Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OÖfil CUMHURİYET 19 MA8T 1977 IĞRIP UZUN HiKAYE EROL TOY 4 Doğu Anadolu ve Turizm Rıvayete goıe dordüncü yüzyılda Yunanistan'da, Ineros denilen yerde iki keşiş yajarmış, Barnabas ve Sofro:::as adlarmda. Yemegi fazla kaçırdığı bir gün Barnabas bir rüya gormüş. Mery^m Ana b:r yerler gos'ermiş. «Git orada bir ma:ıastir kur» diyerek. Düşmüşler voilara yanlar:r.a Aziz Luka'nm yaptıgı bir Merem tasvirini de alarak. O dağ senin, bu tepe benım derker; gelmişler Zıgana daglanna. Eh Meryem Ana'mn düşte gösterdığı yer de buralarda zaen. Keçıierın oıle nasıl çıkarım diye düşündükleri bir ye re kondurmuşlar getirdikleri ıkonayı. Bamsbas ile Sofronias'ın vard'.kîan yerde kocaınan bir oyv.k varmış kayanın içînde. Kayaiar da kara m: karaymış. Demışjer baranın adı Paaaya tu nıelas» olsun. O çağlarm bir lehçes:nde • Kara kayanın Panaya'sı demek mış bu. Panaya. tepeden tırııağa aziz« demek. Yani Meryem Ans. O zaman. bu zaman söylene stiylene Panaya tu melas, önce Pana ya sumelas, sonra da sadece Sumela olmuş. Sumela manastırın:n kuruluş elsar.esi işte böy>. Bugün Trabzon ve çevresinde ma nastıra Meryemana dendiğine bakılırsa, gerçek pajn da olsa gerek. Sıunela manastınna gumek için önce Maçka'ya gitmek gerek. Oradan bir araba tutuluyor onsekiz ki'.ometre daha gitmek için. Yol :ki yıl öncesine herkesin göze alacagı cinsten degildi. İki yıldır ciddi bir biçimde uğraçıyorlar rahatlıkla gidilebilir hale gptirmege. Daha da bir o kadar sürecege benzer. Zor iş dağda yol yapmak. Sumela manastırının eteğıne va rıldıktan sonra esas zorluk baj>lıjor. Manastır en tepede çünku. Sonra da adam başı bes lira alıyorlar. Bir o kadar da. varsa îotoğraf makinesi için. Altmdere Köyii Turizm Derneği adına. Sumela'da devîetin varlıgı bir yukarıdaki bekçiden, bir de bu demeğirı bsgış makbuzîanndan belli o!uyor. 1923'e kadar yaşayanlar varmış burada. Türk, Yunan mübadelesi sırasmda gıtmişler. Bir da ha ne bakan çıkmış ne de soran. Her yıl bıraz daha göçüyor manastır. Bir de Arif, Metin, HıLseyin. Aydın, .. var... tsimlerini Jcazımış lar duvar resimlerinin üzerine. Altındere Turizm Derneği bir defter bırakırsa belki de freskolan kurtarabilir. Kazılmış yüzlerce isim var. DA&URDAN GEÇMEDİNSE, SUURDAN İÇMEDİNSE, YAJADIM DEME...» Trabzon'rian Erzurum'a gitmek :c:n üç geçitten geçmek gerek: Zıgana, Vavuk, Kop. Üçü de ikıbin metrenin üstünde. Zigana dağ ları bir Cennet. Zigana daglarında hangi tür çam ağacından iste:seniz var. Yemyeşil her taraf. Tn rul. Gümüşhane, derken Vavuk dağı ve en nıhayet Kop dağı gelir. Kop dağ; ZKH nıetre, Kop geçıdi 2400. Kop dağmda ağaç yok. Dağı taşı, çaşı: otu derler bir ot büriimüş. Toplayıp. topia yıp :»"üklüyorlar eşekierin sırtına. Kısm keçilere verirlermiş bu çalıian. Başka da bir ışe yaramazmıs. Kop geçidınin en jüksek yennde Kop Şehit>ri anıtı yükselir. Ondokuzımcu yüzyıl Osmanlı Rus savaşlannda çok insan ölmüş buralarda. Anıtm az ötesinde Karayolları'nm Çankvıie Bakımevi var. Bakımevinin adı tepesinde asılı duran kocaman Ermeni çanından geliyor. Kdr yolları kapasinca bu çanı çalajlarmış ki yolunu kaj'bedenler sesini duyup o yana yönelsinler diye. Turistler durup mutlak bir resim çekmeden gitmiyorlar tabü. BU BU Ahmet OKAR Kâzun rels beğenryle bsktı oğluna. Kandi oltasmın krpırtısızlığın» aldırmaksızın sırtını sıvazladı. Osman var gücüyle asıldı mlsinaya. Kollarındakı ağırlığı taşıyamaz hale geldığinı neden »onra anladı. BaJık, koca govdesıyle, belirdı. Hızia yaklaşıp, zıpladı. Başı kara bir topuz gibi döndü. Kocaraan gözleri acıyla dondu. Kuyrugunun serpıntisi, gözlerini yakarken, elindeki misınanın boşta sallandığını gördü Osman. Bir misinanın ucuna baktı. Bir babasmın Bülümseyen yüzüne. Hemen savunmaya geçti. Kocamandı... Şimdi düzeltirim oltanı, tasalanma. Ama kocamandı... Seninki torik oltasıydı. Sinarit vurunca, olacagı bu. Sen de smma büyıikten başladın be oğlum... Geç bentm oltayı tut da, seninkini yenileyeyım . Sonra geçmesine bırakmadan oltasını uzattı. Misinanın ucuna yeniden kurşun bağlarken zıpladı. Osman'm kolu, kolunun ardında bedeni uzarruş. sandaldan sıjmlıp denize kaymasırıa ramak kalmıştı. Misinayı attı. Bir eliyle Osman'ı yakaladı. Sonra sarsılan, güçle çekilen oltayı kavradı keyifie. Gülümsedi: Ulan amrna iş... Sıkı dursana oğlum. Nedir bu başıma gelenler. Ana oğul, s;zi hep denizden mi toplayacağım ben... Oltanm ucunda direnen sınaritin çırpınmalarına aldırmadan, dıkildi. Ayaklannı sintine kirişlerinin arasma yerleştirdikten sonra. göz açıp kapaymcaya koca bahğı klipeşteye attı. Küpeştenin üstünde can çekışen bahğın pembeligi uçtu. Pullannm gümiiş parıltısı her kıpırdanışta biraz daha azaldı. Panltmın ışığında yanıp sönen mavi, mor damarları soldu. Kâzım reis, bir eliyle solungacından bastırırken, öteki oltasını söküp çıkardı. Ağzını açıp kapadı sinarit. Gözleri bulutlandı. Oltasını yemîedı. Yenıden saldı dibe... Osman'ın eline tutuşturdu. Misinasının kurşununu düğümledikten sonra. oltayı bağladı. Düğüm artıgını ikı dişinin arasında kırt diye koparıp, suya tüJciirdü. Kendi oltasını alırken. j'enisini Osman'a uzattı. Osman yemledi oltasını. Savurmaya gerek görmeden, babasmın yaptığı gibi, onunkinin ters yönünde, sarkıttı suya .. Bir sigara yaktı Kâzım reis. Dumanlannı dudağının yanından püskürttü. Bir eliyle oltasını okkalarken. ötekiyle yakaladıgı balığı okşadı. Osman gözucuyla. babasını süzdü: Benimki daha büyüktü. Şükret, misinayı kesti. Yoksa, seni de toplayacaktık... Tıpkı anan gibi... Sözlerini yinelemiş olmaktan kıvançlı, sınttı. Dilinin ucuyla, bıyıklanm okşadı. Gözlerinde sevecenliğin tavücımları uçuştu. Ligor baba, dolu sepeti guçiükle taşıyarak. kapıyı çaldı. Ümmiihan kadın. yaşmağını örtiip, seyirtti. Komşu mahallenin muhtarıyla karşılaşmak, şaşırttı onu. Kapınm arkasma ç«kilip, durakladı: Bu>ur Kalambokidis efendi. bir istegin mi var? Ligor baba, aralanan kapıdan sepeti uzattı. Kapanmasını enEel'.emek amacıyla, hafif itti: Bunu sana getirdim komşu. Kâzım bana çok gerekecek. Yarın yollarsan. sevinirim. Bizim bir şeye gereksinimimiz yoktu ki. Elbette olmayacak. Bunca adalı eşek degil. Ümmühan kadm. ne edeceğini bilemedi. Kapının aralıgından dalmış olan sepete baktı kaldı. Ligor baba, kapıyı çekerker.. yineledi önerisini: Unutmazsın değil mi? Kâzım bana uğrasın. Olur başüstüne... Unutma... Ligor babanın peşisıra Alaburun üstüne vardılar. **zümler kararmış. salkımlar buğulanmıştı. Yanko, yan yolda karsıladı onları. Kâzım'ın yüklendiği sepetta ucundan tuttu. Bağ evınin önüne masa kurulmuş, Ligor babayı bekliyordu. Efsuni Kâzım'ı görünce, bir sandalye daha koydu. Ligor baba hasır örgülü şarap sişesini kavradı. Kendi bardağını doldurduktan sonra, gözlerine baktı Kâzım'ın. Beili belirsiz bir yadsıma görünce: Bizim şarabımız gibisi yoktur vre Kâzım, dedi. • Hem iştah açar, hem güç verir. Gözlerindeki jadsıma sönüverdi Kâzım'ın. Şişenin ağzından alev alev döküldü şarap. Akşam giineşinin kıztîlıgında kabarcıklandı. Tasmm kalayı pembeleştı. Çeperleri ışıdı ince ince. Dilinin ucunda. damaklarında, gırtlağında burjX hoş bir okşayış titreşti. Boğazından midesine lıkır lıkır bir türkü aktı. Ligor baba, açıklamasının kanıtlanmasından hoşnut, gözierine baktı. Kıvancını beürtmekten çekinmeyen bir dolulukla, güldü... Keyifie ağzmı silerken; Diinyanın en iyi şarabı. Ada'nınkidir. Ada'nm en iyisı de bizimdi... Efsuni tabaklarına yemek koydu. Etli, sebzeli, tatlılı yemegi ıınutmuştu. Üstüste atıştırdı. Kızı tabakian toplarken, udunu kucakladı Ligor baba. Şişesinı yanına aldı. Göz kapaklarınm ağırlaştığını. sandalyesine iyire kf.ykı'.dığını sezdi Kâzım. Yanko ondan önce davrandı. Babası, nıhavendin ılımında mayşırken yanlarından sıynldı. Efsuni so'rayı temizledi. İyi geceier riileğiyle, bağ evinin kapısmda j'itti. Mama Fo!ini, tasını tazeledl. Eller: kucagında, yayıldı. Gözlerinde befeninin ısıltısıyla. kocas:nı din'.emeye koyuldu. Kâzım, birden fazlahhğıyla irküdi. Bakınınca; Yanko'r.un odasında sana 5'er yaptım, dedi mama Fotıni. Istersen yat çocugum. İkletmedı. Çarda|ın ardındak: tJİumbadan ellerini, ayaklannı yılıadı. Topuklarma bastığı tulumbacüarmı kapıda eline aidı. Merdiven başındaki :lk odaya tialdı. Okuldan kaçtıklannda, yağmura tutulurlarsa. hep buraya sığınırlardı. Hiç yadırgamadan. ilerledi. Yanko'nun karşısında serili yaîağın başında sojundu. Ak çarşafların sabun kokusuyla genzi gıdıklanarak. uzandı. Ya*ağ:n yumuşakiığında yi:;i bir an. Yorganı belir.e degin çekt;. Dönüp yerleşnıesine kalmadan. daldı. Sabahm ilk ışıklan pencere kapa>.iarının çizgilerinden sızarken, uyandı. Yorganın altmdan sıynldı. Pantalonunu, gömleğini glydi. Papuçlar eünde. kapıdan çıktı. AjTik uçlarına basarak. hayata ulaştı. Papuçlarım giydı. Çardagın altında ıslak ıslak güiümseyen sandaıyelerden bırine oturdu. Ligor baba görününce, ayağa fırladı. Ardır.a düşmek üzereyken, bir işaretle duraksadı. Üzümlerin kesilmesi gerek, dedi ligor baba. Sen bagda kal... Akşam nıye bağa getird:ğint o zaman anladı. Hiç sesini çıkarmaaı. Şimdıj'e değin dükkânda yardım etmişti ona. Bundan sonra, bağm işlerini göreceğine daha bir sevindı. Arkadaşıyia birlik, ış görecekti. Lîgor babarım gidişinden az sonra. kesici kadınlar sökün etti. Onlar, bagda sıra tutarken. Yanko'yla Kâzım, oluklu tekney: nçıJann üstüne yerleştirdiler. Kâzım boş keleterleri yüklenerek, bağırı içme daldı. Yanko tulumbanın basıı» geçti. Soluk soluğa ha\uzu doldurmaya girişti. Üziiaıleri havuzda yıkayıp. te:;neye verdiler. Efsuni, etelderini beiinde çemredi. Tekneye tırmandı. Dudaklarında b:r sevda türküsüyle, topuklamaya başladı. Mor dügmeler dağıldı. Kabuklar koyulukİannı yitirdiler. Teknenin oluğundan s.arımsı bir şıra aktı fıçıya. Peuıbe topukların her iniş çıkışıyia, azalıp çoğalarak akişım sürdürdü. Mama Fotini iş ahşkanlığıyla, teknenın, Iıçılaıın yöresinde dönenip, buyruk yağdırmaya girişti. Gürılerce :;esildi üzümier. Eîsuni'nin dizlerinde güç kalmadı. Yoruiduğu yerde, mama Fot:ni çemrendi. Kalm, yagiı baldırlarırjn bnıgü"danıas:na aJdırmadan devındi teknenin içinde. Fıçılarm üsrüne tülbentler genldi. Şıra mayalanmaya bırakıldı. Agustos sıcağuıın bask:sı. sınlarında, almlarmda ter oldukça, zeytmier: aştılar. Bedenlerinm alazını söndiirmek tutkusuyla, kendilerin: suya bıraktılar. Bırbirlerini batınp. kurtardılar. Su fışkırtıp. gülüştüler. Canlanm acıtıp, sövüştüler. Dinlenmişliğin tazeliğıyle, yeniden üzüm taş;dıiar. Yıkadılar... Ezdiler... Mama Fotini, en sevdiklen yemekleri pışırdı orüara. Ligor baba, asma çardağının altında. en hoşlandıklan rürküleri söyledi. Yer yer ona katıldüar. Yer yer kendi aralarında şakalaştılar. Esitı fıçıların tünıü doldıı. Yeni Iıçılar geldi çarşıdan. Mahzen fıçıları almadı... Üstlerine tahta dizip, bir kat daha sıraladılar. Kâzım, kuiagında udun tımbırtılanyla, yatağına uzandı. Fıçılarda kabarcıklanar. şıraiarın hışırtısı sürdürdü, türküler. Onlarla uyudu... Onlaria uyandı... Son üzümlerı kesip. son Jıçüarı yerleştirdikten su:ıra. eilcrinı oguşturdu Ligor baba. Coşkuyla Kâzım'ın sırtını sıgazladı; Yaşa vre Kazım... Ayağın uğurlu geldı. Başagrısız, ftalgamsız bozduk bağı... Yeni yenı üçılar doldurduk. Apostoi'un takası bu yıl nep bize çalışacak... Mama Fotini, gözlerındekı beğeniyi saklamadan, kocastnın kıvaııcına katıldı. Gençler son ifieri de bitirdikten sonra, bir sepet donattı. ilahzeaın en esfci Iıçısmdan koca bir bınlige şarap aktardı. Scpen Kâzım'aı koluna taktı. Hadı Efsımı. dsdı. Manaîtıra kadar gidin. Een, artık yokuş çıkamıyorum. Gerektiğinden fazla şişmanım. Peder Yovan'a, saygılarımı bildırin. Bağısianma d:led:g:m. de sakın unutmaym. Kusura kalmazsm dos;:; m: Kâzım'ım... Yanku babasıyla gitmeseydi sana yükJeme^ciııt. Bağiarm arasmdan Yavuzakı sırüarına sardilar. Zeytinîiklerin koyu gölgcs;nde el ele tutuştular. Parmaklarının şıra parıltısı, avuçlarında aiazlar.dı. Setlerı atiadılar. Badanalı zfytîn sfralarına zıpiadüar. İki yanı zeytin agaçlarıyla bezelı, Manastır joluna daldılar. (DETAMt VAR) Ani'de Ermenilerden kalma birçok kilise, bir de Selçuklu Camisi var; caminin yarısı yıkılmış, öbür yarısı da ha yıkıldı ha yıkılacak. Erzurum'un unlu Ulucami'sinin onarımı henüz bitti, bu yıl ziyarete açıldı lemem !>i b^'nn sü'un üstüns otunulrıiMŞ koca bir kirış. Söyie s*ız tadı i> uzaktan, kümbetlerin üçünü b'.rden ıçine alacak biçimde. bir re^im çekmek olanaksızlaşnnş bu yıl. Erzurum'un bir başka önemli yapıt: Yakutiye Medresesi. Günümüzde bir askeri kışlanm içinde kalmış ön rephesi. Askerler büyük ıigi gösterivorlar gelen yabancılsra. Girip fotograf çekmek «erbest. Yakutiye Medresesi'nin anıtsal kapı«ı Ansnolu'nun en gî.lzpl taş oymacılıg: işlerinden birisi kuşkusuz. Moğol egemenliği çin en azındîin bir (1* lokan'ası olmak gerekıyor otsîin. Errurum daki otellerin ue 'ruçbirirun lokantası yok. Turıst gruplan oto büslere gidiyorlar yemek yemege. Erzurum'daki otel sayısı yeterli değil. Bunun sıkın'ısı adam akılh duyııldu 1976 yazır.da tu rizm açısından. Y'eni oteller açılmıyor değil. Ömefin Sefer oteli. bu yıl açıldı: ama «turist almak prensiplerimizin dışındadır» diye cevap vermişler başvuran acentelere. Erzurum kentinin kuyumcular KOP DAĞI ÇANKULE BAKIMEVINDEKİ BÜYÜK ERMENÎ ÇANI kornasını çalsrak verüen açıklamalarla taksim geçen bir kamyon füracüsüne. «App değil mi bu yapr.ğm» dedıgi için az kalsm dayak yiyormuş bir rehber. Çev: ?den kosanlar kurtarmışlar. Ola yı Eoren Frsns'z turistler dehşet? kapılmışlardı. Ranıazanda yabancılar için de olsa açık bir lokan'a bulmak büy.ık soran. Yok c'eğil. var ama ]<oca kentte topu topu bir ya da iki tane Onları da arayıp bulmak ;prek I.okantacılar da hak lı. müşteri olmadıktan sonra açık olup da ne yapacaklar. Ramazan lafya arasmda Gölbaşı'nda aynı şey. Böyle dağlara tırmanıp yaz; yazmak için insanın çok boş vakti oîsa gerekir. Yapanlar da çok iyi bilirler ki kimse, dağlara yaslanmış uluyan hay%an resm: gördü diye siyasal düşüncelerinı değiştirmeyecektir. Erzurumun 38 kilometre ötesinde Pasinler vardır. Bir adına da Hasan Kale denir Pasinlerin. Ulu bir kalesi var bu kentin. Önce Ermenller yapmışlar, sonra Kürtler onarmışlar, derken giinümüze degin ulaşrruç. Göz zev lonizi bozmadan Pasinler'in ka Sumela manastırına gitmek için önce Maçka'ya gitmek gerekiyor; oradan da otomobil tutularak 18 kilometre daha gidince ulaşılıyor her yıl biraz daha göçen terkedilmiş manastıra. • Erzurum'daki önemli yapıtlardan biri de Yakutiye Medresesi; anıtsal kapısı Anadolu'nun en güzel taş oymacı • lığı işlerinden birisi; kentte görülmesi gerekli bir yapı da Lala Mustafa Paşa Camisi. ğin Kars kalesl. Kentin nerede isp içinden geçen Kars Cajn'mn bir yamftcındaki ulu bir kayanın üstüne kondurulmuş. OsmanlıUr döneminde iyi onanlmıs. yıkık dökük bir yanı yok dışar.dan bakınca. Uzun. arna\ut kaîdırımı bir rampanın sonunda kalenin giriş kapısı. Çıkarken. hfle gıJneş de varsa bayagı terliyor insan Sonunda. tamam diyorsunuz. bitti hele sükür. Ama n* yazık ki o kadar kolav bitmiyor işler. Kale kapısmda iki kocaman asnıa kilit. bir de yazı: «Kaleyi gezrnek isteyenlerin Müze'ye müracaatlan: Müze taa aşağıda. Müzeden aldığımz cevap bir iyice serinletij'or içinizi. «Kale yalnız perşembe günleri açılır»: Fena mı. o gün perşembe degils? eğer. bir daha isteseniz de çıkamayacaksuıız o yokuşu. Grup haimde gelen turistler :• çin söz konusu degil bu. Kars müzesi asiştaru arkeolog Savas ' Uçkun büyük 5'akınlık gösterıyor gelen yabançılara. Haberi olduğıj zaman, hangi gün olursa olsun açurıyor kaleyi. Kimı zaman bek çilerden kimse buiunmazsa. ken dısı ahyor anahrarları. çıkıj'or tepeye kadar. Grubun başındaki rehber isterse. Ani harabelenne de gidiyor turistlerle birlikte. Ani. Kars'tan kırk ki".ometre oiede! Rehber ne yapsın. Büdiğim kadarı ile Ani hakkır.da '•ayınlan mış bir tek eii yüzü düzgün eser yok daha Türkivp'de. ANİ Ani yöresi korunma*? elvfis'ı durumu yüzünden daha Urartu lar çağmda ıM.ö. VII. Yuzvıi' gelişıneğe baslamıs. Daha sonrs I. vüzyıldan VIII. vüzyıla kadar Ermeni Kam?arak?.n sülaicsinm yönetiminde kaimış Kamsarakan lı beyler Araplara karşı arnansız bir sa%'aşa tutuşmuşlar 722 yılında. Bcgravend savaşı d«nm:ş bunun adına. Kanısarakan beyler: yc?n:lmiş!er. tistelik taçtan. tahttan da olmuşlar. Bagrati'ler donilen yeni bir sülale geçm:ş :^ başına. İşte o zaman başlinv* Ani gnlişip serpilmcğs. Kral III. Aşrıt çafında başkent olmuş Eu kcn::e yaşayan krallar siyass! özerkiilclsrmi. pek o kadar ön plânda tutmamışlar. Parasal kazanç daha tatlı gelmiş. O zama:* larda Ani Doğu'dan gelen ve e:ı emin sayılan kervan yollanndan birinin üs*ünde bulunuyormu": N'iiekim Moğollar bu ticaret yn!larıııı kesince, Ani'nin sonu â=t ge'.miş. Ondörduncü yüzyılcU kent sâkinleri kitleler halır.d" göç etmişler. arkalarında ölü bir şe'nir bırp.karak. A:ıi'de bugün jrörüiebüen b'.r çok kilise var. Hepsi Ermenilerden kp.lma. Bir de Selçuklu Camisi var. Y'ansı yıkılmış, öbür yarısı da ha yıkıldı. ha. yıkılacak. Bu zaten Ani kentinin bir özelliği. Terkedilmişlîk o gün, bu gündür sürüyor. Geçen kış ?1r burçlanndan b:ri daha çökmtiî. Kent günümüzdeki Türkiye. Rus 5"a sır.ırmı behr'.eyen Arpa Çaym lıemen bensır.e kurulmuş. TiaTPr. Hor.entz kiüsesi akarsuyun otuz metre kadar uzagır.da ancak. Bu nedenle elini koiunu sallayan gidemiyor koÎEylıkla Aniye. Resim çekmek de yasak. Önc« gideceklerin bir üstesi hazırlanıyor. Üç nüsha. Soyadı. ad:. uyrugu. işi. doğmn tarihi. kimlık belgesinin türü ve numarası. vb . yazılıyor bu listeye. Kars Emniyet Müdürlüğünden «ohır. ahnd. mı o yörede üslenmiş 14. M»küniz« Tugay Komutanlığı'ndan da bir onay almak gerekiyor. Birsz iyiniyet. biraz da ahşkan'uk çok karmaşık gibi gelen bu işleml?rin kolayca japılmasma yetiyor. Ani. Kars arasmda iki kez daha durmak gerekli. Bırincisi Suba'an'da. Ani hudut karakolunı:n baglı olduğu Tabur Komutanhtır.dan onay almak için. İkincisi ise Cala'da. Orada da bir deftere kaydediyorlar cinsıni, sayısmı. uyruğunu. Doğrudan istatistik bilei edinmek için vBr.i. Bütün bunları yantırması içın de Emniyet Müdürlüğü Bırinci Şube'dtn bir memur katıyorlar ysnınız». Polisin işi Ani'ye selinre bitiyor. îk*. süışrülü. mavzerli ask're bırakıvor yerini, Tum harab» » • <zisınde eslik edlyor askerler zi> yarp'Ti>rf YARIN: DOĞU BEYAZIT sira'inda. Oicayto zanıanmda yspılmış nıeârese. O da onarılıyor halen. Erzurum'da görülmeğe defter h:r bafka yapı ria Sinan'm eserı. Laîa Mustafa Paşa Carrıisi Tek sıra revakiı. merkezsel tek kubbelı, tipik bir taşra camisi. Şadırvan çevresinde oturan bir dolu ihtiyar var burada. Bu şadırvanm gölgesı açtk düşünceli yaşlılarm toplanma yeri oisa gerek. Birisi «Günah'ır. koman gâvur'.arı camiye» dedi ıni veriyorlar hemen rılg:tı. «sus cahil adam» dıve. Rahat gezihyor Laia Mustafa Paşa Camisi. Otellerde Belediye tarifesi uygulanıyor. Daiıa ucuza kahnıyor böylelikle. Kentin en lüks otelinde tek kişilik bir oda ve kahvaltı. serrisi i!e birükte 8fi. Th. tutuycr. Erzjrum'da turistik otel yok zaten. Turistik olabilmek i çarsısı geniş bir sokağın iki yanma dizilmiş dükkârüardan oluşuyor. En sık rastlanan tas cia tabii ki Oltu taşı. Oltu taşmı ke sip yonrmak olanakh. Çeşifü kak ma ışleri de görüiiiyor yüzük yr\ da kolyelerin üstünde. En çok görülen desen M.H.P. amb'.emi olan üç fcilal. En az onjn kadar rev?.çta olan bir başkası ıse yeni doğan aya karşı, tasın tepesine tünemiş uluyan kurt motiii. Yerli olsun. yabancı olsun turıstlerin i?i çokluk zor Erz^ da. Çiftp Minareli Medrese bu yıl onanimağa başlandı. İyi de oldu. Yeni şeyler çıktı iç:nden. Çalışmalan yönetenlerin tüm iyi niyetlerine karşın, çıkan topragı taşıyan kamyonlar adeta zevk aldılar. kapı önünde kümelenm1.? açıklamaları dinleyen ruristlerin tistüne üstüne gitmekten. Bir k?resinde durdugu yerde havalı iki yıldır kıvısından. koşesinden turizm mevsiminin içing gırdi. 'inümüzdeki yıllarda iyice yerİP^ecek turistin bol oMuğu sıraya. Ramazan aymda açık bile olsa, lokantalarda bira istemek büyuk ıvimserlik. Hakının. şarabır. esame?; yok. Turist müietı de inadına şarap ya da bira ister. Onun da koiaynu bulmuşlar. Bir şişe elma suyu isteyip, bardagına çsntîsmda gerirdiği beyaz şarabı boca eden turistlere rastiidım. Tabii b\ı çarsonlara gösterümeden yapıhyor. Uzaktan bakmca elma suyu ile bejaz şarafcm renkleri de farkedi!m.ijor. Bayburt'un girişinde sol taraf*.a »skerleriıı yazdığı bir yazı var, «Aram izindeyiz» diye. O yazmın tam karşiMndaki da^da bir uluyan kurt resmi. Taşlan mozaji^ eibi yanyana dizip sonra da kireçle boyamışlar. Adıyaman, Ma lesinin resmini çekemezsiniz. Kale burçlarından birinin tüm cephesinde. kara bir fon önünde. iki adam bovıı bir kıtmir ulur durur gelene geçene karşı. Kıtmir. Yedi Uyurlar'ın beslediklerı dört ayaklı hayvana'm adıdır. KARS Daha Sarıkamış ta karşınıza çıkar, kırk şu kadar yıl sürcnüs Rus işgalinden kalma yap:iar. Kısla olarak yapıimışlar. bugün de o niyetle kuilanılıyorlar. Taştan vapılma. kocaman, soğuk yüz lü binalar. Kars da öyle. Kentte ki yapıların büyıik çogunluğu Rus !ardan kalma. Birbirini dik açı ile kesen cadde ve sokaklar da o devird«n kalma olsa g^rektir. Zira bu Kars'tan gayrı pek başka yerlerde grirülen bir özellik deği!. Büyük ama donuk jüziii b:r kent Karş Buna karşın göriümeğe değer bir çok yer var. öme ÖMÜR BIIER, YOl BİTMEZ • Ömür b:ter. yol bitmez» sözü herhalde Aşkale. Erzurum yolu için söylenmiş olsa gerek. Bu yol da yıllardır yapılır yapılır, bir türlü bitemez. Yolun yapımım müteahhide devretmiş Karayolları. Geçen yıla kadar işliyordu. Geçen yıl yeniden kaplanacak diye ulaşıma kapandı b:r süre. Yeniden açıldığında pırıl pırıl bir yoldu. Ömrii vefa etmedi, bu yıl yaz sonlarına doğrj yeniden kapandı. Gene onarıhyor. ERZURUM Erzurum başran aşağı Selçuk'.u bp^yapıtları ile bezenmiş. Çiî*e Minarelı .Medrese ıçlerir.de en tanınmış olan:. Onüçüncü yüzyılda yapılmıç. Ortada eyvanlı büyiik bir avlu, ona bitışik (bugiiıı üstü yıkılraış) kapalı bir alan ve en uçta da bir türbesi olan klasik bir medrese. 1826 savasmda Rııs'lar Erzurum'a kadar gelmiç. ger: dönerken de o çağa kadar ayakta kalabılmiş ne varsa Çifte Minarelı Medrese'de, alıp götüımüşler. Çeşitli taş oymalan ile türbenin derrur kapısı da buruann içinde. Ulııcami biraz daha eski. Hemen Çifte Minare'nin yanında. Yeni bittı sayıhr onanlması. Daha bu yıl doğru dürüst zıyarete açıldı. Ancak kadjn ziyaretçilerin işi şansa kalmış. Ayağında çorap olaruar paçayı kurtanyor. Olmayanlar yandı! Erzurum'da turistlik etmek, sayıları ne yazık ki çok az olan iyi niyetli birkaç kişinin tüm çabalanna karşın, zor iş. Üç Kümbctler. Çiîte Minareli Medrese'nin hemen arkasında. Medrese ile aynı yıllarda yapılmış olması gereken üç Selçuklu anıtsaJ mezarı. Üçü de bırbirınden defişik. bir o kadar da ilginç yapı özellikleri gösteriyor. Kümbetlerin içine küçücük deliklerden geçilerek giriliyor. Bir de Erzurum Belediyesinin fikri oisa g^rek. koca bir beton duvar çevirmişler kümbetlerin çevresir.e. Duvayda kapı da var. Matemaîıkteki Pt harfinc mi ben zıyor desem, zafer tikına mı bı TiFFANY GARTH Dı$ l&SıBI II. SAGLIK HAFTASI DAYAMŞMA GECESI Ruhi SU. Timur SELÇÜK. Rahm: SALTUK, Tülin NTTKl", ve Folklor. Yenimelek Sinemasi Beyoğlu. 19/Mart 1977 Ifi.srt ve 2P.S0. Davetiyeier, kapıdan temin «ülebilir. İst. Tabip Odası Cumhurivet 2637 ORHAN TÜZÜN Saat 13 U *rı$ı Oktay Cumhur AKKENT linckoloa <>pr. Pr. Halaskârgazı Csd. 371 37>J T H e f o n : 4T 7 fl? M l\ Ib İ2