03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
euMHumm 197S program: olmadan hamîanmış bulunan ve her yanı ile enflâsyonist bir bütçe nlteliğini taşıyan 1976 bütçesinin TBMM BütçePlan Karma Komisyonundaki müzakereleri göstermiştir ki Türlc ekonomisi rekor düzeydeki d:ş ödemeler dengesi açığı, Kamu îktisadi Teşebbüsleri (KÎT) yapısındaki parasal ve yönetimsel bozukluklar, kamu gelir tahminlerinin gerçekleşme ora nına ilişkin tahminlerin zayıflığı bir bütün olarak: ekonomimizin 1976 yılmda bir dar bogazda olacağım göstermektedir. Türk ekonomisini bir dar boğaza doğru iten nedenlerin içinde sadece iç fcoşullar değil ayni zamanda çok önemli dış koşullar da vardır. Türkiye'nin Ortakpazar ile ilişkileri bu dış koşullar içinde gittikçe önem kazanan bir etken olmaya başlamjştır. üluslararası kapitalizmin egemenlik sınırlanru genişletmek, dünyanın süper güçleri karşısında bir Avrupa birliği kurmak amacı ile ortaya atılan bu düşünce 1958 yılında Roma Anlaştnası sonunda Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) başka adı ile Ortakpazar'ın dogması s o oucunu vermiştir. Yunanistan'ın Ortakpazar'a Üyelik için başrurması üzerine tanmsal ürünlerinin ihracının :ehlikeye düseceğini sanan zamarun Ankara hülcümeti hiç bir ciddi araştırma yapmadan Ortakpazar'a üyelik için başvurmuştur. Türkiye ile Drtakpazar arasında bir ortaklık bağı kuran iîk ınlaşma 12 eylül 1963'de Ankara'da imzalanmış te 12 arahk 1964,'te yürürlüğe girmiştir. Bu anaşma ortaklığın üç dönemden geçerek oluşmaütıı öngörmüştür. Ankara Anlaşmasımn öngöriüğü Hazırlık Dönemi bitmiş ve 1 ocak 1973 tarihinde Geçiş Dönemi başlamıştır. Baglayıcı olmayan Ankara Anlaşmasına karSilık baflayıcı olan ve Türldye'yi kendisini yutnak isteyen üluslararası kapitalizmin kucağına ıtan Katma Protokolü şimdi Dışişleri Bakanı görürken gerçekîeşme bumm tsm on kaîina ulas mıştır. Dışişleri Bakanı ve Bakanlık teknisyenleri Ortakpazar dolayısı ile Türkiye'nin egemenlik haklannı bile kullanmama yükümü altına girmişlerdir. Katma Protokol 30. maddesinde giderek tekellerin kaldırılacağından söz etmektedir. 44. madde vergi düzenlenmesinin üye ülkelerinin isteklerine göre yapılmasım öngörüyor. Tür kiye bu protokol gereğı Avrupa'nm kapitalist sistemini aynen uygulayacak, 52. maddeye göre yabancı sermaye hiç bir kısıtlama olmaksızın Türkiye'ye gelebilecek ve hükümetlerimiz ekonomimizin temel bilgilerini Brüksel'e vermek zo runda olacak. Başka bir deyişle Türkiye'nin baş kenti Katma Protnkol eereei Ankara verine Brüksel olacak ve hükümetlerimiz ve TBMM Anayasa gereği egemenlik hakkını Jtullanamayacalctır. Dışişleri yetkililerinin ve AP'nin ekonomik ve yurtseverlik anlayışı sayesinde Türkiye öyle bir oyuna getirilmistir k(. bize çıkar sağlayan konuların tümü görüşme konusu yapılmış buna karşılık Uye ülkelere çıkar sağlayacak konuların tümU kendiliğinden işlemek üzere bir takvime bağlanmıstır. Örneğin 1. ve 2. tanmsal ödünler henüz ülkemize verilmemiştir. Tarım ürünlerl konuv^di» b!7ü vorilmeven ödi'nler fazlası ile Fas, Tunus ve Cezayir gibi ülkelere tanınmıştır. Ülkenin ekonomik geleceği ciddi kuşkularla doludur. Sanayicilerimiz ve iş adamlarımız bile Türkiye Ortakpazar ilişkilerinden yakınır duruma gelmişlerdir. Bu konu niç gecikmeden hükü met tarafından gündeme alınmalı ve ülke ekono misini Avrupa"nın kapitalist ekonomilerinin ipotegi altına sokan ilişkiler dizlsi yeniden görüşme konusu yapılmandır. 9 jubti 1974 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Ortakpazar ve Türkiye Engin ÜNSAL (Istanbul Mületvekili) olan Sayın Çağlayangil rahatlıkla imzalayabilmiştir. Katma Protokole göre Türkiye Ortakpazar ülkelerinin ürettiği mallara karşı uyguladıgı gümrüğü belli bir takvime göre indirecek, kotaları, ithalâtçı teminatlarmı kaldıracak, ortak gümrük tarifesi kabul edecek ve bu tarife Ortakpazar ülkelerinin koyduğu ilkelere göre inecek veya yükselecek. Bunun ne demek olduğunu, özellikle bunun 1975 yılında ülkeyi nasıl sımsıkı dışanya bağladığını, ülke kalkınmasında gerek hammadde, gerek ara mallar, gerek teknolojide dışa bağlı eko norni modelinin nasıl kemikleştiğini anlamak için geçen yılki ithalât ve ihracat durumumuza bakmak ve daha şimdiden Dışişleri yetkililerinin hazırlayıp ortaya koydugu belgenin Türkiye'yl ne duruma getirdigini görmemiz gerekir. 1975 yılında Türkiye 1 milyar 400 milyon dolarlık ihracat buna karşılık 5 milyar 250 milyon dolarlık ithalat yapmıştır. Böylece dış ticaret açığımız 3 milyar 850 milyon dolarlık Cumhurlyet döneminin en büyük açığı düzeyine ulaşmıştır. Dış ticaret açığımızın ocak ağustos 1975 dönemi ıtibari ile yüzde 60.8'i ürtakpazar ile iliş kilerimiz sonucu ortaya gelmiştir. Bu arada çok ilginç bir noktayı kamuoyunun dikkatine sunmakta büyük yarar vardır. TürklyeOrtakpazar ilişkilerinde dış ticaret açığı diğer ülkelere oran la çok daha fazla artmaktadır. örneğin ocakağus tos 1975 dönemi için geçerli olmak üzere toplam dış ticaret açığırun bir önceki döneme oranla yüzde 98.1 oranında artmasına karşılık bu oran Ortakpazar ile ilişkilerimizde yüzde 133.1 oranın da artmıştır. Sadece şu orantı bile ülke ekonomisinin nasıl çok ağır bir yük altına girdiğini ve bu yükün nasıl gittikçe arttığını ortaya koymaktadır. Özellikle Ortakpazar ile ilişkilerimia yüzünden dış ödemeler ucngesınde açığımız tahminlerin çok ötesinde gerçekleşmektedır. DPT 1975 yılı için 366 milyon dolarlık bir dış açık ön Okuyucuya Rapor SADUN TANJU 1972 vılı ağustosundan beri, Cumhuriyette, yazarlık gazetecilik mesleğimin yanında bir başka işi yürütüyonım. Gazetenin bağlı olduğu şirketin yönetim hızmetlerinin sorumlusuyum. Yönetim Kuruıu adına yürütmeyi ben yapıyorum. Bu nedenle, zaman zaman okuyucuya ve kamuoyuna karşı, gazetenin ve Türk Basın hayatının hangi gelişme yönlerinde bulunduğuna dair bügiler vermeği gerekli göruyorum. Ülkenin, siyasal yönden büyük bir gerginlik içinde kaldığı ve sosyal çalkantının yalpaları ile bunaldığı bir dönemde, basm, halka ve çağa karşı ayrı bir sorumluluk yükleniyor. îyi haber vermek, dürüst olmak, habercilikte ve yorumculukta uygar ve tcplumsal bir sorumluluk taşımal:, bunalımlı dönemlerden geçerken basınm ne derece önemli bir rolü ve etkisi olduğunu bilmek. kanımızca, gazeteciiık mesleğinin vazgeçilmez kuralıdır. Bu yönden, siyasal kargaşanın yogunlaştığı bir haftanın sonunda, siziere. Cumhuriyet ve TÜTk Basını hakkında küçük bir rapor sunmayı görev sayıyonım. «İKi GERÇEKLi» OLAYLAR Iktidar ve muhalefet arasında diyaloğun kopuşundan başta Cumhurbaşkanı ve başbakan olmak üzere nerkes şikâyetçi görünüyor. Bu kopuklıık, yani birbirinı anlamaz dinlemez hale geliş, cephe hükümeti kııruldıığundan nert oasına da yansımıştır ve olaylar en az «İki gerçeklt» olmağa başlamıştır. Böylece, cepheci siyasal görüş kendi basınmı da yaratmış, olaylar karşısında «tek görüştek yorıını>a saplanmış irili ufaklı gazeteleriyle, halk arasında da diyaloğu bozmayı amaçlamışlardır. Bu tutum, öteden beri «tarafsız»lığı ya da «hakemHk rolünü» benimsemiş görünmeği politika sayan bazı büyük »azeteleri de etkilemiş. pek çok olayda tarafsızhğı ya da hakemliği korumak mümkün olamamıştır. Dolayısıyla, Türk Basını bugün, yurtıaşlar ve tarih önünde tutumunu yeniden gözden gcçirmek zorundadır. Ya vardır Ya yoktur!, OKTAY AKBAL Evet Hayır înkılâbımızm Ideolojisi înkılâp Nedir? Şevket Süreyya AYDEMiR " nkılâplar nerede başlar ve nerede biter? Bu sorunun cevabı, biraz düşündürücü1 dür. Çünkü İnkılâplar başlarlar, ama bitmezler. Bir toplum, bir inkılâba gebeyse, bir toplum, bir ^\A y f «| • V"**"** ** ' durgun su gibi, kendi içinde kuruyup, kendi içinde çamurlaşmıyorsa, bu toplum ana, bir gün kendi gebeliginin kutsal hamlesini, kendi bagrında dogurur. «H«!»«,' tuZtl^sv Ama bu doğan çocuk, bu gökkubbe altında gözlerini hayata sessiz sadasız açmaz. Çünkü İnkılâp bir patlamadır. Toplum yapısında bir çatlayış ve bir sıçramadır. Yıllar yılı, hatta yüzyıllar ' > <»«Q*v . «* yüzyıh birikmiş koşullann, çelişmelerin, çileler, mihnetler, kan lar ve gözyaşlan ile beslenen yatışmalann, toptan bir hesaplaşmasıdır. Çünkü inkılâp, bir katastroftur. Yıkılışlar, yapılışlarla imtihanlanm veren hamlelerın zaferidir. Kısacası artık gelenelî değeri bile olmayan ölü geçmışin, tümden tasfiyesidir. İnkılâp, soy ve yıgit ulusların ışidir. Çünkü, kısırhgın. dogurganlığa yenılişidir. Türkiye de, büyle bir inkılâp yaşadı. Bu inküâbm adı, Türk Milli Kurtuluş Hareketidir.. Bu kısa girişten sonra, yukarı Kadro dergisinde yayınlanmak üzere Atatürk'ünr el yazısıyla Y. K. da koydugumuz sorunun cevabı KaraosmanoRİu'na verdiğl demecin aslı ve nstünde Yakup Kadrl'nin nı, artık verebiliriz: eşl §ayın Leman Karsosmanoğln'nnn notu. Inkılâplar nerede başlar ve nerede tyterler, sonısuna cevabı ti. tnlnlâbı da, soy btr inkılâptı. dan. bıkmaâan yOnfüîini sagiamız şudur: Fakat acaba, bu hamleyi biz bü yacak bir inkılip disiplini... İnkılâplar başlar, ama bit 'lün aşamalan ile başarabildik Bir inkilap için, bütün bunlar mezler ! mi? Eğer başaramamışsak, inkı koşul mudur? Evet! Bu koşulEvet, inkılâp, eger soy bir in lâbımızın bugünkü baş döndürü lar tamam olmaz veya başarılakılâpsa, inküâbm bayrağını açan cü yön sapması için de şimdi mazsa ne olur? İnkılâp, yoluntoplum eğer, soy bir toplumsa biz, neredeyiz?.. dan sapar. Soysuzlasır. Kendi ve bu toplum sadece bir darbe, eide ettiklerini, kendi fikir yitive hücum dalgası demek olan rişleri ile yıpratır hatta kendi evihtilâlini, toplum yapısında yıllar Temel Koşullar latlarını. kendi yer, bitirir. Bu yılı sürecek, tamamlanacak ve sefer imanı zayıf olanlarda, geriŞu soruyu cevaplandırmak yerleşecek gerçek bir inkılâba için, önce şu temel koşulları be ye doğru bir özlem başlar. Bu bir çevirmesini bilmişse, o zaman, lirtmeliyiz: Gerçek anlamda bir aşağıhk duygusudur. Yaratıcı guç önce hamleler, patlamalarla giriş inkılâp, başlıca, dört temelin ve önder kadro ise artık tükenmiş veya inkar edilmiştir. ölü geçtiği bu eserini, adım adım toplum üzerinde gelişir: hayatına uygular. İşte bu uygula 1 O inkılâbm, tarih içinde mişe özlem ve onu kutsallaştıma: toplum düzeninin, bir nite yerini ve felsefesini tfade eden rarak dile getirmek ise, kolaylikten başka bir niteliğe, bir dü bir dünya görilşü: tdeoloji, ya dır. Çünkü inkılâbm fikir sistemi. külrtir, ileriyi görüş ve olayzenden, başka bir düzene adım hut Doktrin.. adım, geçmesi demektir. Dev2 Bu ideolojiyi benimseyen lara yön tayin ediş kabiliyeti isrimden Evrim'e doğru ve ev bir Önderler. Ve onların çevre ter. Geçmişe özleme pelince, o, inkarcılık, rimsel bir akış İçinde, yeni top sinde bir tür Avangard yahut sadece demagojidir, sorumsuzluk ve kaba ku\\et işilumun değerlerini, kuruluşlannı, Öncü bir Kadro.. dir.. kategorilerini vermesi, yerleştir3 İnkılâbm uysulanmasını mesi demektir. düzenleyen kuram (teori) ya da Şündi Türk inkılâbına bakaBizim, hemen bütün eserleri halka kadar inen bir görüş ve lım: Türkiye bir inkılâp yasadı mizde, konferanslanmızda işle inancalar sistemi. İnkılâp heye mı? Evet! Bu sadece bir hükümet darbesi veya ihtilâl miydi? meye çalıştığımız ve son olarak canı ve sloganlar.. 4 Eylem ve uygulamalarda, Hayır: Çünkü ihtilâl, toplum düda «İhtilâlin Mantıgı» eserimizde ele aldığımız bu sosyal ka kısa vafleli hedefler için bir tak zenine geçici bir müdahaledır. nuniyet, Türk ulusunun kendi tik. ya da hareket siyaseti. Uzun İnkılâp ise, toplum nizamının, eseri olan Türk Inkılâbı içinde, vadeli hedefler için de bir Stra utun vadeli keyfiyet, ya da nitebütün, bu aşamalan yasamalıydı. teii, ya da kitlelerin bu uzun va lik ve düzen degiştirmesidir. O fi Türk ınkılâbınm bir öndeÇünkü Türkler de sov bir millet deli hedpflprp. amacl^ra vılma olitika, spora hem benzer, h«n benıemez. Sporun kural. lın vsrdır, blr yargıcı (hakem) bulunur her oyunda. kim uyoyor kurallara, kim ters düşüyor, o karar verir. En usta, en güçlü, en başanlı oyuncu bile kurallara aykın davranıyorsa, oyun dısı eder, yenik sayar omı. . Diyelim ki bir fut. bol maçı var, bir talam çıkmıvor alana, hekliyorUr gelen »rl. den yok, yargıcı alana gelmeven takımın yenikllğini btldirir. Bir boksör belden aşağı yumruk vurmuşsa o da oyun dısı olur. Keslndir sporun kuraUan, acımaoudır, hoşEÖrüsüzdür. Her oyun kuralına göre oynanacaktır da ondan. Başka tiirlii ulamaz. Yoksa ona spor demezler, kavga, dövüş, hatta kördövüşü ıdını verirler... Politika, daha dogrusu az gelişmlş, hiç pelismemiş, gerl kalmış ülkelerin politika yasamı bu yüzden kördövüşüne benzer. Çünkü o ülkede kimse kurallara, yint kendilerinin, kendileri çibi başka politikacılann koydukları kurallara, ilkelere uymaz da ondan... Bir Anayasa vardır, oylanmıştır, halkoyun. ian çoğunluk almıştır, yıllardır uvgulanmaya çalısılmıstır. başka yasalar, yasal kuruluşlar vardır. Politikacı olan, olnıak isteyen kişiler bu kuralları biterekler, ona ııyacaklar, uymaya çalışacaklar, uyamazlarsa o alandan çekilip gidecekler başka iş Uıtacaldar, bakkal, manav, tüccar, memur olacaklar. Herkesin politikacı olması baş koşul değil ki! Bir ülkenin Anayasasına. yasalarına ters düşen kimseler kendilerini oyunun kurallarına uyduraraayan hırslı adamlar bırakırlar bu oyunu oynamayı .. Kendileri bırakmıyorlarsa birileri çıkar bıraktırır orîlara, alan dışı eder hepsini, kesinllklr... Bir süredir iç politika yaşamımız bir kördövüşü göriinüşünde . Sağduyu, hoşgörü, gerçekleri (jornıeK, yerieşmiş kurallara uymak gibi şeyler yitip gltmiş bu itişme kakışmada .. Bir partl lideri yıllardır söylenip duruyor; «Bu Anayasa değismeli, Ule de değismeli..» Nlye? «Ben bu ülkeyi bu Anayasa ile yönetemiyorum.» Bir başka parti lideri işbaşına gelmiş, üstelik de geçimsiz, ters mi ters bir ortakla iyikötü yedi buçuk ay bu ülkeyi yöııetmiş, blr kez bile «Bu Anayasa değişmeli, bu Anayasa ile bu ülke yönetilmez» demenıiş! Ama artık adıyla sanıyla konuşmanın yeridir AP Genel Başkanı Bay Demirel «Anayasa, an Anayasa vah Anayasa» diye dövünüyor her iktidara gelişinde .. Ya Anayasa ya Bay Demirel!.. Bu ikili seçenek önünde kalan Türk ulusunun «Anayasa» diyeceği, Bay Demirel'e de eski işi olan su nıühendisliği ya da Amerikan firmalarının müteahhitUgi, temsilciliği görevini göstereceği ortadadır... Nitekim son seçiınier de Bay Demirelin partisinden oylarını esirgemekle bunu iki üç kez göstermiştir. Buna rağmen Bay Demirel gerçekleri göremez olmuş, dediğim cirdik di. yen çocuklar gibi «Anayasa değişmeli, Anayasa varken ben bu işi kıvıramıyorum» diye tepinip durmaktadır. . P I A* ri ve onun etrafında çevrelenmiş İnkılâpçı bir kadrosu olmalıydı. Bu var mıydı? Evet! Pek iyi öyle oluncâ, inkılâbımızın bir ideolojisi, doktrini var mıydı? Hayır! O halde inkılâbımızın tarih içinde yeri neydi? İnkılâbımızın tarih içinde yeri, Bir Müll Kurtuluş Hareketi idi! Bu hareket. çağırmzda ilk ve önder hareketti. Bütün p n sömürge ve sömürge halklan için. ömek, önder bir hareketti. Gerçi bir doktrini yoktu. Ama bir ideolojiye ve doktrine prensip teşkil edecek, yeni ve önemli doktrinal unsurlan, kendi içinde ve niteliğın de taşıyordu. Bu doktrinal prensipler, bir inkılâp ideolojisi çerçevesi içinde derlendi, yazıldı ve savunuldu mu? Hem evet, hem hayır! BASINDA NELER OLUYOR? Önce, güvenle şunu söylemeliyim. Cumhuriyet kcslnlikle bu bunahmın dışındadır. Oazete, olavlar karşısında daima dotruyu arayan. lıer olayı gerçek vüzüyle yansttmaya çalışan bir gelpneksel (ııtuma hağlı kalmıs. ülkede egemrn olan siyasal görüşün her alanda koparmak istedifi fikir Te duytru bağlarını sağlam tutabilmek için uygar ve etkin bir çaba göstermiştir. Her şeyin bîr sis ve duman perdesi arkasına itildiği, bulanık gösterilmek istendiği blr dönemde, Cumhuriyet, gazetecilik mesleğinin açıklık berraklılc getirme, yanıltmama, gerçeği saptırmama ilkelerine elinden geldiğince bağlı kalmı?; bn tutumuyla da ülkede saygmlığını arttırmıştır. Cumhuriyetin son bir yılda, 52 yıllık uzun geçtnişinde eöriilmedlk bir oranda okuyucu kazanması, tirajını % 34.7 oranında arttırmasi bn savmnlığm kanıtıdır. Cumhuriyetin dışında hiç bir çrazete tirat almamış. özellikle cephe iktidarı görüşüne körükörüne bağlı basm, önemli ölçüde gerilemeje başlamıştır. Yayın politikalarını ülkenin siyasal ve sosyal bunalımının elden geldiğince Ustünde, dışında tutmak isteyen büvük satışlı ga^eteler de, bütün ikramiye progTamlanna ve teknik üstiinlük vartslanna rağmen tira.flannı komvamamıslardır. Son blr «ılda Tercüman okuyucusunun % 21. 3'ünü. Günaydın % 17.11nt, Hürriyet •; 14.7'sinl. Mllliyet ". 2.9'unu kaybetmlslerdlr. Onpmli gasetelerin dışmda, sahip olduklan politik tutumla adları akla gelen gazetelerden Son Havadis ':, 46.6. Tent Ortam •'„ 67.7. Yenf A«ır % 15.9 oranında dü«müslerdlr. HUkümet yanlısı ve sag egilimli 22 küçük jrazetenin toplam satışlan da günde 180 binden 144 bine düşmüştür. Yani bu Bazeteler de % 20 oranmda okuyucu kaybetmislerdir. Doktrin îşlenmeliydi Çünkü inkılâbımızın önder ve örgütçüsü olan Mustafa Kemal, kendisine bir doktrinin yokluğu söylendiği zaman: Evet çocuğum, diyordu, çağ das ve hazır doktrinlere bağlandıgımız zaman, inkılâbımız donar. O zaman içmde işlenecekl (1). Ama Mustafa Kemal. bu zaman içinde işlenecek İdeoloji ve Dokttinin, ela alınmasını, derlen mesini, tç ve dış düsünürlerin değerlendirme ve tartışmalarma sunulmasını da istiyordu. Bunu hosgörüyor ve cesaret vererek değerlendiriyordu. Nitekim bu konuda. bir kaç idealist arkadaş la, kendi giriştiğimiz bir fikir ca ba ve mücadelesini burada kısaca hatırlatmalıyım. Bu harekete aydınlar arasmda «Kadro Hareketi» adı verilir. İçeride ve dışarıda, geniş yankılar yapmıştır. Kadro. bir derginin adıdır. Fikir prensipleri, «Kadro dergisi» adını verdiğimiz bu dergide işlenmiştir. Bu prensıpler «İnkilap ve Kadro» isimli eserimizde tarihi şartlara göre teorik ifadelerini bulurlar (2). Bu esere temel olan dünya görüşü ile, inkilâbımızın tarih içindeki yeri ve temsil ettiği fikirlerin esasları ise. ilk defa 15 ocak 1931 tarihinde. Türk Oca ğında verdiğimiz bir konferansla ortaya konulmuş, geniş yankılar uyandırmıstır (3). Kadro dergisi ve hareketi, rah metli Yakup Kadri Karaosmanoğlunun başkanlıgında toplanan az sayıda bir aydınlar kadrosu tarafından, tam üç yıl. tek gün bile şaşmayan bir intizam ve sistematik bir fikir disiplini ve dünya görüşü içinde yürütüldü (4). Gerek bu dergilerde, gerek «İnkılâp ve Kadro» isimli eserimiz de şahıslara destan yazılmamış, ama inkılâbımızın ideolojisi, çelişmesiz bir sistem içinde yürütülmüştür. Nitekim bizzat Atatürk'ü de ismi geçmemekle bera ber eseri işlenen bu yayınlar, Cumhuriyetin onuncu yılında, Atatürk tarafından, açık bir basan temennisi ile degerlendirmiş tir. Onun kendi .elyazısı ile miisveddesini yazıp, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'na ve Kadro'da yayınlanmak üzere elyazısı İle verdiği demecinin fotokopisini burada yayınlıyonız. Kadronun 22. Cumhuriyet Bayramı (1933) sayısında yayımlanan bu degerli demecin aslı, Yakup Kadri Kara osmanoğlu'nun evTakı arasmdan almarak, bu sürunlara da geçiril miştir. înkılâbımızın ilkeleri «înkılâp v© KadroInkilâbımızın İdeoloHsi» adlı eserimizle, Kadro yayımnda, tariht oluşumlardan gelen şartlan, öîellikieri ile işlenmişrir. Bu arada. inkılSbımmn cihan içinde ve tarihindeM yeri, ideo lojik bir sistem içinde derlenmez ve hele gençliğe maledilmezse, bir gün bu inkılâbm, dar bir çıkar zümresi ile demagojik bir soysuzlaşmanm elinde nasıl bir oligarçiye sürüklenecefci de. daha 19311934 yıllannda açıklanmış tır. Bugün ise bu oligarşinin en berbat şekli, ve yalnız inkârcılıgm riizgârlan ile ülkemizi sarmamakta. aynı zamanda. bir kan seli halinde de tarihimizi lekelemektedir. BİR DEĞERLENDİRME Bu rakamlar w oranlar. siyasal alanda her türlü dlya ' logu kopancı bir tırmanmanın halk katmda nasıl bir tepki yarattıgının kanıtı olarak degerlendirilebilir. Manşetlerine her gün iktidar suçlamalannı çekenler, ülkeyi ve dev. leti' elaen çıkıyormus gibi eösterenler. yarçılamaya bila gerek görmeden cezayi silâhla, bombayla. şiddetle verenler. bütün olanaklan kullandıkları halde halk desteğinl bulamıyorlar. özellikle sağcı basımn, cepheci basının hıala gerilemesi, böyla bir değerlendirrneyi haklı çıkanyor. TERS ORAN Ama, bir başka gelişmeyl de kamuoyunun bllmesi ferekiyor. Bu gazeteler, okuyuculannı kaybettiklerl ölçüde ekonomik güçlerini artınyorlar. Ömeğin. ocak ayı içinde, satışı Cumhuriyet'in onda birinden az olan ve son bir yılda tirajmın yarısına yakın bir bölümünü kaybetmiş bulunan iktidarcı bir gazete, Cumhuriyet'ten bir misll fazla ilân ve reklâm alabildi. Cumhuriyet'in tirajı ve kamuoyu üzerindrki etkinliei ne ölçüde artarsa artsın. devlet kesimi ve özel kesimden gelen ilân reklâm payı asla artmıyor, tersine eksiliyor. Bu ters gelişme de gösteriyor ki, Cumhuriyet'» ayakta tutan, ona gerçek gücünü veren halkm, okuyucunun cüvenl ve ilgisidir. Kuruluş olarak, orada çalışan fikir ve beden işcileri olarak bu gerçeği biliyoruz ve tek amaç olarak, halkın güvenine ve ilgisine lâyıK bir gazeteyi devamlı bir gelişiro içinde tutabilmeyi dtişünüyoruz. Anayasa'ya kendilerini uyduramayanlar politika alanından çekilir giderler. Hani bir eski şarkı var, «Terzi ellerin kırılsın, ceket de bana dar geliyor». Ona benziyor bay Demirel'in durumu! Kendisi için yapılmamış o ceket, o palto! Biçımli bir vücuda göre, çağdaş kafaya göre, ulusunu partisinden, kendisinden çok seven politikacılara göre, bu yurtla yararlı iş görmek isteyen gerçek milliyetçilere göre... Şıırası iyice belli, MC adı altında uiusa karşı cephe kuranlara göre değil, kesinlikle değil:.. Herşey bundan başlıyor, kurallara uymamak. kural dışına çıkmak, daha açığı tüm kuralları yok saymak. ortadan kaldırmak... Bay Demirel'in en yakın yardımcısı başka bir parti lideri bir vurııcu örgüt kurmuş, son afla yakayı kurtaran advnlarını bu örgütun başına geçirmiş, ne kural, ne yasa. ne Anayasa dinliyor!.. O da Anayasa, yasa, kural, istemiyor. Bir an önce iktidara, devlete tümüyle sahip olmak. Hatta Demirelin partisini bile bir biçimine getirip yok etnıek, ya da kendi içinde eritmek... Başka bir partinin lideri de Tür kiye'nln 1923'ten beri yürüdüğü yolu, amacı, ülküyü yüzde yüz tersine çevirip şeriatçı bir düzene geçmek hayalinde... O da Anayasa'nın getirdiği koşullara, kurallara uymaktan kaçınıyor. Zaman zaman işine geliyor, hukuk devleti, Anayasal haklar, fikir özgürlüğü sözleri etmek... Bundan amacı kendi gerici düşüncelerini kolaylıkla topluma yayabilmek, duyurabilmek, tüm gücü eline geçirince kendi» görüşlerinden başka görüşleri, düşünüşleri yasaklamak... Kimi kurallara hiç uymak istemiyor. kimi o kuralları yok sayıyor, kimi de şimdilik boyun eğip ilk fırsatta o kurallara yüıde yüa ters yeni kuralları topluma kabul ettirmek hevesinde... Oysa ortada bir Anayasa var, herkesin ona uyması gerek... Uyamayan, çekiUr gider, uyan geür işbaşına. Hepimiz gördük, anladık, Ecevit Hükümeti bu Anayasa ile ülkenin, ulusun yönetilebilecefini, hem de çok iyl yönetilebileceğini gösterdi." Oysa MC Hükümetinin Anayasa ile durmadan çatıştığını görüyoruz, Demirel'in «Bu Anayasa ile ben iş göremem» dediğirii duyuyoruz... Yapamazsan, göremezsen kim zorluyor yap, gör diye, gider başka iş tutarsın. Bu Anayasa ile İş görecek politikacılar gelir iktidara... Kurallara uymak herşeyden önce gelmeli... Anayasa'ya suçu yüklemek başansızbğın açıklamasıdır. Oyun bilmeyen geline kalk oyna demişler, «Yerim dar» demiş. Bay Demirel ve tüm MC'ciler de başarısızlıklannın. beceriksizliklerinin sorumluluğunu, suçunu Anayasa'ya yüklemek istiyorlar. Ama boştur, ulus görüyor, anlıyor herşeyi.. Türk halkı herşeyden önce kurallara uyulması inancındadır, kurallara, yani Anayasa'ya... CUMHURİYET ANKET'i Cumhuriyet, son yıllardaM hızlı gelişmesinin kendisine yüklediği sorumlulukla, bugünkünden daha iyi bir gazeteyi oluşturma yörründe çabalar harcıyor. Bu amaçla hazırladığımız bir ANKET'e mUmltün olduğu kadar çok sayıda okurumuzun, her yastakl aydmlann katılmalanm istiyoruz. Cumhuriyet'in çeşitli amaçlara yönelmiş bulunan bu ANKET'i, gelen cevaplann bilimsel bir kurula lnceletümesi ile bize gerek okuyuculanmız gerekse bizîm onlara sunduğumuz hizmetler hakkmda geniş bilgiler verecektir. Vaymımızı bu blleilerin ışığinda yeniden enzden geçirmek, halka ve kamuoyuna karşı cörevlerimlzi daha iyi yerine getirmek, kısacası. Cumhurivet eibi halka dayalı bir Eazeteyi halkla beraber oluşturup ona en mükemmel içeriği kazandırtmak bizim için bir görevdir. Bu görev duygusunu bütün okuyucularımızın da taşıdığına inanıyoruz. TEŞEKKUR îdare Meclisi Reisimiz ve Murahhas Azamız memleketimizin yetiştirdiği büyük maliyeci ve bankacı, değerli insan • • ÇOK SAYIDA KÂTILINIZ BÜLENT TAZICI bcyefendinin, Camiamızı teessür içinde bırakaa kaybı dolayısiyle, cenaze törenine katılmak, hayır kurumlanna bağışta bulunmak, çelenk göndermek, telgraf, telefon ve mektupla taziyede bulunmak suretiyle, büyük acımızı paylaşan özel ve resmî çeşitli kuruluşlara, bankatara, dost, yakınlanmıza ve mensuplaruruza içten teşekkürlerimizi sunanz. İLAÇ SAHAYİİ İÇİN KİMYEVİ MADDE İMAL EDEN itibarlı büyük bir İSVİÇRE 5İRKETİ, ijlerini TÛRKİYE'de kısa zamanda gelijiirecek ve uzun süre ijbirliği yapacağı fanınmış bir Cumhuriyet'in ANKET'İ bu hafta perşembe gününden Hibaren blr hafta süre ile gazetenin iç sayfalannda yayım lanacak. Salı ve çarşamba günleri. arkadaşlanmız, birinci sayfadan yapacakları yaymla ANKET'in amacım bir kez daha belirtecekler ve katılmanızı istevecekler. Anket fişlerini bir hafta süreyle yayınlayışımızm nedeni de, evıne Cumhuriyet giren her ailenin. her kuruluşun üyelerinin doldurup bize gönderecetlerı sayıda form'u hazır bulundurmaktır. Böylece bir hafta süreyle elinize en az 7 ANKET fişi geçecek. Sizden istediğimiz. her vaştaki, her sosyal sınıfa mensnp kadın • erkek Cumhuriyet okurlannın bir ANKET fişini doldurup bize vollamasıdır. Doldurdugunuz fişleri, tek tek, ya da her ailenin. her kuruluşun tüm Üyelerinin cevaplan olarak «CUMHURÎYET GAZETESt ANKET BÜROSÜ, CAÖALOĞLD tSTANBUL» adresine göndermenizi bekliyoruz. HALKIN DESTEĞi Cumhurivet. halkın diUünrp rp rUıvenılarının. hsklanmn, özgürlüklerinin. uygarca özlemlcrinin savunnıasını üstlenmiş bir gazete olarak size ve içinde yaşadığımız topluma daima daha iyi hizmet etme amacım katbetmiyecektir. Bize destek olduğunuzu biliyoruz. MÜMESSİL ARAMAKTADIR Her teküf tam bir gizlilik içinde ele alınacaktır. 29.115*130 referansı altında PUBLICITAS, CH8021 ZURICH/SWITZERLAND adıesine müracaat edinir. (Basm: 32710) 1028 AKBANK.. İOARE MECLİSİ VE UMUM MÜDÜRLÜĞÜ (Repro: 179) 1029 Endustriel Kimya Dalında Pazarlama tecrübesi olan blr 1) Yakırp Kadri Karaosmanotlundan (Hılk Partisi kurulurken.) 2) «tnkilap re Kadro» fslmli eserimizin 3. baskut hazırlanmaktadir. 1) Dfğer tartı$malar arasında, rahmetl! Agaofln Ahmet Beyin «Devlet ve Fert» totmll eserini tavsfye ederir. O Takup Kadri KsransmanoSlu. V*dat Nedim T«r. Bur. han Bel«;e, tsmail Rüsrev TöIdn ve gevkl X«uman, KIMYAGER ARANMAKTADIR îthalatta aynca prim tanınacaktır. Müracaat: Özgeçmişiniz ve resimle blrliltt© POSU Kutusu 1114 KARAKÖY Müracaatlar gizU rutulacaktır. Suhasıtuh tek eser..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle