18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
A l II CUMHURIYET 19 $UBAT 1977. 40 YIL ÖNCE CUMHURiYET 19.2.1938 HARP BORCLARI VAŞtNGTON, lg M. Ruavelt ile Morgen Thau ve Kongre temsilcileri arasında harp borçlan hakkında gizli bır konferans toplanmış olduğu haber alınmıştır. M. Ruzvelt, bu borçlar işini başka bir esasa dayanarak degiştirilmesini veya taksitlerin düzenli bir hale konmasım teklif etmişse de bu teklif soğuk karşılanmışhr. Toplantı hjçbir karara vanlmadan dağılmıştır. Amerikan Hazinesi, harp borç ları meselesinin uygun bir şekilde halledilmesini ve özellikle Ingflt«re ve Amerfka srasında bir ticaret anlaşması yapümasını istemektedir. • VAŞİNGTON. 17 Büyük zırhlıların tonajları üzerinde 3 büyük devlet arasında yapılan müzakerelerde fikren aynhklar olduğıı açıklanmıştır. İngiltere. Amerika ve Fransa aras'jidaki bu tonaj anlaşmazlıgmda Fransa yapılacakların 35 tonu geçmemesini ıstemektedir. Halbuki Almanya ile Sovyet Rusya ve İtalya bu konuda alabildiğirte ge niş hareket etmektedirler. # Yeni mazbata vergisi ayarlanmaktadır. Bu arada dışarıdan kesilmiş olarak gelecek etlerin bes kilodan fazla olmaması kararlaştırılmıştıı. SANAT EDEBİYAT Oktav ARBAL «BÛTÜN KÖTÜlOKtER GEÇER, YA4AR İYİ VE GÜZEL OLAN» TELEVÎZYON VÎ.OO TELEVtZYONDA Lt StNEMA «Seni Seviyorum» Ovnayanlar: Hülya Koçyigit, Ekrem Bora 18.30 FOLKLOR Kars folklortından örnek!er 16.45 PETER POTAMIS 17.00 HABERLER 17.05 ÇOCUK ÖYKÜSÜ «Gizli bir yer» İngüterede harp yıllannda küçük bir kasabada büyük babası ve annesiyle birlik te yaşayan John adlı bir çccugun kırda gezintilen, bir kızla olan arkadcşlığı ve kenannda oynamaktan zevk duyduğu göller bölge si ile ilgi anıları... 18.00 SPOR DÜNIASI 18.20 PETER POTAMLS 18.30 GENÇLER İÇÎN MtZÎK 19.00 TATLI CADI 'Aman Ne Asil» Darrin'in eski nişanhsının babasının reklam işini almak isteyen Larry. Darrin'i eski nişanlısıyla bera berliğe zorlar. 19.30 MtZtK Orhan Sezener yönetimindeki Hava Kuvvetieri dans ve caz orkestrası 20.00 HABERLER VE HAVA DITICMI' 20.35 KAYNANALAR «Küçükler de büyür» Nuriye Kantar'ın Almanyaya, kardesinin yaruna gitrnesi üzerine Xuri Kan tar evde yalnız kalır. 21J2O MÜZİK DEMETİ Sunan: Altan Erbulak Funda: Çaresizim.. Nese Alkan: Lades.. Şükrü Birant'ran iki şarkı. Yasemm Kumral: Lay Lay lom. Artık yalmz degilirn.. :?e miha Yankı; Kara sevda. Yanıyorsun.. Ahmet Sczgm: Çarşamba dedıklerı. Praar başı burma burma.. Erol Büyükburç: Şaka ma ka. Sen mi o ma?.. Nigar Uluerer: Hançeri aşkınla sy yar, Gülmedi şu bahtım, Aşkm o sihirli elini hisseder gibiyim.. 22.3» TELEVtZTOVD.A S»NEMA «Bir Cinayetin Anatomisi» Oynayanlar. James Ste•wart, Lee Remick Konu: Kansma saldjran bir kişiyi öldürmekle suçlanan bir adamın tasTah bir avukat tarafmdan savunulması.. Î3.55 GÜNE BAKIŞ R A D YO TRTI 05.00 05.05 07.00 07.02 07.07 07.30 07.4IJ 10.00 1 fi fl 1 ıtj.uı 10.21 11.00 11.02 12.55 13.00 Açılış, program ve kısa haberler Günaydın Kısa haberler Köye haberler Bölgesel yayın Haberler Bölgesel yayın Kısa haberler ArKası yarın Kadın dünyssı Kısa haberler Cumartesi şenliği Radyo Televizyon program haberleri Haberler 13.15 Orun havalan 19.30 20.10 13.30 Bölgesel yayın 1S.ÜU Kısa haberler 20.30 l.'ı.Ol Şarkılar 15.20 Türkçe söziü hafif müzik 20.55 13.40 Ahmet Üstün'den 21.00 şarkılar 21.02 lfi.00 Bölge haberleri 21.17 16.01 Ankara radyosu çok .21.30 sesli korosn lfi.20 Türküler geçidı 22 .m 36.40 Tangolar 22.02 22.?0 17.00 Kısa haberler 23.00 17.02 Dilek kutusu 17.3(1 Hafif müzik 23.10 18.00 00.55 Bölgesel yajın 19.00 Haberier nı.oo 13.30 14.00 13.00 15.30 lfi.00 •«.20 16.40 17.00 Bölgesel yayın Çoculclarımız ve biz F:kret Kozinoğlu dan şarkılar Çocuklar için Kısa haberler Türkçe sözlü hafif murfk Cevdet Bolvadin'den şarkılar Dınleyici istekleri Kısa habfrler Şarkılar geçidi Türk yorumeuları Haberler Hafta sonu Kısa haberlfr 05.00 Gece yarıst TRT II ng.on Gün başlıyor 09.00 Türküler 09.20 Şarkılar 09.40 Nasıi degişti 10.00 Ünlü şarkıcılar 10.30 Gönül telimizi titrerenler 11.00 Güzel sanatlar 11.30 Türküler 11.45 Şarkılar ve saz eserleri 12.10 Oğuzlar 12.30 Klasik Türk müzigi korosu 1300 Haberler 13.15 Hafif müzik Halk ozanlan geçıyor Bildiklerimiz, bilmectiklerimiz Çağdaş Türk sanat müzigi Gençliğe ilb adım Şarkılar Arkası y a n n Türküler ve oyu». ha%aları Fasıl 17.30 Şan dünyasıncian 18.00 Türküler 18.15 Şarkılar 18.30 Doga ve müzik 13.00 Şarkılar 13.30 Cumartesi konseri 14."5 Müzik kösesi 13.00 Çagdaş Türk sanal müzigi 16.00 Sollstlerimiz topluluklanmız '6.3" Bir solist 16.45 Şarkılar 17.00 Sizin için seçtiklerimiî 18.00 Oyıın havaları ıs.on Haberler 19.30 Çeşitli mürlk 19.45 Beraber şarkılnr 20.15 Ankara radyosu çok sesli korosu 20.™ Haftanm ülkesi 21.01) Caz konseri 21.2U Şarkıiar 22.00 Beraber ve solo türküier 22.30 Şarkılar 22.45 1974'den 1977ye 23.15 Bir romanımız var 23.30 Haberler 23.35 Pop dünyaM 23.55 Proşranı ve kapanıj 18.15 Lied saati 18.45 Türküler 1P.0O 20.00 «îyinin ve güzel»in insanıdır Necari Cumalı. Oyun, roman, öykü, deneme. şiir... Bürüıı bu dallarda verdigi yapıtlar «iyinin ve güzel»in savuı^masını yapar, tanımlar, anlatır. auyurur... Şu gelip geçici yaşamm tek kalıcı degeri sanac yapıtıdır. Sanatçılar ölür gıder, ama yapıtlan kalır yıl larca öteye... Cumalı •gelip geçıci. bir yazar, bir ozan degilse «iyl ve güzel>in, yani sanatm kalıcı niteliklerınin ozanı yazarı olduğu içindir. Her jnl bir iki kitabı çıkar. îşte, son günlerde de ojunlarının akıncı cildi çıktı «Mine, Yürüyen Geceyi Dinle, tş Karar V'ermekte. Bir de öy kü kitabı «Kente İnen Kaplanlar»... Bir kaç EV önce de denemelerini okuduk «Senin İçin Ey De mokrasi»... Önümüzdeki ayl&rda tüm şiirlerinı tek bır cıkte toplayacak .. Dunnaksızın ürün veren bir kişi Cumalı dos'um. Yaşamm bir dilimir.i, bir kesitini, bir anını. bir duyarlığı. insamn iç evreründen ilginç bir görünüşü veren, duyuran yapıtlar bunlar.. Kendime «en yaion« buJduğum ozanlardan, ya zarlardan bıridir Cumalı. Gogu kez «ben de bunlan yazabüırdim» demişimdir okurken yazdıkları nı... 1947'de ^Şair Dostlanm>da oa bunu yazmıştun. ama bana kızmıştı. Yıllar sonra o yazımda Cumah'nın ilk öyküleri için gereğınden çok acıma sız davrandığımı anladım. ama iş ışten geçmişti. O yazımı «Şair Dostlanm»m ilk basımına almadıysam bu yüzden... Ama ikinci basımına alıyorum o yazıyı da. yanlıs. haksız yanlannı azıcık düzelterek... T «.\ ar tanesinden taze dizeierin ozanı Cumalı ile karşı karşıyayız. Otuz yılhk bir yakınlığın. bir dostlugun kimbilir kacmcı beraberlifi 1.. Soze bır yerrien baslamalı. Önce yaşam gelir, öyleyse gündehk ya;antısmı sormalı... Günün nasıl Reçer? K:ş aylan gsnel olarak yedi yedibuçuk ara 5i kalkanm. Jımnastik, gazeteye göz gezdirmek, kahvaltı, kasetten dinleyerek 2025 d*kika tngiîizre ça:ışmak (dört aydır tnsilizce öğrenmek merakına kapıldım) derken yazı masamın başına otur mai dokuzbuçuk onu bulur. Sabahları çahşmam pek ilerlemez. Önce isteksizimdir. Sokaklann. eş dost bir arada geçecek tatlı saatleım çekiciliğine karşı'.ık bos kâgıtlarla boğusmanın verdigi ürktln tü, yılgınlık. usanç.. Sonra masamn bftşma orurur oturmaz uykuda gördügüm düşlerin mahmurlugu çöker üstüme. agırlaşırım, hütün yazacakıarımı. tiimce kıırmayı bile unııtmuş gibiyimdir. Yıne de dayatınm. Saat bıre kadar bır ya da iki sa\fa ya yazanm ya yazamam ama hiç degilse ça lışma havasına girmiş olurum Ögle yemeğinden sonra, yazacaklanmı kafamda derleyip toparlamaya çalışarak biraz uzanırım. O arada on daki'sa ka dar olsun uyuyabilirsem kalkuıca güne yeni başla mış gıbi oluram. Sabahkinin aksine düîür.celerim buianıkhktan kurtulmuştıır. Sokaklar falan da silinmişür akiımdan. Kendimi çalı^niaya ıstekli duyanm. Saat 47 arasında kalenıim gittikçe hızlanır. Sorunrta günümden memnun kalkannı masamın başmdan. Bu dediklerim çalışma günlerim içindir. Haftanın üç dört gününü aşmaz. Hattanın öbür günlenni aışardaki işlerim alır. Yaym işleri. eş dost, gelen giden... Yaz aylan jimnastik yapmam. Sabah akşam onar clakika yüzerim. Gece yaşamım yoktur. Tele vizyonu sevmem. Geceleri çoğunlukla okunım. tlk şürin 1940'ta çıktı. Otuz altı. yedi yıl geçmis. O gunkü «şair Cumalı> ile bugünkü 'şair, oyun ve roman yazarı, öykücrü. denemeci» Cumalı synı kişi mi? Kendinde «insan ve yazar» olarak bır değişme buîuyor musun? Bir edebiyatçının ilk yazdıklarında bütün gpleceği gizlidir. Giderek kendi sesini taşıyan ilk üç beş dızesı falı gıbidir bir şairin. Kızılçullu Yo lu Harbe Gidenın Şarkılan ile belli olmuştu be nim edebiyat dağarcıgım. Yani kuracağım yapının kumunu kirecini yıgmıştım. 1943'te Nahit Hanımın evinde tanıştığımız gece Ahmet Hamdi Tanpınar'ın dediklenni hiç unutmam. Kızılçullu Yolu' nu okumuş, sevmışti. Övücü sözlerle kutladı, yurekiendirdi benı. Sonunda «romanlar. öyküler. oyunlar yatıyor bu şiirlerin altmda. Malzemeniz zengin, s:z yalmz şiirle kalmayın> dedi. Önce kuş kııyla karşıiamıştım bu sözleri. Acaba şiirlerimi yeteri kadar şiir degil de düz yazıya mı yakm bul du? Sair olamayacağımı mı söylemek istıyor? denıişfim. Sonra sonra daha iyi anladım Tanpınar' ın içtenliğini, Tanpınar, ömek bır edebiyat adamıydı. Başlangıçtan günümüze kadar kendi edeb;yatımi2i, Fransız edebiyatını. Fars edebiyatını iyi bilirdi. Çok iyi bir elestirmendi. Duyarlığjrrun. esın kaynaklarımın derecesini ölçmek zor olmamıştı onun için. Hemen her türde yapıt verdm. Hem de kendine özgü bır çlzgide. Kendim, vaşamı aniatmak, duyurmak hangı ttirde daha başarül olu Bir : Sanatçının 24 '; Saati NECATİ CUMALI yor? Kısacası, yüz yıl sonra naaıl anılmak istersin? Hangi yönünle kalmak? İnan hâla gelecektedir umudıuTi. Bugune kadar hiç b:r şey yapmamışım gibi gelir bana. Her yazdığını yazır.ak ıstediğime göre eksik g.bi görünür. Asü vazmak istediklerimi yazabilecek olgunluğa yeni yeni yaklaştıgımı sanırım. Thomas Mann'm Tonıo Kröger'i gibi, Shakespeare olabild:n mi? Goethe olabıldin mi? öyleyse nesin ki? di ye haddimi bildirırim kendi kendime. Sanatta ka nnca kaderince diye bir şey yoktur. Her başlayan en tepedeki dalda görünen meyvelere uzatır elini. Aldatmayalım kimseyi, en başta kendi kendimizi. Ben en ıyisin: yapmak ıstedim ama elimden gelen buydu demekîe bir erdem vardır. Ama başlangıçvtan bu yana edebiyatm ne devler yetiştirdigini gör meden ben en iyisinı yaptım diyen gülünç düşsr. Unutmayalım ki biz kayalık yerlere düşmüç tohumlanz Incil'in dediği gibi. Tam boy vermemi? güç. Bizim gıbi henüz yapısı oturmamış roplumlarda (buna kültürlerde de diyebiliriz) sanatçının joikü ağırdır. Durmadan değişen bir dilimiz var. Dil değiştikçe kelımelenn anlam yiikü değişiyor; sentaks değişiyor. Böyle bir dille kalıcı şiir yazıla bilir mi? Czun uzun düşünülraesi gereken bir sorundur bu. Yahya Kemal'i küçümsediğimiz oldu ilk gençliğimizde. Şimdi daha iyi anlıyorum onun Osmanlıcaya bağlı kalış nedenlerini. İ>i biliyordu şürin kanunlannı. Gelişmesini tamamlamış bır şiir dili üstüne kuruyordu şiırini. örneğin. Erenköyde Bahar gibi bir şiir, istanbul Türkçesmin bütün inceliklerine; köşkleri. alaturka musikisi günlük yaşayışı i!e bütün tstanbul kültürüne dayanılmadan yazılamazdı. Yahya Kemal son Osman lılardandı. O hava içinde bulmuşru kişiliğini. ömer Seyfettin*in diliyle yazmak istese Necip Fazıl'la Cahit Sıtkı arası bir şair olurdu. Dilimizin henüz tam bir düşünce dili olmayışı düz yazı sanatlannda da büyük bir güçlük ola rak duyuluyOT. Son yıllarda sözü çok edilen kültür birikimi sorunu bu eksikliğin doğal bır sonucu. Gerçi yerlı yerslz sözü ediliyor b'.ı sorunun. Öyle de olsa eksikliği duyuluyor demektir. Şu ka dannı ekleyeyim W, Marks'ı biraz tarumakla kaza nılmaz o birikim. Sokakta yürümesini bilmeye kadar her alanda eksiklerimizi tamamlamayı iç*rir. Ancak o biriKım incir çekirdeğini doidurmayan gevezeliklerden ayıklayabilir romanımızı. Yas ellibeş. Olgunluk yaşındasm. Yaşaında bır anlam buldun mu. aradıysan ki herkes arar boşa mı çıktı emekler? Yoksa Çehov gıbı «işte kar yağıyor bunun ne anlamı var?» mı dıyorsun sen de.. Yaşamdan başka ne var elimızde? Yaşamı yanlış anlamak, janlış yorumlamak, yaşamdan yanlış bağışlar beklemekle ınsandır yanılan, insan kendinı yaşamın merkezi gibi görürse, kendi dışmda kalan yaşamla, doğayla, bir uyurn sağlama S! gerekir yanılmamak için. Doğaji vaşamı kendine göre değil, kendini doğaya, yaşama göre anlaınaya çah.şmalıdır. Oysa ki öyle olmuyor çokları için.. Son günlerde aklımı çok kurcalayan bir sorun var. însamn özündeki havvan. Çağımızda büyük çoğunluklann henüz yeteri kadar hayvanı h v nrlatmaktan uzaklaşmamış olması. Sirklerde bisik le;e oinen, otomobü kullanan rna^Tnunlar yetiştiri'.iyor. Bir ta.rudığımın 270 kelimeyi anlayan bir köpeği var. Bazı insanlar 20003000 kelime konuşan köpeklere benziyor. Maymunlar gibi bisiklete bi;ımesini, otomobil kullanmasım öfreniyorlar. Düşünceleri hep bir süper marketten paketle alınıp kafalarınii yerleştirilmış gibi. Otomobil kullanırken kurallan çiğneyerek yolları nasıl tıkadık larına bakın. tepkilerine bakın bazüarmrh. Bir agı lın kapısına yığilan koTOnlara. havlayan çoban kö peklenne nasıl da benzerler. Cçbeş slogana ayak uydurup kolaylıkla sürüleşen bu insan türü, yaşayışında da çevresınden gördüğüne uyuyor. Çok pa ra kazanmak. birbirini yemek, çok eğlenmek, çok çıftleşmek.. Unuttukları ya da istemedikleri bir şey var: ölüm. Çünkü öiüm hiçe indinyor bütün tinsel bedensel kazançlarını. ölen, topraga dönen, b?denle bırlikte. cinsel hazlar, yenen yemekler, bankadaki paralar ölen için hiç oluyor. Bu amaç la yaşayan insan, suçu kendi saçma yaşayışında de ğıl de yaşamda buluyor. Şu halde yaşamı kendi «ego» su d:şında anlaması gerekir insanm oncelik ;e. Çehov'un durmadan hatırlattığı buydu. Yanlış yaşıyorsunuz diyordu çevresindekilere. Ama kendi yaşamım hiçlikten yok olmaktan kurtarıyordu sanatıyle. Elbet herkesin sanatçı olması gerekmez • saçma» bır yaşam sürmemesi için. Bir öykümde. bataiclıgı bahçe haline getiren bir köylü «önünden geçerken. burası gendi. bataklıktı, Selim böyle gönendirdi burasını desmler yeter.» der, başka ne nıız var ardımızdan adıraız anılacak? Bence yanılmayan Selim. Başkalanna verdiklerimizle, ulaş tırdıklarımızla, sagladığımız yararla değer katabiliriz yaşamımıza.. Kdebiyat eski yerini, değerini, önemini yiti riyor derler, bizde ve dünyada. Maurois bır yazısında «gelecekte edebiyat diye bir şey kalmayacak» demişti. Ne dersin, yüz, iki yüz yü sonra edebiyat diye birşey hâlâ olacak mı? Zaman zaman karamsarlığa kapümayan kim? Kötü edebiyatçılann edebiyat bezirgânlarının koşebaşlarını geçici de olsa tutmaları Maurois'ya bu sözleri söyletmiş olabüir. Edebiyat gereksiz bir iş değildir ki! Aynaya bakmadan yüzünü göremediği gibi edebiyat olmadan iç dünyasını da tanıyamaz insan. Işıkları söndürmek, bütün aynaları kırmak olur edebiyatsız yaşamak. Sıkıcılığını düşiınelım böyle yaşamanm. Hayır, bana yalnız sıklcı değıl. olamaz gibi de görünüyor. Siiımı, öykünü, romanıru, oyununu nasıl yazarsın? önce rüzgârın taşıdığı tohum gibi küçücük bir şey düşer aklıma. Bir anlamdır bu. bir gerçektir, yaşam ilişkilerimizde öz denilebilecek b:r durumdur. Esin olsa olsa bu olabilir. O tohunıu ahr geliştirırinı sonra. Yazacak duruma gelmesini beklerim, yazanm, begenmem, bir daha ya zarım. gün, ay, yıl ne kadar geçerse geçer böyle. Yedi sekiz kez yazdığım oyunlarım vardır. Bir şiiri, eksik, uymayan bir kelımesini bulabilinceye kadar kaç kez j'azdığımı kendim de biUnera. Her yazışım sevinçle umutla biter. Çok geçmedsn o sevinç geçer. Yazdıklarımın kusurlarını görürUm. «Nasıl şair olunur?» diye sorsalar, «nasıl yazar olabilirim» diye sorsalar ki bana sık sık sorarlar mektupla, ya da gelerek ne dersin? Y'azarîıkia direnen azdır da, şairlikte gereksiz yere bir ömür direnen, didinen, hatta epey de gülünç duruma düşenler pek çoktur. Neden? Öyle samyorum ki başkalanna sorularak öğrenilecek bir iş değil bizim işimiz. Okumakla. çaaşmakla bir çizgiye kadar öğrenllir elbet. Ama edebiyatı her öğrenen anlayanın yazması gerekmez. Sanatçı içınden gelen bir patlama ile başlar yazmaya. Yazmak zorunda olduğu için yazar. An cak yazmakla rahatlar, boşahr. Aşk gibi bir şey.. Geri kalmış toplumlarda herkes her lsi yapabilir sanır fcendini. Ömeğin ev yaptınrken mimarı gereksiz görür. Şürin ne olduğunu da doğru dürüst anlamadıfı için alt alta satırlar sıralamakla şiir yazdıgır.ı sanır. Üç beş dakikada da yapüıveren bir iştir bu. Moliere'in Kibarhk Budalasrnın sancığı gibi. Roman hiç değilse çalakalem bile olsa üç beş ay masa başında oturmak gibi bir çabayı gerektirir.. Başka blrşey söylemek istersen... Sana teşekkür etmek isterim. Alçakgönüllülüğün için, değerbiliriiğiu için. TRT III 07.00 07.02 08.0U 09.00 10.00 11.00 11.30 12.30 Açılış ve program Güne başlarken Sabah konseri Cumartesi 9 Günün konseri Yurttan sesler Müzik stüdyosu Türküler ve oyıın havaları 21.00 22.00 23.00 24.00 01.00 orkestralar Diskoteğimizden Günümüzde caz Gece konsen Gece ve müzik Program ve kapani!Ş P o p 77 Büylık şefler büyük S i N E M A L A R 3ET0GIU ANKARA (84 İS K ) Kara Murat C. Arkın R. AS (47 63 15) Şark Ekspresinoe Cinayet S. Connery î . Bergman R.î ATLAS (U 08 35) Aşk Rüzgârl a n L. Alandh R.T DÜVVA (49 01 66) Skandal F. Nero • R.Î EMEK (44 84 39) Tommy A. Margret O. Reed R.î FİTAŞ (49 «1 66) Meydandaki Yatak R. Montanl • R.T GAZt (40 3« 25) Akbabamn Üç Günü R. Redford • F. Dona way R.Î tNCl (40 45 95> Evlilik SırketiN. Nazır M. Kekimoglu R. KENT (47 7J (,2) Skandal F . Nero R.t KONAK (4S 26 0C) Göl?edskl Aşk A. Delon R.F MELODİ (64 13 14) Beş usli Har be Gidiyor R.T MISTIK <4B 15 14) 1 Vahşi D:I ber C. Deneuve. 2 Dünyayı Tıfreten Canavar R.T. OZLEM (66 60 83) 1 Tosun Paşa K. Sunal. 2 Hamai I. Atasoy R. RÜYA (44 54 57) 1 Eden B'ilur S. Serdengeçtl. 2 Korkunç Şüphe T. Yiği R. .SES (45 24 16) Şahane Kızlar R.T. SITE (47 9 47) King Kcng R.T. SİNKPOP (44 2% 2Î) Hostes E Traeger R.T. YEMMKLEK (44 42 89) King Kong R.T. YOR'RCAK (61 Bİ 91) 1 Tosun Paşa K. Suna. 2 Delicesine K. Inanır R. martesi, pazar 18.15 21.15 DEVEKL'ŞU KABARE (44 48 75) «Yalan üünya» Pazartesi IEPECİK • KAPIIAR haric her gün 21.30, çarşamba, Bl'LVAR (21 35 78) Tosun P * . cumartesi. pazar 18.30. şa K. Sunal R. DOSTLAR TtYATROSl] (47 04 HAKAN (23 42 33) Tosun Pa08) «Bitmeyen Kavga» Salı, şa K. Sıınal . R. Çarşamba 21.30 Cuma 18.30, İPEK (22 25 13) 1 Kocamın Bilmediği, 2 S a n Canavann Pazar 12.00 15.30, «Sabotaj Oyunu» Çar. 18.30. cuma 15.30, Intikarru R.T «Kerem Gibi» Cumartesi 18.30. MURAT (24 05 56) 1 Tosun G. ÜLKU • G. ÖZCAN (46»t Paşa K. Sunal, 2 Umut Dün 91) «Kime Nlyet» Saiı harıç yası T. Akan R. her gün 21.00 • Cumartar.. paSCR (23 67 12) 1 Akbabamn zar 16.0 Üç Günü R. Redford, 2 Ko KADIKÖÎ İL TtYATeo=ü camın Bilmediği R.T (Ttvfik Gelenbe) «Kllidl BoŞAFAK (22 25 13) MeydandaJd rnk» Salı h a n ç her î ü n 213"). Yatak R.T Cumartesi, Paîar 18.30 KENT OYUNCDLARI ! 46 J5 KADIKÖT *9): «Buzlar Çözülmeden» ()CAK (36 37 71) ETİilik Şir Çarşamba, cuma 21.15 «Yasak ketı N. Nazır M. HekimoğElma» Çarşamba 13.00, perlu • R. Tırnagm Pazar 15.00 13.13 REKS (36 01 12) Tosun Paşa şembe 21.15, cumartesi 18.15 K. Sunal • R. 21.15 «Katır Tımagı» Pazar SÜREYYA (36 06 82) King 15.00 18.15 Kong R.T KEJAT ÜYGUR (22 11 12) «Muzdarip» Carşamoi ^ a n ç liYAÎROUR her gün 21J0 • Cumar'esı, paALl KÜVRAZOĞLD <49 5« 52> zar 18.30 (Dur Konaşma Sns Sllyleme» N. SKREZLt T. AŞKINER Pazartesi harıç her gec« aiJ.5 • TtYATROSÜ (48 48 50) «PazarÇarşamba 18.30 Cumartesi. D»tesi Senlik var» Cuma, Cuzar 15.30 martesi. Pazar 21.30, Uuıasrtesi AVYAMAVYA RCMPAVTA 15.30, Pazar 18.30 Basbakan (44 2.î 26 SıraseİTİIer) . S i ^ ı m Oluyoram» Carşamoa 13.3U. Solu mSobe> Salı. Perşemb? Persembe 18.3n 21. »> 21.30. Çarşamba, Cumartesi, PaFATİH 126 53 S8> .Sabahat> zar 18.30 21.30 15.00 Hadi Öldürsene CaniBAKIRKÖV rtYATROSC (71 kom 1S.O0 21.00 5!) 49) cHababam Sınıfi Sınıfi» HARBtYE l « 77 20) Fırtncı Kalrtı» Pazartesi fıaric öer Rür) He Zürafa 11.00 •Sacido 21.30 Pazar 18.30 15.30 21.IJ0 ÇEVRE TtYATROSÜ (A. RTKADIKÖY (36 31 21) Bozıık bnlak M. SereıH 23 01 7X) Dnzen. 15.30 21.00 «lşıklar Neden Karardj» PaİSKİT)AR (33 «3 »71 «Rardeş zartesı nariç her gün 21.15. CuPayı» 18.00 21.00. ISTANBUl SANAT DÜNYASI • İstanbul Belediyesi Üsküdar Şsh:r Tiyatrosu'nda Orhan Kemal'in <Kardeş Payı. oyununun oynanması nedeniyle bugün saat 14te Orhan Kemal'in Edebiyatımızdaki Yeri. konulu bir açık otuıum yapılacak Oturuma SeUır. Ileri, Atillâ Özkjrımlı, Nurer Uğurlu. Tomris Uyar ve Nevzat L's tün katüacaktır. • Ertem Kültür Merkezi'nde Yuitsek Mimar Doğan Hasol, 21 şubat pazartesi saat 18'de «Mimar lık dili üzerine b;r söyleşi» sunacaktır. Hasol söyleşiden sonra «Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğu» adlı kitabını imzalayacaktır. • Cemal Reşit Bey, Filarmor.ı Demegı'ni:ı Teşvikiye"deki merkezinde 23 şubat çarşamba gunJ saat 19'da «İzahlı Müzik» konu.? ması yapacaktır. Konuşmada Mo ussorgski. St. Saens ve Sibelius un yapıtlaruıdan örnekler verüe cektir. • Vuri İyem resimlerini, Nas:p İyem pişiriimiş toprak ürünlerinı bugün saat lö.Sil'dan itıbaren Göztepe dekı Oya Sanat Galerisi'nde sergiliyecekler. Or*ax sergı 3 mart akşamına kadar sürecektir. • Ahmet Süreyya Kuçtürk, to toğraf çalışmalarını 21 şubat pazartesi saat 17'den itibaren Türkiye tş Bankası'nın Parmakkapıdaki Sanat Galerisindeki saionııııda sunacaktır. • Buriıan Günel'in ıkıtıc hikaye kitabı «Gül Rengi» aöıyia yayınlanacak. Aynca Günel .devrimci bir bürokratın ruhsal baskı altında tutuluşunu. çevresiyle çelişkilerini dile getiren veni bir ro:r.ana başladı. • Rahmı Saltuk'un yeni plaSırun bir yüzünde Ahmed Arif m «Terketmedi Sevdan Beni» diger >"üzünde de Aşık Kul Hüseyinin «Sevda Türküsü» ver ahyor. • Cumalı Sanat Galenst'ndek! Mehmet Pesen resim seretsini 35 şubata dek gezebilirsiniz. KÎTAP... KÎTAP... ÖYKÜ DUYOUK DUYMADIK DEMEYİN, AZİZ NESİN, TEKİN YAYINEVİ, 12.5 LİRA Atillâ ÖZKIROILI RÎşbu seyyahatnâme, biri Ay'a gidip gelenin, ftbüru de istanbuJ'un içinde gitmek istedigi yere gidemeyenlerin başlanndan geçenleri betimler bir gezı oyküsüdür.» Böy^e diyor kitabının başında Azız Nesin. Bu sözlerden de anlaşüacağı gibi, «DuyduK Duymayın Demeyin» çağdaş bir seyaha: nâmedır. «Surnâme»ylp birlikte gelenekten yarar lf.nmayı sürdürüyor yazar kısacası. Kuşkusuz, biçimsel bir yararlanma bu. • Duyduk Duynıadık Dernejin'de Aziz Nesin. • İstanbul'da ancak bir gtinle bir gece kalabilecek» Bayan Redmavs'ın gezdirilişini anlatıyor. Mahmut paşası, dîlencıleri, seyyar satıcıları, su kavgaları, kesilen elektrikleriyle mucize sayılabilecek bir yaşamayı sürdürdügümüz İstanbul öykünün asıl kah ramanı. Alay, yergi, eleştiri ve bütün olarak, artık işlerceyen, laçkalaşmış bir düzenin somut görünümü... «Anlayana buncssı çok büe, yeter!» Evlija Çelebi'yi örnek almış Aziz Kesin. önce Evüya'mn, riiyasında şaskmlıkla «Şefaat ya Resulailah» yerine .Seyahat ya Resulallah» deyişini Eİarak, Hızır'dan dilekte bulunacak kişisine «Bir zengin olsam ben» yerine «Bir gezgin olsam ben» dedirterek başlıycr öyküsüne. Gülınecenin olaaak larmdan yararlanarak abartılı bir anlaürru sürdürüyor sonra. Her bölümün sonuna bir ikilik ya da dörtlük eklemeyi de unutmuyor. Bir ustonın bEsarısını kanrlayan son ürünü. KAVGA, MUZAFFER BUYRUKÇU, OKAR YAYINEYİ, 2 5 LİRA! • Kavga »nın ikmci basımının bir başka özelligi daha var. Btorrukçu, kitabın ilk basımmdaki yedi öyküyü yeniden gözden geçirmekle kalmamış, iki de yeni öyktt eklemiş «Kavga»ya. Bu dokuz öy küde Balkanlar'dan gelrr.3 bir «öçmen ailesinin ya şamından kesitler veriliyor. Buyrukçu, mallannı, mülklerini, varsü bir yaşama biçimıni bırakıp fatanbul'un bir gecekondu semtiııe yerleşen ailenin yoksulluk iç:nd« g' TI yaşsmını anlatırken, aile bireylerinin yeni çevreleriyle çatı^malanru, geçmiş friinlerine duyduklan özlemi, geleceğe dönüfc düşlerinı de sergfliyor. DENEME DEVEKUSU'NA MEKTUPLAR. HALDUN TANER, MİLLİYEÎ YAYINIARİ. 2 0 LİRA Doğan HIZLAN Devekuşuna Mektırplar'da vayınianan yazılara tam aniamjyla deneme denilebiür mı? KesinJikle eveî dıyemem. İnce alay açısından değerlendirilen ve yorumlanan sorunlarm daha kolay okunurluk kazandığını Taner tanıtlıyor. Valnızca eğlendirmek için yazılan yazılann sünümuzde hiç bir islevi yok. Hikâyeci ve tiyatro vazarı Taner. sanat sorjniarından, bır toplumun tan damarı sorunlarına kadar geniş kapsamlı bir dünyayı dile getiriyor yazılarında. Dar bir çevrenin ve dar bir dünyanm çevresinde döneniyor. Bu tür yazılann bir bildirisı olması aranır mı? Bugüniin edebiyat ortamıncia aranması gerekir. Ne var ki bu bildiriyı bir makale ciddiyeti içinde ılettifinızde zor okunuyor. Ama bildirinizi belîı bir 2nlatım içinde daha Koıay ıletebiliyorsunuz. Deneme ve makale yazannm bir özelliği çevrenizde olup bitenleri bır dünya görüşü içinde yoğtırap sunmaktır. Taner'in •.azıiarının görünürde sezilmese bile politik b;r tavrı vardır. Başka bir deyimle söyleyelim, politik öır içeriği de taşıriar birlikte. Haksızügın, özgürlüksuziüğur., sanata saygısızlığın, belki bunlartn toplamı diyebiiocegimiz insana saygisızlığm düsmanıdır. Taner Devekuşuna Mektuplar'da büylesine bir yorumu bulabilirsinız. Yaşam üzerine düşünmsği getirirse, bir deneme yazısının baskıyla ^orlayarak bunu kabul et> tırmemesi şartıyla ilgi çeKmesi olağandır. Haldun Taner yalmz eleştirmiyor, bir yaşama biçiminin. kırıntı halinde de olsa ögelerini sunuyor. De%Tekuşuna Mektuplar, hLkâyeci ve oyun yazarı Haldun Taner'in fleneme katındaki ustalıgını da belgeliyor. Denenıenüı yalmz bir uslup tşı değil aynı zamanda bir bügi, dünya görüşü işi de olduğunu karutlıyor. Toplumumuzun sorunlarmdar sanatımızın soruniarına kadar geniş bir çizgide usta işi ürünler olduğuna hiç kuşkusuz bu denemelerin her okuyan katılacaktır. ECZANELER BAKIRKOY: Özgür fKanaltepeı, Osmaniye (Osmar.iye') Site ıBssm Sitesı), Czay (BahçelievIsr), Yeşil>iırt lYeşüyurtı. Yeni 'Kanaraı, Kutlar (Esenler köyül, Tiilay ı Sefaköy), Ege 'K. Çekırıcce ı. Bengi ı Merter Sitesi) BEŞÎKTAŞ: Taşlık (Spor CacM Emek T.ılnmurdPre) Aka'lar Akatiar». Dereboyu 'Ortaköy). Arca\ııtköy (Arnaı.aıtköy). BEYÖGLt: Çiğdem 'îsikUl Cad.i, Şifa (Abdtilhak Hamit Cad.i. Arzu ıTaksim). BEYKOZ: Betin (Pevzi Paşa Cad.) E.MİNOM: Hal 'KUçukpazar). Hurur fSultanahmet) Yeni (Kum kapı). EYÜPÎ Eyüp Sultan (Kalendernane Cad.), Silâhtar (SUâhtar), Güner (Rami), Dostlar 'Bayrampaşa ı. FATtH: Edirnekapı (Acıçeşme duraği), Ulupınar (Malta'ı, Saglık ıFmdıkzarie). Valide 'Akasaray) Bertan 'Davuîpaşa), Balat Merkez (Balat). G. O. PAŞA: Derman (Küçükköy yoiuı, Şifa (Küçükköy). KAniKOY: Büyük 'Mühürdar Cad.). Indere (Yeldeğirmeni). Ural ıGöztepe). Erenköy (Erenköy\ Fatoş (Kızılfapraki, Şifa (Suadiye). KARAKOY: Ziya Boyer (Perçemti Sok.) KASÜVIPAŞA: Haîk (Bahariye Cad), Ruhan (Hasköy). SARIYER: Oktay (Yeni Mah. Cad.), Emirgân (Emirgâni. $İŞLI: Seval (Osmanbey). 07diş ıFeriköy), An »Pangaltn, Bulak (Hürriyet Mah.), Harmantppe Deva. (Gültepe'), Mehmetçi': (Çeüktepe), Meciciiyeköy (Mecidiyeköyi. Sanayi 'Sanayi Mah.) tSKtOAR: Levent 'Üsküdar Mejdanı), Çiçekçl (Çiçekçi). Taşhan (Fısükagacı), Kuzguncuk fKuzguncuk), Ahmet Tarhan (Ümraniye). ZEYTtNBURNt: doğan Mah.) Jale (Yeni
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle