17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Londra'daki iki Zirve'nin ardından Carter'in NATO zirvesinde yaptığı öneriler BAŞKAN CARTEB NATO ZİRVESÎNDEKİ KONUŞMASINDA ŞU ÖNERtLERDE BULUNMUŞTUR : • NATO ÖRGÜTÜNÜN ASKERİ BAKIMDAN GUÇLENDÎRİLMESİ VE ÜYELER ARASINDAKÎ ÎŞ BİRLİĞİNİN SIKLAŞTIRILMASI. • GELECEK YILKt NATO ZİRVESİNİN WASHİNGTON'DA YAPILMASI. • NATO SİLAHLARINDA STANDARDIZASYONÜN SAGLANARAK GEREKSİZ İSRAFIN ONLENMESİ. • ABD ÎLE AVRUPA ARASINDAKİ StLAH TİCARETİNİN TEK TARAFLI DEĞİL. İKİ TARAPLI OLMASI VE ABD'NİN AVRUPADAN DAHA FAZLA SİLAH SATIN ALMASI. • NATO ÜYELERİNÎN ÖRGÜTÜN GÜÇ LENDİRİLMESÎ AMACINA YÖNELIK ÇABALARINI YOĞUNLAŞTTRMALARI: 4 NiSAN 1949 GÜNÜ KURULAN NATO'YA, TÜRKiYE VE YUNANiSTAN 1952 YILINDA KATILDI Xisan 1919 tarihir.de V.'ashington'da toplanan Belçika, Kanada, Danımarka. Fransa, İzlanda, İtaH'a, Lüksemburg, HoHanda, Norveç, Porrekiz İngiltere ve ABD yetkilileri Bırleşmış Milletler Anayasasmın 51. tmeşru müdafaa) maddesine dayanarak bölgesel ortak güvenlik örgütü olan NATO'yu kurdular. 1S52 • yılır.da Yunanistan Türkıye ve 1955 yılında da Federal Almsr.ya'nın ittifaka katılması ile NATO'ya baglı ülkelerin sayısı 15'e yükseldi. 4 NATO ile ilgili ' anlaşmanm 5. maddesî sağlam bir güvence vermiyor 5. MADDE NATO anlaşmasının beşinci maddesine göre, üye ülkelerden birine yapılan saldır} hepsıne yapılmış sayılacak ve saldırıya uğrayan ülkenin yardırruna koşulacaktır. Üye ülkeler arasında en çok tartış:lan bu 5. maddedir. Bu maddenin, yapılacak yardımı üye Ulkelerin takdirine bıraktığından, sağlam bir gjiver.ce vermediği belirtilmektedir. Örr.eğin saldırıya uğrayan bir ülkej'e diğer üye ülke yardım olarak bir saglılr »i"W ya da kamyon gönderebihr. ÖRGÜTÜN YAPICIS1 NATO örgütü; • Kuzey Atlantik Bakanlar Konseyi ve Koraiteleri, • Ulusîararası Sekreterlik. • Askeri Örgüften oluşmaktadır. Üye ülkelerin temsileiierinden kurulan Kuzey Atlantik Bakanlar Konseyi. ittifakın en yüksek karar orgamdır. Konseyde türn kararlar oybirliği ile alınır. Konsey yılda iki kez Bakanlar düzeymde toplarur. NATO Genel Sekreterinin başkanlığındaki Uluslararası Sekreterlik 15 üye ülkenin temsilcisinden oluşur. Askeri Örgüt, Askeri Komite. kurnandanlıklar ve Bölge Planlama Grubundan oluşur. (Dış Haberler Servisi) Ekonomik Zirve'nin gündeminde yer alan temel konular, ortak bildiride yanıtsız kaldı • SiYASAl GÖZLEMCilER, ÖNEMü GÖRU5 AYRIIIKIARIYLA LONORA' YA GELEN BATILI LiDERLERiM 'ARAURINDAKİ SÜRTÜJMELERi T«MANDIRMAMAK KONUSUNOA ÖZEN GÖSTEROiKLERiNE DiKKATi ÇEKİYORIAR. Politikada Sorunlar ERGUN BALCI Nükleer Sorun Ç Carter'in N A T O zirvesinde sert konuşması dikkatı çekti B aşkan Carter'in bu halta basında, Londra'da toplanan NATO zirvesinde yaptığı konuşmanın yankıları Avrııpa basınında sürüyor. Konusmada dikkati çeken noktalardan biri, Carter'in doğu blokundan gelebilecek tehlikeyi abartarafc. NATO'nun askeri bakımdan güçlendirilmesi geregi üzerinde durrnası olumuştur. Kimi gözlemcüer Carter'in bu sert konuşmasının siiahlanma yanşmı hızlandırabileceği kaygısını belirtmişlerdir. Batı basınının geniş yer ayırdığı konuşmasmda Carter özeliikle 15 ülkeden oluşan NATO'nun askeri bakımdan güçlendirilmesi gereği üzerinde durdu. Carter'e göre Varşova Paktının askeri gücü hızla büyüyor ve NATO için tehlike arzediyordu. Başkanm deyimi ile Doğu bloku «Savunma için gerekli olduğundan cok daha güçlü bir dunrmda» bulunuyordu. Carter bu durumda NATO'nun iıızla güçlenmesi gerektiğini ve ABD'nin NATO'yu güçlendirmek amaciyie oüyük çaba harcamaya hazır oldugunu söyledi. Eeşkan ittifakın diğer 14 üyesine de ajnı şeyi yapma3annı salık verdi. ABD Başkarıı bu amaçla, bir NATO Savunma Komiresınin tüm üye ülkelerin askeri durumunu incelemesini ve ge'.ecek y:l Washington'da yapıiacak olan zirveye bu konuda bir rapor sunmasını istedi. Carter konuşmasında şöyle dedi: «NATO ittifakını tehdit eden tehlike son yıllarda giderek büyümüştür. Soyyetler Birligi nükleer eşitliğe kavuşmus, nükleer kuvvetîeri giiçlenmıştir. Varşova Paktının Avrtıpa'daki konvansiyonel birlikieri ise savunmak için gerekli olandan çok daha fazla güçlüdür. 1965 yılından bu yana Varşova Paktı birlikieri yeni kara ve hava silâhlan ile takviye edilmiştir. Bunları ŞJ şekiide sıralamak mümkündiir: Yeni toplar, hareke: eden uçak savar topları. taktik füzeler, taktik uçak ve tanklar. zırhlı arabalar. Bu durumda Birleşik Amerka Avnıpa'da etkiü stratejik caydınrı silâhlarla modern nükleer güç bulunduracaktır. Ayrıca Avmpa'daki konvansiyonel gücümüzU de gelistireceğiz.» ABD Başk'an» konuşmasında, Varşova Paktı'nın hızla silahlandığını ileri sürerek NATO'nun askerî gücünün arttırılmasını istedi. Carter'in edl büyük sanayi tilkesi ABD, Federal Almanya. Japonya, Fransa, İngiltere, Kanada ve îtalya'nın yöneticilerini hafta sonunda Londrada bir araya getiren üçüncü ekonomik zine de, daha önceki Rumbouillet ve Porto Rico zin'eleri gıbi somut kararlar almamadan sona erdi. Zaten Zirve'nin öncesinde yapılan yorumlar da, toplamı için ayrılan iki günün ancak, nükleer teknoloji ihracı ve Batılı ekonomilerin canlandırılması gibi konularda farklı görüşleri sa\unan Batılı liderlsrin, kendi görüşlerini ortaya koyabilmeleri için yeterli olacağı yönündeydi. Y SURIu'ÎMELERi TIRMANDIRMAMAK fM Siyasal gözlemcüer, Zirve'nin gundemindeki temel konulann, toplantının ardından yayınlaoan ortak bildiride yanıtsız kaldığını belirtirken. önemli görüş ayrılıklarıyla Londra'ya gelen Batıh yoneticilenn. aralanndaki sürtüşmeleri tırmandırmamak için özen gösterdiklerine dikkati çekiyorlar. İntemational Herald Tribune gazetesinde bu konuda yer alan yorumda ise, «Londra Zirxesi gelecekte, Batılı iTderlerin ihtivat1; tıırur .nnnı ortaya koydukları bir toplantı olarak anımsanacaktır,» denilryor. Nükleer teknoloji ihracı ve Batılı ekonomil*rin canlandırılması. Zinenin gundemindeki en önemli konulardı ve bu konularda «Federal Almanya ve Japonya'nın zaferi» olarak nit«lenirken. söz konusu iki ülkenin ekonomilerini canlandırmaları konusunaa da etkin önlemler almamadıgı ve ta\siye niteliğindeki bir maddeyle yetinildifi görülüyor. özeliikle Avrupa'dan daha fazla silah satın almayı vaadetmesi, NATO'nun sanayileşmiş üyeleri arasında memnunluk uyandırdı. îngiltere Başbakanı James Callaghan Carter Londra'yı terkettikten sonra gazetecilere verdiği demeçte «Başkan Batı dünyasına yeni bir hava getirdi» demiştir. Batı Almanya Eaşbakanı Helmut Schmidt ise Carter'in NATO'yu güçlendirme ve üyeler arasında işbirlijini arttırma önerisini memnunlukla karşıladığını belirtmiştir. İtalya Başbakanı Giulio Andreotti, Carter in Avrupa'dan daha fazla silâh satm alma vaadinin üye ülkeler tarafından çok olumlu karşılandığını söylemiştir. İngiliz muhafazakâr basınında ise Carter'den övgü ile söz edilmiştir. Muhafazakâr «Daily Mail» gazetesi «Carter NATO'da bizi utandıracak bir ORTAK BiLDiRi Londra Zirvesi'nin ardından yaymlanan ortak bildiride yeralan maddeler şöyle sıralanabilir: • Özeliikle gençler arasındaki işsizligin azaltılması yolunda çaba harcanması. İşsizlere yeni iş olanaklan sağlanırken, enflasyon oranını tırmandırmaktan kaçınılması hatta enflasyonun azaltılması için çalışmalar yapılması. • ricaret fazlası bulunan sanayi üîkelennrn, enflasyonu tırmandırmadan diğer ülkeleıde ekonomik canlanmayı sağlayacak tedbirler elrrıalan. • Uluslararası Para Fonu ve S t r v t Bankasına yeni mali kaynaklar sağlayarak, bu örgütlerin kredi olanaklannm arttırılması ve bu yeni kredi oîanaklanndan özeliikle, son petrol bunahmı nedeniyle ödemeler dengesinde önemli açıklar bulu nan ülkelerin yararlanmaları. • Ülkeler arasında ticareti kısıtlayıcı, koruyucu tedbirlere baş\Torulması. Ancak büyük maddi sorunîarla karşı karşıya bulunan ülkelerin bu konuda geçici tedbirler almalanna izin verilmesi. • Enerji tasarrufu yapılması ve kömür gibi klasik enerji kaynaJclarma yonelerek, petrole b«ğımlılığm azal tılması. • Nükleer enerjiden yararlanmak isteyen tüm ülkeler bu konuda serbesttir, ancak nükleer enerjiden yararlanırken, gerek sanayileşmiş, gereks3 az gelişraiş tüm ülkelerin uymaları. Nükleer enerji üretimi için kurulan faorikalann daha sonra nükleer silah üretmelerinin engellenmesi. • Sanayileşmiş ülkelerin, kalkmmakta olan ülkelere ticari ve mali alanlarda yardım etmeleri. (Dış Haberlrr Servisi) ağdaş diinya çeşilli sonınlarla karşı karşıyadır. Açlıb, çevre kirlenmesi, denizlerin zehirlenmcsi, sana>ileşmiş kuzeyle, yoksul giiney arasında tchlikeli biçimde gtnişleyen uçurum, enerji kıtlıgı, ilk akla gelenler arasınüa^ dır. Antak bunlar arasında en tehlikellsi kuşkusuz bir örüm kalım davası olan nükJeer sorundur. Sorıınun üç, hatta dört boyutlu bir nitelik gösterdiği söylenebilir. Öoce SovTetlerle ABD arasuıda yıllardır süren niikleer siJâbJann sımrlandırüması göriişmeleri (SALT) var.. Enerji sıkıntısı çeken dünyamızda nükieer enerjuıin pftrolün yerirıl alacak kaynak olarak görülmesinden ötürü nüklerr teknolojinin hızla küçük ülkelere yayıünası, sorunun avrı bir yanını oluşturuyor... Carter yönetiminin nükleer teknoloji ihracatı konusunda Batı Almanya, Fransa ile çetrişmesi ve nihayet Batı Alnıanya'nın nükleer sanayide son zamanlarda kaydettiçl hayli gelişmenin Fransayı giderek kuşkulandırmaya baslaması ise tabloyu lamamlıjor. N'ükleer teknoloji ihracatı konusu Londra ekonomik zirvesinde çözüme kavuşmamıştır. Nitekijn Zirve sonunda yayınlanan yedi maddelik bildiride nükleer ihracat sorununu incelerack amacıyla bir komisyon kurulacağı ve hu komisyonun sekiz hafta içinde tavsiyelerini kapsayan bir rapor hazırlayacağı belirtilmiştir. tielişmiş ülkelerin ııiiklecr teknoloji ihraç etmelerine karşı çLkan Carter yönetimi Batı Almanya ile Fransa'ya, Brezilya ve Pakistan'la yapmış oldukları nükleer anlaşmaların kapsamınm smırlandırılması için bir süredir baskı vapnıaktadır. Batı Almanya Brezilya ile 1975 yıluıda imzaladığı « milyar dolarlık anlaşma Rcreçince, bu ülke?e uranyıunun zenginleştirilmesi ve plütonyumun aynlması konularında bilgi vermeyi kabul etmiştir. Kransa ise 1916 Mİında Pakistan'la geniş kapsamiı bir nükleer anlaşma trnzalamıştır.. Carterin insan haklan konusundaki tutumundan zaten kuşkulanan ve Alman ekonomisini canlanciırmas, için Washington taraiından kendine yapılan baskıya sinirlenen Batı Almanys Başbakanı Helmut Schmidt. nükleer ihracatı kısıtlaması yolundaki Amerikan talebini kesinlikle geri çevirmistlr. öte yaadan içerde, de Gaulle'cülerle sol muhalefetin ağır baskısı altında bulunan ve ABD'nin dümrn suyuna girmekle suçlanan Fransa Cumhurbaşkanı Giscard d'Estaing de Carter'in talebini kabul edecek durumda değildir. Zira Pakistan'la yapmış olduğu nükleer anlaşoıayı kısıtlamav, kabul ettiği an, \Vashingtona boyun eğrnek ve General de Gaulle'ün bağımsızlık politikasma tümüyle ihanet etmekle suçlanacaktır. Nükleer politika konusunda Carter'le sürtü$me içinde olan diğer bir batılj iilke de Japonva'dır. Petrol tüketimi tümüyle dışa bağlı olan Japonya nükleer sanayiini getty tirmeye karar vermiştir ve bu amaçla yaz orlalannda plütonyumun ayrılması tesisini işletmeye açmayı planlamaktadır. Ancak Tokyo'nun nükieer raaliyetlerini sürdürebilmesi için ABD'den ithal edeceği nükleer yakıta gereksinmcsi vardır. Oysa Carter ABD'nin dış ülkelere nükleer yakıt satışını kısıtlamak istedi^ini belirtmiştir. ABD ile nıüttefikleri arasındaki nükleer anlasmazlık sürüp giderkrn. Fransa ile Batı Almanya arasında da bir nükleer rekabetin başladığı görülmektedir. Oztlükle üçüncü dünya pazarlarındaki hu rekabetin yanı sıra jöze çarpan diğer bir Kelişim. Batı Almanya'mn son yıllarda nükleer sanayide yaptığı büyük atılımların FransaVı kuşkulandırmaya bsşlamasıdır. Paris, ekonomik ve askeri bakim lardan Avrupa nın en güçlü ülkcsi olan Batı Almanyava, çok geçmeden nükleer üstünlüğü de kaptıracagını sezinlcmiştir. General de Gaulle'ün politikası hilindiği fitıi. Fransa'nın kendi nübleer silâhlarını üretmesi ve böyltce ABD'ye hacımJılıktan kurtulması eoruşüne dayanıyordu. Paris, büyük bir titizlikle Batı Almanya'vı bu işlemin dışmda tutmaya çabalarnıştır. Ancak Batı Almanya'mn trünü müzde nükJeer sanayide yarıtiğı aşama. bu ülkeyi kolayca nükleer silâh üretebilecek duruma getirtnistir; bu celisi min giderek daha fazla kaygilandırdıği ülkelerden biri de Fransa'dır. Ve nihayet çağımızda son derece tehlîkell bir çeliçfm de nüklrer teknolojinin haşı bnzuk bir şeklide küçük ülkelerde hızla yayılmasıdır. Kör bir kâr hırsıyla, parayı veren her küçük iilkeye hiç bir kısıtlanıaya bağlı olmadan nükleer teknoloji satan gelişmiş batılı ülkelerin hu konudakt sorumlulukları bü>üktür. Nitekim Batı Almanya. Brezilya' ya ııranyumun zenginleştirilmesi ve plütonyumun ayrılması konularında bilgi vermeyi kabul etmiştir ki, bunıın diğer bir anlamı Brezilya'nm kolayca nükleer silâh yapabilme olanağına kavusmasıdır. Büyük devletler kâr hırslarını frenleyip, temel ilkelerde anlasamadıkJan takdtrde. bııçünün nükleer sorumı. yarının nükleer buhranma ya da nükleer felâketine dönnşebUir. SİLÂH TİCARETİ Başkan Carter, bundan sonra ABD ile Avrupa arasındaki silâh ticaretine değinerek, ABD'nin gelecekte Avrupa'dan daha fazla silâh alacagır.ı söylerruştir. Özellikle Fransa ve Batı Almanya gıbi ülkeler son zamanlarda ABD'den yakınmakta ve \Vashington'un Avrupa'dan silâh almayıp. kenoi süâhlannı Avrupa piyasasına sürdüğünü belirtrnekteydiler. E'J bakımdan Carter'in Avrupa'dan daha fazla silâh alrna vaadi ittifakın sanayileşmiş üyeleri tarafmdan olumlu karşılanmıştır. Başkan Carter konuşmasınm NATO ile ilgili diğer bir bölümünde ise örgüt içinde nsilâh standardizasyonu» sorununu ele almış ve NATO silâhlannda standardizasyonu sağlamanm şart olduğunu. aks: takdirde gereksiz israftan kaçınıiamayacagını ifade etmiştir. Carter konuşmasında insan hakları ve Sovyetlerle nükleer görüşme.?re de değinmiştir. Başkan nükleer sılâhlann kısıtianması amacıyle Sovyetlerle göriişmeleri sürdüreceklerini ifade etmiştir. Başkan. insan haklan konusunda ise şöyle demiştir: «İnsan haklarının çiğnenmesine karşıyız. Ancak bizim insan haklan konusundaki tutumumuz, ba^ka ülkelere kendi görüşümüzü zorla kabul ettirme çabası anlarnına gelraez.» ABD BAJKAHI JiMMY CARTER kararlılık içinde göründü:> derken, diğer bir muhafazakâr gazete olan «Daiiy Express» şöyle demiştir: «Carter, Sovyet askeri gücünden söz etmekle gerçi yeni birşey söylemedi. Ama önemü olan. bir ABD Başkanmm b'jnu söylemesidir.» İngiltere Komünist Partisinin gazetesi «Morning Star» ise Carter'i eleştirerek Başkanın seçim kampanyası sırasındaki vaatlerini unuttuğur.u belirtmiştir. Gazete bu konudaki %'azısmda şöjrls demiştir: «Carter seçira kanıpanya ı sırasmda silâhîanmanın aleyhinde bulunmuş ve askeri giderlerde büyüfc kısıntı yapacağını söylemişti. Oysa NATO zirvesinde örgütün askerî bakımdan güçlendirilmesi için çafrıda bulunmuştur.» (Dış Haberler Servisi) İNSAN HAKLARI TEPKİLER Carter'ir. NATO zinesindek: konuşması Batıda genellikle olumlu karşılanmıştır. Başkanın özeliikle NATO'nun güçlendirilmesi gereğine Jşaret etmesı, ABD'nin bu konuda çaba harcayacagmı ifade etmesi ve Avr:pa'dan daha çok silâh almayı vaad etmesi Batı Avrupa liderieri arasında mernnunluk uyandırrnıştır. Sinek Y ve an sokmaları allerjik bünyeli insanlarda ölüme yol açabiliyor I Beyinin uyuşturucu maddeye benzer protein salgıladığı saptandı Tüm dünyada uyuşturucu rr.addelere karşı ahşkanlıgm yaygınlaşması büyük bir sorun haline geldiği bu dönemde, bilim adamlan aslında çok basit olan bir soruyu çözmeye çalışıyor. Şöyle ki, sfyon çiçeğinden üretılen afyon, eroin ve morfin gibi uyuşturucu maddeler, ük aşamada insanlarm acılarmı dindirir, ancak organizmada vazgeçilmez bir alışkanlığın gelişmesiyle. insanı bu alışkanlığın kölesi haline getirir. Beynin salgılaaığı bazı sıvıların, eroin ve benzerleri uyuşturuculardan çıkanlan maddelere büyük ölçüde Der.zemesi. biyokimya açısmdan büyük bir önem taşıyor. Beynin salgıladığı sıvılarla uyuş turuculardan elde edilen maddeier arasında bir • akrabalık» kuran bilim adamlan, ağrı kesicilerir.in ve uyuşturucu maddelerinin etkinlikleri arasındaki benzcrlikleri saptamaya çalışıyorlar. 1973 yıhnda, Amerika'da biRm aaamlan nöron lann dış >üzünde morfini içine alabilen bir protein le kaplı oldugunu saptadılar. Bu proteinin sayesin de uyıısturucular sirürlere ulaşmak1.a ve acı duygusu önlenmektedir. Bilim adamlan şimdî de acı duygusunun mekanizmasını ve bu mekanizmanın uyuşturucu mad de alışkanlığmın gelişmesiyle olan baglantıyı çözmeye çalışıyorlar. (Dı? Haberler Servisi) ibya'mn başkenti Trablus'ta yayınlanan ElFecr ElCedid (Teni Şafak) gazetesinde yer alan, Zaire'deki ça>"pışmalara illşkln yazının özetini sunuyoruz: Zaire'nin sahne olduğu olaylar kanıtlamıştır ki, ABD ile diğer Batılı üikeıer ve bu ülkelerin dümen suyunda giden güçler için önemli olan konu, kendileriyle ittifak halinde bulunan Mobutu rejiminiıı Zaire'de duruma egemen olmasıdır. Çünkü, Batılı ülkelerin Afrika'da iyice sarsılmaya başlayan stratejik planlarının ve çıkarlaruun bölgedeki en iyi savunucnsu, Mobutu rejiınidir. Batılı ülkelerin Mobutn rejiınJne verdikleri önemin en büyük kanıtı, ABD'nin, NATO ülkelerinin ve hatta Batı'dan yana bazı Arap ülkelerinin Zaire'ye cömertçe yaptıklan yardımlar olmuştur. Bunlarm hepsi, Batı nın «adık tlostu Mobutu rejimini ayakta tutmak .çin var güçleriyle çalışmaktadırlar. Mobutu'ya ve onun rejimine bunca büyük yardımların akmasında aslınd» bir jariplik yoktur. Çünkü Zaire, eraperyalizBiin Güney Afrika bölgesindekı çıkarIarı açısından önemli bir stratejik duruma sahiptir Avrıca Zaire, Batı ekonomisi için önemli bir unsur oluşturan hammadde kaynaklan bakımından da zengin hir ülkedir. Bundan başka Zaire, Batı emperyaliımine karşı olan ve sosyalist ülkelerle iyi ilişkiler içinde bulunan Kongo Halk Cumhuriyeti. .\ngola. Mozambik, Tanzanya. Zambiya, Orta Afrika tmparatoriuğu gibi ilerici devrimci ülkelerin ortasmda bulunmaktadır. Bu ülkelerde ilerici rejimlerin bulunması, emperyalir/min en güçlü barınağı olan Güney Afrika'yı tehdit ermektedir. Zalredeki reji min de ilerici devrimci bir rejimc dönüşmesi halinde zincirin tüm halkaları tamamlanmış ve Güney Afrika ile Zimhabve'deki emperyalist bejaz azıulık rcjimlerinin sonları biraz daha yaklaşmij olacaktır. Güneydoğu Asya'da empcryalizmiıı kcsin yenilgiye uğramasmdan sonra Atrika ABD'nin kendJsine daha fazla yardım etmesini isteyerek, yoksa ABD, Afrika'dan vazgeçmeyi ve Afrika'yı devrimcilere bir lokma olarak sunmayı mı düşünüyor?» diye sitemde bulunmoştur. Bununla da yetinmeyen Mobutu, Sovyetler Birliği ile Angola'ya da sert bir dille çatmaktan geri durmamaktadır. Sot ARAP BASININDAN Angola Zaire anlaşmazlığt yeni bir aşama/a gidiyor ElFecr ElCedid (Libya Gazetesi) nın uluslararası çatışmalarda stratejik bir önenı kazandığım unutmamak gerekir. Böylece Afrika'daki ve bu arada Zaire'deki olayları ve çatışmaları daha geniş bir çerçeve içinde ele almak zorunlu olmaktadır. Bu çerçeve de, emperyalizmin Afrika'yı bir uluslararası çatı.şma alanı durumuna getirmeyi planlayan stratejisiyle ilfilidir. Nitekim Mobutu, yapılan bunca yardımlarla yetinmcmiş ve yetler Birliği ile Angola'nm kesin ralan lamalarına rağmen Rlobutu, bu iki ülkeyi. Şaba halkını kendi rejimine karşı ayaklanmaya teşvik etmekle suçlamaktaaır. Buna karşılık Angola Devlet Başkanı Agostino Neto, Fas ve Mısır'a Uıtarda buIunarak. Zaire'den Angola sınırına bir müdahalenin yapılması halinde bundan kcndilerinin doğrudan snrumlu tutulacaklannı açıklamıştır. Bütün belirtUer, Mobutu rejimine sağlanan dış yardımların, güçler ücugesini Zaîre birliklerinin lehiııe olarak değfştinneye başladığını göstermektedir. Ancak asıJ tehlikeli gelismelerin bundan sonra meydana geleceği, gözlemcüer taıafından belirtilmektedir. Çünkü Zaire birlikieri, Katangaülara karşı kesin bir askeri başarı elde eder de Angola sınırUnna dayanırlarsa Angola kuvvctlerıyle doğrudan karşı karşıya geieceklerdir. O durumda, ABD ve NATO ülkelerince dcsteklenen Zaire kuvvetleri Katangalıiarı izlemek bahanesiyle Angola sınırına saldıracaklar mı. yoksa temküıü davıaııjp, sadece gerillaların teslimini rai Anşoia'dan isteyeceklerdir? Zaire kuvvetleriııin sınıra saldırmamalan ve Katanjalıların teslim edilmelerini istemekle yetiıınıeleri de sorunun çözülmesi anlamma ^elmcyecektir. Çünkü Angola hükümetinin. sadece ülkelerindeki rejlmin yerine anti emperyalist bir ilerici rejim kurmayı amaçlayan Zairelllerden oluştuklannı bıldiği gerillalan teslim etmeyeceği açıktır. Bu durumda Zaire'nin de, Angolalı muhalifleri Angoladald ilerici rejime karşı kışkırtacağı kuşkusuzdur. Zaire, en azmdan Angola'daki ilerici rejimi baskı 3İtında tutmak İçin Angolalı muhalif uıısurlan bir koz olarak kuilanacaktır. Böylece Angola ve Zaire'deki rejim lerden biri değiştnceye kadar Ud taraf arasındaki jrerginlik sürüp gidecektir. Bu oyundan kaunç elde eden tek güç ise emperyılist çe\Teler olacaktır. Buna karşılık her iki ülkenin halkları bu oytından büyük zarar jöreceklerdir. (Dış Haberler Ser\1si) az dönemine girerken, böcek ve sinek soSmalarından korunmak tekrar güncel bir so run haline geliyor. Alınacak önlemler aslında oldukça sınırlı sayıiır: Koku ve saç spreyı kullanmamak, uzun kolîu gömlek ve uzun paçalı panıalon gıymek, yalın ayak dolaşmamak... Çogu insan için, bir böcek tarafmdan sokulmak belirli bir rahatsızlığm ötesinde, büyük bir ör.em tasunaz. Oysa, aKerjik bünyelerde tepkiler çok büyük olabıhyor. En aşın olaylar ise, ölümle sonuçlanabiliyor. Kannca, sınek ve örümcek sokmaları pek ender olarak allerjik tepküere yol açar. Fakat ailerjik kişilerın an ve eşek arılardan kaçınmaiarı °erekır. üS News and \Vorld Report dergisinde çıkan bir habere göre, Amerika'da nülusun • rinî o de allerjik tepkiler saptanm:ş:ır. 30 yaşını asmış olanlarda, znman ılerledikçe bu tepkıler büyümekte. Her yeni sokulmada, loka! tepkı büyüdüğü takdirde, üercie daha önemli bir tepki beklenebilır. Önemli tepkilerde, vücut ŞJŞ:yor, astım ve nefes alma giiçlükleri beliriyor. tansiyon düşükîüİ.U, bny.r.nhk vc hatt?. bo.sıuır.a ıie sonuçlanabiliyor. Bu tepkilfr bir kaç dakikada veya birkaç snatte gelişebiJiyor. Ger.ellikle. çc/: h:ziı gclişen tepkiler çok daha agır olabiliyor. (Dış Haberler Scrvis;) UZAY ÇALIŞMALARI KADINLAR İÇİN TEHLİKELİ DEĞIL MOLNT VIEW (Kalifornia) Yaşiarı 35 ile 45 arasında olan Amerikalı 10 kad:n gönüllü olarak Kalifornia'daki Amerikan Uzay ve Ulusal Havacılık Merkezi'nde tNASA* 24 saat süreyle çeşitli testlere tabi tutulmuş ve bu denemeier, uzay çaüşmalannm kadmların sağiık durumunu olum sıız yönde etkileyeceği yolundaki kuşkuları ortadan kaldırmıştır. Prograrr.m hazırlayıcısı olan Harold Sandler adlı bir uzman, bayanlann dokuz gün süreyle ağrısızhk durumunda çeşitli fiziksel ve tıbbi testlere tabi tutulduklarını ve bu testlerden hiçbirısinin, kadmlarm uzay çalısmalarına tatılamayacakları yolunda bir sonuç vermediğini kaydetnuştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle