16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
U d OJMHURIYET 19 MAR1 1977 T OrMyB Iki yüz yfldır çsgdaslaçms yoronda. dır. Bu yolda, bir parlamento, yüz yıl önce bugün (19 mart 1877'de) biztm siyasal y&samırmza girmiştir Ortaya Çıkışı İlk Anayasamız (Kanunu Esasi), llk Parlamentomuz ıMeclisi Umumiı bır Jontürk olgusudur. Jöntürkler, Osraanlı liberal radikalleridir. Yani, var oları mutlak monarşi düzeni yerine, meşruti monarşiyi isterler. İstibdat uygulamasımn kalkmasmı, özgürlük yaşamının gelmesini özlerîerken. Keyfililiğin gitmesini hukuksallığın gelmesini dilerler. Bunları da, kamu ışlerinin yasaların «Kaidei meşruai meşveret ve meşrutiyet»e bağlanması diye tanımlarlar. Bunlar, çağm liberal düşünceleridir. Fakat, Osmanlı iç;n, ileri bir aşama olarak, radikal niteliktedir. Nasıl radikal saymayalım kı, bu kurumlar yolu ile Jöntürkler, artık, bakanları, bir ulusal halk meclisinde sorumlu kılmak sureöyle, padişahın üzerınde bir denetim kurulmasını istemektedirler. Aynca, bu mecîiste, tüm sıruflan ve dinleri temsü etmeyi amaç edinmişlerdır. Daha Abdülaziz zamanında, Jöntürklerin ağızlarında, cAnayasa» terimi gözükmefe başlamıştır. V. Murafın, bu işe yatkınlık göstereceği umulmuştur. Çünkü, V. Murat. iyi yetişmiştir. Bu nedenle, taht'a o geçirilmiştir. Araa kısa zamanda, sultanlık görevini göremiyecek kadar sinir hastası olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine, Mithat Paşa. Murat'ın kardeşi Abdülhamid'i görmeğe gıtti. Jöntürklerin eavlan için, ondan, yatkınlık elde etti. Ve Hamit, tahta geçirildi (31 ağustos 1876 ı. Mithat Paşa Sadnâzam oldu. Birkaç gün sonra da ilk Anayasamız ilân edildi (23 arahk 1876). 100 yü önce bugün de, ilk Parlamentomuz açıldı. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 100 Yıllık Parlamentomuz Prof. Bahri SAVC1 meH» olan Monark'ın «Hukuku Hükümrâni»sinin bekçıliğını yapacaktır. Demek padişah, bu yol ıle, boyuna. asıl «Halk temsilini ve gücünü» veren meclisi. kendi baskısı altmda tutacaktır. Bona ne gerek. zaten, Farlamentonun kendısim «açma tatile gönderme kapatma» yetke leri, Monark'tadır. Onun, kanunlan «yayınlama» zorunluluğii yoktur; «tasdik etme, ya da etme me» hakkı vardır. Hükümeti. yalruzca, kendisi se çer atar, ve istediği zaman da. gene kendısı «azil» eder. Daha önceden, gene kendisi «izin ve müsaade» verirse. ancak o zaman, Parlamento üyeleri, yasa «önerebilirler». Parlamentonun kendisine gelince: Evet. o bir meşrutiyet organıdır. Yani, egemeniige «halk ortaklığı»m deyimler. Bu sıfatla, egemenliğin ilk belirtısi sayılan «yasalan yapar defiştirir kal dınr». Ama. kendisinin yasa önerme hakkı. daha önceden. padişah müsaadesine bağlanmıştır. Gene, bır meşrutiyet orgar.ı olarak. parlamentarizmin soru gensoru gibi araçları ile «Hükümeti denetlen>, ama sorumlu kıhp gondereraez Hükümeti kurmada yetkisi olmadıgı gibi, sorum lu kılıp dağıîrnada da yetkiE: yoktur Aynca, Parlamentonun birinci dalı, ikinci nin önleyiciliğine çarptınlmışfır. Mebuslar Mer lisinin kabııl etfiğ: bir yasa tasansı. Ayan Meclisinde reddedilirse, bir yıl geçmeden, ele alınamaz artık... Fakat, parlamentoyu, yapısınrîa 'Monark üzerine oturtma; egemenlığı de. .halk monark bileşiminde» Monark merceginde topla:na: bu ülküyü bir sapmaya uğratmıştır. Ortaya. gene bir • Padişah temerküzü. çıkmıştır. EYLEMDE CESUR VE DEMOKRAT: Bununla beraber. bu ilk parlamentomuz, eylemler alanında. bu padişah temerküzü önünde boyur, eğmemiştir. Ona. mutlak bır bağımhlık <Tab:ıvet) eğihmi göstermemiştir. t'ye'erınm bir bölümü zayıf kültürlü, dar imgelidir. Bu yüzden. başkanlan. onları azarlar. Hatra onlara «eşekdiyecek kadar küfürcülük de eder. Fakat onlarda. jöntürkçülük üiküsü ıMonark'ı. Meşrutiyet'in egenienlik ortaklığına ve egemen kararı meşveret. (danışma) içinde olma yöntemine bağlama üiküsü ile\ Osman.ı seçkinliğinin «şecaat. niteliği birleşmiştır. Padişah:n önünde eğümezler. Onun yürütme organınm politikalarını, çok sert eleştirılere uğratırlar. Mebuslar Meclisi, hükümetten, Saray hesap!annı bıle sormuştur. Kamu işlerinae, Padişahı ve hükümeti, parlamenter meşverete uşmağa zorlamıştır. Anayasanm kendtlerine vermediği, ama parlamenter meşruttye: kuralının zorunlu kı'.dığı yetkıleri alma zorlamaîarında bulunmuş:ur. Bakanları. savaş sorumîusu olarak. Yüce Dıvan'a göndermiştir. Dolaylı yol ıle Sadrazam düşürmüştür. cibrahim Etnem Paşa'yı Hamit'e azıl ettirtmiştir.) Padişahın Kabinesi aleyhinde düşünler ileri sürmüştür. Keyfi işlemlerin, suiistimallerin hesabını sormuştur. Bakanlara, dolayısı ile Padişaha sonımluluk yüklemek iç:n onlarm Meclis önüne gelip, hesap vermelerinı ıstemiştir. Yapısı Ve îşlemesi Bu Parlamento iki dalhdır: Mebuslar Meclisl Ayan Mecîisi. Birisi seçimden çıkar, ötekisi de padişah ataması ıle oluşur. İkisi birleşince «Meclisi Umumi» adır.ı alır. Mebuslar Meclisi, dolayısiyle Parlamentonun kendısi, çok ilkel bir seçimden çıkar, ilkel bir «temsil» meydana getirir: 80 müslüman. 50 de müslüman olmayan temsilci seçilir. Padişah Âyan Meclisine 25 temsilci seçer. Seçimler. baskı altında olmuştur. Halk da, seçimlere, genel bir ilgisizlik göstermiştir. Böylece, ilk Parlamentomuz, bir «Meşruti Monarşi. organı yapısmda kurumuştur: Biri «Halk gücüsnü, ötekisi «Monark gücü»nü deyım leyen ikl dalı ile; devlet başkanı olan bir «Monark»! ile: ve bu monarkın Hükümeti» i!e; «yargı»nın da. bütün bunların dışmda kalosı ile, bir Meşrutiyet Parlamentosu yapısı ortaya çıkmıştır. Fakat bu yapının ilk ve temel ögesi, Monark'm kendisidır: Dallardan birisi. yalnııca Monark'ın Ktaması ile kurulmuştur. Âyan, tüm yaşamı boyunca, Parlamento üyesi kalacaktır. «Velii ni mıştır. Hep, kendi Hrsysel T« klslsel rmrtlakryet rejimini uygulamaga çaba göstermiştir. Buna engel olacaklan, yok etmiştir (Mithat Paşa'. Parlamentodan halk danışmasıru deyimleyerek çıkan kararlan, uygulamamıştır. Fakat olaylar kötü sonuçlar venneye başlayaîca. (örneğin Edime'nin düşüşünde» suçu. Meclis'e yüklemeye uğraşmıştır. Parlamentoyu kö'ülemeye yönelmiştir. Bu da, doğaldır. Osmanlılığm bir şanssızlığı olan Hamit'in müstebit ruhunda, kökü degişmiyecek olan bir başka Ogreti, bir Daşka iktidar anlayışı yatmaktadır: «Tann, Osmanlı kavimlerinin korunmasmı bana vermiştir» der. • Bunun için de, gerekli iktidan vermiştir» der. Bu da, kendisine göre •kuvvettir; bireysel kişısel kuvvet uygulamaktır.. Parlamento üyelerinin. kendisine. «meşveret. gereğini ileri sürüp direnmeleri üzerine. •Bundan böyle, görevini, bu bireysel kişisel <kuvvet«ten başka bır şey iie yürürmiyecegini. söyler. Evet, Kamit'ten 100 yıl önce Amerikan devrimı olmuştu. 78 yıl önce de Fransız devrimi... Her ikisinden önce Batı. demolcrasileri getirecek olan bir .Aydınlıklar Çağı. algılamıştı. Bütün bunlar, liberal radikal düşünler, siyasal yaşam biçemleri 'usluplam öğretmişti inşanlığa devlet adamlanna monarklara... Fakat bunların hiç birisi. bu bireyse! kişisel «hukuku hıikümrani. mutlakiyetçisine bir şeyier verememişti. Onun için, parlamontoyu yıkmaya karar verir. dağıtir onu (14 şubat 1878 ı. Bu yıkımı yaparken, savaşın yarattığı «fevkal'ade hal. bahanesini ileri sürer: Bu hal içinde Kanunu Esasî ve parlamento olamazmış... Bir de, halka bir iftirada bulunur: Meşrutiyet, halkın ehüyetsiziiği dolayısı ile yürümüyormuş... Böylece. birinci döneminde 56, ikincisınde 29 îoplanu yapabilen ilk parlamentomuz. 10 ay 23 günlük bir yaşamdan sonra, derüı bir uykuya yatırılmıştır. PİYANGO... ıvas'tan «işçi ve ögrenci» okurumuz Hasgül Erkılıç yazıyor: < . Turirnı otobüsüyle Sıvas'tan Ankara'ya yola çıktık Bir buçuk saat sonra şoför mikrofonu aldı eline: Sayın yolcular. yolculuğumuzun neşeli ;eçme5i içtn bilmece bulmaca prosramına başlıyoruz. Yarışmaya katılmak isteyenler koltuk numaralarını söylcsinler lutfen . Yarışmanın kuralları şöyledir: Bîlene hir Marlhnrn. bilmeyenclen 2.5 lira alıjoruz. Var mı katılan? Söyleyin koltub numaralannızı... 36 Caşka yok mu, evet, söyleyen... 9 ... Başka? S Peld, başlıyoruz. 36 numaraya Mr sorn: Bindifinlr arabanın plâka numarasını söyleyin! Bilemediniz efendim. 2.5 rica edevim. Simdi 9 numaraya bir soru: Hatay'ın iki ismi var, nedir söyleyin... Antakya Bilemediniz, 2,5 lutfen .. Bildim işte . Hayır. birini ben söyledim, iki daha var, hirini söyleyebildiniz. Cevap istiyorsanız 2.5 daha vermelisuıiz. Biz yalnız soru sorarız. Cevap vcriimez. Ama cevap ücreti 2.5 liradır. Veren merakını giderir. Beyler bu araba 120 kişilik. Yarışmaya kalılan az. Blraz daha katılı^ beklivnruz. Yarışma mız canh olsun, neşeli olsun. Devam ediyoruz. 12 numaraja bir soru: Dünyada en tatlı şey nedir? Ilayat .. Bilemediniz efendim, verin 2,5 .. Doğrusu neyse, söyleyin. 2.5 daha verin. oldu işte . Uykıı efendim nyku, dünyanın en tatlı şeyi uyku. . Haaa, isteyen uyuyabilir sayın yolcular . Bu gürültü de mi? Anlavamadım. Bu çürültüde mi uMiyabilir İsteyen? Tahii efendim, isicyen uyuyabilir. 27 numaraya bir soru: Kırmızı yastık, içine un bastık, nedir? İjtde. . Bravo... Yer abime bir >Iarlboro, 2^ al ylne... Yaslı bir yolcu: Yeter be evlâdım. Bir elinde direksiyon, bir elinde mikrofon. ikide bir geriye döııüp soru soruyorsun. Bunca yolcunun canı tehlikede... Hem lıerkesin uykn^u geldi. Ne var ağbicim, biz yolculuk neşeli geçsin ıstedik. Peki abiler proçranıı burada kesiyoruz. l'yumaya başladık. Az sonra uyandık şoförün sesiyle Bizimki henı direksiyon sallıyor, hem yaşlı adamla tartışıyor: Beybaha! Omrümde senin gibisini görmedim. Biz hep böyle yolculuk ederiz. Niçin ncşemize ekmek dogTadın? Evlâdım uyumak hakkımız deçil mi? Hem senin yaptıgın çok tehlikeli bir is... Ne o seninki can da, hizimki patlıcuıı mı? Biz de insanız. Neyse yak bir Marlboro da efkâr dağıtalım.» Değerlendirme 100 yıl önceki parlamentomuz. Monark'ın elınden yasama tekeli'm almıştır. Bir halk temsilınin, baKaniardan açıkça hesap sorma geleneğını getirmiştir. Meşverete dayanmayan bir hükümran yürütme gücünün sorumluğunu belirtme yöntemini getirmiştir: İlkel seçimden çıkıp, ilkel bir yapı içinde. yetkisizlik bunahmına karşın... Ama. devlet yapısında bir devrimdir: Monarşiyi yıkıp Meşrutiyeti getirmekle... Onun içindir ki. Jöntürklerin İkinci Meşrutiyetine varabilmiştir. Müdafai Hukuk'çularm Cırmhunyetine ulaşabilmlştir. Sürüyor. ve sürecektir. Onu. ırkçılığa varar: akımlar, uluşlaşmasından ahkoyamayacaktır. Onu, metafizik nurafeciliğe götüren akırnlar. layik kültürcülüğünden tüm yoksun edemiyecektir. Onu. bağımlı bur.mvacılık büyümesi akımları. halk smıflannı kapsama gelişmesınde durduramayacaktır. Sapma Görülüyor kf, bu tek meşrutiyet parlamenta rizmı, işleyişinde, Monark ekseni üzerine oturtulmugtur, Monarkın ıpotegi aitına konmuştur. Seçimleri buyurmazsa, Mebuslar Meclisi kurulamaz. Ayan Meclisi yolu ıle, onun. ve dolayısiyle Parlamentonun çalışmalannı etkileyebılır. Tatı !e gönâerme ve dağıtma sılâhlan ı!e, Mebusiar Meclısını, hep. kendı etkisi altında tutar. Boylece, ortaya. bır sapma çıkmıştır. Bılır. dıgi üzere, çağın Jöntürkleri, Batı içın liberal üsmanlı için radikal bir ülkü güderierdi: «Fır Ulusal Halk Meclisi ör.ünde. bakanları sorumlu kılmak; bu yol ile de, padişahın kendisi üzerın de bir denet kurmak» üiküsü idi bu. Müstebit'in Tepkisi Fakat. iktidan meşrutiyet kuralı iîe bağlamada yapılan bu eylemleri, Hamit in çagdaş dü.şün ve gelişmelere yabancı müstebit runu, smdirememiştir. Zaten. ışin başında aa, meşrutiyet kurahna gosterdigi yatkınlık bir aldatüisca ımiş. Onun için. en önemh sorunlarda bile, bır damsmacı ve denetimc: halk meclisi olmağa yönelmiş olan parlamentoya danışma Seçim Değil, Halkoylaması.. OKTAY AKBAL TARTISMA Evet Hayır Sloganlar ve toplumumuzun çağdaş etkinliği Istanbul. Ankara gibi büyiik kentlerden bırinde yaşıyorsanı?, Türkiye'deki siyasal, toplumsal, kültürel. sanatsal v.d. etkinlikleri yakından izlemek olanağını bulabilırsinız. Bu etkinliklenn gelişme sürecinde kimi yanılgılann, tutarsızlıklann hangı yönlerde ve niteliklerde olduğunu. neden sonuç Uişkileri içinde degerlendirmek de, kendinı bu toplumun bireyi sayan herkese düşen önemli bir görevdir. Türkiye'nin siyasal ve toplumsal gelişüninde etken olan bir sorunda yoğunlaştırmEk istıyorum sözü: Siyasal partilerin ya da onların yan kuruluşlarmm Türkiye'nin hemen aklınıza gelebilecek her yerıne yazdırdıkları çoğunlukla ideolojik ve ozellikle «sapkın» olan sloganlar. Bunların temeiinde yatan amaç. gerçek nitehğini apaçık ortaya ko>Tnaktadır: Yıkıcı, bolücü. şoven, gerici... Bu tür sloganların ne gerçek devrimle, ne de evrimle ilgileri olmasa gerek. Sloganlar gerçek işlevlerini yerine getirebilecek niteliklerden yoksunsa durum ne oluyor? İlkin kafalar, zaten belirli bir genel kültürle yoğrulraadıgı içüı iyice bulanıyor, ardından var olan kavram kargaşalığı da buııa tuz biber ekiyor. Yani kısacası beyinler birtakım temelsız sloganlarla bilinçlice ıva. da işın militanlığını yapanlarca bılinçsizce'» şartlandırılıyor. Sonra da toplum bireylerir.in birbirine düşman olduğu ve bu düşmarüığın gereklerinin yerıne getirildiği huzursuz bir ortam yaratılmış ohıyor. Gelelim ülkemize: Sanıyorum ki. bu tür sioganları oraya buraya yazan ya da yafcj^ran. kişi y& da kumluşlar. bu eylemi top lumsal bilinçlenmenin önemli odak noktası ve asaması olarak görüyorlar. Sistem, asiında önemli bir aşamadır bu süreçte. Fakat bugün yürürlükte oian sistemin sonuçlarına bakacak oiursak, bu eylem bugünkü nitelikleriyle kelimenin tam anlamıyle • «topiumsal bilinçsizleştırme» eylemidir. Nasıl mı? Açıklayalım: Son siyasal ve topiumsal olaylan ve olguları bır ülm şeridi gibi gözünüzün onünden geçırıniz. Gtireceğiniz şudur: ideolojik hesaplf.rla kavgaya itilmek istenen geniş halk yığınlan ve özellikle yüksek ögrenim kurumlarında (seyrek de olsa orta öğrenim kurumlarında) ideolojik düşünceleri yüzünden öldürülen. yarırun umudu saydıgımız gençlerirruz. Demem şu ki, saglıklı bir eğitım ve öğretim görmemış toplumumuzda bu tur sloganlar genellikle kaba kuvveti teşvik niteliginde oluşuyor. Bu noktada bir açıklama yapmam gerekıyor: Bu oluşumların temelini yalnızca bu tür sloganlara bağlıyor değilim; amacım bu oluşumlarda sloganlann yerirü ve etkisini vurgulamaknr. ta B u yalnızca bir «seçim» olmayacak. Her zamanki seçimlere benzer bir seçim değil bu. Bir halkoylaması olacak. Türk halkı bir dönemeçte olduğu bilinciııdedir, İleri ml, eeri mi gideceğiz, UYgarlıktan mı, ilkellikten yana mı olaoağız, cinayetleri önleyemeyenleri mi, yoksa bu toplumda hururu koruyanları mı destekleyeceğiz, çağımıza yakışmak mı istiyoruz, çağımızdan kopmak mı? Bütün bu soruları \amtlayacak Türk seçmenl oy verme günü Iiepimiz sorumlu olacafız sonuçtan. Bana ne diyenler, ben bu işe karışmam diyenler, hepsi birbirinden beter diyrnler. ona buna burun kıvıranlar, adarlan kiiçünısevenlrr, kenftilerini çok yücelerde görenler hepsi hepsi sorumlu •!»lak Gerçekten ulusçu yurttaşlara büyük görevier düşiiyor. Bu seçim şu y» da bu partinin, o partinin adaylarının sorunu değildir. Türk ulusuuun, Atatürk'ün veniden kurduğu Türkiye Devletinin var olma savaşımıdır. Sağcıların pek sevdikleri de>imle «Son Türk Devleiî»nin ya da Türk adı taşıran «İlk Türk DevletUnln «olmak • olmamak» savaşıdır. Okuyoruz, duyuyoruz: Demirelin başında bulunduğu Adalet Partisi, Türkeş'in başbuğu bnlunduğu Millî Hareket Partisi i!e seçimlerde işbirliği edecekmlş. Bu küçük, seçınensiz partiye on altı milletvekilliği ayırmış kendi listelerinde! Bunun karşılığı olarak ne alacak MHP'den? Komandolann desteğini .. Daha ne olsun? Bugüne dek koruduğu, üstlcrine kanat gerdiği bir zorbalık öryötü, seçimlerde büyük bir partinin korııyuculuğunu yapacak, karşılık olarak Demirel'in AP'si de, bu zorbalık fcüçlerini korayacak!^ Demirel'in AP'si diyorum dikkat ederseniz... Bugün Adalet Partisi Bay Demirelie özdeşle;mis midir? Böyle olmaması istenirdi. Geniş bir seçmen yiğınına sahlp AP partiler yelpazesinde liberal bir parti olarak ortanın sağinda yer almaktadır. Ama Demirel'siz olursa!. Bay Demirel kendi özel hesaplan yüzünden ortanın azıcık s»ğınd»kl, liberal çizgide bir partiyi, en aşın sağcı küçücük bir partinin dümen sııvuna sokmaktadır. Bunda, kendi için. partisi için defil, kendi için yarar görmektedir. Herkes biliyor ki Türkeş'ci MHP ile Demirel'siz bir AP eninde sonunda çatısır duruma gelfcektir. Dünyanın her yanında liberal çizgideki partilerle aşın sağcı, diktacı, fasist efiUmdeki örgiitler çatıjmışlardır. Bu çatışmada çoğu keı rzilen, rok olan «liberal» partiler olmuştur. Türk seçmeninl ilgilendiren ana sorun, Türkiye'nin geIeceğidir. Bu kanlı çıkmazlardan kurtulmaktır. Yoksulluğu yenmektir. Çoluk çocuğunun yannını güvenli kılmaktır. Yalandan, aldatıcı hayallerden kurtulmaktır. Inanılır, (rüvpnilir bir lidere, bir partiye, bir örgüte, bir inanca sanlmaktır. Bugün ortada tek inanılır, sağlam güç, CHP. Kusurları yok mu? Çok! Ama başka bir güç var mı bize aydıniık günler vaad eden, güven uyandıran. Yok. Öyleyse. geniş yığınlan ardında toplayan. Türkiye Cumhuriyetini kurmuş, Atatürk devrimini elindcn geldlğince korumaya, sürdünneye çalışmış. son yıllarda bu devrimi yenl aşamalara götürmeye niyelli görünen CHP, bu seçimlerde halkımızın biricik umudu, güvenidir. CHP derken bugünkü kadroları düşünmemeliyiz. Falan yerdeki il, ilçe baskam. uyesi, şu bu kişl değiidir CHP.. CHP, Türk halkınm ilerici. olumlu, Atatürk Devrimine bağlı yurttaşlarıdır. L'ye olsun olmasın çağdaş uygarhğın SÖrüslerine. verilerine açık tüm yurttaşlar, aydınlar CHP içinde yerlerini almalıdırlar. Onümüzdeki seçimlerde hal« kın önüne çıkarılacak aday listeleri büyük önem taşıyor. Bu listelerde yer alacak kişiler, ulusun güvenine, inanına yakişacak kimseler olmahdır. Ordan oraya, o düşünceden bu düşünceye. o partiden bu partiye gidip gelen W?iler ön planda yer almamalıdır. CHP seçim listelerindeki adlarla ulus önünde gereken gnveni uyandırmak zorundadır. Yoksa, particiliği. particilik oyunlarını kendilerine iş cdinmiş künseler arasında bir yarışma almamalıdır ön seçimler!.. Gerçek ulusçu Türk aydınlaruu. yurttaşları büyiik hir görev bekliyor. Önce aday olarak ortaya çıkmak... Niçin hep belirli kişilerden, belirli çevrelerden çıkar adaylar, niçin? Bu ulusun çocukları. yurt sevfisinden başka bir duyguya içlerinde yer vermeyen kimseler, bu seçimde adaylıklannı koyabilmelidirler. Onseçim oyunlanndan korkmamalı, «ne olur oy alamazsam» dememeli... CHP'nin önseçmenleri particilik oyunlanndan kendilerini sıyırabilecek yetenekte kimselerdir. Buna inanmalıyız. Parti kadrolannda yer almasa da, gerçek bir yurttaş, bir aydın, bir yurtsever, Inanılır adam kimliği taşıyan kişiler aday olarak «bana oy verin. beni seçin» diye ortaya atılmalıdır. Önseçimleri, seçimleri partici topluluklarımn eline bırakmamauyız. Evet, onümüzdeki seçimlerin sonuçları hepimizi Ugilendiriyor. Hepimizin yaşamı, yazgıst nin konusu... Türkiye'nin," Atatnrkçü, devrimci, ilericl Tfirkiye Devletinin var olmak ya da olmamak» sorunudur bu genel seçimler... Bunu şimdiden bilmeliyiz, ona göre davranmalmz. ,Ne yapmalı? Najü yapmjıiı? İlk elde ıvedi olarak .yapılması gerekerüer sanıyorum şunlar olmalıdır: Siyasal parti ve kuruluşlar bu sloganlar eylemi karşısmdakı tavrını açıkça ve kesin olarak ortaya koymalıdırlar, bır başUa deyışle bu sloganlardan hangilerine imzalarını atacaklarını, hangılerimn karşısmda oîduklarını vakit geçirmeden belirlemeliler ve belirtmclidırler. Ardlndan da sloganlarla belirlı bir siyasal düşünceye yaygınhk kazandınp. toplumu bu düşünce doğnıltusunda bilinçlendırmek eyleminin, «Halk eğiumiısnin önemli bir etkınligi oldugu gerçeği berümsenmeli ve benimsetilmelidir. Bu nedenle slogan olarak seçilen ya da yaratüan sözlerın, hem sözkonu su siyasal düşünün özünü bütün olarak yansıtmasına dikkat etmeli, hem de farklı ve kasıtlı yorumlara yo! açmayacak biçimde aniamlı ve kolay anlaşılır nitelikte olmasına önem verilmeüdir. Bir de bu sloganlann oiur olmaz yerlerde sergilenmesı yerine yasalarm saptadığı özel yerlerde halka sunul ması düşünülmelidir. Eğer gerçekten toplumumuzda iç barışm ve huzunın yerleşmesine katkıda bulunulmak ısteniyorsa siyasal kişi ya da kuruluşların şunu ij'ice bellemeleri gerekmektedir: Sioganları; toplumumuzun kültürünün zenginliğinı ve ve etkinliğini, dünya görüşünün çağdaşlığını yansıtan, bireyine insanlık bilinç ve onurunu kazandırabilecek özlü veriler olarak degerlendırmedikçe özlemini çektiğimiz «Çağdaş insanı ve çağdaş top lurr.u» yaratamayız, kısacası «Çağdaş» sıfatını almaya hak kazanamayız. Bugün gerçek halk aydınlannm bu siyasal ve topiumsal olgunun yarattığı teh likeli sorunların çözümü üzerinde önemle durmaları zamanı gelmiş de geçmektedir. Yusuf ÇOTUKSÖKEN tsci ve ögrenci okurumuz diyor ki. «Savın Selçuk. bir yanda soygun ve sömürü. bir vanda tlnavetler. bir yanda trafık kazaları. bir vanda kaçakçılık, bir yanda piyango hastalığı . Hepsi içice hepsi birbirine bağlı. .» 1480'lere doğru işte böyledir iilkemiz. Her şey olumsuzluğa doî;rn kayıyor ıribi". ama bilinç de çelişiror. Olumsuzlujun karmnı yarıp olumluluça can verecck bir eylem gerekiyor Türkiye'ye . Bu iş. bilincli halk ^ıçınlarının esilimlerini bütünleştirip somut çüç nitelisinc dönüstiırevrk bir örgiit İMdir. Halk. piyaııgoya hastalık eıbi sarmışsa, umutsuzluşun içind" umııt aranışının simçcsidir bu. Ama ülkenin geİPcejı sağlama haflandıihnda. piyango sana, bana ona değil tüm topluma vurmus sayılmalidır. çıktı Sabahattin Eyuboğiu Mavi Kara Ekltrl* yani basımım Okur*ca|ınrı bü yaptt Eyubofluna harranlıjınıı* Oaha d* arttıracaktır. Fiyatı : U Lira ögretmen Türk halkı acıdan, sömürüden kurtulacaktır Acılı ve kararüık günler yaşıyoruz. Gerici ve yıkıcı faşist güçler baskı ve terör eylemlerini arttırmakta ve ülke çapmda yaygırüaştırmaktadırlar. Bu kanun dışı aareketler, hepimizin bildigi gibi belirli merkezler taraiından yapılmakta ve yürütülmektedir Emperyalizmle bütünleşmiş tekelci buriuvazi ve onların Türkiye'deki uzantılan olan yer li işbirlikçileri. kendi vurttuncu sömürücü düzenlerini devam ettirebilmek ıçin her şeyi göze almaktadır. Ülkemizin gelereği olan ilerici, yurtsever, dev rimcı vatandaşlarımız kalıpece rarulmakta bu cinayetlerin failleri bulur.mamakta. anayasa, hukuk kuralları ve danıştay ka rarları uyg".ılanmamakta. Atatürk devrim ve iikeleri rafa kaldınlmakta. düşün özgiirlügü yok edilmekte, öte yandan emekçihaîk kitlelerimizın önder liğindebüyümekte olan, ulusaldemokratik bagımsızhk mucadelemiz kırdınlmak istenmektedir. Ama tüm bu engellemslere rağmen, bütün geri bıraktırılmış ülkelerde olduğu gibi, Türkıye'de de devrimci bilinçlenme ve devrimci hareket gittikçe güç kazanmaktadır. Fakat bu hareket ierde henüz tam bir bır lık sağlanmış değildir. Bunun kaynagmda solun çeşitli düşün guraplanna aynlması. ve araiannda anlaşmaz bir tuium ıçine gırmeler: yatmaktadır. Bu yüzden emperyaHzme karşı demokratik bir kale oluşturma çabalan henüz bir sonuca ulaşamamaktadır. Bu da tabii kı ülkemizin altını ve üstunü bütün zenginüklerini sömıiren lenn ve böylece ulusumuzun onurunu ayaklar aitına alanlann ve onun yerli ortaklarının ışme gelmekte, tam bir antı emperyalist güç birüği sağlamamaktadır. Fakat yollanmız ne kadar çetın ve engebeli olursa olsun, Türk halkı acıdan, sömürüden. yoksulluktan baskıdan kurtarılacaktır. Onlar bunu böyle bılır ler... Murat KARAGÖZOGLC ÇAĞDAŞ YAVINLARI Cağaloğlu Halkevi Sok. no: 3941 İstanbul Muhtar aylıkları ve kırsal kesim sorunları Muhtarlara devlet çe aylık ödenmesini ör.gören yasa neder.iyle köy ve köylü sorunları güncellige kavuşunca, bu koııu üstünde kamuoyunda geniş tar tışmalar yapılması gerekirdi. Ne var ki. muhtar aylıkları nedeni ile sürdürülen görüşme ler, köy ve köylü sorunlanyla eşdeğerde görülmedi. Oysa ki. mahalle muhtarları bir yar.a bırakılırsa, muhtarlık kunımu ile kırsal kesimin kalkınmı>.'?ı arasında çok süa bir iliski var dır. Kırsal alanlann kalkınmasın da, köy düzeyindeki toplulukların ekonomik, sosyal, kültürel sorunlannın çözüme ulastınlması, devlet desteği ile halk gücünün birleştirilmesi; hem ulusal kalkınmayı çubuıtlaşt;racak. hem de kırsal kesimin kalkınma sonuçlarından dengeii bir biçimde yararlanmasını sağlıy?caktır. Türk köyünün üygarca }"aşanır bir duruma getirilmesi. kırsal yapının istenen yönde değiştirilmesi, toplumumuzun ge leceği açısından zorunludur. Kırsal kesnnde çözüm beklıyer. sorunlar arasında, bu bölgelerin kaynakîanyla nüfusu arasında çîlişkili olan dençEyı ssğlamak toprakinsan ılişkilerini: emek açısından değerlendirmek. ürün pazar ılişkilerini düzeltip uretici çıkarına yeni kredi düz«ni kurmak, tefeci, aracmm yarattığı sosyo politik yapıyı demokrasmin gereklerine uygun bır biçıme dönüştürmek, köy sağhğım yeterınce güvence aitına almak pıb: sorunlar yanında. köy gelirler: nin artırılm?sı gib: sorunlar da yer almaktadır. IPSfi yıh hesaplanıalanna gö re, tüm köy gelirleri 330 milyon lıradır. Köy başma düşen pay 9000 liradır. Bu rakam köy nütusuna bölüştürülürse 16 lira gıbı çok küçük bir sayı ortay» çıkar. Oysa ki, adı geçen yılda balediye gelirleri 2.5 milyar lira olup, beldelere düşen pay 2 milyon liradır. Köyler devlet yardımlanndan belediyelere gö re, çok az yararlanmaktadırlar. Bazı köyler ise, devlet yardımiarından daha uzun yıllar yararlanma olanağmdan yoksun kaiacaklard:r. Örneğm: lîler Bankasmdan aynlan yüzde 50 köy payları: 1966 yılı hesaplarma göre: 14 yılâa 1700 köye yarar sağhyabiimiştir. Tüm köylere sıra gelmesi için 300 yıl beklemek gerekeceğini saym Prof. F. Yavuz belirtmiş lerdir. Muhtarlık kurumunun; buşünkti uygulama ve koşullar içinde işlevuıi yitirmekte oldugu bir gerçektir. Yenı köy kanununun bügüne dek çıkanlrr.ayışı, Muhtarlık kuruluşunun kırsal kesimin gereklerirc uygun veniden düzenlen meyişi; kırsal kesim de beklenilen uyanışı geciktirecektir: Asiında muhtarlık kurumu demokratik anlayaşımızii en uygun bir kurulustur. Köylerm gelişmesınde: halkın benim sediği, düşünülerine saygılı ol dugu kişilerin muhtar seçilme si, köyde yapılacak çalışma larda bu kişilerin liderliği başa nlı olacaktır. Muhtar maaşlarını ele alan yasa kapsamına, köy sorunlannı içeren tüm konular da alınmalı, bu sorunlar ülke sorunlanndaıı kopuk olmayan, gelişme özlemlerimize, kalkın ma planlanmıza ters düşmiyen bir doğrultuda olmalıdır. Mehmet KARADUMAN Kamu Yönetim Uzmanı D U Y U RU Î.E.T.T. ÎŞLETMELERiNDEN 7500 Adet Reaktif Sayaç Satın Alınacaktır. 1 Yukanda adı geçen sayaçlar yurt dışındaki firmalardan peşin ve kredili esaslar dahilinde mektupla îiyat ve teklü* istemek suretiyle satın alınacaktır. 2 Bu işe ait şartnameler bedelsız olarak Metrohan, Ticaret ve Levazım Müdürlüğü, Dış Ticaret senisinden temin edilebilir. 3 Teklifler en ?eç 3/5/1977 günü saat 17.30'a kadar Beyoflu, Metrohan, Evrak ve Arşiv Müdürlüğürıe verüecektir (Basm: 13492) 2627 Eylemsel yönden de geriye dönme özlemindeler Cumhuriyet gazetesi 1.3.1977 tarihinden başlamak üzere 4ü yıl önceki Cumhuriyet yenr.e 50 yıl önceki Cumhuriyet'ten bölümler vermeyi yeğled;. O günkü yazım biçemmin v?. bancı kelime ve tümceierle £J<lu oluşu nedeniyle van siitr.ndaki sözlükle de Türlcçe karrlığmı vermektedir ki; bu da biz gençler için yararlı olmsktadır. MC kuruldugundan bu yar.a kendi basm organlarında ve işgal ettikleri TRT'de çojtınlukla T * ekran'.arında cephe lidfr V leri soz biriiğı etmışcsıne ıTTTRTf TltT. Ankara fktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Kooperatifçilik Enstitüsü Müdürlüğünden Enstirümüz Lisans Üstü Bilim Uzmanhgı rMaster) programı 7. devresine jüksek öğretim mezunlarından SAKAÎUK BEDENDE KUSUROUR. S4KATI IŞ VE EĞİTIM SAHİBİ ETMEMEK İSE RUHUMUZUN KUSURUDUR. TÜRKJYE SAKATLAR DERNEĞI İst. Şb. 21 8S 82 karşısında yerlerini alnıış c:irumdadırlar. Onlar »oz birüği et:rüş olabilirler, onların dışın daki sagı oluşturan bülün bnkanlar: parti sözcüler: :.;::dnrda oimayan sağcı partı L.a?kan ve guruplar:, aynca pa;ttii oimayan sağcı kuruluşıarın tp> birleştikleri nokta 50 yıl ör.coki anlaşılmaz dili »vUılanrtı&'<tır. Böylece bırlik ve oerabcrlik ruhu içinde otdu.:ia;ı:ıı cnnanlar Atatürk'ün dı!e vsrdiji önemi hiçe sayanlar, ıs'.eyerek bilerek çagm ?n yıl îansiırie kalmışiardır. Cirnkü •<^) yı) c'.nce Cumhuriyet» yaziın OÎÇ^TTIİ nı, okurlarsa Cumhuriyet'i, göreceklerdir gerçeği... Sadece dil birliklerı ile kalmayıp eylemsel yönden de o günlere dönüşüm vapıi'T.asrr:. emekçinin hakkını arama'i ye rine «Bir lokma, 'ıir hır'«3'> ıle oyalamayı, aç kaiıp J«S kaldırtıp hak arandığmda da 1*1yoz harekârına gecms.'i dtin ve bugün ıçın başar4^lar • • '•nayi kesimtnde bzellikle kalıplaşmış İktisadi devlet k'iru >:şlannda kendi doğrultumrnriaki yönetici ve sanmMr'k «en dikacılarla amaclanna ulaç^ mak için ne denli direnlr erse rünümündeki pişkinlik TV ekranmda Atatürk portrssı alrmda onun söylevlerini ağızlirma alıp halk ve önderlerine ne kadar kızarlarsa kızsınlar. Tprıhin ve halkın onlara s5;,'layeceğini. onlar halka iuyur^ıyorlar. «GAFLET VE D\L\UfT İÇtNDELER» Evet. ?.i'j ve dalalet, hatta hiyanet içinde olanlsn tarih kitaplari'ician on ce kahplannı bastıklan H:mcu ve gerici basm ve vay;r. organlan duyuracak D:r sün mutlaka... İsmaU TOZGAri'n.';rr Oğrenci Alınacaktır. Gerekli bllgiler çalışma saatleri içerisinde Enstitü Sekreterliğinden öğrenilebilir. Kesin kayıtlar: 2ü mart 1977 ile 11 nisan 1977 tariiüeri arasında yapılacaktır. ADRES: Ankara İktisadi ve Ticari tlimler Akademisi Kooperatifçilik Enstitüsü Kat: l. (Eski B:na) Tel: 13 20 55/203 BEŞEVLH~V ANKARA KTTRTT\Tr!Vr«!in
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle