21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S ANAT EDEBIYAT Mehmet ERGÜN lkemizde, sanahn bir kapalt devrp leş. tıırduğıı biliniyor. Birkaç adın dışında, ileriel, dtvrimci sanatçılar tcniş okur kalabalıklarına ulaştnış değiller. Yaratıcısını Iteleyen dürtü ve nlaşmayı tasarladıçı amaç np olursa olsuıı, ortaya konan her yapıt ayııı yazçıyi paylaşıyorr Dar bir çemberin içine sıkışmış dururnda. Bu çemberin içinrir riönenip durııyor. Onu kırın ^pniş okıır kalabalıV;larıııa atıîaıımor. Kelli bir çevreniıı dışııuU ilçi bulmuvnr. Bunun kaçnıılmaz sonucıı nlsrak da, niteliği apaçık nlan hu çrvrenin heeenisi. sıınatcmın varatıcı çabalarını şrcniş olçüde etkiliyor. Bir yerdcn sonrn sanatçı bu çevrenin isteklerine. cklerek dp baskılarına knrşılık vermeye ealışıyor. fiüncrl iljinin peşinrtp knsanlarda ö/ellikle kendini EDsteriyor Böylrlikle de. senis okıır knlahalıklanna ulaşamayan sanat, bu rlar alanda kalmaya iyitlen iyiye mahkum cdiliynr. U Hrmiş nlnyOTdn. Ve fci Bneristnin dofcraluğu va d» ranlışhpı. rığınlarla eerekli di*slou kurulamadığı tçln. ssptanamıyordu. Bu nedenle de sanatçı, okurla llisld diizejinde yapıtlarınm ycrine getirecefct fslevin niteliğini bilraeden, çabalannı siirdürüyordu. Sanatçı ile kitleler arasında oanlı, yaratıeı bir diyalnğun kurulamamasımn iki netlrni var: Ilki, sanatçı ile «anat alıcısı »• rasınrta Ileticilik enrevinl yerine getirecek kuruHışlann ynkluğ^ı va da hu efirpyi yerinp ceürmenin yararına inanan Vnırulıı?larm ynk fienecek dpnli a/. n!ma»ı. tkincisi i«p. sanatçmın, toplumsal mücadelenln dıjında katması . Bunlardan tpmpl ve belirleyici olan iWnrisicür. Sanat yapıtı ile sanat alıcısı arasinda ileticiiik enrevi vapacak kunılnşlann çnCalması halinde. sanatçının yijfinlarla biitiinleşmesi. biitnnlesebilmesi dc buna baî lıdir. Ci'iıkii. ortaya knyrin*u ürOnlprin hanci nitclikleri tasıriarsa kit!t>lerle biirünl^î^hilpcPîiui. ancak onlann müpaflplclerin* katılmakla rtçrrnebilir bir sanatçı. tştp hn i!:i npdpnin kesİMnpsi '1" «in^t. iilkpmi7dr. blr kopalt devrr rpriiniimn tasıyor. <Tfniş okıır kalabalıklannı kucaklnva nııvor «anatçılarımiz. Rıı d'jrnmıı aşma TDlunda çaba harcpyanlar is? olriukra a* Riiyiik rofrunluk. sorunu. kentli konunıuııu hakh kılacak bir biçimde çözmenin p»5inrif. Ama \a hir :ün bjı U^n?lı rirvrp ı»an»tçna kar^ın kuılırsa? U MDUD ae olacak? tSVEÇ'TE TÜRK YAPITLARINI SAHNELEYEN KURTİZ, TV ÇALIŞMALARI DA YAPIYOR Konuşan: IVIehmed REMAL uaeel Kurtiî adı çnlctan berl ne tiratroların rol dajtıtımuıda. ne artistlerin dedibodu sütunlarında var. Vıllardır unatuldu sanırken sesi tsveç'terı K^ldi. On yıia \akın hir süredir W Stncklıolm'e y*rle$mi;, ekmeJinJ yadellerde kazanıyor. Geçen jün çıka eelrli. T «NTRELERDESÎN''» DEDIM. tiyatosunda Yajar Kemal'ın Teneke*:r.: r.â;ırlsdım. Alman televizvonımda üç fıîmrt? or^iarbm. Karabuda çiftmir. ikı fKminrif oynad'.m. Ş:n.ıdi sinenn erstitüsü ile birl'.kte çalısacaÇrm. l"ım mp'rai b;r film çahşması iç;nde>im. Onümüzdek: yaz. tcMı^afir ıççi yolu» E. S adlı dötiımant»r f:!mi ce'âecegim. Ondan scnra rta gplıp Türk;;e rr.aceramı baîlatmak düşüncesindeyim.» «ORAI.ARDA TIVATRO N'ASIL"» DÎYE SORUVORUM. BV SORUMU ŞÖYLE YANI1LIYOR. nr'.«arAa tiyatrcja ve sinemaya kcrkunç bir devlet \ardımı var. Bu yardım sadece devlet kuru'.uflarına degil. serbest gruplara. amatör Uyatrolara da. ç,oeuk tıyatıolarına da yöpılıyor. Tfr•namh turne tiyr.rro'arı var. 11er b'jyUJc kıntte bir tıjatro okulu var. Bu tiyatro okuiUrı gunümuzün k^SuKarı ;ç:ncle gehsen ve gc'!>n:;>e aı,".k, turucu rlmayan yor.temlerle calıçıyorlar. Dışarciar. gel^n r yabanct ögretmenlere 15 verıyorlar. Her yıl tıya m R!':çs:re riınamık. venı i^Icr yapr.ıak istoyers gpr'ç oyuncular kaf.lıycr. DojJradan dojivuya çehir t.vatrciaruia bunUr almıruyor. Dev!?t, bunİF.ra rr.a!zçme!enni venyor ve bu çrrç sanf.tçı'.ar bir.im h?!k»v'.er:ne ber.zer hr.lk dersEneljrin'ia oynuyorlar K?pisane'ıerde o^ıuj'or'sr. Çocuk kitaplıkiann&i oymrorlar. Bi.iyleıe her.ı kenriı praf.k'.Ti p?l::".vor. h"tn de EÖrüşierinı ypnsıtmıs oluyorlar. H;ç bir siyasal engeV.e karşılaîmıyorir » «SAÇ DIYF. BIK FIİ.M ÇEVIRDlGîN't DtTYDUM. • NASIL > ÜLDU?» A'i irı çü\iü, bir olı çektı anlaf.iiaya koyJdu: « t ^ ciıye rıı fıim yapıım. Nıgâe nı:ı Dejrırnıenli Kiv.üne u^rsdım. Eıı köyün erkeklcn oütuıı Türk:.Te'yı do!aş;p saç topluyorlar. Bunu Isreç'te "grr:ıâı:n. Eıı grup Turk eskideıı bir peruitacınuı yan.ncta çalı>aı;.ş. Yanuıcla H C gram saç getirs.ı MusO1 r?fa yı tanıdılar. Bunu satm?k ırin yctirmiş. Mı:"=tî.ia sıivişınca getırdıgı saçı bir tıyatronun prruk ?.tT.ycs::ip h'jr. krona 'beş ya. Tiırk lirns'.r.a'1 saııyor. Aıl;adaşlan bunun iyı bir tkai'pr n;ra;g'.'ivı dUiUi'.'.iyor'.ar. Henıen sraiarıncia 40 b:n krmı topluyorlar. Bir şirket kuru'.uyor. Mustafa'y» saç alr.ıas *E?re bu parayb. Degirnı<»n'.i köyur.e yoUuyorlar. IUın 100 küo saç p.lıyor. Bu yiiz k:lo s.'.çı almak öa, yurt dışıııa c;ıkarmr.k da 7.0r. Bı şcy düsünüyur. a'slına bir çare gelıyor. Bunlar: Insan kılı nümure^i dıye yuıturuyor. Bir bs'.g? Ç'karrıyor, b.ınu kr.bul eîrtriyor. Sonunöa saçı Isvrç e ıılaştırıyor Buniar Ocnını arsada.şların'.dı. Bunlaria onırrimn. Bt'.nun oyküsür.ü yazıp filme çrkmck ıster.im. Isvcc'.ı bir ErırV.a Niğdc'nin Dsğirn.enll köyür.p şplriım O yöredekı kny'.ert dolaşniplc is'<?dı:r.. Once p.dıp D?Kİnr.en'.j köyiinden on kıio s?.ç aldım. N'ğc>e ve Tokat yörpsi:ıde;:ı berbsr'?r!e roportai'.ar yaptıro. BTberlertn anla'tıfiına 51.110. saçlan köylüîer topluyorîar. bımıın ncareti p^lışiyor. An'arırlarkçn. «Buniar «sSlıkh ss<?lardır. bo*'a z<<rnîemiştirn dıyorlar. Bu ssçların 20 • 25 santım o Bu vanlış ve olumsuz tutumun sonuctı o'arak. busüne dek. sanatçı ile yığınlar arasınria ranlı. varatıcı bir diyaloj: kurıılmus değil. Crfrçi ortada hir etkilejrne. hir alışveriş var. Arna bunun «karsılıklı» nlduprunu Mivlemrk güç. Çünkii «etkileyen»in (sanatçının) etkinlijine karşılık. «etkllenen» (sanat alıcıst) pdiljin. fierçekUıı dc, hu ilişkisizlik nrtaımnda. sanatcı. yapıtlan yığınlara ulaştıkça. nn'arı rloğnıdan ptkilpmp olanağım eide etmektedır. O.^a \iginlar, bu ilij Ü SINAV GÜNLERİ s. »nnstftlürın üzrrinde rinğrııdan hir etkide huluııma olanağindan vok^undurlar. Onların açısındaıı, çok rnk. dolavlı bir rtkidpn sözpdilebilir. tünkü şıı ya da hu yolla yapıtları kendilerinp ıılasan satıatçıları. vaşamlarnıa katılmadıkları için. Ptkitemelcri olanaksızdır. Bu hakımdan. kesinlikle diyrhlllriz kj >Tçınların, sanatçılann yapıtlarını olıısturma cahalanna herlıangi bir katkıları \ok. Sanatrıiar, yapıtlarını. kendi bilinç vr deııcylcri ile nranlı olarak biçinılendiri>orlar. Sanat aiıcısı ile ilişki düzeyindc ürünlerinin komımunun ne olacaei konusıında hcrhanpi hir hiljrileri yok. (,:ünkü sanatçı ile sanat alıcısı arasındaki etkilpşim «ıkir^ılıklı» dejil. Sanatçı ilp sanat alıcısı arasında ranlı, Taratıcı bir diyaloğun kurulması konusunda, çeşitli dönemlerde. depişik tartışmalar yapıldı. Bu tartısmalarda. söz konusu diyalnğıın Kerçekleştirilmesinin geTeklilİRİ vurculandı ortak olarak. Buraya dek üç asa^ı • hes yukan çakışan görüşler, ıserekliliği vıırEiılanan ilişkinin sağlanmasının knsulları eündetne gelince. çatısmaja başladı. Pek çok çöziiın yolu önerildi. Ama bu çöziınıIpr, iinrricilerinin konumlarını haklı kılma . çahaları olmaktan ilcrl gidemeuUc*. Tarusmaya karışan her kişi. kendi konunıunu çıkış noktası olarak altnış. soruna bu bağlam çerve^esbıde çözüm aramışlır. Ürüniinü ortara koyarken kitlelerle bağı bulunmayan sanntçı. bu sonıntı tartısırken de aynı konumdaydı çiinkü. Böylelikte hPr sanatçı, snruna, mantıksal tntarlığı olan bir vözürn gede, tasarlanan Işlpvi \prin» sctirehileceU mi? Açıkçası. zorlu bir sınav olacak bu. Pu sınavdan vüzakı ile çıkabilccek sanatçılar. ürünlerini oluştururkcn. keııdilfrini. baştan b<ri sözünü ettlğimiz dar çrvre ile «ınırlı eörmeyen sanatçılardtr. Vıiınların " i iyİTf. en çüzete lâvık o'duklarını all.Ttnadan. «anatın nnımınu korııyarak ürünlerini nluMnranlardır. Vıcınlara açılabihvpnin knşıı'larını araştırmış ve ürünlerini hiçimlerk'n hu araştırnıalann snnuçlarım Rözden ırak mtmamış olanlardır. Son birild yü lçinde. dpmokratik kttle kııruluslan sanatçı ile sanat alın^ını karsı karşıva setiriyor. Vzuıı vıllar dar hir çembcrc sıkışıp kalan sanatçılar. briylplikle. ürünlerini sınama olanacına kavuşuyorlar. Bu sınavdan yüzakıyla sıvrılmak da ol.ınaklı. sıynhımamak da. Pek o denli önemJi decil hu. Onemli olan. ortaya çıkan sonuçtan jprekli dersleri çıkarnıak. <) somıcun ortava çıkmasına neden olan faktörleri saptımnk ve eelecek açısından onlardan yararlanmak. B« Ise. sanatçıların kendllerini ıteçirınelerîne. ürünlerini yeni durumun jjetirecç?i yerilere aöre dejerlendirmelerine hajlı. Yaşamin mahkum ettİRİ dusüncelrTde ayak dircınek yanlış. Hele «sornut»u. konıımunu haklı pöstprmeUte kııllanmava kalkısmak lyiden iylye vanlış. f.erreçi saptamak ve jjereklçrinl yerine îretirmeTe çalı«mak tek çıkar yol. Voks« sağken, ölümü >a«amak kaçını}max. knnan fin"ınl«>r. okıır'' 1h>W dfire»'!" On yüdır Isveç'te tiyatro calısmalaruıı surdüren Tuncel Kurtiz "BUGÜN DÜNYADA SINEMA DA TİYATRO DA ALTIN ÇAĞINI YASIYOR,, TÜRKİYE'DE SEYIRCİ YOK OLMUŞSA KABAHAT BIZDEDIR,, lünları s fln %00 Hra. 4" • fin ?antim uzunlugıında olanlan ıse nırt ltra edıyor. Saç toplayıcılsrdan bir tanrsi or,ellikle Eg« »açlaruıın çok parlak ve degerli oldufunu soyhlyoı «Bir selif.in saçını aldım» dedi. «Şeker ku:usn ıçindp fretırd'ler. Kırunun kapagını açtığımda s;s' ıa:iı:yr.ıış g;bi fırlanı. Biz bütün .\ııadolu'yu ciolaşıru. Bazı yerlcrde rtp.yak tis yen.7.. Kıbrıs'a bile SEÇ içın gittik. Ama oraria pek iş çıkmadı.» Homeros efsaneievindPn b>ı yar.a saçın Türklyp kEtiını ıçın ne krrlar dpperli bir un?ur oiduğunu sörıiyonL:. Re'.tiısı ö'unce saçını kesiyor. ölü iîr birlikte saçını da aömüyor. Xuts.11 bir yam da v?r. Buna raŞmpn bu^ün srçını. giiçleşen ekon<v mik koşullar yüziino'cıi sat?.bılmfsi, p;el"neldprin VP k'itsai sayılan nice pörcr.eklcrin deSışmesini belgcliyor.» «SAC FİL^'t 1Î5VECTE NASIL KARŞILANDI' :. •«tsveçlilçr^en alcuğnı mcktuplar ise te>viz"or.tîa gördüği'müz bu gtiıel ülkenin 1 Türkiye'nin), bu eüze] insanlart nrre'prde ya;Rr'3r. ra'an görnek ister.z. r.asıl f.dfbHir:? bu yerierp» dogvıîtusunda ıdi. «Göreme, dedım. N:ğrie, ded.m. Toroslar, de ESAT MAHMUT KARAKURT VE ROMAN OKURUNUN OLUŞTURULMASI Doğan HIZLAN oman okurunun oluştunılmasında. Esat Mahmut Karakurt'un yapıüarınm büyük oranda etkisı vardır. Romanlarmni kolay okunurlugu, konularının yıfeınlara yakınlığı, anlatundaki yalın'.ık. okuruııu çoialtmıştır. Karakurt'un da «edebî» anianida romancıiıkta b:r iddiası yoktur. Htfzı Topuzun onunla yaptığı bir röportaida, «romarm ve tgazete romanı» dıye bir ayrım yapması dikkate değer. «Gazete romaııı ile. onun haricuıdekı romanı tamamen birbirinden ayırmak Iâ7imdır.» Karakurt' un bu tür okurun oluşturulmasır.da ve artrnasmda rtkısi gbrülnniştür. Ondcn da övesi tefrika roman dcnılen bir türe de alışkanlık SEglamıştıı. Okıır y;gınına seslenen bu romanlar o zamanlarm gündelik gazetelerının tiraiını da %ükseltiJÜştır. Cumhuriyefte yaymlanan KÎlk ve Son;>. Tasvır'de yayınlanan «knkan Ekspvesi» bunun örneklerıdir. Bugüıiün romancılığında, gazetecüikten gelen birtakım ögelenn kullanıldıgı ortadadır. Sözgelimi bir Hemingway. bir Gallo gazetecilik izlenimlenni, daha başka deyimle gazetecilik malzemesirü roman kalıbma dokmuş'.erdır. Onceleri blr muhabir olan Karakurt da bu tavrı belgeleyen kişilerdendir. Son röporta.iında: genç bir gazeteciyken kendine gör.rie'rilen intihar n.ektuplannı maizeme olarak romanlarında knllandıpını açıkça belirtmiştir. Bu vöntemi kuUandıgının açık örneği. «Dağları Bek'.even Kız»dır. Doğtı olaylannı bastırmakla görev',1 Salih Pasa'nm karargâh:r.a piden Karakurt, ro • man yazm?.yı burada aklına getirmiştir. Romancı, kinü kıtapları üzerine bügi verirken, riaha genıs cieyinıle romanlannın sa\ıunmasıru yaparken kavram kargaşasına düştügü olur. Aşkla ınjan sevgısiru aynı düzey'de değerlendirir. İddia51. açk romanlar.nda alabildiğine msan sevgisini sergiiediğidır. Genel çızgısiyle ve derıne inmeyen bir değerier.âirmeyie ou görüşe doğruluk payı verırsek. kahramar.ları arasınöaki sevgi bağmın aşkı aşan yanlanna cia rastlayabilirız. Eaebıyat tarihçilerinıiz özellikie Karakurt üzerinde bir yargı>a vanrlarken, romanlarııım belü düzeylerdeKi kışilerce ı,ok okunurluğunun çok yanlı neder.mi araştırma. lıdırlar. Yoksa bu olgu yainızca. halkın psikolojisıne sesleniyor, sözüyle özetlenemez. Bir dönemin okurlan bir dönemin roman kahraınanlarına ilgı duyuyorlar. Karakurt'un kahramanlarma bakarsanız, insan gerçeğinı aşan, insan rienilen yaratıgın yumuşakhgına ters düşen kişilerÎR kar^ılaşırız. Erkeklcr; alabildiğine sert, düşüncelerinden, ılkelerinden ödün verrr.eyen, yalmz vatRnları ıçın çaliian ve yaşayan. gtîzellikte ve yureklilikte benzersızdirler. Kadın kalıramanlara gelmce; erkcklerıne saciık. «nıslı ve içli». bir yaşam boyu sevdıklerinı bekleyecek meleklerdir. İnsanın yaşadtgı tozlu gcrçekten çok annmış hayal dünyası. Romanlannın ou karşıtlıktan oluşan yapısı ona b;r yayılırlık osesı daha kazandırnııştır. Türk sitısması da onun romanlarım filme aktarmıştır. Bunca kitap yazan bir kiçi yaşamının son yıllannrfa yazmak'an npfret ettiğini söylemiştir. Bu nefretıni ortaya koyarken de son dönemlennde aynı r.sfret. fobisme yp.kalar.En VENU. Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Reşat Nurı Gün'ckın'i brnek vermiştir. Karakurt ^irrıl zaman Ee;en?kseî Pdcbiyaf:mız 'iîf.nnp fiüsiir.re'.erıni i'o'mişîir. Genç kuşagın Pd"bıyat begemsi içn sovlcd;klpn îrenel y?r^l?rripn öteye eecmemişttr. Divan edebiyatı ve bir edebıya R 'Pierre Louys'un romanı Afrodit'i savunurken müstehcenlik tanımına açıklık getirmiştir, ır tın yaşaması için neyin gerekü olduğu konusımda söyîediklennden bir bölümü burays aktararak, onun öğretmenlik yanına da ışık tuttuğumuzu samyomm. «Ben Divan edebiyatını biıtün kıvnıetierile be;aber yani Fuzuli'si. Nefi'si. Baki'si, Nedim'i. Şeylıülıslâm'ı ne bileyim ben. velhas'u küçüğü re büyügü ile vazifesini yapmış. rolünü ikmal etmiş. artık kendisinâen ses gelmesine imkân olmayan sadece ve basitçe bir tarıh telakki edıyorum. Y*r.i nesll. bu çerefli ve büyük eskileri bıından sonra o da ancak anlamak kabil olursa bir tarih dlye okuyabilir. Lisanını bilmediği, sesini anlamadığı, zevkine varamadığı bir edebiyatı cugüxıtin çocu.Şu ?orla, o da edebiyat hocasından alacağı kırık notiardan korkarak ancak tekrarlayabiliyor. Nedim'in en çapkm mısralannı b:le bugümin bir yırmi yaş delikanh?ına zorlamazsanız ezberlet«mszs:r.iz. Sevilen edebiyat zorla degıl. arruyla heyacanla yapılır. Binaer.aleyh bcr.ee bu edebiyat artık tsrihe kanşıp yavaş yavaş izlerini Kaybettifimiz bir edebiyattır. İyidiler. heyecaniıydılar, yüksektiler, sanatkârdılar.. Evet, hepsi kabuü... Fakat ayni zamanda itiraf etmek lânm ki, çok bir cepheli. çok dar ve mabdut uftıkiu, pek yeknesaktıiar.» Rornanciavukat Esat Mahmut Karaktırt, linlü «Afrodit» davasmda yaptığı sa^Tinma ile de «müstebcenlik» kavramına bir açiklık getirmiştir. Kısaca »At'rodit» davasıra deginslim. Pierre Louys adlı Fransız yazarmın «Afrodit»ini Nasu/si Bsydar dilimize çe\irdi. Savcılık da bu kitap hak km<ia «müste.hcer, riivo davs açtı. ^AJrodit> davp.sı, 1P10 yılının ksr.Iı savaş gürUorırun gazatelerinin birinci saylalarıada yer aldı. Bu âavada yaJ Esat Mahmut Karakurt, miUetvekiUiğri sırasında Kasım Gülek'le bir arada, r a müstehcenlitc karramını düşünmercek gerekiyor. Sanatın raüstehceniik.ten ayn'.dıgı noktanm. yerin saptanması bu davada düğümlercyoıdu. İki anlayışın çarpışması bu davada düğuaılenirordu. üygarlık anlayışının. Cumnuriyet sonrası düşünce özgürlüğünün yerleşip yerleşmeüiğının telgesi bu dava olacaktı. Cumfcııriyet. Akşam, Tan bu davaya ağırlık verdıler. İjte Es2t Mahmut Karakurt, burada iki kimliğini birleştirerek avukathk. ro:nancılık gerçekten unu*ulmaz. o yıllann kuşagının belleklerinde yer ecien bir savunma yaptı. Mustafa Şekip (Tunçı, Sadrettm Celal (Antel) ve AI: Nihat ^TarlanJdan oluşan bihriişi kurulu ve Talim Terbiye Dairesi'nin verdiği raporlar kitabın tr.üstshcen olmadığ: görüşimdeydiler. Savcılık ise iddiasmı sürdürüyordu. «Afrodit>in asianmasını sağlayan savunmadan bir bölümü aşağıya aktarıyorun:: tNezaketine ve nezahetine ve bilhassa hüsnıinivetıne emin oldugum Istanbul müddeiumumisinin üç saatten fazla sliren ıddiasını büyük bir haz ve o nisbette de büriik b:r teessürie dinledim. İctdia makamı, Pıyer Louys'den iki parça bulup gef.rdı. Fakat ben isterlerse kendılerine; okuduklanm gölgede bırakacak üç yüz on iki pavçi getirip okuyabilirim şimdi. Isterlerse Nsdim'in, Nefi'nın, Baki'njn divanlarır.dan: Ir.c:l"dsn. Tcvrat'tan parçalar okuyajnm. tstericrse şimd) Neöim';n hammamiyesini açarak dsjenere olmuş bir beflbaht mahbubun; hamamm göigeli bir k ~<. Eesine uzanmış yatan Nedim'in yanırıa gelerek ona nasıl sanlıp öpmek lstediğmi ve Nedim'in d? bu •.ffet«iz. ahlâksız oglamn pöjsündc cıkan tliyIP;1: görerek; ir.asıl srünes buhıtlsnır.apa baölamıj:» diye devam edea parçasını okuyayıra? İs terler ml: Tevrat'ı açarak Hsrrptl Lufun bızıat kendi sulbündeo hasıl olan ik: kızının arasma gır;p onları nasıl iniete irüete ıstifra^ ettiğinı tasvir eden faslı tekrarlıyavım? Ve ger.e az;z rnüddeiurnumi isterler n.i ki İncil'in kapağını kaldırarak daha dünyayı tanımayacak kadar küçük bir kızı; yüz tane karısı olan pevgamber Süleyman'ın nasıl bağırta bağırra hurma ağacının altma sürükleyip gotürdüğünü lıikâye eden fıkrayı okuyayırr..' Ve çene isterler mi" Sürei Yusul'tan bir sayîa açıp, «Mısır kadmlanrun: onun gîizeiliği karşısmda nasıl kendllerini kaybederek tenasül âletlerinden kan bıraktıkîarını» burada okuyayım0 Şımdi soruyorum sayın müddeiuiTıumiye: Kiitiin bu klâsik edsbiyEtırnız ve bütün Kütübü Mukaddese de mı müstehcsn? AJlah ta mı hâşâ müstehcen neşrıyat yapmış 7» «Afrodit>in aklaniîiası h;ç kuşkusuz ilerdeki y»li ve yabar.a yapıtların geleceği konusunda da onemli bir aşama olmustur. Yıllar sonra dilimizde yazılan ve dilimize çsvrilen kıtaplar için olıınv lu bir örnek nitelijındedir. Dili eskimış olan bu sarunmadaki bsujı kelimelerin bugünkü karşıhkîannı da verelim: Müddeiumumi: Savcı, nisbet: oran, hammâmij'ye: Divan Edebiyatrnda giriş kısmı hamam eglencesi tasvırine ayrılan kasıde vesaire. bedbaht: kötü bahtlı, talihsiz, mahbub: erkf?k sevgili, istifraş etmek: beraber yatmak. yataga almak, tenasül aleti: üreme organı, Kütiiıjü Mukaddese: Kutsal kitaplar. Karakurt'u bugün cleğerİGndlrenler on'jn roraan okurunun oluşturuimasında yaptığı olurclu, katkılan görmemezlikten gelmesinler. Unutmaya!im ki h?r yasarı kendi koşulları, türü, ortamı lçmde değerlendirmek gerelor. dim Her dügür.ün kapısı sizlere açık+ır. S;rl er. ıyı b.çurıde konuk ederler, kucaklariar, dedım» £aç filminm iı:iiâyesi bu kadar.» «BU GELİŞİNDE TÜRKİYEYt. ARKADAŞLARINI. TIYAVROMUZU NASIL BULDUN^» "Her arkadaşımdan tiyatro öldü, sinema öldü, diyp yar.ıtlar aidım. Bugün dunyada sıneoıa da. tıya'.ro da aiîın çağmı yasıyor. Eger Tür'sıye'de raten var olan sinema ve tiyatro seyircis; yok olduysa kabahatı kendımızde araınak gerek'.r. Ha'.k anlamaz sozcüğu ne ıse bir halk şairımızın misraı I!P yanıtianz: Halkı taneylemek nemiz, b;r cüml? vebal bızdedir» Herkesin ağzında iıalka komprirn? foyler vermek lâzım sozü, herkesırı ağzında nalk arüamaz sözu . » «NELER YAPMAK NÎVETİNDESİNİZ?» «?u ar.da Isveç Devie: Tıyatrosu gıbi Avrupa' nm en senış kadrolu tiyatrosunda Yaşar K?mal ÜI Y'ağmurlar Gebcdir isimli piycsmi sahneys koyıı yorum. Eu piyes Türlıiye'de yayınlanmadı. Düiiyai prömiyeri orada olacak. Oyuncuiarr.TUZ olayın ^e; liğı yeri ve insanlan gorüp daha iyi tanıyabilme ıç.n Türkıye ye gelduer. Turkıye'de geçen b;r ola yı. msan iiişkı'.er: açısmdan incelediler. İsveçli seyircıye Türkiyede geçen bir olayın da evrens?; rr.telikler taşıdığım aktaracakiar. Türkıyeyı çok ıloinç bulduiar.>) Tt'N'CEL KfRTİZ'E. «ŞU SAÇ FİLMINtN TURKİYE ÖYKLSl'NÜ DE ANI.ATSANA > DF. DİM. ANLATMAYA BAŞLADI. «Filml 19T8 ekiminde, liaiâi mevsinıınâe çaktim. Dügünler vardı her koyde. Davuliar zurnalar çahyordu. Bir şeniik mevsımi ıdı. YarumiKUkı îsvevlıler çok şaşırdüar, inamlmaz bir ola;. pozüyle baîîtılar. Bız filmde bir çok ekonomii rıianaksızlıklar ıçınde de oisa halkımızın hayata bağh'uğını görduk. Eınlerce yıldsn bu yana hasatla beraber toprakia beraber sevincini ya=adıs Benim de bümediğim bir seyd:, ben de ıik kez Euruyordum. Anadolunun bmlevce yıl önceki çeler.ekler: hala yaşıyordu. Bildiklerinıi, oliuduüa rımı da bunlara kartım. Artıi her şey gozumd" başkalaştı. Toroslardan Iç Anadoluya kadar her onümüze gelen köye girdik. Engel olan çıknıacl. Pızi iyi kar^ıladılar. <Saç satar mısınız?> ciiye sorduğumuzcîa. >On yıl önce b:r saççı geidı kov dıık?» dcdiisr. Başka b;r köyde S3 yasında bir dedeye. «Durada kızlar saçlannı sa'arlar tn;7» di.° forduk. Dede b:r ah çck'ı cSataılsr, satariar» de dı. Sonra kızların saçlannı kesf.k. Ağıtlar sö*. iedıler yaşlı analar. Saçını ıtejtıren kızlar hüngu" hıir.rir ağlıjorlardı. Analar da bu ağ'.amaya ksTıhyorlardı. Kızın istçği babasms. beş yüı lira yardım etnıekti. Bütün ek'.p büyüV. bir uzüntüya kapıldık. Saçları kestiğimize pişnıan olduk. Çoruklaria. okul çoculdarı ile röportajlar yaptık. vSaç birden önemini yiîirdı. Çocuklann. sormıları ortaya çıktı. Filme kpndiliğinden cocuklar da gir di. Her biri nıühendıs, doktor olmak isriyordıı. Her birı olamayacagı bir şeyler olmak ıstiyord::. Oğretmenleri acılı acılı gülüyordu. «Dedikleri oînıayacak» diyordu. Ben, «olacak» dedim. «Bu çoru.klardan benden daha iyi rejisör de olacak. cl^k tor da olacak, mühendis de olacak.> dedim. Özrp.tmen. «Sen bilmiyorsun buniar olmayacak» dıye direniyordu. Kendiliğinden fiimın içine Anadoludaki üxsrım ilişkileri de giriverdi. Yaşlı bir anamn afıtıyla kesilen saçlarm acısını ve hüznünu bagladı/.. Fılm de İsveç televızycnur.cla gösterildi. On ikı yıldır yurt dışmda konuk işçi o;ar?..^ çalıjan rarttaşlarımızın b:r kısmı fıime kızriıîar «N'eden Hiltonu. Boğaz Koprüsunu göstermıyor sun?» dıye sorriular. EZGİLİ YÜREK Hançi tası kaldırsam AnamJa habam Hangi dala uzansam Hısım akrabam Ne cnzel bir dünta hu Siit dolu bir torbavla Şövlece vıkaseldim Kime elimi verdim«e Döndürüp yiizümü baktımsa Kısmet kapıyı çaldı Kör pınara su geldi Ben şaliiyıp d«rdi'!:ça bvle Gülün kokusu celdj Bcbesi olmayana Bunalıp da kalmışa Acdarla >üklü Parnn ırc'ino Yetistim crldim İyi ki geldim tvi ki geldim Euhi SU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle