08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
M Ekim 1976 Genel Nüfus sayımmın geçlcl sonuçları, İkinci Dünya Savaşından sonra başlayan kentleşme sürecinln hızla sürdüğunü ortaya koymaktadır. Eldeki bilgiler, ilçe vo 11 merkezlerinde yaşayan nüfusun yıllık 0/o40.4 gibl hızlı bir artış gösterdiğini belirtmektedir. Kalkıntna süreci içindeki ülkemizde, endüstrileşme, ulaşım, teknoloji alanlarındaki ilerlemeler sonucun da kentleşme önem kazanrmş, yarattığı yerleşrne, yönetim, ulaşım ve konut sorunlan yeni boyutlara, yeni ölçeklere ulaşmıştır. Kentsel alanlarda daha etkin, tutarlı sivaealalar uygulanmasımn toplum için maliyeti yüksek olmuştur. Bunu gelecek kuşaklar ödemek zorunda kalacaklardır. Bu konulara ayrılabilen ekonomik kaynaklar ussal biçimde kullanılamıyor. Konut kesimine son on yılda elli milyardan çolc yatırım yapılmasına karşın, bugün büyuk kentlerimizdeki nüfusun yarısı, devletin yp.sa dışı saydığı gecekondularda, öbür yansı da lüks konutlarda yaşıyor. Böylece ikili bir kent yapısı gelişmiştir. Kentin yüksek gelirli ailelerinin yaşadığı keBimleri de gecekondu alanlarından daha iyi bir düzeyde oluşmamaktadır. Arsa spekülâsyonu, kenti tek tek parseller olarak ele alan imar plâncüıgı alışkanlığı, yetersiz yapı örgütlenmesi yüzünden bu alanlarda da iyi nitelikli yapılar yapılamamaktadır. Üstelik yeterli kentsel toplumsal alt yapı da sağlanamamaktadır. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Kentsel Gelişme Çıkmazı Prof. Dr. Cevat GERAY sa konut, kentsel gelişme, spekülâsyonu önleme konularında etkın, tutarlı, siyasaların güdülmemesi, topluma çok pahalıya mal olmaktadır. Bu yatırımlar fiziksel açıdan geri döndürülemez, baş ka yere taşınamaz yatırımlar niteliğindedir. Böyle yapıların, kısa süre sonra yıkılması ya da korunması, onarüması topluma çok büyük yükler yüklemektedir. Kentsel gelişmenin gerçekçi biçimde düzenlen mesinin bugüne değîn güdülen yaklaşım biçimi ile sağlanamayacağı anlaşılmıştır. Sorunun yeni bir plânlama anlayışı ile ele alınması gerekmektedir. Bugünkü durağan, edilgin, plânlama anlayışı yerine, devingen, etkin bir plânlama anlayışı benimsenmelidir. Toplumun gereksinmelerine dayalı, gerçekçi, etkin bir plânlama biçimi geliştirilmelidir. Böylece plânlama ile uygulama bir bütünlük içinde yürütülmelidir. Uygulama sonuçlan sistemli biçimde izlenmeli, değerlendirilmeli, gözden geçirilmeli, darboğazlar giderilmelidir. Arsa konusu, kentsel gelişmenin en can alıcı yönünü oluşturmaktadır. Bannma yanmda, endüstri ile turizm için de yeterince kentsel arsayı her türlu altyapı tesisleri, beledıye hizmetleriyle kentsel kullamma açmak zorundayız. Kentsel arsa, sahibine yalnızca tekel geliri sağlamakla kalmıyor. Kentsel arsaların değeri, genelikle devletin, belediyenin, kişilerin giriştikleri imar, yapı hareketleri, kamu hizmetleri, plânlama kararları sonucunda, sahibinin hiçbir katkısı, emeği olmadan durmadan artmaktadır. Anayasamızın mülkiyete yüklediği toplum yararına kullanma görevine koşut olarak, kamunun yarattığı değer artışını yine kamuya geri döndürmenin yollarını geüştirmek zorundajız. Spekülâsyon Kamçılanıyor Hızll kentleşmenin yarattığı yoğun, şiddetll arsa ve konut istemi arsa spekülâsyonunu kamçılamaktadır. Bu da ucuz, yeterli ölçüde arsa ve konrt üretilmesini önlemektedir. Hiçbir çaba göstermeksizin yüksek gelir sağlama olanağı veren arsa spekülâsyonu, konut üretimini, kentsel gelişmeyi de olumsuz yönde etkilemektedir. Ar Belediyelerin Görevi Kentlerımizin karşılaştığı en önemli bir güçlük de yeterli, iyi nitelikle kentsel altyapınm istenilen yerde, istenilen sürede sağlanmasıdır. Kentsel altyapı yapımı, bakımı, onanmı, belediyelerimizin görevleri arasındadır. Beiediyelerimi 8in teicniK, aKçaıı yecersızıiKierı ııcıiicsv° """«=" bir gerçektir. Sorun, belediyelerımızı Anayasamız uyarınca görevleri ile orantılı gelırlere ka vuşturmakla çözülebilir. Belediye Gelirlen Yasası tasansı MC hükümetince bir yana itilmiştir. Bu konuda. önemli bir ilke de vatanrtpsın vararlandığı bu hizmet ve altyapmın maliyetine katılmasını saglamaklır. Orneğın. bugurı. nıçbır kentimizde, hiçbir vurttaş çöp ve temizlik hizmetleri karşılığı tek kuruş bile ödememektedir. Yeterli sajıda, ucuz konut üretilmesı konut siyasamızın ana amacı olmalıdır. Büyük kentlerimızın nızla geeekondula=mnsını önlemeK için konuta ayrılan yatırımı arttırmaksızın daha çok sayıda dar gelirli ailenin bannacağı sosyal konutları üretmek zorundayız. Yerlsşme, arsa, konut, kentsel gelişme aianlannda tutarlı, etkin siyasalar geliştirmek amacıyla Ecevit hükümeti dönemınde, Imar ve İskân Bakanlığınca hazırlanan yetkl yasası tasansı, 11gili Meclis Komisyonlarından geçtikten sonra, MC çoğunluğunca gündemdekı önceliği kaldırılarak askıya alınmıştır. Aynı Bakanlıkta, uzman damşmanlar kurulunca sürdürülen çalışmalar üir ön rapora bağlanmıştır. «Konut Üretim Süreci» adını taşıyan bu belgeye dayanılarak, 2.2.1975 günlü olurla .Kentsel Arsa ve Konut Üretim Siyasaları. saptanarak 433 sayılı genelge ile Bakanlık örgütüne duyurulmuştur. M.C. îktidan, herbıri kent plânlaması, konut alanlannda ün yapmış deneyim sahibi uzmanlardan oluşan damşmanlar kurulunu dağıtmış, çalışmaları bir yana itmiştir. Böylece, Türkiye'nin kentsel yerleşme, konut. arsa, altyapı sorunlarım gerçekçi bir siyasaya bağlama çabalan sonuçsuz kalmıştır. Halktan yana çözümlerle kentlerimizln bu çıkmazdan kurtanlmasım geciktirenleri gelecek kuşaklar elbette bağışlamıyacaklardır. Komandoculuk Faşizm ve Bölücülük Demektir mj ikemizde bazı konulara busrünkü ortamda dokunmak, 11 elini ateşe sokmak sayüır. 1961e değin ekonomik ve " 1964'e varasıya dek dış politika komüarına dokunula. mazdı. Türkiye bu gccikmenin çok zararını gördü, acısını çekti. Çünkü kendi sorunlarına yabancüaşan ve kapalı kalan bir toplum, her tür yabancı manevrasına açıktır. 1976 yı. ünda şu soruya yüreklilikle eğilme çabasuıı çösteren aydm pek azdır: Acaba neden Türkiye'nin Batısı daha zengindır de; Doğusu daha yoksuldur. Bir ülkede sınıflar arası dengesizlik ne denli adaletsizliğl simgeliyorsa, bölgeler arası dengesizlik de o denli adaletsizli. ği çarpıcı biçimde ortaya çıkarır. Kimse üstüne pek varamıyor ama; bugün Doğu illerinde kimlerin, hangi amaçla, or. talığı karıştırdıgı konusu; bir kapalı kutudur. Bu kapab ku. tudan birtakım haıitalar, şemalar, grafikler, gizli raporlar çıkarılır; devletin yüksek kurullarında yer aunış üyelerin toplandığı salonlarda projeksiyon makineleriyle desteklenen brifingler yapılır. Ülkemizin aydınlan da, Doğu'da olup bi. tenleri, ya 12 Mart Sıkıyönetim Mahkemelerinin tutanaklarından, ya da yabancı dergilerin sayfalarından izlemek zorunda kalırlar. Böylesine karanlık bir ortamda her tür CIA oyu. nuna elverişli eylem tezgâhlanabilir. ' Nitekim tezsâhlanıyor da... İkide bir gazctelerde Doğu'nun filanca kasabasında çv kan kanlı olaylan okuyor, izUyoruz. Bu haberlerin üstü ö f tülüdür. Ama genel lâflann arkasında neler olup bittiğinl fısıltı gazeteleri yayarlar... Türkiye Bibi mazlum ütkelerin yoksul bölgelerüıde. halk yığınları arasındaki mezhepve soy ayrılıklanndan yararlanmak ister emperyalizm... Türkiye'nin Doğusunda CIA ile komando işbirliği başını almıs Çİdiyor ve son günierde cephe politikacılarının agzında çig. nenen sakızın üç çeşidi durmadan yineleniyon Anarşistler. bölfeciler, bölücüler... Raslantı nudır bu tekerlemeleri durmadan ylnelemekT Raslantı mıdır komandolann Dogu'daki eylemleri? • Bir zamanlar epey rağbet gören bir varsayım dolaşıyorda dülerde... Doğu ile Batı bloklannın (daha açık deyişle kapitalizm ile sosyalizmin) hassas sınırlarında bulunan ülkeler ikiye bölünürler: Kore, Vletnam, Almanya, Türkiye çibi... Şimdi bu sözlere pek kulak asümıyor. Çünkü; Vietnamlar birleşiyor. Orta Avrupa'da >umuşama politikası geçerlidir. Türkiye ise bölünmedi; Kıbns bölündü. Buna rağmen nedendir sağın ağzında durmadan yinelenen bölücülük tekerlemesinin inatla sürmesi? Üstünde titizlikle durmak zamanıdır olayların... Komandolar bugün Doğu'da mezhepçilik ve ırkçılık üstüne bir kanlı çatışmayı geliştirmek için çırpını. yorlar. MHP'nin Türkiye'deki işlevl, gerici mllliyetçiHk anlavnşı üstüne kurulmuş bir saldırganlığı yoğunlaştırmak ve bir iç savas ortamı yaratmaktır. 1976 Türkiye'sinln Doğusunda komandoculuk. bölücO. lük; Batısında taşizme çağrı demektir. Bu iki yüzlü stratejinin bir bütün içindeki hedefi. bir an önce kapalı bir rejime Türkiye'yi sürüklemektir. Cephe komandolarının saldır. ganlıği «zamanla yarış»a dönüşmüştür. Çünkü önümüztlekl aylar, zam üstüne zam, toplu sözlcşme üstüne toplu sözlcşme RÜnlerinden oluşacaktır. şimdiden ete zam, elektrikli aletlere zam, otomobil fiyatlarına zam: yann petrol ürünlerine zam. . Dışardan pahalıya alıp içerde zararına satmaya çabalıyan bir ekonomik düzende zamdan kurtuluş var mıdır? Devalüasyon hazırlıklan sarmıştır piyasayı; ynlsuzluk dosyaları kamtUnyla beklemektedir; dış ticaret çıkmazı giderek karanlıklaşmaktadır. Karanlıklaşan geleceklere yakışacak slyah rejimin aranışı, komandoları yönetenlerin stratejisidir; Batı'da fasizml, Doğu'da bölücülüğü politika edinmekle amaçlarına ulasacalc* larını sanıyorlar. SanıUrı, terçekleşcmlyecektir. Frankenştayn'ın Donuşu OKTAY AKBAL Evet Hayır "TIR,, Sorunu Çözümlenebilir mi? IR» trafiğinin uzun süroden beri Türkiye için bir sorun olduğu açıktır. Bu sorunun çözümü konusunda gerek Türkiye gerekse îran arasındaki ilk resmi görüşmeler Sayın Korutürk'ün bu komşu ülkeyo yaptığı gezi ilî başlamıştır. Bu geziden önce de mart 1975'de isadamlanmızdan iir heyet Iran'ı ziyaret etmişti. Başbakan sayın Huveyda transit taşımacılıgı konusunda, gazetelerimize yansıdığı biçimde, aynen şunlan söylemişti: •îran'ın bu konulardakl ilgisinde ekonomik değer ölçüleri ağırlık taşır. Türkiye olarak vergi koyar veya ücret alırsanız İran'm ekonomilc hesaplan bozulur.» TIR trafiğinin karayollanmız üzerinde doğurdugu sorunlar ve İran'ın Türkiye'den talepleri açısmdan ülkemizin de hir takım ekonomik hesaplannm olduğu ve petrol zengini îran'dan daha fazla bu hesaplara muhtaç bulundugu da gerçektir. Karşıhkh işbirliği için Türkiye ve îran heyetleri, bildiğimiz kadarı ile, 16 temmuz, 12 eylü!. 1516 ekim 1975 tarihlerinde bir araya gelerek bazı önemli kararlar almışlardır. Trabzon Erzurum transit yolunun TIR trafiğine elverişli duruma getirilebilmesi için Zigana tüneli yapımına ca 27 temmuz 1975'de başlanmış bulunulmaktadır. tki ülke arasındaki resmî tenıaslar H sonrtcu*bhr çerçefB anlaşhM y»7 pılmış İdi. Transit taşımacılık açısından önemli olan nokta yeni yolların yapımı ve mevcutların genişletilmesi önerisl olmaktadır. Bu yollann uzunluğu 4/18 km.'yi bulmaktadır ki bir km. yolun yapımı için ortalama 2 milyon TL. harcanacağı gözönünne ahnırsa 910 milyar TL.'lılc yatırımın yapılması gerektiği ortaya çıkar. CUMHITRtYET'in 12 ocak 1976 tarihli sayısında ve birinci sayfada yer alan haberde belirtildigi gibi İran ile 1,2 milyar dolarlık kredi anlaşması söz konusudur va bu kredi daha çok, sözünü ettiğimiz, transit yolların yapımı için öngörülmüştür. T TÜRKİYE'NİN YÜRÜRLÜĞE KOYDUĞU KARARI UYGULAMASI HALiNDE BıLE TIR ÎRAFıĞıNi KARAYOIUNDAN DENiZYOlUKA KAYDtRMA TEDBiRLERiNi ALMASI GEREKiYOR. «Frankenştayn» filminl Şehzadebaşı'ndald Ferah sinema•mda görmüştüm. Yıl, 1935 falan olmalı... Sonralan bu sinema yandı. Korkunç bir filmdl bu. Gözlerimi kapatmıştım, ama parmaklarımın arasından seyretmiştim yine de. Mezarlar açılıyordu geceyanlarında, cesetlerden parçalar alınıyordu, morgdan yeni ölmüş birinln beynl çalınıyordu. Bir bilgin doktor vardı, baron Frankenştayn, bir glzll şatoda deneyler yapıyordu, acayip makinalerle, araçlarla... Bir insan yaratmaktı amacı. öyle bir İnsan ki, doktorun buyruğunda olacak, üstün bir yaratık olacak, insanoğluna yarariı olacak! Ama o yaratık bir canavar kesiliyordu, hem de canlanır canlanmaz... îlk İSİ, kendisini yaratan doktoru oldürmektl. Sonra kaçıp gidiyordu, başıboş geziyor, karşısına çıkaıu öldüriiyor, boğuyor, yok ediyordu. Acımasız bir yaratıktı... Hem de karsı konulmaz bir güce sahip, ölfimsüzlüğe... Çünkü bu yaratık kurşunla, bıçakla ölmüyordu. Tüylerim ürpererek seyretmiştim. Gecelerce korkuyla hahrlamıstım, karanlık sokaklardan geçememiştim. O filmin sonunda Frankenştayn canavannı yakarak öldür* düler, öyle hatırlıyorum, belld de suda boğmuşlardır... BelJeğimde bir kesinlik yok. Ama bir yolunu buldular, filmin sonunda o canavan yok ettüer. Biz seyirciler de içimiz rahat, salondan çıkıp evlerimlze geldik... Çok geçmedi yeni bir filmde Frankenştayn canavan yine karşımıza çıktı. Hem de nişanlısıyle birlikte! Doktor Frankenştayn'ın bir yakını bu kez disisini yapıyordu bu yaratığın. Bizim ünlü canavar da, meğer boğıılmamış ya da yanmamış, yakayı kurtarmış. tkinci filmde nişanlısı ile birlikte yeni korkular sundu bizlere... Birbirl ardına Frankenştayn filmleri çevrlldi. Boris Karloff büyiik ün kazandı. îşin korkunç yanı kalmadı, giderek giildiirüsünü bile japtılar, Abbot, CosteUo komik çiftiyle birlikte ne kadar beyatperde canavan varsa hepsi rol aldı bu gükliirüde; Frankenştayn canavan, Kuıt adam, Drakula, daha başka korkunc «plcr... t'nutmuş eitmiaim Frankrıutaja^. ytmanını, fîlmlorinf, çocukluğumdaki o kbrkuftı dakikâlan .: tcişicri Bakanı Asiltürk, Bay Türkeş'i Dr. Fran kenştayn'a bcnzettiği güne dek siirdtt bu unutu?:.. Bay Asiltürk, kabinr arkadaşı Bay Türkeş'i aynı adla andı. Sonra da baktı ki hir iktidar ortağı içfn biraz ağır kaçtı bu söz. açıklamaya kalktı. Ama söz yerine oturmuştu, daha doğrıısu yakışmıştı. Doktor Frankenştayn'ın bir benzerl savılabilirdi Bay Türkeş. Vüz binleri bıılan bir örgüt kurmuştıı. kendl buyruğunda davranan. ya tla davranacaklarma inantlı<ı bir gençler örfütü Giderek o örcüt kpndlsi ve partisi Için tehlikeler yaratmaya basladı. Bay Türkeş «Tenıel Görüşler» adlı kitabında şöyle diyordu: «Bir devletin siyaseli iki ayrı faaliyet halinde yürütülür. Bunlardan biri ana siyasettir... Ana siyasetin gizli tutulması açığa vurolmaması gerekir. Giinlük siyaset ise ana siyasetin gerçekleşlirilme.si için. içinde bulumılan şarllara göre planlı bir şekilde yüriilülen siyasettir. Günlük siyaset ihtiyaclannın gerektirdiği bir süre ana siyasetten farklı vcya ona aykırı gibi olabilir.» «Frankenştayn» Bay Türkeş'in bir ya. ratıği idi. ama ilgisiz gibi RÖrünüyordu bu yaratığa. Bana ne, o ayn bir gençlik örgiitü diyordu. Oysa Ülkücüler adı altındn tanınan vurucu gücün Bay Türkeş'in buyruğunda olduğu MC ortakiarınca bile anlaşıldı. Gerçek ortaya çıkınca Bay Türkeş «siyaset gerefi» ödün vermeye başiadı. Bu örgütün «afla dışan çıkan» genel başkanı hastalık nedeniyle görevi bıraktı. Doktor Frankenştayn kendi yarattığı bir örgütü yazgısına bırakıyor muydu'.'.. Büyük bir güç yaratmıştı. ama dizçrinleri eünden kaçırmıştı. Başkalan ağırhkiarını duyuruyorlardı. Bay Türkeş istediği kadar bu gençlere rütbe versin, sivil yüzbaşılar, albaylar yaratsın, hükümete, devlete yardımcı güçler kursun, bu örgüt, bu güç, ey. lemleriyle MHP için tehlikeli olmaya başiadı. Ortakları MSP ile, AP ile, hatta minicik CGP ile arasuıı açacak çizgiye getirdi Bay Türkeş'i... Doktor Frankenştayn kendi yarattığı canavarın ilk kurbanı olmuştu filtnde... Gerçek yaşamda da aynı gerçeği göreceğe benzeriz. Canavarlar yaratan kimseler er geç o canavara kurban olacaklarını da bUmelidirler. Doç. Dr. Demir ASLAN ATATÜRK ÜNtVERSİTESt ÎŞLETME FAKÜLTESİ re Karayollan yetkililerinin Sayın Korutürk'ün gezismden önce İran'a gitmeleri ve dönüşte bir kısmmm karayolu ile dönmelerinin TIR trafiği sorununu daha iyi anlamalanna yardımcı olduğu nu söylemek yanlış olmasa gerek Bu yetkililer trafifc keşmekeşini, yollann nasıl yıprandığmı, adıra başındaki kazalan görmüşlerdir. Kısmen bu nedenlerle de gerek Dısişleri gerekse Karayollan yetkilileri TUrkiye'nin transit taşımacılıktan ücret alması konusun da kararlı davranmışlardır. Bu durumda 1859 kilometrelik Kapıkule Gürbulak transit yolunda gerek yük gerekse araç ağırlığı İçin ortalama 25 bin TL. geçls ücreti alınacak demektir. Her kilometre için 75 kuruş yakıt maliyet ücretinin de alınacağı düşünülürse bir TIR kamyonu toplam olarak 40 bin TL. ödeyecek demektir. Günlük ortalama TIR trafiğinin 500 kamyon olması gerçeği karşısında Türkiye'nin elde edeceği gelir, günlük olarak, 20 milyon TL. karşılığı olacaktır. îran'ın uygulamaya konan bu kararı tepki ile karşılaması, yerli TIR filomuzun da bir misillemeye konu edilmesi, işadamlannın baskı gnıbu oluşturması olasılığı karşısında bak. 13 ocak 1976 tarihli Cumhuriyet bizce temel sorun Türkiye'nin, yürürlüğe girdiği belirtilen, karannı kesinlikle uygulayıp uypulayamıyacağıdır. Eger Türkiye aldıgı kararı, her ne pahasına olursa olsun, uygulama yönüne giderse ya günlük 20 milyon (Cumhuriyet'in haber sütunlanna göre 7,5 milyon) TL. gelir sağlayacak, ya da transit tasımacüıktaki avantajlannı yitirecektir. Kanımız ca ikinci seçenek üzerinde durmak gerekir. Cünkü 1 ocak 1976" dan itibaren yeni bir transit konvansiyonu, Birleşmiş Milletler çerçevesi içinde, imzaya açılmıştır. Buna göre 7 ocak 196U'tan bugüne dek sadece karayolu taşımacılığında geçerli olan transit taşımacılık kural ve kolaylıklan, denizyolu ve demiryolu taşımacıhğı ile de kombine edilmiş olacaktır. Deniıyolu tajımacılığı Üç ay önce tamamladığırmz bir çalışmada Türkiye'nin Kapıkule Gürbulak sırur kapnan arasındaki TIR trafigini karayolundan denizyoluna transfer et mesinin daha avanta.ılı olacagı sonucuna varnusuk. Dogaldır kı yapılan hesaplarda bugünkü tran sit ücretleri gözönüne ahnmam:ş tı. Ağır TIR kamyonlarımn gerek trafik, gerekse karayollannı yıprandırma açısından ortaya koyduğu sorunlar dikkate alınınca TIR taşımacılıgımn denizyoluna transf»ri daha kârlı olacaktır. Bugünkü ücret düzeyi ko ranarhazsa fa"da bu düzeyde çıkar sağlayacak başka seçenek bulunamazsa TIR taşıyıcılanmn RoRo (Roll on Roll olf) gemileriyle denizden taşınması en iyi seçeneklerden biri olacakt:r. 30O0 3500 DWT'luk RoRo gemileri 130 TIR taşıyıcısı alabilecek kapasitededirler. Tekirda* Hopa limanlan arasında karşılıklı ring seferi yapacak dört gemi piinlük trafik yükünü kaldırabilecektir. Gerek Tekirdağ, gerekse Hopa limanlannm Ro Ro gemilerinin yanaşması, yükleme boşaltma işlemleri için elverişli duruma getirilmeleri böyle bir projenin gerçekleşmesini sağlayacak olanaklardır. Tekirdağ İimanının hinterlandının elverişli olmasına karşın Hopa limanı için planlanan Hopa Artvin Kars Iğdır Dogubeyazıt yolunun açılması gerekir. Bu Skstrem çözümün yam sıra istanbul • Trabzon arasındaki seferler de düşünülebilir. Bu takdirde (Zigana Tüneli nedeniyle) hinterland sorunu da çözümlenmiş olacaktır. Böyle bir proie ile 1300 kilometrelik ve Anadolu' yu Batı • Doğu yönünde kesen bir karayolu seridi ajır ve. sorun yaratan TIR trafiğinden arıtılmış olacaktır. Son transit üoret tarifesi bir yana bırakıldıŞında Türkiye'nin karayolu transitinden hiçbir çıkan olmamasma karşın denizyolu taşımacılıgı ile yılda 80 milyon lira dolaymda navlun geliri sağlanabilecektir. Öte yandan îran'ın çerçeve anlaşma içersindeki önerilerine uyulduğunda 9 10 milyar TL.lık karayolu yatınmı yerine 1 , 5 2 milyar liralık vatırım ile daha ekonomik ve avanta.Hı bir taşıma sistemi gerçekleştirilebilecek tir. Daha kapsamlı bir calışma ile mevcut taşıma düzeni ile önerdiğimiz taşıma düzeni için maliyet fayda analizi de yapılabilir. Kişisel çabalarımızla derlediğîmiz veriler daha gerçekçi olanlarla değiştirilerek gerçeklere yakın so nuca ulaşılabilinir. Yukanda deginildiği üzere. Türkiye. yürüriüğe girdiğı ve bu nedenle yeni ikili TIR sözleşmelerinin yapılacağı belirtilen ücret sistemini uygulayamazsa, önerımiz tutarlı bir çözüm yolu olacaktır. Kom bine taşımacılık konvansiyonu ile doğacak elverişli durumdan yararlanmak isteyen denizci ülke lerin İran'a akan transit taşımacılıkta söz sahibi olmak isteyecekleri de düşünülebilir. Hatta, yeni tarifeden umulan gelir azımsanamıyacak kadarsa bile, karayolu TIR taşımacılıSının ülkeye olan ekonomik ve sosyal ma liyetini ve doğurduğu çeşitli sorunl^r gözönüne alırsak denizyo lu taşımacılıgınuı daha uygun bir sistem olduftu eerçeSl ortaya cıkar VEFAT »M. \.J* •.«.» MARİA DAPEInin uzun bir hastalığı müteakip Tefatını derin teessürle bildiririz. Cenaze merasimi 7 şubat cumartesi günU saat 11.30'da Beyoğlu Galatasaray Sent Antuan Kilisesinde icra olunacaktır. Eşim PUrüzan ÎLBASAN'ı, uzun zamandan ben ç?ltmekte olduğu rahatsızhğtnı kısa müddet içinde teşhis ederek başanlı bir ameliyatla sıhhate kavuşturan nazik ve kıymetli insan sayın PROF. DR. İran'a ilişkin heupbr Türkiye, 16 temmuz 1975'de îstanbul Ticaret Odasında yapılan görüşmelerde, sözü edilen bazı ö'nerilere dayanarak, TIR kamyonlarından ton/km. başına 40 kuruş geçiş ücreti alma karannı yürürlüğe koymuştur. İkili TIR sözleşmesi bulunan ülkelerin plâkasmı taşıyan kamyonlardan 25 kuruş ton/km. ücreti alınması öngörülmüşken uygulama, hemen yukarda belirtildigi gibi, 40 kuruş olmaktadır. Her sınır geçişinde bin liralık akaryakıt vergisi alınması öngörülmüşken bu miktar kilometre başma 75 kuruş olarak saotanmıstır. Dısişleri Rın: NADIADAPEİ Rırd«}l«ri: PAUliNE TEDESCHI VAIENTİNE TEDESCHİ ViRGiNİA MANARA OCTAVE MAİTLAND ve AiLESI 6RANGER AiLESi NOT: Taılyet merasimlnden sarfınazar edilmesi bilhassa rica olunur. KOLLARO CENAZE SERVİSI tŞLERt TEL: 45 41 45 45 27 86 Çiçek Reklâm: 112933 BEDİI GORBON Beyefendiye ve Op. Dr. MEHMET SAKAOĞLU Op. Dr. AYHAN BiLGiN As. Dr. AYDIN ALTAN Narkozıtör Doç. Dr. ABDÜLKADİR ERENGÜL Dr. DENiZ BAYKAL Dr. NUR OMAY Radyoloji KUrsüsü öğretim Üyesl Doç. Dr. OKTAY ÇOKYÜKSEt Ameliyathane hemşiresi NUR OMAY'a en lçten minnet ve şükran hislerünl sunanm. Aynca Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hariciye BATIN servisi doktor, hemşire, hastabakıcılariyle bütün personele ve hastalığı esnasmda gerek bizzat teşrif eden ve gerekse telefonla arayıp sormak zahmetinde bulur.an bütün akraba, dost ve arkadaşlarımıza teşekkür, sevgi ve saygılanmı arz ederim. Cumhuriyet 942 * N. OSMAN İLBASAN GARANTi BANKASI A.Ş. Genel Müdürlüğünden TÜRKİYE Kimya ve ziraat y. mühendisleri aranıyor. Şirketimizde istihdam edilmek üzere, askerliğini yapmış ingilizce veya almancayı iyi bilen genç, yurt içi veya yurt dışındc tahsil yapmış Ziraat (Ziraat mücadele konularında tecrübeli ) ve Kimya Mühendisleri aranmaktadır. Müracaatçıların, fotoğrafları ekli biografileri ile beraber yazılı olorak P. K. 13 Tophone İstonbul adresine müracaatları rica olunur. Not : Müracaatlar gizli tutulacaktır. (Modern Grafik: 575/932) ZİRAAT MÜHENDiSltRi ODASI BAJKANLIGIHDAH Odamızın 22. olağan 2. aşama genel kurul toplantısı, illerden gelen delegelerin ve doğal üyelerin katılması ile 21 şubat 1976 cumartesi gür.ü saat 10.00'da Ankara'da Selânik Caddesi No: 76'daki Makina Mühendisleri Odası toplantı salonunda çahşmalanna baslıyacak ve her iki gun sürecektir. Gündem aşağıdadır. Sayın Uyelerimize duyurur katü» malaruıı rica ederiz. İkinci aşama genel kurul gündemi: 1 Açıüş, 2 Başkanlık Kurulu seçımi, (1 başkan, 2 başkan vekill 3 yazman), 3 Oda Başkanının konuşması, 4 Konuklann konuşmalan, 5 Yönetmelik değişiklik önerüeri ve bütçe tasansı İçin komisyonlann oluşturulması, 6 Yönetim ve denetim kurullan çahşma raporlanrun okunması, 7 Raporlann eleştirisı, 8 Adana ve Samsun'da oda şubesinin açılmasının elestirisı, 9 Yönetmelik değişiklik komisyonu raporunun görüşülmesı. 10 1976 yıiı bütçe tasansının eleştirisl, 11 Aklama, 12 Dilek ve önerUer, 13 Seçimler, a) Oy toplama ve ayırma kurulu (6 kişi) b) Yönetim kurulu (7 asil, 7 yedek) c) Onur Kurulu (5 asıl, 5 yedek) d) Denetleme Kurulu (3 asıl, 3 yedek) e) TMM.O.B. Yönetim Kurulu üyesi (3 aday) l) T.M.M.O.B. Yüksek Onur Kurulu Temsilcisl (1 g) KİŞİ), T.M.M.O.B: KAMBİYO ELEMANLARI ALINACAKTIR İstanbul, Adana ve diğer taşra t> subelerimiz kambiyo servislerinde çalıştırılmak uzere, yapıiacak yazıh ve sözlü sınavla, ÇAĞRI : 1 . İkinci Müdür ve Müdür Muavinleri 2.Kambiyo Şef Muavini ve Şefleri 3.Yetişmiş kambiyo memurları alınacaktır. Yabancı dil ile kambiyo konularında yapılacak sınavın tarihi adaylara ayrıca bildirilecektir. Alınacak elemanlara.ehliyetlerine göre tatmin edici ücret ödenecektir. İsteklilerin özgeçmişlerini de belirten bir dilekçe ile, en geç 16 Şubat 1976 akşamına kadar , Galatasaray İstiklâl Caddesi No.187adresinde Genel Müdürlüğümüz Dış ilişkiler Müdürlüğüne bizzat gelerek veya mektupla başvurmalarını rica ederiz. Satilık Bahçeli Ev Esentepe'de bahçeli iki katlı kalorlferli ve garajlı ev CApartman inşaatına müsait) batılıktır. TEL.: 26 72 91 (Cumhuriyet: 929) Sahasında tek eser.. TJVI.M.O.B. Denetim Kurulu üyesi (2 aday)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle