Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
aiART 1978 Folklorun bir ustasmı yitirdik Fakir BAYKURT rmnfa Ankara'da, Gozi Eğıtlm'ln merdfvenlerınde tanıştık. Yıl 1955 olabılır Ben son sınıftoyım. Öztellf de Mersın Lısesmde öğretmen Gazl Eğıtım'e öğrencılerınl görmeğe gelmış Bıfmıyorum kfm tanıştırdı'* Kolunun altında dergıler. gazeteler. Tatlı bır bahar günüydü. Ivecen, sevecen, ucorcasma bır insondı. Bohcedekl banklordon bınne oturduk O zamon tonınmış değıtım daha. ama dergrlerden bılıyordu adımı. Secılmış Hıkâyeler Dergısı'nde çıkon «Namazdan Önce Oyun» odlı hıkâyemi onıyordu. Ben kendısını iyl tanıyordum. Kıtaplon basılmağa baştamıştı. Varlık'ta yazıları çıkıyordu. Bır yayla ızlenımlerinı yazmışîı. cok sevmıştım. Bu ılk tanışmadan bende kolon neydı asıl? Öğrencılenne sevgisi, âğVencılerının de ona bağlıl/ğı Bır de edebıyatlo uğraşanlara gosterdığl buyük »IgL BERLİN'İN SAĞI, SOLU.. Atillâ DORSA O Adres alışverışi yapmıştık Haflk'e atanmıştım Mektubu geldi ord.mdan Ayın dergılenni de postalamjştı. Mersın'ın ınsan beynını fokur fokur kaynatıp pışıren, Insanı calıştırmayon sıcoklarındon soz edıyordu. Sonrakı yıllarda bır kez de Ankara Kızılay'da karşıloştığımızı ammsıyorum, hemen ayaküstu. Yokından ta mşmamız Konya'da otdu, oroda oluş tu dostluğumuz. Lıse oğretmenlîğini Mersın'den Konyo'yo oktarmıştı. Ben de assubay hazırlama ortaokuluna verılmıştım. Askerlığımı oğretmen olarak yapocaktım. O sıralar Dede Korkut uzerınde duruyordu doho cok Folktorun, halk edebfyotırnn her konusuna ılgısı vardı Halk ınancları ve özellıkle Alkorosı uzerınde calışıyordu Günde olmazsa gunaşırı buluşarak sanatı, edeblyatı konu edıyorduk. Demıryolunu Meram yonünde gecmce, bır oda bır mutfok, bır ev tutmuştum Ben gıdemezsem Öztelfi cıkıp gelıyordu. cNamazdan önce Oyun> adlı hıkâyemi anıyordu sık sık Gunümüzde yazarın folıdordan ılerıcı bır yontem ve anlayışla yararlanmosı gereğı uzennde duruyordu. Romancı, h/kâyecl ya da ozan değıldı. ama lyı bır cğretmendı, kılı kırka yaran bir araştırmacıydı. Tanhı lyı bılirdı O yuzden bır folklor yo da halk edebıyatı konusunu eîg a/dı mı, onu ceşıtlı donemlenn olayfarı ve durumlarıyla. coğrafya lclndekı dağılımlarını da gözonünde tutarak bır arada duşunuyordu Dıl Tarıh'ı bıtırdıkten sonra Denızjı ve Samsun lıselerınde calışmıştı Zıle'de arkeoloılye dalmıştı Orneğın oroda Maşat'ı bulmuştu. Ikmcı Dunya Sovaşı (clnde askerllğı sırasında holkın cektığl yoksulluğu yakından gormuştü. Başkaldırma derecesınde tepkıleri vordı. bu yoksul/ufiun anlatılmasını V9 corelermln bu İLnmasını hem yönetsel hem sanatsal plânda, gereklı göruyordu Halkın gurı cel ve tarıhsel cılesını onlamak ve anlatmak ıcm halk (jrkulerı ve destonlor onemlı kaynaklardı Yanı bır olay, savaş, kırım, yıkım ustune soylenmış turkulerle, kısa destanlarla bır toplumun tarıhı yczılabıhrdı Konya'da. bugday başoklı anıtın durduğu olana bokon bır evde oturuyordu. Konya dan sonra Hasaroğlan'a gelcfı Cahıt Ûztellı Eskı Koy Enstıîusunun o guzelım hcvası yoktu artık, cma köy cocuklarıydı çoğunluk oğrencılen Onlara fo'klor ve edebıyat sevgısı osılıyardu Hoşlanıyordu ışınüen Cocukları fakutte/e başlamışlardı Sık sık gelıp gıdıyordu Ankara'yo. Bsn de askerlıgı bıtırıp Sasşat'a ver Imış, orodcn da bokonlıkta çalrştırılmak uzere Ankara ya getırılmış, sonra Bakanlık buyruguna alınmıştım. Arkadaşlığtmız surup gıdiyordu Sık sık Ankara dışına gezılere cıkıyor, conk topluyorau Eskı el yazma\annın, bulunması zor kıtaplann epeyce yer tutfuğu bır kıtaplığı vardı. Zaman zaman benı de yararlandırıyordu bu kıtaplıktan Hatta benım ıçln 150200 cıltlık b r «folklor kıtaplığı> yapmayı tasarlıyordu. Başlangıcını 1955'ten afırsak, 2223 yıllık bır dostluktur. Bırıbirlmızın cekım alanındaydık. O beni etkılıyordu, sanırım ben de onu. Öztelli'yl 24 şubat 1978'do yltir dık Seyıfğazı'dekı semînerden dSnuste hastalanmıştı Ben de ıkı aylık Almanya gezısınden donmuştum Gormeğe gıtt.m Yatıyordu Halk edebıyatının başkaldırı şurlerını aerlemıştı Halk Turkulen. Halk Ş'irlerı Kara c'oğlan. Dadaloğlu Koroglu, Yunus Emre, Kuloğlu Necımı ustune kıtaola nnı yayınlamıştı Ilk yapıtı «Zılelı Şa.rlenle bırlıkte 19 basılı yapıtı olmuştu Ama bır şey değıldı bunlar, asıl yazacaklorı yıllonn bılgı ve deney bınkımıyle yoğrularak notlar ve dosyalar halmde cafışrra masasına gelmıştı, özel yaşamı ocısından alınırsa, mutlu, tatlı bır hıkâyedır Öztellı nın hıkâyesı. Cocuklonnı ış ve yurt yuvo sahıbl yapmıstı Torunlarını gormuştu Sonuclanmamış cahşmalan acısından alınırsa acı bır hıkoyedır. En onemlı bclumü toproğo gıden bır kofa emeğı Dergı sayfalanndo serpılı kalan makalelerınl bıle top/ayamadı Dede Korkut, A1karası, Çeyh Bedreddın ustune makoleleri bıimem kı nasıl bır araya getırılır, kım yapabılır bu >şı'> Bılımle uğrasması gerekenlerin coğunlugunun dedıkoduyla uğraştığı bır donemde bu soruya olumlu karşılık bulmak zor. Bu yonuno cok yanıyorum ölumunun. Sık sık korşılaştığımız, göruştuğümuz, sokoöımızdo dolaşan, mahollem/zın kucucuk parkındo oturon bır dost, kendısinden bınlerce anı. fakat bır de bu buyük acı. Berlin İNCELEME Şenliği ARAST RM/ r soğuk ROPOR savaş yıllarmda halk için oyalanma olsun diye başlatıh AJ Simenon: "Çok hoş bir şey yaşlılık E. Dopdolu vetmlçbtş yıl... S. Çok calıştım E. Kücük bir doküm yapa • GEORGES SİMENON YERYUZUNDE AŞAĞI YUKAfım mı? Muthl? bir yazarsımz: Rl 350 500 M/LYON KIŞININ OKUDUĞU BIR YAAşağı yukan 200 romon yoyınZAR BU AY 75 YAŞINI DOLDURAN «KOMİSER ladınız... Bertan MAIGRETJNIN BABASIYLA JEANLOUIS EZINES 213. IN YAPTIĞI KONUŞMANIN BIR BÖLUMUNU SUONARAN E. Bunlann 8O'I MalgrefNUYORUZ, ydl gallba... S 82'sl. E. Demek k! ymdığınıt öbür romanlar pofîs romanlaoltıyedl öykö yazdığım oluyorce'nlzde ondan söz edlyorsusait kendim Içln, 1960'lardo yoz nndan cok. du. Hepsınl yayınlatobıfmek Inuz. Bir keresınde, yaşlılıklarıd g>m halde, yayjnını gecıktırS. Epey cok! 134 tane. cm, takmo od kulJanmam genızı kıyasfadıktan sonra şoyle dım Ve ıkıncı soz doğrudur, şım E. Kltaplonnız 42 dlle rekıyordu Orneğm, Froufrou'demlştiniz: «Yaşlı adam olmod} artık kendımı o kıtobı yazçevrlldl,.. nun kiml sayılarında yalnız be yı kabul etmek ne kadar zor » dığımdan cok daha genc hisS En ozından Ama aynirr öykulerim vardır. Bır süru sedıyorurn. Gercekte oylo olS Yok canım. tam terslrıntıyo Inersek. bu sayı ortar: de halk romanı yazıyordum, sam da kendımi yoşlı saymıne' Ben mı yazdırmışım bunu'' Rusya'da 45 fehceye cevrildfm. runları, ayda sekjzmı basan Feyorum Yaşlondığımı duymuE. Ben de bu noktaya deE. Slnemaya uyarlanan ro renczJ ile beşaltısını basan rum artık! Eh, birtakım şeylerğlnmek Istlyorum zaten. Boşka manlarınız da elllye yokın »oTollondler orasında payfaştırıden elını eteğını cekıyor elbet bir gunse: «Cok hoş şey yaşnırım yordum. eh, dolayısıyla do gel ınsan Esk'den buyuk bır tuthlık» dedinlz. Bu çelişlk sozâ 58. sln Jean Duperry. GeorgesMar ler.. kuyla yaptıgım şeyler, ata bınE. Ve bütürt bunlar bfr tek tln Georges, Georges Sfme. mek, golf oynamak, şımdı aklıS Her an kendıme karşı adama cok geldlğlnden, ony»Chrıstıan Bruges. Aramıs. talan ma bıle gelmıyor Ama bu vaz lcten ofduğumu gosterır. Ilk df takma adla yazdjnız yanıl~fifon." Arada' GeVges Slmenon I'dÜ)1\l&.*TWi halde, WUK 8ovıı*wiiı'1 •"peemöter bana pahalıya patiomıyorsorn. da var elbet. mıyor Kendılığınden bıra^cıverıı ğım. 1970 te yayınlanırken arS, Evet. yorum ıpın ucunu Dırenmeden E. Oostunuz'Charfle Chap tık sevmez olduğum. doîayısıyE. Hoh, bu sefer rakamt Insanm ardında boylesıne uzun fln, kısa bir süre önce hemen la «Yaşlılık Gunlerlmde» adını tutturdum. Pekl ama ned«n? br gecmış olunca. yenı bırşey yakınınızdakl evlndo öldu. Gun verdığim kıtaptandır. Nıtekım. S Çünkü eskiden günde Aktaran: öğranmek değfl. kendınl anlamak Istiyor artık Bu ıkısıyss apayrı şeyler. Yaşlıiık en guzel çoğ E. Gunca'nlzl okurkan bir ç«y dfkkatlml cektl: Yapıtımza bakarkenkf alcakgonulluluğunuz. Yapmacıksız, dlngln bir alcakgonulluluk bu, taman zaman slze junlan dedirtlyor: «Yopıtım/n llerde, kımılerının ön gorduğu kadar onem taşıyacağını sanmıyorum. Bunu derkan de son derece lctenım » S. Yapıtımın ılerde kazanacoğı onem konusunda hıc bır f/knm yok, cunku butun yazarlar ölümlermden sonra bır unlulük arofatına gırerler, ve orada ne kadar kolacoklarını kımse kestıremez. K/mılerf, Sten dhol gıbî yanm yuzyıl kalır Anatote France gıbılerse hıc gerı gelmez Bence bır sanatcının değen oiumunden yırmı yıl sonra anlasılabılır E ^n^u «Içakgönullülüğün ardında biraz yurek acısı yok mu acaba? Yine gunluğunuzde, yukarkl sozden blrkaç yıl sonra şoyle dıyorsunuz: tlnsanı ta mmaHa cok daha ılerı gıtmek ısterdım » S Kıtaplarımdan birınm adı Hsrkes Gibl Blri. Oteden be n herkes gıbı bırı oldum, olmok ıstedım Boyle bınnın, onlara cok benzedığı ıctn. obür ınsan lan eksıksız tanımasına ve yar gıiamosına olanak yoktur. Ilk Maıgret lerden başlayarak tek bırşey ıstedım Anlomok, yorgılamamok Bır de şu var İnsanlon cok derınlemesıne tanıdınız mı, sonunuz tımarhane Nıetzsche'nın ve daha başka bır suru Insanm sonu bu oldu. Cok ilerı gıtmek tehlıkelıdır Parmaklıkların ardına duşmeden yoşamak ıstedığım ıcm, 70 yaşyric'a bır daha roman yazmamaya korar verdım E. Moigret'nın evrenselllğlnl nosıl acklıyorsunuz? Orneğln televizyonda gorunce, insan kendi kendlne: Bak hele, tom Fransız, diyor Ancak, Rus Malgret'nin de tom anfamıyla Rus olduğunu sanıyorum. S Roman kahramanımın butun dunyadaki yırmıbır televızyon uyarlaması icınde en kusursuz, en cok benzeyenı Fransız Maıgret değıl bence. Halkın neden her yerde onu tuttuğuno gelınce. sanınm, her kesın dost edınmek ıstedığı adamı canlondırıyor.. Cıplak bır adam o ve yalnız cıplak adom lara bakıyor. Balzoc sa, gıyımll ınsanı betımler Uğraşıyla, sap lantjlonylo, ozenc/erıyle, toplum sol merdıvenm bır ust basama ğına çıkTia arzusuyla anlatır onu E. Fransız Maigret'yl hic sevmedfğimzı goruyorum, ama anılarınızdo belrrttiğınıze gore. yopıtmızı Amerıkan, ya da Ingıliz eleştirmenlerınden daha az anlayan Fransız eleştirmenlerle de aranız iyj değ.l Nedan? S Fronstz e/eşt r.sı. tıpkı Rus eleştınsı gıbı, Amerıkan eleştınsınden daha aydınca Zaten, ı(k ıkısı cok garıp bıcımde bırbırıne benzıyor Nedendır bılmem. ama boyle Fransız elertırı' hep dusuncelere bakıyor, genelnkle de zuppe Eleştırrnerıere gore yapıtlarım cok yalm, ve ozel deyışı ortcdan kaldırmaya yonetık Buysa tam bır cınayet Oyso Andre Gıde bu duşunceye korşı cıkar, romanın gercek üslubunu bulduğumu soyler, dostlarına kımi oKşamlar, kıtaplarımdan parcalar okurdu. E En cok sevdığln/z yazarlar? S Faulkner O da yazınsai yaşamla dalga gecerdı Stokholm'a Nobel Odulu'nu almaya gıttığınde oylesıne sorhoşmuş kı, kursuye ıferek cıkar molarr gerekmış Bır de Ruslar gucenmesın Gogol. Ağzıno kodar dolu orta boy bır salon Işıklar sonuyor ve perdede renklı bır fılmın goruntusu başlıyor. Ama bırden fılrrın sesı kısılıyor Aynı anda sahneye ıkı yandon ıkı ayrı grup genc cıkıyorlar. Ellerınde dovızler var. Bırden cakmaklar yanıyor, cakmak ışıgıyla aydınlanan dovızlerın onunde esmer bır genc bır şeyıer okuyor. Almanca okuyor ger^ı, ama okuduğunun Iran'dOKi re|ime, Şah'ın gıziı polısme karşı bır eleştırı ve dunya gencliğını Iran'dakı insanlık dışı repm uygulamosını protestoya bır cağrı olduğunu onlıyorsunuz. Bırkac dokıka sonra goncler tKahrolsun İran faşlzml, kahrolsun emperyallzm» dıye bağırarak sahneden ınıyorlar ve fılm ceslı olarok gosterısını surdurmeye başlıyor. Bu oloy, Berlin şenlığının yangosterılerınden bınnın yapıldığı «Atellar Am Zoo» ısımlı salonda Iranlı yonetmen Darıus Mercuhı'nın cDayareh Mina» ısımlı fılmının gosterımınden once oluyordu. Şenl/kte gorduğvm an guzel fılmlerden bırıydı bu yaşlı bır Iranlı koylu, genc torunuyla bırlıkte kente ış aramaya gelıyor, orada hastalanıyor v« hostaneye duşuyordu Bu arodo olan/ar, iş bulmanın zorlukları, hastanedekl gıbı tumuyle eskımış, guluncleşmış fılmlerın yanısıra bazı ıncıler de vardı Ernst Lubıtsch ın nefıs guldurusu «Angel» (1937), Rene Cloır'ın Amonka'dayken yonettıgı «New Orleans Ateşı» (1940), Raoul VValsh'ın etkılı melodramı «İnsan Gücu Manpower> (1941), Alfred Hıtchcock un nefıs entnkası «Sahne Korkusu Stagefright» (1951), Dıetrıch ın Fransa'da cevırdığı tek fılm oian Jean Gabın'lı «Martln Roumagnac» (1946) gıbı . Perdede her rolde buyuk kışılığıyle kendı mıtosunu bır kez daha yaşayan benzersız bır kadındı Marlene Dıetrıch. Ve hangı yonetmenle olursa olsun, duzeyını yitırmıyordu FORUM'DAN VE BlLGt GÖSTERİ'DEN Şenlıkte «Genc Sinema Forumu» ve «BllgıGosterisl / InformatlonShow» ısmıyle sunulan gosterı dızılerınden cok yararlandık, cok değışık fılmler seyrettık Gecen yıl Berlın'de oltm ayıyı alon Rus kadın yonetmenı Larıssa Schepıtko'yu hıc tanımıyorduk, fılmlerını gorunce bu UKrayna asıllı yonetmenın klasık ve olgun sınemasında Dovcenko'dan ızler bulduk Ismı son yıllarda duyulan Isvıçrelı sınemacı Danıel Schmıdt ın «Vlolonta» ısım hatlafTiak amacını gud fılmler, belgefılmcılıgın t korası olabıleceğını gosf du . Belgesel dalda sıneı unlu yonetmenler ustune mış fılmler de ılgımızı Bunlardan bırınde Orson les 194850 arası yapt cevırımı başlıbaşmo bır ven olan unlu «Othello» hakında anılarını nakieı du Bır dıgerı Hollyvvood u zamanlarkı yeteneklı /one nı. şımdı ıse en buyuk bc sız yopımcıs/ olan Roger man la ılgıiı bır yapımdı, man'ın sinema ustune gon rı, Amerıka ıcm rekor sayılc denlı hızlı fılm yapmasının lerı. tıcarı başorısının ned€ n ortoya serıl/yordu Bır d fılm ıse, Isveclı yonetmen > . Donner ın unlu Isveçlı ı Ingmor Bergman ile ılgıiı olc yaptığı «Bergman Dosyasıı mıydı ve ustonın yapıtına, (ı lerındekı metafızık temat değgm ılgınc ve eleştırel gozlem getırıyordu. AVUSTRALYA SlNEMASl Şenlıkte hıc tonımadığım ılgmc bır sınemayı Avustral'ı sınemosını keşfettık Yan go tenierde yer alan bır avuc > vustralya fılmı, bu kıtodakı o. gun sınemo calışmalannda hober getınyorlardı Sunlarda en ılgıncı. gecen yıl «Hangıns Rock'da Plknlk» ısımlı fılmıyı tum dunyada yankılor yapa genc yonetmen Peter VVerr ,ı yenı yopımı olon «Son Oalga The La«t VVaveı ısfmlı fılmdı Korku, gerılım fılmı turune yen bır tad getıren Weir, tu fjlmın de gıtgıde bozulon hava koşu1lorının getırdiğı bel//belırsız tehd/t altında duşler goren ve bu düşlerin, cocukluğunda olduğu gibı gercek cıkmayo başladığını farkeden genc bır oıle babasının oykusunu anlatıyordu Adam hayatlanna anıden konşan Avustralya'nın yerlılerı olan Aborıgın'lerden bırkac KIşı aracılıgıyla, gecmışte denızın taşmasıyla yok olmuş bır uygarlığın kolmtılorını buluyor, duşlen arocılığıy/a gelen tehdıdın, kendı uygarlıklarının da yok olmak üzere olduğu gerceğının doğıuluguna uloşıyordu Genlımı, korkuyu gundelık ya şamın ıcıne, kucuk olaylara yerleştıren, değışık ve carpıcı bır yap/ttı bu. Bu fılmde bır yan oge olarak kullanılan Abongın'lerın, Avustralya kıtasmın Amerıka'dakı kızılderılıler gıbı yok olmoya terkedı/mış bu ger cek analısının yıfık kulturune cağdaş Avustralya dakı yenne daha dolaysız bıcımde degınen belgesel nıtelıktekı bırkaç M mın vorlığı ıse, Avustrolyalı sı nemocılann ılkel ku/ture, bu kulturun cağcıl toplumlardakı durununa ılışkın dıkkat ve ılgılerının yoğunluğunu kanıtlıyordu Aslında kendılerıne ozgu cok şeyı yuzyıllorın otesınden koruyan Aborıgın ler, dunya u zennde ılkei toplumun, ılkel nsanın ve ılkel kulturun kalınlı larını merak eden her bılım adamı ve he' sonotcı ıcm eğılınebılecek ılg'nc bır kaynaktı BITTİ Resim sanatında güncellik Mehmet GÜLERYÜZ Kuşkusuz sanot yapıtınm varacağı en olumlu nokialardan bırı de guncellığe erışmesl, gununde yaş'jmosıdır. Güncel olan sanat urünü üstunde durulan. yankı jyandıran, llgı toplayandır. Sonat yapıtlarında guncellık ıe gıbı değerlerden oluşur veya guncel olan sanat ürunu jynı zamanda en ustun örnek, uloşılan en olumlu etkın ırnek mıdır^ Bu tür sorunları da lcerdığı ıçındır kı holen luncellık sanat dünyasındo tartışılan bir sorun olmayı ürdüruyor. Günügü.iüne yaşayan günumuz toplumunua sanatçı ışısı kuşkusuz cevresmı yansıtma. gunünun tanığı olma. unden yarına oktaracağı göziemln sorumluluğunu üst'nmek durumunda. Bır surec icınde oluşan sanat ürünü toplumun ulaşafdığı katlarmdan belli bır ılgı gorur veya gormez, çevsınde ılgi uyandırır veya uyandırmaz amo yapısından • ıki durumda da bır şey değışmez r Sanat urünü sunulduğu toplumun hazırlığı İle oranttU ılgı gorur. Sanat yapıtlonnm ve düşüncelerln kısa bır surede ıigorduğü ortam oncelıkfe sanat ve duşun ortamlandır. Guncellık bır saiat yapıtınm guncellığinden once o ıatın guncel olup olmadığıno do bağlıdır. Son 4 5 yılda resım sanatınm ulastığı llgl hic kuşuz geçen yıllara nazaran doruk noktasında bugunlerSıir sanatma, sinema sanatr.ia göre resim sanatımn ilerı her donemde tepkıyı gec almıştır toplumdon Bunetkınlığın şıırın kulaktan kulağa gıdebılırlığınde aronı gerek Resmın ulaşabılırlığı daho kısıtlı soz sanatıjöre Ezgı kulokta kalırsa ustüno oynaıılab'lırlığ," gunk şansını arttınr. Bugün sanat tarıhıno malolan saılar zamanlarınm güncelı olmamışlardır. Fıkret Muallâ ğı Bugun resımlerme büyök ügi duyulon Fıkret Muallâ'yaşadığı yıllarda pek az kışı tarafından bılınıp ızlenbır gercektır Suncellığm bır yuzü de günü ızleyen sanatcının güdıle getırışınden kaynaklanır. Belgeci yonü ağıriık nan bır akımı ülkemiz sanatınn hemen her c*olında olduğu bır döneml yaşarken, resım de 1960 sonrası jının güncel sorunlorı bıcime vurma cabası ic'nden sllığı her boyutta ulaşanların bulunduğunu belli bır cla soyleyebılıriz. u guncellık değişim soncılon Içindekf bir toplumdon klandığı ve sadece belgesel nıtelıkte kalmadığı, an\a yıpranmış bıcım ılışkılerının ötesine gectığı lclnbu genc resım kuşağından söz edılebılır jnat eserı gununu yaşamah, gu.nünü yansıtmolı, geekı gunlerde de sağl/ğını surdürebilmelidır. Bu da bır bakış ocısının varoluşuna bağlıdır. Sanat Edebiyat seruven, kuşkusuz soğlam bır eleştırı dozu taşıyan, ama h c bır anında karamsarlığa duşmeyen espnlı bır dılie ve ınce bır mızah duygusuyla venlıyordu Ihtıyarın kışılığının cızılfşı. İran toplumunun guncel sorurjlarına ve sınıfsol farkiılaşmasıno değınış cok guctuydu Fılmden sonra Iranlı ogrencııer tezahuratlarını su'durduler Bu olay ve İran sınemasının keşfettığım bu tadı, Berlin şenfığının bendekı en ılgınc anıfanndon bırı olarak kalacak Dıleyelım kı bu yenı İran sınemasını bız de tanıma fırsatrnı bülalım ŞENÜĞİN GEÇMlŞt Desen: Mehmet SÖNNIEZ Şair, yazar Ceyhun Atuf Kansu'yu yitirdik Şaır, yazar Ceyhun Atuf Kansu yu dun bır kalp knzı sonucu yıtırdık Ankara da evınöe hasta anan Kansu, koldırıldığı Hacettepe HastcnssTnde oldu 1919 yılında Istanbul da dogan Kansu, Ankara Gazı Lısesı nı, Istanbul Tıp Fakultesı nı bıtırdı COCUK hastalıkları uzmanı olduktan sonra Turhal Şeker Fabnkasmda calışan Kansu Ankara da Şeker Fcbnkaları Genel Mudurljgu cocuk doktoru oldu Turhal Şeker Fabrikası Hastanesını ve cccuk klıniğını kurdu Etımesut Şeker Fobrıkası nda cocuk doktorluğu yaomaktaydı ve Turk Dılı dergısınındo yazı kurulu uyesı/dı Türkîye Yazarfar Send'kası Ikıncı BaşKanı Şukran Kurdakul, Kansu nun olumu u2erıne şu acıklamay> yapmıştır «Yitirdiğimlz ozan Ceyhun Atuf Kcnsu, edebiyatımızın buyuk değerlerinden bıridır. 40 yılı aşkın sanat yoşomında koykent emekclferıne duyduğu lcten sevgf, emperyalizme karşı savaş Inoncıylo bırlıkte barışçı duyarlık yarattığı cağdaş humanızmanın temellni oluşturmuştur. Anadolu insanı içın corpan ozan yureğl yetişen kuşaklara ornek olacakiır Anısına saygı'or sunuyoruz » Ceyhun Atuf Kansu'nun cenazesi yarın Hacı Bayram Camıınden kaldırılocoktır. Berlin şenliği, soğuk savaşın en hızlı donemının yaşanaığı yıllarda ve moralı son derece bozuk olan Berlin hofkına bır umut kapısı, bır oyafanma ves'lesı olsun dıye bas'atılmış bır şenlık Soguk savaşın sona ermesını ızleyen yıllarda şenliK cnemını yıtınr gıbı olmuş Bunun ıcm, bırıkı yıldır, Berlm ın yenıden onemlı bır sana; kultur merkezı olmasnc »oneiık cabaların icınde (kı bu nedcnle kentte yenl kongre bınalon yopılıyor, gecen yıl duzenlenen «1920'lenn Sanav» ısımfı buyuk sergın/n yankılon ise halâ suruyor), şenlık de yenıaen ele alınmış. onem kazanmasma calışılmış Bu yıl ılk kez tanhının hazırandan şuba'j kaydırılması, goster/ferın ve ccgnlılorın zengınleşmesı Berlin 'n onemını ve yankılcrını orttırmaya yoneiıyor. U yepyenı fılmı, bızım ıcm buyuk bır surprız oldu Ilk kez seyrettığımız Schmıdt, cekıncesızce melocframı seven ama melodram yuklu oykusunu gecmışle şımdıkı zamanı kanştırara«, canlıları olulerle konuşturarak, hayal gucune alabıldıgıne yer vererek anlatan cok kendıne ozgu bır yonetmendı Fransız deneysel sınemasırdan bır Marguerıte Duras, Dir de Jean Eustache fılmı ızled.k Uısı de karşı sinema dıye ioimlendırnebılecek olan, snemanm alışiımış kurallannı, me'. n ve soz lehıne allakbullOK eden fılmlerdı bunlar. Duras'nın «Kamyon»u bır fılm değıldı, yopılması tasarlanan bır fılmın oy kusunun anlotılmasıydı Duras oturuyor ve elındekı meı nden fılm tasarısmı kors>sında o;uran oyuncu Gera'd Depcaıeu ye onlatıyordu B.r yonoan da şoselerden öenıze dogru suzulen kamyoiu ızlıyordunuz Fı,m, herkesın kendı belleg'nae va hayal gucunde can\anccaWU Duras sınemaya gtden yolıcrın bazılannı kapıyor, ama ona belkı de yenı bazı yollar acıyor du Eustache ın, bu ası sınemacının «Pıs Bır Hıkoye» ıs m lı fılmı ıse, yoşanmış bır cınsel deneyın bır rontgencılik' olovmm yaşayan kışı tarafından csvresındekı bır avuç dosta anlatılmasını (gosterılmeden anlatılmasını) perdeye yansıtıyo'du Sozlerın belkı de gorjnîulerden daha etkılı, hoyalı daha coşturucu. kamcılayıcı o'uugunu gostermeye yoneliK bır denemeydı bu .. I LÂN SAYI 1975 ' 452 Kartal 1 Aslıye HukuK Hakımlığınden Dovacı Burnan llter tarafından davalı Abdu1 c' Soylemez aleyhıne acnan 25 bın lıralık alacak dava r sında Davalının ad psı tes bıt eoılenedıgınden ^enıle me dılekcesınm davalı/a ılanen teblıgıne karar verı m ş olup Duruşrranın 7 6 1978 gunu saat 9 30 a talık edılmıştır Beirtılen gun ve saatte Hokımlığımızde hazır bulunmanız aksı takdırde muhakemenın gıyabınızda yapı lacagı da^etıye yerıne ka rı olmak uzere ılanen teblıç, olunur DİETRİCH, YİNE GÖZDE Berlm de bu yıl 300 u aşkın fılm gösterıldı Yanşma fılmlerınden daha oncelen soz etmıştım Yarışmadışı ceşıtlı yongostenlerde sunulan fılmler ıse cok daha ılgınctı Bır Marlene Dıetrıch toptu gosterısınde unlu oyuncunun kendısını yaratmış olon Joseph Von Sternberg Ie yaptığı fılmlerden sonrokı donemını ızleyen başhca yapıtları yer alıyordu EsH fılmlere olan merakımız yu zunden izlemeye calıştığımiî bu gosterılerde «Kısmet» (1944) veya «Allahın İNGİLİZ BELGEC1UĞ1 Ingıizlerın belgesTnemadaf'i bılıren ustalığı bu alanda ılgınc bazı yapıtlor gormemızı sogladı Jonothan Lewıs ın «Before Hındsight» ısımlı kurgufıl(Basın 2043 54V3) mı en ligmcıvdı bunların Lawıs yakın tar hien özellıkle ^ r Dun/a Savaşı oncesı ve sı aoı KAYIP 738217 Nolu pa33 belge ve haber f imierınden portumu ve 116310 sayılı trıptıkyaptığı bır derlemeyle bu fılm ımı za/ı ettım Hukumsuzdur lerın de sanılonji tersıne yaTACETTİN KAf? lan soyleyeb'lecegını her s°Karadenız Ereglı Orma ı ym fılmlere getırılen yoruna lı Bucağı Alap/ı Sofular boğlı ofduğunu kanıtlıyordu