25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ransa'da yoymlanan ıLe Monde> gozetesinin Orta Avrupa muhabirı, komünistler ile sosyaldemokratlann arasındaki ilişkiler konusunun Macaristan Komünist Partisi saflannda güncellik kazandığını büdırmiştir. Mocar Komünist Partisinin Uluslararası ilişkiler Daıresi Başkanı Berecz'in «Sosyaldemokrasl ile uluslararası komünist hareketi» başlığı altındo bir ay önce Siyasal Akademide yaptığı konuşma Macaristan Komünist Partisinin yayın organında da yayınlanmıştır. Bu konuşmadan geniş alıntılar veren tLe Mondeıun muhabiri, Berecz'in bir yandan Fransız Komünist Partisi'nin gene seçimlerdeki tavrıni dolaylı bir şekilde eleştirirken, Avrupa'da komünistler ile sosyaldemokratlar arasında geliştirilebilecek işbirliğinin önemini vurguladığını bildirmektedir. Konuşmasında Sosyal Demokrasinin getirdiği sosyal reformların kapitall2ml güclendirip sosyotizmi geciktirdiğini belirten Berecz. buna rağmen gene de Sosyal Demokratlarla Komünistler arasında kurulacak geniş tabana dayanan bir birliğin solun nihai başarısını sağlayabileceğini söylemiştir. F Berecz oryrıca Doğu Avrupa Komünist Partileri ile Batı Avrupa Sosyalist Partileri arasındaki tlişkilerin, iki sistem arasındaki ilişkileri belirleyecek nitelikte olduğunu söylemiştir. DAHA ANLAYIŞLI Janos Berecz'in bu konuşmasının, iki yıl önce yayınladığı bir yazıya kıyasla sosyaldemokratlara karşı cdaha anlayışlı* bir tutum getirdiği belirtilmektedir. Sosyalist Enfernasyonal'in 13. Kongresinde silahsızlanma, yumuşamo ve Kuzey Güney diyalogu ile alınan kararlann bu yeni tutumu etkilediği ileri sürülmektedir. tişçi hareketinin iki •ğlllmi arasında bir diyalog kurmak gereklidir» dıyen Berecz'e göre, böyle bir diyalog iki tarafın «yürütülacek ideolojik tartışmada, düşmon olarak değii, rokip olarak yer almalarına yol acmalıdtr.» Bu sözler, komünistlerin ve sosyaldemokratlann arasındaki ilişkilerde köklü değişiklikler yer alobileceği yalunda yorumlara yol acmıştır. Öte yandan, Macaristan Komünist Partisi'nin bir başka yetkilisi. komünistler ile sosyaldemokrat lar arasında bir işbirliği. cAvrupa Güvenlik v« İşblrllğf» ile ilgili Madrid'de yapılacak konferans sırasında geliştirilirse, Belgrad'daki sürtüşmelerin tekrarlanmasının önlenebileceğinl ileri surmuştür. Berecz bu arada üc hafta önce Helsinkı'de Sosyalist Entemasyonalin Başkanı Willy Brandt'ın başkanlığında toplanan Silahsızlanma Konferonsı na da değinerek Komünistlerle sosyaldemokratlarm bu konuda ortak bir tavır almalarının mümkün olduğunu soylemiştir. Berecz, böylece Nötron bumbasının yapımma ve Batı Avrupa'da yerleştiril mesine karşı ahnacak ortak bir tutumun olumlu sonuclar doğuracağını belirtmiştir. (DIŞ HABERLER SERVİSİ) Macaristan Komünist Partisi'nin bir yetkilisi, komünistlerle Avrupalı Sosyal Demokratların ışbırlıgı yapmasını öneriyor • MACAR KOMÜNİST PARTİSİ ULUSLARARASI İÜŞKİLER DAİRESI BAŞKANI BERECZ'E GÖRE KOMÜNİSTLERLE SOSYAL DEMOKRATLAR ARASINDA KURULACAK GENİŞ TABANA DAYANAN BİR BİRLİK SOLUN NİHAİ BAŞARISINI SAĞLAYABİLİR. SİLAHSIZLANMA VE TÜRKİYE •Prof. Dr. Türkkaya ATAÖV 0 23 MAYIS 28 HAZİRAN TARİHLERi ARASINDA NEVVYORKTA CALISMALARINI SÜRDÜRECEK OLAN TOPLANTIDA TÜM ÜLKELER DEVLET YA DA HÜKÜMET BAŞKANLARl DÜZEYİNDE TEMSİL EDİLECEK. • TÜRKİYE BU ULUSLARARASI FORUMDA KUSKUSUZ DÜNYANIN BARISCI VE YAPICI KESİMİ İCİNDE YER ALACAK VE YENİ BİR YAKLAŞIMLA OLUMLU PUANLAR TOPLAYACAKTIR. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL KURULUNUN «SİLAHSIZLANMA ÖZEL DÖNEMİ» TOPLANTfSINDA BİR COK ULKE SİYASAL YUMUŞAMAYI ASKERİ YUMUŞAMANIN İZLEMESİ GEREKTİĞİNİ VURGULAYACAKTIR. 23 MAYIS'TA BAŞLAYACAK "SİLAHSIZLANMA ÖZEL DÖNEMİ,, TOPLANTISI TÜRKİYE iÇiN DE ÖNEMLi nka'da nükleer silahsızlanma isteyen bir grua, yurüyuş sırasında şoyle bir pankart da taşıyordu. «Yarın radyoaktif olmaktansa bugun aktif olmak daha iyidir.» 23 Moyıs28 Haziran 1978 tarihleri arasında New York'ta Birieşmiş Mılletler Genel Kurulunda «Silahsızlanma Özel Dönemi» toplantıiarı başlayacak. Bu toplantı yukarda özetlenen te'nlikelere yerinde ve dünya capında bir tepkıdır. Bu oluşumun önemini kücümseyemeyiz. Bütün ulkelerin temsılcılerinm devlet ya da hükumet başkanlan duzeyınde bir araya geımeleri sorunun onemımn ıdrak edılmekte olduğunun kanıtıdır. Kaldı ki, bu toplantımn ardına kadar acmasa bıle hic değilse aralayacağı bazı kapılar yarının yepyeni umutlarına pekâlâ ulaşabılır. Hele bu aşamalardan sonra bir Dunya Silahsızlanma Konferansı, silâhları denet altına alacak uluslararası mekanızmalar ve bu yönde bırtakım andlaşmalar yapılabilirse, büyük somut adımiar atılmış olacaktır. Türkiye bu uiuslararası forumda, kuşkusuz, dunyanm banşcı ve yapıcı kesıml icinde yer alacak ve yeni bir yaklaşımla olumlu puanlar toplayacaktır. Savaşı durdurma ve sınırlama cobolarının cok eski bir gecmişi var. Her bir aşamasındakı başarılar ve guclükler hakkında uzun araştırmalar ve yayınlar yapılmıştır. Bu gelışimi burada ozetlemeğe bile gerek yok. Ancak, iki Dünya savaşı arasında (19191939) Mılletler Cemıyetınin genel silâhsızlanmayı yıllarca tartışıp bir türiü başarı sağlayamadığını anımsamak yararlı olabilir. Önce italya'da ve sonra Almanya'da foşıst hükümetlerin ıktidara gelmeleri ve Japon ekonomisinin hızla askerileştırılmesi sonucu Avrupa ve kısa surede tüm dunya kendını gıttıkce hızlanan bir silâhlanma yanşı icinde buldu. Bu durumun doğal sonucu ikinci Cihon Savoşının patlamasıydı. Burada hatırlatmak gerekir ki, savaş silâhlanmanın başka yollardan devamıdır. İkinci Dünya Savaşının antifaşist niteliğı dünya halklarında yeni bir uluslararası duzen yoratma isteğinı komcıladı. Hic değilse geleneksel sılâhlarla bir dünya savaşını yaşamış olan insanlor, ortık, savaşm sodece «bir savaş durumunun olmaması» biciminde yorumlanmasını ıstemıyorlardı. Savaş görmuş olanlarda yeni bir dunya sistemine dayalı surekli bir banşın kurulması isteği yaygındı. Birleşmış Mılletler Örgütünün kurulmasının temel nedenı de buydu. Bu yapısal gelışmelerın yanısıra. barıştan yana gücler daha belirgin olarok ortoya cıkıyor, bircok halklar eski sömürgecı zincırleri kırarak bağımsızlıklorına kavuşuyorlardı. Ancak, emperyalizm yeni sömürme ve baskı yollannı denemekteydi. Faşızme karşı ortak zafer kazanmış olan eski Müttefikler üe ayrı askeri ve siyasi bloklaşmalar icinde karşı karşıya gelmişlerdi. Bu bloklaşma, onunla birlikte oluşan cSoğuk Savaş» dönemi, büyük devletlerin de kanştığı bölgesel savaşlar ve ceşitli müdahaleler silâhlanma yarısını hem nıtelık, hem de nıcelık yönünden hızlandırdı. Askeri bloklar bu yorışı sür dürücü ve hızlandırıcı bir rol oynadılar. BAĞLANTISIZLIĞIN KATKISI: içınde yaşadığımız yılların bir başka önemli gerceği de bağlantısız hareketin ortaya cıkması, kısa sürede hızla gelişmesi ve banşı olumlu yönden etkileyen yapıcı bir öge durumuno gelişidir. Cağımızın bazı yeni gerceklerine birlikte eğilmek Torundoyız. Dünyo tarihinin hıçbir döneminde bu kadar çok ülke siyasi ve askeri ittifaklar dışında kalmak istememışti. Oysa, cbağlantısızlık» kelımesinin kullanılmasınaan bu yana yırmi yıl bıle gecmemiştir. Kavram gercı bizde yenidir, kişiye göre tarafsızlıkla, örneğın gecen cıhan savaşlarında Belcika'nın durumuyla karıştırılır ama, bağlontısızlığın bir dünya görüşü, bir sistemler anlayışı vardır. O kadar kı, bazı uluslararası politıka teorisyenleri kendi sistemıerıni bağlantısızlık seceneği üstüne kurmuşlardır. Bağlantısızlık, başlangıcta tehlıkeli bir bloklaşmaya bir tepkl olarak belirdıyse de, bugün, uluslararası ilişkilerin radıkal bicimde değişmesi gerektiğine olan inancın bir ifadesidir. Bağlantısız ülkeler dünyaya daha iyi bir uluslararası ilişkiler anlayışı getirdiklen ınancındadırlar. Onlar kuvvet politıkasına demokratik alternatifı bunda görüyorlar. Konuya boyle bakıldığında, bağlantısızlık bir «degişlklik» progromıdır. Önce Asya'da başlayıp Afrıka'yı da icine alan ve Lâtin Amerika'yı da ilgilendiren bu akım Avrupa'dan da bazı ulkeleri kendine cekmiş, giderek kendinj bağlantılı sayan bircok ülke bağlantısızlığm felsefesıne bazı noktalarda yanaşır olmuştur. Yumuşamayı dünyo banşı icin gerekli gören bağlantısızlar sınırlı bir yumuşamayı reddetmekte de birleşiyorlar. Istediklerı bunun bütün dünyaya üc anlamda yayılmasıdır: Bıri iki büyük devlet arasında ve belirli bir kıtayı ilgilendiren ilişkiler olmaktan cıkıp kapsam ve coğrafya yönlerinden butün bölgeleri icine alması; ikincisi, bir yanda yumuşama ve öte yanöa silâhlanma celişisinin ötesine gecerek bütün devletlerin bu oluşumda eşit rol alması ve ücüncü olarak yumuşamayı sadece «gerginllği azaltan» bir kavram olmaktan cıkarıp kurtuluş, güvenlik ve hızlı kalkınmayı birleştirecek devamlı bir barış durumuna yuceltme... Silâhsızlanma toplantısma ilişkin ilk kapsam lı öneri. Lima'daki (Peru) Bağlantısız Ülkeler Dış İşleri Bakanlan Toplantısında yapılmıştı. Daıa sonra, Kolombo'daki Bağlantısız Ülkeler Devlet ve Hükümet Başkanlan bir gündem bıle saptamıştı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu hem düşünsel, hem de örgütseı oncülüğüyle 21 aralık 1976 tarihli Otuz Birinci Oturumunda 1978'de silahsızlanma konusunda ya bir Genel Kurul Özel Dönemi yapma, ya da bir Dünya Silahsızlanma Konferansı duzenleme kararı almıştı. Genel Kurul'un son toplanısmda başkanlık etmış olan Yugoslav Lazar Mojsov'un bu Özel Döneme başkanlık yapması da bekleniyor. ASKERİ YUMUŞAMA GEREĞİ: Genel Kurul'un 23 mayısta başloyacak olon toplantısında bircok ülke siyasal yumuşamayı askeri yumuşamamn izlemesi gerektiğini vurgulayacaktır. Gercekten, aevletler arasında güven ya ratacak yol budur. Bazı devletler nötron bombası gibi yeni silâhların yapılması tosanlarına haklı olarak korşı cıkıyorlar. Ancak, istenen tüm nükleer silâhların yasaklanmosıdır, cünkü 1959'dan 1977'ye kodar imzalanmış olan on üc andlaşma birtakım sınırlamalar getirmekteyse de, silâhlanma yanşında artan rekabet dünya barış güvenliğinl tehlikeye soktuktan başka, bütün ulke halklarının omuzlarına cok ciddî ekonomik yuk ler de koymaktadır. YARIN: Silâhlanma mı, kalkınma mı? " nson tarihte hicbir zaman, bugünkü kador. kendını ve cevresini bu derece ortadan kaldırabilecek guce erışmemiştı. Gene Kanadalı ozan Margaret Attvvood «yaşamımızı surdürmek katlanabileceğimiz tek savaştır» dıyor. Ame I Amerika Birleşik Devietleri'nin Latın Amerika ülkelerini denetimi altında tutabilmek ve bu bölgedeki antı emperyalist hareketlerin gelişip birer guc durumuna gelmelerini onlemek amacıyla bölge ülkelerini icine alan, «SATO» <Guney Atlontık Sovunma Paktı> adlı yeni bir askeri pakt kurmayı planladığı bıldırilmektedir. Suriye'de yayınlanan «El • Baas» gazetesinın bildırdığıne göre ABD, özellikle Jimmy Carter'in yönetime gelmesınden sonro Latin Amerika'da yeni bir ekonomik ve askerî strateji saptamaya boşlamış ve bunun hazjr))klarına girişmiştir, Belirtildiğine göre Carter yönetimi. 1960' iarın başında, o zamanki Başkan Kenned/ tarafından ortaya atılan «Gellşme İçln Birlik» proıesinj yeniden ele almış ve günün koşullarına uyacak bicimde değiştirilmesıni, gelıştınlmesini ongormuştür. Yapılmak ıstenen değişiklikler, ABD ile Latın Amerika ulkeleri arasında «iyi komşuluk ilişkileri esasına dayalı bir denetim» bıcıminde formüle edilmektedır. Bölgedeki anti emperyalist akımların sozcüleri ise, bu formülün, Washington'un Latın Amerika 'nalklorına karşı şimdiye kadar uyguladığı «sopa po/it/kası»nı bırakmak nıyetinde olmadığını kanıtladığını belirtmektedirler. Bu sozculere göre Carter yönetimi. «sopa politikası» ile «iyi komşuluk ilişkileri» arasında bir sentez yapmoya ve «Amerikan sopası»nı «iyi komşuluk ilişkileri» demagojisiyle maskelemeye calışmaktadır. HANGİ ÜLKELER KATILACAK? VVashington'un Latin Amenka'da kurmayı tasarladığı «SATO» adlı askeri pakta, bölgedeki bazı ulkelerin şimdiden katılmayı kabül ettffclÖrj bildiriimektedir. Bu ülkeler orasındo Brezilya, Arjantin, Şill, Uruguay ve Paraguay başta gelmektedır. Bildirildiğine göre Amerikan askerî uzmaniarı, kurulması tasarlanan paktın, NATO benzerı olmasını ve NATO'nunki gibi bir ortak askeri guce sahip bulunmasını istemektedirler. Paktın kurulmasından sonro, şimdi kotılıp katılmamakta kararsız görünen ulkelerin bir bolamunün de, sağlanacok çeşitli askeri ve eko • CARTER YÖNETİMİNİN KURMAK İSTEDİĞİ PAKTI. BREZİLYA, ARJANTİN. ŞİLİ, URUGUAY VE PARAGUAY'IN ŞİMDİDEN KABUL ETTİKLERİ 8ELİRTİLİYOR. KÜBA, MEKSİKA, BOLİVYA VE PERU TASARIYA SERT BİCİMDE KARSl CIKIYORLAR. Amerikan uçak sanayiinde yeni bir canlılık dönemi başlıyor NEW YORK Amerikan sanayi cevreleri, hava trafığinin canlanması ve yeni dev kontratlarla ucak yapım sanayiinın yeni bir canlılık donemine gırdiği görüşundedırler. Nitekim, 1977 yılı icinde ucak yapım sanayıinin satışları toplamınm 3 milyar dolar clmasına karşın bu yıl, bir aydan kısa bir sürede yapılan uç kontratın toplamı 2,2 milyar dolardır. Gectiâimiz hafta icinde havacılık tarihinin en büyuk satışı kontrata bağtanmış. 900 milyon dolarlık bu kontrat Smgapur Havayolları ile Amerikan Boeing firması arasında imzalanmıştır. Öteki iki kontrat ise dikkatlerdan kocmomış ve bu yeni patlomada artık piyasa gereksınmelerine cok iyi uydurulan Avrupa ucak yapım sanayiinın rekabetini dikkate almak gerektiğini ortaya cıkarmıştır. Amerikan ucak yopımcılan 1980'lerde pıyasayı artık tekelierinde tutamayacoklannı iyice anlamışlardır. Bir Avrupa konsorsiyomu olan «Alrbus İndustrie» 778 milyon dolarlık bir kontratı Amerikalı ucak yapımcılarının elinden kapmış ve «Eastern Airlines» şirketinin bu siparişini Avrupa'ya çekmiştir. Bu arada «PanAm» da verdiği 500 milyon dolarlık siparişte, alacağı «Loockheed 11011» ucaklarının her zamanki gibi «Prott And VVhitnay» motorları yerine Rolls Royce motorları ile donatılmasında israr etmiştir. Bu kontratlar ise cok şeyler vaad eden bir donemin sadece başlangıcıdır. Nitekim bircok şirketın filolarını yenilemeleri ve 1960'larda aldıkları cBoeing 707, O.C. 8» ucokları ile ilk Jumbo Jetlerini artık değiştirmeleri zamanı gelmiştir. Havacılık konularında araştırma uzmam «Crow«l, We«don And Co» kuruluşunun tahminlerine göre, gelecek 10 yılın piyasası 70 milyar doların üzerinde olacaktır. Ucak yapım fobrlkaları, 1980'lerde piyasasıntn gereksinmelerini karşılayabilmek icin daha şimdiden, orta menzilli ucaklara dek uzayan yeni ucak «oflelerl» yapmakta ya da bunların yapımına gecmeğe hazır bulunmaktadırlar. Bu ucakların tümü de, icinde bulunduğumuz on yıl sonunda ve özellikle Amerika Birleşik Oevletleri'nde yürürlüğe girecek olon kurallara uyacak şekilde daha az gürültülü ve daha az enerji harcayıcı olacaklardır. Şimdilerde en gözde olan ucak türü ise kuşkıısuz orta menzilli ucaklardır ve bunun da günümüzdeki şampiyonu 229 koltuklu Avrupa hava otobüsüdür. (o.a) ABD'nin Latin Amerika'da SATO adh bir askeri pakt kurmak istediği bildiriliyor nomik yardımlar nedeniyle katılmayı kabul edeceklerı düşunülmektedır. «KAPİTAÜZMİN GÜVENCESİ» Verılen bılgılere gore VVashingtor), Latın Amerıka'daki calkantılorın, yolnız kendı nufuzunu sarsmakla kalmayıp, günün bırınde bu bölgedeki kapıtalist reıımlerın gele ceğını de tehlıkeye duşüreceğinden kaygılan maktadır. Özellikle Vietnam, Kambocya ve Laos'ta uğradığı yenılgilerden sonra Latin Amerika'ya daha buyuk önem veren ABD, gerek kendi nufuzunu ve gerekse buna bağ lı olarak bölgedeki kapitalıst reıimlerı gu Başkan Carter: Yeni bfr askeri pakt. vence altına almanın yollannı böyle bir askeri paktta aromaktadır. Ancak Kuba, Meksika, Bolıvya, Peru gibi bazı ulkelerin sert bicimde karşı cıktıkları boyle bir tasarıya, paktta kalmayı kabul eden ulkelerde de muhalefet edenlerin sayısı azımsanamayacak kadar büyüktür. Siyasal gozlemciler, Carter yonetıminin, tasarıyı gercekleştirme yolunda adım atmosı halınde bircok engellerle karşılaşacağını ve başansızlığa uğramasınrn dahi uzak ihtimal olmadığını belirtmektedirler. (Dış Haberler Servisl) Ispanya Mektubu MADRİD Ekonomik önlemler denince İspanva'da aklo hemen Moncloa kararları gelir. Bu kararlann uygulayıcısı ve takipcisi Ekonomi Bakanı E. F. Ouintana büyük sermaye cevrelerının yoğun cabaları sonucu istifa etmek zorunda kaldı gecen aylarda. ispanyol Ekonomi Bakanı ocak 1978'de verdiği demecte, Moncloa kararları uygulanmoz ise istifa edeceğini zaten belirtmişti. Enflâsyon hızının kesildiği, ekonomik bunalımın giderilmeğe yüz tuttuğu bir dönemde büyük sermaye cevreleri, cıkarlarının tehlikeye gırdiğini görerek Ekonomi Bakanı aleyhine ağır suclamalarda bulundular. Sermaye cevreleri Ekonoml Bakanı E.F. Ouintana'dan ve özellikle onun reformcu ekibinden kurtulmak istiyordu, burtda başarılı o/dular. ispanyol Bakanlar Kurulu tAvrupa Ekonomik Topluiuğu ile ilişkiler Bakanlığı» kurma kararı oldı. Ticaret Bakanlığı 1 marttan beri tüketim maddeleri fiyatlorının 6 ay süreyle artınlmaması kararını yürürlüğe koydu. 1977 yılında yüzde 26.4 oranında artan tüketim maddeleri fiyatları bugünlerde yüzde 0.8 oranında artış gösteriyor. Günlük asgari ücret nisan ayından itıbaren 548 pesetaya yükseltildi. Bu rakam 1975 yılında 280 peseta idi. ispanya nüfusunun yuzde 36.33'ü aktif nüfus olarak kabul ediliyor. Bu aktif nüfusun yüzde 6.27'si işsiz durumda. İşsızlik, özellikle inşaat ve sanayii sektöründe cok belirgin. Aktif nüfusun yüzde 0,38 oranında artmasına karşı aynı dönemde işsızlik yüzde 7.04 oranında art Öner ILGAZ İSPANYA'NIN DIŞ BORÇLARI 14 MİLYAR DOLAR makta. İspanya'nın halen dış borcları 14 milyar dolardır. IMF'nin 4 yıl vadeli yuzde 4,3/8 faiz ile verdiği 300 milyon dolar kredi dışmda serbest piyasadan 1 milyar dolar daha kredi sağlanacağı belirtilmekte. Halen ispanya'da kişi başına düşen dış borclanma 400 dolar civarında. ABD ise ispanya'dan alacağı olan 164 milyon doları ya iptal etme, ya da uzunca bir süre erteleme kararında. İspanyaABD dostluk ve işbirliği anlaşmasında ispanya'ya, NATO üyelerinin de kullandığı F16 iet ucağından 72 adet verilmesl maddesi bulunmakta. Fakat ispanya Fransa'dan 800 milyon dolar karşılığında 48 adet Mirage F1 ucağı satın almayı kararlaştırdı. Fransa'nın nötron bombası yapmasına olasılık verilmiyor UZMANLARA GÖRE. FRANSANIN NÖTRON BOMBASINl GELİŞTİREBİLMESİ İCİN ASKERİ TEKNOLOJİYE AYIRDIĞI BÜTCENİN YARISINI BU ALANA KAYDIRMASI GEREKİYOR.. ARİS Nükleer siiâh teknolojisinde ABD ve Sovyetler'den 10 yıl daha geride olduğu bildirilen Fransa'da nötron bombası deneylerinin varlığı konusunda ceşitli göruşlerin orya atıldığı bildirilmektedir. Bilindiği gibi bir süre önce Fransız bosınmda yer alan bazı haberlerde Fransa'nın, Pasifikteki Mururo Mercan adasında bir nötron testini başarıylo denediği belirtilmişti. Ancak askeri gozlemciler Fransa'nın söz konusu teknolojinin gelişmeslnin önünde dikilen engelleri aşamayacağı kanısındadırlar. Fransız Savunma Bakanlığt İse geleneklerine bağlı kalarak nükleer silöhlarının ortışına ilişkin herhangi bir açıklama yapmaktan kocm maktadır. Fransa'nın nötron bombası yapımında bulunmadığını sanan askeri gözlemcilere göre dunyanın ücüncü siiâh ihracatcısı olan bu devletin bombayı geliştirebilmesl icin, askeri teknolojisine ayrılon bütcenin yarısını bu işe oyırmosı gerekmektedir. Ne var ki, aynı gozlemciler 2,5 milyar lira tutarındakl bu fonun yarısının nötron emrine verilmesiyle diğer askeri teknolojinin zayıf düşebileceğini, Fransa'nın da bu riski göze alamıyacoğını belirtmektedirter. Nötron bombası geliştirilmesfnin ıcaydırıcılık doktriniıne de ters düştüğü göruşunde olan uzmanlar. nötron başlıklı füze'eri taşıyacak malzemenin yokluğuna da değinmektedirler. Gozlemciler böylelikle nötron bombcsımn soldınlaro karşı kullanamıyacağını ileri surdükleri Fransa'nın elinde bulunan 40 füze atıcısının İse Sovyet tanklarına karşı yetersiz kalocağını belirtmişlerdir. ;Dış Hoberler Servisi) P Doğu Almanyanın ekonomik durumu giderek bozuluyor BERLİN (ANKA) Doğu Almanya ekonomisinin zor durumda olduğu ve sorunlarının giderek ağırloştığı bildirilmektedir. Doğu blokunun en başarılı ekonomisine sahip olan Doğu Almanya'nın ekonomide cıkmaza sürüklenmesine, Sovyetler Bırliği'nin petrol ve maden fiyatlannı yükseltmesı, Batı ülkeleriyle ticari ilişkilerinin kesilmesi ve Comecon icindeki ticaret hacmintn dara'.masının neden olduğu iktisatcılarca ifade edilmiştir. Sovyetler Birliği'nin 1977 yılı icinde petrol ve işlenmemiş maden fiyatlannı yükseltmesi, Doğu Almanya'nın 1,5 milyar dolarlık dış ticaret acığı vermesine neden olmuştur. Ayrıca bugüne kadar Comecon icinde makina ticaretinin büyük bir bölümünü elinde tutan Doğu Almanya'nın bu alandaki ticareti toplam ticaret hacminin yüzde 20'si doloylarına düşmüştür. İlgili cevreler, Doğu Almanya'nın OECD ile olan ticaret dengesinin de bozulduğunu ve Doğu Almanya'nın OECD bünyesi icinde halen 5,5 milyar doları bulan borcu olduğunu bildirmişlerdir. Doğu Almanya ekonomisinin zor duruma sürüklenmesinde bir başka etkenin de Doğu Almanya'nın batı blokundan yaptığı ithalatın kesilmesi olduğu kaydedilmektedir. Yetkililer, Doğu Almanyo'nın Comecon'un makina gereksinimini karşılamada eski yerini koruyabilmesi icin batı ülkelerinden geliştirilmiş makino ithal etmesinin zorunlu olduğunu bildirmektedirler. Doğu Almanya'da 1978 yılı icin yüzde 6,5 olarak planlanan yatırım hızının planlanandan cok düşük düzeyde ve yüzda 2,1 olarak gerçekleşmesi bekienmektedir. SOVYETLER BİRLİĞİNİN 1977 YILINDA PETROL VE HAMMADDE FİYATLARINI YÜKSELTMESİ DOĞU ALMANYA'NIN 1.5 MİLYAR DOLAR TİCARET ACIGI VERMESİNE YOL ACTI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle