24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sahibi: Cumhurlyet Matbaacıllk ve Gazetecılık I.A.S> adına N4DİR NAOİ • Genel Yayın MüdürU OKTAY KLRTBOKK • Sonımlu Yazı tşlerı Mudürtl ... BÜLENT DİKMENER • Basan ve Yavan CT MHl'RtYET Mathaacılık ve T.A.Ş. Cagalo*lu. Halkevi Sok. No: 3fc 41 • CLMHLRİVfcT ISTANBLL TELGRAF ve MEKTUP adresl: Posta Kutusu tstanbul No: 246 rELLKON : 2» a 03 ( Beş Hat ) M CUMHURİYET LYMAVI R2Î. TASASTSA TAAHH T EDER • BUROLAK : Anlcar» Atatür*. Bulvan Yener Apt. Yenişehır Tel.: 17 58 ti6 25 57 01 £ IZM1R Haüt Zıya Bulvan No. 65. Kat î Tel.: 13 12 30 12 47 09 • ADAN A Atatürk Caddesl Ugurlu Pasaj Teİ4 14550 1»731 4BONC T« llAS Ajlaı : 12 ( 3 I Yurtıçl : 540 270 135 15 Yurtdısı: »»0 495 247,50 Î.5" ülke grupianna ve ağıriıgma före uçak faria okuyucu taxalından a y n c s odeair. BaşlıK (Mak'u) ÎSC Lıra 2 3 re 9 sayfa (santimi) 2(xı 4. 5. 6, 7 sftyfa (santimi) 1S0 Ölüm. Mevlid Teşekkür (5 santimi* 4''0 N.şan. Nikâh. EvLenme. Dogum 3'W Yavın HavaM <kelime*i> 4. Kavıp (kelimeei) 3, » T A KV i M 5 ŞUBAT 5 32 İkindi 15.12 T.0"> Aks^m 17.31 V" 12.38 Y'atsı 19.04 Cenazesi törenle (Baştarafı 1. ^ayf.a) kllileıi, bu ızlerin Zeki Erginbay'a öldürülmetien önce elektrik verildığını ve ışkence yapıldığı kanısını kuvvetlendirdiğini belirtmişlerdır. Zekı Ergmbay'ın cenazesine binleree kişı katümış ve cenaze eller üzerinde mezarlıga kadar taşınmıştır. Bu arada oitkın ve vürüyemeyecek durumda olan ailesi ve nişaniısı da törene ka : tılmışlar, Ergınbay'ın bir resml nişanlısı t&ralından tasınmıştır. Törene tüm meslek odaları ve yönetıcüeri, Tüm Oğretim Üyelerı Dernegi, çeşitli üniversiteier <ien öğretim uya ve yardımcılan. CHP Ü va Gençilk Kolları, Vatan Pariisi. TEP Ba$kaıu Miiırı Belli, sendikacılar, avukaciar, Tekmk Üniversiıe, Güzel Sanatlar Akademisi, Devlet ilüiıendLSlik ve Mımarlık Akadenıisi öğren ci orgütleri ile çeşitlı iakülteiere mensup çok sa;ıda öğrenci ve halktan kışiler katılmış^ardır. Aynca törene çok. sayıda gonderılen çelenkler arasmda. odalar ve çeşitli devrimci demokru.tik örgüUer yanında, DİSK ve DÎSK'e bağlı sendikalar, CHP yetkıiilerinın çelenkierımn de yer aldığı dikkati çeiuniştir. Bir gece öncesinden Beşiktaş Suıan Paşa Camiinde bekletüen Zekı Ergınbay'ın cenazesi, cesed: üzerinde yapılan tespitten sonra camı önünde bir saat öncesinden toplanan kalabalığa verilrniştır. Yürüyüş saat 9.30 sıralaruida BeşikUş'ıan başlamıs. Kabalaş'a kadaı gelindıkten sorua arabalı vapura bimlınişur. Üsküdar'dan yeniden Kadıköy Osmanaga Canıııne kadar yürunnıüstür. Beşiktaş'tan Camiye kadar yürüyenlerin çoğunlagunun öfirenciler olmasına karşın, Oda.larm resmen düzenledikleri tören burada başladjğından, Camiin önün de çok kalabalık bir topluluğun daha bekledigi görülmüştür. Camiin önünde çok sayıda mimar ve mühendis, partı, sendlka yetkilileri, avukatiar izlenmiştir. Camide kılınan namazoan sonra ise tüm katılanlaj toplu olarak, Bağlarbaşına kadar cenazeyi ellerde taşımıslardır. Bağlarbaşı kavşağında yapılan konuşmalar ve öldürülenlerin hesabının sorulacagı yolunda and içilmesinden sonra, tabut araca alınınış ve Kısıklı mezarhğında topraia veriimiştir. Tüm yürüyüş boyunca, gençlerın özellikle daha önce ölmüş olanlar için bestelenmiş ağıtları söyledikleri ve çoğuniukla, «A.ıalar doğurur. faşistler öldürür», «Faşizme karşı omuz omuza», «Faşizme ölüm, i^kenceye son» türünden sloganları t«krarlamıslardır. Kendüerinin de her an öîümle karşı karşıya olduklannı söyle;en gençlerln, ellerinde de, faşizmi yeren ve gecmiste ölen arkadaslan iie ilgill pankartlar yer almıştır. Cenaze alayı geçerken, çevrede oturanların, Özelükle kadınlann çok etkllendütleri, afladıkları görülmüştür. Cenazeya katüanlar yol boyunc* da halka bildiriler dağıtmışlardır. Dagıtılan büdiride şöyla denilmiştir: «Bu savaş taşizmB ltarşı ölümkalım savasıdır. Bu cinayst aynı zamanda Zeki Erginbay'ın saiı sınca demokratik kuruluşlarda çalışan vurtsever, demokratik ve devrimcileri yıldırmayı hedeflemektedir. Ama yanılıyorlar. D«mokraük kunıluşlann önderleri devrimci kavganın bir parçasıdırlar.» öte yandan yurüjâişe katılan CHP Gençlik Kolları da Başkan SUha Akmcı imzasını taşıyan bir bildiri dağıtmışlardır. Bildiride şoyle denilm:ştir: «Demirel hükümeti istiia etmeli, çekilmelıdir. Cinayetlere saldırilara. akıl almayacak bir urnursarnazlıkla seyircı kalınamaz. Bu faşizan gidişin durdurulması için öğrenün özgürlügü ve can güvenliglnin sağlanabilmesi için, hayat pahalılıgının, sömürtinün, kıyımlann, siyasi cinayet ve işkencelerin durdurulabilmesi için seçim yolunun açık tutulması, seçimlerin yapılması gerekliciir.» Grev sürüyor (Baştarafı 1. Sayfada) yolculann mutlak gitmek istem»leri karşısında, İstanbul'a taksl dolmuş yapmaya başlamışlardır. Sabahın erken saatlerinden itıbaren Yeşilköy Havaalamna giden yolcular ile Kavaalanına gitmek için Şişhane Terminali'ne gelenlerin, THY'nm grev uygulamasına geçtiğini. uçaklann işlemediğini öğrenmişlerdir. Bu arada yüzlerce yolcu, Havaalanında ellerinde bavulları oldugu halde, ortada kalmışlardır. Izmir Çiğli Havaalanında grev yapan işçilerle yolcular arasında çeşitli tartışmalar çıkmıştır. Havaîş Sendikası Izmir Şube yetkilileri, Izmir'de greve 250 çahşanın katıldıgını belirtmişler, tar tışmalann grevin amacını anlamayan bazı kişilere bunu anlatmak isteyen işçiler arasında geçtiğini bildirmişlerdir. FEYZiOĞLU (Ba«tarafı 1. Savfada) MSP'y* durmadan tâvizler wrilerek hükümet yönetilemeı» demiştir. Feyıioğlu koalisyon protokolunun önemli tüm ıç *• lıj sorunlannın ortak dört partı arasında görüşülmesinin zorunlu oldugunu soylemiş «PErti Genel Başkanlarının her gün denecek kadar sık sık bir araya ge!mclerini ve konulannı birlikte e!« almalannı bu protokoı öngf rüyor. bir yaalı taahhüttür. Bu taahhütün yerine getirihp «eti rilmeyeceğinl açıkça bllmemlı gereklr» şeklinde konuşmuş v» «Gerekirse hükümetten cekiltve2İ2» demiştir. Feyzloğlu özetle şunları söy lemiştir: «Koalisyon partilerinln 'itcAg içinde ve dışında birbirini kıracak söz ve davranışlardan kaçınmaları da, protokolun »^.k hükümleri arasında yer almaktadır. Senato seçimlerinden bu yana. bu hükmtln açıkça dışına çıkılmış ve bir süreden berl ıtırıcı hücumlar günlük olay haline getirilmiştir. Bu duruma çare bulmak için dörtlü koalisvor: komitesinin toplanmasını ısraria istediğimiz halde, aylardan beri koalisyon içi sorunlan »örüj mek üzere parti liderleri bir »raya gelmemiştir. Bu tutumu arslamak bizim için müınkün değildir. Bir protokol hükmü ya vardır ya yoktur. Varsa uy<ulanır. Bütçede yapılan değişiklikl«r, kamu iktisadi teşebbUslerı men suplarına verilen ikramiyriler, memur katsayıları gibı önemii konulan hükümet içinde vt koalisyon partüeri arasında sere ken ciddiyetle ve samımıyetle ele alıp, ortak bir karara bijla mak gerekir. Bu konuların n»r birinde AP ile MSP bırbirierini oy ve seçim hesaplanna dayalı girişimlerde bulunmaitla su;la maktadırlar. Bunun hükümeı tesanüdü ve otoritesi lakımındarı sakıncalan meydanda ieğil tr,i dir? Bunları çözüme ıa*la.t«î< için biraraya gelinmesı volunJaki önerinıiz haksız mırtır?» degerlendirmedilderlnl görecegiz. Genel Yönetim Kurulumuzun tam yetki verdijh başkanlık divanında bükümete lştirakımıı konusunda nihai karan v«receğiz. Protokola uyulmadığt takdirde gerekirse hükümetten çekılece OLAYLARIN ABDINDAKİ Sanat ve düşünce ••!••> GERÇEK (li . . . * SORULAK VE YAMTUII CGP Genel Başkanı Feyzioglu. «CGP hukUraetten çeklldiği takdirde Cephe ortaklıgı devam eder mi?» şeklindeki bir soruya. «Bizim için söz konusu olan ken di çekilip çekılmememiıdır. Bi zim dısımızda devam eder mi. etmez mi buna karışmayu. Biz kalmalı mıyıı, kalmamalı m;yi' bunu dtlşünüyoruz. Biz çekllirsek koalisyonun devam edip etrnemesi oekildikten sonra bizim sorunumuz olmaktan çıkar» karşılığını v»rmiştir. İST&NBUL BAROSU Zekl Erginbay'ın öldiirülmesl Uzerine Istanbul Parosıı Yönetim Kurulu bir açıklama yapmış ve «ergeç bütün cinayetlenn mutlaka sorumlularının buluna cagı ve hesap sorulacagın belirtiimiştir. Açıklama şöy'.edlr: «Olayın meydana geliş şekü çeşitli gerı kalmış ülkelerde CIA marifetiyle yürütülen politlk clnayetleri andırmaktadır. Oj'na nan oyun ülkemıze otoriter bir rejimi getirme amacma yönelik olup dikkati çekicidir. Kaçırma olayı, devlet güçierine haber verildigi halde sonucun önlenememesi ve bu sonuca rağmen de iktidann susması aynca düşündüriloüdür. Istanbul Barosu yaşama hakkınm sağîanması yolunda, demokrasiye inanan tüm kuruluşlan göreve ça*ırmaktadır. Baromuz bu uğurda üzerine düşeni yapmaya çalışacaktır. Şurasını da önemle belirtelim ki, böylesi cinayetlerle kurulması özlenen otoriter rejimı de lcimse kuramayacaktır. Çünkü demokrasiye inanmış herkes bu tertiplerin karşısma çıkacak, en önce de baromuz ve bütün barolar, demokrasinin yanında yer alacaktır. Ve ergeç bütün cinayetlerin de mutlaka sorumlulan bulunacak, onlardan mutlaka hesap sorulacaktır.» BAKANIN SÖZLERI ÇAGDA5 HUKUKÇULAR Çağdaş Hukukçular Derneğ: Genel Başkanı Kalit Çeîer.k yaptıgı açıklamada, «Faşizmi önlemenir. tek yolu başta işçi sınıiımız olmak üzere emekçi halkımızın tUm demokratik kitle örgütlerinln ve kurumların ve devrimci aydınların tek cephe halinde bu gidişe dur demeleridir» şeklinde konuşmuştur. Çelenk şöyle demiştir: «Başta gelen görevi can güvenliğini saglamak olan devletin varlıgından söz etmek artık olanakıız. Devlet hiyerarşisinin üst kademesinde etiketli, protokollü va nazikâne görüşmeler yapıladursun, sijasal cinayetler salgını sürüyor. Temelde plan, emperyalizmle yerli işbirlüçilerlnin ortak plarudır. Oyun yalnu Türkiye'>i degil, tüm Ortadoğu'yu hedef alan bir oyundur. 12 Marfı getiren ekonomik. sosyal ve siyasal nedenler sürüyor. 12 Mart devam ediyor. 12 Mart'ta uygulanan yargılama yöntemleri emperyalizm ve işbirlikçileri açısmdan yetersiz görüldüğü için bugün yargılamasız öldürme yöntemi tercıh edılmektedir.» BilDiltiLER M:MARLAR ODASI Mimarlar Odası dün yaptığı açıklamada bu olayın faşistlerin yaygın bir katliama dönüştürdüklerl cinayetler zincirinde yeni bir aşamaya varıldıgmın xesin kanıtı oldugunu öne sürmtiştür. Açıklamada şöyle denilmiştir: •Halkımız ve onun faşizme, emperyalizme karşı savaşan en yigit evlatlan bu siyasi cinayetİerin karanhğından yılmayacak ve faşist katillerden mutlaka hesap soracaktır. Emekçi sınıflann mücadelesı, 1930'lar sonrasında dünyayı kana boğan faşizmin kitleleri tutsak etmesi olayuıın bugün de yurdumuzda tekrarlanmasma izin vermeyecektir. Bu son cinayeti, devrimci, yurt sever ilerici teknik elemanlan ve onlann demokratik örgütlerıne, tüm emekçi halkımıza yöneltilmiş alçakça bir tehdit olarak görüyor ve faşizme karşı mücadelemizin olanca gücümüzle sürecegini açıkhyoruz.» Yunan kıta sahanlığı görüşmeleri uzatıldı LONDRA Türk Yunan Heyetleri arasında 5 günden beri Londra'da devam eden Ege Kıta Sahanlığı görüşmeleri gelecek haltaya kadar uzatılmıştır. Türk Heyetine Başkanlık aden, Bern Büyükelçisi Prof. Suat Bilge Türkiye Büyükelçiliğinde geç saatlere kadar süren görüşmelerden sonra yaptığı açüclamada, «Görüşmelerde karşüıklı bir ödü nün sozkonusu olmadığını söylerrjş, şöyle konuşmuştur. Bem'deki görüşmelerin bir devamı olan bu çalışraalarınıızda, Ege Kıt'a Sahanlığının sınır çizimi üzerinde durduk. Kuşkusuz bu Rorüsmelerden hemen bir sonuç ahr.ması olanaksız. Ancak olumlu <;eçen görüşmelerimizde her iki üike çıkarına olabilecek, en iy: çözüm yolunu bulma gayreti lçinneyiz. Şu anda karşılıkh ide•1 bir formül arıyonız.» lunir'de bulunan Ulaştırma Bakanı Kahit Menteşe, Havalş Sendikası 'nın isteklerinin yersiz oldugunu öne sürerek, «Grev nedeni olarak gösterilen gerekçe, yasalann ve toplu sözleşmeden doğan haklarm uygulanmadığı iddiasını taşıyp.cak nitelik te değildir» demiştir. Ulaştırma Bakanı Menteşe. milli bir kuruiu.> olan THY'da greve gidilmesini üzüntü İle karşıladığmı belirterek şöyle konuşmuştur: «THY'nın değerli personelini maddi ve manevi açıdan tatmin etmeye bakanhğım büyük önem vermiştir. Hava tş Sendikası üe 11.3.1976 tarihinde imzalanan toplu iş sbzleşmesiyle önemli ek bir madde kabul edilmiştir. Sendikanın bazı hükümlerin ihlal edildiğine ilişkin iddialar asılsızdır. Tespit edilen kişisel aksamalar zamanında giderilmistir.» Ulaşt.rma Bakanı Menteşe, Havaİş Genel Başkanı Erdoğan Balcı'nm sendika orgnm olan dergide yayınlanan yazısma değinerek. sözlerini şöyle tamamlamıştır: 'Balcı'nın yazısında anlaşmazlığın ve grevin temel nedeni, (uziaştırma kuruluna giciıştekı tek amacımız THY'ndan tazminatları ödenmek suretiyle de olsa çıkarılan arkadaşiarımızm ış lerine iade ettirilmeleridir» cümlesiyle ifade edilmiştir. Balcı, yetkililerle yaptığı temaslarda da, sendika temsilcisi olan ve aşçı yardırr.cısı olarak çalışan bir kişinin, Yeşilköy îkram Müdürlüğünden aynı görevle Yeşilköy Levazım Mudürlügüne nakledilmesini ve kendisiyle genel müdürluk arasında çıkmış bulunan ve halen bir davaya konu teşkil eden bir hukuki ihtilâfı, grevin temel nedeni olarak ileri sürmektedir. Havalş Sendikasının grev nedeni olarak gösterdiğl hususlar, yasalann ve toplu sözleşmeden do*an haklann ihlâli esasına, iddiasına esas teşkil edecek nitellkte deSildir THY'nin deCer1 personeli ve Havalş Sendika1 sının sayın yöneticilennın greve derhal son vereceklerine ve milli bir kuruluşumuz olan THY'nında grev yapılmasmdan dogacak çeşitli sakıncalann gecikmeksizin önleyeceklerinl beklt>mekteyim.» Menteşe bu arada, AP Itmir eski milletvekillerinden ve THY Yönetim Kurulu başkanlıfına atanan Nihat Kürsat aracılıgıyla îstanbul'a uçak kaldırılmasını istemiştir. Kürsat'ın sendika yOn»ticileri ile yaptıgı girlşim sonucsuz kahnca ulaştırma Bakanı !»tanbul'a karayoluyla gitmek zorrunda kalmıştır. Bu arada THY Genel Müdürü Nurettin Erguvanlı da bir açıklama yaparak Hava İş sendikası Başkanı Balcı'yı kişisel amaçlan için sendikayı greve itmekle suçlamış, Sendikanın grevden önce işten çıkanlan 15 kişinin defil, sendikaya kayıtlı olan 34 kişinin alınması İçin başvurduğunu söylemiştir. MAKÜl Sü« Yine torulan bir soru uzerine koalisyon protokolüne aykırı gör düklert hususları bir mektupla Başbakana duyuracağını da bii diren Feyzioglu, mektubu ver dikten sonra «Makul bir süre» bekleyeceklerini ifade edince bir gazeteci, «Bu makul süre nedir, kaç gün, kaç hafta. kaç aydır?» diye sormuş, Feyzioğlu, «Makul bir sür« demek oyalamaya yer vermeyecek makul bir süre de mektir. Makul süre. makul sü redir» şeklinde konuşmuştur. Sertel olayı bu konud» izlenen prk çok örnekten sadece birialdir. Bazı etldlj çevrelerin sakıncalı saydığı aydın. sanatçı, bilim adamı re yazarlara reva görülen tutum ve davranışlar, ülkrmiz adına ııtandırıcı duıumlar yaratıyor. SakıncaJı görülen ktsiler den kimiııe rurt ılısına v'knıa itni verilmcz; kinıine de yurt iclnc çirme lınl . Kim bu Işlemleri kotarıp saptar? Ve bu Işlemlerin mantığı ııedir? Bu sorulara yanıt \rrchilecrk kiıiısf de yok tur. Ancak şu noktayı lyice aydııı latmakta yarar vardır: Bir devletle gereği yadsmamayacak olan bazı tizli örırütlerin. istihharat ç^rçevesi İçinde kalması: sonımlu yürütme ve vargilama organlarını asacak girişimlerr çeçmemesi ferrkir. Sorumsuz orjan lar t % ve etkinlik kazandıkru: «Jerlrtin dfizcni bonılur yıpranır: içte ve d ı ş u iilkrmizin savSinlıjını yaralaracak olarlar artar. DEMİRFl'İN SOZIEIİ MEjtU OEVLET GÜÇLERtYLE Hükümetin CGP kanauı ılarak çeşitli konularda yspılması /ere iienleri sözlü ve yazılı biçin:de çok kez Başbakana ilettikleruıi öne süren Feyzioglu, Konusna smı şöyle sürdürmüştür: «Komiinizmin. anarsinin, yıkıcı ve bökicü faaliyetlerin önlenmesi için kararlı, iradeli ve sebath bir tutum izlemnefi gerektigine çok kez dikkati çektik. Kanuni ve idarî tedbir, adli takibat. fikir ve inanç alanında mllcadele, ınıl lete gerçekleri anlatma. ekonomik ve sosyal tedbir olarak kısa, orta. uran vadede yapılması gerekenleri ısrarla bslirttik. yaaa dışı şiddetin, yasa dışı şiddeti kanunsuz eylemin, kanunsuz eylemi davet edeceğine inandıgımız için anarşinin yılucı örgütlerinin üzerine en kararlı şekilde kanuni yoHardan re meşru devlet kavvetieriyle gidilrneslrKl» zaruret görüyoruz. CGP Genel Yönetim Kurulu olarak bölücü faaliyetlerin. tedhişin, komüniznıin, anarşirün, etkiü ted bırlerle durduı ulmas'.ru lstlyoruz.» D6H KONUSU BALCI NE DIYOR! HAVAÎŞ Sendikaaı vianel Başkanı Erdoğan Balcı, dün yaptığı açıklamada, «Bizim arau ettiğimiz grev degildi. Bız sebep olmuş değüiz. Meselenin içiınizde hallini sağlayabümek için iyi niyetimizi hiçbir zaman oırdimidık» demiştir. Toplu iş s<5al«şme»lnd«kl b«n maddelenn uygulanabılmosi için sağ duyudan ayrılmadıklarLnı, THY işvereninin içinde bulunduğu derbeder durumdan kurtulamadığı için personel sonınuna eğilemediğini öne süren Balcı, şöyle devam etmiştir: «Sorunlarımızın çözümlanebilmesi için kendimize muhatap bu lamadığımızdan durumu Ulaştırma Bakanı ve hükümete blldirdik. Onlar kendilerlne umıtıı ka zandırmamızı istediler. Bu nedenle kanuni uzlaştırmaya gitnıemizi öneren Bakanhğm arzularım yerine getirmemiz» karşın. kendl arzııladıklan Uzlaştırma Kuruluna THY ışvereni katılırjkmış ve yasal grev hakkıaı ker.dlleri dogurmuşlardır. Bunun üa*rin» kanuni sllre içinde jrer ilan edildl. Bılındiği pbı 8akanlar Kurulu bunu erteledi. Danıştaya itirazımız SOOIKU naklılığunız bir kez daha ortava ko nularak yürütme durdtıruldu. Bunun üzerüıe bir kez Jaîı» doğan grev hakkımızı iulianmadîfc. Süreyi 15 gün daha uzattık.» îmzalanan toplu tş "Otleşmesi maddelerinden 4?'sinin uygulanmadığını, birikmiş .lacakların 314 milyon lırayı aştığını, buna karşm önerdikleri Tarinm 34 milyon lira oldugunu da bildiren Erdoğan Ealcı. <revıo kaidırüması konusunda oırçok gtvtşimlerde bulunulduğunj öildirirken, grevci Işçilerin uzerine komandolann saldırtıldığını löyl»mtştir. Hava îş Sendikasının grevine bazı hava alanı personelinin katılmadığı Mldirilmiştir. Bu arada grev sürerken. Frankfurt ve Kıbns'a iki uçak kaldınlmıştır. THT Genel Müdürü Erguvanlı. Frankfurt'a giden uçakta Almanya'ya dönüş yapan ışçilerin îrötürüldüğünü Kıbns'a ise bir ogretmen grubu için sefer düzenlendiginl büdlrmlştir. Koalisyı>n partilerinin DGM ko nusunda etkisiz çalıştıklarını belirten Feyzioglu, bu konuda sunlan söylemiştir: «DGM konusunda bir tasan bile sevkedilememeıl bixi çok iızmüştür. Kanunun yürürlUkten kalkmasına daha onbir ay varken, bu konuyu hükümete getirdık. Pek çok defa kurullarda ve Başbakanla yaptığımu (örüşmelerde, bu kanunun yürürlükten kalkmasmuı yıkıcı örgütleri şımartacağı ve şiddet eylemltrini arttıracağı gerçeğine dikkati çek tik. Sayuı MSP lideriıun bu konudaki anayaıa hükmün* asastan karşı çıkmış olnuLsuıdan veya bil medigimiz bir sebept«n dolayı devamlı bir oyalama ile karşüaştık Bu konuda bütün partiUr bir arada hiçbir görüşme yapma dık. Görüş aynlıklarmı bir orta jx>lda buluşturacak hiç bir toplantı yapümasını sağlayamadık. Israrlarımıza rağmen, tasarı s«vkedilemedi. Buna karşılık AP, bu konuda da kendi görüşünü terkedip, MSP'nln görüşüne teslim oldu.» Feyzioglu hükümetin tüm kanatlanmn dış politika konularmda da gelişmeler açınndan öteki konularda oldugu gibi, «ilsisiz bırakıldığına» dikkati çekerek dış politika konularında Dışişleri Bakanı ile MSP'li Başbakan Yardımrısınm birtirinl tutmayan öemeçler verme*inln önlenmesini istîmiş ve konuşmasını şöyle tamamhımıştır: B&sbakan SUleyman Demirel ise, Fe>zioğlunun iddiaları ile il»ili olarak «Koalisyonun lşlemesl bakkında. koa.liayona dahil partilerin sikayetleri oiabilir, daima olmuştur da. Bu zamana kadar bunları çözerek geldik. Be n!m görevim. bunalımı kolaylaştırmak değildir. Bunalımdan memleketln büyük aararlar »öreceğin! harkesin bilmesl lizım dır» demiştir. Başbakan SUleyman Demirel. dün Çankaya Köşkü"nd« Cum hıırbaşkam Fahri Korutürk'ie yaptığı bir buçtık saat süren jö rüşmeden sonra basm mensup larının çeşitli konulara ilişkın sorularmı cevaplandîrmıştır. Cumhurbaşkanı Fahri Koru türk ile. «Memleketin iç ve dış meseleleri hakkında görüştügü nü» açıklayan Başbakan Demirel. bir basm mensubunun. «CGP Genel Başkanı ve Eaşbakan Yardımcısı Turhan Feyzıoğlu'nun yaptığı basın toplantısında ileri sürdügü jörüşlere» ilişkin sorusunu cevaplandırırken sunları söylemiştir: «Hiç bir yorum yapmam. Ben kamuoyu vasıtasıyla konuşmayı tercih etmem. Koalisyonun işlemesi hakkında koalisyona dahil partilerin şikiyetleri oiabilir zaman zaman. olmuştur da... Bu lamana kadar bunları çözerek geldik. Ben de bugün kamuoyuna yapılmış bulunan açıklamayı gördülir: Henüa kendileriyle ^>ir temasda bülunmuş detiliıjf: Bilim görevinüz, memlekette bunalım çıkmasmı kolaylaştırmak değildir. Benim göreviın hiç olmazsa. bunalımı kolaylaştırmak değıldtr. Bunalunoan memieketin büyük zararlar göreceğini her kesin bilmesi lft^ımdır. Hükümetleıi yapmak fevkaUde gtlç Türkiy* »«vrtlan içeıisinde, yürülmek de süç, ama hükünıetleri dafitmak o kadar zor &ey değildir. Birçok »eyleri göidük geliyoruz. Koalisyon ortakUrı arasında bir Ukun anlasmazlıklar oiabilir. Koalisyonlarda ülkenin ıstikrara ihtiyacı vardır. Bir bunp.'ıma memleketi götürmemek için, herkeıin bana > ardımcı olacağuu umuyorum. Şu anda söyleyebileceğim bu kadar. Başbakan Demirel, Feyzioglu'nun basın toplantuında, «Koalisyon protokolü dışında, liderler arasında ek bir protokol daha bulunduğunu ve buna uyulmadığı yolundakl» sözlerinl hatırlatan bir basın mensubuna, «Söz konusu ek protokolde çalışma usullerinüı yer aldığını» bildirmiş, bir başka basın mensubunun da, Feysioğlu'nun, «Ek protokole» uyulmadifirıdan yakındıgı nı söylemesi üzerine söyle konuşmuştur: «MümkündUr. Bu şikâyetlerin hepslnl anlıyorum. Değişik ağırlıkları vardır » Şlmdi sayın Zekeriya Sertel. Türkiye'ye slrebilecektlr. Kıdetnli cazeteci ve yazarın vurduna dnnmesiyle Cumhuriyet devletinin battnayacagi ve trrsine «ayffinlık kazanacafı da tir. ••• Karaman kiye'nin dar boğazdan kurtulamayacağını soylemiş, Cumirarba; kanını Mllü Birlik grubu adma «Görev ve yerkilerini» kullanmaya çağırmıştır. Karaman. Cumhurbaşkanmm, Anayasa tarafmdan yürütme orgamnın başı oleıak. S:lâhh Kuvveıleriıı ve Milli Güveniik Kurulunun başı olarak büyüi; :<ilerle donaiıldigını söy lemış, oızı. cumhuriyjt tarihınin en büyük bunalunmdan üikemizi kunarmaya çagırıyorum. Sizi. yemininizin gereğmi yapmaya çagırıyoru^. Adınız andır.ı/dır» demiştir. Karaman, onceki j;ün Geneikurmay Başkanhğından çıkarken Cumhur'oaşkari'.r.ın «Bütün anayasal kurııluslann kendilerine düş«n sorumluiuiMt oaşkaianrıa bıraiLmadan göğüsle meleri gerektiğine» isarec ettiğtni hatırlatarak, .Bu söijer.nizin gereğini kamuoyu öncelıkle si^den beklemektedir» demiştir. Karaman, egtınen güçlerin. pr>litika kulislerinde Cumhurbaşkarunın hastalığı ve ralııtsızlıjı konusunda fısıltılar yayclıklarını öne sürerek: «1961 Ajıayiâasından sonra sosyal ve toplurrısai uyanışın ekonomik kalkııımad^n daha h:zlı olu.ştuğu tezini Ü7gürlüiJeri kısmak, demokratiıt rejimi kundaklamal^, i£in ısle>«ıı ege. men güçler planiı biçimde tizi kuşatmajn, tecrit etmeyi sürdürdüler» demiştir. Karaman özetle şunlaıı »öylemiştir: «SokakU ve hukUmet İçinde anarşi bu boyutlara yüksolırken, Anayasa rejimimize bir b.malım yaiiaşırken, kara bulutlar ufukta alçalırken, sanmıyoruz kl, dev letin başı olarak, hala vetk.ile:in Mlığından şikâyet edesiniz. As lmda bize öyle geliyor kî, *ız yeikilerinizin azlıgından, hattâ yetkilerinizin olmadığınuıdan »öx etmeye başladıktan sonra. Ulkemize anarşi gelmeye başladı. Ctin kü anarşide tırmananlar, yenl ve daha büyük yetklleri lemsıl «tmek üzere yetki boşlukları ararlar.» CHP grubu adına konuşan Ahmet Tahtaküıç ise. Cumhurbaşkamnın bazı sözlerini tarafs:zlık ilkesiyle bağdaştırma olanağı bulunmadığmı Böylemiş, «önemli İç ve dış politika sonınlaıı nedeniyle olsun, muha'efetin görüş ve düşüncelerini öğrenmek gereğini yerine getirmemiş olmalannı grubumuz kaygı ile izienuktedir» demi?tir. Tahtakılıç, kesinteşnıi? yargı kararlanyla Iptal edilmiş hUkümet kararnamelerinln yürtirlUgünün sUrmesinin, Bzellikle devlet 'başkanlığı açısından tlserinde durulacak bir konu oldugunu söylemiştir. (Bajlaraf) I. S«Tfada( (Baştarafı 7. Sayfada) toplumsal güvencesinin dokunul maz olmasıdır. SRnatçı ısaten, sır.ıflı toplumlarda, yakartia açıklamaya çah.ştıîımız biçimde. doğal olarak bpürli sınırlar ve kı sıtlamalar içinde diisünüp duymak zorundadır. Buna bir de hapis. issizük. işkence vb, olasılıklar katılırsa. sanatçmın yaratma hızı er.ge'lenir, düslem çücüne gem vurulur; düşünme yetisi. her karanlığı yoklayıp irdeleme gürtüsünü unutur. Daha çok böy lesi djınmlarda sar.ata alegorizmi eş tutabilecek kötü bir s;m gecılik, seîindiricilik ağır basar. Demek istedi^ıni, estetik gerekliliklerin zorıınlu sınırhimnsı iç:n de de olsa. .dognıdan soyliyemeyen sanatçı, cezu yasalannın kurdu kesilir, arılatımını binbir kılıila gercekle^tirmeye çalı.şır. öte yandan Ortaçağ'da, Rönesans'da ve sonraki yüzyıllarda, bizim uğrunda kan döktüğümüz özgürlük olmadEn da korkusuz ve yüce yapıtlar ortaya konulmuştur. Örneğin Dante Alighieri, hepimizin tanıdıfı Divina Comm«dia'sında, dinsel bir oünya görüsünden çıkmaksızsn (çünkü bu görüş o çağın toplumssl yapısının bir?yi aşan özelliğiydi). bugün büe btrçok toplumlarda birçoğumuzun yapmaya cesaret edemıyeceğı (şiirsell toplum elestirileri yapmıştır. Michelargoya. Homa'daki Sistina kiliseciğinin tavanıns fresko tekniğiyle yapsın diye verilen Eskl Ahit'le ilgili konular, sanatçmın özgür seçimi defil sanatçıya kabul ettınlen bir buyruktu. Ama Michelangelo, bu yapıtmda, düşgücüntln en özgür doruklarına ulaşmasını bilmiştir Hatta yine Sistina kiliseciğinin bir duvann; kaplayan Mahşer freskosunda, en altta, sağ koşede bir yılana sa rılı Mino» fijüründe Monsignor Biagio da Cesena'mn lmgesinl be timlemiştir. Kardinal. papaya sıkâyet« fittiğinde, pape. .oshennem den kimseyi çıkarma yetkisi olmadığını söyleyerek Kardinali terslemiştir. Peki, bütün bu olguları nasıl açıklamalıyız? Bir yanda toplumsal özfürlük ya da en çoğundan kimi büyüklerin iyiniyetine dayanan hoşgörü, ote yanda sonsuz ozgür sanat yapıtları. Bu soruyu yanıtlamak kolay değil. Açık bir sonın, tum çüçlüklerine gögüs gererek eşilmeSl gereken bir olgu. Şu anda bulabildiğim başlıca açıklama denemesı şöyle özetlenebüir: N'asıl ki birey. içinde yaşadığı çağın ve toplumun maddeıel ve kültürel koşullanyla sınırlı, aynı biçimde Dante de. Michelangelo da. yaşadıkları çağ ve toplum'.a sınırlıydılar. Onlar için özfürlUk >.orıınu. çağ.mi7daki hoyııtlannda ve özelliğinde görulmüyordu Bugünkü birçok sorun o gün hayal bile edllemiyordu. Bir ress>mın. ressamlık yeteneğini uygulaması için, kiliselerin resim programına uymasından daha doğal Mr şer yoktu. Sanatçı bu ön kosulu !•:»"'" '•'•<>" ' » " s giidüsel olarak kabullenerek işe koyuluyordu. Dolayısıyla buyruk onun yarat ma özgürlügünü engellemiyur, belirli ama toplumca bonimsenen bir lçerıkte odaklaşı yordu, çünkü ressamın henüz öz«rk iş yapması ve ürettiğine patar yaratnıası sorunu yoktu. Ne zaman ki sanat koruyucusunun yerini müşteri aldı, işte o zaman elde edilen özgürlük. ressamlann çofunu açlı|a götürdü. GUnümuzde durum tam terslne. Sanat sanayileşti. Su farkla ki, kapitallst emperj'alizme karşı yüzyılımızda verilen bağımsızlık savaşlan sonucunda, sanatçı, özgürlüğün ve bagımsızhğın bilincine vardı. Bu bilinç onu, toplumun siyasal yönden de en etkin üyesi durumuna yükselttl. tşte bu toplumsal degişiklikler nedeniyle dir ki, buğün egemen smıflar; anlatım gücünün öeellikle u«un vadedeki etkisinin bilincine varan (urun vadedeki etkiden «6ı etmemin amacı, sanaUa, hemen deyince devrim \apılabf!pcsğl saflığına inanmadığımı göstermektadir. Sanat ve dü?ünce, tek başına dpvrim yspraaz; devrime ortam hs^ırlarV ariatım yetensğ:ni sonuna dek kulianmak için direnen sanatçmın agzına, çeşitli yasa maddeleriyle gem vurmak istiyorlar. Özgürîük bilinct yokken sanat yapmak belld olanaklıyd:. sma özgiirlük bilincini emekçi kitlelerin geleceği ve ktırtuluşıı uğruna ne pahasına olursa olsun lcullanma knrannda olın bir sanatçmın, kesinlikle özgUrlüğe gereksinimi vardır. öyle bir özgürllik ki, insanın tüm yeteneklerini gerçeklestirebilmesl için. her geçen ?ün kurulu düzenin duvarlarır.ı, üreten çoğimluk yaranna biraz daha zorlayabiisin Şu koşulla: Sınıfsalhk gerçeftlni akıldsn fnkarmHdan, özgürlügiin, her tUrlü yaratma eylemini olanaklı kılarak bioimde elrie edilmesi gereklr. Siya«al «zgürlüftl sajlayıp oturmak dar görüslülük o'ıur. Nazım'm. Maya kovsky'nln. Npruda"nın, Marks'm. Lenin'in. Mao'nun ve sag düjünceM yazs":'".arın yapıtlar. nasıl serbestçe. hiç bir smırlama>'a tabl tutulmadan okunabilmek gerekiyorsa, sovut sar.Rtçüann. biçüncilerln, Henry Miller'tertn, çıplak kadır. fotografı çeken fotograXçılann. acıksaçık film yapan sinemacılann Uriinleri de, her toplumsal düzene çöre dejrişen ve bir noktada tek bir kişinin dudaklanndan çıkacak bir «evet» ve>"a «hayır»!a bile nesnelleşen «sanatsallık» ölçüsür.9 bağlı olmaksızın, ayrı özgürlük içmde anlatım oianağı bulmahdır. l'anra veya Darçacı öz?ürlük topaldır. kördür; doğru'n'in ancak bir yanmı gösterir. oranlame olanağırıı yok eder. özgürlük tam olmalıdır. Her alar.da ve herkes için. Croceden esinlenerek şöyle diyebilıriz: Sanatsal bir imgeyi sıyasal veya ahiâksal bakıır.dar. yargılamak, toplama veya çıkarma işlemini. mavi veya san rengi yargılamak gıbi bir flsiltürk ş Düşünün, benim için ne büyük bir mutluluktur. Belki de ivraktıgun insanlan bulanıyacağım. Do9tlarımın çoğunu kaybettim. Ailemden kinise ka.lmadı. Yasalara aykırı, mantıksız bir ısrar ile ben; yurduma sokır.ayanlar, şimdi herhalde güııahlannı anlanuşlarciir. Artık şimdi memlekete dönme hazırhğı içindeyim. Pasaportumu alabiLiıek için ilgili makamlaıa talimat verilmesini bekliyorum.» Bilindiği gibi, Uluslararası Gazete Sahipleri Federasyonu Yönetim Kurulu, Başyazarımıs Nadir Nadi'nin, Sertel'i «Özrarlügün Altm Kalemi» ödülüne aday göstermesi üzerine. bu yaşlı Türk gazetecisinin durumunu ele almıştı. FIEJ Yönetim Kurulu, Cumhurbaşkam Koratürk'e Başbakan Demirel e başvurarak, çag daş Turk basınının öncülerinden olan Sertel'in son günlerini yurdunda geçirmesine olanak sağlanmasım ve bu yaşlı insanın dramına bir son verilmesini istemisti. Uluslararası Basm Enstitüsü Yönetim Kurulu da, FlEJ'den hemen sonra, Londra'da yaptığı toplantıda, aynı yolda girişımde bulunmaya oybirligiyle karar vermişti. Bu gelişmelerden sonra CHP îstanbul Milletvekili P.eşıt Ülker de, Sertel'in lehine verilmış oian Damştay kararını konu edinerek, Içişleri Bakam'na şu yazılı soruvu yöneltmişti: «Tamnmış Türk gazetecisi ve yazan, 84 jaşında bulunan Zekeriya Sertel, 12.12.1969 gününde Paris'ten Yeşilköy Havaalamna gelmiş, fakat pasaportu olmadığuıdan güveniik kuvvetleri tarafından Paris'e gönderilmiştır. Sınır dışı ediime ışleminin ancak bir yabancıya uygulanabilecegi, bir Türk vatandaşınm sınır dışı edilemeyeceği nedeniyle Danıştay'da aç.lan dava sonucunda, Daruştay 12. Dairesi bu işlemi yasalara aykın bularak iptal etmiş ve idareyi 2500 lira da manevi tazminata mahkum etmiştir. Kesinleşmiş bu Danıştay karan karşısında gazeteci Zekeriya Sertel, Türkiye'ye geldiğinde TUrkiye'ye almacak mıcur? Almmayacak ise, yasal nedenleri nelerdir?. îçişleri Bakanı Asiltürk de bu soruya verdiği cevapta, Sertel konusundaki olumlu kararını açıklamış ve şunlan belirtmiştir: Gazeteci Sertel hakkındaki Danıstay kararına ujulmuş olup, gerekli işlemlerin yapılması ıçin gerekli yerlere talimat verilrmştir. Sertel'in istedigi takdirde yurda girmesine mani bir hal kalmamıştır.» BASIN • IŞ'İN AÇIKUMAİI DlSK'e bağlı Basmtş Sendikası Genel Başkanı Burhan Şahin yaptığı açıklamada faiii meçhul bırakılan siyasal cinayetlerin gerici cunta mihraklanna davetiye çıkanlmak istendiğini ileri sürmüş ve «İnanıyoruz ki, oluşturulacak ortak tavır, cunta heveslilerinl faşizmin bataklığına dökecektir.. demiştir. GÖREVİM HADİSEIERİN ÜZERİNE BENZİNU 6İTMEK DfîİlDİR' Basbakajı Demirel, «CXJP Genel Başkanı Feyzioğlu 'nun şikâyetlerinin ciderileceği yolunda bir şey söyler misiniz» şeklindeki bir soruja karşılık olarak da. «Hiç bir yorum yapmıyorum. Bugün bir yorum yapmam. Bir kaç gün geçsin, terekll lstişareleriml yapayun. meseleyi düşüneyim. Benl, meselenin içerisine. olgunlaşmadan girme durumuna sokmay&cağınızı umarıra. oıı»rn1 konudur. Bu konularda rast1 gele ayak üstünde konuşmak utenıem» karşılığını vermiştir. Başbakan Yardjmcısı Feyzloğ Hınun, bugünkü basm tophmtı smda «Devlet GUvenlik Mahkemclerl kunusuoda AP'nln. USP' ye teslim oldugu» volund»ki to«leıinl haUrlatan basm mftnsuplarına Başbakan Domirel. «Bu tartışmalara gırmem sö.vlendiği zaman çok ««y »öylenir. Ama şu anda bir tartışmâya firmem. Benl «orlama^m. Benim görevim, hadiseleıih üzerine benzinl» gitmek değil hâdise'erin uzerine sü kunetle »;*»>'»'',, ^.rniştir. (Baştarafı 1. âavfada) göre, katil veya katiller, öğrencinin eUerini ve ayaklannı bağladıktan sonra otomobille Dindere'ye götürmüsler ve öldürmüslerdir. Siyasi Tazar (Uastarafı 1. Sayfada) dlrmiştlr. Bu yayuılarda, SandfJcı'nın yazılannın basın ahlâk yasatma aykın biçimde tamamen tahrif edilerek yansıtıldığuu, en ağır kellmelerln kullanıldıgını belirten Alp Kuran, «Komando olarak büinen ve son olaylarda yaralanan Ahmet Gedik ile diger U1kücülere karşı girişilen hareketlerin teftipcisl olarak Emil Galip Sandalcı gösterilmektedir. As lmda Sandalcı, yazılannda görüleceği glbi doğa! gazetecillk görevlni yapmıştır. Yazdıkları belgelere ve yalanlanamayan somut olaylara dayalıdır. Sandalcı bu vazüarında pollsln göıleri önünda sillhlı geaip suç lşleyen kişiler hakkında llgililerin dlkkatini çekmekte, onlan göreve çağırmaktadır» demiştir. Alp Kuran, böyle bir davranışın yalruz gazetecillk değil, aynı zamanda insanlık görevi oldugu urtada iken, Sandalcı'nın, yanlarında adı geçen kişinin tertlpçisi ve amacı meçhul bırakılan bir olayda kurşunlanıp yaralanmasın da, Sandalcı'nın sorumlu tutulamayacağının açık olduğuftu kaydederek, «Asıl sorulması gereken sorunun, Sandalcı'nın yazıstnda belirtilen hususların gerçek olup olmadığını saptamak üzere, adı geçen kişinin nerîen daha önce yakalanmadıgını> tormaktadır. BiR ÖRGflT $ îlk bllgiler ve ıncelemelerde, ci nayetin blr örçüt tarafından lşlecdiğini ortaya koymaktadır. Czmanlann yaptıklan incelemede, oeset üz«rinden çıkanlan par ka ve ceketin ön tarafından kur şun izi bulamanrslardır. Ancak kurşunun ceketie parkanın arkasıru deldiği saptannuştır. Bu duruma göre, cinayet şebekesi, Zeki Erginbay'ı öldüreceklerl yere götürdükten sonra, parkanın fer muarını açtıklan, daha sonra oeket düğmelerini tliklerüıden çıkarıp, kurşunun öldürücü etkin liğini önliyecek engelleri ortadan kaldırdıklan görülmüştür. Cinayeti işleyenler, en önemli delil olan mermi çekirdeğinin, herhan gi bir engellerae ile karfılaşmamasını, bu karşılaşmada merminin sekip öldürücü olamayacağıIU, ikinci veya uçüncü bir atışm yapılmamaaına dikkat ettikleri samlmaktadır. Zekl Erginb&y'ın Şişli'den kaçırıldıgı ve komandolar tarafından tutsak edildikten sonra, gün lerce işkence edildigi yolundakl iddiaları da Beykoz Savcısı Dıusun Tıryakioğlu inceleraeye almıştır. Cinayetin gece işlenmiş o'acağının daha kuvvetli oiduğu nu belirleyen ilgililer, «Zeki Erginbay'ın Kadıköy'e geçtikten sonra kaçmlmasının daha akla yakın oldugunu sanıyoruz. Istanbul'dan Sile yoluna kadar elleri, ayakları bağlı, belki agzı da bağırmaması için bağlanan öğrenciyi bu kadar uzun yolu göze alarak götürmeler: şimdiük olanak dışı görii'.mektecir. Ne var ki, cinayeti işlemeği tesarlayan ve bu iş için haz:rlık yapan kişilerin bunu da göze «Imalan da normal göriilmekt'idir. Öldürülen ögrencİTiin, muhtemr'sn, Şişlideki i$ yerinrtcn »vnldıktsn 5onra ve Kadıköy'> e»>çtîkt«!n sm ra «\ine siderkpn sald ıya ııfira>np kaçınldjftı da düsimülmektedir» damlslerdir. Türk Hukuk (Baştarafı 1. Sayfada) lara ömek olacak büyiik niznıetler görmüşlerdir. Türk Hukuk Kurumu 1975 yılınm birçok hukuksal illrenin büyük ölçtide askıya almdıgı 31X1yönetim dönemlerl dışanda bıra kıhrsa. Cumhuriyet aıihımizde «Can güvenliğini sağlayan hufik kurallan başta olmak teere, tüm hukuk devleti ilselerinin siyasal iktidarca en kesin ve en yaygın biçimde zedelendiğl yıl» olarak ilân edilmesine fcarar ver miştir. İktidar çevresinde «Hukulcun tistünlüğü ve saygınlıgı» yerino gittikçe artan ölçüde, «Ilukukun yok sayılması» ve «İktidarda kalabilmek için her araca baş vurmanın caiz oldugu» görüşünün her gün hiraz daha agir basması sonucunda, anayasal düzenimi^in ve ulusal bütünlüğümüzün peleceği ve seçimlerin akibeti bakımından duyduğumuz end.işeyi dile getirmeği, kaçmılmaz bir görev sayıyor, seçimin Anavtsaya uygun biçimde nirütülmssinl sağlayacak hukuka saygılı. ;çni bir hükümetle bir an önce SPÇİme gitmenin, toplumsal facıalar dan ve Türk devletinin lenıeüni sedeleyecek t^hükeli :elişrne!erden kurtulmayı saglayab.Ier»^ «n rutarlı yol olduğunu, kamuoyuna duyurmak istiyoruı.» S8F VE BVYO SÜRESİZ KAPATILDI • Can glivenliği olmadığı gerekçesiyle üç gün önce öğretime kapatüan Ankara Siyasal Eilgıler Fakültesi ile buna bağlı Basm Yayın Yüksek Okulu dün yeniden süresiz olarak öğretime kapatılmıştır. Karar Fakülte Profesörler Kurulu ile Yönetim Kurulu tarafından alınmıştır. Kapatma karannın bugün bir bildiri İle kamuoyuna dujoırulacagı bildirilmiştir. • Türkiye M111I Gençlik Teşkilâtuun Ankara şubesi dün yeniden ValilUc kararıyla kapatılmıştır. Valiliğin TMGT'mn ana rdzügünde îstanbul dışında başka bir şube açılacağına ilişkin bir hüküm olmadığı gerekçesiyle TMGT Ankara şubesini kapattıgı bildirilmiştir. • Trabzon'da bir süre önce izinsiz gösteri yürüyüşü yaptıkları gerekçesiyle tutuklanan 24 kişi dün serbest bırakılmıştır. • Eğridir Gençlik Derneği Kay makamlık karanyla kapatılmıştır. .GEREKİİSE ÇEKiLECE6lZ> cSayın Başbakan bast* olmak üzere koaliayon ortaklanmımn farklı şikiyet v§ kavçılarımın yeterince anlayıp anlamadıklannı gerektiği 5ekllde deferlendirlp SERTEL'iN Y 4 A M ÖYKÜSİ) Zekeriye Sertel 1890'da SelSnikte dogmuştur. îstanbul Hukuk Fakültesi, Paris Sorbonne Üniversitesi Sosyoloji bölümü ve New York'taki Colombia Ünı versitesi Gazetecilik Ensîit'isü mezunu olan Sertel. eğitıminden sonra 1923'de Türkiye'ye dönmus ve Mustafa Kemal Atatürk'ün kurmakta olduğa genç Türk Cum huriyetinin yapımmda görevler almıştır. Basm Yayın Genel MüdtlrlüSünü kuran ve bu kunıluşun ilk Genel Müdürü olan Sertel, ülkemizde modern gazetec:lik anlayışınm yerleşmesine önemli katkılarda bulunmuşıur. Resmi görevden ayrıldıktan sonra «Tuna» adlı bir gazete ile «Resimli Ay» adlı dergiyi çıkaran daha sonr" günlük «Son Posta» gazetesinin kuruculan arasına katılan emektar Türk gazetecisi. bir süre gazetemizde de yönetici olarak çahşmı.ştır. Zekeriya Sertel daha sonra «Tan» adlı »azçteyı yayınlamış, ancak bağnaz çpvrclerin devamlı baskısı sorıucu 4 aralık 1945 de bir grup genç gazptenin idar«?hanesinl ve matbaasını yakıp jıkmıslp.rdır. Bu sfirekli maddl ve manevi baskılar son'.ıcu SertPİ, ailesivl* Türkiye'dpn avnlrr.ak zomnda btrakılmıs VP 2" yılrfcr Türkiye'yo dönmes..ıe olanak tanınmamıstır. Irak (B»şlar&rı 1. Sayfada) Irak Hava Kuvvetleri KouauUıu TÜmgeneral Hamdi Şaban'ı kabul ederek kendisiylt bir ttlıt görüşmüştür. Dışişleri Bakarılığırıdan boxı yaüuliler görUsm«lerd« daha ç<<k ekonomik konuların eie alındığı m, bu arada Yumurtaiılc'ta bir rafineri kurulması, Kerkük'tekı tabii gazın Akdeniz'e pompalanması ve Fırat üıerinde ortak çalışmalar yapılması konulan üzerinde durulduğunu biidiılrken diplomatik çevreler Saddam'm ziyaretinin tamamen siyasal ol duğunu ileri sürmü^lerdır. ERKEN SKİH Erken seçlm konusunda AP"nde yenl bir gelişme olup olnıadı?ı yolundaki bir soruvu da ce vaplandıran Başbakan Süleyman Demirel, junlan sövVm'stlr: «Erken seçimîe iîjsili olarak A\\ şünc«lerimizl »öyledik. Erken seçimln şampiyonları var Türkiye de. AP'nin düşünceleri jçayet sarihtir. gayet açıktır. Erken ser'im, MiUet Meclisi'nin işidir ashnda. Ama bir siyasi parti, «rken serim.i bunalımın çaresi olarak gördüjiinü yıllar nnce i)Sn ?tmi<se. bir siyasi parti k«ıdi«inin iktidar olncağını i'.ân etmlş*t ki bu CHP'dir. O zamsn icahına tevessül etmesi lâfim. Söylcn?n bı.dur. Hem bu il*m yapmtş. dir. Bun^ann hepai tartınlır* ORTAK BİIDİRİ MiIiNG YAPILACAK Ankara'da Tandoğan Meydamnda TÖBDER TÜMDER ve TÜTED'in ortaklaşa düzenledikleri yürüyüş ve miting bugün yapı lacaktır. Miting ve yürüyüş sırasmda herhansri bir olay çıkmama.«ı için Oüvenlik Knv\etleri çok gıkı önlem almısnr. Görüşmelerden sonra yayınlanan ortak bildiride taraflann ikili ilişkileri daha da güçlendirmeyi kararlaştırdıkları bildirilrniştir. Bildiride Kıbrıs sorununa da deginilerek, taraflar «tki toplumun e.şit haklarına dayalı. Kıbn« devletinin bagımsızlığı. toprak bü tünlüğü egemenliği ve bağlaitısızlığı çercevesind* bir çözüme ulastırılması lüzumımda mutabakata denilmiştir. Vance (Bsstarafı 1. Sayfada) ntlnde anlaşmalar yapmaya çalışacağını söylemiştir. Vance, Sovyeüer Btrliği ile, Avrupa'da karşılıkh ve dençeli •=!lâh indirimi konusunda göriismpleri çıkmazdan ktırtarmaya ça Uşacağuıı sözlerine eklemiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle