27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 moı m TİYATRO EĞITIMI özdemlr NUTKU ujün, «Klajlk Universlte anlayıçı» olarak tammladığımız. Rönesans'tan bu yana top lum bllimler, edebiyat ve sanat alanların ds. tıniversitelerl etklleyen ve bu kurumların amaçlarını saptayan görüş acısı «KUltUrlü insan yetıştirme» olmuştur Ta ki çağdaş dünya gönjpılnün ışıgında çağdaş Unlvernlte düşUncesi gilç buluncaya değln Rönesans düşüncesinin bireyci yöneliilnde, ktlltUrlıl insan, hemen her seyl oldukça ıyl yapan, her şeyden biraz da olsa habert olan •Genel kültUrü genış» klsiydl Vasari'nln, çe?itli Eönesans kışiliklerini ve ünlü sanatçıları anlattıgı llginç kltabında matematikten blnicllige kadar her lşl oldukça başarryla vurütmü» olan ktşllerın öykülorini bulurnz Soz gelımi, Leon Battiste Alberti adında biri kl bugüne ne sanat, ne de billm alanında seslni duyurabllmıştir ivi bir matematllcçi, flzikçi. müziHysın, bestecl rpssam dUşunür, bınlcı koşuru, oyuncuydu. aynca o, madeni bır parayı baş parmağıyle killso kubbeslne fırlatabıllyordu da' Vasari onun bu ^etpnpfimdpn rivgliylp sö/ pder Kısâcası Albertı «kultürltı» bır ınsandı kendıni yetiştırmış, bu bererilerıvle kendi kişılıgıni kn bul cttlrmistı ama tophımu onun bu beeerıle nndon yararlanamamıştı Bu bireycı yoneli? ülkeml/dekl toplum bı llm ve sanatla uğıaşan fakilltplerde hala süı» gelmektedır Özellıkle «klasık üniverslte»nın top lum bılım ve sanat konularıyle ilgilı bolümlerı amaç olarak «külturlıl lnsan» yetiBtırmevı seçmışlerdır Doğal olarak, eğitlm ortamı düşük, eğıtım ydntemi çağdaş dünyaya göre hazırlanmamış bir Ulkede genel kam da, sanat, edeblyftt, vb gibi konulann yalmzca «hobby» olabileceğidir Hatta bunlara gereksizmiş, bırer lükv muş gibı bakılır. Aneak Ttlrkiye gellşmekte olan bir Ulkedir; sosyoekonomık durumu ne olursa olsun. hem de hızla gehşmekte olan bır tılke dır Genç kuşaklar klanık ünlversltelerln blrevrl tutumundan ortaya çıkan bu havada, fantezl ve onlara bir gelecek vadetmeyen, içeddnük tutumlarına karşıdırlar. Herhangl bir Universıtenln bir sanat dalını bitirmis olan genç, kendl dalmda bir 1? tutmak lstemektedlr. Artık «kül türlu» olmak vetmiyor, o gencin belli bir dalda uzmanlaamıs ya da meslek sahıbl olması öncm kasanıyor. Bu da Unlveraltenln bu bblumlertne kuramıal derslerln yanısıra, deneysel dergieri, laboratuver ç*Uşmalarını koymalanyle elde edilebilecek bir sonuçtur. Şu «kultUrlü lnsan» kavramı tizerinde de kısaca durmak gerek Rönesans düşüneesinın ışığmda «kültUrlU insan» hemen her alanda kenaıni yetiştirmiş, bir toplulukta konusabilen, hemen her konuda, yüzeyde de olsa, rikir yürütebilen kisiydi. Çağdaş dünyada, böyle bir kultur anlayısı yeterMz kahnaktadır. Üstellk, gelismekte olan bir lilkenln koşullan içlnde böyle bir anlayıs, yalmzca asalak aydın tlpinl ortaya çıkarmaya yarar. Böyle bir klşl her toplantıda kültUr dağarcığını kullanarak gUıel sözler sdyleyebıllr, eleştlrebillr, övebllir, yereblllr. araa toplumun bir güç bırlmi olarak, konuşmaktan ileri gıdemez Ülkcrnlzin olduğu kadar, çagdaş dlinyanın «kültUrlU lnsan»ı birlklmlni eylem olarak, btr iş gtlcü olarak kendi toplumun» katabilen kışıdir. Bir ınsanm kıiltürü dışa donük olmadıgı anda. kendıni sarfederek ylyen ve sonunda boşa harranmış bir enerji durumunda kalır. öyleyM. gerçek kültürlU lnsatu vnredebllmek için, o Insanı llerikt yasamında toplumuna k«ndi alanında katkıda bulunabllecek yetenefcte yetlstirmek zorunludur. Bunun igin de, çagdaş Univemte anlayıjı İçlnde, sanatın ancak billnısel çahşmalarla ortaya çıkabıleceglni kabul ederek ders çizelgelerini bu duruma uygun bir blçımde hazırlamak yapılması gereken bnemll bir ijtir. Srtz gellmi, Unlveraitede tiyatro bdlümllnU bıtirmış bir gendn, bankaya memur olarak gtrmeRinin tehllkesinl görmemiz gerektlr. Eger bu oluyorsa, o zaman tiyatro sanatının yuksek bftretimde ele ahnması da anlatnsız bir dunıma «irmektedir. Tiyatro alanında kendlnl yetiçtirmış bir gencin, lakiılteyi bitırdikten sonra bu alanda çalışamamam, çalışması lçln olanak tanınmama»ı ya da önemlisl, tiyatro alanında çalı$abileoek nlt«likte yetl}tirilmemiş olması, bu ögretltn dalını geçerslz kılmaktadır. Tlyatronun, ötekl sanat dallan yanınd», somıçlandırılması yönünden bir ayrıcalıgı varTıpkı sinema »anatmda olduğu gibi, bu sanatın tamamlanabılmesi içın çoşltlı uzmanlık dallartnda yetlsmls kisllerin bllgi ve yaratısına gerek var. Bunun içln de, tiyatro sanatını varedaceklerın yalruzra tiyatro konusunu iyl bllmelerl y«tmiyor, bu dalm ışçilıgıni, ustahğını da edinmelerl gereklyor. Hatta o kadar kı, bu sanatın değru dürüst ve düzenll bır volda seytrcı kar»ısına çıkanlabllmftsl lçln yönetsel açıdan yürütücü bır kadroyu da hazırlamak zorunlu. Onun içın, «tlyatro işletmecıllgı» gıbi, eiconomlk ve yönetsel «orunlan Içeren bir uzmanlığın bıle varolması şarttır. Bunun için, üniversltede, tiyatro eglUmlnln Mmel bilgilerini kapsayan kUltür derslerinln yamsıra, kuramsal ve deneysel derslerln, çalısmaların yapılması Onem kazanıyor. Klaslk ünıvercıtelerde olduğu glbl, derslerın çoğunlugunu kuramsal yapmak yerıne, kuram • deney lllsklsınl B varetmek, bunun lçln de iürekll laboratuvar çalı^malarına ve uygıılamalara gıtmek gfreklidlr Yuksek öğretlm asamasındaki tiyatro ögretiminl kendl İçlnde bölUmlemek ve bu bölümler arasında yöntemll bir ılışkl (koordınasyon) Ue yllrUtmek yararlı olıır Bu yönden, fakU'.teler lçindekl tlyatro W V lUmlerlnl, kosullarını zorlayarak, uzmanlık kesimlerine ayırmayı zorunlu buluyorum. Sö» geliml, bir yandan oyun yazarı, dramaturg, incelemeci, eleşHrmen, kuramcı yetlstlrecek bir kesim kurarken, öbür yandan oyuncu, yönetmen, teknik eleman (dekor sanatçısı, giysici, ısıklama uzmaru, vb ) eglteoek kesimleri de kurmah Bu keslmler arasmda derslerle, seminerle ve laboratuvar çalıjmalanyla önceden programlastınlmıs bir lliskiyl gerçeklestlrmell. Onemll bir nokta da, fakültejri bitiren «ğrencllere lş olanaklan saglamaktır. Bu da Üniversite yapısı İçlnde, halka ucuz gösteriler düzenHyecek