29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CVMHURİYIT 22 MAYIS 1975 HİLMİ AfeKAfyU Kpı Pulii fiEMURU İL£ ÎÎS.KİLÂTTAMFlNftANİLfti" DıYOfîiAATAUMAÎVfLA öPütfHÜ i ÛNA« ABDÜUANIÎftl? V£T TErirtiiiMİMİİiÖtCriL. \î*& E^YALAIUMlM PlÂMl) ,VAhLAM İNCfLgMEPE TA HjLfcfei MEMUfai HMPAftl IN İ ABDULCANBAZ LıUTlfil HıSSı HMlL MMMİC TARTIŞMA Samim KOCAGÖZ «Işte agabeyciğim, sözumüfcün basında ben bu ytlzden p ı r t l nize yazık oldu dedim.... Barısmak isteyen bir hal lakınmıştı. Ben de bu konuyu kapamak içln cıgaramın dumanını savurarak. «Gençler ne diyor? Sloganlannı bllırsin: Devrimciler ölür, devrtmjer yürür! dlyorlar...» Birdenbire yine öfkelendi: jjn «Akılsızca iş yapıyorlar; pisiplsine filüyorlar...» «Bu konuda kesin b i r şey söyleyemeyiz, blr k a r a r a varamaytz bugün. Onlar hakkında tarih, önumüzdeki, ilerldeki yıllar k a r a r verecek» •öyle ama... diyn srize girisecektl; kestim: «Biltyorum, şimdi; sımflar dlyeceksin, halk diyeceksin.. daha blrçok laf edeceksin a m a bunları tartışmaya vaktimiz yok. îzmır'd e birkao gıinden lazla kalacak olursaın, Gazetede seni ararını, konuşuruz...» «Memnun olurum; bır çayımı kahveml içersin ağabey.» Nedense kondisini ziyaret etmem olasılığı onu sevindirdi. Ban a d a birşeyler d ü ş ü n d ü r d ü a m a geçelim. Bu konusma. tartışma yolumuzu kısaltmıştı. Neredeyse îzmir'e varıyorduk. Bir zaman konuşmadık, sustuk. Neden sonra ağzımı aradı: «İzmir'de az kalacaksm demek?» «îzmir'de oturan kız kardeşim var; enlştem, yeğenlerim var.. Beni çağırdılar; vaktim de vardı, onları bir göreyim dedim . . Cebimdeki telgraftan sör. etmetne gerek yoktu. Bu adarru bır kez daha sevindnmek ıstemlyordum. Erkal, sekte gün önce, bir Îzmir'e gidip geleceğim... diye, tstanbul'dan İzmir'e. anasının babasının yanına gidlyorum diye çıkmıştı evden. Bu sabah d a kardeşim Emel'den bir telgraf almıştım: •Agabey. hemen gel, seni bekliyoruz!. diyordu. Telei'on d a edebilirdi. Ne ki telelonda konuşacaktık. Anlaşılan telefonla konuşmak ıstemıyordu kardeşım. Hemftn aklıma Krkal geldi. başına bir iş gelmlş olabilirdı. Yazıhaneden telefonu açtım lzmır'deki evlerine. Büyük yegen Krdal çıktı karşıma. Ona kısaca, «akşam, dokuz uçaftı ıle geliyorum..» dedim. o da, peki dayı seni alanda karşılarım... karşılığını verdı. Selam keianı, telelonu kapadım. Şu sıra tolefonlarla p e k uzuıı boylu konuşmaya fırsat yok; dinlıyorlar... Şimdi yanımda oturan adama, böylesine uzun btlgi verecek değildlm ya... Ne ld yarumdakı, yine bana bıyık altından gülüyor gibiydi. B a m başka söz ediyormuş gibı, yan ynn bana bakarak, • ÎSEmir'de de h e p vardı a m a daha da büjrüdü ögrencilerin eylcmleriS diye konuştu. •<•••«Ya öyle mi?> diye sözü kapamnk istedim. Susmadı: «Bu kez, en sonunda dflja çıktılar!» Gnzet.elerde bu lıaberi görmUştüm ya hayret etmiş göründüm: • Yok canım.. AUah Allah...» •Evet., Aydın dağlanna, Be?parmak dağlarına çıktılar,..» «Silâhlı mı?« •Yok burüar silahsız, Bildiri yayınlayan blr ayrı grup eylemcllermiş...» «Demek daftlarda matbaa kurdular...» diye gUldilm. •Teksir makinesi yetiyor... Köylüler de yardımcı oluyorlarmış...» • 1$. kır Kerillacılıgına mı dönüyor?» •Öylo görünüyor.» Anlajılun b\ı arkadaş. beni iğnelemck, benlmle uğrftşmdk lstiyordu. Konuçınamız, tatsulaşmaya ba?lamıştı. Ne var kı hostesin sesi bizi bu sıkıntıdan kurtardi: «tzmir, Çlğh Hava Limamna iniyoruz; lütfen kemerlerinizi baglayınız!» Sağ sallm îzmir'e indik. II Uçaktan inlp terminale doğru, biraz dalgın, biraz sıkintılı yürildüm. GenellikİR bırkaç yıldır, uçakta şu gazeteciylc ynptığırrl türden konuşmalara, tartışmalara alışmıştım. Ne var kı bu adaniın konuşması, hakkında yapılan dedikodulnr doğru muyd\ı, değil miydi, bilemeyereğlm ama, sinir bozucu bir saldırgarüıktı. Düşünceli düşüncell yüriirken, koluma bır el yapıştı: «Hoş geldin dayıcıgım!» Faktım, Erdal'dı. Klimden çanlamı aldı. * «Hoş bıılduk Erdal.. Ne haberler var bakalım?» «Haberler Itötü dayı.. konuşunız...» Bizim eniştenin lüks, Amerikan anıbasma doğru yUrüduk. Erdal, direksiyona geçti; beni yanına oturttu. Kalabalıktan, trafikten sıyrılıp İzmir'e doğru yola çıktık. Saat ona yaklaşıyordu. Ortalık lyice kararmış. Çiğli'den Karşıyaka'ya, oradan Izmir'fi değin ışıklan yanmıştı. Erdal, dikkatli dikkatli arabayı stlrtlyordu; suratı asıktı; tedirgindi. dönüp her bana bakışında gözlerınde korkuyu görüyordum. Sonunda. «Erkal, bir haftadır ortada yok. Şu sıra eylemlerden geçen yıl giremedigt sınavlara gireceğini, sizin yaruruzda olduftunu blliyorduk. Kalktı buraya geldi. Geldiği sün, «FakUlte bitiyor bitmesine ya. tstanbul'da rahat çalışanıadım; fakülte karışık. Burada çalışıp sınavlara dönecegim., dedi. Annem, dayına söyledm mi? diye sordu. Söyledim karşılığın» verdi. Iki gün sonra da ortahkten yittt. tstanbul'a dönmediğini anladık. Nereye gıttigini de btlemedik. Sıkıyönetime gidlp, polise gidip sormaya da cesRiet edemedik. Annem glin yirmi dört saat ağlıyor; bubam despn, akçamlan kafayı çekip çekip hepimizi kırıp geçirıyor, bagırıyor, küfredlyor. «Cehenneme kadar yolu var, böyle komUnist evlat lstemiyorum!» diye önüne gelene bagırıyor. Bir yerlerden birşeyler ml öğrendi bilmem. bize söylemiyor. Şimdi korkanm dayı, slzinle de kavgaya tutuşacak; aman aşağıdan alın, üstünüze sıçratmayın...» Erdal'ı yatıjtırmak Için, «Baban için sertçe konuşuyorsun..» diye söylendim. Ştiyle dönUp bir bana baktı; delikanlının basbayağı gözleri yaşlı yaslıydı, dolmuştu gftzlerl, «Bak dayıcıgım, sizl çok severlm. Stzden de söı çıkma7.: Babam, lkide bir bana da «Seni evlatlıktan red cderim!» rtıye bağırıyor. Utanmasam, ben, daha önce evlatlıktan istifa edficeğiml Biliyorsunuz, beni zorla Iktisadi Ticarl Bllimler Akademisine sohtu llseden sonra. Bltirince de yazıhanesine kapadı; guya kendisine yardımcı olayım diye. Oysa biliyorsunuz, ben lıserien Bonra Ankara'ya Konservahıvara gidercktim. Piyano sınavını da kazandım. Ne yaptı babam? Rırakmadı; plynnomu kilitlecli. «nahtoruu cebine koydu; ikl yıldır da beni yazıhanesine kapattı. (DEVAMl VAK) SOVYETLER BÎRLİĞt'NDE BIR GEZ1DEN BENDE KALANLAR Katahlı^tan, Sovyetler Blrlifci içınde yer alan Tilrk Cumhuriyet lerinden birı. Orta Asyada. Çin Halk Cumhuriyeti »ınırına yakın. Bizim haritalarımızda hep Kazakistan olarak yazılır. Oysa gerçrk adı: Kazahistan. Kazah Türkleri ynşıynr bu rum huriyette. Ve kendilerinı* «Karıah» değil de «Kazak» dcnilmeslne içerliyorlar. Kazak'larla karıştınlmak hıç hojlarına gitmlyor. Kazak'lar, TUrk asıllı degil. Üstelik Ortft Asyada yaşamıyorlar. Kazakların yasadıkları bölge, Don nehri çevresi. Ünlü yazar Şolohov'un romanlarında anlatılanlar ışte bu Kazaklar. BUyiık devrim sırasında, Kazak'lar dev rime karşı çıkmış bir halk. Oysa Kazah Ttirkleri, davrıme hemen katılmı$. Kazaklarla karış(ırılmalanna en çok da bu yüzden kızıyorlar. Bır <k) harfi, ıki halkı, birbırine karı.ştırmaya yetıyor. Alma Ata'da bir kolhoz'u görmek istediğimi söyledim. Bunu .sbylediRİmde, Alma Ata'nın sek SPII kilometre uzağında, ünlü Kazııh hnlk ozanı Cuınbul'un (18461945) koyundeydik. Hemen o yakmlnrdaki bir kolhozu göre bılecegımı söylediler Kolhoz, bizdekl tanm kooperatıfierıni andınr bir tnrım işlft mecilisi. Devııınden sonra gelıştirılmiş bir tanm düzeni. Sovhoz da daha ıleri blr tanm duzenı. Sovhoz, bizdeki devlet Uretme çiftliklerine yakın bir dıi»n. Kolhozlarda, kolhoza katılan topfak sahlplerı, toprakları ü/erindcki mülkiyet lerini kolhoza bırakıyoılar Toprakları birlpştirip, birleşen toprakların tümü tizerinde bir ortaklık payına sahip oluyorlar. Kollektif bır çalışmayı Berektlriyor bu düzen. Vakıt oldukça ilerlemiştı. Akşam üzerıydl. Kolhoza Kirdik. ERDAL ÖZ MASAYA, ORTAYA. KOCAMAN BİR SİNİNİN İÇINDE KIZARMI$ A! ETİ GETİRİLİYOR. ATIH EN ÖNEMLİ YERİ KALÇA5IYMI$. KALCAS1NDAN KEMİKll BİR PARÇAYI ÖNÜME SÜRÜYORIAR. BU PARÇA KONUGA SUNULURMUŞ. OLDUKÇA YAGU BIR Eî. DIRI DEGIJİK DE BİR KO KUSU VAR. ALI5MADIGIMDAN OLACAK, GL'ÇLUKLE YEMEGE YORUM. SOVHOZ: İKİ RUSÇA SÖZCÜGÜN KISAITIIMIJL SOVYEÎ HOZYAYSÎVO. KATIIAN (SOVYEI TARIM EKONOMİSİ) ANLAMINA GEIİYOR. BIR ANIAMDA DEVLET ÜRETİM ÇIFTUGİ. KOLHOZLARDA ISE, KOLHOZA HOZA BIRAKIYORLAR. TOPRAKLARI BIRLEJTIRİP. TOPRAK SAHIPLERI, IOPRAKLARI UZERINDEK1 MÜLKİYETIERINI KOLBIRLEŞEN TOPRAKLARIN TÜMÜ ÜZERINOE BIR ORTAKLIK PAYINA SAHİP OLUYORLAR Orta Asya'da bir kolhozda Ecevit'i sordular Her yerde votka; bizde rakı neyse, Sovyetler Birliginde de votka o ORTA ASYA'DA ALMA • ATA'DA BİR KOLHOZDAYIZ.. VE S.ALİ DOSTPERGENKIZL TAM 94 YAJINDA. SORUYORUM, ANLATIYOR: «ÛEVRİMİN OLDUGU 1917 YIUNDA BU BÖLGELERDE YAJAM ÇOK KÖTÜYDl). BÜYÜK AÇLIK VARDI. RUSYA'NIN ORAIARDA DEVRİM OLDUGUNU DUYMUŞTUK. 0 YIL ÜRÜN YOK DENECEK KADAR AZDI. ÇOK KURAK BİR YILDI. KOYÜMÜZE «BAYIAR. (AGALAR) GELDİ. ÜRÜNÜ ALIP GİTTİIER. SONRA DEVRİM BURALARA DA GELDİ.> türüp öpüyor. Ssnliyor bana. GögsUne sarıyor beni. ., «Rahmet balım» diyor. tane küçük kolhoz varmıs. Urfitim çok düş.ükmüs. 200300 hektar alanları varmış bu kolhozların. «Diyellm ki patates ekiyor 01sunlar, Urettikleri patatesleıi depo yapacak yeıiori bile yoiciıı. Makınelerl de yoktu. llkel bır tanm düzeni vardı. Ürettikbrinl kendi sırtlarında tasıyorlavdı. Sınıdi bu kolhozdan 15 klşl ulzım patates depomıızda çalışıyorlar. Bu depoda şu anda 1.300 ton pntates depo edilmış durumdA.» Sovhozlar ve kolhozlar. Sovyetler Birliginde yaygın ikl toprak düzeni. Kolhozlar, daha çok bizdeki tarım kooperatıllermi an dırıyor. Sovhozlar İse blr anlamda bizdeki devlet üretim çiftliklerl gibi. Asıl 1929da Sovhoz dırektörü, bayan Istratova Maria Grigoriyevna. sorularımı açıklıkla karşılamaya çalışıyor: • Hüyük devrimden sonra sovhozlar ve kolhozlar, asıl 1929 yılında islemeye başladı. Kollektif lestirme çalışmalanmn larım alanında görülen iki biçimidır bunlar. Gerçi Lenin zamanında da devlet çUtlikleri vardı, amn onlar birer denemeydi. Kolhoz ile Sovhoz birbirine karşı kuruluşlar degil. Ama bizim ası) umacımız, sovhozlaştırmaktır. öov hozlar, daha ıleri bır toprak isleme düzenidir. Sovbozlaştırma eeilimi şlmdl çok daha açık olarak belirmiştir. Bizim sovhozumuz, çojs Kenç blr sovhoz. Şu anda sovhozunnızda' 720 larım işçısi çalışıyor. Bizim sovhozumuz içinde üç koy var. Otobuslerımiz var. Otobüslerle getınp götürüyoruz işçılerimizı.. Konuşmanm burasında odaya bır kız isçi girdi. Rusça konuştular. Soru bizc yöneltillnce karşı koydunı: Keslnlikle yemeğe alıkoyaca»ını anlayınca da, özel bır yemek istpmedigimı, işçileıle bırlikte yemekten dalıu çok «;avınç duyaoağımı soyledım. Sevinerek kabul ettl. • Votka?. dedı. Votkaya ne diyfibıllrdim ki? Glılorpk kabul ettun. Ve konuşmamızı surdUrdük: Devrimi duymujtuk Herkes elini öpüyor. Masanın başına, benim yanıma oturuyor. Soruyorum. Anlatıyor: «Devrimin oldugu 1917 yılında bu bölgelerde yaşam çok kötüydü. Bliyük açlık vardı. Rıısyıı' nın oralarda devrim oldugunu duymuştuk. Çok yoksulduk. O yıl ürün yok denecek kadar nzdı. Çok İcurak bir yıldı. Kbyümııze «Baylar» (agalar) geldi. Elimizde o!an iırünü de aldılar, gittiler. Tünı aç kaldık. Sonra devrim buralara da geldi. Kurtulduk.» Şali Dostpergenkızı'nın 5 çr>cugu varmı?. Üçıl kız, ikisl oftlan. lkincı Dünya Savasında ıki oğlu da yara almışlar. Biri Belorusya'da dövuşmUç Fasist Almanlara karşı, biri de Baltık eephesinde. îkisi de yaralanmıs. Yaralı dönmüşler. Ama biri yaşayamamış. Aldıftı yaralar yusart mamı? nnu. tjç kızı da ölmüş. Trk oglıı kalmış yaşaynn. BaltıV;'ta dövüşüp yaralı dbnen oglu: Kocabpk Ahmedov. yorlar. Bu parça Honuğa sunulurmuç. Oldukça yaglı bır et. Diri. Deftişik de blr kokusu var. AUşmadıjtımdan olacak, güçlükle yemege çolısıyorum. Bsltıkta yaralanan oğul, voV ka bardHğinı alıp ayağa kalkıyor ve kısa söylevlne başlıyor: «Türk halkı büyük bir halktır.» «Çoeuklanmla Kazahintan'ı zap tettim», diyor. Moskova'dan 4() kilometre ötede Yamskoy Sovhozuna gıdıyoruz. Nazım Hıkmet'in en ynkın arkadaşı, Nazım Hikmet'in ş.ıirlerinın en başarılı dü?.enleyicisı, Nfimm Hıkmet Tj7manı Ekbpr Ba bayev, yanmıda TUrkçeyi bu kadar güzcl kullanan, Nazım Hik Bir kolhoıcunun evi Bır kolhozcunun evındeyız.. Toprak bir avludan geçip, Villa tipi tek katlı bir eve giriyoruz. Bir Anadolu kasnbasında, temiz pak döşenmiş bir evdeyim sankı. Bir odaya alıyorlar. Ortada yuvarlak bır masa. Köşede bir aynalı konsol. Kuçük bır komodınln uzerınde bir televizyon. Tozlanmasın dive üstu, îfleıneli bir örtüyle örtülü. Ev kaloriferli. Evsahibi adnmla karısı ortalsrda ko?uşturup duruyorlar. Hemen masaya yiyecekler tHijınıvor Oyaa vemek vnktl değil. Günün batışına az kalmış. lllnde konuklarına bir şeyler sunaraklar. Neleri varsa ille de bölüşeoekler; bizdeki Rİbı. Ve mnsava ilk getirilen: votka. Her yerrifi votka. Bizde rakı neyse Sovyetler Birliginde rie votka o. Vp o daft başında votkanın yanında şaşırtırı güzpllikte bir sampanya. Vt> bıra. tımt yapan blr sovhoz. Moskova çevresini besleyen sovhozlardan bıri. Kent çevresi sovhozu. Ama cı, Moskova'yı beslemek. Sovnoz'un .rı..rji)0 hektar toprağı var. Bunun 4.50ü lıekturmı ekım alanı oİHiak kullanıyorlar. Geri ka Inn ı.ouo hektar alan. orman. Ka yın ormaııı. Ekim alanı olarak kullanılan 4.500 hektar topragın 4.000 hektarında ckim yapıyorlar, r>ı)0 hcktarını da otlak olarak kullanıyorlar. Sovhuz'un 3.500 hayvanı var. Bunun 1 TfıO'sl inok. Ciensi daha yavru loo hektara 40 inek düşüyor. Hayvanlaıın yemlerinı de burada kendilcrı safelıyorlar. Ve ricvlete ürünlerini en ucuza satıyorlar. Amaç bu. MOSKOVA'DAN 4 0 KİLOMETRE ÖTEDE YAMSKOY SOVHOZUNA GİDIYORUZ. YOL BOYUNCA KAYIN ORMANLARL IKİ KATLI SOVHOZ MERKEZİNE GELİYORUZ.. HOZUN YÖNETİCİSİ. 25 • 3 0 YAS.LARINDA GENÇ BIR KADIN BİZİ KAR5.ILIY0R. AYAGlNDA ÇİZME, YUN BLUZ VE ETEKLIK.. SOV 720 tanm i>çisi «720 tarıın ı^çlmız var, dftmiştiniz,» diyorum. «Kvet, diyor. Bu 720 tanm iççisınden HO kadan burada mer0 kezde oturuyor. 100 kadan köyle rinde kalıyor. Otobuslenmizlo on ları getınp gbtUrüyoruz. Köyde kalan yuslılar var. Onlar çalışmı yorlar. Onların kızları, oğullan Relip çalışıyor. Burada, merkezde yaptıgımız işçi konutlarını gelirken gbrmüşsünüzdür. Hepsinde kalorifer var, havagazı var, elektrik var. Tek merkezden ısıtıyoruz tabıı. Ama evlerimiz eskidi srtık. Moskova'daki gibi evler ya pıyoruz şimdi. Bliyük blok apart manlar. BUyük bir okul yapıyoruz. BUyük bir kıtaplıgı olacak, laboratuvarlan, spor salonlun olan büyük bir okul. Bır nulyon rubleye rnal olacak. (Bizim paramızla 20 müyon lira). 1977 yılında çocuklarımız bu okulda okumaya başlayacak. İki yıl önce burada topıı topu iki tane ev var dı. Ama şimdi gördünüz, bir kasaba ulusturduk burada. Yine ds bpftpnmiyoruz. Moskova'nm bır mahallesi gibi yapacağız burasını. Bütün buraları çiçeklerle donatmak, her evin Hnüne genı? çiçek bahçeleri yapmak istiyoruz. Büyük bir de kültür sarayımız olacak. Kendl tolefon santralımızı kurduk. Ama çok Rksiklerimiz var. Gelirken görmUşsünüzdUr, ytıkınımızda blr nehir var. Orada kayık düzeni kuracagız. Kendı at.ölyelerimiz var, tprzimiz, kunduracımız var. Otelimiz de olacak.» Ve bana kunılnrBk yrni kentin büyük bir maketinı gfitirip göste riyor. Kocaman bir kent kuraeak lar Rtılaşılan. Blrer devlet kuruluju Sovhozlıır, hırer devlet kurulu !f\\. (Jrettiklerinl de yine devlete satıyorlar. Ve sovhoz, devletçe yRpılan bır planla ışletillyor. Bır devlet fabrikası gibı. Oevlet buraya yatııım yapıyor. Evler, okul lar yapılıyor. Ama elde edilen ürünler yine devlete satılıyor. Bu para. yeııi yatırımlarda kullanılıyor. lyi çalısanlara pıım olarak verıliyor. Yılda 1500 ton bugday (4.500 ton patates. 5.000 ton taze sebze, 5.500 ton süt, 350 ton et, Sovhoz1 un bır yılda devlete sattıgı ürünler bunlar. • Amaç, her yıl Uretlml artırmııktır. Son beş yıl içinde süs iıretimint birbuçuk katı oranında artırdık. önümüzdeki beş yıl içinde clp R ile 8.500 tona cıkarma yı planladık.» Böyle diyor genç kadın yönetııı. • ticven yıla oranla bu yıl topİHiıı uretımımızde vüzde 23 artış var. 1929'da kuruldu Kolhoz, 1929 yılında kunılmuj. Çftll Dostpergenkızı, oğluyla bırliktp homen Kolhoza Kİrnıiş. Topraklannı Kolhoz'da İ K bir1 lpştirenlerden bıri Şali Dostpprgenkı/ı. Knihoza katılmak ıstempyenler, Çin'e kaçıp gitmışler. Ama kısa bu süre onlar da donüp gelmış, onlar da katılmışlar Kollıoza. Kolhoz. •Kolleküt çiftlik» anlamına gelıyor. Iki komşu küy, iki ayrı Kolhoz kurrmışlar. Ama bu ikl Kolhoz. ortak bir yürütme kıırulııyla, lek bır Kolhoz gıbı çulışıyor nıuş. Bu köyün Kolhn^unrta 3S2 cv var. Komı?u köy ise 35(1 evlık. Yedı kilometre ötede. Bu iki dost Kolhoz. tanm ışı dp yapıyor. ama asıl işleri hayvaııcılık. Bu Koltıuzun 2b Din oaş koyunıı, 2 bin de incgi var. Ve Kol hozun meraları. öteki Kolhozunsa rr bin baş koyunu ile 2 bln î> dc ınpı^ı var. Her iki Kolhozun da 1.500'pr ılkışı (atı) var. Masaya, ortaya, kocaman blr sıuinln icinde kızarmış at eti gptırilıyor. Atuı cn önnmli yeri kalçasıymış. Kalgasından kemıkli bır parçayı bnüme Mirü Devrim öncesinl bilen biri Kolhozlar kurulmadan öncesini bılen bir yaşlıyla da konuşmak istedigimi söylomı^tım. Benı bu eve getirdıler. Kolhoz önccsini ve kolhoz sonrasını kar^ılaştıracak hiriyie konuşmak önpnılıycii bpnım iQin. Evsahibi aflanıın annesı ya^lı lur kadınnnş. Devılmden öncesini de bılırmiş. Onu bekliyoru/,. Ama görünürlerde yok. Soruyorunı. Konugun karsısına Rir/.el giysilenyle gıkmak ıstemiş, giyiniyormuş. Ve Şali DostperRenkızı, tam doksandört yaşındaki bu püzel anne, az sonra kapıdan içeri KIriyor. Ayakta karşılıyoruz Şoli nustpergenkızı'nı. Tepeden tırna ga işlemell mor bir kadife giysinın içinde, başınd» oyall yazmasıyla agır nftır giriyor içeri. Mor kadife giysisi kırçiçekleriyle işlenmiş sanki. Doksandört ya sındakt ytizü, derin kırışıklıklnrla örtülü. Odaya girınce dııruvnr, oriadakilerl görden Reçiriyor, TUrklye'den gelen konugu anyor. Bpni Rösteriyorlar. Vanp ellfrine sarıhyorum. opüp basıını koyuyorum. O da benim ellprime sarılıyor, dudaklarına grt Ve beni şasırtacak kadar dog ru seyler aöylüyor: Padisahlık döneminden Cumhuriyet donemine geçisimizı anlatıyor. Mustafa Kemal'i anlatıyor masadakilere. Sonra bardaftını kaldırıp benim için lçlyor. îçiyoruz. Oturunca da bana Ecevit'i soruyor. Çiçekli kagıt peçeteler çıkarıyor hanımı. Tabaklarımızın yanına koyuyor. Sütlü çayla pu( bttrağl Vr «püiş afeızlı, ayaklı krıstal bardaklann içınde rleğışık reçpller gelıyor masaya, içi boş Miacık pııfböregi geliyor. Ve Millü çay. Adaınm adı Kornbek Ahmednv. Kirihinın adı Gülnurhıın Ahmedova. îkısi de köyde ögretmenlik yapıyor. Kocabek. şiir dr yazıyor, çocuk sıırlcrı. F^n sevdiği şnir Nıı/ım Hıkmpt. Yedi çocukları var. En büvlik kı/ı Korlan, gazetecı. Kustanay bolgesinde görevlı. ikJncı kızları Gaynı. hukukçu. Oğullurı Dantynl, mekanısven. Kı/.lanndan biri cadı: BHyan) bır baska koyde Rusça öfiretmenı. Bir ORUllan DanyHr, Alma • Atada Tanm F.nstıtüsünde okuyor. Anvar adlı bir başka ogıılları da onuncu sınıfta oğrenct. Yerde bizim Kürt kılimlerıne bpnzer kılimlpr. Duvarlarda halılar. Kooabok, roşku ıçtnde çocuklannr anlatıyor, Kazahlstan'ın dnrt bır vnnında nasıl çalıştıklarını anlaMyor onların: met't bu kadar yakından tanıyan birinin yanımda bulunuşu, bana guven veriyor. Ve Mofıkovu'nm bekiz uçak alanından en büyUgü olan Domadedovo Uçak alanıııa gıdeıı yoldayız. Gelıslı Ridıslı genıs bir yol. Yol boyunca kayın ormanları. Nazım Hikmet'in bellrttlği gıbi, bizde kavak neyse, Sovyetler Birliginde de kayın o. Uçuk alanına on kilometre kala, daha dar blr yola sapıyoruz. Ve bır sUre gittlkten sonra, villa Upi ikişer katlı evlerın arasına dahyoruz. Sonra da sağlı sollu blok apartmanlar. Ve ıki katlı Sovhoz Merkez yrinetim yenne geliyoruz. Oirdığimız oclu, Rosterişsız, yaluı bır oda. 2530 yaşlarında genç bır kadın bızl kurşılıyor. Ayağında çizme, listünde bir etnklik, bir yün buluz. Yaınskoy Sovhoz'unun yoneticisi. Adı Istratova Maria Grigorlyevna. Masasının arkasında duvarda kocaman bir I«nin portresl. Odada ayrıca uzunca bir toplantı ma sası. Bir de kitaplık. Kitaphkta Lenin'ın bütün eserleri 45 cilt. Marks'tan, Engels'ten cilt cilt kitaplar sayıyorum: 93 cilt. Votarımla, hayvancılıkla ılgili başka kltaplar. tstatistik kitapları. Buıağıları ne yapıyorlar! Buzagıları üç haita besliyorlar, sonra onları. inek olana kadar büvüten bır ek kuruluş var, oraya ROndPrıyorlar, inek olunca da geri alıyorlar. Asıl sorun bu Inekler ıçın siırpkH VP Rarantili ypm alanları hazırlamak. • Bu çevrede Uretimi bizden çok tistün olan sovhozlar var. Blz de (ıretımımlzı onların çızgisine yük srltmck ıstlyoruz. Daha yuksek kalıtede buğday turlerı getirip ürettme hız verecegiz. Daha iyi sulama, daha iyi gübreleme, daha iyi tohumluk kullanma yoluy1H huntı başBraoagı?;.» Yomskoy Sovhozu 1960 yılında kurulmuş. Burada eskiden 45 Sovhoı'un anlamı Sovhoz: Iki Husça sozciiğün kısaltılmışı: Sovyet Hozyaystvo. (Sovyet Tanm Ekonomisi» anlamına geliyor. Bir anlamda devlet Uretlm çlftligl. Yamskoy Sovhozu, başlıca. süt, buğday, patates, sebze ve et üre YARIN : Bir dağ köyünde çocuk yuvası GARTH I CA.OTU 0tZİM ŞU 'CKi NE.OL0U0 OIOJNUVOC B SEAt BUVUR 9AÇIA, D6 SELfVOBUM TiFFANY BURAOA BUUJMU/OB
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle