28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHMİYET 5 HAZİRAN 1 9 7 i ara önemlidir blzîer için Ağaçîar, hay vanlar ve ınsanlar aynı havayı koklar. Beyaz adam ıçin bunun da onemı yoktur Ancak sıze bu topraklan satacak olursak, havanın temızlığıne onem vermeyı de oğrenmetuz gerekır. Çocuklarınıza, havanın kutsal bır şey oldugunu ogretmemz gerekır. Hem nasıl kutsal olmasın kı hava Atalarımız doğduklan gun ılk nefeslennı bunun sayesınde almışlardır. Olmeden once son nefeslerını de gene bu havadajı almazlar mı?». 1854 yıhnda, kızıldenlılerden toprak satın almak ıçın buvuk şeflerden Seattle've Beyâz Saray dan Baskanın ımzasıyla gonderılen mekfubu yanıtlayan kızıldenh şefı boyle dıyor. Ve surdurujor yanıtını «Toprak satmamız ıçın yaptığmız onenyı ınceleveceğım. Eger onermızı kabul edecek olursak, bızım de bır koşulumuz olacak Beyaz add" bu topraklar uzennd* yasayan bütun canlılara sajgı gostersın » H OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Bir Kızılderiliye Âçık Mektup Dr. Erdal ATABEK alınz. içTç) içeriz, maça gıderiz, sabah olunca lse gıderız, adam kazıklarız, yalan soylenz, herkese kızarız, dumenımıze bakarız, yan bakanı dovenz, bovle böyle yaşanz Uygarız bız. vahsı degıl. Butun bunları anlamıyorsun değıl mı, kmldenli şefı'. «Gok yuzunü, toprağın sıcaklığını nasü satın alabıhrsınız, va da satarsıcız? Bunu anlamalt bızler ıçm çok guç. Bu toprakların her parçası halkım ıçın kutsaldır. Çam ağaçlarının pırıldayan ıgnelerı, vızıldayan bocekjerı, beyaz kumsalh sahıller, karanliK ormanlar ve sabahları çayırları orten bugu, halkımın anılarınm ve geçırdığı yuzlerce yıllık deneylerın bır parçasıdır » «Nehırler ve ırmakların suju. bızim ıçın sadece akıp gıden su değıldır, atalarımızın kanıdır aynı zamanda. Bu topraklan si7e satarsak, bu sulann ve topraklann kutsal oldugunu çocuklannıza da bfretmenız gerekecek Bız nehırlen ve ırmakları kardeşımız gıbı severız Sız de aynl sevgıyı gostereb'.lecek mısınız kardeşlerımıze? Bıhyorum, beyazlar bızım gıbı duşunmezler. Beyazlar ıçın bır parça toprağın dığerlennden farki yoktur. Beyaz adam, topraktan ıstedığını almaya bakar ve sonra yoluna devam eder. Çunkıl, toprak beyaz adamın dostu değıl, duşmanıdır. Beyaz adam topraktan ıstedığını alınca, başka serüvenlere atılır. Beyaz adam annesı olan toprağa ve kardeşı olan gok yuziine, alıp satılacak, ışlenecek, yağmalanacak bır şev gözüyle bakar. Onun Tru lhMnusıdır M, topraklan çölleştırecek v« her seyı yıyip bıtır»cektır.» ' Kentte yasayanlar nereden dent»< ml grfseeV9 Ne bilehm bız. Oradan gıremeEss. atlasm araba•ına yazlığından girsm denize Arabası. yazlığı olmayan ne mı yapsın1 Uzattın ama. Onlar da araba alsın, yazlık alsın. Araba alamıyorlarsa, yazlık edınemıyorlarsa kendı kusurları Çalışmıyorlar. Tembeller. Kafası çahşmavanlar. Hem sen bu ışlerı anlajamazsın, vahşısın sen Uygar olsaydın eğer bu ışlerı ucundan ucundan anlama\a başlardım O zaman uvgarlaşma yoluna gırerdın îşlerın ıçme gırdıkçe uygarlaşırdın. Sonra da tam uygar olur çıkardın Tam uvgar olunca da, modaya uygun gıysılenn, efendıme sovleyeyım spor bır araban olurdu, kuluplere üye olurdun, vazlık neymıs. kışlık neymı? oğrenırdın, hangı balığın nesı ıyı o 'ur bılırdın, orıjınal rengınle de buyük sukse j"apardm İş Kazalan A merikan gazetecisi demis M: , Dünya eski dünya değil Ama, dunya da eskı dünya degıl artık. Doğrusu, eskı rahat da yok Bır suru sdz çıkıyor ortalığa. Yok, kıyılar devletleştırılmelıymış, yok kıyılar herkesın olmahymış, bu duzen bozukmuş da butun bunlar ondanmış yok anamalcılıkmış yok toplumculukmuş Hoş ehmızden gelenı yapıyoruz, boyle bozgunculuk edenlerı dovuyoruE, olduruyoruz ya, ışler gene de tatsız. Bılmeyız, sonu ne olur'' Bız, sozun sonunu sana bırakalım da efendıhğımızı gosterelım •Bıldığımız bır gerçek daha var Sizın Tannnız bızımkınden başka bır Tanrı degil A\nı Tannnın çocuklanyız. Beyaz adam bır gun belkı bu gerçegı de bır gün anlavacak ve kardeş olduğumuzu farkedecektır Sız Tanrınızın başka oldugunu duşunmekte serbestsınız. Ama Tanrı, hepımızı yaratan Tanrı ıçın kızıldenh ile beyazın farkı yoktur. Ve kızılderılıler gıbı Tanrı da topraga değer verır. Bu toprafa saygısızlık, Tannnın kendısıne de saygısızhktır. Beyaz adamı bu topraklara getıren ve ona kıaıldenhyi boyunduruk altma alma gtıcunu veren Tannnın kaderını anlamıyoruz Tıpkı Buffalo'lann oldurülüşunu ormanlann yakılısını. toprağın kırletılışını anlamadığımız gıbı. Bır gun bakacaksınız, goktekı kartallar. dağlan örten ormanlar yok olmuş, yaban! atlar ehhleştırılmıs ve her yer ınsanoflunun kokusuyla dolmuş. Işte o gun, insanoğlu ıcın yaşamın sonu ve varlıguıı devam ettırebilm» mucadeleainın bajlangıcı baslamı; olacak » Kızılderilinin bilmediği Kızıldenh şefi Seattle, yaşadığı topraklar<Jan çok uzakta yasayacak beyaz adamların, yaşadığı zamandan yuz yıl sonra kendı kurduldan An'<ara adındakı bır kentte havayı nasıl zehır bıçımıne sokacaklannı bümıyordu elbette. Kızıldenh şefı Seattle îzmıt dıye bır baska kentte, bır fabrıkanın zehırh gazlanndan, orada yasayanların nasıl gozlerının yaşaracağını, nefes alamaz hale geleceklermı, bu yuzden olenler olacağını da bılmıyordu. Bunları bılemezdı elbe'te. O bir vahşiydi. Fabrıka nedır gormemıştı. Kent nedır bılmıyordu Insanlarm nasıl olup da, sefertasına konmuş jemek parçacıkları gıbı ustuste doluştuklannı, yoüardan sel gıbı akan arabaların ortasında şaşkın tavuk gıbı koşuştuklarını, kendı yarattıklan hızh yaşamın akışı içmde avunmak ıçm türlü saçmahklan nasıl bulup çıkardıklannı, bozulan sınırlerım uvuşturmak ıçın çeşıtlı zehırlerı nasıl ıçtıklennı, olmazsa kendılerını nasıl oldurdüklennı bılmıyordu, bu vahşı kızıldenli şefi. BUtun bunları bılmemesı ona bağışlanır. Çünkü, o, uygar degıldı. Bız ıse ujgarız. Uygar oldugumuz ıçm de alınz, satanz, gene alınz, gene satarız, ev yapar satanz, mal yapar satanz, gecemızı gundumüze katanz. çahşırız, para kazanırız, kazandığımız parayla ev alınz, mal alınz, gene alınz, hep alırız, pahalıya satanz, ucuza Bir acayip vahşi Vahşıye bır soru sorduk, sözü uzattı da uzattı. Çocuklugumuzda gıttiğımız fılmlerde beyaz kadınlarla çocukları oldüren, kafa densi yuten kızılderılılerın boyle ukala oldugunu da bılmıyorduk Demek bır yandan kadınlarla, çocukları olduruyor, bır yandan da boyle mektuplar yazıyorlarmıs. Bır acayip vahşı bunlar. Bız şımdı uygarız Gokyuzunü satanz, toprağın sıcaklığını satanz. denız kıyısını satanz, kumsalın kumunu satanz. Yağ satanz, bal satanz, ustam oldu bız satanz. Sen bunlan anlamazsm vahşı adam. Şımdı yaşasaydın eger, yaşayıp da buralara gelseydın, bu cennet tılkenın dort bır kıyısını nasıl parselleyıp sattığımızl goriır, şaşıp kalırdın. Seni de ahştırırdık bu ışe. Renklı pelerının, uzun çubuğunla ne güzel bir turıstık gosterı olurdun, kımbılır'' Marmara'nın kıyılannı. Ege'nın Güney'ın kumsallannı jabancı bulursak yabancıya, yerlı bulursak yerlıye satıyoruz da satıyoruz Tatıl koylerı yapıyoruz, yazlık sıteler yapıyoruz Taksıtle, maksıtle, bıtmış. bıtmemış satıyoruz Maksat ne, vatandası ev sahıbı yapmak, jazlığa denize kavuşturmak. Bır yandan da kentin kîyılannı kırletiyoruz. Kentm ne kadar pıslığt varsa denize akıtıyoruz. Bir kopek bir adamı ısırdıfcı zaman haber deffMlr} ama adam köpeği mırdıgı zaman haberdir. Gerçekten güncel dünyamızda bir soy basın. okurlan ilfilendirecek çarpıcı haberlerin peşmden koşar durur. Pa> rababalannın garip yaşamları, olmadık seks cinavetlerl, meşhurlar arasındaki asklar, casusluk olayları Sözün kısası sıradan bir okuru ilgilendirecek, saşırtacak, heyecanlandıracak, üstelik «vay canına» dedirtecek haberler her ghn çok satısh gaz«telerin işportasında tezgâbJanır. Bujrtrnku dümamızda ve Türkiye'mizde şöyle blr haberin gazete yuılşleri müdürü veya okur için ne değeri var: Bir Isçi kolunu makineye kaptırdı. Bırakınız sıradan yurttaşı. bir isçi için blle bn tfir haberin çeklciliği .voktur. Insanlarm kendi sorunlarına yabancılaştırıldığı bir çağda vaşıyoruz. Söyle virmi otuz, ya da elli altmış kişiyi birden götfîren bir kaza olmadan işçi İSİnin basında sakatlanmış, ya da ölmüş Idme ne? Ama tek tek önem vermediğimiz İş kazalan vüzünden her yıl maldne dişllleri arasında benliğini yitlren kaç yurttaş var? Vlusal gellr içinde sosval güvenlik ve bu arada iş kazası giderlerl Türkive'de ne oranda, öteki nlkelerde ne ölçnde? Devlet Planlama Teşkilâtı l çüncii Beş Yıllık Planda verilen savılara göre uiusal gelir içinde sosval güvenlik harcamalan Fransa'da yüzde 16.6; B. Almanva'da 17,5; Belçika'da 16,5; Hollanda'da 16.6; Luksemburgda 16 3; Itahada 16.3; Ingiltere de 12,7: Danimarka'da 13,2; Isveçte 16,3; Norveç"te 11,3; ve Türkive'de yuzde 1,7 Batılılaşalım. dhoruz, ama nasıl? Lüks otomobile blnerek mi? Dans ederek mi? Paris modasını izleverek mi? Batı'da lazılmı? kitapları >asakla\arak mı? Yoksa isçive arrılan sosyal güvenlik harcamalarını devede kulak oranında tutarak mı? Büvük kentlerin inanılmaz luk^unde. sefahatinde. israfında mllvonerlrr keslmi eglenirlerken; fabrikaların u|nltusunda çalıvan isçilerin kötu koşullar rüzünden sakatlanmaları. ölmeleri, yok olmalan yaşadıguıuz çağda kımi ilgilendiriyor? Çevre Koruma Gunu Y. Müh. Salahaddin ÜZEL IÇEVRE KORDMA VE YEStLLENDÎRME DERNEĞI BAŞKANI) hazlran gunü Blriesmls MUletler TesMlâtı Urafından (Dunya çevre koruma pıno) olarak kabul edilmiştir. Bueunde törenler tertiplenmektf, çiderek yoğunlajan, Klderek Dünyamu üstüne sinsi bir felâket halinde çökmekte olan (ÇEVRE SORLNLARD haktanda, gellsmlş »e çelismekte olan ülkelerdeki UrlUlerin, örellikle kamuoyunun ujarılmasına çalışılmaktadır. Bürokrasi ve Memur Tarafsızlıs;! azısmın sonunda, «BugünkU dagmıklık, yureksızlık ve kımılennın bıluıçsızuk ve haınliklen sıirdükçe, daha çook çeker memur» uyarısım haklı olarak yapmak zorunda kalan deferlı hukukçumuz saym H V. Velıdedeoğlu, 1926 tanhlı Mpmurın ICanunu. 1965 tarıhli Devlet Memurları Kanunu ve TCK'ndakı deMm lere, tanımlara değındıkten sonra «memur» ıçuı şu anlatımda bulunuyor «Memurlar burokrası dedıgımız ıdare makınesını olus turan, devlet çarkını donduren ve yasaca belirli bır statüye baglı olan buyuklu kuçükltı kamu gorevhlerıdır» («Haksızhga Kaışı Dırenmek». Cumhurıyet, 1 subat 1976). Y YASAK VE YARARSIZ 01 AN MEMURUN POIİTİK EYLEMIEROE BULUNMASIDIR. YOKSA, BIR SIYASAL KANISI. İNANCI 6ULUNMASI, H4KLARINI SAĞLAYIC1 GİRİJİMLERİ SUÇUMA NEDENİ OLAMAZ. 5 İsmet KEMAL Gerçl; son yıllarda bu (çağımızın ana sorunu) hakkında çok şeyler söylenmekte \e >anJmakU, hatta bu tekrarlamalar, bıktıncı bir duzeye blle ulaşmaktadır. Ama ne var ki, çevrelerin kirletllmesi de olanca hmyle sürdurulmektedlr.. Aslında bu çabalar. ancak, ekonomisiyle, teknolojisiyle, en Önemllsi de kamuoyu İle gelışmiş ülkelerde pratik sonuçlar verebilmis, önleylci somut tedbirlerle trhlike hiç olmazsa belirli ölçülerde önlenmivtir. Gellşmekte olan te k avantejlardan voksun bulunan ülkelerde ise ne yaak ki biı de bu gruptayız kamu ovu konunun öneml, safbğımıza \e varlığunıza karşı olan buyük zarar ve tehllkeleri hakkında henüz bilinçlenememistir. Bu yüzden de bu bahtsız ülkelerde (hava, su, toprak..) fibi yasaoumızın ea gerekli, fakat aslında, patlatna (tereceslnde «rtan dunya nüfusa karsısmda çok smırlı durumdakl (Dofal kaynaklarh, büyük bjt bUgisizuk vtTumırsam»riık içlndecomertçe tüketilmekte, Hrletilmekte ve tahrip edilmektedir. Bu acıklı tabloda; yalnız kendUi ve bugünü için yaşavan, gelecek kusaklara bn en doğal kavnaklardan yararlanma hakkı tanımayan bencil (eroist), hatu biraz da sadislçe diışuncelerin izlerinl gormemek mümkün değildir. Ama gene de, çocuklarunua, gençlerimizl çok sevmekten, gelecefimizl onlara emanet edecefimizden söz eder dururuz.. Blreylerde ve bunlardan olusan halk Mtlelerinde, çevrenln, (hava, su, çöp, kanalizas\on..) gibi yollardan kirletilmesine karsı, çeşitU \e etklli egitım düzenlerinden jararlanarak blr (sorumluluk duygusu), bununla birlikte, davranış ve eylemlere dönüsebilecek bir (önleme bilinci) oluşturulduğu takdirde: a) Artık yerlere tükârmemiz, çöp atmamız, etrafı taciz edlci gürültüler vapmamız gürultu de önemli bir çevre sorunudur mümkün olmayacaktır. b) Fosseptiklerimiz sokaga ya da yajnmur kanallaruidan denize verilmeyecek vidanjörlere çektirilecektir. kollektör ve kanalların yspınu için Belediyelere yardım, gerekirse baskı yapılacaktır. c) Ne yank ki, bir kısmı yalnızca kendi ürctiminl \e kamncını dusünen sanavicilcrimiz, artık (önce Devlet kendi fabrikalannda çevrevi kirletmeyi onleyici. tedbirleri alsın), (\asalannı gerektirdiği onleyici tesislerln teknolojisini bilmhoruz, bize daha uzun zaman tamnsın ki hazırlanalım), (bu tesisleri yapmaya paramız yok, ya da, bunları yaparsak zarar ederiz) ve benzeri gerekçe ve bahaneler ileri uirmejecekler, bir çok ülkede uygulanmakta olan (poUuter pays: kirleten öder) kuralına içtenükle uyacaklardır. d) Her an ve her >erde yofun reklâmlannı izlemek zorunda kaldığimız, bulaşıklarunızı \e çamaşırlarımızı tenıizlerken denizleriraizin kirletilmesinde başrolü oyna>an deterjan, tanm koruma ilâçları ve benzeri ürünlerin imaiâtçıları satLŞlarma \e kazançlanna devam etmekle beraber, mallann terkiplerinde \e dozlarında alacaklan ciddi tedbirlerle çe\re kirlenmesini en aza indirmenin jollarını arayacaklardır e) Belediye ya da birer olarak; yoğun ve zararlı egzost (razlannı caddeden Reçen \ urttaşımızın eiçrrlcrine olduğu cibi piıskurtecek jerde, uvgar ülkelerde olduğu gibl. \akitlarda \e araclarda alacağunız tedbirlerle bu hava kirlenmesi en anna indirilmeye çalışüacaktır, gerekirse kitle halinde onleyici baskı yapılacaktır. f) Çeşitli kötu yakıtlar, kalortferlerin bilgiKİzce vakılması pibl nedenlerle bacalardan zararlı maddeleri taşıjan dumanlarla çevrenin bavasi kirletilecek yerde, yakıtlann kalitesi, en uvgun yakılma tarzı, bacalara fütre komılması çibi tedbirler ciddlyeUe ureulanacak, gerekirse, uygarca baskılar japılacaktır Bizce, çevre sorunlannın kesin çözüm yolu, yukarda da belirtildiği gibi, ilkokul sıralarından başlayıp halk kitlelerine kadar surdurülecek devamh ve etkili biçimdeki eğitim volları>le, kirlenraeyi onleyici davranışların kazamlması, oluşturulacak kitle bilincivle, gereğinde kirletenlere karşı çıkılmasıdtr. Voksa Devlet ne kadar yasa çıkarsa, ne kadar etkili denetleme orgütleri kursa, ne kadar agır cezalar uvgulasa, bu tedbirler halk tarafından inanılarak desteklenmedikçe, hep yuzeyde kalacak, koklü sonuçlar veremeyecektir. örııeğin 1380 savılı su ürünleri kanunu ve tiızügu bu ROrüşümuzu açıkça kanıtlamaktadır. Tuzüğün çeşitli maddeleri arasmda, sulara dökülmesi yasaklanan maddeler için müsaade edilen kon^antrasyon limitlerlnin aşılmaması için gerekli tasfiye tedbirlerinin alınması hususunda fabrikalara verilen iki vılllk sure 28.6.1975de bittifi ve aradan da blr yıl geçtiği halde, pek az müdahale ve kapatmalar dısında, vasa hukumleri çeşitli nedenlerle hâlâ ujgulanamamaktadır. Bir sure önce de Japonya'da Minamata balıkçı kasabasında bir plâstik fabrikasmm civalı bfr katalizbrle denizi kirletmesi sonucu kasabadaki birçok insan sağlığmı hatto hayatuıı kaybetmiş, yasalar uzun sure bu durumu önlejememış, nıha.iet uğradığı zararları gorerek bilinçlenen halk kitlelerinın kanun yoluyla fakat bujiik baskılarını da ekleyerek yaptıkları birisimler sonunda tehlike önlenmiş, ancak, açılan mllvarlarca renllik tazminat davalan fabrikayı iflâsa ve kapanmaya sürilklcnmiştir. Biz iş yerlerini. Fabrikaları ulusal ekonomınıizm en baştaki gereği olarak görüyor, onlara, adeta kutsal bir nitelik \eriyoruz. Ancak; sanayicilerimizden de fabrikalannın iç ve dış çevTelerinde *>aşajanların sağlıklannı düşünmelerini, yukarda sıraladıgımız diğer kirletici grupların sorumlularımn da jani duşünce ile hareket etmelerinı, gerekli onleyici tedbirler için imkânları ölçüsünde fakat içtcnllkle lüzumuna inanarak m1i fedakârlıklardan kaçuımamalarını istiyoruz.. Bunun için de; Minamata orneginde olduğu gibi, birçok insanlann kurban edilmesini, bas ıı vapacak Mtlelerln bilinçlenmesini ve girişime geçmelerini beklemeden, Insancıl dujgulardan, özellikle İnsan sevgisinden hareket ederek, şimdiden bunun hazırlıklarına başlayacaklarjıı uiuyoruz. yıpratma durumlan lçlne girmis çok. kralcılanndır. Yürüyen sayılmaz. sayümamalıdır. Tahhakjarla bırhkte akan sular durmınler. varsayımlar, onyargılar, mustur. Burkulur memurun yudar yorumlar gereksızdir ve boyregi bundan böyle. Sık sık da le bır memurun devınımınde, rengı soldurulur, dıleğıne, derekatkısında gosterış (jest), yatı cesıne, gereksınmelerıne uym<ınm, çıkar aramak doğru deyan yerlerde çalıştınlarak, sü»ğıldır. Seçimlerde oyunu bır rulerek, edılgın (pasıf) gorevlere ıtılerek. Işte asıl partızanlık bu Yargıtay Üyesı saym Ahmet Co partıye kullanan yargıç, karsıhısımla başlar. Gerçekten yan sar ise yıne bır yazısmda söyle sına gelen herhangı bır partı ya tutmak, tek ve kısır, doygunlukdıyorau «Gercekte kısının var o da partılı hakkında karar veremez durumda mı olacaktır'' Kasuz bakıslarla çag dışı kalmak lup olmadığı, yaşayıp yasamadıgı rannı onyargısız, ardnıyetsız, duşunup düşunmemesıne bağlıışte o zaman soz konusu olur. korkusuz, çıkarsız, yanı dürust Yanı burokrasının uyumsuz. aydır Düşunce ancak duşunulenın hangı bıçımde olursa olsun açı Çe veren bu yargıç ıçm hangı kırı alanları, deyjm uygunsa, gü vurulması ile deferlenır ve~ akıl, hangı mantık. hangı msaf, tüm açıksaçıklıgıvlg olsa ftlsa >arar sağlar Bır ulkede toplunıu. € t a r a f t u » u * dıyebılecektır' oluşturan bıreyler dtışunmuvorşar. OIAN OLMASI GEREKEH lar ya da duşunduklerını soylem.Oysa, «memur» sıfatlı, resmi yor, yazmıyorlarsa o ülkemn varSu dergıde, su gazetede ser gorevlı kışıler, çagdas yasalar, hğı bır anlamda, uzerıne olu tooyorumlar içinde rafı serpılmış bir varlıktan ote best yazma hakkını kullandı, genelgeler ve onlann eylemlen ye gıaemez. Bu nedenle duşunce demokratık ve ozgur düşünce düsünülmeh, yı kışısel us"un dort duvarı ara lerde, onerılerde, eleştırılerde, bu bıhnç ve gorüş ile degerlendıanlayışla sında tutsak etmek, kışınin ken toplantılarda, begenılerde ve rılmelidır. Boyle bır dısıne ve toplumuna karsı yapa boylece topluma genel, dogal, kargasayı, gevşeklığı yahut mesakıncasız katkılarda bulundu mur efeliğını, devlet ıslerırun gebıleceğı en buyuk ıhanettır» (iBu rı bırakılmasını bırbırine karışrokrata Yergı». Cumhurıyet 21 e dıye kımı memurlar hakkında arasıra dısıplm, hatta ceza so tırmamak gerekır. Donmuş kukım 1975) . rusturmalannın açıldığı gorü rallar, yanlıs uygulamalar, kor Memur memur olmavan du lür. Her kuruluşta rastlanmaz ahşkanhklar, yapıcı, yaratıcı ve rüst, namuslu ve yazabılmeve boyle bır tutuma ya, rastlanın amaca göttırucü birçok çalısmayeteneklı birçok kısı, yukarıdakı ca en çok da polıtik, ıdeolojık, yı, bırçok degen ya sındmr, siıkı kuçuk alıntıya benzer ornek yan tutmalar aranır bu tur uy lıkleştırır. ya da gucunden kopanr, alır gotürur. Bu da yanlıs len bugüne dek verrmşlerdır. garlıkçı, aydınlıkçı çabalar, kımbılır belkı yetenekler arasında.. yontemle j*onetımlerde her türlü Bunlar, bır bakıma, yuzyıllann ılerlemeye, yukselmeye ve surekUstelık bu memurların, «resmi duşunsel, toplumsal, yonetımsel h geusıme engel olur. seruvenlennı ve gerçeklennı, in ış» nedemyle karşılanna gelen san olmantn. çağın, yurttaşlıgın kışı ve olayları daha ıyı degerlen dıreceklen, o kışı ve olaylara ÖZEÎIERSEK. jreregım bu konularda da yınele karşı çok daha nesnel, genış bame ve anımsatma zorunluğunu duyuştan başka bır şey değildir. kışlı, bağımsız, hak arayıcı, sayÜlkemızde, ohgarşık ve despogılı olacaklan hıç mı hıç dusuBoyle bir zorunlulugu, hele da tık degil, demokratik ve anayanulmez. Dıyelım, dıleyelim or sal hukuk düzenı yürürluktedır. memur olrrak, çogumuz zaman neklerı az: Korkulur. kıskanılır, Memur da, buralardan yükselen zaman duşunur, gozden geçırırız tedirgınhğe, hatta panığe kapılı ve aslında o yukseltıcı guven, kıMemurluğumuz eksılmez; olsa ol vanç havasım solur. Oyle ıse osa bılgı. bıhnç alanlannda. ne^ nır, yersız, haksız kuşkular, telkınler yaratıhr. Sonra da «denun için, gerçeklen soyleme bonelleşmede. uygulamada, gerçekmoklesın kılıcı» olma heveslerılümunde keyfi yasaklılıklar kotciı tarafsız, yanı bafımsız da\ nulamaz. Üstlenılmış bır goreranışlarda genışhk kazarur, bu ne kapıhnır, hınçla. Çırkın gozdağı havalarından da ote, eh ar vm yenne getınlmesı başka, dıyur, onurlanır tık gelsın kırk satır. Duzen sa leklerını, kanılarını, eleştırılerım Zorunluluk ıkı olumsuz açıdan \unuculuğu rolu ve bahanesı ortaya koymak başkadır. Bırlnciilen gelmektedır. Bu açılardar baskındır çunku. Ve baskın basınde resmi sorumluluk, yasabınncısı, «duşunce ozgurluğu» sanın, tum baskılar ıse kraldan lar karşısmda herkese eşıt ısnun kısılması va da yanlış vorulem soz konusudur, ıkıncısınde mu, ıkıncisı ise «bürokrasi, meıse olması gerekenı de ıçme alan mur, resmı gorev» kavramlarının duşunme, inceleme, önerme öznedense klasık olçuler dışına bır gurlugu (Ornegın, lokavtı. faı turlu çıkanlamaması, yenı ve 7i. olum cezasım v b eleştıren luncay UZIN daha uygun anlamlara, gorunumbır memurun. kım olursa olsun, İle lere ulastırılmak ıstenmemesıdır onları eşıt yaptırım ve yorumla Hacer BOZK1R Vazgeçılmez, yokumsanamaz m rıyle uygulaması gıbı j Evlendıler. san ve yurttaşlık hakları arasında «duşünce anlatun ozgurlu4 6 1976 Genel kültur, sanat ve düşün ğu» ile «bıhmı ve sanatı araştırozgurluklerı, msancıl ılışkıler ve ma yayma serDesthğı» uzerıne bu yolla gerçekleştınlen yurtîesajısız yayın yapılmış, konu ?çık verlıkler, valnız bellı çevrelenn hga kavusturulmuştur. Gunutekelmde tutulamaz Bır sozcuk, muzde jerı, anlamı, olçusu ks(Cumhunyet. 4844) bır deyım, bır slogan, bır kavrıştırılan ozelhk, bence daha çok, «bürokrasi, memur, resmı gorev» ^IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMHIIIIIUIIIHIIIIIIIIIIMIMIIIIIIIIIIIIlll^ ııışkılerı, tanımları ve alışkanlıklandır. ram, blr tümc«, bir konu, blr %• lıntı, polıtıkacılar, ıdeologiar, hatta demagoglarca kullanılsa blle memurlann ıyı dılekli anlatımlanndan uzak kalmaya zorlanamaz Onemlı olan, yasak olan, memurun polıtıka pazan içıne Ifirmesı ve sozcuymüş gibi salt polıtıka yapması, somut polıtık eylemlerde bulunmasıdır Yoksa, haklardan yararlanan herkes gıbı. memurun da bağımsız, kışılıklı bır davranışla o haklann gerçekleşmesınden doğacak sorunlara, o haklann baslangıcına. ederın» değuıme, kanşma, onları konuşup tartışma hakkı vardır Genış ve çok yönlü anlamda ulke sorunlarına bakıhrken, onların ılgili kurumlara, kamuoyuna kabul ettirılebılme olanaklan aranırken memur yurt ta^m da hem hak, hem gorev olarak boyle bır aramşa katkısı kesınlıkle soz konusu edılmelıdır Sonra, herkes dıyeeegıni güzel anlatamaz. *îır tur, bır güç, bır yetenek ısidır bır. Ama ~ jw r Jemler4«^ g^şımlerde, *)ıeplm;z». ^ bıhyoruz ki kasıt ogesi, amaç ne, ona bakılır. Hıç kımse, amacı dışmda bır vorumla cezalandınlamaz Ve Anayasa hukmu, kımse, kamlanm açıklamaya zorlanamaz. zorla tek düsünceye yoneltilemez. Avukat Ibrahim Türk'ü ilgilendirmis bu konu; ve «Ttlrkıye'd* Is Kazalan» adı altmda 480 sayfalık bir inceleme araatuma yapıtı olusturmuş «TUrkıye Gıda İş Sendıkası» yayını olan yapıt, valnız kazaya ngrayan isçilerin. İş avukatlannın yararlanacağı bılçilrrle donanmış bir hukuk kitabı degil; avtıı zanıanda guncel Türkiye'nin sosval ve ekonomik bir kesitini veriyor. EsUden Is kazası için gentl kanı «ne yapalım kader» deyiminde odaklasırdı; şimdi Türkive'de bu kanı sözcük değiştirmiş «ne vapalım dıkkatsızhk» olmustur. Ovsa dikkat nedir? Niçin dagılır? Yorgunluk. uyumsuzluk, uvkusuzluk, ivi beslenememek. korunma eğitimi eksikliği, mesleki bilgl noksanhğı, çrrre koşullarımn boıukluğu; ış kazalarında neden değil midir? Dusük ücret alıp da çok dikkat i«>teven bir işte calısan emekçi kazaya ufradığı zaman ne diyectv ğiz? Kuskusuz is kazalan konusu salt bir hukuk sorunu <1eğildir. Sermaye sınıfının elindekl siyasal iktldar. dışa bagımlı blr çarpık kapitalizmln koşullannda, lsçinin esenllkİe çalısmasını sağlayacak işverlerinl zorunlu kılamaz, kılmaz Havasız, ışıksız bir yerde çalısan işçi blle bir sure sonra kazaya doğru itilir. Ibrahim Türk'ün incelemesine göre en çok iş kazası ücretin duşuk olduğn işçi kesıminde Körülmektedir; ve sömürünün hızı, iş kazalannm nedenleriyie vakından bağıntıbdır 1971 yılı rakmmlanna göre Türkive'de 150 bin dolayında İş kazası olmustur. (148.822). Bu «ayı bir savaşın sonuçlanndan beterdir Iş kazalannuı Is kollanna avnlması da şoylc: Yapı 2SJSZ0; kdmür madenciliğt 12 350; metalden eşya vapıraı 16JM2; dokuma endüstrisi 11.622; madenlere değfin temel endüstri 8.494; taşıma aygıtları vapımı 11 342; gıda maddeleri (747; komiırden Ra> rı madenler 26.İ83; ağaç ve mantar sanayli 3.332; ecza ve kimya 3.919; ve baskalan . Ne var ki bütun bu iş kazalan ancak sigortalı işçıter kesiminde saptanabilmektedir Türkije'de çoğu işverinın sifor« tadan ve denetimden yoksun olduğu duşünülürse dununun acılıjh da ortava çıkar. Genel açıdan bakıldığında. tbrahim Türk'un belirttiğl (Tibi, kapitalizmin emekçi hayatına bir saldınsı blçiminde foriilmfktfdlr Turkiye'deki i$ kazalan \e ancak isçlre donttk bir sivasal iktidar re çatdas bir toplunt duzenino yenelisle bu mezbaha ortamından kurtulmak olasıdır. ögunüyoruz., ÇÜNKÜ 1976DA 77.570 DW TONLA MİLLÎ GEMİ İNŞA ÜRETİMİNİ DESTEKLİYORUZl TÜRKİYB'DE GEMİ İNŞA FAALİYETİ 19661975 Kamu kesim üretimi )zel kesım uretimi Toplam Adet 56 194 DW ton 71.578 132.310 203.888 1İ76'DA İNŞA HALtNDE GEMİLER : Kamu kesımi 14 Özel kesim Toplam 61 31.050 77.570 108.620 1976'DA EN BÜYÜK KAPASİTE : Kamu kesimi 18 000 DW ton Ozul kesim 26.000 DW ton İ DOĞUM VE TEŞEKKÜR TANER'in | 1 TARAFSIZUK Memur, elı kolu bağlı tutsaklardan, ya da şu unlu «uç maymun» benzerındekı jaratıklardan deâıldır O, devlet ve ulus adına yuklendığı gorev m kapsamını, gereklerını ıyı anlamışsa ozel, genel, temel ve anayasal haklarının ne oldugunu, nerede nasıl kullanılacagını da çok ıvı bılır. Bıi haklar. guvenen ve guven veren uygulamaların bulunduğu demokrasılerde onun elınden almamaz, alınmamahdır. Bır yargıç, bır sazcı da olsa, salt polıtıka çıkmazına gırmeıîsızm. bır polıtık partı ya da orgute kayıtlı ve bağlı (angaje) olmaksızm halk gereksmmelerı ne sosjo ekonomık konulardan; resmi uğraşın getırdıklerınden, goturduklennden; aydınhk, uy?arlık, çağdaşlık gelışımlerınden \ b.. soz açtı, boyle bır gorevı onemsıyerek ve hatta ulku edır.erek yerme getırmekten kaç madı, bencılleşmedı dıye bıçım ve dze uygun o resmi ışlemlerını yaptığı sırada tarafsızhğırı bozmuş, herhangı bır sapma \a da gorevı savsama, kotuye kul lanma, yuz kızartıcı eylemde bulunma, kışılen kurumları kuçuk düşürme, polıtık bakımdaa Ş Sema ve îsmaıl Gumuşgerdan, ogulları doğumunu, akraba ve dostlanna sevınçle mujdeler; onu kendılenne kazandıran Zeynep Kâmıl Hastanesuım degerlı Başhekımı Saym Prof. Dr 2 Şjj E ş S | E S = E AMACIMIZ KENOİ GEMİLERİMİZİ KENDİMİZ YAPMAYA VE İHRAÇ ETMEYE YÖNELİKTİR. Yılda: 300.000 DW ton En büyük gemi: 50.00075.000 DW ton f BURHANETTİN ÜSTÜNEL'e I E minnpt ve şükranlannı bildirirler. J (Cumhurnet 4857) GÜÇLÜYÜZ... HÎZMETE HAZIRIZÎ ALARKO SAN, ve TIC. A.Ş. ANADOLU DZ. INŞ. LTD. STİ. CEMAL YILDIRIM ve KARDEŞLERİ ÇELIKTRANS DZ. INŞ. LTD. ŞTI, ÇELIKTEKNE TIC. A.Ş. DEGAS A.Ş. DESAN GEMİINŞAATI DOKEREL YENI GEMİ INŞ. DORTLER KOLL. ŞTI. GAYE GEMICILIK TIC. LTD. ŞTİ. GEMİ KOLL. ŞTI. GEMAK KOLL ŞTI GEMİ INŞAAT KOLL. ŞTİ. GUNŞIN GEMİ KOLL STİ HAMI KAYNAK TERSANESI HIDRODINAMIK KAVAK TERS MARMARA TRANSPORT A Ş. OYAR IŞ GEMİ SAN. PROFILO SAN ve TIC A.Ş.. SARIBAŞLAR KOLL. ŞTI. SEDEF GEMİ ENDUSTRlSl A.Ş. rîııııııııııııııuıııııııııııııııııııııııııiMiııııııııııtıııııııııııııııııııııııııir Çorum İl Daimi Komisyon Başkanlıgından lakılâp llkokulu blnası yıkımı İle ankazının satışı 2490 sayılı Karunun 31. maddesı u\arınca kap&lı zaıl usulıyle 15 6 1»76 gunu saat luOO'da arttırmava konulmustur. Munammen bedeı G U O TL. geçıcı teminat 2.250 TL.'dır. İ U Talıplenn Deiırlı gun ve saatten bır saat önce naarlıyacakları zarfları Komisyon Başkanlıgına vermelen vuku bulacak gecıkmelenn kabuj edılmıyecegi U»n olunur. (Basın. 1708) 4640 GEMİ Î\^A SANAYfCİLERÎ DERNECİ S'ot: Is/astıki bılgi'er DPT Deniz Sorunlan Ozel İhtısas Komısyonu rjporundan almmışlır. (Denız Kurvelleri Tersanelert harıçlır.) CRepro 598) 435<
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle