09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUftirET 5 HAIISAN 1976 6Eİ NAZIM HiKMET ŞiiRi KOSKOCA BİR EVREN DEMEKTiR Sestir Nazım Hikmet şiiri. Ama bütün şarkılarda ulaşmak istediğimiz bileşimlere çoktan ulaşmıştır. Şükran KURDAKUL Nâzım Hikmet jliri yaşamm, devinimin, doftâriın, sevginin, gvincel ve tarihsel olaylann, degiştirme gücünün, sîiuf bilincinin, insanlann, acırun, direnmenin. özlemlerin birbiriyle kaynaştığı koskoca bir evren demektir. Kenarından köşesinden bakıp uzak durulamaz bu şiir evrenine. Daha ilk sokuluşta her bir dizesinden tiiten insanca duyarlık, aykırı toplum güçleri karşısında içimizde tutunmaya çalışan kavga adamiyle sarmaş dolaş olur. Kurulu düzenin alışkanlıklanndan, değer yargılarından kopararak kendi kendisiyle hesapiasmak zorunda bırakır onu. Arındırıp insanlajtınr. Güçîendirir, ayağa kaldınr. Yeni bir kardeşlık, gönüldeşlik bilincinin ışığını yakar. Sestir Nâzım Hikmet şiiri. Ama bütün şarkılarda ulaşmak istediğimiz güzelliklere, yorumlara, eoşkulara, etki olanaklarma, bileşimlere çoktan ulaşmıştır. Bu sesle içimizdeki o aykın toplum güçlerinin köleleştirmeye çalıştığı insan, özgürlük Uteminin önüne geçilmez coşkusu ile kendine döner, kişiligini kazanır. Bu ses, insanoğiunun, yüzyıllar boyunca adım adım, can gücüyle nice savaşlar kınmlar pahasına elde ettiği vazgeçilmez doğrularm güzelüğidir çünkü. Etkisi durmadan yenilenir, çoğalır içimizde. Sömürünün, sahteliğin, çıkara yönelik bireycüiğin, uzlaşımCTlıfeın önünü keser. Spartaküs'ten Bedrettin'e, Beloyanis'ten tuThan Emeksizlere kadar; Paris Komününden 1917'ye, Kurtuluş Savaşımıza kadar dirençlerin, fc»z»nılmış hakların güzelliğidir çünku. cPariste kime çiçek götürdün yoldaşım Komunacüann duvarına Bir de dal gibi bir dilbere. Tariste kirrıi gttrdün seninkilerdetV? Namık Kemal'i, Ziya Paaa'jn, Muatafa Suphi"yl» N i n m Hikmet Urihselle, yaşarum arasmdakl HİEkilerin bileşiminden kaynaklanırken çogumuzun, tayfalar boyunca «kemküm» ederek söylem«y« çalıştığımiM yigitçe iki dizede koyar ortaya. T&rih bir sürekliliktir onda. Toplumsal mücadtlenin bir aşamasından bir aşamasma ulaşma büineidir. Bileşimini yaparken seçtigi (dayandıgı) ögeler dünya görüşünün, felsefesinin kanıtladıgı Düşündür Nazım Hikmet şiiri. Felsefedir. Zayıflığı, acısı, kuşatılmış hali bile insancadır. »felerdir. Bunlan içdünyasında yaçaya yaşaya şiirine kazandırma eylemind» şiir dıjına düşmez Nâzım Usta. Getirditi hersey geçmi»t«n gelecege doğru sürekli bir akış ve doğrulâmanm güzelligidir çünkü. Se'^»*clir Nâzım Hikmet şiiri. Siian tacirlerinirı, çok uluslu şirketlerin, savaş kundakçılarırun, kapitalizmın denetimindeki politika esnafının yabancılaştırmaya çalıjtıgı halklarla kendisi arasında, ilk gençliğinden itibaren yıllar yılı kiçiliğinde büyüttüğu, bilinçli bir yakınlıjtın. özdejligin sevgisidir. Yaşamiyle kavgası birleştikçe insansal değerlere ulaşmış, birey olarak acılara, özlemlere tutuklandıkça temeîlenmiş, giderek «ben»in «biz»e dönü$tügü özler kazanmıştır. Yazıldıkları tarihlerde, bütün yasaklara karşın, yüzleri, binleri kapsamına alan bu tümel s«vginin, sınıl mücadelesinm her aşamasında büyük bir hızla yüzbinlerin kavgasıyie birleşivermesi bu nedenledir. Ancak analarm duyarlıgı ile karşılaştırabileceğimiz bu sevgı sorumlulukların, görev duygularının, özverilerin güzelliğidır çünkü. Düşündür Nâzım Hikmet şiiri. Felsefedir. Bir akşamüstü, hapishane kapısında rubaüer okurken, uzak hücrelerde, damarlarını sıkıştıran enfarktüs'ü duyarken tek insanın dü?ebileceği kaygüara, ıçe kapanmalara, korkulara tutsak oldujÇu görülmemıştir. Zayıllığı, acısı, kuîatılmıj hali bile insancadır. Ne usa güvenini yitirerek metafiw|e kapılıruş, ne «ölüme ibadet» ederek sonıuıla kendini kandırmaya düfmüştür. «Yüreği dalındayken» «yaşadıklan müddetçe yürdeyüz yafayanlara» özgii rahatlıkla bakar evrene. Düşvin oriun ?iirini kapamaz, açıfa aydınlığa götürür. Işığın, suyun, ajacın, ırmalcların, dmiılerin, kentlerin, alanlann, ajkların, insan sesinin bileşmis güzelliğidir çünkü. Sırui kavgası, direnç. öıeleştiri iç içedir Nâzım Hikmet şiirinde. Birbirinden aynlamaz. Direnç de, özeleşüri de kavgarun özünden soyutlanmamı$tır. Mutlaka gerçeğin gbrüntülerinden kopanlamayan benzetilerle düsünduyarlıkestetik gerekleri bir denge içinde tamamlanmış görüriu. Gün geçtikçe, uzlaşımcılıkları, egeraen güçlere bakıp hizaya g«lmeleri sözcüklerinden akan «ahır zaman feylesoflannnın dü*ün canbazlıkları ve sahtecilıklerle, arkıdan Turmalarla önünü kesraeye ç»lıştıklan sınıf mücadelesine yandaş şiir hareketinin en kalıcı yapıtlannı vermesi gerçekçiliğinden ve bu denge ustalığından ötürüdür. Parmaklılclar arkasında. uçakta, trende, k<v nuşurken, dinlerken, seyrederken, yargılanırken, yargılarlcen, yaratan smı£ın ideolo.iisine baglı oldugunu unutmaz Nâzım Hikmet. Bunca dü?ünsel degerin her oluşmada ayrı bir sıçramayla en dogal ve en yeni biçimlere ulaşması da bu nedenledir. Çiiri haklılık savaşına inanmanın, direncin, kendisi gibi tutsak edılemeyen Türkçc gücünün güz«lliğidir çünkü. KARIMA BiRiNCi MEKTUP 33.10.2S Hapisane Burs» Anne! af olursa nasip olur üç güne dek saçlannı okşıyabllmek... Y»vrum: Uyuyamıyörum! Görüamez kuşlar ötüyor üstiinde kızıl ağaçların. Alevll bir duman gibi tütuyor gözümde saçlarınl Saçları altın dudaklan nar koyu kehribar gözlü a«Tgiliınt Çıkscagımdan emin degilim. Tutraaz bizl«ri af:... Bak ne tuhaf ne giizel ne harikulide ışıldıyor ay ışığı pencerenin demirlertnde! Elbette ben böyle demirlerle bölünmiyen aya kaveaya vt sana kavıışacağım günün birinde.» Kan! Kış geldi gönder benim yün çorapian! Birimiz dıjmda demlr kapının içind» birimiz. Kim bilir kaç kış daha geçirecetiı? üzülrn« benim içln! Renk gören ses duyan ba$ımla elltrtni yüregimde sıktıgim arkadajımla saatlert gün fünleri ay aylan yıl «41p devtrmem koUyl Ay ışığı pencerenin demirlerinde kavuşacagız günün binnde... Toplumcu Türk ozanı Nânm Htktnvt 3 hariran 1963'de kalp durms^ından ölmüştü. Matbuat müdürierlndrn Hikmet Nâzım Bey'in ogludur. 1902'de Selânik'te dogmu;, öfrenimlni I^tanbul ve Moskova'da yapmı?, 19581950 yıllannı cezaevinde geçirmlş. Af Yasa»ıyle kavujtufiı nzgürlüğünü ynrtta sördürmek olanağını bulamayınca yurt dışma çıkmıştı. öldü£ü Rünr dek »lirlerinde yurduna duydugu özlemi dile getirdl. Düfmanlara gam Dostlara selâm. Kâlbirnde çocuklanm. Seni kucaklanm. Canın sıkıldıysa bu nwktuptan beni affetı... Kocan: Nâzım Hikrnct... Akdenîzde Dolaşan Hayalet Akdenizde bir hayalet dolaşıyor bir Italyan neferinin hayaletı. Sırtmda dügmeleri koparılmıs ceketi, sırtında delik deşik, parça parça etı ve terli şakaklarmda kan. Korkarak boşlu|a yuvarlanmaktan, gündü« güneşe sarılıp gece yıldızlars dolaşıyor Akdenızde oagıra bağıra. Tanıyorum onu ben. o saghğında bir kaçaktı. v« kurşuna dizilmeseydi eğer daha yıllarca yaşıyacakh. Tanıyorum onu ben. O kaçtı Aduva'da cepheden, kaçtı yangından kaçan bir hayvan gibi. Kaçtı ne bir fikir ne bir dâvâ ne bir hak için, Kaçtı sadece, ölmemek yaşamak için. ölümü bilmiyordu. Ne Hamleti okumuşru. ne Dant?den bir çiir. Ve yoktu en ufak fikri kltapların muamması ölüme dair. Kurîuna dizilirken birdenbire aklına geîen bir düğün duası okunuyordu. O, ölümden degil ölmekten korkuyordu. Her şeyden üstün her şeyden önoe yasamak istiyordu sadece. Kadırüı tok •Ç. .".1 kadınsız. herhangi bir afsç bir ku» bir bulut bir balıt bir bardak su bir 8ruç toprak ğibi yaîamak..; YÜRÜMEK YUrümek, yürümeyenlert arkanda boj sokaklar gfbi bırakarak; havalan boydan boya y»np Uüye bir mavzer görü gibi karanlıgın gcrcüne bakar&k yurtmek!... Yürümek, dost omuzbaşlarını omuzlarınm yanında duyup, kelleni orta yere yüreğini yumrukianrün lçine koyup yüriimek.!.., Y ü r ü m e k . r Ve ölmemek sadece yaşamak istiyen kaçak bir sabah bir çıcek bir dalda açarken dızildi kurşuna. Naıım HİKMTT (Tedlgfin, 9.8.1937) Nazım HİKMtT Nazım Hikmet'in bulunmayan bir şiiri ve iki mektubu Tüm Kserleri dizisi Ustüne çali(iyor, blrtakım araştırraalar yapıyordum. Bu arada mytjpı jp\r.. rastlantıyia Ninra Hikmet'ın bir siiri ile iki mektubunu gördurn. Bunlar birkaç kisinin bildiği, ama şimdiye kadar kimsenin bularBadığı ürünlerdi. j VEYATIMLANMIŞ BÎR ŞİtR Nâzım Hikmet, Bursa Cezaevinde eşi Hatice Zekiye Pirayende (kısa adıyla Piraye> hanım içirt 1933 yıimfla 'iki' «rhtnnım mektup» ya«mıştır. Bunlardtn ikincisı «Kanma Mektup"» başlığıyla Pö.treler (1935. S. 4951) adlı esere almmıştır, Şiirin »ol başınds «Kanma Mektup» ve onun ,a!tırida sagda: M .11.11 Bursa Hapisane sözleri vardır. Buradan, şiirtn 11 kasım 1933'te Bursa'da cezaevınde yanlcUğı anlaşılmakta'iır. Nâzım Hüsmet'in tarihsiz bir mektupla kansına gönderdigi bu ünlü şiir aşağıdaki çeşitli yayınlarda yer almıştır. Nâzım Hikmet kansına gönderdiği bir mektupta şüriyle ıgili olarak çunlan yaamışUT: «Karıcığım, Şeker eibi bir melrtobunu aldım. AUrahalanm diigünümürc razı oldular divnrsun. Hangilerl? Kltn!erle Rorüstün? (...) Sana bir ikincl manrıım mektup daha yazdım, blrincislnl yaııp töndermtştim. Almıjjındır Bu Ikincist bir meVrtubuna ceTaptır. Dinle: «Kanma 2'nri mektubumdur». Bundan sonra, yukarda sözü edilen «Kanma Mektup» şiiri gel mektedir. YERtNE ÜLAŞMAYAN BİR MEKTVP VE BULUNAMAYAN BİR ŞİtR Bu mektuptan da anlaşıldlğl gibi, Nâzım Hikmet'in karısına yazdığı bir ba=ka mektup ve şiir daha vardır. Memet Fuat, bunlann. «eldeki mektuplar arasında bulunamadığını» ve bu yüzden yayımlanamadığını «Nâzım İle Pıvaye» derlenıesinde açıklıycr. Memet Fuat'ın açıklamasıyla, söz konusu mektup ile şiirin esine ulasmadığım ya da kayboldu£unu düşünerek üzüldUm. Fakat iyi bir rastlantı beni sevindirdr. Şerit Hulusi'nin eski eşi sayın Me!5hat Babacan'ı eönnegç gitmiştim. Kocasının notlanm karıştırırken rince adı geçsn şiiri. ardından da mektubu buldum. Mektupla şiir Piraye hanıma eitmemiş. Nasıl olmuşsa. avukat ismBil Hakkı Balamir'in eline geçmiş. Şerlf Hulusi de ondan almış. Mektubun üzerinde «33.11. 10» yani 10 kasım 1333 tarihi var. Mektupta şöyle deniyor: «Biricifim, «Nasrtsın? Ben hep biidlfln eibİTİm. Bugün cuma. ayin inu. Daha müstantik karamamesini vazmamış. B«klivomm Bakalım o zatı mnhterem de hizim kellevi mi istevecek? Efer o da isterse. meselp hafif mlktarda ciddileşir. Mamafi. elden ne gelirie ?!mdlden vapmalı! N>vse. olan o l n r . bunlan g«ç Geçen atin 2S'lnde sana bir mek tup va^dım. efin.Ieremedimdi. Onu simdi çonderivorum. işte.» Bu satırlarrisn sonra arays şiîr giriyor. Siirdpn sonra da mek tup su sözlerle bitiror: «Bt!m<>m heğendin m l ? »nden b i r r ) r a B I I n n e m mi.» yaJon'da pusuyayStttklann çelfne fc '••••••' Yürümelc yürekten güierekten Nazım HtKMET Her>ey dergisl 102.1935; »ayı ») SANATEDEBIYAT ANILDI ORHAN KEMAL Brecht'in "Ekmekçi Dükkanı,, sahnelendi BRECHî'İH « ÎAHIMAN BU OYUNU BUGÜN İÇİN GÜNCEl BİR ÖNEM TAŞIYOR. Ç&GlMtZD&Kİ TOPtUMSAL KARGA5AYI YAMSITIYOR Brechtin en penasız, az tanınan ve çok bölümlü yapısına kar&ın çok bâşanlı yapıtlarından biri ilk kez bir Batı Alman riyatrosunda da salııielendi. 1929/ 30 dünya ekonomik krizi sırasmda sanatçının. EUsabeth Hauptmann ile Emil Burri'nin ortak Nilgün ARIT çalışması sonucu yazdığı «Ek mekçi Dükkânı» işsizler kitlesi ve sosyal sefalet üzerine diyaloglardan saratılmış kısa sahneler Ortıan Kemal'i anm» günü nedeniyle 2 haziran çarj«mba tkşamı saat 20.00'de Birlik Sahnesınde yapjlan toplantıya çok sayıda sAnatçı ve Orhan Kemal'in dostlan katıldı. Toplantıda ilk konuşmayı yapan Istanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan, sanatçı, aydın ve halk ilişkilerinin tanhi gelişımı üzerinde durarak, sanatçı • halk tanışma ve kaynaşmasınm hapisanelerde başladığını belırttı. İsvan konuşmasını Orhan Kemal'i halkını en iyi tanıyan ve halkıyla en iyı kaynaşabilen biT yazar olarak nitelendirerek bitirdi. B«lediye Başkanından sonra söz alan Çetin Altan, yazarlann bir (ırıncıya benzediğini, Orhan KeBj»l'in halkını doyurmak için, içinde sürekli kendlni yaktığı fırında kendısı için bir kurabiyecik bile pişiremedıgini söyleyerek sözlerini «Cenaresi içirj bir cenaze arabası dahı vermeyen yönetim ile bir sanatçıyı anrna topîantısma katUan Belediye Başkanınm bulundugu yönetim arasındaki aşama, sanatçılann uğraşı sonucudur» diyerek bıtirdi. Bulgar Yazarlar Birliğı adma konuşan Bulgaristan Halk Cumhuriyeti Kültür Ataşesi ıse Orhan Kemal'ın fınnının sıcaklığmın Bulganstan'a kadar ula?araX. Bulgar toplumunun da gönüllerini ısıttığını söylerek sözlerine başlamış, Orhan Kemal'in yapıtlannın Bulgarcaya çevrildiğinı, dolayısiylo Bulgar halkının Orhan Kemal'i çok ıM tar.'dığını j sözlerine eklemıştir. Ataşe seceye çagnldığından dolsyı teşekkür ederek sözlerini bitirdi. Orhan Kemal'in sinema çalışmaian konusunda söî «.lan Hülya Ko<;yiğit. Yeşilçam'ın Orhan K»mal'e hiçbir şey veremeyip onu sürekli sömürdüfünü belirterek, genç sinemacılara Orhan Kemal1in senaryo tekniğı üzerıne yazmış olduğu kitabı tavsiye ertı. Hülya Koçyigit'ten sonra söz alan Mehmed Kemal. Orhan Kemal ile askerliğini vaparken Aciana'da taraştıgını belirterek, sözlerine çeşitli anılannı anlatarak devam etti. Orhan Kemal Roman Ödülü 1976 Seçiciler Kumlu Ba?kani Rauf Mutluay ilk kez halkm seçtiği bir başkanın. halkm sanatçısı Orhan Kemal'i anma toplantı.sına Be>edı;;p Başkanhk makamını gfttirmcsinden sar.atçılann kıvanc duyduğunu bslirterek sözlerine ba^iadı. Orhan Kemal Ödülünnn ba$laneıc:ndan nugi'ıne kadar olan gelişmelerini anlatan Rauf Mutluay daha sonra Roman Odülü'nü karanan vazar Vedat Türkali'yı sahneye çagırdı. Orhan Krmal'in eşi Nuriye Ögütçü'den odülünü alan Vedat Türkaü isr sıınlan söyledi: «Sadece biı roman karalavan bir sanatçı olarak Orhan Ke mal'in edebi kışiliği üstüne konuşmak haddimı aş m*k olur Yainız çok sayıda yazdığım tilm senar 5'6ları nedeniyle bir dıyalog yazan olarak Orhan Kemal'in olağanüstü diyalos ustalı&ından ve ondan çck jeyler 6Sren6igımden söz etmek isterim. Or han Kemal. kalemir.1 para hizmetinde kullanma >ip. halkının yediSinden. pydifinden bir fazlasın hiçbtr zaman beklememı?. istememiştir. O, gerçet v* tek halk ^.inatcısıtlir. Ödülüne lâyık olmaya ç? lışinak. en bii'.ük uSraşım olacaktır.» ÖLÜMLERI AYN1 HAFTAVA RASTLAYAN M ZIM HİKMET VE ORHAN KEMAL'I GERE GİNCE ANABtLMEK AMACIYLA İKÎ AYRI SAYFA DÜZENLEMEYI UYGUN BULDUK. CKIECEK HAFTAKİ SANAT SAYFAMI7J ORKAN KEMAL'E AYIRACAGIMIZI DUYURURCZ.. >A**D ANKARA ^Resîmler/Desenler/Belgeler^ sergisinin gerçekleşmesine koleksiyonlarındaki eserleri ve belgeleri vererek vardımcı olan I4KRETMUALLA Galerimizde düzenlenen Saym Mahmut îhsan Alpi, S. Arel, Osman Başman Bülent Cimcoz, Ibrahim Cimcoz, Yılmaz Çolpar. S e v g i v e Sencer Divitçioğlu, N e d r e t E k ş i g i l Eren Eyüboğlu, Mehmet Eyüboğlu Mualla Genez, Orhan Koloğlu, Haluk Kura Bahri Savcı, Mukadder Sezgin Nfcrmin v e îlhan Unat Sencer Asena, Natnık Yolga'ya, galerimiz v e sanatseverler adına teşekkürü borç biliriz. NAKKD/ANKARASANATGALERİSt DAIİ •rjats: «35 ve gerek sahne arası. gerek sahne içl koro şarkılarından meydana gelmlş. Bugün için yeniden son derecede aktüel bir konu özelliğini taşıyor. Yunan tragedya sının üstün • stilize dramı ile pjlünç kasaba oyunlarının bayagı duygusallıgının nefes kesici bir üslupla yogrulduğu uEkmekçı Dükkânı«, ekonomik krizlerle çalkalanan devrimizdeki sosyal kavgalan. kitleleri önüne katan akılalmaz bir «kader»i ve onun neden olduğu, çaresizce katlanılması gereken yokedici sonuçlan dehşet verici bir büyük şaka imışçesine sergıliyor. Almanya'mn daha büyük bu para yardımlı tiyatro kuruluşlan meydan okuyucu, izleyicilerinı hırslandırarak mesajını sunucu bu fragmanter oyunu yıllarca programlarına almamışlar. Chris tian Bertram'ın yönettiğl Batı Berlin Kollektif Tiyatro ekibi aDie Zentrifuge» ilk kez sahneye getiriyor. Eğitim görmüş ve görmemiş oyunculardan kurulu Zent rifuge, oyunu ancak hafta sonlarında oynayabiliyor, çünkü deâi$ik çalışma yaşantılanna ek oiarak bu topluluktaki çalışmalannı sürdüren işçi, memur ve öjjrenciler hafta içerisindeki boş akşam saatlerîni provalarla geçiriyorlar. «Ekmekçi Dükkânı» bu grubun sahneledigi altvncı büyük oyun. Çeşitli biçimlerde maddesel olanakları olan güçlü tiyatrolara karşı kendilerini yaşafabilmek için direnen küçük, özgür tiyatro kuruluşlannın tümü gibi Zentn£uge de hugüne değin değişik çehreler göstermiş bir ekip. Pan domim ve Grotowski • türü bedensel oyunlarla başiayıp fazla oyalanmadan sosyokritik tiyatro kişiligine bürünüyorlar sonunda. BUyük başarıya ulaştıkları «Ekmekçi Dükkânmnın bundan önce ki oynanışı 1967 yılında Karge / Langhoff yönetiminde Berün?r Ensemble tarafından olmuştu. Eleştirmenler açısından Zentrifuge, kendi olanaklan ıçerisinde başabaş bir yapıt sergilemekte. Brecht'in yalnızca küçük adam lann fırsatçılıfına ve adice oynanan proleter devrimcilik göstenlsrine alaycı bir acıhkla saldır makla kalmayıp, aynı zamanda «klâsik tragedyanın ruhsal çöküslerini» yanlış bir bilinçlenmer.ın sonucu olarak siddetle elestirıp yıktıgı bu oyunda psödotraıik «ona, varlıklı sınnarın varlıksızlara zaleri biçtminri»» nrlirlenen bir sona rağmen. sprc?k umuthı mesajı. iyi yonımlama re ivi seçilmis frrgmanlarla seyirciye ulaştırmayı başarmış Zentrituge tiyâtrosu. Kitap.. Kitap.. Atilla ÖZKIRIIVIL1 • NAZIM İLE PİRAYE, DERLEYEN MEMET FUAT, DE YAYıNEVI, 320 S.. 25 LIRA... Genel anlamda mektup bir edehiyat türü dcğildir. Gerçl kimi cdebiyat ürünleri mektııplardan oluşur, ama biçimscl bir örellikiir bu. Bir anlatım tekniğidir. Oysa janatçıların, yakınlarına, doıtlarına yazdıkları mektuplar, yajpıltarı olçüsunde önem taşır. Bu mtktııplar aracılı^ıyla onun yaratıcı dünyasına g<>'er, sanatının gizlerini öğreniriz. Nâ^ım Hikmet'in cezaevinden Kemal Tahir e, Memet Fuat'a, VaNu'lara yazdığı mektuplar daha önce kitaplajmıştı. Yeni Dergl'de yayımlanan örneklerden karısi Piraye'ye yaî.dığı mektuplflrın ayrı bir onem ta>ıdıklan da biliniyordu. l;te Memet Fuat (Piraye'nin ilk kocasından olan oğlu) notlar, açıklamalar da ekleyerek bu mektupları ıNazım ile Piraye» adıyla yay>m!adı. MektuplarcSa olağannstü bir aşkm yansısmı buluyor, bir kadının bağlılığının ve jevgisinin cezaevindek, şaire nasıl direnme gücü verdifllni görüyorsunuz. l>te kansına yazdığı birkaç sahr: «Yaratıcım, beni halkedenlm, hpr jeyim, en kuvvetlim ve en zayıfım, cn akıllım ve en çacuğum. Sen uzun seneler yasa, nefes al ki ben cehennemin dibinde de olsam senin yeryü?ünde ı^ığı göro'üğünü bilmek bana yeler, bana kuvvet ve ümit olgr.» Ayrıca Nazım'ın, hiç bir yerde yayımlanmamış şiiıierinin bulunması yapılın değerini arttınyor. YAŞAMI VE YAPITLARIYLE NAZIM HİKMET. EKBER BABAYEV, ÇEV. A. 3EHRAMOGLU. CEM YAYINEVİ, 376 S., 30 L1RA.. Ekber Babayev Azeri asıllı bir Türkolog. Sovyeller Blrtiği Bilimler Akademisi Doğu Drlleri En»ti>iisundp görevli. Nazım Hikmet'in 1951'deıı ölütnüne kadar en yakın arkadası, yapıtlarmın ilk okuyucusu olmuş. Daha onun sağîığında yaşam öyküsünü yazmaya başlamıs, yazdıklsrmı basılmadan ckumuş Nâzım Hikmı»*. ıSayfa kenarlarına kurşun kalemle rcV,a duşmuç. Alabildiğine alaycı ve «ert notlar..» Hfm şairin yaşamının bir bölumünün 1anıği olmak, hem de onun yurt difindaki ya>amını yanntan belgelerin elinln altımia elması aıastırmacıya biiyiik olanak sagl'yor. Boylece, Nizım'ın yajamıyls yapıtlarmın ayrılmaztığı ySntsmini de bçnimseyefl Babay«v bir bütüne ulaşmjyı baıarıyor. Bsbayev'in yapıtı, özelllkle, Nazım Hikmet'in sanaJını, but'm yapıtlannı ıncelevip değerlendirerek bir yoruma giimesl açısından (Devamı 9. Saytada) 0 Görilldügü eibi. rnoktup Fakat rnekhıoa konnlan şiiröe ?ı h>r Pksiklik rok '«Kıınma Birioci Mekttıp». Wı bu şıiri i j i l k t ^ BtTjNMEVKN BÎR E YAYI B»R Kjf* N^z.rn HıkmPt'in Nlzım ftraye a d ! , derlemede b >«. hır mektutauna daha rasfl,. d ı m B u mektup üa eksik ve vie h a n i { "n mufanlıSı Askerî Cezaevinde yaalmıştır. Bu şürle iisrii; O hıp da (Devamı 9. J j r t n ^ r . Ankara Mertal )Z t , 1 * altmda Mektuniarı» bastotjlanan üç siird» n K "
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle