EMLAK KREDİ BAIMKASI İtanbul Ataköy, Ankar.ı 6üyüke<Jt, Yoîgat . Yerköy'de yapımı programlanan konutlirımızın çaus şartiarı beKi olrmıştur. Satışa çıkarıljn Konutiar için alınacak peşinat ile inşaatm br« timine kadar >aurılacak aylık taksitler şöyledir. Konutlarır» Yeri Alınacak Pe$inat TutarıÇlL.! ^'atı^lacal^ Aylık Taksit t'TL.) ilgili Şube ı !.ı Ataköyİst. 100.000.3.000.Aukoy BiiyükesatAnk. 100.000.Î.000.Yenijehir YerköyYozgat 75.000.» 1.00Û.Yerköy Konut tahsis edilen istekülerden ayrıca. İstanbul Ataköy için; • 1980 Yılının Ekim ayı sonuna kadar 100.000. T L , 19SI Yılının Haziran ayı sonuna kadar 100.000. TL., ~ Ankara Büyükesat için; 1979 Senesinin Haziran ayı sonuna kadar 100 0 0 0 TL., Yerköy için; 1979 Senesinin Haziran ayı sonuna kadar 50.000. TL., daha istenilecektir. İnşaatların bitiminden sonra önödemeve aylık taksitler tutarı satış bedelinin; Ataköy \e Bıiyükesat'ta % 50'sine, Yerköy"de % 25"inc, tamamlanacaktıu hizmeüne basladı Aradıklarınızı kendi gazetenizın okurları arasında arayın. Daha kolay bulursunuz. Kelimesi: 7,5 lira. Başvuru: Telefon 28 97 03 28 66 29 2 Konın airnak isteyenler 22.1.1979 tarihinden itibaren peşinatlarını Konutlann satışını yapacak ilgili Şubetere yatırmalıdıılar veya varsa mevduatlannt bu Şubeierimizenaklettircrek bloke cttirmelidirler. 3 Peşinat kabulü için son taıih 2S.2.1979 eiinüsaat 16.00 dır; 4 Kcnut almak isteyenlerden, kendilerinin eşlerinin ve velayeti altındaki çocuklarının mesken ya da akaıı bulunmayanlaı tercilı edilecektir. Ataköy ve Büyükesat'taki Konııllar, konutu olmıyanlardan alıcı çıkmadığı takdirde konııtu olanlara satılabilecektir. 5 Yukarıdaki koşulları yerine gctiren istekliler arasında 26.3.1979 günü noter ve istekliler huzurunda "Konut seçme 4 öncetik sırası" sapıanacaktır. Saptanan sıraya göre daset cdilccek istcküler Komıılarını scçeceklerdir. 5 Davet edildikleri giin ve saitte Şubede bulunamayıp Konutucu seçemeyenler, Şubeye başvurdukları giin ve anda seçinv lerini yapabileceklcrdir. Tabii bu dumrrda seçim kalan Ko • mıtlar arasından yapılacaktır. ?«»Tamamİ2yıcı bilgiler bütün Şubcicrimizden alınabilir., tu p ^ B ^ İ |;'fjf>* bügün Cumhuriyet kücuk ilanlar hizmetine TÜRKİYE EMLAK KREDİ BANKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle