Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
'ClKfliUKJYîT 7 }uba! !976 Eğitimimizde edebi/at öğretimi Mehmet BAŞARAN Aslında kişllerft kendilerinı gerçekleştırme olanakları saglama, onları, kafalannı, ellerml ozgurce kullanma yetkınlığıne ulaştırma eylemi değıl mıdır eğıtım' Duşüncenm önunu tıkayan engellenn kaldınlmasım. ellenn bıhnçle Uretıra yaşamma katılmasını ıçeren bir eylem Kendıne, toplumuna vabancılaştırmaz kışıjı. çağdas tnsaru joğurmayı amaçlar Boyle bır yogurumun en etKin gucu vazmdır, yasın eğıtımıdır Bundandır «ozgurleşme eylemının» seruvenmi ızler o da Osmanlı deger düzenmı değıştırme ulusal çagdaş değerier yaratma yolu tutuldu Cumhuriyetie Yuzyıllardan berı çağdışı bır dunya göruşüyle kafası doğaotesıne çevnlen msanımız. kendı yazgısmı değışhrebılmelı, akılcı kurtuluşu gerçekleştırmelıydı Gencı duşünce yuvaları bunur ıçın kapatıidı Alfabe bunun ıçın değıştırıldı Eğıhm bırhğı yasası çıkanldı Dılımıze vurulan «yabancı dıller boyunduruğu» kırıldı Osmanlıcamn taşıdığı olu değerier yukü tarıhe gbmulmek ıstendı Beklenırdı kı «Toplumdakı duzensızlığın, ekonomık bağımlılığın, külturel yozlaşmanın sorumluluğunu duyacak, kışilerın mutluluğunu sağlayıcı, çağdaş uygarhk düzenıyie bağdaşan akılcı bır duzenı gerçekleştırmede eyleme geçecek oncu kuşakların yetıştırtlmesıne donuk» bır eğıtım duzenı fcurulsun Kurulamadı Halkımızın kafasını elını ozgurleştırme eylemını sağlam temele oturtaraadık Lıselerde feodalıte kokan duşuncenın, duyarlığın lirunlerıyle yenı kafaları voğurmaya kalkıştık Meşrutıyetm programlara koyduğu Tarıh ı Edebıyat ı Osmanıye, Malumat ı Edebı derslennın rennı Edebıyat Tarıhı almıştı tlk sınıflarda sdebıyat bılgılerı, ıkınci sınıflarda Dıvan Edebıyatı, son sınıflarda da Tanzımat edebıyatı skunuyordu Aktarmacılığı, yozlaştırmayı jürdurmenın osmanlıcasıydı bu <Yaşamın dışında kalan bır edebıyatın jaşayan ınsanla, toplumla ne ılgısı olabılır'' Edebiyat, ne kurallar yığınıdır, ne de bilgıler oplamıdır tnsana yasama hızı, yapıcılık gueU, ilumlu vollarda başarı elde etme dırencı /ermeyen edebiyat» (S Taşer) edebiyat eğtfımi, •ğıtim değıldır 2ğıtımımız ancak 1940'larda yenı boyutlara, ievrimeı bır oze kavuştu Kdy Enstıttılerıyle, yazın 'gitımi de Prograrn «Sağlam bır anlayış ve ınlatışı», «Güncel yaşamda da okutnayı ve yazmayı •evkli bır alışkanlık tıalıne getırmeyi» amaçlıyordu. faratılan ortam, «Serbest okuma saatlerı» 'kmekle bır tutuyordu kıtabı. DUjuncemiz dünya culturune açılıyordu Yazmımız» âa ıvme cazandıran bır venm oldu sonuç 944 45'lerde hselerdelu yazın egıtımi de leğıstınldı Ders Türkçe admı aldı, Bakanhkça lazırlanan Turkçe Metınler kıtabıyla yonlendırıldi Cıtabın onsozünde ortaya konan düşunceler unlardr Türk dılının ve edebıyatının geçmışınde ırtaoğretım çağındakt ınkılip çocuklarına Luşünme, konuşma ve yazma drneğı olabılecek lâsık metınler doyurucu bır halde değıldır >u yuzden yalnız kendi edebıyatımızdan almacak netınlerle yenı kultur amaçlanrmza varamayız » BugUnku anlajışla edebıyat kUlturü nasımdan ok nesırden lavdalanarak verilebıhr Bu kültüru rta oğretımde verebılmek ıçın eskt nesrırmzderı ınıfa getırebılecek metinler bulabılmek çok üçtür. Dılımıze çevrümiş Dünya klaslklerıyle u eksiğımızı tamamlamak zorundayız. lakanlığımız bu maKsaüa bır terclime ensme başlamıştır ( t Bu tercümeler Türkçe ğretımi çevresı ıçme gırecektır » Iıtekım Sokrates'ın Savunmasınm, Mıchel >oholhas'ın, Cımrı'nın, Hamlet'm hseler ıçin ^ ardımcı ders kıtabı nıtelığinde ozel baskıları apümıştı Oğretım de metne, öğrencı tkınlığıne, oğrencıleruı yaratıcı zekftlanna ayandırılıyordu. 946'da toprak agaları, tıcaret ağalan subaşım jtmustu. tlk ışlerı egitimm, kafanın elın zgurleşmesi eylemine dbnuşmesını kırmak oldu iıstıtuler klâsık eğitime ddnduruldü Lıselerde urkçe Metınler doğrultusundaki çalışmaya son erıldı Kıtap suçlanarak toplatjldı. «Yeni kültur maçları», «Çağdaş anlayışla edobıyat külturu erme», dünya kültürune açılma tehlikelıydı nlara gore 350 ıktıdarı eğıtım sorunumuzu, yazm lıtımımızı büsbütün çıkmaza sürukledı. ismarUıca ve onun taşıdığı yük yeniden afalara abandırıldı Enstltüler kapatıidı. ıtaplıklara kılıt vuruldu Bakanlıkça çevrflmiş lâsıkler Meclıs te suçlanır oldu Halkevlen ıtaplıkları sbndUrüldü Üçer kişılık sıkıdenetım >ansür) komısyonları kuruldu okullarda Sağliilı ır duşunce, duyarlık, beğeni gelıştirılebıUr uvdı boyle bır havada? afayı elı ozgürleştırmeye, uretıcılığe, yaratıcılığa ugun de sırtı donük eğıtimimızın Bugun de aşamdan kopuk, çağdışı çalışmalar Boyle lunca yazın egıtımının de gonulaçıcı olması eklenemez Izlenen program 194445 eğışıklığınden etkılenmış olsa da, bzunde geriys onuk. Okunacak kıtaplar, tanıtüacak kışıler, iıl» konusunda yeniden ortalığı bulandıran uyruklar da cabası ııvan edebiyatının, Tanzimat edebiyatının, unümüz ınsanına yabancı ürünlennı mcelıklerıyle», «derinlemesıne» kavratmaga ılışmak ne kazandırabılır oğTencilere? yenı kultur amaçları», «Çağdaş anlayışla yazın gıtımı verme», klâsıklen Turkçe efitımı çevresıne larak dunya kultürune açılma yerıne «mıllı KÜBA'DAN BİR DEVRİMCi SES: NiCOLAS GUiLLEN Sanat Edebiyat Guillen, bugün Pablo Neruda ile birlikte, Güney Amerika'nın en tanınmış sairidir. Bazı şıirleri okuma yazma bilmeyenlerin bıle dılindedir. Gurhan UÇKAN Gunev Amenka halkmın dılınde dolasan bırkaç ad vardır, rer gıdılen yerde kulağa çarpar durur. Bunlardan bırı. geçtığımız \üzyıhn en üı> lü devrımcisı Küba'lı Jose Marü Che Gu«vara, Camıllo ile bırlıkte ünü Kuba sınırlarını asıp, evrenselleşmış devnmcıler. Çılı'li Pablo Neruda da o\le Bu ozgurlUk savaşçılarının uğraşmı. kaldığı yerden alıp sürdurmekte olan bır devrimci d« Kübalı şaır Nıcolas Güıllen 1902 vılında Camaguev'de dogdu Liberal bir senator olan babası Nıcolas henuz 15 vaşındavken askerler tarafından vuruldu Oğrencllık yılları sırasında. geçımını tıpograf olarak çalısaralt karşılıyordu Nıcolas Onceleri eeleneksel şıirler yazdı. vavaş yava«s kendı uslubunu buldu ve btlyuk ilgı topladı 1930 vılında vayınladıgı «Moüvas de Son., tamamıvle «AfroKuba. müzigi İle yazılmışrı Bunu ızleven İk1 kıtabında avnı yöntemı daha da erkıli olarak kullandı Amerikalı ?•ker tuccarlannı v^ren .Sekercıler. adlı siiıi yazznası da bu doneme rastlar. 1933 vılında Batı^ta A B D yanlısı diktttür ^achado'yu devırdi Öncelerl umut yaratan bu darbe, Batista'nın fası«!t retimi ile çabuk »öndü. Gmllen'ın şiirleri artık tttm olarak polıtlkleşmlştı .West Indıes Ltd • adlı şıinnde kıtasının lnsanlarını beyazlardan ekmek dılenmeyi bırakıp ekmeklerlni almava çağınyordu Ispanya İç savası saıri muthis etklledl 1937 vılında Npnıda İle birlikte savasm Içine atıldı. Avnı sıralarda, içinda «Yanıyorsun îspanyt» adlı sıirinin de bulundujhı .tspanva. kitabını vapnladı Askerlenn de sivıl kardeşleri gibi ba»lwlarının cıkarlanna Slet olduklarını anlntan «Askerln ve turistin türkusü. adlı kltabmı da bu arada y*3 dı. tkinci DUnva Savası sırasında, Küba'dakl iç çatışmalar da ivlce hızlanmıstı. Bu ddnemde vazdığı şurlerin politik lçerijji yanmda, doga v« olüm oğeleri de ağır basıvordu Batısta fasizminden kurtulmak içln Moskova'ya verleçen şair, Nâzım Hlkmet ile çok ıyi bir arkadaşlık kurdu. Bu arkadaslıftın etkılert. çeşitli ülkelerden motifler kullandıgı «La Paloma con Vuelo Popular* adlı vapıt'nda grirülür. Sürgundeki 1ki sairden Kübalı olanı devruni gerçeklpştırmış ülkeıirö donme mutluluğunu tadarken, bu mutluluğu tadamayan Turkıje'lı saın ülkesınde ağırlayarak mutluluğuna ortak edecektir. Devrimt. durmaksmn çeltsen bir süreç olara'n anlavan Gullıen'ın şiırlenndeki sozcUkler, okurun onlann dizflmesındekt Işçllıği P»k koiay anlıvamayacagı kadar valın ve kolavdırlar. KUba flinnin en btiyiik sozcusıJ olan sair, devrimin gerçekleşmeslnden fince de (ılkesinrlp ulusal şalr olarak kabul edilıvordu Bugün. Neruds ila MrHkte. Giiney Amerika'nın en tanınmış sairidir Ba7i «=tirlerl, olaıma yazma bilmeyenlerin blle dllindedir. ELİF NACi değerier», «Bm Temel Eser» teranelerı öğretmenl, duşunceyı, kıtabı «tehlıkeh» sayan anlayış Evel sdzlenmızı Prof Kemal Karpat ın şu gorüşuyle bağlıyabılırız • Bugun eğıtım ıhtıyaçlarım karşılayabılecek kada gelışmış bır modern edebıyatımız \ardır Genç kuşaklar arasmdan en az tanınmış b'r yazar bıle "«anatı, anlavışı \e kabılıyetı bakımmdan g^çmış devrın sımalarından üstün gelır Küçuk hıkâye, roman şur, pives. bütün bu turlerde genç oğrencüen sağlam duşünecek. sağlam duyacak şek'lde vetışt'recek eserler •(ardır Günumüzün duşuncelerı, davaları, yeni zevk anlayışı bu eserlpr ıçıne gırmı? ama bunların hıçbırını okullarda ızlenen edebıvat kıtaplarında gormuyoruz, okumuyoraz Bugiın genç kuşcgın eserlerı harıçte çevrJerek tal.dır gbrmektedır Yabaneılar bunlan Tfır^ edebıyatı dıye okumakta \e sevmektedfr Kendı memleketımızde ıse bunların değerını ınkâr ederek eskı kalıplara tapmakta devam edıyoruz » Resim sanatımız ve toplumcu gerçekçilik Fahir AKSOY Toplumcu gerçekçilik değrultusunda, dunya sanat v* edabıyat klşilerinın onemli bir bölumunun yapıtUrını 1520 yıla yakın blr sure ıkalıpçi ve dojmaMkr. bir rfüzeyd», salt propaganda aracı olarak ortaya surmelerının ve bocalamalarının nedenı, Zdanov un kabul goren kuram ve ilkelerınin doğurduğu bir »onuçtu Bu gidişin 1MS5i yıllarında otkinllğini yitirmeğe başladığını goruyor, daha senra ki yıllarda ise toplumcu gerçekçılıgın Oîgıır, yaratıya sınırlar tanımayan, gfnış kapsamlı bır ynlda gelıştıjine tanık oluyoruz. Yalnız }u da bir gerçektlr ki, sınır genışliğlnc, ezgur tavra karşın Içerikte bir deği?me »oz konusu değlldlr. Bu nedenlt toplumcu gorçekçılik anlayışının topluma, oıelllkle emekçi ve koylu sınıfının sorunlarına ters dustuğu ya da ondan uzaklajtığı ılerı suralemej Tertıne toplumun sureklı değişmesı, çefltli evreltr halinde oluşmatı demek olan dıyalektığın sağlıyacagı yontemlerle toplumcu sanatçıların tam bir tutku Içlnde kucaklaşacakları gerçeğini dıle getırir. Kaldı kı bu tutumun yeni boyutlar geJ^rmesi, onun eleşllrel nitelığini de değlstırmemiştır 1954lardan sonra bu anlayışa, bu bakış açısına, bu dunya goruşune dayalı sanat ürunlerının daha çok sosyalist ulkelerde gelismesına karsın, akım yer yer kapıtalıst ulkelerın llericl sol kanatlarında da tutundu. Gerı ya da ıleri, politik uyumluluk olsun ya da olmasın bır çok ulke insanlarını külturel ve sanatsal doğrultuda duygusal açıdan ortak çağdaslık çirgııine yaklastırmağa yonelttı. Aragon'un »Çagımııın Sanatı» adlı kıtabında toplumcu gerçekçıllkle ılgili su tanımı nc kadar anlamlıdır: < .. Olayları yerlejık duıen ıçine oturtmak uzere de£ıl, tcrsine, «laya önculük etmek uzera ortaya çıkan bır gcrçekçllik, yureğımize su serpmeyen, terslne, biri uyandıran va kımi zaman sırf bu yuzden, insanı tedirgın aden blr garçekçıliktır > Cağımızda sanat kulturunun nasıl bir yon alması ejerektığı apaçık ortadadır Bunu, Çin'den, Lâtın Amerika ulkelerınden Afrıka ya kadar artık herkes bıliyor Resim sanatı da otekı dallar gıbi bu çagdas (ça$dav lığı Batı kokenlı akınlara takılmak ya da Batı tekniklenyle yercl konuların bılesımı sanan safdıl elestırıcı ve rsssamları sasmak gerek) gerçege ayak uydurmak zorundadır. Aksi halde ulke sanatçıları, çag dısına dusmfıs, cevresınden, toplumundan kopmus, kapıtalızmın b'jyruğunda, bu uğraşı ve çabayı parayla, getırdıği yararla olçen blrer «acaıp yaratıkı halıne donuşurler. Yapıtları blr «meta» halinı alır. Yaratıcı gucunu, emeğını pıyasaya surer Giderek sanat da yozlasmağa baslar. Ister ıstemez taklıtçillği temel alan susiu puslu resımlcr, hosça vakıt geçırmeğc yaradıgı olçude burjuva evlerının vazgeçılmez dekoratıf ogesı olur Bu, burjuvaların, egemen guçlerın paçasına sa rılan bır ıkı apartman, yazlık ev, spekulatıf maksada dayanan arsa kapatma, otomobil, kısacası dunyalık edinme gayretkeshjı içındekı acıkgoz, tuccar ressamların t»k amacı kurulu duzenı sarsmadan çıkar sağlamaktır Şu gerçeği oysa, ustune basa basa yınelemek gerek, kor gozlere betkı bırar ısık ıcrper^f toplumcu gajrçekçilığin açtığı yoida anlatımcı, devrımcı, kendıne ozgu atılımlara gırışmek 20 yuzyıl Turk ressamının vazgeçılmez alınyazgıtı, ulusuna karsı borcudur. Toplumcu gerçekçilik bır uslup dcğıl, ınsancıl bır tu tumdur, bır tavır alnıadır, bır dayanak ve çıVış noktasıdır. Uslubunu, degısık anlatım yollarım, astetığini, tekniğini bulacak, yaratacak olan hıç kuşktısuz bu ve benzerı oğretiler değıl sanatçının kendısıdır. Turk rossamlsrına, yontuculanna bu "tu'umıla sarmas dolaş olduktan sonra bır goruş olarak, bır oneri olarak, değisik plastfk tadlar getlrmesi, ozdan yana bir takım igelerin varodilmesJ yonunden yuzlercc binlerce yıllık Anadolu haik sanatlannın bırıkımıyle, halk romantizmıne, popullzme düsmedcn, bu sanat urunlenyle İKskiler kurmalarını, arastırmalara geçmelerinı o$utlemekteyız Buna sanatçıların Batı boyundurupundan, taklltten, kopyacılıktan kurtulmaiarı Için, Içlerinde yeni ogelerl oztımlemek Içın, değısmeleri, yenüesmelerl, taze usluplara glden yolları arastırmaları içm gerek goruyoruz. Yepytnl bir uslup öıelllği Içlnde, yaşadığımız çağın bireysel, toplumsal yaşam sorunlarını, sefaletı, somurusu, acısı, tatlısı, askı ile çarpıcı bir anlatıma ulaştırırken bu hcyecan fırtınasında yaratılacak yapıtlar, ozgun va evrcnsel nıtelıklerıyle uluslararası asamada da, guzel değerlı yararlı icerıklerıyle gerçek yerini bulmakta gecikmiyecektır. Batıya ko^ullanmıs resım sanattnı bugunku bataklıktan kurtarmak, bır yeniden dojuşa hazırlanmak zorunda/ız. Izlenılmesını ongorduğumuz yol Ise oyle kolaydan, alışkanhklardan geçmez. Ajılması bflâlı yokujlar, çetın kayalıklar vardır. Halk sanatları dcyıp geçmıyelım bugune dagin ne ozunc inllebıldı, ne de ogelerı saptandı Rahmetlik Bedri Rahml dahıl, motıf ve biçım aktarmacılığının otesine kımse qeçemedı. Çunku koklu, bılımsel yontemlerle arastifilmadı. Bunun içln zaman ister, bılek Ister, yetenek ıster, ınad ıster, bılgı Ister, ıster oğlu ister. Bu istprlerl klsılığinde toplayan blr adem oğlu ya da kurum ortaya çıkmadı. Slr onernlı nokta daha Belkl içınızden gacmistlr, bu onerılen yol «tek yol» mudur, blr başka yol yok mudur, diye. . Elbettt vardır, hem yuzlercesl Bu hvnim dusuncem Başka yol, yordam yoktur anlamına gtlmez Bana gore bugun için en dogru, en sağlam, en geçerli tutum, temeli halk sanatlarına dayanacak toplumcu gerçskçillktı; ozellikle blzlm gibl çağın gerilerlnde kalmı> blr ulke ıçın... Değişık bır onerı varsa, onu da ele alalım, enıne boyuna dlçup tartalım .. GORİL Gnril blr havvandır hemen hemen tamamiyle Inıart. Pençeden çok avaklan var, kflepçpdfn cok eUeri Sozunu ettlfeimiz Afrlka ormanlarındaki »oril. Burada görduğunaz havvan hemen hemen tamamıyle goril. Ayak verine pençe el verlne kelepçe Slzlere 4merikan Adamlanmızca ele eeçtrilmls Hayvanat Bahçesi İçln bır baraka içinde . ŞEFKAT MELEĞİNE Şefkat melfğı. Sen kl bakır parçasından yoksula umut zengine refah veriyortun . Senln Kübalı IviHğine, anarifiım, hep inanmısımdır: bu nedenle sendrn diliyorum, goster melekiiğinl \vr umudu zengine refahı bana! Kuzgun Acat'ın ardından... Kuzgun en çok ellerını severdl En çok ellerıne bırşey olursa dıye korkardı Kuzgun'un once ellerı oldü Sonra o kocaman, o dunyaya açık yUreğı Salı sabahı bırkaç basamak merdı\enden dustu Kuzgun Acar. Başını çarptı basamaga. Kendını kaybettı ve bır daha hıç gozlennı açmadı. Agır bır beyın kanaması geçırmıştı Once sol tarafı, sonra her yanı duyumsuz kaldı. Başanlı bır amelıyata ve gosterılen butun ozene rağmen Kuzgun'u kurtarmak mumkun olamadı. Gıttı koca Kuzgun. Ülkemn en ıyı sanatçılanndan bırıydı. Dahası ulkenın en ınsan yureklerınden bırıvdı Kuzgun Kırksekız yıllık yaşamında ne yapmıssa, ne yapmak istemis.se hep sevecen ve olumlu doğrultuda yaprı Kuzgun'un renklı yafamını, renkli kışılığını anlatmak burada olanaksız. Kısa yaşam öyküsü, Güzel Sanatlar Akademısinı bıtırdikten sonrakı çeşıtlı yapıtlarıjla varına nokta nokta aktarılacak Kuzgun Acar, ülkerruzde olduğıı kadar yabancı ulkelerde de tanınan bır sanatçıydı 1961 yılında Dünya Gençler Bıennalmde büytık bdulu kazanarak, Fransa'da mcelemeler yapmak üzere burs almış ve bır sure Parıs te çalışmıştı. Turkiye'de sergılenmiş ve ozel kolleksıyonlarda toplanmış yapıtlanmn yanı sıra, Ankara gokdelenıne yaptığı (ve şımdı oradan kaldırtılmış olan) buyuk duvar süslemesı. Seçkin Cılızoğlu Istanbul Manifaturacılar Çarşısındaki rolıyefı Gulhane Parkındakl 50 Yıl heykelı glbı kamusal anıtları kaldı Kuzgun Acar'ın tamamladığı son j"apıtı, Antalya'dakı Haşım Işcan anıtıydı Olumunden once uzerınde çalışmakta olduğu Bayrampdşa Beledıjesı ıçın yapacağı Mustafa Kemal anıtıyla Marmara Adasına hazırlayacağı, bahkçılarla birlikte a? çeken bır Mustafa Kemal anıtıjdı Kuzgun coşkuyla hazırlandıgı ba çalışmalannı tamamlaiamadan olau Dostlan, yardımcıları onun maketlen hazır olan bu son vapıtlannı tamamlajarak hem Kuzgıın'a olan saygı borçlannı odevecekler hem de bu anıtları Turk hslkma Kizandıracaklar POLİS Bu havranın adı pollı, Muhpir bltki. Clnsleri: i>erlok(plpo)tnrillzcesiCarter(plpo)Amerlkancasıdoğus şekli: ıtizll damgalı rüsvet elektrikli sorgu tevbl komuntzm (enternasvonai) te geceler sanat yapıtı ışıkla aydınlanan. Polis seflerinin ırkı daha ufak: madenl duğmeler, adınm plâkası kafa biçimi şapkanın 87111; doğıış şekli* çocukluk »uçlan, rahatsızlıklar. çrevler, Srdek sesi, komüninn(bölgesel) KLZGUN ACMt SEVDİĞİME TÜRKÜ: 2 Tekin SÖNMEZ anaklan ineir tadı ozleri bal sansı sevdiğim enin sutbeyaz gerdanında çlık kıran olsun diye ebeler doğar doğmaz olsün dıye arsın çoğalsın karakollat arsın gre\ler ertelensin e çıkar e çıkar e çıkar arsın yollara doktılsün panrerle» arsın kurulsun bunca silâh fabrikası tepemlze ogalsın bomba dinamit bilyalı tnermı top napalım. e çıkar ız ki bilivoruz unca karakol ışkence baskın unea cinayet urulan tank fabrikalan *nin güzelliğlne hasretlik olsnn • i bevnımızde değlştiren kan n urusun diyedir, e çıkar iz ki bilnoruz arakolların elepçelerin e kurşunlanan ırrfvierln araamdan ır vardiys \akti gibi ol bulunup ıreçilir zamarıı gellnce ol kola . omıız orann mağinan se\ irter un değlşlr dfvran doner .ovnunda ığde çiçeklen ndamından kayısılar derdiğim ben buna sevdiğım cocuk \uregı DERGILER... DERGILER... DERGiLER... MİLlTAN'ın llk sayısı 1 ocak 1175te çıkmıs. Dergınln llk hedefi, csanatkultur ortamında ceşıtli görünuslerde yaygınlığını sürdüren kuçuk burjuva kokenli tutumiar ve yonelişlere karsı toplumcu sanatkultur anlayışının kavgasını vermek.ı Küçuk burjuva sanat akımlarımn belırgin ozallıklerı Ise soyle değerlendirıliyor: Asırı bır bıçimcılık, ozde de toplumsal sorunlardan kopmuşluk, Kuşkusuz, toplumsal sorunları çarpıklastırarak yansıtmak ya da saptırmak da bu ozelllkler arasındadır. Ote yandan toplumcu sanat, thayatı tum karmasıklığı Içinde yakalamak ve bu karmasıkhğı ıçinde ondakı devrimcı dinamızmi gorup yansıtabılmek zorunluluğundad:r.» Bunu da devrımci ozleri yansıtabılecek yenı biçlmlen arayıp bularak, bıreysel olanda toplumsal ve halksal olanın kaynaklarını arastırarak gerçekleştırır. Işie Mılitan, 12 Mart donemınde kapatılan Halkın Dostları dergısının bu yolda baslattığı kavgayı, «daha net, daha kesin ve bu kez gucunun çok daha bılıncınde surdıırmek uzere» çıkarılmaktadır. Mılitan'ın ilk sayıda bellrtılen bu amaclar doğrultusunda, kenriı ıcınde tutarlı blr yayımı gerçeklestırdiğı belırtılmelidır. Ama zaman zarnaa «kavga»mn nıteliğının yanlıs değerlendlrllmesi, Mılitan ı, toparlayıcı olmanın gerektiği bir donsmde, kendi dışındaki butun arayışları kuçuk burjuvalıkla suçlamaya ittiği gibi, duygusal tavırlar almaya da goturdu. Kuşkusuz bır edebıyat derglsinin, hele bir gbruşun kavgasını surdurmek ıçin çıkarılıyorsa, kesın bır tavır alması doğaldır. Ama karsı çıktığı, kuçuk burjuva anlayışının sonucu olduğunu ilerı sürduğu bir tavrın benzertni benlmsemesı saşırtıcı. Bunun en belirgin orneğl de dergının son sayısında Nesin Vakfı EH»biyat Yıllığı'na yoneltılen elestirı (s 14, subat 1976) «1W5 Turk Yazınına ve Değerlendırmelerıne Genel Bir Bakış» baslığını tasıyan yaz:, geçmis bir yılı değerlendlrmekten çok, yıl ıçinde Mılitan ın qoruslerine karsı çıkan bellı yazarları elestlrmeyi amaçlıyor Nıtekım, ıNesın Yılhğı» eleştırilirken, bu karsı cıkısm, Cemal Sureya'nın ve M H Doğan ın yazılarının sonucu olduğu hamen anla^ılıyor. Eles tırının uçte ıkısı, bu ıki yazarın goruılenne ayrıl dığı gıbı bu ugurda, Yıllık ta bcnımsencn yontemın yanlıslıgından, Memet Fınt ın duzenledığı yıllıkların geçen bır yılı degerlendırmede, kusurlu olmalarına Karsın bır gereksınımı karsıladıklarındsn soz edılerek celıskıye duşmekten çekınilmıyor. Kısacası, yontem bakımmdan, düzenleyıcısinin bıle «Memet Fuat ın l'ctıklerı» açıklamasmı koyarak oznel bır seçım yaptığını, gecmış bır yılın edebıyat urunlerımn kendınce en ilgınc, en gıızel orncklerıni bır araya geti'dıgını ozellıkls bclırttiği «ntolojıler olumlu bir ornek sayılabılıyor. Vurgulamak istedıgım, bır dusunceye karşı çıkılmasının, hele kımı yazerlara yoneltılen elestırllerln yanlışlıgı değıl Bu ayrı bır konu Ustunde durduğum, antoloıi yıllık ayrımmı bıle unutarsk, eksikliğını, daha lyıye ulasmayı amacl?dığını yıneleyen, ustelık saglıklı bır gırışımın duygusal bır tavırla elestırılmesi. Dergıde yer alan, Mehmet Bayrak'ın Sabahattın Ali uzerıne araşlırması, Kemal Burkay la (Prangalar, 1967, Dersım, 1975) yapılsn konuşma Yılmaz Guney'ın Sinematek'ın kuruluş yıldons munde okuian bıldırtsi mntlaka okunması gtr»ken yazılardan Bır de Refık Durbaş'ın, tBir Dağ Yamacında» adlı siıri. B I R I K I M 1 mart 1975 ten bu yana yayımla na.ı blr «Sosyalıst Kultur Oergısı » Derginln llk sayısında amaçlar sıralanırken, kultur ve sanat karsısında almacak tavır soyle ozetleniyordu Geçmısin ve bugunun kulturunu arastırmak, eleştırmek ve böylece geleceğın külturel temellerlni simdıden kurmak Nıtekım dergının 12 sayılık seruvcnlnde, daha çok scluklu ınceleme ve araştırmalara yer verildıği, teorık çalışmaların va bu nitelıktrkı çevlrilerın ağır bastığı goruldu. Kültür sorunlarının yanısıra, edebıyat tarihine yonelik değerlcndlrmelerın de yer aldığı dergide, edebiyat urunleri genellikle politik ve felsefi blr yaklasımla, guncellık ve sorunsallık açısından ele alındı. Atillâ OZKIRIMLI Blrıklm in şubat sayısında yer alan, Murat Belge'nın c12 Mart Romanlarına Genel Bır Bakış» adlı yazısı da bu nıtelıkte Yazıda, 12 Mart donemını konu alan, Tarık Dursun'un aGun Dondu»su, Furuzan'ın «47'lıler»ı ve Erdal Oz'un «Yaralısın»ı degerlendırilırken, sanatın ıslevi ve bır donemın duşunsel yansımaları da belırlenmck isteniynr. Belge ye gore, bırçok insanın tutuklandığı bei?frl donemlerde bır «ıçerıdekıler/dışarıdakıter» ayrımı oluşur. Romancılarsa birıncıleri, ikincılere anlat mayı yuklenirler Ama romancıların boyle bır i^i yapabilmelerı ıçın, «ıçeridekıler»e yakın olmaları gerekir. Belge, bunu fızıksel anlamda almadığını ozellikle vurguluyor. Ona gore onemli olan ha pisane «Içinde» olmak değil, sorunun «ıçinde» olmak. Sorunun Içlnde olmayı Ise, 12 Mart oncesınde ve sırasında yururlukte olan csol polıtıka» içinde olmak biçiminde açıkltyor. Işte konuya bu bakış açısıyla yaklasan Murat Belge, söz konusu romanlarda sorunun ve klşılerin ortaya konuş bıçıminden yola cıkarak, bu yapıtlarm, propaganda değeri dışında, donemln gerçeğini gcreğınce yansıtamadıklarını, sanatsal bılgının teorık bılgtyi tamamlayamadığını ıleri suruyor. Ona gore Tarık Dursun, sorunsalı olmayan bir bakış tarzıyla konuyu işlemiş; Furuzan, humanist bir sorunsalı aşamamı;; Erdal Oz ise varoluşsal blr sorunsalı koymakla yetınmıştır. Murat Belge'nin incelemesi, son yıllarda tartışılan, sanatta guncellik ve politik roman konusuna değişık bir yaklasım getirmesl açısından llglnç. Kuşkusuz, goruşleri tartışılabilır. Daha doğrusu tartışılması gerekir. Ama Belge'nın «12 M a r f ın romanımıza getirdlği değışik perspektıfleri, çeşltli romantârda ıncelemeye calışarak bu yazı dızısını surdureceğini» belirtmesi şimdllik beklememızı gerektiriyor. Bırıkım'de ayrıca, Can Yucel'ln şlırlerı, Sevda Şaner'in, «Ulusal ve Çağdaş Turk Tlyatrosu Uzerine» blr yazısı ve 1974'te Moskova'da yapılan Ulus lararası Hegel Kurumu'nun 10 Kongresıne sunulan kimi teblığlerın çevırılerı de yer alıyor. PUERTO RİCO İCİN... Nasılun, Puerto Rico, şirketler ile kardeş, hindistancevizi vapraklan, gitar, mehtabın altında, denız kıyısında kolkola Sam Amcayla! Hangi dılde anlarsm ben) t sana hançi dilde sesleneyim, sı, yes olduktan sonra bien, well \e mal, bad olduktan ^nnra hem de verv bad' Senin canını çıkaranlar >emın eeihorlar kı sen mutİDSun. doğru olabılır mı bu 9 solgun alnın parlıyor, açlık kaderci bir bakış vermlş sana ağzında karışık bir dil. %ansı ispanvolca. yarısı argo sem itele\ıverdiler KoreVe, bılmedın neden savaştığım sı verine *es için, bien verine well mal vrnne bad, hem de verv b»<1 Ahh, duşmamm çok iyi tanıyorum, buradakinin avnı, kan ve şeker kardeşl, şirketler ile kardeş: A.B.D. \e Puerto Rico, vani Ne» York ve San Juan, Manhattan ve Borinquen, lâfın kısası. darağacı! Yes. si değıl, bien, well deçil. durum mal vanı bad, hem de »err bad' NOT Yes, si = evet bad mal = kotU