Katalog

O N İ E t CUMHÜRİYET 10 ŞÇBAT 1*79 T. URCAN SETDALİ Bir SubatGecesiEvin Birinde... ı ...Sonra; J kadın, kohve zorromnı b'lir. ı Kalkılmca sofradan; ı on do(iko gecmederı, J fincan erkeğin onüne geiir. ı ...Sonra; [ yemek masasmın ccekii mjşambosı > silinir bir güzeice; ı oğlan smirlı, kız nülyalı. J ortaya ders «ıtapion sflrilir. ı On dokuz Ma,ıs bin dokuz yuz on dokuz'do } Ataturk Somsun'a ayakbasar 1 tarjh kitabında... ı Coğrafya kttabmdaysa; [ o gün bugün Tijrkıye; ı makine, optik. rıammadde aUr. , yenne fındık fıstık satcr. ! Oğian birara sorar usuıco: ı «BabaL Öğretmen söyiedi; J Atatürk hem d'şardaki ı hem de icerdekı ı düşmaniarlo savaşmış! [ Koloy olmamş vurdj kurîarmak! ı icerdeki düşmnnlar kimmış! | Baba, elıyie csus» işareti vapar, 1 radyoya kulak vermiş. . ı Yolun ortasındo durmuş;ar!.. ı Abdi ipekci'yi vurmuşlari.. ! Voy kudurmı/şlar!.. Voy kuaurmusicr!.. ı Kimmiş! Zoru nevmıs! Kac kışiymis!.. | Kımler yetıştıriyor b j ölüm rr.angaiarını? 1 Kirrler imzalıyor ölüm ferfnonlannı?.. ı Bunlaro dair haber yok! | Cevır öyleyse ibreyi. ı Ortadoğu'da en neşeü istosyonlar: | «yallah» göbek atıyor Arapior! 1 Bu kez, kız sorar: ı göbek havasıno uyarak î tBaba!.. Bir gün peîrol b;terse ne olur?..»; ı cSen dersine bak... ' insan denen korkak, işletir kafasını bir çe/ bjlur...» [ B T süre de gazeteye göz gezdirilir: ı maaşlarn tavanmo. tabanmo dolının göstergenin neresinden ayrılırsa, ...Sonra; ödevıer bıte', esneme.e bas ar cocuklar... Büicçıklannı /ıkaTiış; buruşmjş eilerini önıuğune kurula/orak Kadın ıcenve gırer... Boba; kolk.ar kolruğundan geıri': «Radyo btr şey sö*"enriez... Gazetede bir halt ,<ok... Yatajm...» Cocukloro döier «Hadi, odomza bakalım...» DıŞO'da. uzakta b:r trsn dudjğü... Hemen vokında. bir bekc auduğü... Bohceae. rüzgârın onü'ie katt ğ> cop tftn?kes'... Guğümunü boşaltTayo ijğrnson bozacınn boğuk. bezgın sesı... B;r dis keaınh ıs'.ekl jtırazı... B r kufur... Bir ada.Tiın cdırr.lan... ...Sonra; «Cıt». <apatı!an e'ektrk djğnes:; odova doljı/eren karonlık... ...Sonra; yorganın altına suzüien, vanno ak'.orıîmıs vorgunluk... ...Sonra; iki vücudun ezdıği somyada, neresındsn geldığı bünme/en bir neşe. br cıvı:tı... Kohva'tı. car$ı verrek camaşır. utü. buicsık hepsi bir yana. ıs •/otaktadır cjrt:W... Ne vor k1' kadının kolunu oyna'.acak kalmarnış'.ır ho'l... Kendme uzanan e'leri kavrar büeklennden. so'ur «Övle vorgunün ki... Bu gece dokunma bano. n'olur...» e n ne ne ka!ır? j • ı j • • ! ı J ' ı J • ı J ı ı { ı ı [ ı | • ı ı [ ı J ' ı [ ' ı ] ı , ' ı ! ' ı j ı Ciddiyel İ DÜZELTME sparta: (Cok Özel Muhabırirrnz BUdıriyor] Nuius yazmanlığmda colışmakta olan Cafer bevie Husnü bey meyhaneden cıktıktan sonra. yjrtıruk vumruğa birbirlenne gınçmişierdır. Görgü tanıklarının aniattıklanna göre. ucüncu dubleden sonra, «Bıraksınlar uikeyi beş ayda duzeiteyirr» aiyen Husnu beye, karsı mosada otur.Tiakta olan Cafer bey, «Ben dört oyda düzeltirim» dıye yanıt vennce tartışma başlamış, bu kez Hüsnü bey. «Ulan uç ayda düzeltirim, var mı bir diveceğin9» diye postcsını koymuştur. Bu postaya fena halde îınırlenen Cafer bey, «iki ayda düzeltirim, varsan cık» demiştır Hüsnu bey cikmamış, inmiş, «Bir ayda» diye bağırmıştır. Bu sırada tyıce dut o!an Cater bey. «Hafta lan hafta, hoftasmda düzeltirim» diye bağırmıştır. Ispanak ezmesı ağzındo, ayağa fırlayan Hüsnü bey, Ccferin uzerine atılıp ezmeğe cahşırken, »Bir gundeee» dıye ortalığı zırlatmıştır. Yoğurt taboğını Hüsnu'nun suraîına yopıştıran Cafer'se. «Bir saat u!arı. bir scatta öüzeUmm» diye narayı patlatmıştır. \ Muzaffer İZGÜ HAVADAN TÜRKİYE ir Türklere sorarsamz, Türkiye jeopoliîık konumu nedeniyle dünyanın gdzlerıni bir an bile üzerinden •ayırmadıuı bir yanmadadır. Bunu yabancılarla yapılacak kısa bir görüşme hemen ortaya çıkaracaktır. Kültürü çok genış olan yabancılardan bazılarına göre. Türkiye Güney Amerika'nın bir yerindedir. ama tam neresinde olduğunu • nıaalesef bilemeyeceklerdir. Bazılan da Afrika'nın ortalarında olduğuna kesinlikle emindırler. ama sorarsamz size enlem ve boyUımfartnı veremeyeceklerdir. Bu yukarıda bahsettiklerimiz daha önce de beîirttigimtı gibi çok küliurlü olan yabar.cılardır. Bunlann dışmda kalanlara 'Türkiye nerededır0 diye sorarsamz siri yaklaşık olarak şöyle yanıtlayacaklardır. ^Türkiye mi? Yeni hir traş makinrisı markası mı bu? Işte böylesine gözleri üzerimizdedir bütün dünyanın. Bunun da nedeni ulkemizin doğal güzelUkler açısından dünyanın eşsiz ulkelerinden biri olmasıdır. Ornegin Türkıye'nin üç tarah dcnizlerle çevrilmiş hir yarımada olduğunu daha önce helirtmiştik. Uzaydan çeküen fotograflarda bu gerçek son derece güzel bir şekılde görünmekte ve Türkiyenin bir yarımada olduğunu kanıtlamaktadır Bu fotograflarda deniz apaçık görunmekte ve kıyüanmızda duruo. durbiınle çevreyi seyrettikten sonra 'Burda deniz falan yok tiiyenleri son derece mafrçuD etmektedir. Evet denizlenn önünu biraz kapatmışızdır ama, insan ugrasırsa Çm Seddinden çok daha alçak duvarlan asmak. birkaç jafo arnrisini geride bırakmah ve ondan sonra da en fazla birkaç yüzkılometrelik çöp depoiarını geçmek suretiyle denize ulaşabilir. B Bu yazıyı okuyan bir yabancının gözlerinın fahası gibi açıldığını gorür gibi oluyoruz. Hemen soracaktır: «V'a insan muslugu çevırip. bu sudan hir hardak içerse ne olur?diye. Hemen söyleyelim. Hiç birşey olmayacaktır. Çünkü ulkemizde ınusluklar açıldıgı zaman sulann aktıgı da görülmüş şey degildir. Yalcın PEKŞEN Selçuk KULAKSIZ. Vural SÖZER j VURDUM DÜYMAZLAR ACIKLI YAZI aman herşeyi nasıl degıştıriyor. Zaman en bu yuk makyaj ustası. Beikı de en buyük «estetik cerrah»... Turp g;bı toprağın altındaki bölümümüzle övün mek neye yarar. Gene de ç,ünu olmayanlaro avunrr.a yolunu gecmişi açık tutuyor. Övünmek gibi olmasın ama, teheyy bir zamantar neydik! Koskooa davullorımız çolardı cdjyorı küffâr»da. (Gürotek gümtek, Qümteke Mk t*kl) Ştmdi. eiimızde bir küçük trampet tlolanıp duruyoruz. (Raptopatap. raptapatap: On para, ver, on para ver: on para yoksa. beş pora ver) Zamon herşeyi nasıl değiştıriyor. Koskoca bir bütünkon, tepeden bolyoz yemiz gibi dağılıveriyor inscnım. Kım var aramızda? İnsanlar arasında kim var? Evrimi bitirmişiz çok şükur. iki ayok üstüne yeni kalkma dık ya... Biri var. Bizden ayrı. b<zden başka... icimizde kaz var ördek var! / Ama nereve kadar? / Hani Cömert'im. honi ipekci'm. / Gucsüzum de y Q S n ı tutonm? / Ustarn öldüyse ben satanm. Şu kazı ördeği tutup bir yolsak. Suyuna tirit yapsak. Etini budunu ayırıp bir pilav üstü ceksek! Aşçtbaşı elm mi tutuldu? Yapsayan bir pilavüstü! Lütfen yap be!.. İcte, başlodı boru. Dışta. trampet bir dilenci ezgisi tutturmuş tapırdayıp duruyor. On para ver. on para ver; on para yoksa, beş para ver! / İSTEME BOŞVER! Ferruh DOĞANİKİ YlLDA BİR TuRİSTıK D1Ş GİZI.. VATA\DAŞLARA t>l$ L T i TURİZM PATLAMASI SOKAK ir Alımın'la konuşuvordum. Kendlsi, Turkiye'ye Hk kez geHyordu. Söz arosmdo: fSizirt sokoklarmızda neden bu kodor çok köpek var, pekl, bu köpeklerln vergisini klm verlyor?» diye sordu. Bir kahkaha otmamak Içiıt kendimi zor tuttum. Ciddl bir pozda: cBunlar hür köpeklerdlr.» dedim. Alman, kafa*ını verglye takmışti; «Pelei, vergilerini klm 6düyor?ı diye tekrorlodı. Bazı Insonlara, duymok istedikleri yanıtları vermek, onlorın memnun olduklarını görmek Için palavradan başko çare yoktur. Ben de: tBu köpekler hürdür ama yine de Beledıyeye bağlıdır.» diyecek oldurn. «Yani, vergilerinl Belediye mi ödüyor?» Evet anlomına başımı salladım. Alman, gözlerinl oçarak, «Yalnız, bir sorun var, dedi, sokak köpeklerl hızla ürer. Bu artış belediyeye büviık bir vergi yükü getirmiyor mu? Belediye bu yükün altından nasıl kalkıyor, ne gibi porasal önlemler alıyor?» Kiborca. «Siz maliyecl mislniz?» diye sordum. tHayır, dedl, sadece merok ediyorum.» Alman'ın merakını gidermek iCin, sadece bu nedenle ıAnlaJoyım, dedim, biz Tiirkler, çok müthiş Insanlarızdır. En zor durumlara bile öyle keskin ; i falı çareler buluruz ki, bulduğu muz careleri, gercekten biz mi bulduk, diye d« şüpheyle korşilarız. Belediyenin de belli miktardo köpek kontenianı vardır. Bu kontenjon, bellf mik».orın göriilür derecede üstüne Ciktı mı, Maüye Belediyeyi uyo rır. Belediye de derhot büyük bir harekâta girişerek, vergi ödememek icin, kontenjon fazlosı köpekleri zehirler.» Harika bir bulus amo Mallye bu işe iliraz etmez mi? Edemez ki, dedim. Neden edemez? Cünkü, Belediventn kafosı kızorso, kontenjon köpeklerlni de îehirler ve hic vergi vermez. Alman'ın kcrfası tyice karışmıstı. «Hlç böyle bir olay oldu mu?» diye sordu. «Otmadı oma her an olabilir.» dedim. Teşekkür ederek bu konudo soru sormaktan vazgeçti oma ylne de birşeyler sormok istermiş gibl bir hâli vordı... DİNÇÇAĞ B Tan ORAL. • Salt deniz mi? Ya ulkemizin havasma ne demeli? Çok hassas laboratuvarlarda, yapılan araştırmalar, büyük kentlerimizin fıavosındn bı/e hâlâ oksijen bulunduğunu apaçık ortaya çtfıarmıştır Ne yazık fei havaıun sıs basmış gibi olan rengi bıraz zihinleri bulandırmaktadır. Fakat bunun da güzel bir tarah yok mu? Böylece sokaklan boydan boya dolduran çöp yığınlarının ve lagım derelennin görülmesi oldukça zorlaşmakta. insanın dogayı doya doya seyretme zevki de kaçmamaktadır. Ya. suyu? Bılindigi gibi su, hidroıen ve oksiienin bir böîü iki oranmda hileşiminden ortaya çıkmaktadır. Ulkemizde oksiıene pek rastlantruıdıgı için H2O formülu yenne H2H (yani 2 hidrojen artı herşey) formülü ile yeni bir su türü üretilmiştir. Bu yeni suyun salt ülkemize özgü bir tadı. ayrıca kısa yoldan intihar etmek isteyenlere birçok fa,ydası vardır. eceyi bıcak gibi yırtan uçak sesleri, sonra duştu bombalar Pearle Harbour Üssunün üstüne alev alev. Can verdi bınleroe Amerikan en, tu • tuştu ne varsa tüm savaş gemılen, CİA'nın kendi üslerine. bile bile yaptırdığı bir Japon baskınıydu bu. Amacı neydi? Amerikan kamuoyunu kızdırıp Japonya'yı savaşa hazırlamok.. DP iktıdan sırasında tum renkli dergıler Ağrı clağında bulunan NUHUN GEMİSİ efsanesıyle doluyordu. Gemiyi bulon yabancı ekiplerin Anadoludoki serüvenleri heyecanla anlatılıyordu. Ağrıdağı tepesindeki NUHUN GEMİSİ'nin ucaktan oekilen fotoğrafları, izleyenleri hoyrette bırakıyordu. Türk kamuoyu NUHUN GEMİSİNE sokulurken yabanct ekipler Ağrt tepesine, Türkıye'nin başını ağntabüecek radar üsleri kurdular. Kamuoyunu cok lyi kullanon Napolyon şöyle söylemişti: «Vendee savaşımı kendimi katolik olarak tanıttıktan sonra kazandim. Kendimi müslümcn göstererek Mısır'a yerleştlm. Eğer Yahudi bir toplumo egemen olmak Isleseydim Hz. Süleymcnın tapınağını yeniden ku rardım.» S ULU5LARARASI COCUK YlLl YANLIZ ADAAM Semih POROY. Güle Güle Büyütemiyeceksiniz M evmiş? Alpaslan Türkeşe göre anarşi, 12 Mart benzerı yöntemlerle önlenebilirmiş. Neymiş? Sayın Su'eymon Demirel'e. »Sağa da karşıyımlj dedirtilemezmiş. Neymiş? Ne olabilir ki yahu... Lohusa honım, merokta sormuş kocasma; Bebeğimizi gördün mü? Ciceği burnunda boba, boynunu bükmüş; Ee... şey, gördüm. Ama dert etme, bunun için boşonacak değiliz ya! Boşonmak icin y«terii bir ne den midir, bilmiyoruz ama, evlilik yatağı kan, koca bir de besledikleri kargayo dar gelme ye başlodı. Ya gözleri oyulacok, ya da biri «Yandım Allah!» diye minder dışına fırlayacak. Bari nafakayı da bizden kesmeyip kendıleri ödeselerdi... Fuat ÖRER Mine GÖKÇE Beysun GÖKÇİN. Röve ŞAH'ta! utbol dünyasımn ünlü deyimlerinden olan *Raveşata»dan sonra siyaset dünyasında da «Böveşahta* diye bir deyirnin yerleşmekte olduğu bildirilmektedir. Futbolcunun giden topa ters yatarak vurması demek olan röveşata, bazen futbolcunun yere düşerek bir yerini incitmesi ve bir sür kalkmamasi gibi bir durum yaratabilir. F Siyaset dünyasına yerleşmekte olan deyim ise, Şah'ın kıçustu düşmesinden sonra olmuştur. Bilindiği gibi tarihsel olayların akısını değisiirmek isterken topa ters çıfecn Şah, yere öyle bir düşüş düşmüştür ki Fas kayahklanndan hâlâ kalkamamaktadır. Şah'ın yaptıgı röveşahtadan sonra. bir gözü tekrar oynayamayacağı eski tafeırnı Iran'da. diğer gözü de transfer paralannı beklediği hviçre'de olmak uzere sedye ile kaldırılmayı beklediği söylenmektedir. r Reşit AŞÇIOĞLU YASAK YAYIN ORGANLARI Toplum hiç bir zaman tasarlayıp bir şey yapmaz. Baş kaldırmaz. bırakır Işleri oyuncular yapsın, Tutkun bir fedakârlığo odanan oyuncular. Robert Frost Evet OYUNCULAR efkârı umumiyeyi parmaklayıp toplumu bir şeyler yapmayo itiyor lardı. Efkârı umumiye (Toplumun fikri demekti. Oysa bilinv sel olorak toplumun fikri yoktu. Toplum DÜŞÜNEMEZDİ. Sadece İNANIRDI toplum. İlkeı toplumlara doğru gidildikçe İNANÇ alonının genişlediğini. buna karşın AKIL ve DÜŞÜNCE'nin daraldığını görüruz. Toplumlar, TÖRE, İNANC. ÖRF, ve ADETIerle bireyin DÜŞÜNCE eyleminin icine cöreklenmiştir. Toplumda yeni bir insan doğardoğmaz otomatikman o toplumun dinini alıveriyor. Topluma ait inanç. örf ve adetler, sanat verileri bile bireyin tüm davranışlarına egemen oluyor. Hotta TOPUUM bireyin kendine don gömlek gibj giysi seçimine bile karışmak ta. MODA denüen, toplumun daraltılmış modeline uymaya zorunlu kılıp düşünme zahmetinden alıkoyuyor bireyi. Toplumun katı kurallarına uyan bireyin kişiliğinin öz kaynağı olan DÜŞÜNCE ve AKLI toplumun İNANCLARINA yenik düşer. ina(Devamı 11. Sayfado) Dr. İhsan ÜNLÜER mıı NERESI AÇIKM1Ş EsVı Boşbakan Saieyman DEMİREL. «Allaha bin şükur milletirnizin içerisınde boşımız dik, alnımız açık. yüzümüz oj< doloşıyoruz.» demış. iiâhi Süleyman be<y! Durup dururken nereden cıkorırsmız boyle şeyleri? Şimdi biri cıkıp da; «Hele şu Mobilya Komisyonu bir çalışmaya başiasın da. o zarnan anlaşı ır; a)n:nız mı acık, yoksa başınız mı?» derse, ne yanıt verirsiniz? Arr.a, sizin şu ocıklığa olon duşkunluğünüz var ya, işts orta hiç kimse bir şey söylemez. Neden mi? Sayenizde bizlerin de ardı açık da. DAR GELİRÜ BİR YURTTAŞ H 1 Talât GÜRELİ YAAVEfULLAH. DAN İki dünya arasında çocuğun ölümü Actı gözlerini cocuk Ve kopondı. Doğmadan fısıidamişior sankl Bizim dünyoyı... Tahsin ŞENTÜRK Ahmet ÇAK1B,