16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pravdaya göre, ABD Sovyetleri suçlamak için kasten kabulü olanaksız öneriler ortaya atıyor MO.SKOVA Sovyet Amerikan illşkilerinde bahkçıhk ve stratejik silâhlann sınırlandırılması görüşmeleri konularında yenl gelişmeler olmuştur. ABD'nin yeni bahkçıhk suları kurallanna uygun hareket ctmedikleri için ikl Sovyet balıkçı gemisiniıı Amerikan kıyı koruma yetkililerince tutuklanışının ardından Sovyetler Rirliginin resmi haber ajansı TA.SS, Sovyet. balıkçı gemilerinin kaptanlarına bu konuda son dercee dikkatli davranmaları yolunda talimat verildiğlni açıklamıştır. AJansa göre, eyllil ayında lmzalanan ABD balıkçılık sularının 200 mile çıkarılması ve Sovyet balıkçı gemilerinln bölgede avlanmalanna llişkin Sovyet Amerikan anlaşmasının hükümlerine sıkı bir şekilde uymaları için Sovyet balıkçı gemilerinin kaptanlarına bir kez daha talimat verilmiştir. Bilindiği gibl, iki Sovyet gemisinin izinsiz avlnnırken yakalanmalarından sonra hafta başında Washingtonda'ki Sovyet Büyükelçiliginin bir yetkilisini Dışişleri Rakanlıgına çagıran ABD Dışlşleri Bakan Yardımcısı Warren Christopher, Sovyet teknelerinin 200 millik bahkçıhk sularma girerek avlanmaya devam etmelerinden yakınmıştı. Dışişleri Bakanlıgı sözcüsüne göre, Christopher, o görüşmede Sovyet yöneticllerinin ikl UIk« arasırıdaki ilişkllerin köttileşmeslni önlemek için ABD bahkçıhk sulannı ihlâl olaylarımn sun bıümasuu saglayacak önlemler almalannı» istemişti. Öte yandan, Sovyet yetkiUleri, Carter yönetlminln stratejik silâhlarm sınırlandırılması rnüzakerelerine (SALT) ilişkin önerilerinin «ciddl görüşmelere konu olamayacagını» bildlrmişlerdir. Sovyet Komünist Partislnln organı «Pravda»nın gelecek ay başlayacak olan yüksek riüzeydeki Sovyet • Amerikan üörUşmelerinde Amerikan önerilerirıin bazı değişikliklerle yeniden görüşülmesi yolundaki çnğrısım daha işin başından reddettigl anlaşılmaktachr. Gazeteye göre, Kremlin, geçen ay Moskova'da yapılan Sovyet • Amerikan Körüşmelerinde 1976 ocagında zamanın ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger tarafından kendilerine sunulmuş olan anlaşma tasarısmda değişiklik yapılmaması konusunda direnmiştir. Bu tasarı, 1974 yılındu Sovyet KomUm'st Partisi Genel Sekreteri Leonirt Bre.jnev ile o zamanki ABD Başkanı Gerald Ford'un Vladivostok'ta vardıkları anlaşma uyarınca taraflann ellerinde bulundurabilecekleri 2400 er stratejik silâhta "'« 10 azaltma yapılması yolundaydı. Ancak, Kissinger'in bu önerisi daha sonra Washington'da «ABD'nin ulusal çıkarlarma aykırı» olarak nitelenmlş ve eleştirilmiştl. (a.a.) Nükleer Enerji Konferansı ABD Başkanı Jimmy Carter'in kararına karşı çıkan belgeyi benimsedi TAHRAN Tahran'dakl nükleer enerji iıunf>wwtanıa kalllaa <l Ulkenin 500'den İazla bilim adamı, hUkümet temsilcisi ve nllkleer endüstri temsllcîsinden oluşan Uyeleri, Başkan Carter'in nükleer enerji reaktorlerinin geliştlrilmesinl erteleme kararına karşı çıkan bir belgeyi benimsemişlerdir. Persepolis'te beş günden fazl süren çalışmalar sonunda önceki gece benimsenen belge, nükleer enerji koaferansına kntılan Amerikan heyetlnin başkanı ve «Birleşik Amerika Silâhları Denetleme ve Silâhsızlanma Dairesi» Başkan Yardımcısı Amiral Tlıomas Davies'e sunulmuş tur. Belgede, Başkan Carter'in yüksek güçteki nlikleer Jenaratürlcri geliştirme çahşmalarını ertleme ve nükleer enerji artıklarını yeniden işleme tesislerinin ihraç edilmesinden vaz geçme kararının kaygı verici» olduğu belirtilmektedir. Daha çok, Avrııpa ülkelerinln görüşlerinl yansıtan bu belgeyi alan Amiral Davies, Dirleşik Amerika'nın nükleer teknolojinin ihracı konusunrlaki siynsetinin belirlenmesinde gözönüne alınacağını söylemlştir. önceki gün, «Kayhan lnternational» gazetesinde yayımlanan belgede şunlar yer almaktadır: • Uranyurn kaynaklan olmayan ülkelerin çogıı, enerji alanındaki bagımsızhklarını saglayabilmek için yüksnk güçteki jeneratörlere ve nllkleer artıkların yeniden islenmesine basvurmak zonındadırlar. • Başkan Carter'in bu alandaki kararları, nükleer silâhlann yayılmasıru önleme antlaşmasıru z»yıflatacak ve bazı lllkeleri bu antlaşmadan çıkmaya yöneltecek nlteliktedir. • Birleşik Amerika'nın nükleer santrallerde kullanılan zenginleştirilmiş uranyum konusunda hemen hemen bir tekel kurmuş olmasından dolayı, böyle bir ikmal kaynağı güvenceli sayılamaz. Kaldı ki, Birleşik Amerika'nın nükleer artıkları yeniden işleme teknikleri konusunda uyguladığı sınırlamalar, fazladan bir rndi.şe kaynagıdır. • NUkleer artıkların yenlden kullnnılması tekniklerinden yararlanma olanağının ortadan kalkması, klasik santraüarla çalışan ülkelerin zenginleştirilmiş uranyum gereksinmesini r '"" 4,ı oranında arttıraeaktır. • NUkleer artıkların yeniden işlenmesi fekniklerinin ihraoından vaz geçilmesinın güvenllk ahınındaki yaran ile bu kararın sakıncaları arasında b.'r orantısızlık vardır. • Başkan Carter'in ilerl sürdüğü gibi, başka çeşitten reaklörlere ya da teknıklere başvurulması, nükleer silâhlann yayılmasına karşı ptkin bir güvence rieğildir. • Başkan Carter'in kararlarının uygulnnması, Birleşik Amerika ve öbür ülkelerde, nükleer enerjiye kiirşı çıkan baskı Rruplannın Rtiçlenmesine yol açacnktır. (a.a.) Politikada Sorunlar ERGUN BALCI Tarafsızlık Politikasının Basarılı Jiır Orneği C umhurbaşkanı «ayın Koruliirk'ün ziyarft etllği Flnlanr (liya'nııı ilgiiH' yuıılarııııluıı lıiıi cl> kuşkıısuz Sov )Ctler Hirligi ile 1270 kııı. oılak sınırı olun hu Ulkenin tklncl OüııyH Sava^ı'nuı bitimiıulcn hu \amı lıa.şarıMa ııvKUİadlgı tarafsızlık polilikasıdır. Ancak lıırncn hellrtnifk Kcrekir kl, 1 Kiıılandlya'nın tararsızliKinı pusil vc atılpnılaıclaıı volisıııı lıir dış pnlitika arılayışı bi(imiııüe kahııl «lııu'k, çnk yanlış hir değerlendlrnıe olur. l'iıılandiya'nın tiirafsızliRi, Cumhurhaşkanı Kekkııııcırin ılı ışaıet t'ttl^i Rİlıi aktif, yapıcı vc ııluslar»ra.sı barış ve süvcııliği Ki'liytirnır nmacınu yünelik bir <hş pnlitika ^ıırıışıiııım ifadrsi Ijicııııinılr şokllIrnmiştir. Nitekim (IclaıUın iinUr KCICII savııııuı ıılarından olan Klnlandlva, 1975 vılımla lli'lshıkl'clc toplunun Avrııpa (.iivrııllk VP IşhlrlİRİ KonfpiHnsııiııı ({pıçpkk'şmesi Icin bıijiik çaba harcamış, Kıbrı.s Barış (iiicü Ualıil, blr dizi BM Itarış (iiıcü'iHİc ciirrv alınış vr Nİlâlısızluııına konuNundakl tüm atılımları dpsteklemiştlr. İllkrnin IZIPÜİRİ laıaİM/.lıU pnlilikasımn anlamını kavrayabllmek İçin ise Klnlamli.vu'ııın lıuğını»r/.liEiııı llânından hu yaııa büyük komşıısıı Sovyetler lürlİKİ ile nlan lllşkllerine göz atmak yerlndc olur. (,'ünkii bu ilişkiler 19JTıİpn bu yanu Flnlanıliyıı'nın dıs pDİİtıkasıııııı şrkillrnmeNİnde baş rolü oynamışlır. Sovyet devrlmiıulın soıııa, l iıılaıuliva'ııın li aralık 1917' de ilân ettiği bai;ınısi7.lık, l,ıııiıı turarından :>1 aralıkta tııııııınıı.ş, böylıce ülUtdc 110 yılılır siııcıı Kus egemenllgl .son bıılmuştur. Ancak cıtc.si yıl Kinlatuliya'da (,'kaıı iç savaşa. Ulkeyl halâ tt'rkptınpmlş olan ha/ı Kus iıirllklcı inirı dc kaıışması üztrinı; iki nıpınlekpt arasında 1920 ye dek sürecek kanlı blr savaş başlamıştır. O yıl imzalanaıı •Tartııanlaşması ile harış kıırulııvor vı> Sovyrt lıükiimetl kıı/.eydc Pptsama» adlı hölgeyi Flnlandlya'va vcriyonlıı. Ancak bu barış, ikl ülkeye «le lıu/ıır gctirnıpnıiş, I inlaıuliya Sovyetlcre kuşku lle hakarken, Moskova ıla Finlandiya yoluyla batılılar tarafından ynpılabllccck bir saldırı olasılığını her zaman aklında tutmuştur. İki Ulke arasında bundan sonrakl yaklaşım 193Z'ye rastlar ve o yıl Flnlandlya Sovyetler tarafından önerllen salılırmazlık puktını lıu/alanıayı kabul eder. Ne var kl, Almanya'da Hltler'in başa geçmesi Stalin'ln Flnlandiya yoluyla yapılabilccfk hir sulılırıyn ilişkin kayRilarım tazelpyccek ve Sovyet diklatörü Helsinki Kürfezinılekl stratejik üneme sahip bazı aılaların keıulisinc vcrilmesinl istcyecrktir. Finlilerin bu teklifi reılıletmeleri ıı/.crinc iki ülke arasında ünlü io;> günlük savaş» haşlamıştır. Yiğitçe savaşan Ftnlandlya gücler urasındiiki orıtıısızhktun ölürü ycııllftiden kurtulanıanıış ve ağır burış koşulluıını kabul clnıck zorunda kalmıştır. Anıa toprak kaybına laRnıpn bağınısızüğını korumuş, Sııvyrt nrılıılurı ülkıyi işRal ıtıııpmlşlerdlr. İkl ülkr arasındaki bu anlaşma tla uzun öınürlü olmamış ve Klnlaııdiva pılesl yıl lU41'ılc kuybettlğl toprakları gerl almak için, Alıııaııların yuııııulit Smvrtlere karşı blr kez daha savasa Ririşmiştir. Savaş 1941e (l<k sürmiış vc o yıl Sovyet ordıılanııın hiıvük sıılılırısı ile sona ermiştir. 1 Yenl banş anla.şmaNinüa, l inlaıuliya. Mosluıva'ya RÜneybatıdakl «Parkhola bölgcsl ile mal olarak ödcıınıck üzcre 400 mllyon dolar savaş tazıninatı vernıryi kahııl rıli'ccktir. Savaştan sonra 1944i'dan I!)5K°ya dck Cıımhurbaskaıılığı j»pan Paa.iiklvi dönpminde isr, I iıılaıuliya'nııı ıloğıı politikası yepyeni bir anlayışla rle alınır. 1956'dan bu yana ılört kez ardarda Cıımlııırbaşkitnı scvilen Dr. l rho Kckkonen tarafından da izlenen bu politlka •Paanikivi Kekkoncn polllikası diye bilinmcktedir. I'aaslkhi 31 temnuız 1955'te yaptığı blr konuşmada bu politikanın temel cizgilprlni şıiyle belirtmlşllr: •Sovyetler Blrliği lle iyi dostluk llişkilprl Flnlandlya İçin en önemll sorundur. Sovyetler ile Flnlandlya'nın çıkarları blrblrine karşıt değll, uygıındur vc İkl ülke arasınd» masa bafinda çözümlencmcyccck soruıı yoktur. Geçmişte iki Ulke arafiında kılııın kırdığı şeylcrl, kalem onarmiftır.IJıı görü? uyarınca ikl ülke arasında 1948 yılırula, Hn landiya'nın günümüzde uyguladığı tarufsızlık politikasının temelinl oluşturaıı, Dostluk, lşblrllğl ve Karşılıklı YardınıanUşması imzalannııştır. Anlaşmunııı «llbııveslnde, Kinlandlys büyük dcvletlerin çıkarlarının çatıştığı alanlardan ıuak kalmak Ntedlğini brlirtmektedir. Blrinci maddeye göre Finlaııdiyıı üzerinden Sovyetler'e blr Kaldırı olduğu takdlrde Helsinki topraklarını saldırgana karşı savunmayı tauhhUt etmektedir. Finlandlya bu »avunmayı gereldne Sovyet yardımı, ya da Sovyetlerle blrlikle yapacaktır. Iklnci maddeye göre İse, Flnlamliya'ya karşı blr sllâhlı »aldırı olduğu takdlrde, iki ülke Istlşarede bulunacaktır. Sovyetler bu anlaşnıaya kuzeybatı Hinırlarının güvenllğl sçısuıdan büyük önem vermlş ve Finlaıullya'nın tarafsızlıgının simgesl olarak kabul etmlşlerdir. Flnlandiya da anlaşmanın dibaçesindeki vaadlne sadık kalarak büyük devletlerln çıkarlarının çatıştığı alanlardan ıı/ak durmuı, NATO, Varşova Paktı, Conıeeon ve ACT gibl örgütlere RİnnemlşUr. Ülke isyasal yanı olmayan Avrupu Serbest Mübudele Bölgesl (KFTA) lle ortak iiyelik yapmaktadır. Finlandlya 1955te Hirleşmlş Mllletlere, ertcsl yıl da tskandlnav Ulkelerl arasında Işblrllğinl öngören Nordlk Konseyi'ne katılmı.ştır Flnlandiya, büyük kotnşusunun ynnı başında yaşayan küçük bir Ulkenin askeri, ya da slyasal hl(. bir blokıı glrmeden taratsız olarak varlığını sürdüreblleceği savının ROmut ömeginl olusturmaktadır. I'.stcllk Flnlller bu tar»fsızlık polltlkasını, uluslararası barışın gellçmesi için yaptıklan olumlu atılımlarla zenginleştirmeslnl de bilmişler. Dr. Kekkonen'ln «rüçlU liderligl ve ıısta polilikası İse Flnlandlys'nın basarılı dış slyasetinin kuşkusuz temel Uşım olııştnrmuf. Fransa'nın Yunanistan'ın AET üyeliğine ilişkin yeni tutumu, d'Estaing Karamanlis zirvesini güçleştiriyor YUNANİSTAN'IN ORTAKPAZAR 0YELiGlNt BA5LANGIÇTA HARARETLE DESTEKLEYEN FRANSA'NIN, ÛLKEDEKİ TARIM KURULU$LARINDAN GELEN BASKI SONUCU BU EGiLiMiNi DEGiJIiRDiĞİ BELiRTiLiYOR. Çokuluslu şirketler silâh üretiminde işbirliği yapıyor ek çok Ulke, silâh endüstrlsl alarundu leknoloji ihraç etmemek için çeşitli kısıllamalara giderken, çokuluslu şirketlerin modern siliih üretmek için işbirliği yapmaya karar verdlğl bildirilmektedir. Le Monde Diplomat.ique gazetesinde yer alan bir yazıya göre, çokuluslu bir şirket olan Northrop'un yetkililerinden biri, «savunma sistemi içinde çokuluslu bir işbirliğine gitmek, zorunlu olduğu kadar kaçınılmazdır da» demiştir. Yino aym yazıya göre, . yeryüzünde savuruna gereksinmelerinde kendl kendlne yeterli olabilecek pek az ülke bulunmaktadır. Frsınsa ve Amerika Birleşik Devletleri gibl bu alanda en ileri olan ulkeler bile, bu tür işbirllğinin ekonomik, askerî ve siyasal alanda sayısız yararlan olduguna inanmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı, yabancı ülkelerle 8,5 milyar dolar tutarmda 40'a yakm İşbirliği programı yapıldığını açıklamışUr. Ote yandan özel Amerikan şirketleri de aynı türde 50 projeyi gerçekleştirmek uzer a ticarî anlaşmalar yapmıştır. Ancak Amerikan, Avrııpa ve Japon şirketleri yanında Üçüncu Dünya devletlerinin de bu tür işbirliğine katılma çarelerl aradığı belirtilmektedir. Savunma alanındaki bu çokuluslu operasyonlar; ya blr ülkenin lisansı lle diğer bir Ulkenin sllfth ıirmalarmm iiretim yapması, ya da çeşitli iilkelere ait firmaların aynı sistemi Uretmek için İşbirliği yapmaları biçiminde ortaya çıknıaktadır. örneğin F lfi uçakları, lisansı alınarak Belçika'da Uretilecektir. Üçüncii Dünya ülke'.rrinde ise Amerikan ve Avrupah firmalar silâh fabrikaları inşa etmektedir. HıiKhes Aircraft adlı şirket îran Sahı'nm isteğl Uzerine bir füze fabriknsı kuracaktır. P SİLAH SANAYl'İNDEKt ÇOKUT.USLU OPERASYONLAR. YA BİR ÜLKENtN LİSANSI tLE DİftER BİR ÜLKENtN SÎLAH FtRMALARININ ÜRETİM YAPMASI, YA DA ÇEŞİTLt ÜLKELERE AİT FİRMALARIN AYNI SİSTEMİ ÜRETMELERÎ İÇİN İŞBİRLtĞl YAPMALARI BİÇİMİNDE ORTAYA ÇIKrYOR. Çokuluslu şirketlerin savaş sanayiinde işbirliğine Kosta DAPONTE gitmesinin, dünya barışını bozabileceği belirtiliyor buglin her Uye kendisine özgü tank, uçak ve top üretmekte, ya da satmnktadır. "ATOnun strateji uzmanları bu koordinasyon eksikliğlnln müttefiklerin savaş gUcür.lt % 30 oranında duşUrdüğünlt İddia etmektedir. Bütün üyelerin aynı sistem silâhları kulli.r>ması halinde her yıl 10 milyar doıar gibi bir ekonomi yapılacdgı da savuntılmaktadır. Amerika'nın yabar.cı Ülkelerle ortak üretim projeleri'nui büyük bir çoSunluftu Avruj'R ve Japonya'da gerçekleştlrileceği gibi Üçüncü DUnya ülkeleri de giderek bu projelerin bir kısmını kendi ülkelerine çekmektedir. Örneğin Brezilya'nn Emoraer şirketi, çokuluslu Nortiırop firması ile; İran hukümeti yine Amerikan Jell firnıusı ile Pakislan Hükinr.eti Amerikan Emerson eicclrıc firması ile ortaklaşa çeşitli uçak ve sih'ıh yapacaktır. Gelişmekte olan ulkeler savunma ulanında kendl kpndine yeterli olmanın ulusal bağımsızlıga ve teknik gclişmeye büyük katkılaıcia ouluncKıguna inandığı için kendi silâh endUstrüerıni kunnaya çalışmaktadır. Ancak gerak teknoloji, gerekse terekli kaynaklardan yoksun oıduKİarı ıçın gelişmiş ülkelerle ı^biniği yapmak zorunda kalmaktad'rlaı Ulusal gereklerin dışında bazı hükümetler silâh .sanayilerini kurmada başka oazı . ar«rlar da uınmııktadır. Ambargo uygulanmasmdan ^ekinen GUney Afrika ve tsrail ^ıbl ttevletler askeri alpnda kfcndl , kendine yeterli olnıaya önce^ık vermektedir. (Dııj Haberler Servlsl) J AMERİKAN F16 UÇAKLARI BELÇİKA'DA ÜRETÎLECEJC ARtiS Yunanistan Başbakam Konstftntin Karamanlis, Fransız Başkenti'ne yapacagı İkl günlük «özel ziyaret» sırasında 24 nisan günü Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing tarafından da kabul edılecektir. P Klysee Sarayı tarafından bu göruşme İle llgili açıklamada ek bir bllgl verilmemektedir Gözlemcilerln kanısınca, lkl devlet adamı arasmdaki bu görüşmenln hazırlanması bundan önceki görüşmelerden «daha güç» olmuştur. Yunanistan'ın AET Uyeliğl konusunda Fransız Devlet adamlannın yaptıkları son beyanlarla da giderek olumsuz bir biçimde etkilendiğl anlaşılan İkl ttlke arasındaki iliş kllerinde Paris yönelicılerinln yaklaşmundan gelen bu değişlklikletı Atina tedirglnUk duymaya devam etmektedir. Yunanistan'ın Ortakpazar Uyeliğlnl, daha blrkaç ay öncesino kadar açıkça destekleyerek, hatta liyelik prosedürünUn hızlandınlmasmı da istiyen Fransa'nın, Porteklz ile Ispanya'nın üyeliklerinin «gündeme alınmnsından» sonra tutumunu değlştirmesini eleştlren Yurıan çevreleri, Fransızlann «AET'nin genlşletilmesl olasüığııu sankl yeıjl keşfetmlş,.gibl davrandıklan» blçlmlnde yorumlar yapmaktadırlar. Gisc'ard d'Estaing'ln. dokuzların son Roma toplantısmda da bu yöndekl sözlerini kınadıklarını gizlemeyen Atina gazeteleri ise Paris'in şımdl, Yunanistan'ın Ortakpazar'a alınmasından önce uzun görüşmelerın, mUzakerelerin lüzumuna dikkati çekerek • tarım Urünlerl sorunlarının ise giderek çözülrnusini istediginl öne sUrmektedlrlcr. Siyasal gözlemcllerin kanısınca, Yunanistan'ın başvunısu bu nedenlerle uzun bir siiro geciktirilebilecektir. Fransız politikasındaki yaklaşım degişikli*inin tarım kuruluşlarınııı Yıınnnıstan, Portekiz ve Ispanya tarım ürünlerine karşı takındıkları tavır nedeniyle mey dana gelrnlş olaoağı da eklenmektedlr. Bu iddiaları destekliyen bir geltşme de, güçlii tarım sendikalarının son olarak Strasbourgda dlizenledikleri toplantıdaki kararları ile doğrulanmaktadır. Devlet Başknnı Glscard İle Fransız HUkllmetinin yanısıra, Sosyalist Partisi Lideri François Mitterrand'ın da son beyanlarında Yunanistan'ın Ortakpazar Üyeliğine karşı çıkmasını yorumluyan Közlemciler, Fıansa'daki seçim ortamının bunda rol oynadığını, <;erck Iktidarın, gerekse muhalefetin tarım sendikalarının tepkilerıni dikkate almak zorunda kaldıklarını öne surmektedirler. Ayrıea son olarak Paris'e gelerek Mitterrand ile görüşen Yunan PASOK Partisi lideri Androas Pupandreu'nun İse Avrııpa politikasına ilişkin Fransız Sosyalist Partisi'no ters düşen görüşmelerlyle muhalefet liderinı etkilemiş olabilecegl de Atina'da çıkan Knthimerini gazetesi taralından blldirilmektedlr. Paris'tekl dlplomatlk gözlemciler işte bütün bu nedenlerle Oiscarcl Karamanüs arar;ında bu kez yapılması bekleiKtı söriişmenln, özellıkle AFT Ue ilgtll yanını merakla beklerken, bunun ikl pollt.lkacı arasında daha önceki görüşmelerinden de «daha nazik» oldugunu kabul etmektcdirler. Lockheed firması İse Yunanistan'da bir uçak fabrikasının kuruluşuna katılacaktır. Merkezi Stockholm'de bulunan Uluslararası Barış Araştırma EnstitUsünUn (SPPRİ) yaptıgı açıklamalara göre, 1960 yılmda modern silâh iınul oden Üçüncü Dünya Ulkelerinin sayısı yalnızca 2 ilcen, 1974 yılında bu sayı 18'e vilkselmiştir. Son İkl yıl içinde de Mısır, Yunanistan, Endonezya, Filipinler ve GUney Kore kendl topraklarında yeni ve önemll silâh fabrikaları kurulacağını açıklamıştır. Çokuluslu askeri projelerin çoğalmasının dünyadaki askeri denge üzerinde çok önemlt etkiler yapacagı ve barışt bozabileceği de iddia edilmektedir. Ikincl Dünya Savaşından beri Frıınstı ve Ingiltere, kendi öz savunma sanayilerinın dınamizm ve bağımsızlığını korumak amacıyle Amerikiin silâh firmaları ile yakın ilişkilere Kirmekten kaçınmışlardır. Bugün ise bu Ulkeler diğer komşuları gibi Amerikan şirketlpri ile yeni ilişkiler kurnıak için çok güçlii baskılar altında bulunmaktadır. Avrupahların Amerikan teknolojisine duydukları özlem ve Amerikahların finansmanına olan ihtiyaçları çok uluslu operasyonlara hayat vermiştir. örneğin General Electriu tirmusı yenl CFM 56 motorunu bir Fransız şirketı olun Snecma ile 'orraber geliştirmekteriir. United Tecnologics ise, JT 10 D'yı Rolls Rtjyce firması ile beraber üretecektir. Bu projelerin birçogu başlangıçta sivil niteliktedir. Bununla bıi'aber bir kısmı da hem sivil ve .ıem de askeri ihtiyııçları karşılayabilecek Kapusitededir. NATO'nun stratejl uzmanları da standart.laşmu tanıflısı okhıkian İçin Amerika ile Avrııpa arasında daha sıkı bir işbirliği kurulmasmı islemuktedh Baştan beri NATO'nun amaçlanndan birisıni de Gtandartlaşma oluşturuyoırlu. Ancak günümüze gelinceyo kadar bualanda çok ör.eınli adımlar atılamsmıştır. Çünıiü ii AMERİKAN SERABI..NIN PEŞiNDEN KOŞANLAR ALDANIYOR •ORTADOĞU UYU5MAZLIĞINA ÇÖZÜM YOLU BULMAK. PANKARTININ ARKASINA SlGlNAN AMERİKA'NIN ASIL AMACI, BİR YANDAN İSRAil'E VAKiT KAZANDIRMAK, BİR YANDAN DA BÛLGEDE KENDi NÜFUZUNU GÜÇLENDiRMEKTiR. Belirlenen amaçlann gerçekleştirllmesl İse, doğal olarak, her alanda sürekli bir kavgayı gerektirmektedir. Mümktm olan her biçim, her araç ve her yöntemle verilecek olan bu kavgaya siyasal mücadelede dahildir. Bize gore siyusal mücadelede, mUttefik ve düşman blokları birbirinden ayırt ('tmek ve sağlıklı bir strateji saptamak koşuluyla, mümktin oklugu kadar esnek davranmak, taktik v e ıııaııevralurı buna göre ayarlamak mümkUndür. •SAHH İDDİALARRiituıı burılun belirttikten sonra şunu kesinlikle belirtebiliriz ki, «Amerikancı çözüm» diye adlandırılan çözüm yoıu. aslında bir seraptan farksızdır. Ve bu çözüm yolunun peşinden koşanlar da aslında bir serabın peşinden koşmakl::dırlar. «Amerikan serabının peşinden koşmak ise, yukarıda belirlenen Arap ve Filistin amaçlarının gerçfkleştirilnıesi yolundaki ilerlemeyi engellemekle knlmamakta; aynı zamanda Arap ulusal kurtuluş hareketinin baskı yaptığı iddialan ise yalnız blr yalan degil, aynı xnr manda çirkin bir skandaldır da. Bütün bu iddialar, aslında Amerika'ya, bölgedeki amaçlannı gerçekleştirmesi için fırsat verilmesini ve «tek hakem* rolü oynamasını hedef alau TnanevTalardır. Ekim 1873 savaşından sonra Ortadogu'da sahneye kr> nan «Amerikan arabuluculugu»nun başlamasından bu yana geçen butün olaylar göstermıştir ki, Amerikalılar Israil'e herhangl bir çözüm yolunun kabul ettırilmesine karşıdırlar. Amerikn'nın Ortndoftu'dakl politikasının Amerikan yönetlcilerinin değişmeleriyle degişmeyeceği de bilineıı bir gcrçektır. Olsa olsa yeni Amerikan yönetimi, eski siyasetin uygulnma yontemlerinrie bazı ufaktefek deftişiklikler ynpabilir. Amıı uy^ulıınacak siynset yine eski siyaset olacaktır. Nitekim Amerikan Başkanı Cartnr ve yönetiminin bfizı ileri gelenleıi, Israil'e zorla bir çözüm yolıı kabul ettirmek niyetinde olmadıklannı birkaç kez söylemişlerdir. ABD SiYASETiNiN ESASLARI Oaha Carter'in göreve başladıgı günlerde, Israil'in WashinRton Büyükelçisi Simhad Dinitz, hükümetine gönderdifii raporda, ABD'nin Carter döneminde ızleyecegl Ortadogu siyasetinin şu esaslara dayanacagını belirtmiştl: 9 îsraıl'ln Küvenliginı ve kendi savunmasmı yapabilecek güçte olmasının taahhüt edilmesi. • Israil'in Golan tepelerine karçı izledigi tutumun «anlayışla» karşılüiması. • İsrail'e bir çözüm yolunun baskıyla kabul ettlrilmemesi. • Bölgede yenı bir csvnşın pntlak vermesinl önlemek ve anlaşmazlık tarnflarını yakınlaştırmak için çalışmalar yapılması. 9 Amerika'nın bölgedeki çıkarlarının korunması. • Sovyetler BirliRi'nin bölgedeki nüfuzunun azaltılması için çalışmaların rürdürülmesl. «Ortadogu ııyuşmazlifiına çöztim yolu bulmak» pankartının arkasma sıgınan Amerikıı'nın u«ıl amucının, bir yandan İsrail'e vakit kazaııdırmak, bir yanduıı da bölgede kendi nUfuzunu în'içlendirmck olduğunu. Kkim savaşından bu yana geçen bütün olaylar göstermiştir. Bugün bölgcde giri.şilen barış çabalanııa ve ortaya atı lan çozüm yollarınH raftmen, ABD İsrnil ittitakınm hâlâ «Amerikancı çözümne oynadıgı ortadadır. Cencvre Konferansından sözedilmesine rağmen, ABD lsrail itti fııkmın amacı, Sovyetler Bırlij;i'nin uyuşmazhga çözünı bulunması çabHİarından uzakla.ştınlması içiıı Onevre Konferansını enpslleınek vc Amerikıı'nın «Ortadcgu uyıışma?, lıgına çözüm bulmak» gerekçesiyle bıilgedeki nüfuzunu güçlendirmektir. (Dış Jlaberler Servisl) r lllslin Araştırmalncelcme BUrosu tarafından Suriye' nin başkenti Şum'da yayınlurıan ElArd (Toprak) derRisinde yer alan, Ortadogu sorunu konusundakı Ame rikancı çözüm yoluna ilişkin yazınm bir bölümunü sunu yoruz.' Arap Ulusal Kurtuluş Hareketlne katılan güçlerln vo gruplann büyük çogunluğu, şu konuyu ittifakla kabul etmişlerdir ki; Arapların emperyalizme ve siyonizme karşı verdikleıi kavganın bu aşamaclaki başlıca uınuçları, lsraıl'in 1967 yılında işgal etmiş olduğu Arap topraklanmn tilmünden çekilmesini gerçckleçtirmek ve Filistin halkınm, başta kendi yurduna donme ve kendi geleccğini belirlemu hakkı olmak üzere tüm ulusal haklarına kavuşmasının güvence allına alınmasıdır. Bu amaçlarda belirlenen istekler ise, Birleşmış Milletler Genel Kurulu'nıuı son Uç yıl içinde aldığı çeşitli kararlarla da kanıtlandığı «ıbi, tüm uhıslurarası kamuoyu taralındun desteklenmektedir. Ayrıea dünyadaki tiim anliemperyalist ve antisiyonist güçler de IJU anıaçları desteklemektedirler. Şunu da belirtmek gerekir ki, Araplararusı ve uluslararası güçler dengeslnde beliren ve empeıyalizm ile siyonizmın yararuıa olmayan objektif koşullarda, Arap ulusal kurtuluş hareketiıjin son iki yılda gösterdigi geçicı zıgzaglara ragmen, bu iimaçların Herçeklpştlrilmesini mümküii kılacak niteliktedir. Helirlenen bu amaçların gerçekleştirilmesi, hlç kuşku yok ki Arap ulusal hareketı içın büyük bir başarı olacak'i.. Hem de, lıareketl daha elverişli mevzilere götUrecek ve daha büyük amaçlannı gerçvklcştirmesinl mümkuıı kıhıcak yeni ufuklara açılmasını sağlayncak bir başarı... Bu başarı aynı zamanda, emperyalistsiyonıst saldırıları püskürtmek, emperyalist planları sonuçsuz uırakmak ve siyunistlerln yayılma çabalannı trenlemek 4bakımından da oni'înlı bir aşama olacaktır. Bu amaçlar çerçevesinde, kurtarılaciik olan bölgrlerdn bağımsız blr Filistin devletının k.urulması. kuşku yok kl, Filisliıı halkınm kendl gelecegini belirlemesı hakkını, bir ölçüde CID olsn somutlaştıracak: bu hakkı kurtuluşçu ve devrimci bir içerige kııvuşturacnklır. Ayrıea, Filistin halkıııın lüm haklarını alınası amnnıyla kavganın sürdürülme.si için bir hareket noktası oluşturacnktır. El Ard (Filistin büttln kazanımlarına büyük ölçüde zarar vermekte ve bu kazanımları, hatta Arap ulusal kurtulus hareketinin varlıgını bile tehlikeye snkmaktadır. Siyonist devletle Amerikan emperj'alizmi arasındaki stratejik ilişkiler vu Israil'in Amerikan çıkarları açısından bölgedeki rolü ortadadır. Isrnil'iıı bölgedekı Amerikan çıkurlurının bekçiligint yapmak ve Amerikan planlarını uygulamakla Kİirevlendirlldigini herkes bilmektPdir. Ayrıea Israil'ln, ArapIsrail anlaşmazhğının çözümünu geciktirmek iiçn gösterdigi inat ve katılığın Amerikan enıperyalizml ile birlikte huzırlanmış bir koordinasyonun sonucu olduğu da ortadadır. ÇtlnkU lsrail, bu tutumuyla, Amerika'nın bölgedeki çıkarlarına ve planlaruıa hizmet etmektedtr. Bu durumda, Amerika'nın Ortadogu uyuşmazlıgı konusunda tutumunu degiştirdigi ve bu uyuşmazlıgı çözmeye çalıştıgı iddialarının sahteligi ortaya çıkmıyor mıı' Amerika'nın, tutumunu sözde yumuşatması için lsrail'e
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle