24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
uruıuşunasn mı p.me topiumumuzaa ner alanda bır huzursuzluğun simgesi haline gelan MCnin, özellikle MUll Kğitim'de neden oldugu bunalım, artık son kertesine ulasmış bulunuyor. Milli Eğitim örgütünün, merkezde va dışandakl kilit noktalanndan en sorumsua görev yerlerine kadar «kendilerinden» ve «gtivenilir» olanlarla güçlendirilmesi eyleminin gereği olarak girişilen öğretmen ve yftnetici kıyım ve sürgünleri lle başlatılan bunalırru biribirinden beter yenl girişimler islemiştir. «Milüyetçi» rayından çıkanldığı savayla eğitlrn ve öğretimin bu raya oturtulması çabalan, bu ufurda köfcltl devrim ilkelerinln ysdsınması, eğitim ve öğretim sürecini, beyinleri geçmişin dogmatik özleml lle yıkanmış kuşaklann ve hsle ögretmen kuşaklannın yetiştirilrnelerinde blr iraç olarak kullanma denemeleri ve son olarak bu sapık çabalann tutunmasırda en etkili ıraç belledikleri ders kltaplan yolu lle amaçlanan bir ttlr karşı devrim girişimi, Cumhuriyet dönemi milll eğitim tarihimlzin, her halde yıllar boyu temizlenemeyecek, kara lekeleri olarak belieklerimizde yer edecektlr. Sadece ana çlzgilerlne değindiğirnlz bu girişim ve eylemlerin ikl yıldan az bir siireye ııgdınlması, bu kamu görevl alanımn başı ve sorumlusu bir bakan lçin küçümsenmeyecek bir başan sayılması gerekirse de bir kimsenin liyasal yaşam doruğuna bu yoldan uiaşması, Imrenilecek bir davranış olmasa gerektir. Pek [o*u kamuoyunun gözünden kaçırılabilen. ya â& iktidar olmanm doğal sonucu sayılan bu girişimlerin en fazla tepki uyandıranı, yasanm Bngöröüğü bahanesiyle, tek kitap yöntemine gidilmesi ve ders kitaplannın tümü ile değiştirilmesi olmuştur. Sayın bakanın yeni öğretim püını açış konuşmalarında, radyo, TV ve basına verdiği demeçlerde, bilimsel yetkileri saptanmış ve yüksek bilim otoritelertne hazırlatmış olduğunu övilnç ve kıvançla belirttigi bu iers kitaplannın dill, Içeriği ve hele bölücil nibelik taşıyan bazı bölümleriyle toplumumuzun tüm kesimlerinde neden oldugu tepkiler, Parlamentoya yansıyınca bakanımız ortalığı yatıştırmak gereŞini nihayet duymuştur. Anoak bunlan hafife alma yigitliğinl elden bırakmamiş, [ürültü koparan yanlış bilgileri, basımevi dizicilerinin. çoğu zaman raslanan, dalgınlıgı:* bağlamaga çahşmıştır. Düzeltme önlemi olarak âa, önce yanlıs anlamaya yol açan bilgilerin bulur.dugu sayfalann söz konusu Idtaplardan yırtılacağı, sonra da ldtapların tümü ile toplatılaeagı gibi çelişkill demeçler vermiştir. Tepkilerin yine de sürmesi Uzerine bu toplumsal K OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Bardağı Taşıran Damlalar Cemal ALPMAN TALİM TERBİYE KURTJLU ESKÎ ÜYESÎ ve siyasal kuşkulnr uyandıran bilgilerin kitaplarda yanlışlıkla degil, bilinçü ve kasıth olarak yer aldığına inanmış olacak kl olayın kökenine inmek zomnda kalmıştır. Sayın Bakan, bu evrede şövalyece bır cesaret örr.eği (!) göstermekten de çekinmeyerek «Tanrıların istedigi kurbanu vermiş ve ders kitaplannın her yönü ile yasal sorumlusu durumunda bulur.an Tâlim ve Terb:ye Dairesi'rJn başLcanım görevden aldığını llân ederek işm içinden sıyTildığını sanmıştır. Oysa MC'nln iktıdara aday olduğu giinlerin öncesinden başlayarak, daha sonra da süregelen ve eğitim ve öâretimirı yenı MC ık'idarı döneminde düşün, eylem. örgiıtlenme ve kadro yönü i'.e alacagı bıçimin plarüand.sı toplantıiarın, çoğunlukla MHP ünlülerinir. katılmasıyle, o zan",an müşavir olan bu içine kapanık kimsen:n dairedeki görkerasiz odasında yapıldığı, bu arada postlarm paylaşıldığı kapalı kapılar ardından korıdorlara bilerek sızd;rıîan fısıltüardan öğreniliyordu. Müşavirliğı sırasında üstlendiği ahlâk dersir.in müfredat taslağını hazırlarken «Devletiebed müddet» deyiminin progTamda kalması konusunda kurulun tutumuna karşm tiim gücü ile direnmesini bu vesile ile anımsamamağa olanak yoktur. Osmanlı devletinin nitelıklerinden olan ve devletin sürekliliğini simgeleyen, ancak değil bu günün çocuklanrun, OsmanU çagı eğitiminden geçmiş eskı kuşakların bîle anlamakta giiçlük çekeceği bir deyimi, programda, dolayısıyla ders kitabında kullar.maktaki direnci, kendisinin düşünce yapı.=;ını belirlemeğe yeterli bir kanıttır. Nitekim dairenin başkam olunca gönlünde yatan arsîanı bu doğrultuda şahlandırmakta Kecikmem:?rir Kendislnin bu gün toplunnm tüm keslnalerlnde tartışılan ve red edilen ders kitaplannın önsözlerinde yansıyan ve gün ışığına çıkan gerçek kişiliğini, politikada yıllanrrr.ş bir bakanın sezmemesine olanak düşünülemezdi. Ancak bakan, bakaniığının, yukanda sörü edilen kapalı lcapılar ardmda hazırlanarak kenjisine sunulan yeni yöneticiier hstesinl onayladıgı zaman, bugün kendisıni köşeye sıkıştıran olaylann ilk adımını atrrcş bulunuyordu. Bu ad:mda inisiyatifin tümü ile kendisinde oldugtt söylenemezse de yapılan önerilcrin poîitik egilirntine yatkın olduğu ve düşünce vapısîna uygun düstüğü. işe koyulunca izledigi tuturnuna bakmca. rahatlıkla söylenebilir. Dört başlı iktidarın nicelikte zayıf. fakat nitelikte hayli güçlü oldugıı türlü olaylarla saptanan bir orta£;nm özellikle milll egitime atr.ğı çengeiin tutunmasında hakanm büyuk ölçüdeki katkısı yadsmamaz. HP!<? o*r?tmeni. yetişme kaynak!?.rında koşullardırmak lçln ilgili kurumlarda girişilen ve terör düzeyine varan temizleme içlemleri. ilerici düyünceyi sindirmp eylemleri. savın bakanı tonlumsal vicdand? mahkum ettiği gibi, görilnürde bunlar bazı partilileri tarp.fmdan da kendisine fatura edilen günahlardan sayılmaktadır. Bilim otoritelerince hazırlanan ve tepkilere neden olan, buna karşın yazarlanmn, bir sözcüjünun bile degiflHrilmesinden, ya da çıkanimasından yana olmadıkl8nnı belirttikleri «Fel sefe> «Ahlâk» «Tarih» ve «Edebiyat» ders kitaplarımn dıli. ıçeriği ve güdülen amacı ile yarattıgı haklı tepkilere, din bilgisi kitaplannın, biHmsellikle bâtıl'ı biribirine kariîtıran gereksiz aynntılarla çocuklarımızın din eğitimini sağlamaktar. uzak oldugu blçimindeki eleştlrfler de eK!pr'rc». rex Knap uyguıamasınjn D IIK urunU lermin, bakaniığın gırdığı gimahlar serısıncl» b&rdagı taşıran son damla oldugu söylenebilir Sayuı bakan tüm günahlannı hiç degilse tann katırda bagıjlatmak için son günlerde eline geçen bir Iusatı kaçırmamıştır. Layikligl anayasası ile saptanan, ancak bir süredir din ve devlet işlerinin biribirine karıştınldıgı ülkemizde, egitimin de layik oldugu bir temel yasa ile belirlennıiş olmasına karşın ilk ve ortaöğretim okullarında türlü aşamalarda verilen ödünlerle nerede ise zorunlu ders halıne getirilen din dersleri lçin yeni bir ödün örneği daha vermiştir. Bundan böyle abdest, namaz gibi dinimlzin ameie ilişkin yönlerinin uygulamaJı olarak öğretümesi ve uygulamalar için oku'larda uygun yerler ayrılmasını öngören blr genelgeye lmza koymustur. tklll, hatta Uçlü öfretlmta yapıldıgı, donyagal eğitim ve öğTetimin, müsbet billmln gereksınmeleri olan tüm kuruiuşiardan yoksun, çoğunun «bir müdür, bir mühür.le yönetildlği oloıllarımızda çocuklanmıza henüz yaşamlan için gerekli bilgi. beceri ve davranışlann yeter ölçüde kazandırılamadığı ortadayken, söz konusu genelgenin bir bakıma «tnaneviyat ve mukaddesat»ı pekiştirmeğe yöneük uygulamalı din eğitimi önleminin yerine getirilebileceğini ummak çok aşın blr iyimseriik, ya da bir aldatmacadır. Genelge, aslmda tüm okullanrr.ızı mesçitlerle donatma kararınm bir başka türde dile getirilmesi. bir yanı ile de iktidann dincl ortag:r.a göz kırprna belirtisidir. Şimdilik güçleri bu kadanna yetmiştir. Çok partili demokratik dönemin M. Eg. Bakanlannın oldukça gençlerinden olan sayın Erdem'in bunca olumsuz eylem ve girişimlerl, kendisinin katıksız bir cumhunyet çocugu ve Atatürkçü bir aydın olması gereken kişiligine hayli gölge düşürmüştiir. Eaşıncia bulunduğu ve milliyetçilıği sadece kendi tekellerinde sayan, jurtseverlik ülküsünü, kurtlu rozetlerle simgeienen bir siyasal doktrin düzeyıne indirgeyen düsüncenin vuvalandığı bakanhkta bardafı taşıran son damlaların, sagdı.yu sahiplerinin sabnnı ta.sır»cagını umarak bunları hayra yormuştuk. Milli egitimde aklın yoluna sırilmesini, bilimin tarafsızUğır.a ve evrensellifine saygılı olunmasını, tüm toplum somnlanmızın çözümünde hareket noktası saydığımız için de bayagı umultar.mıştık. Ancak bütç« görilşmelcri sırasında, Bakanın elesttrilere verdlği vanıtlan dinledikten sonra bu umudun hâlâ Kaf dagınm ardmda oldugunu bir keî daha saptamış olduk. Güncel Abdülhamit! Halk Avcıları Muzaffer HACIHASANOĞLU alk vönetimiyle yönetilen ülkelerln bir çoğunda oldugu gibi memleketimizde de halk avcılığı politikacıların kullandıkiarı bir yoldur. Eski Yunan'da demagog sözcügü «Halkın yoneticisl» anlaınuıa kullajııiıyor, demasns iıaıiun paıii•inin önderi sayılıyormuş, fakat sözcük hızla değerini yitirip faugünkü küçük düşürücü anlammı kazannıış; ctemagogun diIlmizdeki karşıiıjı halk avcısı, lâf ebesi olmakıaüır. Halk avcısı halkın egemenliğini kötüye kullanabilmek için (kendi çıkarına, yakınlannuı çıkarınaı halkın isteklerini, halkın boş inançlaruu kamçılayan, halkın, ülkenın yaranna iş yapıyormuş gibi görünebilen kişidir. Bu tür kişilerin çoğunlufu poUtikanın içinde yer alırlar; işin kotüsü, bilinçlcntnemi^ loplumlarda, bajarılı olurlar, yüksek orunlara geçerler; kurnazlıklanndan, açıkgözlülüklerinden başka bir üstünlüjderi yoktur; varsa blle halk avcıhğına başladıklan zaman o yeteneklerini de kötüye kullanırlar. Muhalefet Lideri de Katılmalıdır 1961 Anayasası ile getirilen ku rumiardan biri de Milli Gü>snlık Kurulu'dur. 1950 1960 dönemin de hükümet ile ordu arasındakj görüş ayrılıklarmı düşünenîer hü kümet ile ordu arasındaki uyuşu mu sağlamak için Kurucu Mec lis'te karma bir kurulun varujını gerekli ve zorunîu görmüğicr bu düşüncelerın ışığı altır.da karma bir kurul oluşturularak Anayasamızın «VIII Milli Savunma» bölümünde yasal yerini almıs bu lunmaktadır. Anayasamızuı III. maddesır.e göre «... Milll Güvenlikle ilgıli kararların alınmasında ve koordinasyor.un saglanmasmda gerek li temel görüşleri Bakanlar Kurulu'na tavsiye eder.», kuPJİ mıl li güvenlikle ilgili kararların alınmasında ve koordinasyonunaa Bakanlar Kuruluna tavsiyelerde bulunmaktadır. Kurula Cumhurbaşkaru ba$kanlık etmekte ve Kurul Başbakan Genelkurmay Baskanı. kanunun gösterdiğı bakanlar ue kuvvet komutaniarmdan teşskkul etmektedir. GörüleceSi üzere, ku rul taplantıiarına Ana Muhalefet Partisi Başkanı istirak ederr.emektedir, Ve şimdiye degin bu konu üzerinde de durulmamıştır. Kurul, milli güvenlikle ilgıli tavsiye kararlan almaktadır. Mil li güverüik deyimi çok geniştir. Ekonomik, mali, siyasi, idari ve teknik karariarın hemen nemen hepsi milli güvenlikle ügıli ou lunmaktadır. Nitekim, 11/1/197 7 günü yapılan kurul toplantısmdan sonra Genel Sekreterlik<;e yapılan açıklamada «MUli Güven lik Kurulu toplantısında Anayasa mızda nitelikleri belirtilmiş olan Cumhuriyetimizln temel ilkeierıne yöneltilen yıkıcı, bölücü ve anarşik müıraklarca yürütülen faaliyetlerin son bir yıl içindeki duromunu değerlendirmiş, oun lara karşı alman ve alınacak ted birleri gözden gecirerek hükümete gerekli tavsiyelerde bulun muştur» denilmlştir. Bu açıklamadan anarşik olaylarla Mılli F gltim Bakanlıgmca ısmarlama suretiyle yazdınlan okul kitaplannın (Tarih, Ahlâk Felsefe Ki tiplan v.s) görüşüldügü sanılmak ta ve Milll Eğitim Bakanının çaj nlmış olması da bu tanminlerl kuvretlendlrmektedir. Mehmet Ali TUNABOYLU !ara sıçrsyaralt bUtün yurt düz* yine yıyılmıştır. Ytizlerce gen; ölmüş ve yaralanmış, cinayetlerın b:r kısmının faiii bulunama mi5 ve bu ortamda 1977 yılma gelinmiştir. Sağ ve sol çatışması ve anarşık olaylann yanı sıra bu yıl yaz dınlan ders kitapları da aj'n bir huzursuzluk kaynafcı olmustur. Milll Eğitim Bakanlığınca yazdınlan ders kıtaplarına Toîim ve Terbiye Kurulu Başkarn tarafından yazılan ön sözde söy le denilmektedir: «Bu serideki ders Kitapları, ilmi muhtevası nisbeünde bu günkü Türkiyeden daha küçük bir Turkiye'ye nza gösteTneyen bir anlayıs ve anlatıs bütün İügft^içSı.de, Mftjl Eğitim Te.r.el Kanununun ^genel amaçlan para lelinde egitimimizi «milli» hüvi yetine kavuşturmak ve munteva sında kendi gerçeklerimlzin ifade sine imkân ve zemln hazırlayacak duruma getirmek maksaavle tertıplenmıs bulunmaktadır.» Türk Dıl Kurumunca yavru'anan «Ismarlama Der^ Kitapları Üzerine Rapor» adlı kitabu» 8. sayfasmda yukjrdakı önsöz nak kında şöyle denllmektedir. «Bu bulanık düşünceleri. e£ıtimin işlevi açısuıdan irdelemek gerekir. Yalın bir tanımla efi tim, insanı ve toplumu degi^'irme etkinliğidir. Ders kitaplnn bu değlstirmeyi saglayacak aıcç lardan biridir. Bu ders kitaplan nın hazırlanış amacım bu ba£lam içerisinde ele alı: ..k, şunlan çıkarabiliriz: Ögrencilerde Atatürk Cumhuriyetinin oluşturjujtu çağda s anlayışı degiştirecektır bu kitaplar. Bu anlayışm yönü de şu doğrultuda olacaktır. Bukünkü fürkiyemiz kUçük blr 111 kfdir, Bu küçük ülkeye r a a ol mayan, karşıtıyle söylersek. Turan büyüklÜKÜnde bir Türk.ye isteyen düşünüşte : nlar yetiş tlrmek, ulusal smırlanmızı genişletmek isteyen blr anlayısla H koşullandınlmak lstenmelrtedir ögrencilerlmiz. Böyle bir a/ılayış, Türk gençligini, «Misax. ı Milli» düsüncesinden uzainl<t>tınr, Cumhuriyetin varlıiır.ı telüi keye sokar. Nitekim ...taplann iıazırlanışmda da telkin yoluyle koşullar.dırma yöntemine aâ:rlık verilmıştir. Ögrencileri or.stn düşündürme öğretilenleri el«sti rel bir değerlendiunedt. ı geçirme, bilgiyi beceriye dönüstürıne gibi etkenllklerden özellikle kaçı nılmıs, salt ezberletme yolu yeft lenmiştir.» Kurulda her ..alde, . .UU Egitim Bakanı'na ısmarlama yazdırılan ders kitaplan hakicında (Din ve mezhep ayrüıklan. bölü cülük v.s gibi) sonılar yöneltilmiş ve aiınan cevaplann defterlendirilmesi yapılmıştır. Kurul toplantısında Başbakan ve hükümet Uyesi bakanlar gttrüşlerini, devlet teslölituıın hazırladığı bilgileri e ! hbaratlan açıklayarak kurula »rretmektedirler. Başbakan ve Pakinlar, Meclislerin İktidar paı.'.sl mensu bu olarak aynı zamanda bu y^n lert ile de kurulda temsil edilmektedir. Buna karşılık parla mentonun iktidar partisi d:sında kalan muhalefet partllerir.'n CAna Muhaleîet Partisi) kurulda temsiline yasa olanak vermemek tedir. Ülkemlzl sarsan ve huzursuzluk yaratan bu olaylar hakjtında acaba Ana Muhalefet Partisi Lideri 'nin görüşü ve büdücleri nelerdir? Topladıklan bllgıleri :ıe şekilde değerlendirmisleniir; ülkenin geleceğini tehdit eden tehlikeler hakkmda önlemleri ne lerdir ve neler önermektedir. Kurul, Uyesi olmadığı için Ane Muhalefet Partisi Lidert'mn RO rüşlerini öğrenememektedir A na muhalefet partisi lideri yannuı nruhtemel Basbakanı demek tir. Kendislndm glzli bir şay olmaması gerekir. Yannın Basbakanı olabilecek yere gelen kişi, sorumluluğunun algısında ve görevinin bilinci içindedir. Ana Muhalefet Partisi Başkam nın kurula katüması durumun da almacak tavsiye karariannın uygulanması ve kararlardan Meclislere üıükâli gerekenlerin yasalasması kolaylasacak ve hem de kunüa Meclis Ctktidar ve muhalefet), hüJcümet ve ordu görüsünün bellrlenmesl yönünden Uçlü bir görünüs ve rilmesi ülkenin koşullanna daha uygun düsecektir. Bunun bir yaran da olaylar karşısında a?n görüslerl savunan ve «erek tiginde birbirlerinl suçlayan iktidar ve muhalefet partiieri başkanlanm bir ölçüde kumlda «asgari müsterek»e vaklastırmak belM mümkün olaeaktır. Bazı konularda iktidar ile muhalefet arasında görtlş birliğine vanlmasınm Ulke lçln bü vuk bir kaıanç oldujfu kuskusuzdur. Anayasamn m . maddestne blr fıkra eklenerek Ana Muha lefet Partisi Iiderinin de Milll GÜTenlik Kurulu toplantılanna katılarak görüs r e düştmcelerini açıklarnasına olanak verilmelidlr. Memleketinüzde halk avcüığı, halk yönctimiııde çok partili (afm baslamasıyta aldı yüriidü. Demokrat Partl laf ebelerinin meydan soylevleri, kahve söyleşilerinl kiınae unutmamışıır daha. Halk avcılan için kolay yoüardan blrl halkı kutsal duyfularmıian yakalamaktır. Bu dünyada rahat yaşa> amayanlar bir başka dünyada ararlar umutlaruu. Demokrat Parti de bu yolu seçmişti; işin kötü yönü o çağdaki CHP'nin de ona ayak uydurmasıydı az da olsa. Demokrat l'artinin bugünkü ardılları muakkiplcriı CHP'den kopan gardrop Atalürkçıilcri, varlığuu şeriatçüığa, Anadolu tüccar ve esnafına dayandıran MSP'Uler, şamanizmle, ınüslümanlık arasında bocalayan ırkçılar halkın kutsal duygularmı sömürüyorlar laf rbeliklerinde. Bunların hcpsi de Türk Devrimlnin ve Atatürk'üa düşmanlarıdır. Öyle olmasalardı Tarih kitabında Sultan Abdülhamit dönemini öğdürüp, Cumhuriyeti, devrimleri kutülemezlcrdı. Yine bu halk avcüarı Anayasa'yı, bile blle, isteyerek çiğnemektedirier. Anayasa'nın 19. maddesinde, Herkes vicdan ve dinl inanç ve kanaat hürriyctme sahıptir.. denllmektedir birinci paragriifta. İnançlan yüzünden, dövülenlerin, öldürülenlerin sayjsı blh'nemez oldu son yıllarda; okudufu gazet« blle jetiyor düşman sayılması için. Aynı maddenin dördüncü paraçrafında, Din egitlm ve öğrerumi, ancak kişilerin kendi istefine ve küçüklerin de kanunl temsilcilerinln istegine bağlıdır> deııilmektedir. Oysa orta öfretlmde topiu halde namaz kıldırmalar genelgelerle bildirUmiştlr. Va sayın profesörün Felsefe kitabına ne demeli! Llusal birllkten söz ederler durmadan; yaıdırdıklan Ahlâk kitabında doktoru işçiden daha şerefli göstertrier. Oysa seret insanın kişiUJlne bağlı bir karramdır, uğraşısa değU. Atatürk, o çağda tek üretici olan, köylüyü ulusun efendisi olarak ilân etmişti. Halk avcılan bir yandan ulusal birlikten söz ederken, cgemen güçleri bir üstün sınıf durumuna getirme pahasına, ulusu bölük bölük bölmektedirler. Fasizme kaynıa yolunda olan yöneticiier, kitleleri susturmak için, durmadan ulusal birlikten söz etmişlerdir. Geçen yıl memur aylıklarına, katsayı yoluyle, daha ufak bir artışı çok görürken, bu yü, seçlm eğik düzeyine geUndlğinden, daha fazlasını verme yoluna gitmektedirler. Yapılacak işlem memurlann geçim düzeyini düzeltecek midir? Hayır! Para basımım artıracaktır o kadar. Düpedüz halk avcılığıdır bu. Gençlerin öğrenim yapmalannı önlemek için aralanna kıskırtıcüar sokarlar; koliuk knvvetleri, kendllerinden yana olan klm olduklan bHinmeyen kisUer (gerçekte bilinmektedir hepsl de) saldınr gençlere, yaralanır, sakat kalır, devrillr fidanlar; kıpırdamaz kılları. Belge isterler. Türkiye'de günde blr ya da iki öğrencinin ölüm haberi alışLunış haberlerden olmuştur artık. Ve Başbakan olaylann yaratıcılannın Mmler olduğunu bildisi halde belge lstemektedi r hâlâ. Bu düzen, hak hukuk tanımayanlarm düzenidir; açık gözlerln, hırsızlann, dolandıncılann Isine yaramaktadır. Halk avcılarırun halk yönettmini yoılaştırması onlann Işine gelmek«edir. Charles Peguy, Halk »vcüıkUınıun yengisi geçicidir, yıkıntıları sonsuza "dek sürer.» demektedir. Ülkemlzde de elbette böyle olacak. lse 3. sımf tarih kitabında tkincl Abdülhamit «müstesna dış politika dehası» diye Svülfiyor. Acaba iiyle midlr? Doğan Avcıoğlu'nun «Turkiye'nin Düzeni» kitabında bu »orn yanıtlanmıs. Uilerseniı birlikte oknyalım: «tlmparatorlugu parçalanmaktan kurtaran büyük dış politika üstadı, şöhretine rağmen, Imparatorlugun büyük kısmı Abdülhamit zamanında elden çıkmıştır. Ruslar, Batum, Kars ve Ardahan'ı alarak Anadoiu'da ilerlemişlerdir. İngiîizler. Kıbns'tan sonra llısır'a yerleşmiş. Sudar.'ı almış, Kuveyt üzerinde fiilı egemenliklerini kurmuş, Sina Yarımadası ve Akabe bölgesi üzerinde iddialarmı kabul ettırmişlerdir. Fransızlar, Tunus'a elkoymuşlardır Avrupâ'daki arazlnin yansmdan çoğu, Abdülhamit zamanında kaybediimiştir. Karadağ, Sırbistan ve Romanya bağımsızlık kazanmış, Bulgaristan fiilen bagımsız olmuştur. Avustıırja, Bosr.a • Hersek'i işgal edip yönetmeye koynlmuştur. İr.giliz donar.masının tzmir'i işgal tehdidi alf.nda, DuİEigno limanıyla Boyana nehrine kadar uzanan arazi, Karadağ'a bırakılmıştır. Yunanistan'a Tesalya verümişur. Ingılıere'nin baskısıyla, Glrit'te Osmanlı askeri atılrnı^. Osnıanlı bayragı indırilmiş ve ada fiilen bizim olmaktan çıkmıştır. Bulgarıstan Şarki Rumeli'yi ilhak etmiştir. Balkan Harbine kacar elimizde kalan Makedonya ise, genis ölçüde yabancı devletlerin kontrolüne girmiştir. Böyle bir bilanço, Abdülhnmit'in dış politika Ustadlığına her halde giilge düşürmektedir. Fakat bu durumdan ötürü Abdülhamit'ı suçlu tutmak her halde insafsızhktır. Zira her sey bizinı ciışımızda ve Avmpa başkentlerinde geçiyordu. Avrupa başkentlerinde pazarlıga vanldığı ölçüde, imparatorluk parçalanıyor ve bize de boyun eğmekten baska yapacak fazla bir iş kalmıyordu.» • Yukarıdakl parçayı Doğan Avcıoğlunun 19«S yılında hasılmıs kitabından aldırn. O yıllarda Abdülhamifin «müstesna dış politika dehası» olduğu. Babıali"nin Rerici dergilerinde, sağcı Kazetrlrrinde dalgalanan bir laftı. Simdi n laf. MC oldu, iktidara freçti. nkııllartla tek ders kitabına dönüştü. Nasıl gerçekleşti bu iş? Abdülhajnit, neden 197Tde gürv celdir? Bu sorularuı yanıtlan da açıktır. Abdülhamit. İmparatorlufun sömörjreleşmt sSrecinin hızlandıği doneml vurpıılar. Bir yandan kompradorlann Suitanıdir; öte yandan Halifeliğl Uk keı dışa bağımlı amaçlarla kullanmaya çabalayan padişahtır. Abdülhamit; zulüm. haskı, kompradnrluk, hırsızlik, jurnalcilik, rüşvet demektir. AbUülhamit, Rum bankacı Zarifi nin kılavuzluğuyla borsada oynaran adamdı. Busünkü Arap emirleri ve şeyhleri şribl, parasını yahancı bankalara ve hlvie senetlerlne yatırırdı. Bntılı devletlerin Istedikleri ekonomik imtiyazlan verevere ülkenin sömürgeleşmeslne hlzmet etti, emperyalizmin uşaçı olup baçımsızbğını yltirdl. Böylesine içinden ele geçirilmiş blr devletln ne biçim dıs politikası olacaktı ki? Düyunu l'mumlve'nin pençcsindrkl iilke, ba(unsız bir karara rönelebillr miydl? Ulke ekonomlslni rabancılara teslim etmis, ulusal kaynakları yahancılara pcckes çekmiş, gerici ve özRÜrlük düşm»nı blr Sultan, Cumhariyet Milli Eğitlminde Use 3. sınıf öğrencilerine «müstenıa dıs palitika dehası» diye tanıtüıyorsa; ortada ya bllfislıllk vardır, ya da taze beyinleri yıkama amacı. • Abdülhamlt hem kompradorlann sııltanıdır; hem yeryüxü müslümanlannın haliresi... Bu İki sıfat birbirine zıl Körunürse de; degildir: birblrinl bütünler. Çiinkü Abdulhamife değin içte vc dışta öncmsenmeypn halife, haüfplik, müsteblt Sultan dönemlnde Alman emperyalizminin sllahı olarak kııllanıldı. Berlin. In^ilizlerin Doğu egcmrnli^ine karfi yenl bir silâh irat etmisit: Panlslamizni!.. Panislamlzmln kaynajı Alman emperyalizmidlr. BSylece hilâfet, 19. Yuzyıl Avrupa sömürgecilijtinde yeniden deterlendirildl. lmparatorlnfnn Hıristiyan çevreleıine kompradorluk olanaklannı tfimfiyle açan İkinci Abdülhamit, dünya Müslümanlannı Batı emperyalizmi koşullannda h! lâfe tln etkisiyle şartlandırma islevini sürdürüyordu. Şlmdl de aynı politikayı sürdürmek istevenler yok mn? Bir yandan yabancı sermayenin ariamı, nte yandan mukaddesatçı olanlara blr bakınız. Amerikan şirkeiinln komisyonculu^uhu yaptıktan snnra takke fi*fp abdeatüiz namaıa durarak halkı kandıranlann Türkiye'sinde yaşıynru7.. Boyl^ blr TOrkiye'de Abdülhamifin «müstesna bir deha» olarak lise kltaplanna girmesiııe şasılır mı? L •»»•»»•»••»MHMMMMMMIMMMM İMIIIIIIIIIIIIIIIMMIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIMIIIMIIIIIIIIII'İ I 2 = = = r TEŞEKKÜR 21.12.1976 Salı gecesl Gebze'de geçirdiğim trafik kazası sonucu kınlan sağ kolumun ameliyat ve tedavisinde yakın ilgilerini gördügüm başt» Sosyal Slgortalar Kurumu fstanbul Haütanesl Bastabihi Sayın Opr. Dr. | ^ = E = H İ8t. TUTUKLU ve MAHKÛMLARLA DAYANIŞMA DERNEĞi ve Ist. TABiB ODASI'nın «Işkencecilerden Hesap Sorulsun» PANEUNE KATILMANIZI KONUJHACIUR CHP tst. Milletveklll : Hasan Basri AKGtRAY Î.O. Hukuk Fak. Og. Üyesi: Prof. Dr. Oztekin TOSCN tst. Barosu Av. Demlr OZLU Ist. Tabıb Odası I Dr. Metin TAMEB TÜMAD DER " ' ! Inci ATABERK TUrkiye Yararlar Sen. : Tz. Adnan OZYALÇINER Î.YJ3.GJ5. I A Riza ÖCtT U tskence GormUy Çiğdem K0MÜRÇÜO6LU îki Devrimcd ! Orban BENlt • Şubat 977 Cnmartesi fftnn saat 14.00'de tst. TABIB ODAS1 toplantı salonnnda Istanbul Erkek Lisesl karsısı | E MÜCAHiT ATMANOĞLU'na | = DiLERiZ. Ortopedl ve Travtnatolojl Serdnl Şefl Sayın Opr. Dr. | = E E AZiZ ÇÖL'le Amellystımı ye panrumanlannu biazat kendlsl rapan masleğinde bilinçli olduğu kadar hastasmın yanında ve hizrnetinde olmayı görev sayan Sayın Opr. Dr. | = z E E İ E E E NEZiHE SEFLEK'e Cerrsh! müdahaie ekiblnden Sayın Dr. FARUK GÖK'e, Nsrkoz Müt. Sayın Dr. ŞENEL YlötN'e, Sayın Dr. ŞÜKRÜ GÜNER'e. Servis hemsirelerltKjen Sayın KUB.TULAY SEÇKİNER'e, Sayın AYŞE ÇÖLLÜ'ye, Sayın FERAH ATAN'a, Sayın BEHİYE KOÇ'a, | = = E Bütün dünyada oldugu gibi TUr = kiye de 1968 yılındanberi öğrencı olaylanndan bizar olmuş olay E Ameliyat ekibi ile senis hizmetli personeline, tesekkiir1ar sağ ve sol çatışmasında ge = lerimle sükranlanmı arz ederim. Saygılanmla lıserek ideolojik noktalara ulas = mış, Üniversiteler ınmeli (mel SABAHATTtN CAN lüç) hale gelmiş ve kapıları yarı = Gazeteci kapalı yan açık günler geçirmiş. = öğretim ve eğitim özgtlrlüğü kal î|M||||IIIIIIIIIIIIIUIUU!llllllllllllllllll!llllll!IIIIIIIIIIIMIUIIIIIIIIIIIlB mamış, olaylann boyutları linıversiteleri aşmış, lise ve ortaokul (Cumhuriyet 1205) (Cumhuriyet 1213) 25 C L K E N J N ÇOCUKlaRININ KATII.DIĞI Uluslararası Birinci Kısa Pantalon Karikatür Sergisi ANKARA TÜRKİŞ GALERtSlr^nE 115 ŞUBAT TARÎHLERİ ARASIKDA, GELİNÎZ GÖRÜNÜZ \ gtmıııııııııııııııı ımnnııuııııınıııııııııııııiNiiiıınııııınıııııııııııııııııııımns f I S JJJ TEŞEKKÜR Prof. Dr. MUHLİS ÖZEN'in (Ciomhunyet: 1207) Ararruzdan ebediyan aynlan, ailemizm KıjrmatU İ • haatalığıru teshis eden ve tedavislnde büyük yardımlan dokunaa; Çaps lç hastalıkları kliniği arkBdaşlAnna, Gerekli müdahalede bulunan Kıymetll Prof. Dr. TARIK MiNKARi'ye, SOMKUI Yardmuanna mazhar olduğtımuz Hayat Hastananesl sahlbi Sayin ilksayida: 1976 Dünya^aporu • Prof. Dr. GiYAS KORKUT'a, Dempkrasi ve DemokratikleşmiP^Sorunu BEHİCE BORAN • Türkiye'd^tfcTıcaretın Hastahanenln müstik başhekiml Sayın Dr. Nevin özen e va aütün hastahane asistan, rioktor ve personeline, Devletleştirilmesi GAL*^^ Uluslararası Işçi Harekefe^ÇJihşel ve Çapa ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi arkadaslann», MÂRYEV» İST. Üniversitesi Rektörü Sayın Haluk Alp, Kuramsal S l Sorunlar B 4 B. ÎST. Dekanı Sayın Güngör ERTBM'e, Hastalıgı sırasında lk ve Par yakın ve Üniversitesi Tıp Fakültesi ile gösteren, çocukluk, okul, sınıf ve sıra arkadajı Teorik Çalışmada N içten alâkasım her vesile Eleştiri Tar tizanlık M. CORNF ÜÇÜK • YAVUZ tışma Tanıtma ;YA A$I • ÖZKAN ÇIZMECİ»MESUTV ÎANER« RIDVAN K ALAR« NECDET .„ .. BULUT« REŞAT KAÖAYİFÇILAR • MESUT i g >naıeslne lşMrmk eden, çelenk gönderen. Eglrım Vskfınıı bağışta bulunan, mektnpİB te!e ODMAN g ton, telgrafla ve evlmlze bizzat gelerek acunızı payla^on dost ve akrabalarımıza teşekkür iki ayda Wr çıkar g etmeyi blr borç biliris. . S fiatı 15M. yilhk abone 75tl. ^ ^ İ AiLESi âunııııııııııııııııııııııııııııııııııınııııııııııııııııııiiiıııııııııııııııııııııımıııım^ VEFATLAR İÇİN Kıymeül nocalaı ve du» hanlardan müte^ekkll cenaze meraslm eilblmlı D teU lefonla emrinlıdedir. G&z» te Uanı ve umum tnuamelât lçin ayn bir Ucret almmaz. Cenaze islertni lsletmemiz deruhte eder a a rürüelerin.zı cravlasın*. etemanlar aranıyor !$ tecrübesi blan, sorumluluk yükienebilecek, tatbikat ve i m a l a t işlerine yakın ilgi duyan; «YÜKSEK MİMAR veya MIMAR eY.DAHİÜ MİMAR veya DAHİLÎ MİMAR »KİMYA MÜHENDİSİ •MAKİNA TEKNİK RESSAMLARI aranmaktadır. İsteklilerin; özgeçmişlerini v« istedikleri ücreti befirtir bir yazi ile P.K.888İZMIR; adresine muracaatları rica olunur. KEMAL ERHAN'a ISIİM CENAS IJU8I 40 M U Ifll 47 ZO M NUT: BUtün muameıeıeı •.sletmeye ait olmak Uzere rart lçi ve yurt dısındsn vjrda cenaze n&klJ rapılır GU nün h«r saatinde emrinızd» dir. i s. I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle