Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHUKIYET 16 NıSAH 1977 DOKUZ S ANAT EDEBIYAT Türk Edebiyatına Köy Enstitülerinin katkısıı EDEBıYAT SOSYOLOJISı AÇISINDAN KÖY ENSTıTÜLERı OLGUSUNA YAKL&5ILDIĞINDA $U YAUN bERÇEKLE KAR5ILA5ILIR. KOYÜ VE KOYLÜLÜGL ılK KEZ EIEJ TıREL GERÇEKÇ! BıR IUTUMLA YANSITAN SANAIÇI LAR ENSTıTLLERDEN YETIJMIJLEROIR 1945'TEN SONRA ŞııR, ÖYKÜ VE ROMAN DALLARINDA VEREN ENSTıTÜLÜ YAZARLAR OYLESıNE ETKıN OLURLAR Kı, KÖYE YONELıK, KENOıNE OZGÜ NıTELıKLER TAJIYAN BıR EOEBıYAT DOĞAR VE GELıŞıR KÖY ENSTıTÜlERıNıN KURULUJ YILDOKdMU DOLAYISIYLA ENSTıTLüEN YETIJEN ÜÇ YAZARIMIZ1N, FA KıR BAYKURT, TALıP APAYDIN VE MEHMET BAJARAN'IN HALKA YONELıK EDEBIYATTA ENSIıTÜLERıH ETKıSıNı KONU ALAN YAZILARINI SUNUYOPÜZ YAZINIMIZIN HALKLAŞMASI 1940 YILINDAN SONRA BAŞLAR Köy Enstitüleri yazarlar coğrafyasını birden değiştirmiştir Talip APAYDIN Yok saymıştır Halk acısını, sevincini kendi türkülerıyle anlatmıştır. Halk lıem deUetın, hem okumuşlann gözünde ilgıye dcğmez belırsız, U7ak bır vftın olarak kal mıştıı Asıl degeılerın onda olduğu düşunülmemıştır «Memleketın asıl sahibi köylüdur» sözü ılk olarak Atatuı <. tarafmdin soylenmıştır Daha ontp sahıp padı^ahtı Herkes ona gore koşullanmıştı Tum go7İpr padışahın vo çevresinin sorunlarına çevrılmişti Anlatı sanatları halk yasamından uzak vapay bırtakım konvılarla oyalanıyordu. Oysa o donemde birçok ulkelerde halka lnen gerçekci yazın en sağlam orneklerinı vermeye başlamıştı Kurtuluştan sonra kunılnn yenı devletin ozü lıalkçılık olunca gozler Anadolu va çevrıldi. Orad» bir halkın yaşadığı anımsandı Kımdı bu halk, nasıl vaşıyordu' Sorunları neydl? Ne duyuyor, ne düşünüyor, dünyaya nasıl bakıyordu? O donem yazarlanmız halkı yazmak gereksinimını duyuyorlardı, ama yetışme biçımlerı, birikim lerl buna elvermivordu Çoğu kent çocuğu idi, medreseden gelmişti Halkla bağmtüarı yoktu. Oy sa halkı yazmak. halkı tanımayı, halkın içinden gelmeyı geıpktınyardu Giderek Anadolu kentleri ne kasabalarına yayılan t uınhurıypt okullan, özel lıkle Koy tnstıtulen yazaılar coğrafyasını birden degiştırdi Eskıden ya^arlarımı/ın bujuk çoğunlu ğu îstanbul dogumltı ıKpn, 1940 lardan sonra Anadolu nun Trakya nın çeşıtli bölgelerındPn yazar lar vetismevo basladı \a/ınımız buyuk oranda halklaştı Kovlu kentlı halkın sorunları çeşıtli açılardan yazılmava baslandı Dılıııu/ arılaştı ko nular çeşıtlendı Bu bolluk ıçınde doğal olarak başanlı yapıtlar verilmeye baslandı. Fski Osmanlı kültürüne ve geleneğine baglı çpMeleı yeni yazınımızı kuçılmserleı hatta suçlaılaı Tuttıaı yonetımlerle halktan yana yazarlan mi7 durmadan çatışır Haklannda soruşturmalar aulıı ışınden edılır cknıegı ıle oynamr. Nedeninl aıılamak kolaydır Somürulen Anadolu halkmııı sorunlarını desınek okuyucuyu bu konuları dıi^unmeye yoneltmek, emekten yana olmak egemen sınıflann ışıne gelmez t)kutmamak i(in türlü on Ipmlpr alırlar, yasaklarlar, okul kıtaplarına sokııiri'lar Oysa lıalka açıl ın va7inımız bugün her bakımdan başanlı bir duzey tutturmuştur. Toplumsal bır ıçerik ka^annıii.tır Yavaştan dünyay.ı açnmaktadır Turk insanının gerçek kişıliğıni, halkımızın kendıne ozgll tavrını vansıtmaktadır. Anlatım dılımi7i tum olanakları ıle vermektedır. Asıl önemlısi halkın soıunlanna çağdaş bır yorumla eğumtktedır Bugtln hem nırplık hem nitelık bakımından yazınımız en başanlı dönemini yaşamak tadır Çağımızda şu gerçek iyice ortaya çıkmıştır, sanat halkla gelişmeden. halkı yanına almadan başanlı olama/ Butün değerlerın kaynagı halktır. GünümUz sanatçı» en basta bu gerçeği kavramıştır Halk nasıl yazılmah konusunda doğal olarak taıtışmalar vaıdır Turk halkı çok hızlı bır clegişım içındedir Bır yanda feodal kalmtılar sürer kpn obur vanda sanayinın gelışmosı ıle koşut ülarak işçı sınıfı güçlenmektedlr. Türkiye'cle çok sa vıda ışsu ınsan topraksı/, ya da az topraklı ktiylü vaıciır Bu yuzden saftlıklı olmayan bır me sürecine gırılmlstir Halk her keslmde j g blr vasam içindedır Toplumsal bunalımlar gpçır mpktedır Yazar ıjı bildığı çpvrelerı, o çevrelerin tnsdnlarını, o ınsanlann sorunlarını devrimrl bir vaklnşınıla yazacaktır Çağdaş Tlirk yazarı bu çaba içindedir Herkes kendi sesiyle halkı anlatmak tadır Yarmımız halklaşmıştır, işin özü budur. Köyden fışkıran edebiyat halka yönelik bir dünya görüşünün urunudur Fakir BAYKURT • GERÇEK OLAN, YADSINMAZ YENİ BıR EDEBıYAT VARLlGl KARJISINDA OLDUGUMUZDUR. 4 f % A / t ' d a Eğitmen Kurslanyla, 1940 ta lMjilKoy Enstıtülerıyle Türkijenın koyler * ***'dünyasına eğitımın ptkın gücü gırmege basladı. O gune kadar şehlrlerın bile gormedıgı nıtelikte bır eğıtım, blnlerce koy çocuğunun yptiştinlmesine yöneltlldl. Aynı dbnpmde yu/Ierce dunya klfisiğı hızlı bir çevın seterberllğiyle Türkgeye kazandırıldı, devlet elıyle basıldı Koy Enstitülert hikâyesimn an bolumleri, burtuvazının ve yoneticilerin tasarımını aşan yanları, ulusal ve uluslararası olçüde onernlı bir gırışimin olumsuz bıtışı ayrı konu Bundaıı sonra, halkın büjilk bölümünü oluşturan kbyler dunyasmın altta kalmıs o^lemlerı adeta bıı toplumsal fışkırmayla, yeııı bır edPbıyat halınde dışa vurdu TUrkıye'de. Bugünkü edebıyatımız, bu edebıyatm, başka okullaıcla, başka olanaklarla yetişmiş edebiyatçıların çabalarıyla bırleşmesınin UrünUdür. Ulusa] edebıyata yapılan bu katkıyı fazla nbartmak elbet doğru dpğıldır Ama >kov romanı şehıı ıonianı» gıbı gereksız bır tnıtıştiMiıın açılması, ustelik doğrudan doğruya romaiıular ağrından >Koy romanı bir terarıe tonıamdu, saplanfıları anlatır'», «Koy romanları edebıyatımızı olumsuz jonde etkılemıştir, Imam oğretmen, ağa ırgat çatışmasından başka bir şey anlatmaz, narodniktır, şematıktır » biçlmmde, ciddl hiçbir kamta dayanmayan sozler edılmesı, savlar oluşturulması da doğru değıldır r.erçek olan. yadsınmaz yenı bır edebıyit varlığı karşısında. olduÇumuzdur Tuıkiye'nin sınırları ıçınde doğmuştur bu edebiyat Bunun ulusal ed'bıjata bır katkı olduğu çoktan anlaşılmıştır Bu katkıvı no vu^PİtmPİı ne hıçlemeli IMelık bu katkı\ı sağlayanlar, »oplumun obuı kesımlerınin jd/ılıp çızılmesıne engel olmadılar, yazarlann kalpmlprınl toplamadılar, boyle bir guçleri yok, olama^ da Yazmajh \Henekll, yaratıcı yapıt vermenın çilesine dayanıklı hprkns, en ıyi bildığı Rlanlarda çalışarak toplumsal sııııi ve katmanların sanatırıa gırcr, bır tuı pstetık ış^ılıği yüklenır Verımleri ivıdır, ctkilidır ja da değıldır, bunu da okurlarla eleştırmeıılcr bır de en şaşma7 yarRiç olan zanrnn değerlencurır Romanuların bırıblrını değerlendirmesı, «benınkl kbtu, benimki iy;» tUrü tartı^malar cııtellektuel düzey altı tavırdır, kmanacak tutumdur Otuz vıla yakın suredir bizim yaptığımi7 edpbıyatın verımlen tıpkı toplumun otekı kesimlerinden Eelen başkd egıtıın kurumlaundan yetısmış arkaclislaıın ürıınlcri gibı dzel gırışımcı vayınevlerı t ıı ıfından herhangi bır kurum ya da rievlct desteğı olmaksızın yayınlanmaktadır OKUJIBT bugun bunların bazılarını tutuyoısa burada sanalsal bazı ncdenlcr aıamak gerekır Hatta çok dalu ıyi kağiria basılsın, cleştırmenlerın pek oğduğü kitapl.ır olsun okur her yapıtı tutmaz Bır \apıt, evet satılmalıdır, basılmasının nedeni de buchır ama !>atılan kıtap okunmamışsa, 20 30 sayfa sonra okur onu elındpn ntmıssa neyp yaıaı? Bır kıtabın sadece okunması da yetmpz okuru ptkılemcdiy&c onu sarsmadı, değışmesıne \ardimci olmadıysa, gene başanlı yapıt sayılamaz Bır an bır edebiyat, iz bırakırsa etkili olursa ılgı uvamlınr ve o ılgıyl sürdürür Cıaııp degıl mı. bugün bır kıtabın çok satılmasım olumsıi7 bır olçü olarak değerlendıren arkadaşlar, nerde\se hıc, satmayan kıtaplarda büyük büyük eıdemleıın saklı olabıleceğini bır edebiyat yasası olarak yaymağa çahşıyorlar. Satan kitaplann, sadece kultuı düzeyı düşük okurlardan ılgı gördüğü yolundaki çağı geçmış görüşlerle oyalanıp bu yapıtlann okurlarından neden o ilgıyı gordüğünu araştııınıyorlar Ustelik, yazarlan geçtiği sık sık one sürülen okurlardır bunlar Koy kaynagından fışkıran pdebıyatın, yonıl lopluma donük, okuru etkıleyen, ona yarar sağlavan nıtelıkli bır pdebıyat olduğu da elbef bır Run anlaşılarak ve algılanaraktır Doğrusu bizim bu konuda hıçbıt kuşku ve rahntsızlığımız yoktur Olmddıgı çHİışmalanmızı surdurmemlzden de bellıdır sanı/ım. Tarihsel sureç içinde tüm sanatlann, bu sra da yazın'm konusu lanrılardan başlayıp, krallardan komutanlardan soylulaıdın RPÇIP halkın ıçuıe doğru indı Halk her çağda ınsanlığın tabanı \B govdesiydı Asıl unsuruydu Çalışan lıreten, tıım uygarlıkların emekçısl olan halk ancak geçen vüzyılın sonlauna dogru dünyamızuı bellı toplumla rında ağırhğını VP onemını kabul ettırebıldı YU/ yıhmızda lse polıtıkanın, bılimın, sanatın ısığı tanı anlamı ile halka çevrıldi Hangi ülkede bu gerçek leştı tse orada saglıklı toplumlar oluştıı Iş bıtme dl elbet DUnyamızın geri kalmış Ulkelerınde savaşım sUrüyor Bizde çok geç kalındı Halkın gerçrk yerini alması neden bu Kadar geciktınldi? Bılınıe ve sa nata sırt (.evnldığı ıçın egemen Rinıfın işıne gelmedığı ıçın Somüren \e sömUıulen sınıflaıın kavgası soğuk savaş, sıcak savaş biçımınde surüp gıdıyor Sonunda elbet halk kazanatnk lıer alanda gerçek yerini alacak Çllnkü Turk halkı, ya nı çalışan ureten insanlarımız, koyluler ve i><,iler çağdaş anlamda yazınımıza gırmeye başladı Pat lama dereoesındekl hızlı gelışımde yazınımuın büyük katkısı var Nedir halkın yazına girmesi'' 1940 lardan önce kl yazmımız» bakalım Şurde Nazım'ın, oyküde romanda Sabahattın Alı nin parlak başlaııgıçları bır yana, halk yoktur Halk bilınme/ Halkın yaşa mı sorunları yazaılarımızı ilgılendırmez Dokunuşlar pek yüzeyseldir Bır ulusal kurtuluş, sava^ı vrr mışız «Arslan Mehmet, kahraman asker» deylp geçiştınlmıs Sanki halksız yapılmış bir kurtuluş savası Oysa Anadolu köylüsü yüzyıllar bovu devleti sırtında taşımıştıı Kadını erkeğı, dışıyle tırnağıy1P çalışmış, ekip blçmiş, vergi vermiş asker olup savaşmış, yokluğun son kertesini yaş.amış, ama okumuşlar yazını bu koskoca gerçeğı eş geçmıştır. YENİ EDEBİYATIMIZ ax>K,tk\iM*. YAŞAMIN SICAKLIĞINI ÜSTLENMİŞTİR,, Bir sanatçıyı daha yitirdik: Yalçın Çetin GERÇEK BİR SANATÇI Semih BALCIOĞLU Turk karıkatürü ne yazık ki Yalçın Çetin çapındakl btr evladını da genç yaşında yitlrdi Çileli yaşamı sonu (u yüzu gulmpyen, ama bıleği bükülmeyen Yalçın m da bileğinı kanser bır kaç ayda büküverdi Yalçın ı mesleğının ılk günlerındtn berı tanırım Disıplınli çalıç.ması u<tun yetenpği ıle kısa sürede ımutulmazlar arasına gınverdi Grafık anlayışı ile sosyal karikatürün en gtıçlü ömeklerinl veren Yalçın Çetin Çizgi fılmde de unutulmayacaktır. BAŞARAN Ulndlğ! grfbl, stiregelen yaşamımızın biz« göre bır yansıması yazınımız. Başlangıçta daha bir toprağa yakın, varıp saraya, konaga kul oluyor sonra, kopuyor halktan, yaşamdan. «Yurdun ezgllenmlş solugu» (Kafka) olması gereken dil, bir yana ıtilıyor pgomenlerce; mektebin med resenin dışında bırakılıyor yedl yüz yü, ne sözlü ğü yapüıyor, ne eğitimı. Bereket halkımız bağrı na basıyor da Cumhuriyet öncesi dönemlerin tüm Urtlnlerini sıksak. ancak birkaç damla yaşam sıcaklığı çıka»abılıyoruz bu yüzden. «Kendi halkıyla çevırmensiz konuşamaz olmuş» sanatçılanmız; köşklerdo konaklarda büyümüş çoğıı ön ce saray çevresinde sonra Istanbul'da, îstanbul yörelerlnde dönenen küçuk blr yazın haritası îşin kdtüsü, hâlâ o yazın ürünleriyle eğitmeğe, düşUncelerinl, duyarlıklannı, kişiliklerlni o yazınla kurmağa çalışıyonız günümüz insanının. «tnsan, doğa sevgisinl vo toplum sorumluluğunu aşılamak yeteneğinden yoksun bu srazın egitlml, çağımızm tamamen dışmda kalmıştır» (Kemal Karpat). B Bulgar Ozanı Lubomir Levçef'den Bir Şiir LUBOMÎR LEVÇEF GENÇ KUŞAK BULGAB OZANLARTNDAN GÜNCEL SORUNLARA EĞtL MtSt ÇAĞDA"? SİYAS\L OLAYLARI ŞÎİBLE r RİNDE KULLANMASIYLA TANINIYOB. 193 DOĞUMLU OLAN LUBOMİR LCVÇEF İN ŞIİR LERt SON ZAMANLARDA BATr ÜLKELERIN DE DE ARDARDA Y^YINLANIYOR. YALÇIN Tan ORAL ÇETİN ÇİZGİSİ Cumhuriyet dönemiyle oluyor yazınımran Anadoluya açılışı. Az da olsa, yazarlann, ozanların kökenlerl değişiyor; bir genişleme başlıyor yazın harıtasında da Koyü, köylüyü ikinci elden anlatan Nabızade Nazımın Kara Bıbik'ınden, Ebubekir Hazım Tepeyran'ın Küçuk Pasa'sından sonra, aydınla halk arasındaki kopukluğu vurgulayan YABAN'ı geliyor Yakup Kadrı'nin Ama, hâlâ toplumun en çok ezılen, sömurülen, en çok cmek harcayan kesıml uygarlık ışığından, eğitim hakkından yoksundur. % 8O'ln ustündedir karabilisizlilc oranı. Sürüp glden kölelik yaşamı ve ortaçag öl günlügü.. 1945'te KOY ENSTÎTÜLERI DERGlSÎ yayımlandı, on yedi bindi baskı sayısı «Bu küçük dergı. yeni köy edebiyatınm oncüsu oldu Oğretmenler, öğrencıler, hıkâyelerini, şiirlerini ve gozlemlerinı bu dergide yayımladılar Butün yazılarda, yasanılanla enlatılan arasında doğrudan doğruya bir ilgi vardı, düşünceler nesneldı, gerçeklere dayanıyordu» (K. Karpat) i}\x bır olgu Devrımci eğıtimin yaygınlasm»sıyla oluyor aydınımızm, yazınımızın «yabanlıktam> kurtulması, halklu^ması. Çarığı, boz eşeğl, çelek oklUÜ, oiUesı, özlemleriyle kendisı giriyor yazmımıza köylümüz lopragın, üretım yaşamınm sıcaklığmı Uslenıyor dillmız düşüncemiz. «Topraksızlıgın, köleliğin. açlıgın, cğıUmsızlığln acı, çağdışı çelişkileri» dıkıliyor karşımıza yaman bir gerçekçılikle, giderek toplumsal gerçekçilığe dönüşüyor bu gerçekçılık Ta başmdan beri halkımızın bagnna bastığı dllımız, yeni sözcukler, deyımler, tatlarla zenginleşıyor, tum sanatçılanmızın katkılarıyla «Yurdun ezgilenmiş soluğu»na dbnüşmeğe başlıyor BuglinkU sancılı durumun blr yana itildığinl, eğitimımızm, yazın egıtımının, Enstıtülerdeki devrimci öze kavuşturuldugunu: tüm halkımızm böylesi bir «üretim yaşamını canlandırma eylemıne» sokulduğunu düşünün bır de .. TALÇIN ÇETİNtN YAPITLARI>fDAN »İRİ.. 1934'te tstanbul'da dofan (,ctin çeçltll gazele ve dergilerde çalıjtı. Batı Almanya'da clzgi fllm çlzerligl japtı. îstanbul Gazetccller t rmiyetl yanşmasınria 1960'da birincilik, 1974 Yilı Nasreddln Hoca Uluslararası KarikatUr Yanşm&sında Basuı Yayın Genel Md. bzel ödülünü kazandı. Karlkatürlert yabancı ulkeierde yayınlandı. Bir eserl Tolentino (Italya), blr baskası C.abrova (Bulgarlstan) dunva güldun) müzelerlne kondu. 197b yılında Gabrova nıızah ve hlciv rvi tarafuıdan dlinyanın cn iyi vu7 modern karikatiırcusünden blri seçildi. Yanda Uç ünlü karlkatüristlmlz Bairıoğlu, Oral \e Çpviker'ln Yalçın Çetin'ln ardından jazdılüarını okuyacaksuuz. Çizgi dünyanuzın son otus yılında ilgi ve dikkatle inlenmesi zorunlu olan sanatçılardan biriydi Yalçın Çetin. Bütun yaşamı boyunca çızdiği çizgi, hep yeni arastırmalardan geçerek oluşnıuştu Yalçm Çetin kimseyi çlzgısine Hİıştırmamıştıı Okuyucu onu her zai'iau bır once çııdı ğinden ayrı, yeni bır çalışmanın Urünü ıle bulmuştur Çızgısının, blçıminin ve anlatım olanaklarmın sürpk1 1 araştmtısı Yalçın Çetin bu yolda çızglsını durmaknzın değiştırirken, in&anı dıinyayı, Ulkesinı ele alıhsta izlediğı sağlam çıZRiyi aynı doğrultuda tutması onun Rütıumü7 sanatmda artık sılınemez derın bir iz bırakmasına neden olmuştur. Turkçe&i. Kemal Ozer Okay Gonensuı YARA bir yabancı Cumhuriyettln sen ta öbür ucunda dünyanın. Ruhumu çepeçevre kuşatan blr yarasın simdl bende, ııpuıuıı bir vara Bır kılıı, Mlıuşu j;lbi unııtulmuş bır dustun anısı gibl upuzun bir vara Bmlc yaralardır ama nıucizelcıl yaratan, Korurlrr zamanı Kclecek 7anıanı oncedeu. Acı çekiyorom Şill! değislklik olacak çoıuklar >arın gok\uzünde Yarın hizlni Kune>ıiıniz ısıjacak! t«.tr sbyledigl bu yaramın. Oyleyse BİR USTA OLDÜ fTurgut ÇEVİKER Yalçın Çetin usta oldü Karikattir sanatımızın ve kendı sanatının en olgun döneminde goçtu Onurlu, namuslu bir aydın olarak yaşadı Sanatını dünyanın 100 karikatürcüsü arasına girecek kadar olgunlaştırdı . Ardında, «Vatan Mlllet Sakarya. ile en son gUnlerinde son arzusuymuşcasına, titizllkle hazırladığı «Dosja» albUmUnu, ga7ete, dergl sayfalarındaki karikatürlerini ve goznuru fılmlerinl bıraktı.. Yalçın Çptin nlmedl... Sanatçıların, toplumlarına karşı sorumlu oldugıınu btr an aklından çıkarmadan, sabırla kendi yapıtlannı sundu Yalçın Çctın kankatllrümüzUn yapı taşlarından bıri dir Ve gelecek günler ve kuşaklar onu yerıne koyacak ve de ondan alacağını alacaktır.. şuı, ÖLÜMÜNÜN 40. YIL DÖNÜMÜNDE ABARTILAN BİR OZAN: ABDÜLHAK HAMİT Orhan URAL gün saçları ağaranlar arasında belleklerinde hâlâ yaşatanlar vardır. Bir gerçeği yalın çıplak gorü.ı tüsu ıle değll de, bire bin katarak anlatma egilimi, toplumumuzun kültür kökenındekı birikimlerın doğal sonucudur. Ne var ki, gelenek ve gorenekler dekl yadırganan değişımler gibi, kişilere, yapıtlara bakış açılan da alışılanın dışında zamanla jom boyutlara ulaçıyor. Ataç dönemine değin bir Abdülhak Hamıt et sanesi sürüp gitmlştlr Ataç «Abdlılhak Hamit bPİ ki eskiyi yıkmıştır, ancak ypnne yent bır güzellik KPtıreımemıştir» dedığı gün bpnımcenmış dp ger yargılarmı sarsmış, kalıplaşan ön yargıların sahıplerinl tedirgın etmiştıı Hindıstan'ı gömıeden «Duhteri Hindvı»vu yaran Abdülhak Hamıt, Bombay'dakı ıkı yılı bulan konsolosluk görevi süresince bir Hint gerçeğlne bakmak gereğinı bıle duymaz Burada gerçek sbzcüğu. oyleslne yerslz ve anlamsız ki Sevgill ile ı andevularını belirleyen yer adları dışında bir Pırısı anlatamayan ozan, otuz doıt yaşında gltti „! ve yırml yıl kaldıgı Londra'yı anlatabilmış midıı? Yapıtlarmm «en edebl goruntulusü» dıyc nlteledığı Finten'de fesll blr diplomat maskeslyle kendi kişıliğıni şoylo bplırler «O, bir müelliftlr Herypre gider birçok llsan hılir, bir guzel nasiye, bir güzel ünvan sahibidir • (s 99) Karayell yaşamında tanımayan, tanyelinın saçlannı okşaması ıle hep hülyalara cialan Abdulhak Hamıt, 1918 ateskes donemınde Istanbul'dan Viyana'ya kaçmıs ve o günlerde çektiği sıkmtıları sozde alaylı bu aıılatımla «Şaır ı A'zam» şıırındR dile getirmıştı Yıne büleyman Nazif'in bu «en büyük şair» sözünıı jakmma içindo şiirlne başlık yaparak merhamet somürcn aktor gucunü ortaya koymuştu. Ceplcr drllk az çok, Laldn ne zarar \ar ki, delikten düsecek yok. Blr korkusu \ardır: nicyhanelerin «aati tatlll prk crken. Meteliksiz ozanın yabanrı blr ülkede meyhanelerın erken kapanmasından yakınarak kendısinn acındırması \e «vatan hizmati» düzeninden blr aylık bBglatması gerçekten ilginçtir Yufka yürekli toplumumuzun böyle bır bağıç gücü gplerek ku ^aklarca nasıl değeıipnriırılir dıyc merak edilsa yeridir Akrpp ml vodıııı vılan mı Mittum Yazdıkça mürekkebl kuruttunı. I.akin ycrlmİ7 nlan lmııklar Komşuyıa künıcı>teki tavuklar. Aaz cel>ıp jaınrsınu sıcaktnn Kıs gcldl ml ıloıifluıur softuklar . Rİbi dizeler edebiyat tarihlerınde ovRÜler düzülen ozan ıçın bahtsız oınekler ve bomboş la£ yığınıandır Sahne teknıği konusunda bilgisl olmayan ve en yaşamayan tıyatrolar yazan Abdülhak Hamıt ın bu yapıtları da gelecekte araştırmacılar tarafrı dan aumasız olçıllerde eleştırilecpktır. lk vargılann yer aldıgı okul kitaplanndaki gd rüşler, kalıplaşnn tlpğerlendirmeler, edebiya tımıza ılışkın bıkış açısını yıllar boyu dondur muştur Kaçınılmaz bir gprçeği dile getırmek zo rundayı? îsmiil Habıb Sevük'un TUrk Teceddi't Edebiyatı Tarihi (1925) ve kdebî Yeniliğimız (1931) (ilkemizde 1945 yılına değin yetişen kuşaklar tlzennde etkili gucunü slırdürmüştür. Abartmalı övgüvle ve coşkulu sözcüklerle orülü yazar portreler.ni, o dönem lise son sınıf öğrenci&i olup da bu İ