19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tKİ om öOn CaTışmo Yasası'nın Meclis!erden geçtlği günlerde, yasonın sağlık alonındaki bircok soruna cözüm getireceği yokındaki cşırı iyimser yorumlar yanındo, bazıları da yasanın «kamu düzeninit altüst edeceğim, «Devlet'i CÖkerteceğini» ileri sürüyorlardı Gectiğimız temmuz ayında yoscı resmen yürürlüğe girerken, kamuoyu bu degişik yoklaşımlann etkisi altında şaşkına dönmüştü. Arcdan 6 ay gecti. Sağlık sorunlorının çözümiendiğini söyleyemsyiz ama kamu düzeni de yerle bir olmadı. nDevlet gemısı» bir ycsa yuzünden karaya oturmadı. Tam süre caiışma uygulaması ağır aksak da olsa ilerliyor. Olurnlu. olumsuz bazı deneyler bırikiyor. Güclükiere cözümler aranıyor. Fakat «dehşetengiz» yorumların bir türlü sonu gelmiyor. CUMHURİYET 23 OCAK 1070 r Olafbr ^ iörüşter Tam üün'den Dönülüyor mu? Doç. Dr. Gencay GÜRSOY İ. Ü. Tıp Fokülteai Öğratirn Üyesi Sözü edilen tecrübeli porlomenterler ve hukukcuior kimlsrdır bilems.'iz, ama bu kez sahnede Adalet Portısı'ni görüyoruz. TBMM Korma Komisyonu'nda AP Ankaro Senatörü Yiğıt Köker, yasanın iptaü icin Anaygsa Mahkemesi'ne başvurduklannı ve bu işi toptan cözümlemek üzere yeni bir yasa önsriîi hazırladıkıarını açıkiıyordu. Önari Anayasa Mahkeme'sin:n kararı ortaya cıktıktan sonra Meclis'e getırilecekti. Şu ana ka'dar Anayasa Mahkemesı bu konudokı başvurularla ilgili kararım acıklamış değiidir. Durumun yasa) acıdan nasıl değeriendirüeceğ.nı zaman gösterecektir. Ancok bir de yaşanan gercekler vor. Gectığimiz temmuz ayındon beri devam eden uygulomanın bılancosu nedir? Yasaya karşı yürütulen kampanyanın dayandığı lenıeller ne derece sağlamdır?. termektedir. Yapılan tüm yanlışlara reğmen. doğru ilke. varılan sonjca darrtgc.3:nı basmıştır. Kaldı kı, ysni calışma düzenı, yarım vüz yıllık bir gecmışten devralınan türlü kötu olışkanlıklar ve biiıncü. bilincsiz baltalamalar arasındo daha kurumlaşmaya zaman bile Dulomamıştır. Bu 8V üevlet bütcesinden sağlığa ayrılan 1*0x % 3'den % 67'ye cıkarmıştır. Bu derece düşük bir orar. cevremizde hangi ülkede vardır? Ücret Dengesizliği Yasaya vöneltıien eleştırılerin başlıca ağırlık noktalarından biri kamu görevlilerı crasında yarottığı ücret dengesiz'igidir Basındo uzun uzun. bır kaymakomla biı sağlık memurunun, bır hekım yuzbaşı ile bir gerıeralin ücrst kıyaslamaları corpıcı örneKle.ie dile geîirıldi. BurJar görür.uşte hak'ı eleştirilerdı. Pazarlık gucüne sah:p bir örgütlenme düzeyine voronıom ş olan kamu kesirnindeki calışanların gelirieri son derece sınırlıydı ve bu ke6imin sadece bir böiumüne tazminat ödenmesı eibette rahatsızlık doğurîcaktı. Ancnk. bu güne kcdar uygıılar.dığı Qıbı, o hekim yüzbaşının resmı çörevıne ek olarck muayenehane acıp. tam gün tazmınatının bırkoc katı kazanc sağlamasının. ya da o sağlık memurunun ebeiik. iğnecüık hatîa yerine göre hekımlik yaparak gelirini 3 5 bin lira artırmasını kim3e garip karşıiarmyordu Cünkü tserbast mesleks kazancı kutsaid:. Kcmu kesıminâe conşanlar 7 arasında i!k kez mı eşüsizlik doğuyordu OYAK ile MEYAK neden kıyaslanmıyordu? Bazı kamu gorevlMerine verılen konut k'edilerinden neden söz edilmiyoıdij'' Türkiye n.in. kjmu kesıminde calışan hekime ve bazı sağiık personsüne gereksinimi vordır. özellikle voksunluk bölgelerinde bu kacınılmaz b>r zoruniuluktur Ne vn?:k ki Olkedeki düzenin elinde, acığı kapayabılmek icîn pcrooan daha gecerlı bır crac voktur Eveî. bu gö7 rece bir eşitsizlik doğurocaktır. Doğal değıl m i Bu duzen baska ne doâurcbilır ki? Herşey Parasal mı? am gün yasası yeniden gundemde. Arkadaşırrnr Oktay Akbal gecen gun yazıyordu: •! Bugunleroe bir tartışmacîır, hatıa bir kapışmadır gidıyor. Hekimlenmızin pek coğu. hek m örguîlerı, dernekleri, üniversite oğretım uyelerının büyük bolümü, tam • t ü n uygulomasını ıstıyor. Ama bir takım «büyükler> de var ki, onlar ıstemiyor. karşı cıkıyortar olanca gucleriyle... Hem öğıetim üyesi olorak ayiık alacaklar, hem de muoyenenanelerinde para kazanacaklar. Peki, sizter gidin yalnız özel muayenehonelerlnızde serbest bırer hekim olarak calışın! Kcbul etmezler; ille hem orda, hem burda clacaklar. Yardan do serden de geçemezler.» Evet, sorun budur. Butün dünyada tıp biliminin doruğuna tırmanon iki ülke var: Blrincisi Amerlka; jkincisi Sovyetlsr. Acaba bu toplumlar tıpta nasıl ilerüyorlar? Ünlü doktorların özel muayenehanelerinde mi ilerliyor tıp? Yoksa bu bilim dalına yapılan büyük yatırımlarla mı? Tıp; üniversitelerde, fakülteferde, laboratuvarlorda. hbstanelerde, araştırma kurumlarında galişır. Lüks muayenshanelerde ise para kazanıhr. İster kapitaMst dünyada olsun, ister sosyalist: tıp b:!im;nde bulusları sağlayan uımanlor, para icin cahşmazlar Hsr tur tehükeye göğüs gererek, röntgen ışmlarıylo, bilinmedlk mikroplarla ol takke ver külah bütünleşenler ve sağlıklannı hice sayarak uyku durak bilmeden alınteri dökenler, kestltrini dcltiurmok amacıyla mı uğraşmaktadırlar? Sağlık ve büVn konusu parcsal teraziye vurulur mu? Ticaret işi yapıiır mı?. Bir toplum yozlastı mı, montık da bozulur; sogduyu köreiir. Bugünkü Türkiye'de her soruna cıkarsal ve parosol acıdan yaklasım doğal sayılıyor. Ne yazık ki scclı sakallı bazı profesörler de kendilerini bu ckımc kaptırmışlardır. Öyle ya, bir telefonlo milyon vurmak, aldım scttımla milyarder olmnk, bankonot desteleri üstüne soygmlık kurmok, banko cüzdanındakl sağdan sıfırlara göre toplumda degsr kazanmak qecerliy»e; profesörü, doçenti, hekimi nlcin bu carkın dlşlileıine yakosını kaptırmasın? Türkiye'de tıp parasal felsefenln hamurunda yoğuruldukca, ne bllin«sel bir atılım yapılabilir; ne de hoik sağlığına hizmet düzeni kurulabillr. Bu gerceği artık bllmeyen yok. Yok ama, cıkarsal duzenin ağababalorının sesi, mazlum yığınların sesini bastırdığı icin tam gün yasasına karşı direnme yoğunlaşıyor. Hani bir de tam gün yasası Anayasa Mohktmesi'nde iptal edillrse. bu tarihsel kararı cağımızın Türk toplumu alnında bir damga gibi taşıyacaktır • Ama tam gün yosasının boşlukiarı veya eleştirllecek yanları yok mu? Var. İcinde yaşadığımız düzende doktor muayenehanelerinin yararları ve islevleri yok mu? Kuşkusıız var. Klm eleçtirebiiir muayenehane acmış durust hekimleri? Bazan bir buyuk kentin kencr mahallesine, bazan bir uzak kasabanın caddeslne tabelasını asan ve hizmetl halkın aycğına götüren dcktorun du kuşkusuz saygıdeğer bir yanı vardır. Bugün eleştiri konusu olan, hastane yataklarmın biletlerlnl muayenehanesinde kesen doktor tipldlr. D«vletin sırtından yapılan bu ticcreti, daha açıkcası «yolsuzluğu« ortadan kaldırmak icin tam gün yasosı cıkarıimıştır. Böylece hostanelerde görevli olmayan muayenehane hekimleri de «haksız rekobeMen kurtulacaklordır. Tam gün yasasının 42 milyonluk koca ülkeyi böylesine birbirine katması, bu capta bir ttartışma» ve <kcpışma> oluşturması bile tıp keslminde işlerin ne denll yozlaştığını göstermektedir. Ancak yineliyoruz ki, suc heklmlerde değlt şu bozuk düzerıdedir; heklmlik mesltğinde bile porosol felsefeyi egemenleştlren körolosı düzenln insan klşlllklerln! öğüten paslı çarklarındadır r Yıpratrna Kampanyası Yeni calışma düzeninin ilk uygulamolorı sürüp gıderken, yasaya karşı olan küçük bir hekım cevresi, başarısı cok kez kanıtlanmış bozı yöntemlerle. etkıli bir yıpratma kampanyası başlattılar. Basın, parlomento ve sıyasal partller'e cok yönlü lüşkilere girdiler. Hastaların hekim secme «bzgürlüğünden», üniversite «özerkliğinden», Anayasa'nın «eşitlik» ilkesinin yokedüeceğinden söz ettiler. Hep özgüriüğü. özerkliği ve eşitliği savurtuyorlardı. Ünlü bir cerrah, kendi adıyla özdeşleştirdiği hastanesindeki başhekimiik görevinden istifa ettiğini ve bir ozel hastoneye gececeğmi cok dramatik bir mizansen icinde açıkiıyordu Bu ünlü hastane öe tıpkı kamu duzenimiz gibı coküp gidecektı. Yenı uygulcmanın bütçeye getireceği yük odefa acık ortiırmaya konmuşlu: 15 milyor, 20 milyar, 30 miiyar... Son anda. Devlet düzeninin sarsıldığım farkeden sayın Feyzioğlu, «Hatadon dönüimezse Türk Devleti'nin bütçesinin biie dengesizliği gıdermeye yetmiyeceğini» söyleyerek ocıkaritırmayı noktalıyordu. Bugünkü siyasal iktidarın attığı her adımın «Memleketi ucuruma sürukledığinı> durmaksızın yıneleyen cevreler biryana, belli bir ciddiyeti olan bozı köşe yazarları da katıldı bu kervanc. «Tam Gün Yasası hallacın pamuğu gibi ucuşturdu Devlefin düzenini...» «Ne umut ne huzur bıraktı kuruluşlarda... v b. «cıddi» gözlemleri dikkatlerimize sunduktan sonra. eksik clmasınlar coresini de gösteriyorlardi: «Carosi ne bu yanlışlığın? Bunu tecrübeli parîamenterlerden, hukukculardan sorduk, öğrendik. Caresi, bir tek madde ıle Tam Gün Yasası'nı kaldırmak.» Mali Yük Yasanın hozırlanı^ı sırasında, yeni uygulamanın bütceye ne kadcr bır yük getireceği konusundo cok gercekci tahmtnlerln yapılomadığı doğrudur Üniversite ve ordunun sonradon kapsam ıçine olınmış olmasının ve belü bir standardizasyondan yoksun bulunan sağlîk kurumlarında calışan personelin kadro ünvanlorıylo. yaptıklorı «fiili» hızmetin tam bir uyum gö3termemesinden doğan karışıklıkların. yasanın molı yükünü hesaplomakto güclüklere yol actığı anlaS'lmaktadır. Sağlık Bakanı bunun 4 5 milyar olduğunu söylerken» yasaya karşı acılon kamoanyada 20 30 milyordan söz edilmektedir Bizim elimizde elbette daha güvenilir bır veri yok. Ancak, yasa kap3amına giren tüm soğlık personellnin soyısnı 100.000 kabul etsek (gercekte 50 60 binı buimaz). bunlcrın her birınin yıllık tazmınatlarını 100'er bin lira desek bile. bütceye getireceği yük 10 milyar lira eder. Bunun ortolama % 25i vergi olorak bütceye geri dönecek ve geriye net 7,5 milyar lira kalacaktır. Bu eli acık bakkal hesabına 2,5 milyar da biz ekleyelim ve yasanın Devlet bütçesine 10 milyara mai olduğunu var soyalım. Ciklet tendustrisı» ıcin dışarıyo 12 milyon dolor döviz ödeyen bır ülkede, sağlık hizmetlerini biraz oısun düzene sokmak omacıyla bütceye 10 milyar lira eklenmesi cok mudur? 6 Ayın Bilânçosu Yasanın ve İlgili yönetmelıklerin hazırianış sürecinde pek titiz davranılmodığını, bozı eksiklik ve yanlışlıklorın bulunduğu bir gercaktir. Ünrversite ve ordu gıbı ışleyış duzeni farklı olan kurumların son anda yasaya bir madde ekleyerek kapsam ıcıne aiınmosınm türlü sorunlar doŞurccağı arjocıktı Yoso, bu kunımlartia gerıiş şekilde tortışılmalı. özellikler dikkate a'ınmolıydı. Bu eleşlırıl'jre biz de kaîıldjk. Sağlık alanındaki yanlış ama kokleşmış bir duzeni değiştirirken cok dikkatli davranmak ve tam gün calışma ilkesinin yıpranmasına neden olacak ocslecillklerden sekterlıklerden kccınmak ! gere'" Aini vurguiotiık • Arcak /asa, eks ği ve yonlısı ile 6 aydır haya;o gecmiştir ve kim ne deiss desın, birıken deneyler olumlu yönlerin ağır bastığıni gös Sağiık Hizmetieri YazBoz Tahtası Değildir. Tam gün calışma ilkesı, sağlık sorunlarını cözmek ve sağlık eğitimıni ülke gerceklerine uygun ve coğdaş bir duzeye cıkarabilmek gibi cok güc bir ı=ın başarı',n''r!sının sadece bir ön koşuluuUı'. Tek başına muciîeler yaratmas, beklenmemelidir. Bu ön koşulun yerine getirilmesinden sonra. soğlık düzeninin standardizasyonu, alt yapı gereksirimierinın sağlanması, etkili bir denetimin kurulması gibi bir dizi ciddi önlem alınmosı gerekir. Bu ;uzun ve zorlu sürecin daha ilk durağında, körüklenen tepkilere boyun eğip geri dönmeye kalkmak, kararsızlığın, tutarsızlığın ve güvensizliğin boğışlanmoz bir orneğini oluşturacaktır. HESAPLASMA Halâskâr Gazi Caddesi'nde Bir Yapı Burhan ARPAD umhuriyet İstanbul'unda Beyoğlu anoyolunun adı «Istlklâl Caddesl» oldu. İmparatorluk dönemi Osmaniıccsıyla «Caddei Kebir», Levantenlerin deyimiyle «Grande Rue du Pera» ve Türk istanbulluların buiuçuylo «Doğru yoUdu. Genc Cumhuriyet, Türk Kurtuluş Savaşının bir timgesi olarok, Taksim'e kada'r'bölüm İcin «İsliklâl Caddesiı buluşunu benimsemişti. Taksim alonmdan sonratı, «Cumhuriytt Caddeslt ve Harbiye Şiş[l arası «Holâskör Oazi Caddesi» oldu. Bu yeni adlor, 1930'lar Türfciye Cumhuriyetl'nin aydınlık yarınlar umuduydr. 1930larda bu adlar, insanları ve yapılarıyla bir bütündu. Gelln görün ki, aradan gecen yıllar, o güzeiim üc adlo cevreyi uyumsıızlaştırdı. Daha aCik bir deyimle, cevre o simge adlaro yakışmaz oldu. Türk Kurtuluş Savaşının koyduğu sömuru düzeninin yeni uygulayıcıları, şlşkin cüzdanları ve karanlık bakışlarıyla sarıvermisti «İstlklâl Caddesi»ni. Toksim Cumhuriyet alanı ve Cumhuriyet anıtı, belon yığmlarından, cirkinin cirkini alaca bulaca reklâm tabelalorından soluk alamaz oldu. Gezglnci satıcılar, lâhmacuncular ve dolmuş değnekcüeri saldırısma uğradı. Cumhuriyet Caddesi sağlık alanı ve soluk alma ciğerleri olan Taksim bahcssi, bir Amerlkan oisline kurban verlldi. jki numaralı parkın bir baka Amerikan oteline verilmesi gibi. Cumhuriyet Caddesi'nin Harbiye'de başlıyon uzantısı «Halâskâr Gazi». daha bir başka tahribe uğradı. C İstiklâl ve Cumhuriyet'in gercekleştirlcisi ve slmgesi Atatürk'ü yüceltmesi gereken «Halâskâr Gazi Caddesi nde once bahceli evler ve kucük apartmanlar yokedildi. Osıranlı konaklannın en son ve sapsağlom örnekleri yıktırılıp gunaşi ve havayı boğan, ineanları ezen sevimslz iş hanları yükseltildi. Oysa, planlı bir $ehirleşme, yerleşim, baş dinleme, eğlence, kültür, işyerl alanlarını ayrı tutar; fobrikayla viila, mezarlıkla apartman, okulla, işyerleri birbiri içinde yaptırılmaz. Ne edelim ki, bizim istanbul'un şehircilik işlerinden sorumlu olanlor, «Halâskâr Gazi Caddesiınln onurunu ve sıcaklığını yıkyapc'lara sorumsuzca veriverdiler. Fakal butun bunlardan daha acısı da var. Mustafa Kemal'ln Kurtuluş Savaşı'nın başna gecmeden once bir süre kaldiğı yapıntn durumu. Oysa, o yapı bir «Devrim Müzesi» olarak deçerlendirilip kamulaştırılmıştı. Atatürk Müzesi adı verilmişli. Zira, Gczi Mustafa Kemal Türk Kurtuluş Savcşını, şeriatcıların değil <mille!veki!lerin!n yönsteceğ! bir Türkiye Cumhuriyeti»ni o yapıda tasarlamıştı E?ki olon yopının onarımı gerekli görüldü günün birinde. Yuruılükie olan yonteme uygun bicimde onarım işi aç.'k cksillmeyia bir müieahhide verildi. Verildi omma, ac:k cksillme kurollorına göre en uygun fiyatla işi üstune alan, onarımdan vazgeciverdl. O günlerde yapı Işlerinde fiyat artiflorı görüldü diye. Müteahhld kendl açısından haklı olabilirdi. İş adamıydı. Kazanmosı gerekirdi. Üste verip onarımı yopması beklenemezdl. Şimdı yıüardır Atatürk müzesi hclka kapalıdır. Sadece kapolı cisaydı yi.ıe avunulacak bir yan bulunabilirdi. Günün birinds iyice onorılır ve halka yine açılır, diye. Oysa 1979 başlarında Halâskâr Gazi Caddeelnin o devrim srmgesi yapısı, tohta perdeler arkasında yüzüstu bırokilmıştır. günden güne çürümekte ve daha da harap olrnaktcdır. Carrları kıntmış, pancurları kopmuştur. Yağmur ve kar o kır;k camlardan içeriye girmektedir. Yönetmenlikler, ödsnskler, yasalar, kimi bürokratları sorumluluktan belki koruyabilir amma, ayd:n kişi olabilme ycnlonm da yitirir. Belediye Baskanları, şehrin en büyük mülk' âmirleri. bakanlar, «Halâskâr Gazi Caddesi»nden bunca yıldır hic mi gecmedi? Gecmedilerse. gazete yazılorı, fotoğraflar, okur mektupları da mı gözlerine carpmadı? Bin bir kaygu ve sorun arasında buna vaklt bulomodılarsa, sürüyEe ctcnısmanları kendilerini uyarmadı mı?. İstonbul ilinin Şişli ilcesinrie. Halâskâr Gazi Caddesi'nde bir yapı can cekişiyor. Tapuda yazılı pafta, parsel numaralarını bilemiyorum amma, Osmanbeyden Şişli Cnmii'ne doğru giderken sağda. Önünde tahta perde vor. İlgililere duyurumm. HEDEF, DEV BİR DENİZ GÜCÜ! TÜRK DONANMA VAKFINA YAPACAĞINIZ YARDIMLARLA BU HEDEFE ULAŞABİLİRİZ. A nsanların «sus gereksmI mesi, yaşamın vazgecili mez baş öğelerinden biridir. İnsan vücudunun dörtte uçüne yakın agırlığının sıvı olduğunu düşünürsek, hcva ve güneş kadar. yaşamak ıcin ınsan. nayvan ve bitki olarak bütün canlıların su gereksinmssıni karşılomak zorunda o'dukları yadsınamaz. Temizlik ıcin gerekslmr.e ıse acıkca ortadc. Öte yandan, uygarlık ve teknik geljşmeler sonunda öyle yo poy gareksinmeier oluşmuştur kı. su. hava ve guneş gibi yaşamın ön koşulu olan doğal gereksinmeler kadar önem kazanmıştır. Su, havo güneş gı bı yaşantının on koşulu olan doğal öğeler varlığına o kadar alişmışızdır ki. oniarın pneminı unutmuş oluruz da. öbur yapay gereksinmelerın giderilmesindeki aksaklıkları, dayanılmaz noksaniıklar saycrız. Gercekten. bu yapay gereksınmeler, toplum düzenine ve insan yaşantısının her alanına öyle gırıp yerleşmîşlerdir ki, bunların giderilmesinde karşılaşılan kısıntılar, bırden toplum ve ki şı yaşantısmı etkiler. örneğin, eiektrığın kesılmeeı, ulaştırma araclarının işlememesi, coplerın toplanmaması gibı durumları duşunelim. Bu durumlarda «hoyat durduls demekten kendımızi alamayız. Ydpay gereksinmelerin başında yer alan ve yokluğunda «Hayat Durdu!» dıyebıldiğimiz gereksinmelerin birini de petrol oluşturmaktadır. Özellikle yırmincı yüzyılda toplum yaşan tısına giren ve bugun en «Moş metü mevkii»ne oturan petrol, insan bedenindekı damarlarda dolaşan kan gıbı toplumun tek nık ve güniuk yaşantısının bütün aianiarında egemenliğini sürdürüp gitmektedır. Petrolü uretenler arasında süren savaşımlar ıle petrolu tüketenler arasmdoki acımosız sömurü savaşı, özellikle dünyamızın son on yılını doldurmokta devam et mektedir. Uluslararası petrol şirketleri. petrol çıkaran Arap ülkelerini petrol fiyatlarını arttırmaya ıterek zaman zaman bazı ulkelerin ekonomik bunalımlara sürüklenmesine neden olmaktadırlar. Gelişmiş ülkeler petrol fiyatla rındaki artışlar karşısında, ken di sınaî momüllerinin ihrac fiyatlarını arttırarak ticaret dengesini sağlamak olanağını kolaylıkla bulmoktaysalar da, geri kalmış ülkeler ağır sarsıntıla ra uğramaktadırlar. Örneğin. petrol ıhrac eden ulkelerin (OPEC) son olarak petrol fiyatlarına yaptıkları % 4.5 oranındaki zammın, gelişmış ülke lere en cok % 2 oranında yansıyacağı hesoplanmaktadır. Oy sa ülkemiz ekonomisine en az % 14,5 o'dnında yansıyacağına kesin gözle bakılabilir. Bilin diğı üzere, Türkiye petrole yıldo 1.6 milyar dolar odemekte olup bu son zamla bu miktar 2 milyara yaklaşacoktır. Bu da, butun klâsik ıhrac mallarımızlc elde ettiğimiz dovizler kadardır. İhracatımızda sağlanacok gelışmeler gözönünde tutulursa, petrol zamlorının dış ödemeler dengemizdeki olumsuz etkisinin ek olarak 200 milyon dolar olacoğı duşünülmek tedir. Önemli olon, petrol ithalâtına ödediğimiz dövizin 2 mil yar doları oşacoğı, ekonomimıze olan bu ağır yükün her yıl gıttıkce artacağıdır. Bugünkü acmosız petrol aavası. özeüıkle. Birınci Dünyo Sa vaşmdan sonro hızlo gelişmiş zamanımızda. Arop • İsrail 7 gün savoşından sonra yön ve nite'ik değiştirmiştir. 7 gün savaşında yenik düşen Arap Ülke leıı, bu yenilginin acısını, Pet SU VE PETROL SAVAŞI GELİŞMİŞ ÜLKELER, PETROL FİYAT LARINDAKİ ARTIŞLAR KARŞISINDA, KENDİ SANAYİ MALLARININ DIŞSATIM FİYATLARINI ARTIRARAK TİCARET DENGESİNİ SAĞLIYORLAR. ANCAK, GERİ KALMIŞ ÜI,KELER AĞIR SARSINTILARA UĞRAMAKTADIRLAR. PETROL SAVAŞINDA, YENIK TARAF OLAN ÜLKEMİZİN, BU DURUMDA. «SU» GİBİ YAŞAMSALLIĞI TAR TIŞILMAZ OLAN BİR SİLAHI KULLANMAYA BAŞVURMASI ZORUNLUDUR. bır kural mevcut değildir. Bu riteükteki akarsuların ne bicim de kullamlacağı, üluslorarosı bir anlaşrr.o ile bunun yanındo kili anl:şmaiorlc belirginiesmekte iss de. doğal kural, özel iıkie karşı önlem olarak, her ül <onin, akarsularının kendi ül<esı icınre kclan bolümü üstün Je ditedığı bicimde tasarru'la Dulunabıieceğidır Bu tasarruf nakkından bır başko ulke yara ına kendi isteğiyle bir özveride bulunması da buna karşı, oır eaımoe bulunulmasını istemek koşuluna bağlı tutulabilır. Oz^lllkie bu ülke. bir petrol ul kesi ise petrol savaşına, bu şekilde ckorsııların daliil edilme si kador oloğan bir önlem yoktur Petrnie sohip olmanın bugun yarottığı monopol durumu ka'şısında, gelişmiş Ü1k6ler, kendi throc maiiarının fiyatlarını ortT.p Arap ülkelerine akon pet rol dolarlonnı nasıl geri alıyor lursa biz de. ülkemızm coğrof ya konumuna uygun olarak gerekli gördüğümüz öniemleri olmokta haklı soyılırız. Dünyamızın yer altı ve yer ÜS lü nimetlerınin insanlığın ortak rnaiı sayılacağı ve ulusal olanakların başka ülke insanlarının sömürülmesinde bir orac o lcrak kullanılmadığı günlere ulaşı!ınca/a kadar, uluslararcsı ekonomik sa/aşlar ve bunalım lar sürüp gidecek ve bu arcda akarsu zenginliği acısındon Avrupcda iıcüncü sırcyı alan ülke mız de petrol savoşına «su» ile kotıimak zorunda kalacaktır. Kadıköy. Altıyol Kırtasiyecıler Sokak. 42 no.'da bulu nen oernegimiz. Muvckkithcre C Yeşilscray İşhanı no. 115e taşınmıştır. Uyeleri.nize duyurulur. DİL DER Kadıköy Yabancı Diller Yuksek Okulu Öğrenci Derneği (Cumhuriyet: 662) Dr. Zeki KURUCA Hukukcu Maliyeci ro| savasını kozanmak suretiyle cıkcımaya kalkması. uluslararası dengeyı lahlerme cevirmek cin petrolü ağırlık olorak kuüanmaya başlomışlardır. Böy le bir yol acıldıktan sonra OPEC ülkeieri olarak sık sık yap tıkları fiyat zamlarıyla Arap ulkeieri büyük boyutlara uloşan ekonomik cıkcrlar sağlamayı büşünmüşler: doğanın kendileri ne bchşettiği bu zengin olanakian, sömürüye varacak biclmde diğer ülkeler oleyhine kullanmaktan geri kalmamışlardır. Petrol Oreten Arap Ülkelerir.in bu tutumiorı, hukukta, hak kın kotüye kullanılması olarak tanımlonan ve hukuksol acıdan • savunulması olanaksız olan dav ranışlara tıpatıp uyrr>aktadır. Bu bicim bir davronışın. karşı ta N rafa. kendini savunma ve gerek li öniemleri alma hakkı vereceği tartışrr.osızdır. Bu nedenle, Petro! savoşının yenik tarafı oian ulkemizin. bu bunalımdan nasıl kurtulocoğım ve bu konu cickı öniemierin neler olabilece ğinj araşlırmak zorundayız Pet rol tüketim; olcnında alınacak oircok önlemler aranıp uygulanabilir. ysrli üretimin ortırılmcsıno çolışılabilir; mal ve hizmet ihrocatınm artırılmosı yolları o mr.abilir; fckat en sureklj ön lem, petrol savaşmdo «su» gibi yaşamsallığı insanlık var ol dukca sürecek olan «bır sılâhu kullanmaya baş vurmaktır. Pet rol, nasıl bir ülkenin yer altı servetı sayılıyorsa, su kaynakları. neh.r ve ırmaklar da yer üstü servetidir. Bu neder.le, su servetine sahlp ulkelerin, bu su lardan yararldnan komşu ülkelerden özellikle petrol üretıcısi ıse belli bir ödsmede bulun mos'nı ycdo petrol fiyatında bir inairim saâlanmasını istemelerj haklı bir istem sayılmolıĞır. Özellikle, üikemizin sahip olduğu siı servetinoen "yararlanan Suriye ve özellikle Irak'tan böy le bir istemde bulunması, boşvurulması zorunlu ve haklı bir önlem otarak görünmektedir. Böyle bir istemde butunma hakkı bir ülkenin yer altı ve yer üstü servetlerj üzerfndeki tartıs masız egemenlik hakkından öo ğor. Burcda, yer üstü servetle rınden akarsulorın bir özelliğire değirrr.emiz gerekir. O da, bir ülkede doğup öbür ülkeye gecen a«ar suiar üzerindeki egemenlik hckkının sınırlorının belirlenmesi konusunda kendini gösteıir. Bu konuda uluslcrarosı hukukta bağlayıcı kesin J^j Dr. rtnan üm«c* *• 1 OKU O >NLU| •^«^ 9 CKTI 30 Lv» ttmoeM CMUıatu».«TMM SINAİ YATIRIM VE KREDI BANKASIA.O YÖNETİM KURULUNDAN Sicil No 83879/27540 Bonkomızın 1978 faaliyet v'ii nc ait hissedarlar adi umıımı heyet tuplantısı, oşağıda yazılı gündemi görüşup kcrara fccğlomak üiere 16 şubüt 1979 cumo günü saot 14. 00'de İstanbul. Beşiktoş 3crbaros Bulvarı. Akcoğan Sok. No: 4143 numariic'akj Ba"ka Merkezinde ycpılacTktır. Yıllık rapor, kâr ve zarcr nesaDt, bilanço ve murokıplar roporu Ticaret Kanununun 362. maddesi gereğince topîantı tnnhinden 15 gun öncesinden başlamak üze re BarıK.amız merkezinde hissedarlanmızın tatkikine amade bulur.dLruiccaktır. ; KONGRE İLANI Derneğimizin yıllık oloğan kongresi coğunluk sağlondığı takdirde 3.2.1979 tarihinde saat 10.00 da İ.E.TT. Altıntepe binası yemek salonunda; coğuniuk sağlanamazsa 10.2.979 tarihinde oynı yer ve saatte aşağıdoki gündem gereğince yapılacaktır. Üyelerimize duyurulur. İETT Memuıiarı Sosyal Dayanışma ve Yardımtaşma Derneği Yönetlm Kurulu GÜNDEM Yoklama Kongrenin acılışı Divan secimi Saygı duruşu idari ve Mali rcporlorm ve bütcenin okunması 6 Oenetleme raporunun 0kunması 7 Raporlar üzerinde tortışma ve tenkld 8 Tenkitlere cevap 9 Hesap Komisyon roporu ile Calışma raporunun ve yeni yıl butcesinin tosvibi ile Yönetim Kurulunun aklanması 10 Secimier 1 1 Dilekler ve kopann 1 2 3 4 5 DUYURU S S. Petrol iş. Petrol ve Kimyo İşcileri Yapı Kooperatlfi'nin tasfiyesine. 13 ocok 1979 günü yapılan Genel Kurul'da oy birllğiyle karar verilmiştir. Bu nedenle. 15.000. TL'don fazla paro ödemis olanlara, ödediklerinin % 70'i 12 şubat 1979 günleri saat 12.0014.00 orasındo Cumhuriyet Caddesi NO; 26, Kat: 6 No: 604, Harbiye adresinde ödenecektir. istanbul dışında bulunonlann hesap numorası ya da acık adreslerini bildirmeleri gereklidir. Duyurulur. \ Toeflye Kurulu Sınai Yatınm ve Kredi Bankası A.O. Yönetim Kurulu GÜNDEM: 1 İdOre Meclisi ve Murakplcr tarafınaan verilen 1978 facliyet yılına cit raporların okunması, 2 197R yı!ı bilcnccsuylo kâr ve zarar hesaplarının ve safı kczar.cın acSıtılrrosı hakkında teklifin tetkiki ile eerekli Kararın verilmesi ve idare Meclisi Azalanyla MuraVıpijrın ibrası 3 Esas Mukevelenomenin 16. moddesine göre yopıl mış muvakkct idare Merlısi Azası sec.minın tastikı, 4 Esas Mukcvolenanıenln 14. maddesi gereğince idare Meclisi Reısı ile Reıs Vekilinın sec^lrnesi. 5 Esas Mukcveier.cmenın 25. rr.addesi gereğınce Murckıofonn İdare Meclisi Azolanmn lıuzur hakları ile Murakıploro verilecek ücretlerin tesbitı. (Heriş Reklam; 40) 691
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle