Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 25 E T * 1976 SANAT EDEBIYAT Dil Devriminin edebiyat ve bilim diline getirdiği Urkçenin özleştlrilmesine karşı çıkanlar lçlnde, ger çekte dönüşsüz blr gidtşe karşı çıktıklarım soıinlayebüecek oranda anlayışlı olanlar, bu gidi&l hıç <ieÇılse bellt bır evrede durdurmaya çahşmı^lsırdır hep Bır zamanlar örneğln Ziya Gökalp'ın türkçesınde durulmasını Meyenlerin izleyicileri, bugün Reşat Nurl ya da Saıt Faik'"i türkçesinde durulmasını bnermektedlrler, yarm da, istenıeye ıstemeye, başka kpnakJama noktaları gosterec eklerdlr Ne var kl, bu güçlü akım hep aynı hızla sürüp gıtmeyecek olsa bıle, Reşat Nuri çızgısinde durmadığı gıbı, bu gtln erlştiğl çlzglde durması da bekleneme/ Türkçenın arılaşmasına karşı çıkanların bir türlü anlamak istemedıklon bır nokta var Bu akımın yalnızca TUrk Dil Kurumu ile onunla aynı amacı paylaşan bır aydın kitlesının buyrultu sundan doğmadığı Bütün yaşavan dillerderı kesıntisiz bir ovriml aUrdUrdüğü ne denii yadsınmaz bir gerçekse, bu evrimin toplum içındekl ekinsel dönUşümlere noşu: olarak, zaman zaman blr devrim nıtelığine büründügü da o denll yadsınmaz bir gerçek. Bu bakımdan, dil devrimimizl yalnızoa bir ulusçuluk yönelıminin sonucu olarak görmel: de yanlış olur. Daha köklü, daha geniş blr gereksinlmı karşılamafc lster dil devrımı «Dinin, bilgelığın, gerçeğın yolu yeniden bulunmak istenıyorsa, sıfırdan yola çıkm«ık, yenı bir dil yaratmak gerekır. îster tlnsel olsun, ister ussal, her devrim kurulu dllde bir değışimi zorur.lu kılar» Fransız yazarı Georges Gusdorf'un bizim yakın tarihlmızdeki olgularla drvha bır geçerllk kazanan bu sözleri, ö * leştırme akımının derin nedenlnl açıkladığı glbi, bu akım karşısındaki sürekü dırenmenin kaynaklanru da aydınlatıyor. Gerçekten de, dılimizin özleştiıilmesl konusunda yıllaroır sürdürülegelen, bugün özleştirme çabalannın kestn bır başarıya ulaşmış olmasma karşın, daha kolay kolay yatışacağa da benzemeyen tartışmalar, toplumun uyanıp gelışmesinden yana olanlarla onu hep karanlık bzlemlerin kılıtı olan bir «dUzen» içinde taşlaştırmak isteyenleri karSi karşıya getirmlştlr her zaman Düin gerçek duşüncenin, yaşanmış duygunun yetkin anlatımı, araştırıcı usun güvenılir aracı olması içln özleştirmeyl zorunlu görenler, bılinçlı devrlmciler olmuştur, «Hiç bırlmiz düşünerek konuştnayız gerçekte, sözler duygu, dUşunca kılığına gırerek dilimızin ucuna kendillklerinden gelirler, bizlm yerlmlze dil düşünür, dil konuşur», dlyerek dilın bilınce üstünlUğUnU, dolayısıyle dokunulmazlığını savunanlarsa, yönetlcinln yurt taşa, patronun ışçıye. zengının yoksula, efendlnın uşağa üstUnlüğünü sürdürmoklen yana olanlardır. «Bizim yerimıze dil düşunürıt, diyenlerle «BUyüklerlmlz herseyl blzden daha lyi bllir, daha lyl dtişünUr», diyenler aynı mantığı ve aynı ozlemlerl paylaşmaktadır Bunlan sbylerken, gerek kullandıkian dil, gereksa ileri sllrdUklerl türlü gerekçelerle özleştirme çabalannın karşısma dikilen devrimcl dUşUnUrlerlmiz, yazuı adamlarımız bulunduğunu unutmuyorum Bu «devrımci» kişiler arasında, şu 1976 yüında blle, Arap abecesinin yasını tutanlar bulunduğunu da, çlleli TUrk halkı İçin hıç de «mutlu» olmayan bir «efendıler» azınlığının yapay yazı dılı olan Osmanlıcayı türkçemizin ergin bir aşaması sayıp baştacı edenler, onun ufak tefek kırıntılarıyla güzollıkler yaratmaya kalkanlar bulundugunu da unutmuyorum Ama devrlmd oldugunu göylemekle devrimin bilincine varmanın aynı şey olmadığını da unutmamak gerek Karşıdevnmcilik, toplum yavayı.şım genlş anlamda bir efendi/uşak Uişklsi çevresinde duzerüeme eğılımi olarak tanunlanabüirse, devrımci olduklarını söyleyen kımi aydınlaruı da nerdeyse bir Tanrı düzeyıne çıkard.tdarı, soyut bır efendl önilnde baş eğmeleriyla kar^ıdevrlmcilere yaklaştıklan söylenebilır Bu efendı «tarlh»tir Hem her şeyl açıklayan, kural koyucu blr bllgt kolu, hem de bütün buyrultuların ustünde, şaşmaz ve evrensel bir yöneliş, bütün olgular, bütün kuşaklar arasında kcsıntısiz blr süreklllik, parçasız bir bütünlük olarak belırlenen, aşkın blr tarih Ama, gerçek devrımcilikle bağdaştınlma&ı ?or olan, yazgıcı bir anlayışı içerse bile, böyle blr tarlh görüşü dönüşsüz bır gelişrneyi kesinler hiç değilse Bizim Osmanh hayranı devrlmd yazarlarımız ise çoğu kez eskl efendlsinln etkısmden kurtulamamış blrer azatlı bıllncl taşımalan bir yana, tarlhl her an, her noktasında konaklanabilen, çlft yönlü bir tozlu yol olarak görüyorlaı Osmanlıcanın kalıntısı blr talorn aozcükler, çafdaş türkçenin yapısı İçinde ancak çlrkin çlrkln sınt" "nnalltadır. Aynı biçtmde. baçka bir dönemln, ba?ka blr 6rtamuı malı olan bu yapay yaz» dllinden alınmış sözclikler ve aynı ölçüde geçerlığini yitirmlş blr yazın olan Osmanlı yazınmın kalıplarından yararlanacak çağdaş blr yazın kurmaya çalışmak da yapı Kavrammı blr yana bırakmak geçer11 lçerlkler yoklugünda yapay güzellikler ardına düşmektir. Ama geçerli içerik yokluğunun çağdaş yazını, eklni degil boşalmış kalıplara umut bağlayan, gUçsüz yazın adamlarını belirleyen bir özelllk oldugunu soylemek bile fazla. T Dil Kurumu ödülleri açıklandı ROMANDA KANLIDERENIN KURTLARI İLE DURSUN AKÇAM, HIKAYEDE UZUN SURMUJ BıR YAZ İLE NEDİM GÜRSEL, JııRDE SEN DE KAÎILMALISIN YA5AMI SAVUN MAYA İLE KEMAL ÖZER, DENEMEDE JııR VE CİNAYET İLE SALÂH BıRSEl, ÇEVIRıDE ARAGON'DAN ELSA'YA JılRLER ADll KITABI ÇEViRıSiYLE SAiD MADEN, TıYATRODA M r DAS'IN KORDÜGÜMÜ ıLE CÜNGOR DıLMEN KAZANDI. ÖDÖL KAZANAN SANATÇILAR 26 EYLLl GÜNÜ DİL BAYRAMI'NDA TÜRK DıL KURUMUNUN ANKARA'DAKİ BİNASINDA YAPILACAK TORENLE ÖDÜLLERINI ALACAKLARDIR BU HAfTA SANATEDEBIYAT SAYFAMIZDA ÖDÜL KAZA NAN l»Ç SANATÇIYLA YAPTIGIMIZ KONUJMAYI YAYINLIYORUZ GEIECEK HAFTA DA DıGER SANATÇILARLA YAPILAN KONUSMALARI YAYINLAYACAGlZ Roman Dursun AKÇAM Hikâye Nedim GÜRSEL Şiir KemalÖZER Deneme Salâh BiRSEL Çeviri Said MADEN Oyun GüngörDiLMEN Dursun Akçam 1930DA ARDAHAN'IN ÖLÇEK KÖTÜNDE DOÖDU. CILAVIZ KÖY ENSTtTÜSÜ'NÜ BİTtRİP ÖÖRETMENLİK YAPTIKTAN SONRA OAZt EOtTÎM EDEBİYAT BÖLÜMÜ'NÜ TAMAMLAYARAK TÜRKÇE ÖĞRETMENÎ OLDU TOS İKINCt BAŞKANUÖI YAPTI ÖLÜ EKMEGÎ, TAŞ ÇORBASI, KÖYDEN tNDİM ŞEHİRE ADLI HIKAYE KITAPLARININ YANISIRA KÖY NOTLARI DA YAYIMLANDI «KANLI DERKNİN KURT LARI» ÎLK ROMANIDIR. Nedim Gürsel 1951 YILINDA OAZÎANTEPTE DOÖDU GA LATASARAY LÎSESÎ'NÎ, PARÎSTEKÎ SORBON NE ÜNÎVERSİTESt MODERN FRANSIZ EDEBİ YATI BÖLÜMÜ'NÜ BİTİRDİ, ŞtMDtLERDE PA RİSTE FRANSIZ EDEBÎYATI ÜSTÜNE DOKTO RA ÇALIŞMASI YAPIYOR HİKAYELERİ 1969' DAN BERt ÇEŞİTLt DERGİLERDE YAYIMLV NAN NEDtM GÜRSEL ELEŞTÎRÎ VE tNCELE ME DALLARINDA DA YAZIYOR «UZUN SÜR MÜŞ BÎR YAZ» ÎLK HtKAYE KÎTABIDIR. Kemal Ozer 1935'TE İSTANBUL'DA DOĞDU. EDEBtYAT FAKÜLTESÎ TÜRK DÎLÎ VE EDEBÎYATI BÖLÜ MÜ'NDEKÎ ÖĞRFNİMİNÎ YARIDA BIRAKA RAK HAYATA ATILDI ŞİMDİ CUMHURÎYET" İN DÜZELTME SERVÎSİNDE ÇALIŞMAKTADIR ÎLK ŞÎÎRİ 19'H DE YAYIMLANAN KFMAL ÖZER'ÎN KÎTAPLAKI ŞUNLARDIR GÜL YORDAMI ÖLÜ BÎR YAZ TUTSAK KAN KAVGAMN YÜREGÎ, YAŞADIĞIMIZ CÜNLFRIN ŞIİRLERİ SEN DE KATILMALISIN YAŞAMI SAVUNMAYA "Anadolu koylusunun dramını yansıttım,, »910 Yazar dilin içinde suda balık gibidir Taıann dlll konusunda dUşttncelerlnlc? Her yazarın kendl dilinl oluşturduğunu, «onuşları dili toplumsal dızge duzeytnden, yani bildırışım amacıyla kullanılnıaktan çıkarıp, yapıtı nın özglln dılıne dÖnüştürdüğünU söyleyebillru Yazar kullandıgı dilin lçlnde suda balık gibl dlr. Dıli yoğurup bir btçim verdiğı kendlne özgü bır anlatıma, yanı yapıtının özgün dlllne dönlı^ türdUğü kadar dil de onu yoğurup değlştlrlr. Çnfrdaş Türk fiykücülüfü konuıundald gftruşlerlnlı? Çağdaş Türk öykUcülüğunün Salt Falk'le Sa bahattln All'den kaynaklandığı, bu iki yazarın aç tığı yoldan fUızler verdiğl görüşündeyim. Gerçeklik anlayışlan ve yapıtlarının lçeriği bakımından blrbirinden oldukça ayrı yerlerde duran bu İki öncünün ortak yanları da bulunduğunu öne süre biliriz. Benim kuşagımın öykü yazarlanna gelince, 951 doğumlu olduğuma göre en gençlerl sözkonusu etmem gerekıyor Selim llerl, Hulkl Aktunç, Necatl Tosuner, Nazlı Eray, vb glbl yazarlann yapıtlan ilk gençlik denemelerı olmanın Öteslnde, yetkin örnekler Deylm yerlndeyse, bugün «orto yaş>a gelmlş öykü yazarları arasında Orhan Kemal anlayışuu başanyla surdüren, yanl gözlem ve yaşam deneyıni temel alan füruzanı, ve baıı öyküleriyle Sevgı Soysaina Beklr Yıldız'ı s.ayabllirim. Adnan Ö7yalçıner, Demlr özlü, Erdal öz, Orhan Duru, Leyla Erbil, Tomrls Uyar, Selçuk Baran. ve venldpn vazmalannı özlediğlm Onat Kutlar'la Vüsat Bener. Nezlhe Meriç, Sevlm Burak da begenerek okudugum yazarlardan. Tahsin YUcel'le Bilge Karasu'nun ılstündeyse aynca dur mak, edebiyatımızd» pek alışılmamış ama çok önemli blr çlzgiyı sürdüren bu iki öykücünün yapıtlarındakl çağdaş tutumu ayrıntılanyla lrdelemek Uterdim. Bır öncekl kuşagın öyküyü sürdUren yazarları arasında Oktay Akbal ve Necati Cumalı'yı da saymalıyım. "Yaşam değiştikçe şiir de değişecek,, «Turk 011 Kurumu şllr ödülünü kazsndımz ' Hîı konüdâ aOşüneceklerlniz''» ' Sanat ürUnü ılk b.ıkışta"' tekil bir olğndur Kİ şlnin kendi çabasıyla, yetencklpriyle bagmtılıdır Yani alabildigmo kişıseldır Basarı va da ba^an sızlık glbı odüllenmek da kişiye ozgüdür Ne var kl bu, ilk bakışta böyle Derinllğine bakarsak, tümüyle böyle olmadıgını gbrürüz Ürünün kişlselltğl. daha geni;., daha tümel bir arka yapının ızduşümüdür aslında Çünkü blr sanat anlayışını örneklemektedir her UrUn Her sanat anlayısı da bir dünya görllşUnden kaynaklanmaktadır îşte ödül kazanmayı bu bağlam İçinde cleğerlendirmck ten janayım Ürünün yaslandığı arka yapıyı gbzler önüne serdıği ölçüde kıvanç verlcidir sonuç Yapıta yöneltüen ilgi, onun içinde yer aldığı sanat anlayısı ve dünya görllsüne çekecekse bakışları, yerlnl bulmuş olur odül •Dilin arılaşmasındakl tutumunuı nedir?» Dille yaşam arasındaki bağıntı, edebiyatla yaşam arasındaki bağıntıyla sıkı lllşklde Dilin arılaşmasım, yaşam için glrlşllen kavganın bir parçası sayıyorum bu yüzden Yaşamı değiştlrmede etkin yerl varsa sanatçınm, dtl karşısında da evrlmcl bir anlayışa bel bağlayamaz. Bir Urünü değerlendirmede dil ölçütünün yer almasını ayrıca yerinde bulduğumu söylemellyim. «Bu yapıtınızla naoıl bir sllrl ama«lıyorsunu*7» Şliı cle btekı sanatlar gibi insan gerekuinimlerinl karşılamaya yönelmıştir Okurun olduğu ka dar ozamn gereksınimleri de söz konusudur burda. Yaşam değiştikçe fsereksindıftimiz şiir elbet degışecek Yaşamı değıştııme savaşımında şilrln kendlne özgü. ama etkin bir yerl olduğu kanısındayım Bu anlamda o da blr sllahtır. Cephenin on ön kesimlnde çarpışmaktadır. Güncel kavgada, guncel olayların içinde yer alacak blr şlirl gerek slndlm son kltabımı oluşturan örneklerl yazarken. Okuru, bu kavganm içinde olmaya çağırsınlar ıstedim. Onu bile«inler, dlrençU m vunutlu kılsmlar.. Tahsin YÜCEL Bir tiyatrocu Nâzım'ı nasıl yorumluyor? FEDERICO GARCIA LORCA Endülüsun bülbfllunü ınstnrdular ölttmttn uşaklan Kara flyslU yobazla» Kanla beslU cellaUar Kurşun pençell baTkuçlar îüziı edmslyab katiller BOlbUlflıı suçu OtmekU Yurtsuz çlnKenelerl farfcnnyle kornmak Oığttrlttfte ve leviye kanat açmak Yırtılan bayrağuu dlkmek cumhurlyettn Slerre Nevoda'nıu karlı doruklarına bakarak Dlşlertnl ıriadıgı türkftlerinl besteledlğl Plyanora duruyor gene esklsl glbl Ültflnde kardeşl Paco Ue yanyana resml Ellyle çizdlgl tiyatrosnntın dekorlan desenlerl Ommta'da ytahk evlertnln dnvarlannda asılı Gttnevhı ydoubtı beywı evtn heyaı dnvarlannda Bndfllfltttn cenc osanlan bngOn alay alay ytırüyor Vlmar k5yü yOreılndo ıcytin agaçlan altuıda Can verdlgl tepelere Afat yakıyorlat Fedcrlco Içtn jltarlanyie orada Gımatarun bülbulünfl vnrduUr GSzlertne bakamadan Oövdeslnt nakladılar Kurfon rulılu vıİRicüan yOzyüımMan Şarkıdan korkanUr Federlco Garola ttldtt Klms« bümlyor nerde yattıgını Emrl vcrenlcrie uygulayanlar îok »rtık Onlar da topraga kançtı GOrett tanıklan salt leytlnllklerde esen tan yeU Ve Oımatanın KBSÜnde ııjıyan vildıriar Cıkmadı çlmdlve <1<k blr babaylflt Knrşunn dizecek onlan Ey fflmutsüı OIOsil Şehlr Tiyatroları bu yil garmelerlnde Nasnm Htkmet'ten 3 oyun sergillyecek Bunlar Ferhnt Ue Şlrln, Yusuf ile Menofis ve Memleketlmden însan Manzaralan Fatlh'te oynanacak «Memleketlmden tnsan Manzaraları»nın yöneticlsi Ali Taygun, martta sahneye gelmesl beklenen oyunun ön hazırlıklan içinde Haıblye'de sergilcnecek Yusuf İle Meno tls'in yöneticisi İse henüz belli olmadı. önümüzdeki ay Üsküdar bölümünde başlıyacak olan «Ferhat İle Şirinnln tüm hazırlıklan tamamlanmış durumda. Oyunun yönetmenl Bajar Sabuncu Nazım Hikmet'in «Ferhat İle Şlrin»lni nasıl yorumluyor? Aşagıdaki konuşmada bu ıorunun cevabım sunuyoruz. NiYE FERHAD İLE ŞiRiN? Şehlr Tiyatroları yönetmeliğinin amaç madde sindekl deylşle «halkı yurt ve dünya sorunlarını yeterince kavramasına yarayacak duşünsel araç larla donatmaya» yönellk bir oyun dağan lçlnde Ferhad ile Şlrln'in özel bir yerı var 19761977 tı yatro dönemine genelllkle unutulan blr tadı, kav gadakl sevgl payı ile sevglnln kavgasını ylneleye rek başlamak istedik. önoelikle sevgl üatüne öir oyun Ferhad ile Şırın, sevginin çeçltlemegi Amaç tçe dönUk mıymıntı ve kısır sevglnln «leftıl, güru) gürül, kavga atesı vakan sevdanm. Nazım ın deyişıyle «Blr klsıye duyulan askla toplumun yaranna duyulan askın vahdetl». Buna bir de Nazım'ın kırk yılı aşkın bir süre sonra ynlden bu yıl Şehır Tlyatrolarının sahnesıne kavuştugu nu eklersek, bilmem başka gerekçe lstenır mı? .Kıvnh Oere'nln Kurtıan Onerinc »SyleyeceHeHJ tliz" Bu romanım 50 yıllık Cumhurly*t döneminda* türlü kılıklarla görllnen lasızmı ve somürü oyununu vurgulamak ister TUrk halkı 50 yıldan beri değislk görüntüler İçinde hergün 12 Mart'ı yaşamaktadır Bu romanım, Anartolu köylÜEÜnün bır yandan insanın irısana olan zulmune ve öte yandan, tablatın zulmUne karşı dlrenişlnln dramını yansıtır. Bucün kOy romancılıjh Içlevlnl tamamlanııt mıdır? Romanın köyü, kenti, kasabasa olmaz. Romanın konusu Uuandır Ve insanın dramıdır. Romanı, yerleşme noktalanna göre ayıranlann sanata tf i düşmeleri bir yana devrlmcı sanatı yörüngesınden saptırdıkları, egemen sınıflann ekmeğine yağ sürdüklerl bir gerçektır Tartısma konusu yapılmak istenıyorsa, sanatın devrimcl tutarlılığı tar tı»ılabilir. KöyKent degil, sömürenler sömUrülenler vardır. Bunu tartı?sınlar Sanatçı toplumun onünde olan klşldir. lyiyi, güzell, doğruyu gören klşldır Devrime giden yolda motor işçi Bimıımn öz örgUtüdlir, sanatçı bu motorlu taşıtın farUn ve dıkiz lambasıdır Genla kitlelere aealenmeal lntenen topltımcn yspıtlann ataee naaıl bir dil kullanmatn gerekUdlr? Bu •orunuz gerçekte toplumun maddl yaşantıMndan, üretim llişkilerlnden soyutlanamaz Dil Ust yapı kurumudur, dill alt yapı bellrler. Bizim toplumumuzda Doğudan Batıdan yabancı kellmeler kullanılmışür Boylece halkımız bunlan anlamaı dııruma düşmUstUr. Oysa bızım dil kaynağımız zen gındir Bu kaynak halktır Fakat onun emeglnl •ömurenler dillnl de sOmürmUşlerdlr. Halkımızın destanları masalları öyküleri, dillmlrin aııl kaynağıdır Halkın gunlUk yaşammda kullandıgı sözler onun k«ndl yarattığı kelimplerdir Ben romanımda Doğu Anadolu ağzmdan Dede Korkut hlkâyelerlnin ana kaynagından yararlandım. DtL BAYRAMI NEDIR ? NASIL BiR FERHAD İLE ŞiRiN ? «Bir Aşfc Masalı» Ferhad İle Şırın'l, masal ta dını konıyarak oynamaya çalışacagız Ama akılo bır masal Masalm akılcısı?. Nazım'ın halk efs» nesinden kendl oyununa varan yolunu lzlemeye çRtıştık: Bıreysel sevginin, toplumsal kavgaya dönüemesi. Oyunu sahneve koyuşumuzda temel blr savımız var Dellnecek blr Demlrdağ «hep» vardır, yüz batmanlık gürz halkın başkaldıran ya ratıcılıjında «başından beri» saklıdır. Bu savı lal* yerek, Demlrdağ başından beri var olacak sahnemlede; gürz başından beri snpını kavrayacak PII bekleyecek. Oyun yerl, DemirdaB ile güra arasuı dakl gerliım alanl, çeklm alanı NE TÜR BiR OYUNCULUK ? Lütfi ÖZKÖK (1976) Ferhad İle Şlrln az «konuşulan» blr oyun. Az konuşulup çok «yaşanan» Çok boyutlu oyun kişi lerlnın tea zamanda çok aşama yaptığı. Öyleys* «yazılı olanı» oynamakla, «sözü söylemekle» yetlnmemeli Başka blr deyişle sftz «oynanmamaln söylenmeyense alabildlglnce «oynanmalı» Bir de maaalın büyUsU, bir de akılcı oyunculuğun tadı ötesi?.. Tiyatro yapıtının savunusunu ak kağıt U zerlnde kara yazıyla yapmak güç Gerekll değll gallba. «Şunu yapmak tstedik ama » gibliinden mazeret hazırlamaya benzlyor. Oyun kendınl sohnede savunsun. Atatürk'ün başlattıjı «TUrkçenin yabaneı dülerln boyunduruğundan kurtarüması» eylemi, Türk Dil Kurumu'nca her yü 28 eylülde «Dil Bay ramı»yla anılmakta ve kutlanmaktadır. Yazı devriminden dört yıl sonra, dil konusundakı çalışmaları, Türkçenin özleıjtlrllmeslni, kısaca dil lşlerlni yürütecek blr örgüte gerekslnlm duyulmuş, Atatürk'ün buyruguyla «TUrlt Dıli Tetkik Cemlyetl» kurulmuştu Cemlyetln başkanı Samih Rıfat, genel yazmanl Ruşen Eçref, üyelerl de Celâl Sahlr İle Yakup Kadrl idl. Ama Atatürk glrişüen eylemln kamuoyunca benimsen meaı. çeşitll ybnlerınin tartışılarak dil konusundakl çalışmalann duzenlenmesi için önce blr kunıltay toplanmasını lstedi. Bu amaçla 26 eylul 1932'de Dolmabahçe Sarsyı'nda başta Atatürk olmak üzere bakan ve miUetvekıllenyle öğretlm Uyelerinln, yaaarlann ve halk temsllcllerinln kattldığı Blrinol Türk DU Kurultayı toplandı. îşte bu nedenle 26 eylül tarihl Türkçenin özleştlrllmegi yolunda bır baslangıç olarak ayn bir anlam taşır. TDK ODÜLLERi fler yıl «DU Bayramınnda Türk Dil Kurumunun amacına uygun olarak yazılmış «şiir. roman, öykü. oyun, çeviri. deneme eleştlri gezi» türlerln dekı blrer edebiyat vapıtıyla blr billm yapıtına TDK ÖdülU verilir Bu türlerde ödüle değer bulunan yapıtların yazarına 10 00ü Ura Ue bir belge, bU de plaket verillr Bu yü edebiyat ödulü seçici kurulu şu üvelerden oluşmaktadır Sabahattin Kudret Aksal, Sami Karaören. Necatl Cumalı, Adnan Bınyazar Prnf Dr Gündüz Akınoı.