Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ONİKÎ CUMHURİYET 16 EKÎM 1979 EKONOML. EKONOMİ... EKONOMİ... EKONOMİ... EKONOMİ..: EKONOMİ... EKONOMİ... EKONOMİ... EKONOMİ... TAHVİL İHRACI YOLUYLE SPEKÜLATİF KAZANÇLARA RESMİYET KAZANDIRILIYOR Uluç GÜRKAN İSTANBUL HABER SERVİSİ Tahvil p\yasasında beklenen «patlama» gercekleşmiş, ocak ekim döneminde özel sektör tarafından piyasaya, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 95 fazlasıyla 2 milyar 733 milyon 750 b:n liralık tahvil sunulmuştur. Yapılan değerlendirmelere göre özel sektörün tahvil sunumu özellikle eylül ayında ilgllilerce «gercek patlama» biciminde değerlendirilmiştir. Hisse senedi piyasalarındaki durgunluk ve fiyat gerilemelerine karşın tahvil sunumunun olağanüstü artması. banka kredilerine sınırlamalar getirilmesinden, «krediden, mevduata» yönteminin daha geniş biclmde uygulanmasından, diğer finansman bicimlerinde de faizlerin yüzde 100'lere varmasından kay "«TurkTye ekonomlslnln en bunalımlı d8nemlnı yaşadtğıı yinelemesi. 14 ekim ara secimlerinin de önde gelen malzemeleri arasında yer aidı. Bunatım yinelemesine, tdöviz darboğazı» ve «hızlı enfiasyon» yakınmalan yanında, bu kez «piyasadakl para sıkıntısı» eklendL Piyasadaki para sıkıntısına karşı, özel kesim kunjluşlarının yoğun bir biçimdo sermaye artırımıro giderek hısse senedi cıkarttıklorı ve tohvil Ihraç ettiklerl gözleniyor. Özellikle tahvil ihraçlannın hiz kazandığı izleniyor. tAnonlm şirket Isenlz tahvil ihraç edlniz bize satınız...> ve «Tasarruf sahlpleri lcln yüzde 30 yüzde 40 net gelir sağlayan tahviller...> Gunlük basında hemen her gün görijlen bu Ban örneklerl coğaltmak olanaklı. İranlar. ilk bakışia sınırlı. Tasarrufları tahvil piyasasına çekme yanşının ekonomik yaşama girişi biçiminde algılanabılir. Gerçekten, nortnal tasarruf sahiplerl (çin, al> tın ya da gayrimenkul gibl spekülatif kullanım olanlan büyük ölcude kapanmıştır. Ayrıca, gösteriş icin lüks tüketim bir yana, normal tüketim olanakları da lyice daralmış bulunmaktadır. Önce yüksek oranlı ve iğneden ipliğe yansıyan zamlar, sonra taksitle satış yollarının kapatılması, tasarruf sahiplerinln seceneklerinl sınırlamıştır. Doğrudan bankolarda mevduat hesabı actırmak ya da tahvil ve hisse senedi piyasasma girmek dışında bir secenek kalmamışa benzemektedir. HANGİ TASARRUFLAR? 1979 yılının İlk dokuz aylık" verilerf. bankalardaki mevduat toplamının 75 milyar liranın üzerinde bir artış gösterdiğini yansıtmaktadır. Daha önceki hic bir yılda görülmeyen büyuklükteki bu artışın yarısından fazlası tasarruf mevduatı türlerinde meydana gelmiştir. öte yandan, 1979 yılı ocak • eylül döneminde yaklaşık 1,5 milyar liralıMahvil ihrac edilmiş ve satılmıştır. Halen satışı süren tahvillerin toplamı 750 milyon lira dolayındadır. Yıl sonuna kadar satışa cıkacağı acıklanan tahviller Ise 1 milyar IIraya yakın bir toplama ulaşmaktadır. Tahvil piyasasında. gerek ihrac tutarı. gerekse tahvil cıkaran işletme sayısı öncekl yıllardan bir kaç kat daha fazladır. Resmİ İstatistiklerin, klralan sablt vorsayarak ve 3040 yıl öncesinin yaşam kalıplarma dayanarak enflasyon oranını yuzde 65 düzeyine ancak Indirebildiği günümüz koşullarında bankalara ve jahvH plyasasıno yönelen bu fonlor şaşırtı;ıdır.. Enflasyon oranımn yuzde 65 düzeyine var» dığı bir ortcmda dahl. ne gelırieri tascrrufa kavdırabilmek, ne de tasarrufa yönelece^ fonları korumak olanaklıdır. Maaş ve ücretlilerin gercek gelirlerl, fiyat artışları karşısında son 10 yılda Octe bir oranında erimiştir. Piyosadakl para sıkıntısmın İlerl boyutlaro vardığı ve kimsenin tasarruf gücünün kalmadığı söylenirken, bankalardaki mevduat rakamları ile tahvil piyasasındaki gelismelerin kaynağı önem kazanmaktadır. Bu kaynağı irdelerken, ebanka ve ekonomik yorumlar» dergisinde, Yapı ve Kredi Bankası Yönetim Kurulu Başkan Vekill Memduh Güpgüpoğlu İle derginin Yazıişleri Müdüru Öztin Akgüc arasındaki konuşma ilginç ipucları vermekledir. GÜPGÜPOĞLU . AKGÜC Memduh Güpgüpoğlu: t...Enflasyonu boyuna körükleyen yüksek kârlardır. Çok kazanan girişimciler kârlarının büyük kısmını yatırımlara yöneltmiyorlar. Böylece fiyat artışına adeta öncülük edıyorlar. İkincisl ve daha önemli bulunan bir Olay da, haühazirda piyasada başıboş paraların dolaşmakta oimasıdır. Bankacılık cevrelerinde halen bu konu tartışılıyor. özellikle sanayi ürunlerinde bugün cmaliyetfıyat» ilişkisi diye bir kavram kalmamış olduğu lcln, malınızı neye tutturabilirseniz o fiyatla satıyorsunuz ve elinize bol paralar geciyor. Ama bunlar cfaturasız satışlar» dediğimiz, defterlere, kayıtlara geçmeyen satrşlar şeklinde olduğu ic'n, karşılığında alınan paralar mevduat olarak bankalara yntırılmamaktadır. Bunlara «serseri parclar» denilebilir.. Baz ekoncmilerde zoman zaman görülmüştür. Bunlar serserf paralar halinde bugün ülkemizde dolaşmaktadırlor Üstelik. kızışmanın sebeplerinden feirisi olan bu paralardan ekonoml de istifade edememektedir.» Öztin Akgüc: tSayın Güpgüpoğlu, sözünüzü kesîyorum ama. ekonomi galiba bundan yararlanabii'yor. Çünku. bildiğimiz yada duyduğumuz katian ile. bu paralar el altından plase ediliyor. Ve bunlara cok yüksek faizler ödeniyor. Bir kısriıı bankacılık sisteminden gecerek. blr kısmı do bankacılık sisteminden gecmeden plase ediliyor. ©özlemlerimize göre, bu paralar ekonomide dolaşıyor. Birtakım işadamları, cok yüksek faizler ödeyerek bu paralan alma ve kuilanma imkanına sahip oîuyorlar. Genellikle de bu paralar spekülatif amacla kullanılıyor... Çönkü ancak spekütar törler bu kadar yüksek faizler ödeyebiliyorlar... Bugün piyasada 10 gün İcin dahl yüzde 10 faiz verildiğinl duyuyoruz., ...Büyük kısmı vergiden kacmış bu paralarm bir kısmı banka sistemine girmeden elden ele dolaşmaktadır. Banka sistemine girenlere de. bazı bankalar yerll DCM sisteml uygulamaktadırlar. Herşeyf normol gelişiyor. Müstakrlz, bankaya normal faizini ödüyor. Fakat bunun dışında. mevduat yatıran kişiye acıktan blr ödeme yapıyor. Bu da faiz haddinl bankacılık slstemin: de öngörülenin cok Dstüne çıkartmaktadır.» Güpgüpoğlu ve Akgüc'ün söyledikleri, enflasyonun maliyetlerin üzerindekl aşırı kârlar nei deniyle köruklendiğinl ortaya koymaktadır. Spekulatif bic'mde sağlanan bu kârlar. piyasada büyük tutarlarda para butunduğunu kanıtlamoktad/r. Ancak, spekülatif kazanc alanları, özellikle döviz transferleri acıldıktan sonra genlş ölcüde kapanacaktır. Büyük bölümü kayıtlara gecmeyen bu paralara resmiyet kazandırmak kaçınılmazdır. özel keslm kuruluşlan, tahvil ihrac'arına hız verlrken, bu serseri paralara da resmiyet kazandıracak bir yol bulmuş olmaktadır. Tahvil ihracı eylül ayında rekor düzeye erişti rekor düzeye ulaşmıştır. 1 30 eylül tarihleri arasında özel sektör 1978 yılı toplom tahvil sunumunun yuzde 53'unü oluşturan 1 milyat 31 milyon liralık tahvil sunumunu gercekleştirmiştir. Diğer aylarda sunulan tahvillerle birlikte ocakekim dönemindeki miktarın 2 milyarı aşarak 3 milyara doğru tırmanması naklanmıştır. Piyasa ilgililert, özel sektörün önümüzdeki aylarda da tahvil sunumunu geliştirerek sürdü/eceğini, toplam miktarın 3 milyar lirayı da aşacağını savunmuşlardır, İlgililer, tahvil piyasasındaki gelişmelerin, hisse senedi piyasasını «olumsuz» etkileyeceğini de vurgulamışlardır. ULUSLARARASI BANKALAR, BORÇ VERECEKLERİ ÜLKEYİ POLİTİK AÇIDAN DA DENETLİYORLAR Bankalar, borç vermek için bir ülkenin iç politikasını, etnik ve etkili gruplara vanncaya dek inceliyorlar.. «Uluslararası 605 finansman kuruluşunun üçte biri ya ABD'nin, ya da ABD'nin kontrolu alünda..» Füstm ÖZBtLGEN Türkiye'nin uzun suredir yabancı flnans kuruluşlsLrı ile yurüttüğü borç erteleme ve yeniden borçlanma operasyonları, bu kuruluşlann ekonomik durumumuzvm yanısıra po litik gelişmelerimizi de araştınp araştırmadı ğı tartışmasıru ortaya çıkartmıştı. Eurodolar piyasalan ile ilgili olarak son günlerde ya•yınlanan bir araştırma bu tartışmaya ışık jtutmakta ve yabancı finans kuruluşlannın ! bir ulkeye borç verirken ekonomik durumun yanısıra o ulkedeki politik gelişmeleri de uzaın ve ince bir kontrolden geçirdiğini ortar ya koymaktadır. POLİTİK KONTROL LİSTESİ Devlet Yatınm Bankası uzman yardımcM • sı Güldar Mumcu'nun «Eurodolar piyasası»: • adh araştırmasmda yabancı finans kuruluş' ' lannın bir ülkeye kredi açarken başvurduki 'lan politik kontrol şeması aynntıh bir bi^ çimde açıklanmaktadır. Bu şemada: © «İç etkenler» başlıfı altında, ba#ımı sızlığın elde ediliş biçimi, ulusallık bilinci. etnik ve dini gruplar arasındaki anlaşmazlığın geçmisi, egemen bir grup ya da grup* lann varlıği; (D «Hükümetin biçimi demokrasi ise» baş* lığı altında, radikal ideolojik muhalefet partilerinin durumu, mevcut hükümetin etkiıw liği, etnik gruplarm oy kapasitesi ve hükü* metin halkın isteklerine karşı duyarlığı; ® .Hükümet biçimi askeri hükümet Ise.' başhğı altında, bu hükümetin yaygın halk desteği olup olmadığı, ordu kumandanlan arasındaki rekabet durumu. yer altı muhalefetin gücu, dayanılacak alternatif bir kuvvet olup olmadığı. konulan ele alınmaktadır. ® «Kesia politik değişmeler. başhğı al. tında hükümetin değişmesi ya da bir darbe, politik eğilimlerde kesin değişmeye ya da ekonomik bir kaosa yol açar mı? İç savaf çıkma olaşılıgı var mı? Darbe, politik dur* gxtnluğa ve karşı koymaya yol açabilir miT Ortaya çıkan politik rejim, ideolojik nedeın lerle borcu reddedebilir ya da erteleyebiliı; lai? sorulan sorulmaktadır. ® «Dış etkenler (savaş tehlikesi)» başhj fı altında, Bölge tümüyle patlamaya ha* zır ya da sakin mi? Komşular ile belirli an: laşmazlık kaynaklan var mı? Bir savaş eko* nomiyi ciddi şekilde zayıflatabilir mi? sonu larına yanıt aranmaktadır. © «Ekonomik ilişkiler konusunda îse» Etkili bir ekonomik boykot tehdidi var nu? Yardım eden belli başlı ülkelerle ilişkiler dü zenli mi? Dünya Bankası v e IMF ile olan ilişkiler sağhkh mı? Belli başlı ticaret bC lM kuyla belirli piyasalarda ticareti artırmak için politik anlaşma yapma planlan var mı? Ülke Amerikan yatınmını ve ABD ile ticare. tini artırma eğiliminde mi? ABD hükümeti< nin herhangi bir desteği var mı? sorulan do» ğerlendirmeye esas alınmaktadır. Yabancı finans kuruluşlannın «Politik kontrol listeleri»nden alınan bu çarpıcı özet, Türkiye'nin de 2 yıllık süreç içinde bu konularda ciddi kontroldan geçtiğini ortaya koymaktadır. Yanıtı araştınlan sorulardan da görüldüğü üzera bankalar borç vermek İçin bir ülkenin iç politikasını, etnik ve etkili gruplara vanncaya dek incelemektedirler. Daha gpnra da söz konusu ülkenin IMF ve Dünya Banka sı ile olan ilişkilerine. sosyalist blokla yaptıklan anlaşmalara, ABD ile olan bağlantılanna dikkat etmektedirler. Çeşitü finans kuruluşiannın bir ülkeye kredi açarken niçin ABD ile olan ilişkilerinj înceledikleri konusu ise Güldal Mumcu'nun araştırmasının bir başka bölümünden açıkca anlaşılmaktadır. Buna göre «Dunyada en azından 605 finansman kuruluşu 197173 döneminde 115 milyar dolardan fazla fonu Afrika, Asya ve Latin Amerika ülkelerine transfer etmiştir. Bu bankalann 475 tanesi OECD ülkelerinde, 137'si ABD ve 197'si İngiltere'dedir. Borç ver me karannın verildiği ve fonlann geldiği ülke genellikle bankanın bulunduğu ülke değildir. OECD ülkeîerindeki 547 bankanın 15r si difer OECD ulkelerinin bankalan tarafından kontrola tabidir. ABD'de bulunan 137 ban kaya ek olarak OECD ülkeîerindeki 51 banka ve çeşitü yerlerdeki 29 banka üzerinde ABD bankalannın kontrolu vardır. Böyleca 605 finansman kuruluşunun uçte bir; ya ABD nindir ya da ABD kontrolu altındadır.» Eurodolar piyasalannın verilerine göre yapılan araştırma yıllardır Türkiye'de tartışılan «dış finansman piyasalanna girebilme ve borç almakla övünme» konusunda ne derece gülünç durumlara düsüruldüğünü de sergilemektedir. U Ekim senato seçimleri tarlhe cdönüşümün ve tepkinin» simgesi olarak gececek. Tarımdan sanayie geçen Türkiye bu dönüşümü gerçekleştirmeye yönelmişken, öncelikle feodallzmi «tasfiye» etmeye de yönelmiş görünmektedir. 1979 seclmleri feodalizmin cetkin» olduğu son seçim değllse de, herhalde csondan bir önceki» seçimdir. Dönüşümun yanısıra, çofc önemli blr tepklyl gösteren 14 ekim, özellikle kentlerdekl tepkiyl dile getirmesi açısından bir simge niteliğindedir. İşçlsi, memuru, dar gelirlisl, aydını fle kentfer CHP'ye beklenenin de üstünde tepki göstermiş ve CHP'nln oy oranında önemli kayıplara yol acmıştır. FEODALİZMİN CÖKÜŞÜ Elde edllen ilk değerlendirmeler bu Ikl olguyu vurgularken. bunun kaynaklarına Inmenin de zorunluğunu beraberinde getlrmektedir İkl yıllık CHP iktidarı herşeyden önce Türkîye'nin görmediği fiyat artışlarının kurbanı olrmıştur. Yüzde yetmtşe voron fiyat ortıslanna da en büyük tepki kentierden gelmiştir. Ancak, aynı fiyat artışı kırsal kesimde taban fiyatlarıyla dengelenmek istenmiştir. Taban fiyat poiitikasında iş öyiesine cığnndan çıkrmştır kl, ne para ne maliye politikası kalmıs, secim yapılan illerin yetiştirdiğ! ürünlere göre, yenl yeni primler verilerek taban fiyatlan neredeyse «başıbozuk» bir biçimde arttmlmıştır. Bunun sonucunda taban fiyatı 14 ekimde tarihsel bir görev yopmış görünmektedlr. Bu da, her türlü ürünün pazara cıkmosı olayıdır. Nohut gibi, mercimek gibi daha önceden taban fiyatı uygulanmayan tarım ürünlerinde önce bu uygulamoyo gidllmesl, ardından ve hepsinden önemlisi ürünün pazarlonma olanağı, köylünün feodal ilişkilerden arınma sürecini hızlandırmıştır. 14 ekim beiki taban fiyatından dolayı CHP'ye kırsal kesimde belli bir oy orcnı soğlomıştır. Ancak cok daha vurgulanması gereken olay feodalizmin çöküşüdür. 14 ekimle birlikte feodalizmin tarihe geçmesi kesinllk kazanmışttr. Taban fiyatı feodalizmin çöküşünü hızlandırmıştır bir anlamda Kentler ise, CHP açısından blr «hezlmet» niteliğindedir. Burada da cözümlemeye alınması gereken il kuşkusuz İstanbul'dur. Seçimlerde her zaman İlk gelen sonuçlar kentierden alınanlardır. ilk sandcklar açıldığında CHP'nin oy oranı yüzde 33'lere dek inerken AP'nin oyu yüzde 48'lerde dolaşmaktadır. Kentler açıkça CHP'ye cephe almışlardır. Burada nerdeyse tmutlak bir gercekı olarak değerlendirilmesl gereken, kentlerin tepkisinin fiyet artışlorından kaynaklanmakta oluşudur. Gecim sıkıntısmın yerinl «artık gecinememe» almıştır 1979 ve 1930 yıllarmın da 1978'e gö re daha da yüksek fiyat artışları getireceği •YORUM ğı lllerde 1977 sonuçlarına göre CHP 300 bln oy ilerdedir AP'den. Ne var ki, İstanbul haric tutulursa kalan 28 ilde AP 150 bln oy öndedir ylne 1977 sonuçlarına göre. Ancak iki gün, öncekl seçim sonuçlarına bakıldığındo İstan bul Işçisi, aydını ve memuru ile CHP'ye beklenenin ötesinde bir tepki göstermiştir. istonbul'da CHP ite AP arasında fork yıllardır ilk kez tersine dönmüştür. İşte, kentierden CHP* ye gelen tepkinin ikinci kaynağı burada yatmaktadır. CHP Genel Başkanı Ecevit'in geçen yıl CHP Kücük Kurultayında «blzim solumuzun payı yüzde birdir* biciminde solu küçümsemesinin doğru bir gözlem olmadığı ortaya çıkmıstır. Gerçi sol oylar yine sol parti lere gitmemiş, cncak. CHP'ye hic gitmemiştir. Bu, solda henüz bir gelişme olmadığının kamtıdır. CHP'ye küsen sol oylar İslanbul'da sola da gitmemlştir. Seçmenlni büyük ölcüde sandığa cekmesini bilen AP ise bunda başarı sağlamıstır. Türkiye'nin bugünku ekonomik ortamında aslında önümüzdeki dönemde fiyat artışlarını önleyecek bir siyasol iktidar ufukto göröBmemekiedir. Fiyot artırları sürecek, petrol darlığı daha da yoğunlaşacaktır. Bu ikl gerçeği herhangi bir siyasal iktidarın değiştirmesi kısa dönemde güc gözükmektedir. l; BİRKAC SECENEK Konunun siyasal yanına gelince, ortaya birkaç seçenek çıkrr.aktadır. Bu sonuclarla AP erken seçimi gündeme getirmeye çalışacaktır. Secim yasasındaki değişikliği gündeme getirmeye çalışacaktır. Daha da önemlisi erken ya da zamanında yapılacak bir genel seçime dek, CHP'yi yeniden iktldara «mahkum» etmeye çalışacaktır. Muhalefetteki bir AP icin zaman yine AP yönünde işleyecektir. Demirel'in aklına hic getirmek istemediği iktidar olmaktır. Kısa dönemde iktidcrdcn uzak durmak yönünde beliren Demirel'in temel poliîikası, bundan sonra daha do süreklilik kazanacağa benzemektedir. Böyle bir durumda seçim sonuçlanna ter sinden bakıldığında, 14 ekim CHP'yi en geniş boyutlarıyla gündeme getirmeye adaydır. Gerek hükümet clmak, gerekse parti içi konular açısından CHP gündemde bulunmaktadır. Kentlerin tepkisi .Yalçın DOĞAN. artık billnmeyen değlldlr. Dışsatımın her türlü yöntem denenerek, arttrılmaya çal.şıldığı bir dönemde, iç pazarın kısılması yoluna gidilecek, bunun da aracı işci ucretleri ile memur aylıklartnı belli bir düzeyde tutmaktan geçecektir. Bir başka deyimle, fiyatlar artarken ücretler ve aylıklar belli ölçüler içinde ka,'occkt:r. Yani esıkıntı» daha da artacaktır. Bu belki ic talebl kısıcı yönde bir etki gosterecek, ancak sıkıntı hafiflemeyecektir. Kentlerin tepklsinde fiyat artışları yanında, bir başka olgu İstanbul gerçeğl İle açıklanabilir. 14 ekim senato secimlerinin yapıldı • DÜNYA BANKASI'nı temsilen yurdumuza gelen heyetle DPT yetkilileri Banka'nın «Türkiye: Krizden Büyümeye» raporunu tartıştılar. Dünya Bankası tnsarruf oranının yetersizüğini ileri sürerek 4. Plân'da öngörülen büyü me h,zının düşürülnnesıni isteıken DPT yetkilileri saptanan hedeflerin gerçekci olduğunu savundular. • AMERICAN EXPRESS INTERNATIONAL bankasmın Yönetim Kurulu Başkanı Mr. Richard M. Bliss, Türkiye için tek cözümün Batı ile Asya arasında bir yatınm ve ticaret köprüsü kurmak olduğunu söyledi ve Türkiye'nin yabancı kredi kuruluşlarıyla karşı karşıya gelerek anahtar rolünü oynayacak kuvvolli bir Merkez Bonkcsına gereksinimı olduğunu belirt ti. • HASAN UĞURLU SANTRAÜ'nin 29 ekimde deneme üretimine başlayacağı acıklandı. Yeşilırmak üzerinde kurulan barajdan yararlanarak calışacok olan hidroelektrik sant ra! ocak ayında normal üretime başladığında 500 megavvatt gucünde elektrik üretecek. • MERKEZ BANKASI'nca kamu kesimine aç.lan krediierde ocak eylül döneminde 73.1 milyar lira artış olurken bonkalara kullandırılan avanslardaki artışın 7.5 milyar lirada kaldığı, tarım kooperatiflerine açılan kredilerin ise 5.5 milyar lira azaldığı açıklandı. Kamu kesimi kredileri içinde en büyük crtış 342 milyar lirayla KİT'lerin hazine kefaleti kcr şılığındo kullandığı kredilerde görüldü. • ÖZEL ve KAMU SEKTÖRÜ yetkiiilerinden oluşan kaiabalık bir Türk neyetinln sınai ve ticari işbirliğini geliştirmek amacıyla Güney ve Güneydoğu Asya ülkelerine gideceği açıklandı Gezinin yıl sonunda gerçekleşmesl beklenlyor. • BUĞDAY rekoltesinln bu yıl 17 milyon tona erişebileceği ve halen 600 bln ton icin dışsatım bağiantıiarının yaoılmış olduğu acıklandı. Bu arada bir yandan dışsatıma hazırlanan TMO'nun diğer yandan il belediyelerine bir yazı göndererek gereksinimlerini serbest piyasadan karşılamalannı önerdiği ilerl sürüldü. Geçen yıldan elinde 700 bın ton buğday kalan TMO'nun bu yıl ancak 1.7 milyon tonluk alım yapabiidiği belirtiliyor. • BÜYÜK BANKALAR'ın mevduatında yılbaşından 21 sylül tarihine dek 564 milyar liralık bir artış olduğu ve toplam mevduatlarının 265.3 milyar liraya yükseldîğl saptandı. rilemeler gözlendl. • GÜBRE'de sonbahar gereksiniminln tümüyle karşılandığı ve 3 ekim gününe kadar 1 milyon 762 ton gübre stoklandığı açıklandı. Gecen yıiın aynı tarihinde gübre stoktarı 1 milyon 176 bin ton dolayındaydı. • YAŞ SEBZE ve MEYVE dıssatımmıo mazot ve gemi yokluğu nedeniyle aksayacağı ve saptanan 200 milyon dolarlık hedefe erişemeyeceğ' ileri sürüldü. Öte yandan TARİŞ Genel Müdurü Erdinc Gönenc, kuruluşunun yaş sebze ve meyve dışsatrmına el atması EKONOMÎ VE TÎCARETTE GEÇEN HAFTA Söz konusu 13 bankanın dağıttıkları kredllerln toplamı ise aynı dönemin sonunda 233.9 milyar lirayı buldu. • DIŞALIM'da en büyük artışlar petrol urunlerinde görüldü. 1979'un ilk sekiz ayında gercekleştirilen toplam dışalımda gecen yılın eşdönemıne oranla yalnızca % 8'lik bir artış olurken petrol ürünlerindekl artışm değer olarak % 100ü aştığı anlaşıldı. Gübre dışalımındaki artış da % 100'ü aşarak 243 milyon dolara erişirken ham petrolle demir çelik ve taşıt aracları sanayii dışalımlarında önemli genın kucuk ureticiterln yararına olacağmı belirtti. . i • PROTESTO EDİLEN SENETLER'in 1979 ocaktemmuz döneminde 15.7 milyar IU ralık bir değere ulaştığı ve bu değerin geçen yılın eşdönemine oranla %61'iik bir artış ifode ett.ği açıklandı Protesto edilen senetlerin sayısı ocak ayındaki rekora bir daha erişemezken değer olarak en yüksek rakama temmuzda erişildi ve yalnızca bu ay İçinde 2 •nilyar 612 milyon liralık senet protesto oldu. • PAMUK uretimmin bu yıl %10 dolayın tfa bîr artışla 265 bln tonu aşablleceği belirtildi. Bu arada Adana Ticaret Odası, 35 TL. olarak saptanan pamuk dışsatım kurunun gerçeklere aykırı olduğunu ve dışsctımı sınırlayabileceğini ileri sürdu. • ABD İŞADAMLARI'ndcn oluşan bir heyet cumartesi günu İstanbul'a gelerek Türk işadamlarıyla görüşmelerine başladı. TurKlye'deki yatınm olanaklarıyla ilgili araştırmalar yapan heyetin Ankaro'da da DPT ve ilgili bakanlık yetkilileriyle görüşmeler yapmcsı bekleniyor. • T. SINAİ KALKINMA BANKASI'nın 425 4 milyon lira olan sermayesi 1,5 milyara yükseltildi. • T. İŞ BANKASI Genel Kurulu'nun, banka sermayesinin 40 milyon liradan 1 müyar liraya yükseltilmesi konusunu ele almak üzere 25 ekimde toplanacağı açıklandı. • F. ALMANYA parlamentosu, OECD yardımı cerçevesinde Türkiye'ye cçılacak 380 milyon marklık krediyi onayladı. Kredi on yillık ödemesiz dönemden sonra % 2 faizle otuz yılda geri ödenecek. • İTO (istanbul Ticaret Odası) eylül ayında % 3,5 artan İstanbul perakende fiyatlarmda son bir yılda görülen artışın ise % 80'e yaklaşttğını saptodı. İTO endekslerine göre en büyük yıllık artışlar % 136 ile kültür eğience, % 124'le giyim eşyaları ve % 99la ısıtma aydınlatma harcamalarında mevdana geldi. • İNŞAAT sektörunde temmuz ayında önemli bir gerileme görülürker. bırım maliyetlerinin hızla arttığı saptandı. 1978de. 2,800 TL dolayında olan bir metrekare inşact birim maliyetinin 1979 temmuzunda 5.2O0 TL. dolayına tırmandığı saptandı. • TÜRKİYE FİNLANDİYA ortak işbiriiği tutanağı Ankara'da imzalandı.