04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
T anm, iunnyeae eKonormk kalkınmarun başlangıç noktası ve temeli olabilecek saklı bir güce sahiptir. Devlet politikalan bu gücü değeriendirememekte, tanm kesimini ihmal ederek sanayileşme ve ekonomik kalkınmayı yavaşlatmaktadır. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Tarım Gerçeği Türkiye'nin sanayüeşmeslnde ve ekonomik kalkınmasında tarımın önemini kanıtlayan şu verilere dikkat çekmek istiyorum: 1 Kesimler arasında ulusal hasılanm vüzde 30'unu tanm meydana getirmektedir. 2 İhracat gelirlerinin yaklaşık yüzde 80'ini tanm meydana getirmekte ve sanayileşme için gerekh iiretim mallanran ithalini sağlayan en büyük döviz kaynağı olmaktadır. 3 Ticarî faaliyette bulunan isyerlerinin yarıdan tazlası tanm ürünleri alış verişi yapmakta, ve dış ticarette olduğu gibi iç ticarette de tarım temel kesim olma özelliğinj korunıaktadır. 4 İmalât sanayii çoğunlnkJ» tarun ürünleri işleyen sanayi dallanndan ohışiMİrtadrr. (1950 D 63 döneminde ortalama . 65). 5 Tanm ürünJerinin taşrrjması ulaştırma faaliyetlerinin önemli bir lcısmuı> meydana getirmektedir. (Ortalama «b 33) , 6 Malî kesim ve kjmmlar faaliyeti içerismde tanmm payı küç'Jmsenmeyecek ölçüdedir. 7 Faal nüfusun. »i 65'i tarımla geçinmeye çalışmaktadır. 8 îç pazar/ı ÇOk büyük bir kısmı tarımsal gelirle geçinyıeye çalışan kırsal nüfustur. Dolayısiyle, tanm. kesimi sanayi ürünlerinin en büyük pazarıd^r ve bu yolla sanayinin kurulmasına ve geiişmesine yardım eder, (Genel nUfusun % 70'i '^ırsal yörede yaşamakta bu nüfusun c /o 86'sı tanmla uğraşmaktadır). 9 Tanm, tanm dışı kesimlerde çalısanların besin ihtiyacını karşılar ve bu alanda döviz taş/ırrufuna olanak hazırlar. 10 Tanm sanayileşme için gerekli hammaddeyi sağlar. Tarımsal ürünleri işleyen sanayilerin kurulmasına olanak hazırladığı için tanm kesımi s&nayileşmeyi kolaylaştıran sürükleyici btr güçtür. Ne Ektik Ne Biçiyoruz R. Sıtkı KARAHAN İSTANBUL ÎKTİSADÎ VE TİCARÎ İLİMLER AKADEMÎSÎ ÖĞRETÎM GÖREVLİSİ Ne «Ektik»? Türkıye'nin sanayüeşmesinde ve ekonomik kalkınmasında böylesıne önemli bir işleve sahip tanm kesimi kalkınma planlarmda sistematik olarak baltalanmaktadır. Şöyle ki: ' 1 Tanm kesimi gelişîm hızı öbür sektörlere kıyasla daha düşük tutulmakta, bu hedeiler dahl gerçekJeştirilememektedir. 1963 72 döneminde tarımda ortalama geliçim tuzi »o 4.3 olarak saptanmış, ancak % 3.3 oranında gerçekleştirilebilmiş, sanayide aynı değerler »' 12.2 hedef, V 9.1 gerçekleştinne, nizmet, a o te ise »,i 6.5 hedel, «« 7.7 gerçekleştirme seklin/ de oluşmuştur. 1972 95 dönemi için ise tanmda gelişim hızı ortalama ° « 4.8 olarak öngörülurken sanayi / V* 11.2, hizmetler 1o 9 olarak planianmışt.ır. * 2 Gelişme hızına bağlı olarak sabit sermaye yatırımiarı tanm kesimi aleyhine geliştirilmiştir. Tanmın payı ulusaî gelire olan katkısıyla (ortalama °o 35 > orantılı olmamış, Plan hedef. lerinin de gerisinde kaiırken öteki kesimler hedeflerini aşmıştır. Şöyle ki: 1963 71 devresi için toplam sabit sermaye yatırımlarının ortalama ?o 16.5'i tarıma ayrılmış, bıınun ancak °.'t> 13.5'i gerçelUeştirilirken diğer kesımlerin payı 'a 83.5 olarak öngörülmüs, V 86,3 olarak gerçekleştirü» mşitir. 1972 95 devresi için ise toplam sabit sermaye yatırımlarının ancak '/* 8'i tanma aynlmaktadır. Ayrıca, 6/12585 sayılı kararnamenin uygulanmasına ilişkın olarak tarımsal yatmmlann (0) gümrük tarifesinden yararlanması hükmü planda yer almamıştır. 3 Yatırımlardaki düşüşe uyarak tarım kesiminin yurtiçi gelirdeki payı da düşürülmüstür. Tanmın yurtiçi gelirdeki payı 1963'de ^41.2'den 1972'de '.'* 31,1'e düşerken sanayi aynı dönemde ".a 16.8'den °o 24,6'ya, hizmetler "» 42'den , în 44.3'e çıkarılmıştır. 4 Tarım ürünlerinin degerlendirilmesi ve pazarlanmasi ciddi şekilde ele alınamamıs, gerekh düzen kurulamamıştır. 5 Fiyat istikran ve garantisi gerçeklestirile memiş,. uygulanmakta olan taban fiyat sistemi geliştirilememis ve hayvan ve hayvansal Urünier destekleme uygulamaları kapsamına ahnamamışlardır. 6 Yıllık icra planlanna giren tanm tedbirleri hem yeterli olamamış, hem de etkili bir düzeyde uygulanamamışlardır. 7 22 yülık perspektif içerisinde AET İİ9 ortaklığm ve rekabetin gerektırdiği ve TtirMye'nin Ortakpazar koşullanna kavuşmasını sağlayacak önlemler tanm kesimi için alınamamıştır. 8 Ortakpazar'a tam Uye olarak kabul edileceğimiz yıl olarak bilmen 1995'te Türkiye nüfusu 65 milyon olacaktır ve bu dönemde nüfusun yüzde 10'unun tarımla uğraşması pianlanmıştir. Önemli bir kısmı gizli işsiz olan tanm nüfusunun bu oranının ithalata gerek bırakmadan nüfusu besleyebümesi ve hatta ihracat için mal fazlası yaratması uygulanacak teknolojiye bağlı olmakla beraber, zaten çok riskli olan tarım kesiminde gelirlerin de azalmakta olması ve bu kesimin özel girişimciler için çekieiliğini yitirmesi dikkate alımrsa belirtilen hedefe ulaşılabilmesi için devlet kssiminin tanma önem vermesi gerekmektedir. Oysa, devlet yatmmlan tarımda agır ve etkisiz kalmaktadır. 9 Tarım politikalan istikrarsızdır. Sorumluluklar devlet daireleri arasında koordinesiz ve etkili bir karar alma ve uygulamaya olanak vermeyecek şekilde dağıtılmıştır. 10 Devlet tanma yeterince önem vermemek tedir. 13SO7U yıııan arasmaa. J\; yu ıçınae ıtırsaı nüfusta yüzde 8lik nisbl bir azalma olmuş, incak r.üfus mutlak değer olarak 17,1 milyondan 23 milyona yükselmiştir. Tanmda işgücü fazlası 196570 döneminde 7001280 bin civarında olmuştur. 2. Kırsal alandaki sefalet artışı gelir dağılımı dCTgesizliğini arttıracak ve ciddî sorunlar yaratabilecek nitelik göstermektedir. 197285 döneminde tanmda çalışanların gelirlerinin nispi olarak yüzde 12 oranında gerileyeosği tahmin edilmektedir. 3. Yerli sanayiin en önemli pazan olması gereken kırsal nüfus gelir! erınde nisbî bir gerileme olduğu için tanmsal yatınmlar için tasarruflar azalmış, dolayısıyle sanayi mallarına olan talep artmamıştır. Bunun devam edeceği, hatta artacagı bsklenmelidir 4. Türkiye'de gıda maddeleri üretim açıgı •başîamışlır. Flyatlar yükselmektedir. Gelirinin en büyük kısmını yıyeceğe ayıran az gelirliler ciddi şekilde etkilenmekte, enflasyonist baskı büyümektedir. Gıda maddeleri ithalatını gerektiren bu durumun zater. kıt olan döviz kaynaklarınm bu joldn harcanmcsmı gerektırdiği açıktır. (1970'de 850 bin ton ekmeklik buğday ve halen paynir ve yağ gibi maddeler ithal edilebilmekte, III. Plan döneminde yıllık ortalama gıda maddeleri ithalat artışının jüzde 23,4 olacagı tahmin edilmektedir.) Buna ek olarak işçi ücretlerinin artması zaruretinin dogması enflasyonist baskıyı daha da artüran bir etken olarak ortaya çıkmaktadır. 5. Tarımda yatınmlann azaltılması ve sanayiin de gerekli çekici güoe sahip olmaması nedeniyle tarım kesiminde oluşan işgücü fazlası 196570 devresi en faal ayları itibariyle 7001280 bin'lik bir düzeyde olduğu, 197381 devresinda cle en az 750 bin olacagı tahmin edümektadir. Böylece, Türk tanmı süregen bir işgücü fazlası ila karşı karşıya kalmaktadır. 6. Ortakpazar karşısında Türkiye'nin dunv mu kritiktir. Sanayi ürünleri alanında rekabet olanaklan pek az ücen üstünlük kurduğumuz ve geliştirebilecsğimiz tarım Ürünleri ihracatı da azaJmış Türk tanmı dar bogaza girmistir. Sonuç: Sanayileşme amacımızdır. Ancak tanm ve sanayi birbirine bağlıdır. Sanayileşmek amacı ile tanmı ıhmal etmek ekonomik gelişmeyi engeilemcktedir. Bunun bir örneğinl Rusya vermişttr. 19201erde Rusya'da ağır sanayiyc büyük yatınm yapılmış fakat tanm ihmal edilmlştir. 1953'bsn ıtibaren hata tamir edilerek tanma büyük yatınm yapılmıştır. Buna ragmen, Busya'da halen gıda maddeleri sıkıntısı çekilmektedir. Aynca, yeterince sanayi hammaddesi ürstilememekte, bu da sanayii olumsuz yönde etkileyen bir unsur olmaktadır. Eger Türk ekonomik politikalan sanayi veya tanm kesimlerinden bırine öncelik v»rmek yerina birbtrine dayanan bu ikı kesimin gelismesini dengeleyemezse, Türk ekonomisinin bir bütün olarak kalkmması olanaksızdır Pavlov'un Köpekleri Bilgin köpeğe yiyecek vermeden önce çember biçiminde; elektrik şoku vermeden önce elips biçimidde bir parlak ışık gösterirmiş. Bir süre sonra köpek, çemberle elipsi birbirinden ayırmasını öfrenmiş. Çember gördükçe sevinir buyruğunu sallarmış; elips gördükçe ürküp havlar, kuyruğunu kısarmış. Hayvanlann şartlanması, bazan şaşırtıcı ürünlrr verir. Sirklerde bu şaşırtıcı ürünleri ağzunız bir kanş açık sey rederfct. Neler yapmazlar ki filler, maymunlar, köpekler, atUr... Alkıslanz slrk yıldızlannı avuçlannuz patlayuıcaya kadar. Düsünmeyiz ki tarih boyunca insanlar, kuşaktan kuşağa şartlanmışUklannı sürdürerek yaşamışlardır. Binlerce yü süren kölelik düzeni nasılclı? İnsanlar ikiye aynlıyordo o dönemlerde.: Köleler kölellklerine şartlanmışlardı; efendiler efendillklerine. Birisi ortaya çıkıp bağırsa: Hey insanlar, bepiniz eşitsiniz! Efendi köle diye bir?ey yoktur. O saat adamı bofdurmak işten büe değildi. Hem zamanın efendileri, bunu kölelerine yaptırmakta zoriuk cekmezlerdi. Çünkü köleler köleliklerine; yani efendüerinden emir almay» şartlanmışlardı. Bu şartlanmanın boyunduruğu binlerce yılda asılabildi. Şöyle bir çevremize bakınsak, acaba yaşadığımız toplumda nelere şartlanmışız? tnsanın şartlaudifeı şeyleri saptayabilmesi çok zordur. Mark Twain'in bir öyküsünde okumuştum: Evin küçük beyi Fransızca'ya çalışırken zenci hlzmetçi bu olaya pek şaşar: Küçük Bey, ne öğrreniyorsunuz? Fransızca. Pekl, Fransızlar niçln tngülzce konuşmuyorUr? Fransızlar Fransızca konuşur; söz(eUsi Fransıslv iMMva La Table derler. Peki, mas»ya niçin masa demiyorlar? Gerçekte zencinin safça görünen sorularına karşılık vermek l:olay değildir. Toplumlann niçin ayn dille konuştukla nnı; dlUerin nasıl çeHstiğini; olayın nedenlerini, kökenlerlni düşünmeden anadilini öğrenir İnsan; gerisini boşlar. Bunun gibi çevredeki fakirin neden fakir, zengtnin neden zengin olduğu da düşünülmez. Çogu kişi Pavlov'un köpefci gibi sartüdır. Hem de kalıtımlardan gelen büyük bir şartlanmadır bu. Çofu ktnue, patronlann neden öyie; Isçilerin neden böyle yaşadıklannı düşünernez. Patron, zenginlik içinde yaşayacaktır, lüks içinde yüzecektlr; işçi yoksulluk çekecektir. * Şimdi Türkiye'de bu şartlanmanın ürünleri yeniden boy veriyor. İşçilerin aşın ücret istekleri toplumsal dengeyi bozuyormuş. Buna bir çare gerekmiş. Üstelik bazı lfçller çok para ahyorlarmış; bazı işçiler az. Aradaki farkı (tidernıek, adaleti sağlamak gereklivmiş. Ne derslnlz! tsçilerin aşırı ücret istekleri düzeni bozar mı. bozar. Hele bazı işçilerin köylüye. memura oranla yüksek ücret aldıkları, toplu sözleşmeierle hayat düzeylerinl epey yükselttikleri de doğru. Ama niçin şaştyoruz bu olusuma? Kuşkusuz şartlandıtımu için sagıyonu. Yasadıgımm toplumüa bazı klşiler Pavlov'un köpekleri gibi şartlanmışlardır. Patronla işçi arasmdaki yaşam uçurunıu, çoğu kişiye doğal gelir de; işçilerin aşın ücret istemleri yadırganır. Ama şu yoksul ülkede sermayecinin nasıl ymsadığını Rörmemek için kör olmak gerekmez mi? Süper zenginlerimlzin bugünkü durumları. neredeyse sakalına inci dizdiren PadişaD Deli Ibrahimden farksız defil midlr? Öyledir kuşkusuz: ne var ki, bu gerçeği söyleyenlere de «komünist» diye saldırmaya hszırdır Pavlov'un köpekleri.» fconudaüniü Petroviç İ lanır. Bupek ünlüdür. bilgin tvanbir köpeğiPavlov'un deneyleri Pavlov'un varmış. nsanlar, şartlanır. Yalnız insan değil, hayvsn da şart • Ne «Biçiyoruz»? Özetlemeğa çahştığım tutum, şitndi ve gelecekte Türkiye'nin sanayileşmesi ve ekonomik kalkmması için ciddi sonınlar yaratacak niteliğe sahiptir. 1. Tanm kesiminde gelirler yukanda belirtildigi şekilds düçerken faal nüfus etkili bir düzeydc azaltılamamış, dolayısıyle bu kesimdeki gelir yetersizliği giderilememiştir. Buna bağlı olarak tanmda çalışanlanr: gelirlerinde nisbl bir gerileme olmuştur. 196272 döneminde toplam faal nüfusun ortalama yüzde 70*1 tanm kesiminde çalışmakta olup g»yrisafi yurtiçi hasılanm (GSYÎH), ortalama yüzde 35'ini aralannda pay edprken fert başına ortalama gelir 1962'de yüzde 54.7'den 1971'de yüzde 47,6"ya düşmüş. 10 yılda yüzde 13'lük bir gerileme ile her yıl yüzde 1,3'lük bir sefalet artışı gctirmiştir. 197287 devresirde ise tanmda fert başmn gelirin 15 jnlda yüzde 12'lik bir gerileme ile yıl başına yüzde 8lik bir sefalet artışı öngörillmestedir. Banş için El Ele... OKTAY AKBAL Trikopis'in Tutsak Edilişi Havır urtuluş mücadelemizin son Salih ERCE asamasını oluşturan beş günlük Afyon Dumlupınar SaEMEKLİ ALBAY vaşlarındn, 30 Agustos 1922 giinü, düşman ordusunun büyük bir çoğunlugu yokedilmiş ve 1 eylül konserve, hele limonlariyle bir1922 günü de baskomutanları tük. Başkumandanlık Savaşını bu likte sardalya konserveleri olTrikopis. tutsak alınnuştı. DUş radan idare ediyordu. Çemberin muştu. O günü, bayram sevinci man ordusu başkomutanmın tut güneyinde de mensubu bulundu ve havası içinde geçirdik. O gün, sak edilmesi, elbette büyük bir gum 5. Kafkas TUmeni bulunu Atatürk'un tarihe malolan emönem taşır ve düsman ordusu yordu. Düşman ise, Aslıhanlar rini aldık: «Ordular! tlk hedefinun, o günün deytmi ile vatanın köyü yakınlarında BUyük ve Kü nlz Akdenizdir, ileri!..» «harirni ismetinde» yokedilmiş çük Adatepeler hattında dirsni1 eylül 1922 günü, tümenimiz, olduğunun en büyük belirtisidir. yordu. Vakit, akşama yaklaştığı Bn olay, o günler, gerek ordu svalarda, kesin soojig. alınmak Usajurtikametinde y U ^ \ muzda ve gerekse milletimizde, ütere, Ataturk, 5. KMKks Tüme ti.^N^Alay, öncü olarak t büyük bir sevinç ve heyecan ja nftıe, «tümü ile düşma»ıdirenme nin»«ııünde yürayojdu, Beu, bu. ratmıştı. Gerçekten de düşman hattma süngU hücumu yapsın» Alayın emir subaylıgînı yapıyor ordusunun yokedilmesi ve baş emrini verdi. Buyruk, yerine ge dum. Alayın ilerisınde tümen sü komutanının tutsak ahnması, bü tirildi ve düşmanın son direnme vari bölügü gidiyordu. Tümen yük ve övünülecek bir olaydır. hattı isgal edildi. Arkasından da Kumandanı, Dadaylı Kur. YarHele, özgürlüğü, varlığı yokedil her birlik, bulundugu yerde kal bay Hau't Bey de kurmay heye geçti. mek istenilen mületimiz için, tla sın emri verildi. Karanlık iyica tiyle Alayımızın başına ha büyük bir önem taşır. Bugün bastıgı için, o gece sonucu bütü Halit (Akmansu) Bey, Alay Ku leri anmak, anısını yaîatmak, o nü ile kavrayamamıştık. Ancak, mandanımız Cevat Beyle neşeli layı canlı olarak ortaya koymak sabah şafakla düşman yenilgisi konuşmalar yapıyor, şakalasıyoristedik. (Konu dışı olmakla birlik nin dehşetini görüp öğrenebil du. Biz de tümen karargâh sute, özellikle şu noktayı da belirt dik. Savaş meydam, düşman ölü baylarıyle, aynı zafer sevinci ive yaralılarıyla, bırakılmış top, çinde kâh onlan dinliyor, kâh meliyim: Trikopis'in tutsaklıgı konusun tüfek, kamyon ve hçr çeşit sa aramızda konuşarak yola devam da çok şeyler söylenmiş, yazıl vaş malzemeslyle dolu idi. TU ediyorduk. Yolumuz, Murat damıştır. Zaman zaman çeşitli sav menimiz, 31 agustos 1922 günü gınm güney yamaçlanndan balara konu edllmiş, çeşitli eleşti nü, bu savaş meydanında, «a tıya dogru devam ediyordu. îkin vaş ganimetlerini toplamak ve di vakti olmuştu ki sağımızdarilere neden olmuş, politika ve çıkarlara alet edılmistir. Hele, dinlenmekle geçirdi. Ganlmetler ki Murat dağının bir kaç yerinrahmetli İsmet tnönü, bunun asıl içinde bizi sevindiren her çeşit de yoğur. dumanlann yükseldigi hedefini olusturmuştur. Onun cie» » • • • • • •• • • • •• »• • • • • • ğerinin küçültülmesine çalışıl • • • • • • • • » • • • • » • » • • • • • • mıştır. Trikopisi tutsak eden, İnö nü değildir, şu veya budur, denilmişür. Bu savlan ileri sürenler, ya çok bilinçsizdir veya po litika ve çıkar hırsı, gözlerini büNEDRET SELÇUICER'DEN SEVGİLERLE rümüstür. Onlar, İsmet Paşanın eline süngülü tüfek aiıp ateş DENiZE OOYAMAYANLAR hattma atılmasını ve Trikopis'in kolundan tutmasınıraıistiyorlarBAYRAMDA GUNEJ SiZ VE dı? İsmet Paşa, ordular kuman daru idi. Büyük kumandanlar, kıtalarını ateş hattında değil, ge riden yönetirler. Bu konuda Al manlann bir prensibi vardı: »K'imandanlar, yönetüni sogukkan2123 Eylül : 33 Ü TL. .O lılıkla yürütebilmeleri için, top 2329 Eylül : 3.000 TL. sesi duymayacak kadar geride (uçak ve tam pansion) bulunmalan gereklidir» derlerdi. Yüksek kumandanlar, ancak, Teleronlar: 49 79 79 44 36 52 kritik durumlarda, ateş hattına, Adres: Beyoğlu Turnacıbaşı Sk. Pulat Ap. No: 14 • birliklerini gayrete getirmek için TEŞEKKÜRLERİMİZLE atılabüirler. örnegin, 1697 Slar.kamen savaşında, Fazıl Mustafa Paşa, 1717 Peter Varadin savaşında Şehit Ali Paşa aynı nedenle ilk hatlara atılmıslarsa da her ikisi de şehit düşmüşler ve ordulannı yönetimsiz bırakarak öaINEDRET SELÇUKERTJEN SEVGİLERLE X ha ağır yenilgilere neden olmuş % lardır. ŞAHANE BİR 9 GÜN g Yersiz gibi görülebilecek bu kadar açıklama yapmamın nedeni. mesnetsiz savlara son vermek • içindir). K milyon ölü, 90 milyon yaralı lkinci Dfinya Savaşınuı bilânçosu budur. 1 eylül 193» günfi Polonya sınırlannı aşan Nazi orduları bfş yıl sürecek kanlı bir dönemin, bir çılgınlık, bir vahşet dönemlnin baslangıç noktası oluyordu. Tam 37 yü önce bugün... Genç kuşaklar için 1 eylül 1939, masallar kadar uzaktır. Oysa orta yaşlı kuşaklar iyi hatırlarlar o günü. Bl« Türkler için de unutulmaz bir tarihtir o. Gerçl Türkiye bu büyük savaşa girmedi, ama ber an savaşa katılmak tehllkesiyle başbaşa yaşadı. Ordıflar hazır, turta yoksunluklar Içinde bir toplum, savaşa katıhp ölmek, yaralanmak olasılıklannı bekleyen genç bir kuşak, bizim koşağımız.. Bir öyküme «Önce ekmekler bozuldu, sonra herşey» dlye başlamıştun. Savaş yıllarında vazdıgım bir öykfivdü bu. Ortaokul, lise sıralannda bir kuşaktık. Savaş patlar patUmaz silâh altına alınmayı bekleyen... Bilirdik, duyardık, ilk dünya savasında lise sıralarmdaki tiim gençleri askcre alıp. cepheye yolladıklannı. Biz de bugün yann diye beklerdik sıramızı.. Tam bes yıl sürdü bu bekleyL?... Savaş görmedik, ama bütün ağırbğırıı. gerginli£ini, sert esintllerini tattık doyuncaya dek... Bugun Dünya Banş Günü'dür. Yer yüzünün tüm ülkelerinde barışscver (füçler, örgütler bu günü kııtlayacaklar. En iyi dllelderle, özlemlerle dolu milyonlarca insan banş içinde yaşamak tutkularını duyuracaklar blrbirlcrine... Tek tek ele alırsanız iıısanarı, hiç biri savaşmak istemez. Niçin birbirlerinin gırtlağına sanlsınlar, Bulgarla Yunan, Fransızla Alnıan, Rusla Çinli, Arapla Arap vb.. Ama insanlan çılçına ceviren. sağdujulu düşünmelerini önleyen baska etkenler vardır. Bunlara dünyayı dellrten çıkar güçleri, örgütleri demek de mümkün.. Sava?sıı dünyada yaşamak istemeyenler de var elbet. Büyük çıkarlar ardında koşanlann oyunu... tnsanlar birbirine dflşman olacak, ulusların karşılıklı kinleri kuışürılacak, dünyanm orasında burasmda sflrekli kanıyan yaralar açüacak.... Para babalan böyle yaratüır, böyle korunur, böyle yasatılır da ondan!.. lkinci Dünya Savaşı lMö'te bittiğinde o jünlerin genç kuşağı olan bizler büyük umutlara kapümıştık. Bitmişti umutsuzluklar, karamsarlıklar.. Böyle kanlı bir savaştan ders alacaktı insanlar. Bir daha savaş olmayacktı yer yüzünde, Birleşmiş Milletler ülküsü banş adına savaşacak uluslara yol gösterecekti. Yine savaş... Ama banş adına, barışı korutnak için, yaşatmak Için» Kötüleri ezmck için... Birleşmiş Mllletler ordusu, nerde bir haksızlık, bir kötülük, bir çılgınlık başlangıcı varsa oraya gönderllecek, işler büyümeden önlenecekti çirkln glrişimler... Bu hayal. bir Iki yıl sürmedi bile! Bu kez soguk savaş basladı y* da başlatıldı. Yine o savaş kışkırtıcıları, yine o insanların birbirierine düşman olmasında çıkar uman parababaları dünya politikasına egemen olmuşlardı.. Bir takım korkulu hedefler yaratılmıştı, yıçınlar yine birbirine düşüriilmüştü. Birleşmiş Milletler, ^lilletler Cemiyeti'nin eşi durumuna gelmişfi. Savaş bitti. ama soğuk savaş, ardından orda burda patlak veren iıili ufaklı kanlı savaşlar... Bugiine dek böyle tceldik... Heplniz biliyorsunuz bunlan... Benimki bir anunsatma .. 1 eylül çününün .Dünya Barış Günfi. ilân edilmesini. insanlık filküsünün püc kazanması yolunda ileri bir adım sayıyorum. 1975'te Stokholm'da toplanan Dünya Banş Konseyi'nin bildirisi Bi buçün hep birlikte yinelemellyiz! Yumuşamayı geri dönülmez yapmak için silâhlanma yanşını durdurun... Yeni bir uluslararası ekonomik düzene hızla ilerleyebilmek için silâh yarıfinı durdurun... Banşı savunmak ve yeni bir dünya kurmak İçin silâhlanma yarışmı durdurun.. Tüm nükleer ve yığınsal yok etme sUâhlannı yasaklatmak için el ele. Genel ve tam bir silâhsızlanma için elele. Birleşmiş MUletler Dünya Silâhsızlanma Konferansmın en kısa zamanda toplanmasmı sağlamal; için elele..» Dünya banşı bir gün gerçekleşecekse bu ancak bütün dünya insanlannın ortak çabasıyle, emefiyle olacaktır. Öyleyse Stokholm bildirisinde denildi£i gibi «Silâhlanma yanşını durdurmak için elele..» M | De TurDünyanın Sesi Turizm \ K IBRI S I De TurDünyanın Sesi Turızm | KARADENİ Z GÜMRÜK VE TEKEL BAKANLIĞI MÜFETTİ Ş MUAVİNLİĞİ YARIŞMA SINAVI 1 Açık bulunan Müfettiş Muavinlikleri için 13 ekîm 1976 günü başlamak Uzere yanşma sınavı yapılacaktır. 2 Devlet Memurlan Kanununun 48 inci maddesindeSi şartlan taşıyıp sınav gününde 30 yaşırn bitirmemis bulunan ve askerlik görevini yapmış veyt ertelenmiş olanlardan hukuk İktiaat, Siyasal Bilgiler, ODTÜ îdari tlimler ve Atatürk Üniversitesı tşletme Fakülteleriyle tktisadl ve Ticarl İlimler Fakülte ve Akademilerinl veya bunlara eşit yabancı okullan bitirenler bu sınava girebilecektir. 3 Müfetüs muavinUgine %lınanlar, stajlannı bitirip Müfetüşliğe atandıktan sonra sırayla lnceleme yapmak üzere yabancı ülkelere gönderilecektlr. 4 i Aranan belgeler ile sınav konulan için Ankara ve îstanbul'daki Bakanhk Teftiş Kurulları ile îzmir'deki Gümrükler Başmüdürltiğüne başvurulması ve istenilen belgelerin noksansız olarak en geç 1 ekim 1976 günune kadar Ankara'da Teftiş Kunılu Başkanlığında bulunacak şekilde gönderilmesi ve bundan sonraki müracaatların dikkate alınnıyacaeının bilinmesı gerekir, (Başın: 22045» 9469 (Vapur. Otobüs) 2.687 TL. Olayın içinde bulunmuş olmaHareket: 7 Eylül Ege vapuruyla nın verdiği yetki ile Trikopis'in EN GtİZEl KAMARAUR SiZiN... ACEIE EDiNiZ. tutsak edilişini kuşkulara yer ver meyecek biçimde açıklamak istiTelefonlar: 49 7» 79 44 î« 52 yorum: Adres: Beyoğlu TurnaciDaşı Sk. Pulat Ap. No: 14 Artık, her vatandaş tarafından bilindiği gibi, 30 Agustos 1922 TEŞEKKÜRLERİMİZLE günü, Dumlupınar'da, Başkum;ındanlık Savaşında, düşmanm asıl • • • • • • • • • • • • • • • • • < •••••••••••••»»•• kuvvetleri imha edilmişti. O gün Dünyanın Sesi Ajansı 9476 Atatürk, Dumlupınarda düşmanı her taraftan kuşatan çemberin •••••••••••»•••••••••••••••»••••+•••••••••• doğu kesiminde bulunan Derviş Paşanın 11. tümen muhabere ıtare yerinde bulunuyordu. Hatta oraya giderken yakından görmüş BASTIRAN KARANLIK VE UFER nl gördük, TUmen Kumandanı, SUvari BölUğünU hemen duman lar istikametinde yolladı. Biz, yürüyüşe devam ediyorduk. Pek az sonra, duman yönünden 34 köylü çıkageldi ve Tümen Kumandanına. «Kumandan Bey. düşman, köylerimizi yakıyor, halkı da öldürüyor» dediler. Bu nun üzerine Halit Bey, her Uç Alayın kolbaşı yürüyüş istikamet lerinl dumanlar yönüne çevirtti. Murat dagına dogru yürümeye, tırmanmaya başladık. Arada hay li Wr mesafe vardı. Mürat'dagJ nın batı yamaçlarında bir düzlüğe vardığımızda Tümen Komutanı, Alay Komutanlannı yanına çağırdı. Halit Bey Alaylara sözlü olarak savaş görev ve yönleri ver meye başladı. Biz emir subayla rı da not alıyorduk. Emir alma işi bitmek üzere idi i.i hepemlzi şaşırtan, hatta heyecanlandıran bir manzara karşısında baka kal dık: GUzel bir ata binmis genç bir Yunan subayı, arkasında da bizim ikl süvari erimiz bize doğ ru gelmekte olduklannı pördük. Genç Yunan teğmeni, Tümen Kumandanımız Halit Beye, cid di fakat Uzgün bir tavırla selâm verdi, Pransızca olarak General Trikopis'in selimını ve teslim olma karannı bildirdl. Halit Bey de Generalin teslim karannı kabul ettigini ve yapabilecek başka bir çaresi olmadığuıı, ordulanmızın her tarafta ilerlemekte oldugunu, üşak ve Gediz'ln düştüğunü anlattı. Önce veriUnis olan emir iptal edilerek düsman General ve erlerini teslim alma birlikleri seçildi ve Yuran suba yı ile süvari erlerimizin küavuz luğunda gönderildi. Süvari Bölüğü, esaseiı teslim alma lşine bemen başlamıştı. lyice karanlık basmıştı ki tutsak kafileleri akm akın gelmeye başladu General Trikopis v* yanındaki generaller ve erler, 30 Agustos 1922 günü, çember içine alınmış olan düşman kuvvetleri aTasında olup çemberin batı kesimindeki Arpa gediğinden kaçıp kurtulabilen döküntüler, iki günden beri Murat dağı Uzerüıde şaşkın bir halde dolaştıktan sonra her taraftan sanlmış olduklannı ve kurtulamayacaklannı anlaymca teslim olma zorunda kalanlardı. Şurast hayrete şayandır ki bu duruma düştükleri halde bile köylerimi' yakmaya, halkımızı öldürmeye devam etmişlerdir. Teslim olma işleri hayli sürdü. Yüksek rütbeli subaylar önce Halit Beyin ve sonra Kolordu, ordu ve cephe kumandanlanna ve en sonunda Atatürk'un huzuruna çıkarümışlaıdı. Teslim alma işi, gecenin geç vakltlerine kadar sürdü. Bu arada, biz genç subaylann en basta gelen hevesi, bizimkilerden hayU Üstün olan Yunan subaylannm binek hayvanlanndan birer tane edinmek oimuftu. Binek hajTanları ve hele eğer takımlan pek cazipti, blzleri hayli heveslendirmişti. Ancak, bu hevesimiz iki hafta kadar sürdü ve sonra gerekli yerlere verildi. O geceyi Uşak'ın Gövem köyünde geçirdik, ve ertesi günler tzmir yönünde yürüyüşe devam ettik. Trikopis'in tutsak edilişlnde kimlerin kahraman sayılması gerektiğinde benim bir fikrim yok tur. Bunun şerefi, şunun bunun değil, Türk ordusunundur. ÖLÜM ve TEŞEKKÜR Avusturya'da ölen ve'çRbalarımıza ragmen azlz naşını vatana getiremediğimiz için orada toprağa verilen sevgili oğlumuz ve kardeşimiz YÜKSEK MİMAR MÜHENDİS ORHAN KIPÇAK'ın vefatı nedenl ile acımızı paylaşan dost, kardeş ve akrabalarumza sonsuz teşekkUrlerimizi sunarız. Annesi: BEDİA KIPÇAK Babası: CEMAL KIPÇAK Kardeşi: YALÇIN KIPÇAK iengesi NEŞE KIPÇAK (TUKA Reklâm : 150) 9483 TEŞEKKÜR Bizleri sonsuz acılar İçinde bırakarak 20 agustos 1976 tarihinde aramızdmn ayrılan sevgili eşim, biricik babanus Eazeteci ve yazar. Mustafa BAYDAR'm vefatı dolayısıyla oenaze töreoine bızzat katılarak, çelentc gönderen dost ve akrabalara, tstanbul Gazeteciler Cemiyetine. Türkiye Gazeteciler Sendikasma, Türkiye Yazarlap Sendikasına Mustafa Kemal Dernegine, Cumhuriyet Gazetesin^ ve sayın basın mensuplanna, yazar arkadaşlanna, telefon v? telgrafla taziyetıerinl bildiren yakınlanmıza soosuz teşekfcürlerünizı bildiririz. BAYDAR AtLESt Cumhuriyet 9481 Taşkızak Tersanesi Komutanlığından: 1 1250 Kg. Litaıj (MUrdesenk) ve 1250 Kg. tt» Sülyen Satınalmaeaktır. 2 TeMlfler en geç 15.9.1976 mesai saati hitamına kadar Kasımpaşa Deniz Teknik Satın Alma Komisyon Baskanlığına verilecektlr. 3 Belirtilen gün ve saatten sonra verilen teklifler re postadaki gecikmeler kabul edilmiyecektir. 4 Şartnameler Deniz Teknik Satınalma Komisyon Ba$kanlığından temin edilir. 5 Alımlanmız 2490 sayılı artırma eksiltme ve ihale Oa 1030 sayılı umurni muhaseboler kanunlanna tabl d»ğildir. (Basın: 23281) 9465 ESKiŞEHiR VALiLiĞiNDEN : Eskişehir Özel İdare 3. Işhanı Proje Yarışması: Şehrimizde insa edilecek Özel İdare 8. Işhanı Mimari projelerinin hazırlanması işi Eskişehir lli özel İdare Dalmi Komisyonu tarafından yarışmaya çıkarılmıştır. Bu yarışmaya şehrimizde çalışan tüm mimar ve laühendisler iştirak edebillr. ÖDÜLLER: 1 ödül 20.000. TL. 2 ödül 10.000. TL. 3 ödüı 5.000. TL. İki adet mansiyonun herbirine 2.500. TL. verilecektiı. Proje teslim sUresl 4/Ekim/1976 Pazartesi günü saat 17.30'da sona erecektir. Seçilen projenin tatbikat projeleri için aynca (50.000.) TL. ödeneecektir. Yanşma şartnamesi Eskişehir özel İdare Müdürlüğünden temin edilebilir. (Basın: 22645) 9470 VE Merhum kızı FAT Izzettin Elçioğlu BULENT ECEVİT TtİRK AMERİKAN tLİŞKlLERİ AÇISINDAN AMRRtKA IZLENİMLERİNİ KALMZ OZÜÜR İNSAM İÇİN YAZDl. EYLÜL SAY1MIZDA: Bu sayıda. HASAN E. ISIK, Çandarlı ve Hora'yı anlatıyor. MUHİTTİN TAYLAN D.G.M.nerinl tnceliyor. Derginizi şimdiden ajnrtuuz. Şerife Nimet SAMYELi 31.8.1976 günü vefat etmlştir. Cenazesi 1.9.1976 günü ikindi namazını müteakip Fatih camisinden kaldınlacaktır. Allah rahmet eyleye. AtLESİ (Gazeteciler: 125) 9484 İLÂN 13'ÜNCÜ SULH HUKUE HAKIMLİGİNDEN 976/412 Şiçli Perihan Sokak Şaie Apt. No: 6365'de ikâmet eden Meziyet Nakkaşoğlu aynı ad reste ikâmet eden Küçük Hayriye Kaptanogiu'na vası tayin edilmiştir. Keyfiyet ilân olunur. (Basrn: 6535 9462) •»»•••••••••••»••••••••••••••»•»••«•»•••»•• (Cumhuriyet: 9478)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle