Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 4 ŞUBAT 1978 r E SANAT EDEBIYAT 915 şubot tarıhlerı arasındo Doğu Berl!n bu arcdo ozellıkle «Berlıner Ensemble». ulus'crarası nıtelıkte bır sanat şolentne sahne olacak Dunyanın çesıilı ulkelerınden geıon sanatçılar ve sanat dostları 80 doğum yıldonumu dolayısıyla Brecht ı anacaklar, oynayacaklar ve yaşayacaklar «Berliner Ensemble» her gun Brecht ın başka bır yapıtını sergılerken, bir yandan 6a unlu tıyatro ve duşun adamının evrensellıgının nedenleri araştırılacak, kapıtalıst ve =osyalıst duzenlerde alınıs bıçımlerı uzerınde tcrtışılacak Evrensellıgın nedenleri Brecht ve onun duzeyındekı sanatçılar soz konusu olduğunda artık sorun yalnızca bu noktada toplanır Bo/le bır sanatcıyı anmak da ancak onun evreisellığının kokenlerıne ınme cabasını ıcerdığı olçude anlam kazanabılır Brecht. her şeyden once yaşarrundo ve yapıtında «çağdaş» olabıldığı ıcn evrenselhk duzeyıne gelebıldı Bsllı bır cagda «çogdas» olabılmek valnızca o cagda yaşamış olmakla gercekleştınlebılecek bır edım degıldr cag nın tanığı olabılmeyı bu yureklılığı gostermeyı şart kılar cagdaşlık Içınde yaşadığı cağın olaylarını dıkkat'e ızlemek olmuşlardan sag lıklı bıçımde yola cıkarak olacaklara ılışkn yargılara varabılmek, tutum almak, ama bu tutumda koru korune dırenmemek, zamon n dalgalanmaları ıcersinde kaynayıp gıtmemek, yalnızca «gorunuşu» vermekle yetınmeyıp, bağıntılara Inmek. cozümleme bıreşım dıyolektığını her yapıtına temel almak ve bu yontemden şaşmamak bunlar, bır sanatcmın yaratısını «çağdoş» kılan en onemlı ogelerdır Bu ogeler uzerınde duran sanatçı ıse, yalnız yaşadığı cağın değıl. kendınden oncekı ve sonrakı cağlann da «cağdaşıdır» Brecht, yaşomının sonuna değın olayları cok yakından Izleyen. ama onlcrla aradakı belü bır uzaklığı her zaman koruyan, celışkılerl yadsıyıp yapay uyumlam peşıne düşmek yerıne on ları estetık duzeyde yansıtan blr diyalekuk tutumun lclnde oldu llgınc nokta, Brecht'ln bu tutumunun cok erken denebllecek donemlerde. sanatcı daha belll blr Ideolojik bakıs acısı tanımazken belirgınleşmış oluşudur 1920'lerin Brecht'i, bu 80. doğum yılında Bertolt Brecht'in evrenselliği üzerine... Ahmet CEMAL bile lcınde yaşadığı gunlerle canlı blr llışkıyl hıc bır zaman yltırmeyışı, ther coğtn cağdaşı» oımasmın bır başka kanıtıdır 1938 den sonra Brecht, doğrudan antıfaşıst kavganın dışına cıkıp «tarihe sığınır» gıbı gorunur «Gallle'nin Yasamı* ve «Cesaret Ano ve Cocuklorı», bu donemin yapıtlorıdır Her ıkı yapıt da konusunu 17. yuzyılın ılk yansındon alır, ama kurulan kopruler cağırrıza ulaşır Avrupa Nozıle rın zofer şarkılanyla gıderek kararırken, Galı le, daha ryi bır yarının saglıklı temellerinl araştırma. karanlık aydınlık dı,alektığınden olumlu boyutlar turetme cabasındadır «Cesaret Ana»da ıse başı sonu belh olmavan bır savas konumunun Izlenmesı yokloşan Ikıncı Dunya Savaşı nın dehşet sahnelerınln habsrcısı nıtelıgındedır Yukardakı ornekte de gorüldüğü gıbl Brecht cağdoşlığı, hıc bır zaman kendıni lcınde yaşadığı dönemde sınırloyan bır cağdaş ,lık de^ldır Torıhsellık. Brecht ın yontemınde ve yapıtında her zaman ba=lıca ogeler arasın da yer alır Tum olaylor. bır akışın tarıhsel OKisın ıcersinde yansıtılmalıdır Bu akış lcer sınde Insan vs toplum durmaksıztn değışır amac. sanat yopıtınm ınsanı ve topiıımu f>u değışkenlığı. değışken olma zorunlugu ıcersinde verebllmesıdır «Değlfen dunya 6ağısebilen dünyo deglsmek lorundo olan dunyo» sloganı, bu değındığımız anlayıştan oturü Brecht Icın yon vencı ilke nıtelığını taşır cTiyatro İçln Kuçuk Organon» odlı yopıtmda. coğdoş sanatcmın ınsona nasıl bakması gerektığı, şoyle dlle getırılmıstir « Insanda cok şey vor, dtomektevlz O halds Insondan cok sey yapıtablllr İnsan, oMuğu gıbl kolmak zorunda değlldlr Onu yalnız oldugu glbl değll, ama olablleceğl glbi de gormek zorunludur Blze dusen, onu horeket noktası olarok değll, amac olorok olmaktır» Sozu Bertolt Brecht ın ortık tum dunyanın degerı olmuş bu evrensel sanatcmın bır başko deyışlyle bağloyotım t Yaşamını daha lyl kılma ozgurluğu. Insonın temel ozgurlugudur. Kulturun gelıjebilmesi bu ozgurluğe hağlıdır ve yoşamınr daha Iyi kılma ozgurluğu uzerlne konuşulmozso, ozgurlukle kultur uzerine soz etmenln anlamı yoktur > Miles Davis'le başbaşa MİLES DAVİS. CAZSEVERLERİN YA KINDAN TANIOIKLARI BUYUK BIR ZEr> Cl TROMPETCİ 1944TEN BERI CA2 MÜZIĞININ ÖN SIRALARINDAN INME YEN SANATCIYLA JACK THOMPSON IN YAPTIĞI SÖYLEŞININ BIR BÖLUMU NU SUNUYORUZ Çeviren: Bertan ONARAN yök kentlerın Aroerıko'nın sporun ^v« teknlk gelışmelerın, «Coz Çaği»nın hayranlarından bl rıdir. Bu hayronlığo korşın o donemin ururtu olon her ıki yapıtında, qerek cAdam Adamdır» da (Mann Ist Manr), gerekse «Mohogonny» de bıreyın parcclamşı ve yabancılasmanın u curumuno düşuşu, ekonomık ve toplumsal bunalımlar sergilenır ve dönemin görunuştekı neşesı. Brecht ı bunu yopmakton alıkoyomaz 1929 ekımınde, New York borsasının çokuşu uzerıno yazdığı «Mezbahaların Kutsal Johonno'sı» (Dıe Heılıge Johanna der Schlachthd'e) odlı oyun ise olayları yuzeysel yansıtan bır belgesel olmanın «ok otesınde, kapltaiızmın bunalımına ilışkın, her yer ıcm gecerli bır or nek sunon klasık bır yapıt rtüzeylndedlr Brecht, hep gerceklenn temelıne ınms cabasını yansıtan eleştıreı i'iiuırunu, oiayla'a ortık bellı bır ideoloıı ocısmdan bakmaya başladıktan sonra da değıstırmez 1926 1929 yıllon arasndo Marksızme eğfıırken ve bu du şunce yontemlnl benımserken bunu kesınfikie yalnızca partı ıdeolo|ısımn sınırları ıçersınde ka'arak yapmaz Bır yandon yenı duşünce sıstemlne uyan bır tutum icersıne gîreken ote yandan 1930 yılındo yazdığı «Önlem» (Massnahmsl adlı oyunda, kendını blr partıye koru korune adamanın yol açabıleceğı zorbalıkları cekınmeksızın sergiler Brecht ın torıhı olayları ele aldığı zamon Türkiye'de romancinın durümu Türk romanmın durumu son yıllordo edebl,at cevrelerınde ceşıtlı tartışmalara konu oldu. 5onat dergılerınde, kımı gazetelerm sanat sayfaarında soruşturmalar yapıldı. Televızyon bır ıkı aao gunduz progromında soruna kendınce eğılü. Bu konuda soyle/ecek sozu olduğunu sanandr akıllanna (ya da agızlanna) gelenı soyledıler Kncak, hıc kımse roman denılen şeyin uretıasi ılan romancıdan soz etmedı Belkı de romancıvn durumu konusunda soz soylemeğe yetkılı çlnadıklonna tnandıklarındandır bu Dogrudur, b j fük olçudö haklıdırlar. Çunku nedense okuma ^azması olan herkes romandan anlar ama, ro•nancının acıklı durumunu, yalnızlığını, kımsesızığlnl, sahıpsızlığmı, yoksulluğunu (daha bır auru ^'attan yopılma ısım sıralanabihr buroda) ancak, Junyada yapılacak onca kolay iş vorken Turkıye le yazar olmayı secmış blr <mecnun> anlayabılir lerhalde. Dolayısıyla romancıya duşer bu konuı da blrkac soz etmek. Ancak, gecenlerde televızyonda blr Vısa ledeblyat» programı Izlemeseydim, duşuncelerıml )ir gazete yazısında ozetiemeğe çalışmaya ioktim belki Genış kıtlelerı edebıyata bıraz oltun yaklaştırmak amacıyla hazırlandığmı sandıjım soz konusu «edebıyat» progromında gulec rüzlü bır eleştırmen konuşmasının sonunda seyir;Hers tatlı tatlı gulümsıyerek şoyle dedı. Bu yıl lic bır Turk romanı ya da hıkâye kıtabı alıp otumadınızsa, hıc uzülmeyın, bır şey kaybetmış ieğilsınız' Şimdi. Bır eleştırmen koca bır yıl lcinde cıknış romanların hıc bırını okunmaya değer bulnayabılır (bır beğenı ve anlayış sorunu ne de )lsa); bunu bır gazetede yazmak zorunda olduju sütunda belırtebılır. Pek onemlı değıldlr bu. vünku sutununu okuyanlar zaten roman okurudurar ve onun beğendığı ya da beğenmedıği kıtaparın bır böluğunu zaten okumuşlardır ya da okıryacaklardır. (Bır eleştırmen televizyona cıktıjında bır yıl ıcınds yayınlanmış altmışı aşkın ro•nandan üc beşınl secıp harcayabılır. Bu da pek ?nemlı değıldır, cünku genış seyırcl kıtiesı adını sndığı romanları büyuk bır olasılıkla aklmda tutTiayacak, günun bırınde kıtap almayı duşunecek 3lursa onun saydıklarını anımsamayacaktır. Ya ia, anımsamosa bıle, onları degıl de boşkatannı alacak, ama hıc değilse kıtap alacaktır) Ancak, rurk romonının yenı yenı gelışmeler (ve yenı yeiı zorluklar) ıcınde olduğu, okur kıtlesının genışlernesı ıcm her turlu cobanın gosterılmesı gereken bır donemde, televizyonda mılyonlara sesenmek fırsatını bulmuş bır cedebıyatçı»nın «roman okumamakla cok ıyi edıyorsunuz, 6aym se/ırcıler, zaten okunacak bır şey yok» gıbısınden sozler etmesl cok akla uzak bır sorumsuzluk orneğıdır. Hele hele ızleyenlerın yüzde doksanının Turk romanı okumayarak «kaybetmedıklerı> vakıtlerıni fotoroman okuyarak, televızyonda bır suru saçma sapon dızı, sı/ıemalarda bicımstz seks fılmlerl Izleyerek «değerlendırdıklerl» duşunülürse. Eleştırmenın sozlerı ustündo durmamın nederü, Turkıye'de romancı kışının ne denlı yalnız olduğunu cok ıyi vurguladığındandır. Tobıat ıtıbarlyla zaten tyalnız» olan romancinın, Turkıyede nasıl da derın bır cokyolnızlığo yargılı olduğunu gosterecek bırçok ornek verılebılır. Ve vereceğım. Ama odı celeştırmen» olan, yaşamını roman eleştırmekle surdüren bır kışının mılyonlara jOman roman okumayın» demesınden daha car? fiıgt bır ornek olabılır mı Coğunluğu roman okumm alışkanlığına sahıp olmayan, roman okumayı »klından geçırmeyen, ya da roman okuyan oğluna, kızına ders calışacağına «boyle şeylerle» uğrafitığı ıcın cıkışan. kızan mılyonlarca kışı ne aıyetfek, duşunebılıyor musunuz' «Bak ışte kendıleri soyluyorlar Roman okumak vakıt kaybmdan başka bır şey değıl > Evet, yalnızdır Turkıye'de romancı Eleştırmenlerden destek gormedığı gıbl gunluk basından da ılgı gormez Neden? Cunkü gunluk basm guzel vücutlu sarışın şarkıcılar. guzel gozlu sınetna oyuncuları, ırı yan futbolcularla ılgılenır Neden? Cunkü yazarların gozlen sınema oyunculannkıler kadar guzel. pazuiarı futbolculonnkı kadar güclu değlldır. Gazete okurları onlara benzeyebılme duşlerı kurma? Oysa uygar ulkelerds gazeteler, hatta kadın, moda dergılerı otekılere c,ırdıklarının onda bırı kcdar yerı yazarla'a a/nrlar O ülkelerdekı gençler aras nda şorkıcılıga. sınema oyunculuğuna futbolculuğa ozerenlerıi 7 onda bırl kadar yazarlığa ozenen cıkar Sonuc O ulkelerde roman okurlarmın sayısı b'Zdek nın on değıl yuz katıdır ve o ülkelerın edebıyatı bızden cok ılerldır. ROMANCİNIN SAHİPSJZLİÇİ Sahıpsızdır Turkıye de romoncı (ya da daha genel oJarak yazar) Eleştırmenlerden destek gormedığı gıbı, devletten de destek gormez Ustelık olağan karşılanır bu. Devletın Turk sınemasına el uzatmadığı, Turk hafıT muzığıni yeterınce desteklemedığı soylenır durur, ozel tıyatroların neden deviet yardımı gormedığı sorulur da, kimse o devletın neden yazarla (arada bır hapse tıkmak dışında) tlgılenmedığını sormaz Yoksuldur Tıjrkıye de yazar Yalnızca kitoplarından kazandığı parayla yoşayan yazarların sayısı parmakla sayılacok kadcr azdır ve bunlann cogu roman yazarı değjldır. Kimse onemsemez bunu Ek ışlerde calışmak zorunda kolan romancinın yazma. yozacağını yaşama, düşünme tşıne yeterınce vakıt ayıramayacağını gozonunde tutmar Bır Işcinın günlük, haftolık, aylık asgarf 0c j retı konusunda yazılır. çlzlllr, komisyonlar toplanır, yasalor cıkarılır dg bir romancinın Ikl ytllık emeğinln urunünu, blr işçlnın ikl ay'ık çolışmasını sattığı fıyata sotıyor oluşu hic klmsenln flkrını kurcalamaz Neden? Uygar utkelerde yazarlar emeklerlnln korşılığını alırlar. Kıtapları yayınlanan bır yazar ek işlerde calışmok zorunda değüdlr yaşamını surdurebflmek ıcm Arolarında krollar gıbl yaşayanlar bıle vardır Neden? Çunkü oralarda bır romanın ılk basısı beş bın değlldlr Romon icin gulunc bır sayıdır bu Bızde lyl satan bır romanın coşltll basılordan sonra elli bıne ulasması «ustun başan» sayılır, orolarda »ustun başarı». satışı bırkac mıiyonu aşan kltaplar lcln kullamlan blr nitelemedır. Ptnar KÜR l Elln yazorı mllyonlorca okur toplayabiHrten blzlm elll bınl blr oroyo getlremememızln tum sucunu romoncının ustune yuklemek. «haksıziık» sözcuğünün bıle kapsamını oşmıyor mu bıraz? Hotâ, «kötü nlyet»e yaklaşmıyor mu? Roman gelenefll olmoyah. okuma alışkanltğının genış kıttelerde henüz yaygınlaşmadığı bır ulkede. basından devletten. kendl eleştirmenlerınden destek gormeyen blr romancı, kalemıyle kuş tutsa blle genlş kıtlelere kolay koloy uloşamayacaktır ccğımızda elbet Oyso bu soydıklarımız orosmda ustlendlğl gorevi en lyl yerlne getıren gene de fomancıdır. Hlc değilse tum gücluklere, engellemelere karşın yazmayı surdürmektedır cunku Ve tek başına da olsa, destekleneceğlne kosteklenıyor da olsa. kalemlyle kuyu kazarcasına do olsa. bır okur kitlesi gellştiredurmaktadır. «Kücük Prens»! okudunuz mu' Gezegenlerden birinde yaşayan blr cocuktur kucuk prens. Gunlerden bır gun komşu gezegenlerl dolaşmaya cıkar Altıncı gezegene geldığınde orada, kıtaplar arasında J<arşı!aştığı coğrafyacı. kücük prense dünya gezegenıni gormesını sotık verır O da, yeryuzune Iner Yeryuzunde gordüğu her şey şaşırtır bu cocuğu Ve kucuk prensln yeryuzöndekl öykusu devam eder...^ 25 aralık 1977 günü ŞARLO öldu .. Kesın olarak kimse saptıyamamış onun hangl tanhte ve nerede doğduğunu . «Kımbılır belkı de bır dkşamustu gun batınca bulutlardart ınmıştır» dıye tanımlamıştır Şorlo üstüne önemli bır yopıtın sahıbı olan SoupolL Tıpkı kuçüK prens gıbl yeryüzünd» gördüğu her şey şaşırtmıştır Şarlo'yu! En cok da tnsanlara şaşırmıştır. Dıkkatle ıncelemeye başlor yeryüzünde görduğü insanları Bır kısmı soylu görünme cabasındadır, buyük bır coğunluğu Ise kıbarlık budalasıaır. Duyguludurlar ama aynl zamanda ılglsızdlrler, hem cesurdurlar, hem de korkak, hem namuslu. hem de hırsızdırlar, hem neşelldırler, hem de hüzünlü, hem kurnazdırlar, hem de safttrlar 1916'da bır söyfeşıde şöyle demekte üğı karşıstnda Ise, uzun uzun duşünmoye başlar Makınanın tutsağı haline gelen insanlara Karl Marx ın şu sozlerını hotırlotır «Işcı makınanın ayrıntısından başka bırşey değıldır... Cunkü emeğının bılıncının ve sonuclarının farkında değlldjr, yabancılaşmıştır.. > Bır manyakla karşılaşır, tıpkı kendıslnınkı gıbi badem bıyığı vardır. Ve mılyonlarca ınsanın bu zırdelıye taptığına, gamalı hacın dunyaya dehşet saçtığına tanık olunca dayanamaz ve tcesaret» dıye seslenır Insanlığa. «Umudumuz tukenmedı guneş senın, benım ve tüm ezılen ınsanlar ıçın yenıden doğacaktır. Insanlık yenılmıyecektir...» Ama bunları söylerken o zırdelı gıbı gıylnmeyı de ıhmal etmez!... «Blr cocuk gıbı gorendır. Bu yeteneğl ondan başka hıc bır sanatcıda goremeyız» dıye tanımlamıştır unlü Sovyet yonetmenl Sergey Ayzenştayn. Ayzenştayn bu tanımını, Andre Malraux'un «Insanlık Durumu» adlı romonından verdığı örnekle acıklamıştır. Cınll cocuklar gülmektedlr. Bu cocuklar neye gülmektedır'* Odanın bır koşesınde geçen olaya gulmektedırler. Oradan ne göruyorlar? Sarhoş olduğu belli olan blr adam yaKuşlarla dağlarla blrlikte lclyoruz Aydınlığı sonra kocaman geceyl Gok denllen tasta Porloyan ne kl Damlar damtomaz yoratıkların yüzüne •skll Hep parlayan Gok denılen tasta Kaldırmışız Ikl ellmlzle üstüne başımmn Dudaklarımıza değerken yaşamak Sankl yok olmuşuz Gok denllen tasta Yorodflıştoki anılorımız sevgllera donuşmüş Yemyeşll Kıpkırmızı Mosmor blr masal Gok denllen tasto Işte çıplaklığımız dolu Yavaş Uzun Sıcak Gok dentlen tasta Yazılar ovalar yıldızlar Sular yapılar ormonlar Uykular mamutlar uçurtmalar Pekl ne fclyoıuz Gecmişl ml geleceğl ml Gok denılen tasta 88 yaşında bir çocuk öldü. Arttm YERES. dlr Şarlo; «Ben Insanı Inceledım, cünkö onu tanımadan hıc bır şey yapamazdm Insanı tanımak butün başonlorın temelıdır...» Yeryüzüne Inen bu cocuk İnsanları tanımıştır. Onların karşısına cıkmak Icm kendinl dünyodakilere benzetmeye calışır. önce yüzüne kucük bır bıyık yerleştırir. Başına da melon bır şapka Dar ve uzun blr ceket, bof ve buruşuk blr pantoton. kocaînan ayokkabılar ve ellne bır bambu baston alıp aralarına karışır... Oysa sectığl bu glysıler üstüne tam oturmamıştır Ya büyuk. ya da kucük gelmıştır. Trapk göruntüsü komık olmuştur Bu nedenle de kımse cıddıye olmıyacaktır yeryuründe 88 yıl konukluğu suresınGe . Önce savaşa tanık olur Fabrlkatörlerın kasalcrının dolmqsı ıcm Insonların bırbırlerınl nlcır\ oldürduklerınt anhyamazl Daha sonra Ise ahlâk anlayışımn sahtelığıni görür Yervüzündekl insanlann tklyüzlulük. sahtekorlık yuzunden dını de gucsuz bır maskaralık haline getırdlklerinl para hırsı ile zengın olmo duşü kurarak yasamlorını boş yere beklemekle gecırmekte olduklarını gorunce şaşkınlığını glzleyemez. fv*akınanın tutuklusu olan Insanın caresıztakta hareketsız yotmaktadır Blr Cınll kadın ıse adamı yumruklamaktadır Cocuklar ise gülmektedır .. Adam babalarıdır, kadın da anne'erl Aslında adam sarhoş falan değıldır, kadın da adam sarhoş dıye vurmamaktadır. Adam ölmüştur... Adam öldüğu ıcm kadın vurmakta, tokatlamaktadır onu. Gulen cocuklarını aclıktan ölume terketığı ı ın vurmaktadır... Ayzenştayn, kahkohalarlo gulen cocuk lara benzetır Şarlo'yu Yaşama bakışı ıle bır cocuğun göruşünü yansıttı Şarlo Bu cocuksu bakışı ıle de insanlann sorunlarını dıle getırdı yeryuzündekı macerasını surdurduğu sürede... Ve bu cocuk, yeryüzüne Indığı günden 88 yıl sonro. 25 aralık 1377 gunü. geldıgı gıbı bır akşamustü gun batınca bulutlordan bırlne bınıp gezegenine dondu «Bütün yetışkinler bir zamanlar cocuktular Ama ıclerınden pek azı bunu anırnsar» der kucüK prensm dostu Antoıne de Saınt Exupery Yetışkın ınsanlar da Şarlo nun yeryüzündekı yaşam şeklıni «cocukluk» dı/e nıtelendirdıler ve onun yaptıgı her şeye guiup gectı'er. Hepsı o kadar .. t Fazıl Hütnu DAĞLARCA TH Bugun, Ister karo ıster beyaz olsunlar Anerıkan genclerl ıcin caz muzlkcılerinm en un lususunuz. Kişi6ol olarak ırkcılıgın ocısını cektl nız mı? D Butun karalar. ne olurlarsa olsunlor gunun bırınde ırkçılığın ocısını cekerler Yerır Londro yo da New York olmasının onemı yoktur Londra da gunun bırınde hostoneye gıttım, v< tam bır kopek ışıemı gordum Bunu derken ken dını butun beyaziardan nefret etmıyorum elbet Yalnız ırkcılardan. koraların do tıpkı beyaziar gı bı ınsan yerıne konmak ıstedıklerını anloyama/aı lardon başka ırktan bırinl bırey sayomoyonlar dan neffet ederım Bır beyaz banka soyorsa yal nızca hırsızdır Bankayı soyan korayso pıs Zenc olur Eskıden «Karalar temb«ldır, kaygısızdır matraktırl* denırdı Bu bokış ocısı oyiesıne gu lunctur kl şımdı de karaların topluma katıinıay sırf beyaz kadınlarla yatabnmek ıcm ıstedıkler bne suruimekte Tam bır saiakiık bu Sokakta yc nızca dostum olan beyaz bır kadınla gezerker bızı goren Insanlar aramızdo hıc bır cınsei ılış kının bulunmadığına ınanmak ıstemıyorlari TH Pekl, callstıgınız kuluplerde Doşını derde glrer mi? D Evet Boşımı ağrıtan odamo «Ne o al pap. kovga mı istlyorsun?» dıye sorarım Sata son sokaktaysa, hıc gozunun yaşına bakmam bır guzel bsnzetırım Kovga sırasındo do Oueen bury Markısı nın çelebılık kurallanna hıc aidır mom aogrusu. karşımdakl sersemın neresıne ge hrse mdırlrim Zaten hem kendiml sovunmak hem de ınce yapılı kalmak Icm boks calışınm. TH, Ne zomondan b«ri? D öteden berı Haftada beş gün, ya tel başıma ya da vakti varsa calıştırıcımla boks ya parım 60 kıloyum, boyum 1 70. Boks muzık gibı dır Her gun yenı bır şeyler öğrenılir. Guclu ol mak ıcm boks calışınm p TH Gorunuse göre epey rahat blr alledı dunyaya gelmlsslnlz . D Evet Babam epeyce kazonon bır dış cf>dı bokarrfdyacağı kadar cok muştensl vardı Bolluk ıcersındâ buyudum. hıc blr şeyin eksıklığı nı ceknîedim. Hatta. kucukken bile plak alabılı \ordum. TH. ilk cocukluk anınız nedir? D «Pls Zencil Pls Zencil» dıyerek ardım dan koşan bır beyaz TH. Bu anı sizl ırk sorunlarına karsı du yorlı yapmış gallba? D Aılemde, kolelık cağmdan berl. ırk sa runlarına karşı muthiş duyarlıyız ve kendl ırkımı dan onur duyarız Kole Dovıs'ler. plantasyonlar da. beyaz efendılerlne klasık muzık colarlarmış Babam da muzıkcı olmak ıstemış ama dedem b yazları eğlendirecek bır palyaco olmosına Izı vermemış TH. Caz çevrelerlnde en lyl glylnen muzlk cı olarak tanınıyoreunuz... O Şu sıralar. yalnız post ve deri giyiyc rum Utulemek gerekm»Vor. Ismorlama dıktlrıyc rum TH. ikl turne orosındo plak dlnler mlslnlz D Evet. Bütun bestecıleri dinlerım, am gözdem Stravlnskı'dır. Bence herkesten daha rl mık muzık yapmıştır Stravlnski soluğumu kese sesler bulmuş Salt blcım acısındon Rahman nof u da severlm. Berg'le Schoenberg'i de cok s verım ama omürlerinde tek blr beste yapmışlar TH. Bugün pop ve rock ögelerl kattını muzığınıze D Rock? Caz? Hep beyazların icat ettıı sozcukler bunlar. Ben caz ya da rock calmıyc rum Muzık calıyorum Kendl müziğıml Caz. roc underground, klasık ha? Turlerl bırblrınden ayı maya karşıyım Ben muzlğl boyle duşunmuyorun Cok başka bır temelden yola cıkıyorum Caz olduğunu soyleyen bıri slnırleri tepesınde, üstı me doğru yuruyup artık caz colmadıgımı so/l< dığı zaman ağzım bır kanş acık kalıyor Hıc b zaman şu ya da bu tur müzık colmaya karar vs medım. cunku müziğın bırtakım kategoryalara a' rıldıgına ınanmıyorum. TH. Beyazlar. muziğinlzln rock adını ve dlklerl şeyden etkllendlğlnl soyluyorlar». D Orkestram bır rock topluluğu değıl C gılarımızm sesıni ıyi duyurabllmek Icın buyutuc kullanıyoruz dıye boyle dıyorlor. Şu sırada yalaı sız dolonsız bır ses butunluğu arıyorum. bunu sa bozı elektrıkll oletlerle elde edebilıyoruz. Pe cok kişl lcln org dınsel müzikie ozdeştır insa ları dıncl yapan korkudur, orgun sesıyse onla bu korkuyu anımsatıyor TH. Slzin dinsel Inancınız yok mu? D Kücükken kılıseye gıderdım. altı yaşır doğru, neden hic bır kötuluk yapmadığım halt orada bana hep günahkâr dendığini anama sc dum Doyurucu bir yonıt olamayınca kiliseye g mez oldum Bugun, kendlmden boşka hic blr ş ye Inanmıyorum... TH. Pek öyle sık gdrüşme yapmıyorsum dolayısıyla gazetecller slze ayı gozuyle bakıyc lar.. D Insanlor Isted'klerlnl düşünsünler un rumda bıle değıl Neysem, oyum değışmeye < nıyetım yok. Uyuşturucu madde kullanırken na bır tehlıke otlattığımı nelere katlandığımı d şundüğum zaman. şımdl oimüş buiunmam ger tlğını bılıyorum Dolayısıyla, insanların düşü duklerine htc aldırmtyorum TH Doldurduğunuz plaklorı sever mlslnl D Plok doldurduğum zaman, hep lyl m zık' calarım Ben ve crkodaşlarım plağın tyi oln sı Icın elımlzden gelenl yaparız Genç arkadaşl rımdan en yüksek verlmi aimoyı bilirim. Dola sıylo plaklanmızda epeyce ly( müzlk vardır K şılıklı bırbirlmizin yeteneMerlni aras'ırır gellş rirlz Caidııüımız müzlk ner oy değışır Klml z man başladığım bır cümlevl bıtiremeden arkoı dan blr şeyin benl dürttüğünü hlsseder'm Bı yanrtan Tonny vVılliams Jack De Johentte Chl Corea Merbıe Hancock Kelth Jarrett gıbl ye1 nekiı gencierle calabilmek icın Insanın duşguc nu hep uyanık tutması gerekiyor Ama doğrusu Istersenlz. plaklarımı blrkac hoftadan fazla dlr vomam V«nl m^\t1mm