Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CVmHUKITtl 10 Nlian 197» EDWARD GORDON CRAIG ÜSTUNE YÖRÜKLEMELER Engin KARADEMZ Alışılagelmlş, tekdüze tiyatro estetiğini kuralları ile temelinaen sars&ıı tduard Uordon Craıg. Stanıslavski ıle kapısır «Hamlet» ustüne sbyleşirler. Craıg, haykınr: • Ophelia, ktyiligı olmayan bıı figUrdUr!» Stanislavskı yanıımda sorar: « Öyle ise Hamlet neden asıktır on»7» Craig şöyle der: « Hamlet, Ophelıa'yı kendi yaıattıgı gıbi, düsgucunde lmgelemınde yarattığı gıbi görür.. Hamlet, kendi imgelemine ajıktır da ondan!» Stanislnvski söyleşiyi koyulaştırır: • Bunu perde arasında izleyene açıklayalım öyleyse sah rıe duzeni üzerindc zorlu olan, devlnimsız ıkı oyuncuyu gevezele$tiımek.. Bu. hemen, en kbtü bıçimi ile iğreti bır durum alır » Ilginç yanıünı verir Craıg: « Amı sözcükler, kendi başlarına güzeldir.. Düsünce sözcüklere grbıdir!» Olay, Moskova .Sanat Tlyatrostı'nda ranıp ışıklarına taşınarı .Shakespeare'in «Hamlet.ındr geüşür. Craıg, sahneye koymu$tur, Staıuslavski'ye öğtit vennektedır: « Sozcükler, Hamlet'ln özgün dilı lngılizce'de bu ağırhgı taçıyabılir. Oysa, Rusça'ya çevrılırken bu ağırlıgını, dogal kı yitlrır..» *•* Ina;ilız sahne yazarı Thonıas Otvvav'in bir oyunu Almanya'da sergile.nır. Dekorları gerçekleştıren Craıg'e sorarlar: « Kapı ner'deV» Craıg yanıtlar: « Kapı yok, yalmzca glriş çıkış için bir yer var!» Bu ilginç soruyu soran sahnc adamı, Craig'i Moskova'ya ça Jiran, Stanislavski'nin ardından Berlın Lessing tiyatrosu'ria bılet veren Brahm'dır. Brahm bir yana, usta Alman sahne adamı Max Relnhardt bıle Craig'den esinlenmiştir. Dekorun bir buluş olduftunu beııimseyen Craig'in dusunoesi, dönemine göre ö'ncü sayılmak gerek: • Dekor, anın, gerçeğin dışında olacak ve de bıhnen bır yerı göstermeyecek!» Craig'e söre çağın tıyntrosu, ızleyeni yerkürenın yenılıklerlıie ıılaştıracak, geıçek yaşamı dillendıren bır tıyatrodur. çağdaştır. Söylev çeken, «geveze tiyatro» değil! Craig şöyle özetler bu düşüncesinı: « Yalnızca simgeler yolu ıle yaşam, bızım ıçirı olasıdır1..» Craig'in adı, izlenimci tiyatro kuramında bu nedenle saygı ile anılır. Önceleyln, Wagner'ın düşüncelerı Kduard Gordon'a, Craig'ın fineıılerıne temel olmuştur. Craig, ılkelerıni yaymayı becermiş, yaratıcı tiyatro kuraıncılan arasma katılmıştır: « Sızler nasıl düşünürsünUz, tiyatro kllçümsenecek $ey mı? Tiyatroyu kiiçümseyenler, görüşü olan önemli kişıler. Onun için daha beri gitnıeden, bunların kimler ve söylediklerlnin neler olduğunu görelim. Kapı açılır, ıçerf tanınmıs birçok kişi girer. unları hemen tanınz. Ne heyecan verlcı çogunluktur bu! Bunlar ne derler.' Bir yıgm söz.. Çok daha gUzel söylenmi$ sözler.. TUm söyledikleri bir sözcükte özetlenir, özetlenebllir: Aşağılıkl Onlarca tiyatro aşagılık birşeydir.. Tıyatrodan oianlar böyle bir yargı karsısında köpüreceklerdir. Bana gelince, kızgınlıgımı yirmidört yaşımda yenebildim. Tiyatroyu vs sonınlarını bos nnlarımda, sesslzlik içinde dalia ıyı anlamak, düşünmek için ondan uzaklaşarak kotardım. Yaglıboya bır tabloyu daha iyi görebllmek için daha uzaktan bakmak gibı bırçey bu..» ••• Crnıft'in yürekll tavrı buydu aslında.. Cehennemlere inmıs, btrkaç yıl orada kaldıktan sonra yeniden yukarı çıkınca kendini çok değişmiş bulmuştu. Çektiklerini unutmamayı öjrenmı?, «gfendikierıııın boşa gitmemesi için ödün vermeml^ti. Bu konuda savı vardı: «• Tiyatronun gerçeğlni öğrenmiştim. Hoş olmayan btr gerçek.. Tıyatroya saygım, bajlılığım eksilmek şöyle dursun. tt yatroya yeniden dtlzen verecek biri olmuştum. Çok kez tiyatro ile eftlenmiştim. Ya sonra? Birşeyle eğlenildl mi, artık o bltml?tir djyen kişilerden degildim. Tiyatro ila, eğlendimsa, oçu sevditimı süyltiyordum. Onunla eglenişim. atını seven bir' «damın,, »nlayıçiı yaşlı atına, dizginlermı (.•ckıp, ..ÇHJUICÛI, yokSk WDfK' biıi geçiverecek. demeslne benzer... Ondokuzuncu yüzyıl sahne ustası Craig'den kıssadan hisse: « Cılız noktalar bir kez bulundu mu, iş kolaylaşır. Artık onu tepetaklak etmek, diriltmek ya da gelljtirmek elinizdedir. Tiyatromuzun gerçek kosullan ıle yüryüze gelmekten kaçmmak, bırjey kaıandırrriz: DİLLE BOĞUŞMAK Brş nn yıl öncpsıne değm. yazınımızda yönseme yapıtlarınm verilmesi garıp karşılanamazdı Ozellikle toplumcu yazınınıii' Içm söylUyorum bunu. Devrimcı yRiının toplumsnl gerçeklıkten ayrılması dtl^ünillemez. Bu doğru. bizi bttylp bir gerçefiı benlmsemeyfi zorlar. Toplumcıı yarm her seyden önce sınıf gerçejîtne dayalıdır. t.şçi sınıfının yöneldiği belli sonueu vurgulayan ya?,m, toplurr*'u yarın nltellğln) kazanabilir. tşçi sınıfının yön«ldigi belll amaç iktidardır. Be? on yıl öncesine degtn. işçl sınıfının böyle bir bılince eıdigirıl söylememız olanaksızdır. Şimdi bile işçi sınılında iktıdar bıliııcinin belirlendigini soyleyemeyiz. Ama, iktidar ortagı olma hilmrınm rloftduğunu rla vadsıvamayız. tşçi sınıfı, siyasal amaflı bır uyanış içcrisine glrmcmiçtir. Bu. soııura ulaşmak için gostereceg;ı etkinlikle gösterır kendıni. Oysa. işçı sımfı. bugün, ya sag partılerin yanında, ya da orta sol partılerin içinde klml topHımsal hi^klar kazannmk lcın iktıdar ortajfı olmak ıstiyor. Etkınhgp gcçııırmi? bir etki gücü<SUr. Bu açıdan. bir yönseme vazını dün. doğruydu ve toplııınsal gprcpklifip uygundu. tşçl sınıfının etkt gücti, »on vıllarda, hiç olmazsa iktidar orIngı olmak eğllimindedir. öyley SP. etki giloü. tikel de olsa devinime gcçmlştir. Bu toplumsal gerçeklikten devinerek yönseme yazınına son vfrebiliriz. Ama, yazınımız. bır türlü vönseme yazını olmaktan kurtulamıyor. Bir çok iijçi eylemlerl oldu ülkemizde. Yazınımız, bu eylemleri yaza bilir artık. Rirkaç sahneye yan sımaktan ıleri gıdempdi henilz. Sahne yansımalarının da gerçek isçi tivatrosu boyutlarına ulaytıftını srivleyemeyi?;. Siyasal oyunlan, lşçl oyunlarıyla karıştırıyoruz. Bu karı$tırmalar. y»7i nımızın bılınçsızliginı göstermpk tedir. Sorunun kökpnindn varatı cı sanattan voksunlujtıımuz yat maktadır. SJıivlmızln böyle bır eksiklıkle sayrıli olriugunu srtv leyemem. BUvllk gelpne*1m)?. şiirlmlzi koruyor. Anlatı ve sr yirlik sanatımız ıçın bu kıısıırlar. Rpsimde. miny«tür VP stlsle me geleneRimiz oldtıgu Içın, yaratıcı olablliyoruz. GeleneSin sa natta yaraticı nitellgi kamçıladıgı anlaşılıyor. Anlatı yazınımı«Ja görülen baş lıca sayrılık. yansıtıcı ve yanıl satıcı yöntemdir. Pu yöntem. alı cı ya da İzlenimci eftilimlerle kendislnl gttsterlyor. Çofcu kez, düşle çagrışım blrbirine karıstyor. Dı$tan olaylar, düşünce 11e yaratılmak isteniyor. Oysa. böylp bir davranış, sanatçıyı tekbenri lige götürilr. Tekbencilikten kur tulmak için, sorunu bllimsel bir kökene oturtmak gerekiyor. Birıııp. tuplıımshl jfervefcp bajlı bır ırdeleme. daha gerçekçı olacak iır. Toplumsal gerçekllge oturan lıpr OIRU tarlhspl olmak zonındB dır. Bu. bir açıdan. olayın edim »el va da siyasal eylem olarak Komımlnndırılmasidır. Edımspl va da slvasııl eylem. baflanciç ta, etkln bır kısı tarafından be lirlenmış olabillr. Burası rtnemiı dejjlldir. Kıtle devinıml oldugu zaman, kazanacagı edımci va da slvasal evlem ol»rak defterlendl rilmelldlr. Böyle bir değerlendirtlme. olayın toplumsal bovutla rını, halkın saftduyusıında yarattıftı yent btçimlemelerı. hangl 'ü çilde tarlhln zoruna haş eftdlBtnı gosterecektır. Bbyle bir v»zın. ekin olmak nitelıgini kazanacaktır. Sanatta yaratırı olmak çok RÜÇ tür. Yaratıcı çalıema, özdeksel ve tinsel yenl defterleri yaratan etkinlik stlrecidir. lnsan İçin de r«T»»l l.«(#ms bnftlı bir çtfzüm ve Vecihi TiMUROĞLU SANATEDEBİYAT ÇEVRESiNDE Fazıl Hüsnü Daglarra, ço<uklar için sıırleştirdtgı lkjnrı öykü kltabını da bitirmış. Ama asıl yeni bır şiır kıtabı üzerindp, çalışıyor, üstelık bu konuda sır vermiyormuş. ögrenmek için Usteleyenlere İse, «Söy lersem, yazamam» diyormıış • •• Bir süre öncp gazetelcrde SEK adlı bır derginın ılanuıı okuyanlar şa^ııdılar. Ueğişık gorıişteki sanatçıların bir araya gpldiğl bu derglnln tlhami Hpkır Tez tarafından çıkanldıjiı, nııınarah olarak •nl adpt basıklıgı fiuyuruluyordıı. Bır zamanların, if adı Nanm Hikmet'le birlikte anılan «airi, yeni bır atılımdn mı bulunuyordu? Belli bir yayın tarthı olmayan SEK'ln 1 ve 2. sayılan elımize seçtt. Bir derRi değıl bu: Kltap. llk sayısının «nsözUnde. Celal Sahlr'in klmı genç sanat çıları bir araya toplayarak MtltareKe vıllarında çıkardıgı numaralı kıtaplann örnekiendigi belırtiliyor. Haftanm bır günu. Kadıkoy'dekı bır kahvede tlhami Pekir'ın başkanlıgmda toplanan sanatçıların tırünlennden oluşuyor SEK. Üçüncü kltabın yayın tarihi ds gazeteler aracılıgıyla duyurulacakmıç. ••• Tilrk Dil Kurumu'nun düzenledlfti «Hafta Sonu Konuşmaları» 6 Mart lflT6'dan berl ilgiyle lzleniyor. BugUn 15.30'da Dr. Mustafa Serif Onaran «Yazında (,'nk Vonlii Olmak»; 17 Nısan'da tse Doç. Mustafa Canpolat «Halk Dilı, Yazı Dili» konularında konuşacaklar. • •• Dpılenıp MUdürlilğü'nce yapılan sayılamaya göre IflT.Vte Tiırkıye'de fi.fil.1) kıtap basıhp derlenmis. Bunun 5.679'u kıtap, 98fisı brosür. 5.542 telife karşıhk da î .103 çevlrl yapıt baaılmt*. Yıyinlann konularma göre ayrımları ise «öyle: Toplumaal blllmler 2091, Edebıyat 1100, Uygulamalı bllimler 1065, Kuram sal blllmler 531, Genel konular 48S. Tarıh CografyaBlyografya 381, Dın ve ilâhtyat 317, GUzel Snnatlar • SporTurlzm 309, Dtlbtllm 214. Felsefe ve Ahlâk 152. Sayılama llglnç bir sonueu da ortaya koyuyor: G«çen yıla oranla basılan kitap sayısında bir azalma var. 1974'te 6,883 kitap bntılmıstı. #*• Adnan özyalçıner, îvo Andrlç'ten çevlrdiSI övküleri yayıma hazırlamış. Bosna • HcrsPk'in Osmanlıların ehnden çıktıktan sonraki drtneminl konu alıyormus ftyküler. Özelllkle «Irgat Siman» adlı umn öyktlde Tlırk Sırp lli^kılerl ve siyasal döıiüçUme ıcar sın ağaırgn illşklsınln değljmediği vurgulanıyormus. doja tçın rtfi bövlpdır. Ui$ diinvarta bize sunulan «ereçlerden vpni bır gerçckllk oluştııracaftız. Bilimsel varatmad» cerpı;lprtmi7;i dogadan alırı?.. Sanatsal varatma nın Keıeçlerl. daha çok lnsan ve toplumdur. Klasikler, lnsan dojta sını çok lyl kullanmıslardır. YaratmH, nesnel dünya yasalarına dnvanarak. ellmlzdekl gereclerden toplumun yeni gereksinmeInrine uygun. bu gerekslnmelert karsılavan venl gerçekliklerl o. luşturmaktır. Bövle blr olusturma. çalışma sllrocl Içerlstnde or tHya çıkar. Etklnlljln içerlfttne, nltelijtine göre blçimlenir. Sanatçı, kendi ögretlsine göre yaratıcı olur. Daha doftmsu. baSh olduftu öftretlve Röre varatır Pla ton'a göre varatma Tanrısal bir tutkudur. İzlentmctler. blltnçtpn bllinçaltına gidpn gerçekllRl varatma sanıyorlardı. Hartmann, yaratmayı bllinçdıaının yafBm solııftu olarnk görilyordu. Bergson'a göre de mtstlk bir sezgt Idl'. Froud, lçgttdillerin bellrtlsinl yaratma gibi gönterlvordu. DPV rimcl dtinya görtlşünde varatma, dusgilc.il de içtnde, Insanm rtlm tinsel defterlerinln ver aldıftı, çahsma stlrecinde eldp. edllen, yeni blr olguyıı gerçekleştlrma ustglıftı Rorektlren stlrectir. Marks. tıstslıRi özelllkle vurgula maktadır. Yenl vararlanmızda, sandtçının yaratma nltelıftı ypnl bir ro mantizme döntişmektedir. Kimi yapıtlarda. Grobtan btr vazının hortladıftından bile kuskulanıvo rum. Kişiyl. vazın voluyl» toplumsal gerçekllge ısındıracak nes nel gerçekler verine. IftrenHirecek, tiksindlrecek, bayBt olaylarla ytlzytlze getiriyorlar. Bu arada, dUşRtiçİPrinl de çflhstırıyorlar. Destansı btr anlatımla, gerçekllge vaklaşmaya çabsnn Yasar Kemal'iry etkisl blr türltt gltmlyor yenl anlatıcılarımızm ilzprlnden. Efsane, rnmflntızmln karıştınlıyor, çirklnleslyor. Pomantlzmin belll başlı ırası. anla tılanla anlatı araçları Rrasındakl uvumsuzluktur. Faklr Baykurt'un Onuncu Köv'Unde belirglnlejtl llk kez. A8n'nın domftıında HttUrulen blr horozla, tllm Ttlrklye'nln kHİkındırılrrmsı dUşlendlrildl Muhtar'a. lnc« Mempfte Osman Davi dtlsledt stit llmanlıftı. Stmdl de Omer Po lat, Ollan'da Kero'va düslet.ivor beylerln supUrlHmnsınl. Kııllnnı lan gerecler köyHllerdlr. Bu an latı, anlatılanı aşıyor. Tekbenci bir romantizme dönüşUyor Dog nısıı, vnzarın gilcünll harcama istejtinden llerl gltmlyor bu aıv latılar. Buytlk blr gösterls nlteligl tasıdıgını da söylemeliylz. Romantizmln tklnci özellıgi d« öznellıktır. Şımdlkl romanımıada ve öyktlmtlzde saklanamayacak degin öznelllkler Rörtlyorur. Oysa, toplumcu ögretlye öznel lik egemen olmamaltdır. Blr sanat yapıtı, tısun şRİdırılarındnn kurtulablldtfti ölcüde gerçeklik kazanır. övüngen anlatılar, doftrunun tegetidlrler. Oysa, toplumcu Rerçekçı yapıtlar. en azın dan. dogrunun kirlsi olmak znrundadırlar. Dilstz bir kabadayı lıkla yazın yapılamaz. Bugün, ynzınımızda dilsiz bir kabadayı lık Rorüyorum. Marks'ın deyışıv le, yararlarımız dllle boftuşuyorlar. Dilsiz, hıç bir şevin anlatıla bıleceftlne Inanamıyorum. Kamu oyunda blr Kövde gösterlsinden ileri gltmıyor bu yapıtlar. Bakın, bır romammız, şöyle başlıyor: Gözlerlnl odayı dolduran alacaltaranhfta açtı». Alacakaran lık, yan karanlıktır, Yarı olan nesnenın doldurma KÜCÜ yoktur. Aydınlık mı, karanlık mı dolan? Gözlerlnl alacakaranlıga açsa ol maz mı? Halk anlayısına karı«.ı bır aydın anlatımı bu. Üetelik de kabararak bir anlatma. Kah ramanımız, lnekleri sağmak Için ahıra gidiyor. Sidik kokusu, m«yıx kokıısuna karışmış. Her ptln özdeş Isi yapıyor. Bıkmı». «tçine sıçayım böyle işinv Burnumun deliklerl aızladı.» dlyor. Burnun delikleri sızlamaz. Dlreftldir SIJÎlayan. Dilın çıkartmasını da bilmiyorlar. Koku alma hdcreleri, burnun kepeneftlnde dejlldlr ki.. Kimi deyımler, halk ağzında yanlış kullamlır. Konusmalarda bu özellikler verilebillr. Halk ag zındakl yanlış kullanımltr da böylece saptanmış olur. Ama, yazar, bu yanlışları kendi anlatı mı içinde kullanamaz. Yaearın blr görevi de venl anlatım olaıiHkları yaratmaktır. örnegtn. bır yazar, «Bıldırcın balası Riht birbirlerıne glrmişlerdi.» divemoz. Blr kez, bala; yavru, çocuk demektır. tnsan İçin kullamlır. Olayın geçtlği yörelerda böyle blr kullanımın olduğunu varşavsak bile. kullanamayız. Bır kahramanımızm konuşması içinde geçiyorsa, böyle bir kulla nımı kusurlu sayamayız. Ama, kendi anlatımımız İçinde de ba fiışlanamaz. Ttlmcenin kuruluşun daki vanhşı da unutmadtm. Tekll bir öznenin işdeş bir eyleml nasıl ortak yaptığını anlayamartım. Eylemln çatısı işdeş degil. Ama, ortaklaşa blr jş vapılmış. Birbtrlerlne» adllıyla bellrtilmls hu. Bir tek bsla, nasıl kendi kendine girsın? örneklerl çogaltabllirim. Damem o degil. Ull boguşmasıyla, yaratıcı bir sanat ilrünü verılemeyeceftlnı bellrtmek lstlyorum. Once, vönsemell vazın tutkusun dnn ku«!ilrriHİıvi7! Tdrkive'fip, artık sınıfsal eylemler yapılıyor. îşçı sınıfı, iktıdar savasıi vermiyor ama. iktidarda söz sahibi olmak ıstiyor. Yazın»mırri% bu tutumu lle ver almalı. Köycdlilkle devrlmei yawn yapılacagı kanısında değilim. Köy, anlatılmasın demiyorum. Böyle bir anlam çıkarıp işi baska yönlere çekmek isteyenler olabillr. Yansıtma ile gerçekliRln bllinçll bir anlatımımn yapılamayacaSmı sövlemek istivomm. Etkl giicti belirmlştlr lşçl sınıfının. KöyİU de gecekondtılarda birlken işçl sınıfıyla deftlnlmdedlr. Alıcı ve lzlenlmei davranış yarlne, ya ratıcı blr etkinlik gösterebiliriz. Dil bojtuşmasıyla, yazın yapılamaz kanısındayım. Dil ustalıftı lle. çalışma süreclnde, toplumu mtızun ve lnsanımızın ttlm tinsel değerlerlnln yer aldıjjı yenl ohts malan gercekleîtlrme ustalığını birleştlrmellyiz. ••• Devrimci Kültür ve Plastik Sanatlar ııudur Bu nedenle, devrimci ktılturun olu;>ması için devrimci bir toplum ya da sınılın altyapı kurumlarına egemeıı ol rn.ısı gerel;ır. Önemlı olan devriıni'l &ıftnre, şu noktcya değinmek istiyonım; nıfm ıdeolojisıni benımsemek, b» ıdpclonedense, devrimcı saiı&t s.öz konusu olun (ının yöntemlerıyle eski kllltUrrien devrııııci Dir kültiır ve dolayısıyla devrimci ca hcp edobiyat, tiyatro ve sıncmn ortaya k sürülnıU^tÜt. Plfistik sanatların bu açıdan j;r ^an.il ciKsrtmp>tıı. tnsanlıgın. dzellikle kendi toplumumuetkln bır sanat dalı olmhdıgı sanılmıstır. Oysa, bir çok ulkelerde, devrimci res zun, blitUn gelışmelerınin yarattıfiı ktlltübıldlğinjiz takdirric. »amların. yontucuİHrır. yarttıları gorsel rtin. degişmelerinı bir süreklillk nıteligine sahip oluşları devrimci kültürU yaratabllecek duruına çenedenlyle. zaman içinde, çok büyük et lrbıliriz. Bizim şimdiye kadar, Hk sık klilkinlık gösterınlşlerdlr. Örnegin, fastzmin tür bunalımına dUamcmlzln nedeni larlgaddarlıjını etkili biçimde dile getiren hunızın belirli dönemîprinde organık aşı Picasso'nun Ouernika'sı 405(1 yıldır lnsan lama yerine, mekanik bu kamp deâistirnıe, kılıka r ndeğiştlrmer l yrtntemıne başvurzlhinlerlnı aydınlatan bir ışık olmuştur. ol|Ti ialuftıi^ gelmejtteflir. ' ' Kıüdı ki, halkımn oofcu okuryazar ol muş Tarlhsel^Ş«Rıwn lçlnde,'*toplum)»nn ı Türkiye giW blr Ulk^jle, billnçlenTfçısmdah, pt«smtnar«t.ların öteki varlıklerı, maddl ve manevi güfleri süsanat dallarından geride kalmıyacagı ve rekli bir gelişim pösterdlklerine göre. devülkeınız İçin önemı, gelişmiş Ulkelerden rimci kültllrün de brlli bir sureç içinde devingenlik gösterecegini kabul çtmfck ÎTP daha da büyük oldugu açıktır. rekiycır. Daha açıkça^ı devrimcı ktıltur. Şimdi gelelim asıl konumuza.. Her toplumun kendine özgu ve kendi topluma onderlik edeıı emekçi sınıfın külmanevi geçmlşinl dile getiren kurumları türü olacaktır. Bu külturllıı nitelikıerinin olduğunu göz önüne alırsak, bu anlamda. tümiinu simdiden belırtmek olanaksız. Bu çeşltll ve sayısız kültür tiplerl bulundu sorun, ancaK emekçi smıiın tünı yönelıgunu ileri surebiliriz: «Dogu KUltUrü». me agırlıgını koydugu zamun açıklanabile«Batı KUltÜrU». «Ortaçag KUltÜrU», «Rö cektlr Biz ise şimdilerde, bu donemin «ıv nesans KUltürü», «Bur.ıuva KUltÜrU» gıbi.. cesınde. bu kllltUre bcllı olçülerde temel Bu terlmlerde kUHUr sözü belirli bir ta ve gü(, sağlamak zorup.dayız. Devrimcı kültUrtln Urıınü olan bır ya rihael dönem boyurıca. belirli toplum ya da toplumsal sınıf tarafından aynı dog pıt yaratabılmfik içir, illdn gcC/mı%i değerlendinp ondan yararlanılacnktır, lıalrultuda oluşturulan töre ve folklor kurunı larını olduğu kadar sanat, felsefe ve bilim kın ktlltür blrıkimlne ftl atılncaktır. Çünkii kültürler hiçbir zaman kendi bıi^larıdallannı da kapsar. na oluşmanıi'jlardır. Ama \ınutmamak sreBillndlgl glbı, toplumsal yapılarm ta rıh.sel geçmlşı ve de gelişımi dıyalektık ıpkır kı. hall: kiıltürü komısunda sanııtyonteme göre ıncelendigınde, gcııel olarak çının en buyük duşmanı. a.ın romanlık kliltllr ve sanat. ideololik üstyapının ıçln havrnnlıga VP popıillrme vnııı halkın yapflp ypr alır Ama aslında klıllür ve SBrıat tıftını tekrarlamaüa, taklıt etmeftc da^,altyapının topluma yansıyış blçimının ürü meklır. Fahir AKSOY Bir sanat yapıtı, ktıltur, bılgi. duygu ve belli bır dünya göruşü ılo vartıtılır. Bilfrımiz, dUnya görüşümUz devrimci temellere yaslanıyorsa ve geçmişı devrimci ıdpoloııınıze ııygun olarak degerlendırlp varnrlanıvor5.aR, yarattıftınıu! vapıt. emekçı yıjınlarıyla rmıtlaka duygusal ve zihmsel bir lliskl kuracaktır. Bu İUşkinın sonueu. saııatın ıslevl insanları deftiştirmek oldu(tunı 1göre. devrimcı bır etklsl elbette olacnktıi . AncRk, bu yontemler, formüllestlrilen ilkelerl sanata uygulamak anlamına gelmez: yapıtlar önceden hazırlanan reçetelcrle yaratılamaz. Blz «anatçının rrutl!>k anlamda yaratma özgürlüftüne inaıiıyorur. Burjuva topluhıftunda çnSdnş sanatın cn büylık hastalıgı toplumsal hayatla aıaüindaki knpukluktnn dogmaktadır. Oysa devrimcı sanat, devrlm • dotrultunund» halk vığınlarını etkllemesi önde gelen görevlerinden blri nlduSru billncindedir ve bu bilincin ısıgıncia yıgınlnr t.uH^lcbilır ve «osyal uyanmaya kavu.şturulablHr. Jacques Lipchitz'ın Chaırs d'Artkıtabındi. 30 yıl önce yazdıkları bugtln için de geçerlidir: «.. Kendi nesabıma ben. heykelın, temelde, kalabalıklar ıçın vapılan bir sanat olduguna inanıyorum. Sanat çı akıındn bunu lutarak ışine gebe kalmalı ve öyle çalısmahdır. Her çağın btlyük heykeli, her insnnm kendlnden hır şeylrr bulduftu bir sanat olmustur. Ama hiınatçının halkı düşunduğti kadar. halkın da sanatçıvı dusunme.si gerekir. Blijrük sanat her zaman böyle karsılıklı, bir özdesmenin Urünüdür...» Llpchitz'in bu dü?lincesinın en tipik ve sotnut örneği iinlil yontııcıı Neizvestny' dır Ressam Vasnetsov'un resimlerı de hu yolrin çok ilginç orneklerden bırdir. Ozelİlkle halka, saldırıya ugradıgı zaman yenıU mıvfcojHni telkin eden «Üç efsane kahramanı» adlı devrimcı düzeydekl resmı, gvtzelle yararlının ne denli etkileylci bir güce sahip olduğunu açıklat. Ote yanrtan Mekslka'lı Dlego Rlvera hu alando srmatın doruk noktasma çıkmıs ılı?lnç ressamlfirrian birldir. Rlvrrn'nın MPk«iktının gelcnekipl halk sanaıınııı dinamık ögelennden yararlanarak toplumsal vaç;amın doSrultusundft ortaya koy dugıı yapıtlar çaftdaş sanatçılnra 6rnel: olacak nltellktpritr. Hele cıkıs noktası Rus ve Mekslka lhtilftllerl olan anıtsal duvar panoları, «ınıf mllcadelesinı ve emfkçl sınıfı yUcPken fresklcri genis halk yıgınlarını ptklsl altına alan vapıtlardır. Davfd Siqueıros da bu yolda kabarık snyıda yapıtlar veren sanatçılardan bırıdır. Yukarıda adları geçen saıiat^ılar dnha btnlercp.M salt yapıtlarla yetlnmeylp rtrgütlerde de yer almıslar, kelle koltukta eylenılere (rirlşmışlerdir. Tiirkiye'de sol görünüp. sol çevrelerdp tlönüp dolaşan blreycı ve çıkarcı ki91lerin ellerınden gpldlglnce devrimci sanatı v« buna vönelmek lsteyenlerl yıkmak için gızli ve dolaylı yollardan yapmadıkları kalmıyor. Ama başaramayac.aklar. Tarlhsel uluşum ve sosy.il uyanış, bu resim ve yontu agalarını ezip geçecektir. Yavaş tempoda olsa bile gtln günden devrimci sanat anlayıjıına yaklaşan ressamlar, yontucıılar çoğalmaktadır. Devrimci bir ktlltür yaratmanm, devrimcı kitlelerle duygusal ve dUslinsel baglantı kuracak sanat vapıtları yaratmanm, özgün niteliklerp ula$manın. başlıca vöntemi, mevcut kültür bırikıml ve geleneklerini devrimcı ideolo.tınln yöntemlerıyıe defterlpndirmek ve çagdas gerçeklerle bun lan aifilamakUr. Bır ba$ka yol da yoktur. SABAHATTİN ALİ VE GELENEK GiRiJ: Dogıım tarıhiııln üzerinden. ypt miş. kadar yıl geçmıç.. Sabahattın AH'yı bunca yıl yaşatan ve gü ntlmüze ulastıran hlkâyelerındekı klşiler, snsyal çevrenm olııgan Uriinlerl. Ynzar, yaşadıgı donemden ke »ttler sunarken, Anadolu haİKinırı gerçekllgını, enKirı sözlpm ı;ucüyle kucaklar. Salt sınıfsal çelışkıyı vermekle yp.t.ınmez. Özdtki. derinllgine canlı çellskiyı; yamalı bir kabıık gibi sarmakıyan geleneksel alıçk«nlıklar v* egılınıleıle birlikte, kimi lıikayelerinde rievreye alır. Özdekı eınek sermaye çelişkisi (kışil'*rin tutum ve davranışlarıyla) Aııa dolıı ınsanına özgü bir gelenek kabuklaşması içinden açıga çıkarılır. Özü, gözlerdpn saklayan kabuklaşmada; tek partili bürokrnt cumhurıyptının: ypr ypr feodal tortularla iliçkiler kurdu^u gorulür. Bu ılışkilerin ulaştlğı boyutlar, bugün sömürülen TUrkıye nun gözcüsünU de yındas alarak. bu acılı anayı sindirme yolları nrajtırırlar. Ananın deviet kuıum Sınıfh toplumlarda ikili • Uçlü larına basvuruşuna set çekilır ynf. beşlı ıvb. ı sömtlrı^agı ıçine dü ana, bu kurumlardan yararına şürülmüş kadını; son aşamada, bir şey de gözetemez. Ustelik, bu annlık hukuku açısından ınsanın kurumların sözcUleri, anaya ay ik t yıkımını ve bunun blreysel plan bağı olacaktır. Kır kesiminin ta« da yansımasını: «Kagnı» adlı hı Selçukludan, Osmanhdan sürüp kâyede gözlerlz. «elen degışmez yargısıdır bu. BiKırsal kesimdeki bllmen topran linen kosullar içinde ana sııilişklst nedeniyle. Mevlüt aganın sar susturulur. oftlu Hiispyln, Sarı Mehmedi vurur. Mehmedin, salt anası vardır. HiR¥in bu aşamasında beKöyün ogemenleri, din kurumu liren (belirleyici olan) baskı oğegerçekligi olarak karşımızda. Tekin SÖNMEZ ANA OLARAK KADIN: DERGILER.. DERGİLER... DERGİLER... • 12 MART YAŞANTISI rıleıı «Latin Ameıika Nerededır?» bnşlıklı yazı Latin Amerika ülkpİPiını tHiııtınnyı nınHçlıyor. Yazar. oncn cogıafi bır tanımlama ya parak. KÖZ Konusu ülkelerın sosyo ekt>nomik durumlarını, tarıhsel Relısımlerını, kısa stm özlü bır Diçlmde yansıtıynr Bu yazıvı Latm Amprıka şilrınden örnekler ızliyor. MargHret. Randall'ın deyistyle, bu ş.nrlcrde iki vonseme görtllmekte: «Bir yp.ndan zalimlprın yok edılnıesı ve yeni bir toplumun kıımlmBMiu aıııaçİHrlar So?cukler bunu çözümler, fpşvik eder, hıkâyeRinı anlatır, ovgülerini söyler. Ote yandan, bu şıir, halkın devrimcı kültürünti bir teınele oturtmnk ıçın RTiye dogru bnkarak, saldırıya vc yıkıma uğramış kultıirüpu arayı^ındakı gcçlş aşamasını yansıtır. Hpr iki durumda da bunla,ıı yaıatıın kendisını devrıme adamış halktır.» 19(iO'dan sonra toplumcu bir şiiri kuınıak yolundaki çahaların Lıılm AtrCTiku ytırini KÜndemc ^etirdigını qo7. oniinde tutarak. ok'iııın ılgi.sını bu orneklere çekelını «I.atın Amerika Şurı»nın ıkınrı bölümünün derginin gelecek sayısında yayımlanacagını da ekleyelim. Atillâ ÖZKIRIMLI sl; ana olma durumu, iklncl asamada yıne devroye gırecektlr. Hem de, tek güvence ojulun öltlsunü kasabaya gottlrmek ve Cum hurlyet'te hukukun UstUnlüftUnü kanıtlamak amucıyla yapılır bu. Oldürulme olayının Uzerınden blr «y kadar geçmıştır. Altı saat ırakta bulunan jandarma degll de, tl Jandarması olayı öjfrenmış, gellp Mehmedin mezarını açtırnııştır. Jundarma, Mehmedin ana sına: «Koş kağnıyı bakalım! Oğlunu kasabaya götüreceksin.. Dok torlar muayene edecekler» komutunu verır. Verir ya, ana, Anadolu agıtlarmdaki yaslı ezglleriyle sızlanıp dövünür: «Yavrtımu mezarda bile rahat. komadılar..» Jandarmanm, «kagnıyı koş» komutunu, bu acılı ortam içinde. ypterince algılaysmayan kadını, landarma ayagıyla arkadan dtirte rek uyarır: «Kalk bakalım.» Dillcnpn dUşilnrr, hlkâyede van sıtılan ana kimliğlne uyumludur, yerlıdır. Ananın dövünüp, sessiz hıçkırıklarla söylenmesi, sıradan geleneksel tepkinin, bir açıdan ortaya çıkışıdır. Jandarmanm tavrı, tn .Selçukludan, Osmanlıdan sürüp gelen baskıcı geleneklere uyumludur. öteki köylülerin gös terdlkleri suskunluk, ylne geleneklere uyar. Ananın fukara. landarmanın gldlct, afianın ezlci olduğunu ıyi blllrler; buna baglı edilgen davranış blçimlerinl RÖS terirler. BUtün bunlar, sahte ol mayan, gerçek yerlt klmllklerdir. tlk aşamada, ananın getlrdl gi sıradan geleneksel tepki blçt mi (söylenlp dövUnmesl), bozkır da ölüyU Rötürtlrken. ikinci asa maya dönüsür. Ananın »ona eren dlrlmlyle ÖlüyU taşıyan kaftnı, uzun bozkır da, ayışıgı altında sUrUcUsüîr kalıp yltlp Rldecektlr. Sırndan geleneksel tepkl iklncl bir aşama yapnrak özel gelenukıei tepki biçimlno bürünür. ÖlUytl. anasının kasabaya gHtürrnek zorunda bırakılısı, hikAyenln kurgusuyla lliskln görllls« da; vnzHr, bıırada blr ttrırlltlenme gerçekliğlnln altını, oylum lu bır blçımde çizmittir. AgaBu rokrasi • Caml Işbirliğldir bu. Aga yerine göre caml, yerine göre burokrasi lle işbirligine ğirer. Yazar, bunu vurgulamıştır. Bu çok yönlu sömürU örgütlenmesınde, kadına vuriılan ekono(Oevamı 9. saytada) IT.'P. ?v1ur«t Bclçrp'nin 12 Mart drinemint kftnu alsn romanlarl» ilgilt bir vazısını duyurmuş, sorunun tartışılmasının yararıns değınmistım. Mıırat Bp]p,e, FUru/.an'ın, Tarık Uursıın'un ve Erdal Öı'un romanlarından sonra baska romanları da degerlendireceğmi «öyliiyurciu.. Ama daha yazı dizisl bitmednn, llk tepkt Ataol Bphramoglu'n d*n gcldl (Milltan, Mart 187H). Belge. sorıuıa içinden ve dışından bfıkmak Unvıamlarını açıklarken şilrden örnek verlyor. onun bir şiirı Uzerinde duruyordu. Behramoglu yanıtında, Belge'nin ıçerde dışHiriR uynnunı eiestıriyor ve sıire, romanlara uyguladıgı vttntemden farklı bir yaklajımla özııel bir ölçütle baktıgını öne sUrüyordu. Belge, Blrikim'in bu sayısında (Nlsan 1076) Sevgi Soysal'm «Şafnk» ntilı nımaınnı deÇcrlendlrecekken, Ataol Behramoglu'nun çı kışı Uzerlne «gdrılşlennı bıraz daha nçmHk gerejjinı» duymus. Yasısının girişinde Behramoglu ıle karsıhklı konıısurlnrsa öne siireceği dü.şüncelenn çoftıında anlaşııcHklunnı bclirttikten sonr?, amacmın «nhsılmıs anlamda bir tartışma ya da polemik» olmadıgını, «gerck 12 Mart yaşantısı, gerckse siır ve edeblyatın devrimci işlevl kı.'nusunaa önemll »orıınlaruı tartıçılmasına zemin» ha?,ırlannk olduSunıı helırtıyor ve «Sanat Nedir?». «12 Mart Yaşantısı», «Kdebı1 vatta Ne Vapılabillr' » ara başlıklarına ayırdıgı yazısında özellikle ?iir Uzerinde clurnrak edebiyatta «İşçi sınıfıyla yalnız ideolotik rip.şil, yaş?ma içinde biriikteliğl. varolan sosynlizme karşı elejtirel baglılıgı, ironiyi, tragedyayı» aradığuu vurguluyor. Duygusal bir devrlmcilikle beslenen slogan şiirinin yanlış bir dilşünüşten kaynaklandıSını bellrtmesi, sanatın bilimle ıliskısini araştırması gıbi konuların vanısıra. gerek 12 Mart döneminin değerlendirllişi, gerekse şilrin, cenc! olarak da sanatın işlevl üzerine öne stlrdüÇu düşünceler açısından Belge'ntn yazısının rjnrmlı olduğunu beliıttlim. Baslamaw gecıkmiş bir diyaloga ve yapılması gerekllJ blr özeie*tir!ye çaftn Mıırat Belge'nin vazısı. Özellikle loplumcu dünya RöruşüııU benirnsemiş «anatçılar icm. ÂŞIK VEYSEL Bllindifti gibl Âsık Veysel, 21 Mart 1973'te ölmüştll. Varlık'ta (s. 823) Cevhun Atuf Kansu, «Saz Acındsn Olllyor» başhklı vazımırlpı Vcysel'i anıyor. Ozanca bir anıs bu. Billnen coşkulu anlatımıyla Veyscl'iıı yaşam öykUsUntl konu alan Ceyhun Atut, «Aşık dogmamış ana sındnn. dogal. Onu Âşık yapan bir ince sızı. bir yürek acısıdır» diycrck ve şiirlnden örnekler sıralayarak onun ozanliKinı da degerlendııiyor. Kuşkusuz yine ozanca bir yaklaş;ım!a. îste blr Veysel gr>ruıjtüsü: «Sa^ı kollarında yaylatarak, tek dtızp, ama toprak kadar sftgİHin bir sesls içine Bafra tütUnU ve acıların içktsi kariîmıs bır çılrli ozan sesiyle görenlerdon daha ince bır aynntı ustalıaınu erisır.» Bu «orcmca» kavramı (lzerlnd« özellikle şunun icin duruyorımOyhıın Atuf Kansu, içtenllk dolıı bir duvgusallıkla vaklasıyor anrhğı sanntçılara. Ömer Bedrettın Uyaklı ıc;m de b^nzeri bir yazı yazmışfı. Blr W alıyoraumtz ynzdıklarım "kurken, rvpun eo.?kucunu duyuyor.sunuz. Arn» sözciiklerlrin biiyıi.sllnrien kurtıılunca, 'varsılannın p logrulugunrl«n kuçkulcnıyorsunuz. Divosım şu. nesnel yar^ılnr clfîıl Ksnsu'nun yargıları. O da bunu amaçlamıvur zaten. Ailt vakmak amacı. EKONOIVIÎK ŞÎÎR BİR LtFAYA BtR BAHÇE'yken geçen gece Bu yıl, BEŞ LIRAYA BİR BAHÇR! LÂTiN AMERİKA ŞiiRi «Yarma Doğnı» (Iprcrlsınin sayısında fMart Nisan 197«> L«Hn Amtnka jıırıne önemlice bır yer ayrılmıs. Margaret Randall'dan çev CAN YtîCEL