bir «repertuvar tıyatro^u»nun kurulusuyle gerçekleseblllr. SUrekll, hal!jı açık bir Universlte tlyatrosun». tiyatro bölUmUnUn çeşıtll uzmanlık kcsimlerinden yetismıs olan klşileri alarak boyle bir tiyatroyu yasatmak olanak dıjı deftildir Tlyatro işletmecistnden, dramaturguna, oyuncusuna, yonetmentne teknık elpmanına kadar gereklı bütün «anatçı ve uzmanlar ünnersıte rtğrptiminden fçeçmlş kişıler yoluyle başanlı sonuçlara gotUrülebiHr Bu repertuvar tiyatrosu lki kcslmde ele alınmalıdır. 1) Yerleşlk, 2) Gezici. Blr donem Içınde dokuz on değışik oyun oynayacak olan bOvIe bır repertuvar tiyatrosu, oyun seçlmlnl tıtra yerleşik tiyatro, hem de gezici Unlversıte toplulugu açısından yapmalıdır Yerlesık toplululc bir tiyatro binası İçlnde, gezici olanı ıse her yere gideblleoek ve her yerde oynayabılecek ye tlde ve olanaklar İçinde ortaya gıxarumalıdır. Repertuvar tiyatrosu ikl önemli arnuca hi? met edecektjr Bunlardan biri, halka duzenli disıplınli ve doğru dllrlist oyun soçlmi olan br tiyatroyu açmak, öbürü de ögreneilaıi, daha fgı tım duzeyınde halk karşısına çılcmBva alıştır maktır. Bu hayat pahalılıgmda kftr eregı pwt rneden, ucuz, ama nıtelığl olan bır tıvatro e>leml vaıedebılmek, sanırım Türk rlvatro5u açısından da onemli bir atılım olur. Bıınu da, öoncr sermaye ıle ydnetilebllecek bır ünr"er^ıte repertuvar tiyatrosu Ile kolayca gerçe'.laştirebilıri' (,'agdaş Universlteler, bır yandan kUltilrlu, aydınlık kafaları ortaya çıkarırken, obür yandan uzmanları, meslek dallarının elemanlannı da varetmek zonındadırlar TUrklye gıbı gelişme suıecıne glnnış bir ülke içın gerçokçl unlversıte bğretimı de ancak bu yoldan elde edılebilır Buglln sayıları bir hayll olan kendl öğretim dah dışında çalı^malc zorunda bırakılan gençlere hakarsak, TUrkiye'nın bu genç enerjlleri nasıl boşa harcamakta oldugunu da gbrurüz Kumda kürek çekmeyı bırakıp gerçegın ne oldugunu artık Eorebumeliyiz. Öğretmen Türküleri Altmısikıl^rde Van'da Gevas'da Artos daglarının eteği kardan Karlann ıçınde bir evcil sahan Kendi ondokuzunda Çocuklanyla halaya durunca Kurtlar kuşlar el çırpardı Abece dagılırdı coşkudan Grtl salınır ıpek hışırtısıyla GUnes sevinçle balkırdı Sus olup dınlordik Akçadağda dogan en güzel Turkçe Kadirl tanır mısınız Kadirl? Ordudan Patsadan Kumrudan Söndürülemedl söndürülemeyecek olan Çoban atc^lerı gibı çıfte çıfte Tan şımdı ölümsüz ağıtlarda Zeklyi bıldlniz mi' t Stnopta Gerzenln dağlarında Bir kaymakam beş öğretmen Yoksul veşertoıı beş ögretmen Yürü deseler taşlar yürürdu Anayasa suç belgesı Ribı çantalarında Altmıvlar geçnuştı (.oktan öyle ya Sonra btnbır soru bınblr soruşturma Ve sürgün ülkenln uzak uçlarına önceden incecık kUçücük karısı Sonıa çolugu çocuğu kendısı Alamanyaya Aftır ışçı gıden Kamber Kutluyu tanıı mısınız? Maraşta Hatayda orda burda Saz benzl dal kuru bedenlyle Çlfte su vcrılmış güney celıgl Salmanı bılir mlsınlz Salmanı? Mustafa Hüseyin Bayram ve Bınlorce ha^kaları Pusu bomba mapus ölüm On parmaklannda on kara Adırı yanlmca dosyalaruıa Yedıveren gulUm dostum yığldlm Adın yazılınca dosyalarına îşsız assız verom olmacasına Sürgün yenlden eğltti onlan Zulum dırenç oldu yureklerme Ayrılıklar muştu gıbı sunuldu Yorgun yıl sonlarında Onarmaya alışık elleriyle Onlar kavusmaya dönUstürdUler Ey karanlık tartın n«ce bozuk olıa Bunca yükU çekemezsln HALK FIKRALARI EtemÜTÜK H ftlkblllmin öykU, türkulU ovkü masal ef^ ne ve bılmece gibı sozlü tUrlerı eıe alınıp ış lendigi halde, halk ııkralarımıza nedense pek değlnen olmamıstır Bunlann gerek toplanması gerekse üzerınde ineeleme yapılmaKi gibı çalış malara az rastlanmaktadır Oysakı fıkralar da rtte kl tıirlert glbl halk zekâsının yarattıgı sozlll Urıln lerdir. Eskı yıllardan gelen ve köv kahvelerinde, odalarında sürdürülen oykü turkülU bykü, masal anlatma ve dmleme geleneglmiz gıtgide gUcünu yıtırmektedır Buna kar^ılık fıkıa aıılatma gelene ğımız daha da gellşerek stlrüp gelmektedir Bvın dan da, masal ve öykUnün daha çok geçmıı?e fıkramn ıse geleceğe donuk oldugu kanısınn vaıa bıliriz Gerçı fıkralarda da anlatılan olavlar, çogunlukla geçmlşte olmuşlur ama biz onu so/ü muze güç vermek ınandırın l.nnıt gosieımrk içln söylerız Bundan oturu dlyebılinz kı fıkıa canlıdır, yaşamaktadır. rta nnıa bu \aMnlar Sırası gelmışken bır örn?k verelım Ötjretmen Pıkıpt Mariaralı göre"de < lft h ılunduftu yıllarda Anadolu krtvl' rint n topUd:f,ı fıkraları l^SP vılındn «Top Paıladı Oıuc Brtzuldu» adı \lr küçuk bır kitjp halinde ya^ınlar. Bundan ötlhli «hocaları küçdk ıiüş\ırti\oı, paşalnrt hakoıet prlivor» goı"kçe' ıle mahpııslara düîuıülmüştür Oysa bu fıkıalaıdıkı hocalar paşalar gUnllmüzun d^ğıl reçmı '"i ın^nlandır Anlatılmdk ıstenen df bplli hoca vo pnşıİMi It'ıçük dUştlımek dcRil geçmışin toplumsal olaylarınm, bozuk düzenın Yergl^idn bonra bu fıkraları keı> r dlsl varatmı». degil ha'k uınsında ovl "f <>^\<?n lerı toplamıştır '((Top Pıtladı Onıç Bo^uldu) k«n dı olanakldrıınİB bastıırliRim üçünn kltabımdır \ltır Ce/a va dvışünce h»psı satılrii tklımı baskl nın Rnsı np olacik bılmıyorı m» dhor (« 73) tnd'ana (ınlvpı<ıfp«ı ögıptıın Ü\rlprinrtpn ün111 halklnhnırımız Sayın Prof Dr Illıan r.atRia bu vapıtı nedenı ıle pnı?klıhk vıllanm \aıova'da ReçırmoktP bulun m vs^ar Fıkret Marlarolı yı snrmek ısteı llk Relnındp bıılamaz Vınp ppltr ve gorüvürler Onn kitabının deSerınl anlatır Ameılka Üniv«rsitPİprındp kpndı Hİanınri'lcf kpvnaklar pra&ındB bulunduğunu sn\İPverı^k ı'« nri ba sıınının da yapıliTusını nnprıı Hnlk fıkrabrımızı ınrplp^en bir cie ön^n/ vazır Kitap bu on*O7İp bırllkte ıkınci kez 1^74 vılınrta b^sılıı 'ıvın Bış Ko? «Fıkıalarımız (treunpıı başlıgını taşnan bu oniözünde şoyle dhor «Fıkıa kahramanlarımi7i Tılrk halkmın vnratc fıftt \olundaki \argımı? çok so\lenmi >tj' VP bu doÇru bu yıırRidır Ama Tnı' inUnm da fıkarRİarın yoŞurup yarattiKinı nedens? ppk düştmme mışizdır Oysa bızım duvıı \r dü&Umc rtltnyamı/ıi bıçımlsnmeRİndp dıvelim Ka^reddın Hoıa'nın katkısı kılçüm^enenıpyropk kadar önemli olmustuı Okuyucu çpvrp";i (lç bes bıni preçmoven sanatçılanmızın etkı»1ndpn * 6 pdprkpn, orneftln / Npmık Kemal kus.'»! Oıhnrı Vplı kuşoğı deı'ız Aboıt'lmış olnınH ı berar^r bu gorflste K*rçek pa\ı varaır Toplumumurun bır bhlümll, vıtanı ve millsti Nflmık Kpmal'm çö7tı ıl» ^hımfiştür bir 7aman Çogumuz sokaktaki küçuk adama Orhan Velı gıbl bakmışızclır Kovün toplumsal vapıMnı Incp Memet'ten naklpdpnlerımızın sayısı epevce kabarık olmalıdır Bu yandan bakılıncı hepimız Nasreddin Hora'nm kusagıvız En az 'iOO yıldan beri onun fıkaıaİRrını iınleyerek bes l^nlp bu\1lmüRU7 BPMkten ınezara hepımiz onlarla eğitllmişi? Boylere Nasreddin Hoca'yı Ttirlc lıalkı yörattıftı lcadaı, Tüık halkını da Nasr^drtin Hora yaratmış Nedense, gene de fıkralardan gelen pgitımi pcK cıddiye almayu Halbukı açıkça belirtikin belirtilmesm, fıkralarımızın bır da eğitim fonksiyonu var » Bu sorıışe oldugu gibl katıhrk'"! halkbılımcllerimızın aıtık bu konuya da eğilmeleri ve gereken önemı göstermelerl gerekir kanısındayım GERÇEK KÜLTÜRlü INSANI VAREDEBİLMEK İÇİN Benim burada sömnll etmek ıstedığım Nav r*ddln Hoca, Bektaşi înulı Çavuş fıkraları degıldlr Bunlarda kahraman hep aynı kişilcıdn, Nas reddin Hocadır, Bektaşi babası ya da deıvisldır, Incıh Çavuş'tur. Halk fıkralarında ise kahramanlar degişik tıplerdır, Ağadır. padışahtır hocadıı, kraldıı. kadıdıı raptıyedır, tahslldardır, kentll dır, koylüdür çobandır pasadır Halkımız tarıhın buçok dönemlerinde aga taraiından sömürulmui, padışah ve onun lemsilcılerınce ezılmıs /aptıye nın 7iılmunü görmüs, kadının haksızlıgına ugra mış, tahsıldar gelip elınaen varını yoğunu al mıştır Evet devlet ondan hep lstemış, almi5> ama pek bırseyler vermemış, hatta ı^leyip ekmeglnt çı karacagı topragı bıle Buna karşılık hakkını ve haklıhgını savunamadıgı surelerde tepkısıni fık ralsrla dlle getlrmıs, onlan yerınekle, ıgncıemek le yetinmlîtir. ÖykU, türkülü bykü masal re efsanelerln kaIıpîaşmış bır anlatım bıçımı vardır Çuk ke/, an latanlar belll klsllerdır Anlattıklanna bır takım hareket ve mimiklerle anlaın gticu kazandırmBva çalısırlardı Fıkralarda ise durum değlşıktır Bir kez fıkra kısadır A? sozle çok şey anlatılmak ıs tenır Gtildürü öğesınin yanında düşlinü oğe^l agir basar. Fıkra. toplumun o gUn içinde bulun dugu kosullara da bağlıdır Halk zekası devletl yönetenlerle ilglli öyle fıkralar yaratır kl, bunlar yayın organlannda gc3rtllmediğı. görıilmesine de olanak bulunmadıftı halde dllden dıle, en kı & stlrede tlim yurt düzeyıne yayılıverir. a Yakuı goçmislrnizde dp zaman zaman vonettmln halk üzerınde baskiMnı ağırlastırdığı dönemler olmuştur. Böyle dönemlerde devlet yöneticılerlni iğneleyen fıkalar da artmıstır Bu sllreler de guldlirU yayınlarının sayıları ve basımlan çoğalır. Çoğaldıkça bunlara karşı önlemler de artar 0 İNSANI ILERiKt YAJAMIND4 TOPIUMUNA KENDİ ALANINDA KATKIDA BUIUNABİIECEK YEÎENEKTE YEÎpRMEK ZORUNLUDUR. Gulten AKIN SANATEDEBİYAT Yabancı Sanat Dünyası Derleyen: Bertan ONARAN • «Yönellsler» re «Marteroau» adlı romanları Türkçe'ye ak tarılmıs bulunan, «Yeni Roman» akımının güçlü öncülennden Nathalle Sarraute'un yenı kltabı . Dlsrnt lcs lmbe'clles (Dlyor Ahmaklar) Galllmard Yayınevı'nce yayımlanmıstır. Ynar bu v«pıtında da usta bır anlatımla, dili kırk vararcasuıa kullanarak varlıgı ve koklerını ınrelemektedır. • Malraus'nun da lki yapıtı bir den Gallimard'ca vayımlanmıştır Sanat denemelerının sonımcusu olan L'lntemporel (Zamandısı) ıle yazın alanındakl begenllerlnl, tatlarmı rtZPtleyen L'Hommr pricalre et la llttersture (Gelip geçl cı tnsanoglu ve Yazın). tkl yapıt da elestlrmenlerce * nemle salık verllmlstır. • Henrl Mlller'ın UnlU ele«tlrmen Wallace Fowlle'yle yazışmaları ?ransızca'ya çevril di Miller, otuz yıllık mektup lasmayı kapsayan bu derleme yı okuduktan sonra «Vay canı na, ne «erüven be!» dlye bağırmıs. Yazarın Fransızcs yazdığı ve dilbilgisl yanlışlarıyla yazım yanlışları dıizeltılmeden basılan J'suis pas plus con qu'un autre (Baskalarından Daha Salak Deglltm) adlı yapıtı da yıne Buchet Chaste) Yaymevlnoe yayımlandı • Annie Girardot, Robert Pouret'nin yönettığ) son güldllrü tılminde yıne ustalıgına yakısan bir oyun çıkarmaktay mış: JeanPlerre Marlelle'ın de rol aldıgı fllmin adı Co ıı rs apres mnl que ıe t'attra pe (Ardımdan Kos Kı Seni Yakalayayım). Şark Demiryolu Işçilerinin Grevi alâh Blrsel rerlmll bir yıla hazırlanıyor Gcçtigimız haf ta Istanbul'a gelen sanatçı «Kuşları örttlnmek» adıyla yayımlanacak olan günltiklerinl baskıya girmeden son bir kez ROzden geçirdi. Ozanın «Şllrln Ilkelerı» adlı yapıtı da UçüncU kez basılacak başka bir yayıne vınce Birsel çesıtli dergi ve ga«etelerde yayımlanmıs konusmalanndan seçtlgl parçalan da <be yircı Sahneye Çıkıyoı» başlığı altında kıtabına eklemls. SanatEdebiyat Çevresi S 17 agustos 1906'di Yaz sonu Rtlnlerinden herhanjrlbirı O zaman]ar Henuz dtlnyamız sogumamıştı Güneşten koptuğu gıbıydl Haydarpaşa Ankara Esklsehlr Konya Bulgurlu hatlannda Şark demıryollarının Bilinçlı ve çalışkan işçlleri Ellerinde bayraklar Ve önlerlndo mızıkalarl» Kadıköy bölgesınl Haydarpasa'ya dek dolaştılar Akşam trenleri gelinee küçUk ls adamlan Nazenin bayanlar Ellerinde çantaları başlarında feslerle YUzlerinde yaşmak, sırtlarında «pembe mintandan ferace» İvi dıkllmlş setre pantol ve redingotlarla Yakasız mlntanlanyla köylüler Jon Paşa'dan ve Şirket i Azizıye adıyla kurulan Anonlm Kumpanyadan habersta Vagonlardan taştılar Ve böylece Akçam trenteri de gelince lstaayon kapısında asılan beyannamede yazıldıgı üzro Greve memurlar da katıldı Ereğli Şirketı Ocaklarında Aydın Hattında da Direniş başlamıştı Dlreniş sakin, düzenll Gürül gürül ve bir koldan Ve bınlerce yoldan birleserek akacaH Geniş, ak, temlz Ve binlerce yoldan blrleserek akacak Bır ırmaktı Bildirilerınin sonuna sunlan yazdılar^ «Yaşasın Ittlhad» • Davanılmaz yaşayışlanna bir parça refah» Bir sendikada toplanmak şlrkete karşı Hasta, yaşlı ışçılerin sokaga atılmamasını ve GUndeliklere birkaç kuruş zam îsf.lyorlardı 18 evlül tarıhll îkdam «Çirkin ve ayıp» buldu bunu BUyük iş adamlannın lşleri Ihracat ve memleket ekonomisl Durmuştu Berllner Tageblatt Gazetesi'ne göra Eylem «Alman Mahfillerlnde» de İV) karşılanmamış Türkiye'nin Ticaret Merkezlerlnden HUktlmete çekllen telgraflara göre încirleri Aydın'dan lzmir'e tasımak Develere kalmıştı 1908 18 eylUlllnün Sıcak özgllrlük gUneslnde Türk işçileri YUrüyor yürüyordu Ve ayni gUneşln kanı Yabancı sermnye denen Bir garip ve korkunç hayvanı Terll derılere yapısmış bir bıt gibi BuyütUyordu •*• alip Apaydın mUzik 6gret^ menldlr başkent okullarından birlnde Lşi de oğretmendır Apaydınlnı da örendeki sitede vazlık edlnenlerden Devletin, yirmi beş vılı aşkın hızmet lerine karşılık bir armaganı de gil bu ev. Ne de haksız kazançla edınilmıs. Oradan oraya sürülerak, açıga alınarak geçen ylrml beş yılda alıntenyle kazanılnıış Apaydın önllmuzdeki yıl Kurtuluş Savası'nı konu alan «Tor Du man İçlnde• ve Vatan Dedller» ln UçUncU cildinı çıkaracak. Bunun için Uşak yöresinı dolaşarak malzeme toplamıs bir süre once. T Onlar ve Siz ••• mer Asım Aksoy'un TUrk Dıl Kurumu Genel Yazman lıgından çekılecegi söylenı vor N'edeni kişlsel Yorgunluk Yıllardan berı başanyla yUrüttd bu gorevi Aksoy. .Tanıklarıyla Tarama Sözltieu. gibı dev bır yapıt onun yonetimınde hazırlandı Dil Devrımlne karşı olanlarla da yılmadan savaştı Aksoy'un çalışmalarını değerlendirenler aynlacağı söylentisınin bir dedikodu olmasını dlllyorlar Anıa yenı genel yazman adaylannın da adı dolaşıyor edebıyatçılar çevresinde Cahit Kulebi. Emın özdemır, Mehmet Sallhoglu adları en çok edilenler. O onlar ardamar yöksullarıdır yureğı kabuk tutmu$ bılınç (ukaralan yellerı eskl bzlem nazi duzen yollan zulmü kol gezdiren bln türlU hayınlıkta bın yıllaruı utanç pazarcılarj onlar sözcükiere bukağı vuranlardır yasamları halka karşı suçustti durusmas kulluklan boyun buker kan kokar karanlıkları yani hıçbir şllrde yerleri bulunmayan gblge öykuleriyle «bostan korkulukları» onlar clm karmnda bır noktadırlar çağın gerisinde kalmak, sayrılıklan ıçerlkleri sılır nasır duyarlıkları Yemen'de kadıydılar Şill'de avcı anılır Osmanlı'da Hızır pasalıklan II Slz genç ölümlerle tanıdınız onlan pusularda zindanlarda ve lçkencede yasıruzdan büyük o yalın deneylerle kavganın adını öyle koydunuz onlarsa «Onlardı işte!» siz karanlıgın defterlni dürenler yurt sevmenin en erkek ve lnce ustaları bir kaldırım tası gibi ezip geçerek onlan olusumun halayında bası çekenler Şiirim sevdanıza yar yandını türküsUdür birıktirir ve gül eder döktUgUnüz kanları ilz halka adanmıs gönül çlçekleyenler Kitapiardan günes içip özümleyen acılan •gıda yol vermeyen destan oaskaldırmalan görkemine yakıştırıp onur çelikleyenler Şiirim sevdanıza var vandım cUrkusUdUr kucaklar ve tan ağaıır solUÜKünUz şafaklan Kadrı ÖZAYTEN • •• KÎTAP...KİTAP...KÎTAP... • SARI YAZMA, RIFAT IIGAZ. ALTIN KıTAPLAR YAYINEVı, 416 s 30 LıRA Rıfat Ilgaz çok yönlü bır yazar 1940 kıışaftıııın toplumcu ozanlarının önde gelenleruıden Ünlü «Hababam Sınıfı» dlzlsiyle de mizah edebıyatımızda önemli bır yerl oldugu gerçek. Ilgaz ın mizah turti dışında ıkı romanı yayımlanmıştı. «Karadenlzin Kıyırığında» O969*. «Kar.ırtma Gereleri» (1974) Bu kez otobiyogıafik bir romanla çıkıyor okuyucusunun karşısma Ilgaz «San Yazma»da çocukluğundan baslayarak 19S0'lere ka dar çileli yaşamından bır keslt sunuyor: Kurtuluş Savaşı dönemine rastlayan çocukluk yılları. ttlküpu bir ögretmenin karşıla$tıRı gUçlükler, kosulların zorlaması vetmezmiş gibi bir de ya$amak için veremle savasım 1940'ların baskılı günlen . BUtun bunlar salt Rıfat Ilgaz'ın degil kUçük degişıkliklerlp aslında bır kuşagın öyküsu GUnümüzde artık sıyasal partılerln programlHrına ijı le Kirmış kıml düşüncelen savunanların uıtradıgı sıkıntıların, haksızlıkların, l'isanlık dışı baskıların Venı bir yasamın eşıfeınde. baııkı geçmı$i anımsayarak fiuç kazanmak ıstıynr Ilgaz Ama anıların Ustüste yığılmasından oluşmuyor «San Yazma» Kendlslnl merkez alarak, bir romanın bütünlUğU lçindo dırenen insanın öykusunu ustaca veılyor Rıfat IIgaz Atillâ OZKIRIML1 dek yavımlanmış kltapları İse şunlar. «Şenlıkname Diızeni», «Okname», «Resım Klavu/u» «Sanata Yaklaşım», «Beş Top lumcu Türk Rpssamı» Tansuğ'un elimizdekı yapıtı bej bölumden oluşuyor Bı rınci bölUmde sanatın nltellğt Uzerlnde duruyor yazar Sanatta sürekllUk, evren seliik, ulusalliK, tutuculuk gibi Kavramları açıklıyor, sanatın işlevinl vuıgulamaya çalışıyor. lklnci bölUm sanat ve eleştiriye ayrılmış ÜçüncU bölUmde plat.tik sanatları oluşturan unsurları lncellyor Tansug. Daha sonrakı bölümlerde ise re sım ve sinema sanatları uzerıne oılgi veriyor Ülkemizde genelliklft sanatın görevi konusunda büyük sözler edlltr de, sanjtın kendlsi Uzerinde pek durulmaz Hele plastık sanatlar konusu, ugras edlnenlv dışında çoğumuz içln bir bilin mejrflr Sezer Tansuğ'un yapıtı bu açıdan ögretlci ve aydınlatıcı. ren'e ugrayanlar Ruhi Su'nun kendisine «Ören'in A(jası> adını taktıgıııı soyllt yorlar Gerçekten sayRi ve sevRi grtrüyormuş çevresinde Bir ug rak yerine dönnıüş evi Bir süre konuk ettigi Tlp Genel Baskanı Behire BorHn'ın bu yüzden pnk dinlenemedig! de bellrtıliyor Ru hi Su ören'de bulunduğu süre içlnde Balıkeslr'de TÖF DER'ın çagrılısı olarak bir konser verdl Bunu Edremifte CHP'nln dü zenledlgl konser izledi Bu aradA Av^al^k•ta bulunan ressam Orhan Peker de bir portreslnl yaptı sanatçının O Aftl IIGAZ ••* eçtiftlmiz haftalarda Sabâhanin EyUboğlu'nun ba«lattıgı .Mavi Yolculuk» ikl grup halinde yapıldı. Jlk yolculuk Mehmet ve Eren Eyüboglu'nca gerçekleştirildi Döntişteki tekne Azra Erhat ve arkadaşlan na devredlldl Yakmda Erhat'ın kaleminden gezl izlenlmlorıni bekllyor şimdl okurlar. BENCİL Ben, son oimadan önce Kendiml «everdım $lmdi sen ben oldun Ben yıne Kendiml sevlyonım. • SANATIN DıLl, SEZER TANSUG. KOZA YAYINIARI, 144 S, 15 LiRA G Mehmet Adtm SOLAK Sezer Tansug bır «anat tarihçlsi. Ozplllkle plastik sanatlara illşkin eleştıu ve denemelerıyle tanmıyor. Şimdlye Plyala GÖNÜITAJ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle