Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YAYLA FakirBAYKURT 79 «Kırı ahp ge'irdik Kamerans. Doktor el vjrmadan ruhur.u teshm sttı. Çuk gayret etnk. ha'.tâ yetişt:ıd;k. ilâcını aldık. yarırdık parasmı marasını: lakin doktorun amehyata almasma kalmadan teshm etti. Koyduk cipe ge::rdık. ^:radı rie koye gıd:p yenne koyacağız. Görmek ıster misin yüzunıi: Gelmek ıster misin oraya kadar.» Çadır:n d;rçg;ine yapışt; Kampıana: «İkindın namazına m; yetiştirelim dıyorsun?» «Öyle diyorum. beklemesin...» «Çocuklar da gelecek mi'.1» «Arkadan yetişsinler. Cipe sen'. bindirecegim..» Dudakîarı kıpır kıpır. duaiarını içinden içinder. okuyarak dtsan içeri girip çıkt:. hiçbir yere bir şey koymadı, hiçbir yrrrirrı bir sey almadı. Çıkt:, ripe doğru yürüdü. Kocasır.ın yenı sıra gidiyordıı. Geçip orîa sıraya oturdular bîrlikte. Komışmadan eiildi Gü!can'ın yüzüne. Elinl sürdü gerdirdi. Sonra Zeke'ye, Serpi'.e baktı. döndü ör.üne. Ör>de kıtnrriamarian riııruyordu Nııri. Al'an. Kendi oğullan gibirdıler. Hiç beklemiyordu bu kacar çıkacaklarını. Yanlarında aglamak, höykürmek ayıp o!ur gibi bir duygıınun altındaydı ger.e de. Hiç sesini çıkarmadan, iıonuşmadan oturdu kocasının yaruada. Cıp yürüdü. Gene orman yolundan dolandı. Firengizin dibine vard'Atan sonra Bail;dere sokakianna girdi. Motor giıcü kısa sürede yu:tu nnca yolu. Caminin yakmıncaydı ev. Hemen toplandı konu korr.şu. Bağdan bostsndan, harmandar. tarladan koşııp geldiler. Osman'la Anış koşup geldiler. Hemen kazar.îar vuruldu. kaynadı sıı. Namaza gelme düşüncesi olmayanlar bile gelip Gülcan'in topîumuna girdilpr. Sor.ra önrien onden Dedeyan:'na yürüdü Çakır. Cinoğlu'nun oğluyla Topal Hasanın Mehrr.et kazdılar gömüfü. Ayakuoına dikilip bir baktı, derietledi; :=orıra küreği alıp indi :çine. Köşesir.i bucagım, SP.pıtmasır.ı düzeîtti. Düzledı toprağını eüeriyle. üfürdü. Engpbelerin: giderdi. Osnıan gidip on kadar kerpıç getirdi yenı evin hatıllanndan. Kazı yerinden işçiler, öğrenciler yetişriler. Duyup da gplmeyen kalmr.dı. Büvük oldıı top'.ıımu yaz old'Jğu haîde. Köy Hocas:, fesin: giymiş çıktı ortaya. Bu •şefer Osraan indi. saliadılar bedemni. «Aşkols.:n Kamerar.a'ya. îedarikü kadınmış! Bu^up buluşturdu kefenini falan!.» dedi Çakır. Toplurnun ort.asında bir eksıklprinin göriümeyişine şükretti içtnden. Osman'ın büyük oğlu Nasuh. bir kucak yarpuzla. topfesiihanla, hayıtlann mnr çıçekleriyle çıkıp geldı. Fısıldadı dedesınin kulagına. Çakır CiÇPkleri a'.dı. yürüdü gömütün başır.a. Kalabaiık açıldı. Osman çukurdaydı hâiâ. Kprpıçleri kapatıyordu sapıtmarun üstür.e. Çiçekleri gös'erip afı Osman'ın kucağına. Gülcan'ın kardeFI Şevket'le, Osman:ın kuçük oğlu îbrahim koşup geldiier. Şevket'in de kucagında çiçekler vard:. Nerden bulmuşsa, dağyoncaîarını, havaza daUarını. eliyumukları, teynel yapraklannı yiikleniKişti. Fısıldadı dedesir.in kulagır.a. Gökvjzüııde \üklü bir buiut gibi dütıüyordu gbmütün başmda Çalcır. İndi hemen. riürttü Osmanı omzundan. Aidı;ar kerpiçler: tek fek. Çckti'.pr Gü'.can'm bedenini. Çiçeklen döşedüer sapıtmanm içüıe. Yeniden koydular yerine Gülcanı. Yeniden dizdilpr kerpiçleri baba ogul. Kâmil koşup geldi kucağı dolu çiçekle. OıJarı da emmisi 6İıp uygun yerlere serpti. başına, ayakucuna döşedi. Köy Hocası yaklaştı, fısıldadı Osman'ın kulagına. Osman çıktı. İki taneydi kürek. Birini alıp bekledi. Birini de Çakır aldı. Dudakları kıpırdadı Çakır'ın. Besmele çekti, ilk toprağı attı Gülcan'ın üstüne. Bekledi Osman. babasındaıı sonra üçtircü. dördüncü küregi attı. Eıraktılar kürekjeri. Cemal Orhan. Şükra. Mehmet Ali, Nurettin Daldal. Tosmar Mehmet aldılar sırayla, attılar ikışer üçer kürek. Kazı işçisi Hurşi:. Şoför Nuri, Altan aldılar. gırişip iklşer üçer kürek attılar. Gömütün başına kadar gelen herkes ikışer üçer küreV: attı bırakt:. Sonra Osman düzelru, yığınlaştırdı toprağı. Kabaardıçtan kendı eliyle düzdüğü baş tahtasını dikt;. El kaldırdılar, Köy Hocası duasını okudu. Âm:n çağrıştılar. Sonra talkın verdi. Onu da yanıtladıla.r. kalabal'.k çekildi birer ikişer. Hoca işini bitiresiye kaldı Çakır. Osman, Altan, Nuri, kıyıda beklediler. Uzata uzata okudu Köy Hocası. beklediler. Almadan gitmeyeceklerdi Çakır"ı. Serpiî. Zeke, Kamerana evde oturuyorlardı. Gelip gidıp başsağlığı diliyordu kadmlar. Gün iyice sallandı. Firengiz'm gölgesi bastı evlerin üstünü. Bir yalnızlık oldu dorıya. Cipe doluştular. Cema; Orhan. «Siz sürün, bız 5ürürüz:» dedi. Gene geldikleri yoldan, ormanın içmden yukarıya ağdılar. Mustafa'yla R«mzi: Hocabey'in çadırmın önünde oturuyorlardı. Usuîca gelip başsaglığı dîlediler ayrı ayrı. «Görevi bırakıp gelemedik Gülcar.'m •op'ıunıuna!» dedıler. Nuri cipi eski yerine çekti. Kontak anahtannı attı cebine. Gün gittı gidıyor oldu. Yaya gelen öğrenciler Manastır Yıkıgı'nın oradan göründüler. Masalan yanyana dizdıler gene. Mehmet AU yernek işini ayariatt:. «Her ögün geçmiş, akşam ögünü geçmemiş!» dedi, topladı arkadaşlarını. Giıler. Serpıl'le birlikte Çakııgıî'ir. çadırdaydı. Zeke. attı kendin: GiUcan'm yatagına. Bir gevşer, kendıni yiıirır gibı oldu. «Zekeee!.» dıye bagırdı Kamerana. «Topla geünim kendini! Kendine sahip ol kızım!.» diye fısıldadı kulagına. Iniltisini içine akıttı olen kızın anası. Kamerana ocağm başır.a geçti, ateş yaktı. Irbığı doldurup koydu. Sonra legeni getirdi, peşkir çıkardı, sürdü legeni Çakır'ın önilne: «Haydi buyur!.» diye işaret etti kocasına. B:r yar.dan Zeke, bir yandan Serpil atıldılar. aldılar ırbığı. peşkirı Kamerananın elinden. Zeke geri çekildi. Serpil yıkattı Çakır'ın clini ayağmı. Sonra peşkiri tuttu. Biraz geçti vakıt. itSofrayı ser kızım!» dedi Kamerana. Zeke isteksiz baktı ortaya, kalktı usulca. Sininin üstüne koydu yemeği ekmeği. «Ölenîe olünmez, buyrun sofraya!.» dedi Kamerana. Tam o sırada Şevket. Kâmil yetıştiler aşağıdan. Terlemişlerdı. Onlar ria sokuidular. Ac:. bnruk bir yeme iç.ne oldu. Kimse konufmadi. B:r ara, «Ağlasana ulan Ağlarca'.» dedi Kamerana. «Xe ağlarmyorsun abar.a?..» Cık etti Kâmıl: «Ağlarnam ben!.» dedi. «Aglanıa, aferım!.» ded: Kamerana. öyle kaldı. Dışarda. Sü'an.ia? lâmbr.lannın ışığında slirüynrdu öğrencilerin sofrası. Mehmet Ali. «Yahu!.» dedi, «Hooabeygil'i çağırmadık gördüııüz mü?» Kızd: unut:<anl!|uıa. Cema: Orhan'm yüzüne baktı. Taradı arkadaşlarının yüzlerinı. oVakıt gfiçmiş sayılmaz.» dedi Şükrü. «Durun ben çağırayım..* dedi Mehmet Ali. Kalktı. koşarak gitt: çadırın önüne: «Hocam, yemeğe bjyrun..ıı ded:. Baktı tjaktı Hocabey. o is:eğ: duymadı içınde: «Sıze al:yet olsunl.» dedi, çıkmadı çaĞirdan. «Hocam buyrun. beraber olsun..» «Bu burrin kun: konser.e yeriz, siz buyrun..» Geiic; değildi. Ali Şırin de çıt etmıyordu. Japon gözüyle MİDWAY deniz savaşı K?nim yapa'oijecejım blr !; ol rr.adığı için, scndeleyerek merd: venrten aşağı mdim. hazırlanma salonundan içeri gırdinı. Hangar güvertesinm agır yaralılarındar. geçılmıyorG'.ı burası. Yeni bir patlamayı ızleyen daha küçük çapta bir sıra patlama, kaptan köprüsünün altında sarsıntılar dogurdu. Yannıakta olan hollerden yükse'.en dumanlar. koridor iajd&n bütün kamara ve salonlara doluyordu. Sıgınılacak başka bir yer bulmalıydık. En >"ukardaki güverteye çıkmca, Kaga iie Soryu'nun da isa bet almış aldukiarını gördüm Onların (izerir.de de kapkara. yr gıın dumanlar vard;. İnsanı ceh şer ıçinde bırakan bir görünüm! Akagı iki isabet almıştı. Biri nı tam ortadan. ikincîsmi de u çuş pıs'imn iskelosinden. Ola^aı koşullar içinde bu varalardan hiç biri koca gemiyi aşırı etkıleyrmezdi. Ama benzin ve cephanf ı> ilgili sürekli patlamalar, gemınin bütün bolümlerini yıpratıyor, kaptan köprüsünü zangır zançır tıtretıyor. havaya ölümcül parçalar sıçratıyordu. Alevler ön jrüvertede yan yanr. duran uçakiarı da sarınca. 'orpidolar durduklan yerde patl&maya başiadı. Bu durumda ateşi kontrol aUır.a alnif.l: oiannşı yoktu. Bütün gtlverıe tek ba$ma bir cehennem Sibiydı artık. ve alevler hızla kap tan köprüsüne doğru ilerlıyordu. Durduıulamayan yangın bütün gücumüzü erittiği, bütün sirıyal olar.aklarını yokettigi için. k".rmay başkam Amiral Kusaka derhal hafif kruvaziir Nagara'ya geçilmesi emrlni verdi. Amiral Nv Su:no kaskatı kesilmış. dalgın d?\ gın bakarken. Kusaka onu uyarmaya çalışıyordu: «Amiraiim, hemen hemen bütün gemiler henüz seyir hâlir.de. Onlan yönetmeyi sürdürmeniz şart!» Tam bu sırada, Jilonun sancak subayı yüzba^ı Nişibayaşi, Kusaka'nın yanına yaklaşıp dıırurau bildirdi: «Gemideki bütün geçitler alevler içinde. Güverteden geçilip küpeşte boyunca iskele tarafına gldilebilecek tek bir yol kaldı. Nagara'nın motonı oraja yar.asabilir.» Kusaka, ölum hükınünü givmış gemiden ayrılması için j*enıden rica etti Amirale. Akaşn'den filoya komuta etmenın artık olanak dışı oldağuna inanan Najıırao, komutana hoşça kal deyip. Nişibayaşi'nin eşliğinde gemiden ayrılmak üzere yürüdü. Kurmaybaşkanı ile öbür amirailik subayları da onları izled:ler. Saat bu sırada 10'u 46 geçiyordu. Kaptan köprüsünde kala kala navıgasyon ve uçuş subayı albay Aokı ile birkaç er, oir de ben kalmıştık. Aota, makıne dairesiyle ilişkı KuraoıimeK ıçm elinden geleni yapıyordu. Dü raene söz geçirmenin bir yolunu bulmaya çaiışıyordu navigasyon subayımız. İskele tarafındaki erler, alevleri söndürme çabası iç:ndeydiler. Ne var ki, alsvler kaptan köprüsünü de sarmak üzereydi artık. Uçuş subayı yüzüme bakıp. «Fıısida» dedi. «Artık kaptan köprüsünde fazla kalamayız. Henüz vakit varken iskele tarafına geçmeye çalıKaptan köprüsünün penceresınden dışarı sarkıp indim, batan,a güvertesine dek ilerleyebüdim. Ama henüz uçuş güvertefinden üç metre yııkardaydım. Oraya inen merdiver. basamaklan alevler içindeydi. demir basamaklar kıpkırmızı kesilmişti. Aşağıya atlamaktan başka çarem yoktu ve atladım. Aynı anda da dört bir yanımı saran korkunç bir patlama duydum. Ağır bir hava basıncı beni bir yerlere savurdu. Şu sırada bulunduğum gü verte bereket tutuşmajnıştı henüz. Çünkü savnümanın etltisiyle kısa bir süre kendimi kaybetmiştim. Yeniden kendime gel M. Fuşida M. Okumiya Türkçesi: Zeyyat Selimoğlu m bir emirle prtelemişti. Bunun nedeni. kendi biriiginin o sıralarda düşnıana geoe vaky saldırmak iızere dogpıya dogru ılerlemesıydi. Gelgeielim, artık yenılgı kesınleştığinden ve bir gece çarpışması için unıut kalm» ciıg:r.dan, süratle bir karara ,armaic gerekiyordu. Neden sonra, 5 haziran pünü saat 3'de, Yamamoto, uçak gemisinin batınlması emrır.i verdi. Arrüral Nagtımo, bu p.nri albay Aripa'y» iletti ve görevi yerine getirdücten sonra filoya katıimasıru büdirdi. Arıgo, komutasmdaki dört muh ribe, torpidolarmı ölüme hüicum giymiş uçak gemisine göndermelert emrini verdi boylçce. Noraki muhribinin komutanı daha sonralan bu dramatik ânı yazrmş, H tıpir.de en guçlü ve m o 3 dern toi"pidoianndan büini, sanki savaştaki ilk hedefiymis gibi, kendi uçak gerrümize nasıl gonderdigini ve bu sırada nasıl acı duyduğunu anlatnuştır. Yirmi dakika sonra dört murınp ös torpidolarmı ateşleınişler, ve bundan yedi dakika sonra da deniz, koca geminin üzerine kapanmıştır. Su altından yenı ve korkunç bir patlama daha yükselmış, bu patlamarun doğurdugu sarsmtıyı bütün muhripler cu\muslardı. Akagi uçak gemisınin suiara gömüldüğü yer, 30 Gerece 30 dakika kuzey, 179 d 8 <rece 8 dakika batıydı. Saat 4ü 55 geçiyordu; güneş dogdu dojacaku. Ani pike saidırısmda Akagi ile birlikte isabet s.Lmıs olan Kaga, sancak gemisi kadar dayanamamıstı. Saat lC'u 24 geçe dokuz düsman uçagı üzerine çullanmıs iar, bombalannı aunışlardı. ilk üç bomba hedefin hemen yamna düşmüş, su sütıuıları fışkırtmıs tı havaya, bunun dışında bLr ra rar vermemişlerdi. N» var ki, bunlardan sonraki altı bombadan en az dört tanesı uçua pistirün ön tarafına, geminin ortasuıa ve baş tarafa düsmüştü. ön tarafta en uzaga duşen bomba hemen kaptan köprüsü;|ın önüne isabet etmiş, oradaki bir ben zin bidonunu patlatmış, bu nadenle de alevler ve hasar kaptan köprüsündeki bütün kamaralan ve çevredeki güverteyi sarmıstı. Geminin sirür merkezinde bulunarüar, bu arada albay Yizaku Okada da, hemen orada ölmü?lerdi. Bu felâketi atlatabilen kıdemli UÇUJS subayı yüzbası Amagai, komutayı uzerir.e almıstı, Bu sıralarda, geminin her yanm da başgösteren yangınlar yayılmaya başlamıştı. Daha sonraki saatler süresince, itfaiye görevlileri yangını söndürmek İçin bo şuna uğraşrruşiardı. Büîün g»mi de tek korun?.bümiş yer bil" kalmamıştı. Yüzbası Amajrai sancak tarafındaki güverteye sıgınmış, hayatta kalabilenler dü onun yanına dolm'oşlardı. Bu du rr.mda, uçak gemisinin yazgısı degişmez görünüyord'X Bu bomba saldırısmdan h«rnen h»men üç buçuk saat sonra yeni bir tehllke başgösterdi. Ateş altmda kalan uçak gemiM suyun üzerınde bir lcalıntı hâ:::ideydi ve bordasmdan yaralanmıştı. Amapai gözlerini ncniz iızerinde gezd:rirken. bırdîn b : r° bın metrc iıadar uzak'a. bir d° nizaltınm ugvırsuz pjriskop'.ır.'.ı gördü Bir kaç dakika sonra ds. tam saat 14'ü 10 grçe. rjzbası Kunisada. gemiye doRru va'ıl'j.makta olan üç beyaz kabarcığı görmekte gecikmedı. Dsnızaltımn ;önr!erd:ği torp'.ri"!?.rrtı bunlar. Kunisada gözlerin: kap^iı. Patlamayı bekierken bir vantiarı da dua etme\T savsaklamad!. Ama. hiç b:r şey olmadı üîr?k?t. İki torpıdo herr.fn V3n!arından geçmış. üçüncüsü ıse g?m:ye isabet e'ır.işti an,a, bir mucize sor.uru. paüamsrr.ıst! YARIN: UÇÜNCÜ UÇİK GEMİ5! DE YARALâNIYOR Midwav savaşına katılan Japon krurazörleri Akagi'nin makine dairelerindeki erlerden tek bir kurtulan olmadı AKAGİ İKİ İSABCT AIMIJTI: BİRİ Nİ TAM ORTADAN, IKÎNCİSİNİ DE UÇUŞ PİSTİNİN İSKEIESIHDEN. 0LAĞAH K05ULLAR İÇİNDE BU YARALARDAN HİÇBİRİ KOCA GEMİAMA İLGlLI YIPRAII GEMİNİN Yİ AŞIRI ETKİLEYEMEZDİ. BENZİN VE CEPHANE İIE SÜREKLİ PAÎLAMALAR BbTÜN BOLÜMLERİNİ YOR, KAPTAN KÖPRÜSÜNÜ ZAt! GIR ZANGIR TITRETIYOR. HAVAYA ÖLÜMCLL PARÇALAR SIÇRATİYOR Amerikan bombardıman uçaklannın atcşlnden diğimdc. yattıçım yprden lioğrul maya çaiıştım, ne çare, her iki bacağımın bilek kemıklerı de kırümıştı. AKAGINIH SONU Neden sonra erler yardımıma koşup. beni insanlarla dolu iskele tarafında taşıdılar. Orada bam budan bir sedyeye yat'.rıldım, ve beni öbür yaralılarla birlikte Nagara kruvazörür.e geçiren motora indirüdinı. Saat 11'i 30 geçe .\miral Nagumo'r.un flaması d:rege çekılmiş, ve Nagara seyre başlamıştı. Bu arada Akagi'deki aiev'erin söndürülmesine çalışıhyordu. Ne var ki, bunun artık olanak dışı oiduğu arılaşılmıştı. Gemi seyirden kaldığı sırada geniinin burnu hâlâ rüzgâra karşıydı. Erler ve pilotlar. artık aşağı holleri de sarmış olan alevlerden ötürü iskele tarafına sığır.mışlardı. Dinamolann çalışması da kesilin.ee, yalnız ışıklar değil. yangın söndürme gereçieri de çalışmaz cldu. Alev geçirmez kapılar kırıhp dökülmüştü. Bu korkunç durumda artık kimyasal söndürme eereçlerinin de bir yardımı olamazdı. Kahraman deniz erierimiz. bir sürü el pompasının yardımıyla •• hortumlar aracılığıyla •e aşağı güvertelere su sıkmağa çalışıyorlardı. Gaz reaskeleri \akmış i*£alye erleri, ağır gereçieri sünikleyerek getiriyor, alevlerî altetme*e uğraşıyorlardı. Ne var ki h?p yeni patlamalar. adamlarunız arasından yeni yaralıların <;o*almasına neden o'.uyordu. Duşüp ölen erlerin cesetleri üzerinde yeni birlikler türüyor, yangmla sa vaşı sıirdürüyor, yeni bir patlama sonucu onlar da ölüycrdu çok geçmeden. Sıhhiyeciler ile şö nüllüler öiüieıi ve yaralıîan taşıyor. dokîoriar niekanik bir ?ekilde görevlerıni sürdürjyorlardı. Makine dairesi henüz zaranı uğramamıştı. Ne var ki, aievler orta güverte iie kaptan köprüsü ve aşagı holler arasındaki bağlantıyı kesmişti. Yukardaki pc'lama. sarsmtı ve sürekli çatırdılar, ayrıca. geminin «stop» ettirilmiş olrr.ası. makine dairesindeki ya da geminin aşagı dairelerir.deki erlere, korkunç bir seylerin süıüp gitmekte olduJunu haber veriyordu. Ama motorlar çaiışabildiği ve yeni bir emir gelmediği sürece pcrcv'.eri başından aynlamazlard:. Kaptan köprüsüyle baglantı kurma;.a çahşıyorlarsa da başaramıyorlardı. Gitgide artan alevlerin y&yil İsabet alan Japon nçak temlsl Sorrn de motorlann birinden telsiz aracılığıyla baglantı kurdu Amiral Nagumo ile, hasara uğramış uçak gemisinin batınlması için izın istedi. Ne var ki bu istek lilo sancak gemisi tarafınd?.n geri çevrildi. Başkomutan Amiral Yamamoto'nun saat 22.25'de ver diği bir emirle, geminin batırılraa işinin ertelenmesi ister.di. Bu nun üzerine gemisine geri dönen komutan, henüz alevlerin sarmamış olduğu iskele tarafına geçip, sonu b«k]emek üzere kendini bir demire bağladı. Yardımcı muhrip Araşi, geceyarısına doğru bir haber aldı. Bir düşman savas grubu, kendiKiyle Akagi'nin 90 deniz mili kadar uzagmda bulunuyordu. Bir saat sor.ra gözcüîer, karanhkta çok sajada savas gemısı gördüier. Muhrip grubunun komutam albay Ariga, dört çemisiyle Araşi, Novaki, Hagikaze ve Maıkaze birlikie düşmanı :zlemeğe koyuldu. Ne var ki bu gclge gemiiere yetişemedi. Ne türden gemiler olnr.klarını da anlayamadı bu yüzden. Ariga, uçak geınimizin kalıntısına geri döndü. Bu esrarlı gemilerin bizim amirallerden Tanaka'mn "J. muhxip filosu oldugu daha sonra anlaşıîdı. Başkomutan Amir?.! Yamanoto, uçak gemisinin batınlması masıyla ısı arttıkça artmıs. ortalık kor kesilmişti. Bu korkunç ısı, makinaların ağzından gernının diplerine dek yayüıyordu. Bu yüzden, geminm dibinde çalışanlar yarı baygın, yer'.ere seriliyorlardı. Adamlannı kurtar»ak isteyen gemi başmühendıs1. >"üzbaşı K. Tampo, •amutsuz bir deneme sonucu. alevler içindekı güverteleri geçip. komutana haber ulaştırmak istedi. Bunun üzerine, makine dairelerindeki bu tün erlere, yukan gjverteye çıkmaları emrediidi. Ne var ki bu haberı aşağıya ulaştıracak naberci, cehennem alevleri içinden geçip de açağıya inememiş, bir daha geri de dönememişti. Bu nedenle, makine dairelerindeki erlerden tek bir kurtulan bila olmadı. Ö;ü ve yaralı sayısı gittikçe artıp da yangının kontrol altma almma?ı olanağı kalmayınca, albay Aoki saat 18de gernıyi terl; etmeye karar verdi. Yaralılar, güvenlik muhrıplerinin gcnderdikleri cankurtsran motorlarıyla taşmıyordu. Yaralı olmayan sürüyle denizci de gemiden denıze atlıyor, ölüme terkedilecek ge milerinden uzaklaşmaya çalışıyorlardı. Araşi ve Novaki muhripleri, derüze atlayanlar: topluyordu. Kurtarma işi bitirildikten sonra, albay Aoki saat 19.20' TiFFANY AY SOMCA TİPPAlsiy 6UY'LJN STÜD>0. SÜMA GARTH ÇOK Ki, SENfN/ 3 DE KENDlNf