25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHJRİm 19 HART 1977 YEDI 5 ANAT EDEBIYAT O.BERTO MORAVİA EROTÎZMİ ANLATIYOR A lberto Moravis, 1907"de dogmuş bir Italyan yazandır. 1929'da yayınladığı «Kayıtsızlar > adlı ilk romanıyla hemen basanya ulaşmıs; 1945te çıkardığı «Agostino» ile lta!\a nın en bu yük yazın ödüliinü almıştır. Yaprtlarmın çoğu filme çekilmiştir. Asağıda bu büyük \ann adamıvla Anrelio Luca Staletti'nin yapfefı konuşmanın bir bdlumünii tevîrenî Bertan ONARAN 8. Sizee, flke oUrak vazınla sevlsrt (erotlıe) yascm arasmda bir ayınm yapılmalı mıdır, >ksa gerçek vazm hep sevisel mldir? M. yaım ya iyıdir, ya da kotU. Bır yavii sevısel olduğunu söylemek, fabrıkadan sozettızaman da işleyımsel (sınıf) o duğunu soylemevı •rektlrır. Eh, ısterseruz bunu da soyleyebılırsız elbet, ama hiç bır anlam taşımaz. S. Ancak, 1961'de, sevisel yaşamla vazın aısındaki ilintileri irdeleyen bir inceleme jazdınız. u bir çelişki değü mi? Yoksa goriiş mu dejıştirBiz.? M. Yıllar boyunca yavaş yavaş yazdıklamda aynılık değıl, sureklılık vardır. Yol gostennun. kendımden başsası olmadığım soyleyebıLm. Bu da yülar içersınde auşebıleceğım çelışkın açıklar. Insan kendl kendısıyle tutarlı o'.maıc ın değü, neden yazdığını araştırmak ıçın kaleme mlıyor. S. Toplumsal ve siyasal devrim, cinsel devme bağlı mıdır? M. Cmsel devr.mle atbaşı gîden. daha dogısu cinsel devrım tarafmdan oncelenen ve haber =rıler. bıncık devrım, Fransız Devrımı olmuştur. ra Fransız. De\nmı, orıarım. aşamasırun yıkım jamasmm hemen ardından gelmedığı bırıcık devmdır de. S. Sizce. «kentso>lu toplum»un artık \arolladıgı ulkelcrde blle neden cinsel yasaklar kalkıadı acaba? M. Şu anda yer:"uzundeki butun toplumlar astırıcıdır. Hele S S C B. ve Çın gıbı ortaklaşmcı toplumlar, anamalcı (kapıtalıst) toplumlaran daha basnnc:dılar Ancak, başlangıçta (tsıçre üe Calvın doneını, Inçıhz ve Amenkan pro »star.Jan) anamalcı da tıpkı bugunku ortaklaş ı?cı gıbı bastıncıjdı Neden Nedenı açık Ilkel ıplurrıda, cmsel yasaklar bellı bır kıfa eğuım ve retımır.ın sktanlrr.ası ıç'n; ılerlemış toplamdaya, ınsanın ınsam somurebılmesı ıçın geretcadır S^rınc. jasaklar kaçınılmazdır; ıkıncılerın ortadan aldınlması gerekır, yakında kaldırılacaktır. S. Yazılarımzdan birinde: «Sevisel vaşantı izemsel yaşantıva brnzer: Ikisı de donuşsuzdur, oprüler atılmıştır, dıinja silinip Ritmistir» diyorumız. Sevisei yasamın belH bir öereti>îi olabilir ni acaba? M. Elbette Örneğın, Sade'm sevi öğretısı Cnlö Italyan romancı Moravia Bataılle*ınkinın tam tersıdir. Aynca, gerçek yaşamda «düşün dunyası»na aktanlamayacak ya da ozelden genele goturulemeyecek hıç bır şey yoktur. S. Bsudelaire, XVIII. yüzvılda Transa'da vayınlanan se\Kel \apıt bolluğuyla 1189 Devrimi arasındald sıkı bağlara parmak basmiftır. Ne dersiniz? M. Baudelaıre'ir. haklı olduğu duşuncesındeyım. Ama surasını da unutmamak gerekır XVIII. yuzyıldakı ozgur yasam aksoyıu sınıia ozguydu, Devnmı ıse ker.tsoylu sımfla halk yap*ı. Aynca, bakın bır kez daha yınelıyorum, Pransız Devnmı tarıhtekı bırıcik gerçekten vıkıcı ve şeytanca devrundır. Toplumcu devnmler. bır bakıma, 1789 Devrımı'mn sarstığı, ha'â yıktığı bır su ru şeyın onanlmasıdır. S. Sevisel yazın gunun birinde çıkmaza girecek ml dersiniı? M. Daha önce de soyledım, berum ıçın SPvısel ;azın dıye bır şey yok, yalnız ı>ı >"azın var. ıvı yazın hep bır kısır donguye duşuyor, ama o nunde sorunda bundan kur'ulu' or *». Sade'ın yarın dünyasındaki varlığı. srac*. Dante"nin, Flaubert'in, Goethe'nin \a da Tolstoyunki kadar belirle\ici olmuş mudur? M. Çok garıp bır soru dogrusu. Sade elbette onemlıdır. se%ısel yaşama bellı bır açıdan bakıça adım vermış olması yeter dc artar. Dante'run, Flauoert'ın, Goethe'nın, Tolstoy'un yazın ve ekın alarunda onemlerı daha büyuktur belkl, ama Sade'ın da bugün toreler alanında buyuk onemı var. S. D'Annnnzio'nuıı sevisel vazınım nasıl değerlendirirsiniz? M. D'Annunzıo'nun sevisel yapıtları Italyan kentsoylu sınıfınm semsel yaçamını dıle getırır, sonuna kadar da oyie olacasfT Ama D'Annunzıo bır sevı yazarı değıl, dupeauz yazar sayılır. S. Hiç sevisel roman jazoıak Relmedi mı içinizden? M. Hayır Belkı başka konularla daha çoıc ügılendığım ıçın. Orneğın, sıyasetle. S. Acı alayda sevisel gerilim bnlnnabillr mi? M. Hıç kuşkusuz. Örnegm «Satyncon • S. Güleryüzlu sevisel yazm olabilir mı? Yoksa. Bataille'ınki jibi hep açlatılı \c umutsnz mudur? M. Bataılle'ın kafası son derece dıncıdır. Sevısel yaşantısı trajıktır (ama mutsuz değıldır). çunku o bu yasantıyı gızeınsel bılgı devçırmeje yarayan bır araç halme getırmek ıster. «Asyalılara ozgu» bır ışlemdır bu, Batı ıçın belkı henuz vakıtsızdır. S. Derrirnci bir yazarsınız. Zaman zaınan bir süru buyurgan (ve çirkin) basknla karşılastınız. Milano'daki. daha başka yerlerdekı »karıtaşa cı» saldırılan konusunda ne duşunu>orsunuz" M. Bu saldırılarm sagdan gelen bır kışkırtma olduğu kanısındayım. karEaşacılar, bu gıbı sal dırılann bılınçsız maşaları da ışe kanşmıştır be, kı Yıldırmacılık (terrorısmeı butun oburlerı gıbı bır eyyamcılıkur. tnsanlar vıldırıcı eyyamcüıktan yıldırıcı erekler ıçın yararlanmaktaclırlar S. Sizce vasavan en buynk Italyan kimdlr? M. Bılemem Gerçek buyukluk gızlı kalır. kimsecıklere gorunniez sanırıni Avrıca. ne demek buyuk' Insan ancak en buyuk boksdrun, bısıkletçının, kalecının kım olduğunu bılebılır Bunlar, duzenlı olarak denetlenen ve odullendırılen şampıyonlardır S. Sık sık Italyan «ana»sından »öz edilir Bir masal mı bu? M. Bugunku îtalyan kadınları, tarıhsel nedenlerden oturu, ozellıkle kentsoylu smıf içersınde, erkeklerden daha cıddi, daha etkın, daha zekı \e egıtımhdırler S. Godard'ın «HoşRöriı» uyarlamasını sevdiniz mi? M. Fıim, vonetım açısından çok hoşuma gıttı G<xlard a havTanım \e Brıgr'e Bardot olmasa, «Hoşgoru»nun en ıyı fılmlerınden bırı olabıleceğı kanısındayım, çunku Bardot hıç gıtmemış o role S Sartrc'm «Bulantısı»nın Jransa'da >ap tı^ı sıbi. «Bu\uk Sozu Dinlemcnıe» adh romanınız ttahan sençli|ini çok etkiledi: Ne duşunüyorsunuz çağdaş gençlik konusunda? M. Topluca ele ahndıgmda buyuk duygudaşlık beslıyonım gençlere Gençleun başkaldırısır.dan yana oldum hep Ama tek rek ele almdıkk.rında pek o kadar coşmuyorum dogrusj Bugunun gencı. pencllıkle salaırgai. s?bıısız. bılgısız \e kendmı befenrmş. Eskıden o\du*u sıbı, en doj;ru ve olağan sey ol^unluk eksık gjnumuz genctnae Ama eskıden zorla ergınleştırılm.yor, bugunku gıbı ıte kaka tarıh sahnesıne surulmüyorlardı Gençlıklerının alaca karanlığında bırakılıyorlardı Bugunse. turlu nedenlerle, başrolü oynamaya ıtılıyorlar. Zayıflığı da işte buradan gelıyor; ama kendı yasındakı gençlerle el ele verdığı zaman, bu zayıflık yokoluyor, guce donuşüyor. "CAN YÜCEL'İN ŞİİRİ HEM AKILDAN, HEM DUYGUDAN BESLENIR,, OGLEN SICAĞINDA HEYKEITIRA} KUZGUNTA BERABER OAMARLARI VARISLI VE MERKER BİR MASANIN BAJINDA YENl KESllMIJ IKI SIĞIR KULAĞI OTURURKEN> Demir ÖZLÜ an Yıieelln «Sergi Duvarı» adh şiir Wtabının sonunda \eralan «1972 Yazı> v ırının başlangıç boıumunden sanrlar bunlar. Faşıst bir donem, umuldugunun tersıne, bazen yazarlarla saırlerı venmlı bır çalışma or'amma götürüvor 12 mart 1971 relımı, bır bakıma. bırçok yaratıcıyı dusundurttü Avdmlann. oremlı bır bolumünu, kendı duşüncelermı yenıden gozden geçırmek zorunda bıraktı. Yenı donemın ıemalarına acelecüıkle sarılanl^r oldu, yaşantısı ıçmde bır \erlere yerleştırmeye çalışar.lar da TOTJİumun, direnen ınsanın olanakîan daha da belırgın olmuştu. Topluca geçırılen onemh bır sınavdı. Bu smav da. gene) o'arak duşunce dunyasını zengınieştıreceii'i elbet C Can Yucel'ın. basîangıeından bu vana, surdurup durdugu seçkın ama herkesın gozune çarpmayan şur dunvası da. ıçmde *aşıdıgı zengınlıklerle ortaya çıkıverdı. Xe çesıt zengınliklerle' tHUe Uışküı, ımge yaratma gücuyle ıhşkılı, kultürle ilişkılı zengınlıklerle. Daha dnceden vazdıgı sıırlerle 1172 vılında jazdıklarını bır kıtapta topladı «Sevgı Duvan» (1974). Ardından, butunsel Dir şür Mtsbı, bir ç«şit kronflder, «Bir Siyasüün Ş. irleri» yayınlandı. Daha sonra da «ölum ve O£ lum.» Ttirlc şiir yaşamı, alışkın olmadıgı bır alanda yenı goriıntüler kazanıyordu. Bazı kışılerın görup gbstermeye çahştıgı gıbı Can Yucel'ın şıın salt akla ve «humour»a dayanan bır şur degildır dlye dusunüyorum. Çagımız sunnı besıeven duvgu kav naklan, ımge gücu, alaym ardındakı cıddı tavır, sorumluluk var onda. Can Yucei'ın kendı genış kultürunden beslenen, yaşamına da yansıyan alçakgonullülüfü, şıırinın «edebiyat tanhlennde ye ralan cıddı oğelen» gozlerden saklar gıbı olmus tur. Dılle oynaması, sozcuk oyunlan, «esprıt», a lav gelenegımız ıçınde önemli yerlerı oldugtı halde onun şiırinm Wk belırleyıci ozellikleri sarulmıştır. Bu şiır, akıldan kaynaklandığı gıbl, duygudan da kaynaklanıyor. Guncelden beslenen duyuş, ba şıınn duygu temellenne gıden yolu açıyor. Daha da onemlısı, büerek yapılan bır şıirdır Can Yucel'ın şıın. Alay, gulmece, sozcuk oyunla n, dılle canbazcasına oynama, Karagoz'de, Orta oyununda, Meddah'da, hatta geleneksel şiırle, duz yazıda halka ddnuk sanatlarda da geçmişın a> dın edebıyatında da en genış anlamda, yaratıcı bıçımler olarak yeralsa da gunumüzun aydın ede bıyatında halilsenır gıbı olmuştur. Burada. Ce mal Süreva'nın şurindekı aydınca, belkı de edebıyatsal dıyebıleceğımız alayla, Orhan Duru'nun hıkâyelennı anmadan geçmemelı. Onlar, bu tu; materyeHe doludur. Yukanda andıgvm, nitelikle nn yennı, duygulann belirsızleştırümesı, (aslın da hıçbır şeym açıkça duyulmamasıdır bu), sozdecıddi bır bulanıklık, ne anlatmak istedığım saınn kendısınm de bılmedığı toplumsal, psıkolo jık ya da dusunsel, belırlı kavramlar uzerıne o turmayan, sınırlan çızılmemış, belkemıksız bu kapalılık almıştır. Can Yucel'ın şıın, bu belırsız şur ozelliklerının busbutun cUşındadır. «Sevgi Duvarı »nn sonunda yeralan «1972 Yan» adlı uzun şıırc.# soz etmek ıstıyorum. Bır zamanlar, :o Yüzyıl, Ingıliz şürinden, Auden'den. T.S. Eliofdan .. yapılan çevıriler, şıınmizi etkılemış, belkı de bır şur eğilımmın doğmasma yolaç mıştı. Ama nasıl bır eğılım0 Sonuçta çerçevesm. çızemeyen dayandığı gerçekler somut değıl, du şunsel (ıdeal) de olsa, onların uzerıne duyguyl?. duşuncevıe, mançla >a da sezgıyle yaslanmaya 1 bır eğılım. Belkemığı uzennde avakta durarcajar, yere çosup yayılan bır sıır egılımı. «1172 Yazı» Can Yucel'ın ln?ıl z şıirını, r» denh ıçten bıldığını gosteriyor. Şaır de, gunurr.uzun derm kulturel kaynaklarmdan, beslenmek zorundadır. Gerç«kten, 1972 Yazı'nda, Kuzgun'la bırlıkte yaşanmış bır gunün şıırı, şaırin yaşamın dan çıkıyor. Şurde. ımgesel olan, anlatılmakıs tenene gelıp bağlamyor. Zengın ımgeler havada riağılmıyor, şıınn belırlı temast çerçevesine takıhp, tema\n varedıyorlar Şursel temayı yaratıyorlar. Ingıl.z şıinnın etkisi yıtıyor, Can YUcel'in duyuşu. kısılîSî, 1972 yazuıın dolayh anlatılaı» soıunları, ınsan sorunları, mekık. gıbı her satırı orujor. Sıırde mure'<kep balıfıyla. yuk atıyla ilgılı ımgeler de. psıkolojık sorunun somut imgelerı o larak çıkıyor ortaya «At»: « suvun ü^tiinde yürüyor Suyu boğacak Rİbi'.» Baskı rezaevi, dırenış, umut, guzelım yasamda uzak kalınacak şeyler . hepsi, yer değıştıren hır >uk atının doğa uzennde bıraktığı ımgede bırleşıyor ıgretılenıyor. «Sırf değise defiştire değişe Tellerle eytişen yelesinden Ve sularla birleşen terinden A e tümfinü birden rerip gunesc Yepyenl bir aydmlık yarattı Ve siyah sahtiyanlar kuşanmı» bedeninden» Bu kadar şıirsel olan, bır yığın ımge, ne anlatıldığı belırlı, şaınn mucaüelesi ıçmdekı, somut, hatta gundelık yaşamına bağlanan temanın ayrı!maı ofelerıdırler Bu Turk şıırmm lâyık olduğı bır kesmlıktır. Ş:ırde açıkhğı savunmak ıstemıvorum. Zsten 1172 Yan da yeterınce kapah bır şıırdır. Kapah ama behrlı, tematığı olan bır sıır. Can Yucel bunu orumlenmış bır kulturle başarıyor. Sadece onla da değıl, şur yetenegı ve yaşamıyla da. GÜNÜMÜZÜNTÜRK OKURU KİTAPLARA YONELMEK İSTİYOR S on yıllarda egıticl ve öğreticl kltap yayınlannda bır artış var. Okurlarm ve yaymcıların da roman dışı kıtaplara yoneldıkleri bir gerçek Eğıtıci, oğretıci kıtaplardan baska düşunce kıtaplanna da ılgi gostenlıyor. Bu tur kıtaplar üzerıne duşuncelenni bgrentnek üzere ıkı yayıncı ve bır yazarı bır araya getırerek, bır tartışma ortamı sağladık. Cem Yayınevi sahıbı Oğuz Akkan, Remzı Kıtabevının fıkır kıtapları dızısının yonetıcısı Erol Erduran ve jazar Şukran Kurdakul eğıtıci, ögretıcı kıtaplara duyuian gereksırıneyı, nıtelıklerını genel çızgılenyle ortaya koydular. Sayın Oğuz Akkan, yenl bir diziye haşladınız. Amacınız nevdı, bu dızı çalışmaları sırasında gozettiğiniz ilkeler. Niçin eğitim dizisi admı \erdiniz? Okurun zorlamasuıdan da soz edebılir mısiniz? Oğuz Akkan Eğıtım dızısi adını kovarken çok duşunduk. Çunka yayınevımızce başxa eğıtıci kıtaplar daha once yayınlanmışü. Sadece bu dozddekı kıtapların, bır başvuru, bır kaynali kıtap olmasırj ısnyoruz. Daha çok ede'oıyata değgın kıtapianmız var, bu dızıde ıse edebıyatın bılgı yanı agır basıyor. Oğrencıler bunu aldıkça beîlı bır goruş açısı edınıyor. Bu vajınlarımızın sayısı arttıkça daha aranır ve okunur olacaK. Sanat Dünyası • Gdztepe Oya Sanat Galensı'nde bugün yen: bır sergı açılıjor «Kadıkoylu Sanatçılar Karma Sergısı^ adını taşıyan sergı 31 mart akşamına ka dar açık kalacak Bu sergırun yanısıra aynı yerde Cem Ertekm ın «Dekoratıf Halk Sanatları Sergısı» de var. • Arıkara Sınematek Derneğı Çağdaş Sahne'ds 21 mart gtmü saat 19'da Suna Arın'ın «Safranbolu'da Zam?n». 24 mart saat 19'ca Irına Poplavskaya'run <Cemıle» fılmını sunacak • Devlet Tıyatroları bugunden ıtıoaren Venus Sıneması'ndakı Istanbul temsıllennde Arthur M:ller'ın «Kopriıden Görunuş»ünu sahnelıyor. • Istanbul Devle; Senfoni Orkestrası'mn Maçka Maden Fakültesı'nde bugun saat 15 30'da vereceğı konseri Gurer Aykal vonetecek Konsere Turana Alton ve Alı Doğan solıst olarak katüacaklar. • Gerhard Manter (vıyolonsel), Erıka Fneser ıpıyano) 23 mart 20.30'da Izmır Devlet Konservatuannda bir konser \erecekler Program Bartok Beethoven, Kodaly ve Schumann ın yapıtlanndar oluşuyor. • Turk Dıl Kurumu'nun duzenledıgı soyleşıler den bırı de bu?un 15.30'da Turk Tarıh Kurumu bınasında yapılacak, Alı Rıza Önder'ın konusu • Yargı Dıli » • Cumhurbaşkanlığı Senfoni Or'^estrası'nın bugün saat ll'de vereceğı konserı Maurıce Hand ford yonetecek. Delıus, Mendelsshon \e Brahms1ın yapıtlanndan oluşan konsenn solıstı vıyolonist Oktay Dalaysel. • Genç Amatorler Dergısı, Turk Sanat Müziği dalında bır ses j'arışması açtı. Yanşma herkese açıktır. Okurun zorlamas.ndan da soz edebılırız. Bıze devamlı mektup ve teleforüar gelıyorau. Olen ve yasayan sanatçılar uzeruıe bılgı ıstenıyordu. Derlı toplu küçuk kıtaplar ıstıyorlardı, bız yalnızca Beh çeî Necatıgıl'ın «Edebıyatımızda Isımler Sozlu ğu»na salık venyorduk. Lıse ve yliksek okullarda yapüan mcelemelerde de bu tur kıtaplar aranıyordu. Dış gezılerde kıtap fuarlannda gbrdüm. Eğıtıcı, bğretıcı yayınlar çok fazla. Bujruk okur ç o ğunluğunca ılgı de goruyorlar. Bu ızlenımlenm benı boylo bir dizinın hazırlanmasına gbtürdu. Sayın Erol Erduran sizin yayınevtnizde de bu tür diziler \ar. Fikir kıtapları adı altında yayınlıyorsunuz. Sözlükler ve bun» benzer kıtaplar uzerine düşündükleriniz, Türk yayıncüığında bnnlann islevi nedir? Erol Erduran Fikir kitaplan, sdzlukler konusunda Akkan'la amacımızda ortaklık var. Boylesine kita.plara yonelmemızın kendimıze özgu nedenleri var. Liseyı bıtırmış, belli bir öğTenım görmuş kışılere seslenıyoruz. Ayrıca kımi yayınlarımız uzrnanlar ıçın de yararlı oluyor. Mılll Eğıtlm Bakanlığı'nın eğıtıci yayuıları yeterli değıl. Dılıra okur çoğunluğu anlamıyor ustelık. Dile özen cösteriyorsunuz. Anlatımın valın ve çok kişice anlaşılır olmasını yeğUyorsunuz... Erol Erduran Hiç kuşkusuz. Amacımız daha genış kıtleye seslenmek olduğuna gore buna zorunluyuz. Liseyı bıtırmış bır kışı okuyabılsın, anlayabılsm. Eğıtıci, oğreücı açıdan bakıldıgında. üniversitenın de yayuıları var. Ama oniar kor.u>a çok ozel bır ac.ıdan bakıyorlar, dagıtımlan yetersız, kaybolup gıdıyor. Raflarda kalıyor. Okuyanlar ve yazanlar bızım dızılerını.zın oluşmasmda ışık tutuyorlar. Butun konular:, okuyarun zorluk çekmeden anlayabıleceğı duzeyde ve dılde hazırlıyoruz. H:ç kuşkusuz ulke duşuncesıne katkıda bulunmayı da goz onunde tutujoruz. Sayın Şukran Kurdakul, son gunlerde Nanuk Kemal adlı bir inceleme yayınladınız, bu tur çahşmalannıı; da süriiyor. Aynca Ataç Yannevı'nln şimdi kapanan sahibi olarak Hd yayıncırun söylediklerine katacaklanmz .. Şukran Kurdakul Benun anımsayabıldığım kadar durumu ıkı donemde ele almak gerekır. 1930'dan 1960 a kadar olan donem ve 1960'dan sonrakı çalışmalar. Bır anlamda arkadaşlanmızın yap îığı ış kultur ortamını gelıştirmek. Bu donemlerden sozetmeyi yararlı buluyor\ım. Ilk tu'arlı >ayın olan cDun ve Yarın> kullıyatı hem toplumbılımsel, hem tarıa alanında hılırim?ı jararlı olacak bılgılerı ıçerıyordu. Unlu Haydar Rıfat çevırılerı. Daha tutarlı bır dızı Tan'ın kuçuk kıtap'anydı. Bunlar bıyolojı ve teknıgı de kapsıyordu. O arada Mustafa Kemal Atatiırk donemının de kitaplan var. Max Beer'm Sosyal Mücac'eleler Tanlu gıbı. Bu donemde eğıtsel kıtarjlara rastlı Erol Erduran, Şukraa Kurdakul, Oğuz Akkan o ; retıci, eğıtıci ;ayınlar konusunda goruşlerıni be lırttıler. Erdojan KÖSEOGLL) AKKAN: «KAYNAK NITELİ&I TAŞIYACAK. BA5VURU KİTAPIARI OKURLARA YENİ BIR BAKIS AÇISI SAĞLAYACAK> ERDURAN «FİKİR KITAPLARI İLE BELLİ OĞRENIM G0RMÜ5 KI5ILERE SESLENIYORUZ. UZMANLAR DA YARARLANIYOR» KURDAKUL: «GÜNUMÜZ ARAŞTIRMACISININ OZELLİĞİ KONULARA BİLİMSEl YONTEM LE YAKLASIP; DEĞERLENDİRMESİDİR yoruz Boyle yayırüarı 1938'den sonra daha da hızlanmış buluyoruz Çok partılı doneme geçınce Mılîı Eğıtım Bakanlığı yayınlarında bır duraklama ba^ladı. Ondan sonrakı vıllarda Varlık Yayınevı Turıc ve Dunya Klasıklerı dızısı ıle eğıtsel yaymlarda bır aşamayı sungeler. Aynı yıllar Remzı Kıtaoevı nın toplumbılım, felsefe yanı ağır basan kıtapiannı da vıtrınlerde goruyoruz. Yeditepe, Dost, Turk Dıl Kurumu, Turk Tarıh Kurumu gıbı penyodik nıtehk taşımayan yayınlar da var. Bu sap tama ışıgında bu yayınlann nıtelığıne değınehm 19301960 donemı ıçınde egıtsel yayınlann belırgın nıtelığı çok genel planda b:r çağdaşlaşma ızlemmı \ ermesıdır. O vayınlann ilk adım olması bir şana sonraki aşamada onlardan yararlanüdı da . Oğuz Akkan Evet. O kıtaplardan, o dızilerden çok yararlandık. Yalnız 1015 sayfa yazar uzerme bılgı verihı. sonra da yapıtlarından seçmeler konulurdu. Bazı zaman da dıpnotu olarak yaoancı kelımelerın açıklanması eklenirdı. Bugun durum değışık. Evet sayın Kurdakul, Akkan'ın sid destekleyen sözlerinden sonra, konuşmanızı sürdürmenizi bekliyoruz. Şükran Kordakiıl 20. juzyıla egemen olan duşun ve sanat akımlarının ve bunları ele alış yöntemlennin yansıması tartışma gotürur. 1960'dan sonra ıse genel eğılım Akkan ve Erduran'ın da behrttıgl gıbı bıhmrel kitaplan tercih etrniştır. l°60 Anayasası'nın getırdigi yenı olanaklarla ozellıkle tanh, ekonomı sorunlarını güncelleştirmış, bu nedenle de buyük boyutlu çalışmalan yayın alanına çekebılmiştır. Bu doğrultudakı gelişmeler gıderek her oalda sozlukler ve ansıklopedıler çıkarümasına yol açmıştır. Öncekı donemdsn ayrımı, bu çalışrpayı hazırlayan kışt ya da kurullann uğra^ alanlarına eskıye oranla ölçülemeyecek ka dar bıhmsel yöntemlerle sokulmalandır. Peki bu tür kitaplan vazarma verirken hançı olçütleri kullanıyorsunıi7, değerlendirme\i nasıl japıyorsunnz. Bunları bir kurul mu seçiyor. Kadroyu nasıl oluşturujorsunuz. Oğuz Akkan Bizım Yaymevımız henuz çocukluk ve gençîık donemmı yaşıyor. Eskı buyuk jayınevlen bıle daha bır kuşak değıştırmış defıller. Yaymevlerının bugun kadroları yok. Olanakları elvensli değıl. Çok az kışı çalışıyor. Erol Erduran Evet, Akkan haklı Batıdakı gıbı gelışmış bır ışbölumu yok, kadrolar oluşturmuş da değılız. Peki mali olanaklar sağlamsa bir kadro oluşturabilir misinız? Erol Erduran Sanmıyoruz. Oğuz Akkan Ben de oyle. Erol Erduran Turkçemız vaygın bır dıl değıl, bu bakımdan egıtıcı \e duşun kıtaplarımızı başka ulkelerm okurlarma ıletme olanagından yoksunuz. Turkıye'de okurr.a yazması olanların anca<v bır bolümu kıtapseverdır. Hele ozellıkle bu tur kıtaplar ıçın okur sayısı ÇOK az. Bu tür kıtaplar için bir kadro oluştunılmadığına göre seçim yavınevi sahibinin ve yönetmeninin özel değerlendlrilmeslne kalıvor Erol Erduran Evet. Remzı Kıtabevının danışmanlığını ilk yıllarda Hasan Alı Edız ve Mustafa Nıhat özon vaptılar. öyleyse kadro bir tür danısman dostlaıdan oluşuyor. O | u ı Akkan Evet. Bunlar çogalıyor. Her ıncelemecınin kendme yakın bulduğu tipler var, ^evdığı yazarlar var, seçımıni ona bırakıyoruz. Öneri vayıncıdan değil de incelemeciden, yazardan geliyor di>cbılir miyiz? Oğuz Akkan Evet. Erol Erduran Baı: sorunlara değınmek ıs terım. Düşün kitaplan devımi çok kapsamlı. Gelen lîitapları inceletecek bır kadro bulamıyoruz. D:\elim bulduk, ayn ayrı elemanlan çalışarmak çok guç. Şükran Kurdakul Kadro sorunu uzennde arkadaşların deneylerınden gelen gozlemlerı do*rudur Yayınevı kendı anlayışıca koşut gordugu yazardan ya onen alır ya da ona onerıde bu.unur. Ancak son yıllarda ansıklopedılerde toplu çalısma örnekleri venldı. Gelisme tçerikte olmuştur. Oğuz Akkan Turkıye bazı olaylan yeni yaşıvor. Turkıye'nin ılk 50 yıllık dönemı hazırlık donemıydı. Kaynak kıtaplar 10 jrüda belli bir asamaya gelebılır ancak. Erol Erduran Amacı ortaya koyduk Ama bu tür kitaplan basın organl^rı da desteklemelı. Bızı yalnız bırakmamah. Devlet sattn alsın ıstedik, o kendı almak bır yana alanlara engel oldu. Yapıtlannız solda denıliyor, bugun çağdaş dunyadâ kültür hızmetı ısterıstemez soldadır. Şükran Kurdakul Eğıtsel yayıniara oncelık verilmeiı. Okuruyla olan baglantılarım gelıştırmelı. Sıyasal ıktıdar dusun ıîişkılerınde ıse her vıl büyük oranda bır kopuşmanın ıçıne gırmektedır Devlet kultür hızmetlerındeki asıl görevını savsaklamasının yanısıra özel gırişımlenn hızmetlerını de önlemektedir. ozellıkle burada öğretmenm ozKurlüjfü soz konusu olur. En büyük ıslev onundur çünku. Erol Erduran Düşıin kitaplannda jınır olmamahdır. Bu yayıncıyı tereddUde götünlyor. Devletin bu olanagı sağlaması gerekır. Egiücı, ögretici ve düşün kitaplan üzermo yapılan bu genel degerlendirmede yayıncılann ve yazarlann ortak kanısı şu: Okur bu tur kıtr.plara ı!tn gosteriyor, aynca Turk yayın ortamı da buna gereksınme duyu^or. Uzak Suları Bırak Bırak karanfılleri uzak sulan bırak Tol kaişaklaruıda su oluklannda Martı gagalannda yasamaya bak midye kahuklannda Bırak kaldınmlan yakın vudızlan bırak Eski plaklannda sahil gazinolarının Yırtılmıs ^e yakılmış mektuplarda Bırak bu\iı>en elleri nankör gozleri bırak Yosunlu iskelelerde jclkensiz direklerde Radarsız ve tavfasız teknelerde Ve bırak bütün terkedilnuşlen Kaybolmuş şehirlerin umıtulmuş çanlarında Yasanösız yorgun \e tukenmiş anılarda Küçvik mideli büvük vürekli insanlarda lpleri açıimanuç kitaplarda yontulmamı; kalemleıde Ayak değmemiş sokaklarda yasamaya bak Talnız sürünmuşlerin ezılmişlerin türküsünu söyle Talnız nnlann ağıtuu belle Ve bırak karanfilicri uzak yıldızlan bü>"üyen elleri V e bırak nankör eözleri dörtköşeleri Ve bırak beni Kuzgtıncuk'Uki martılann kanadında Fâtlha yerine denize bir tas at yeter bana Ayhan HÜNALP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle