27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
dar CHP? Sol düşmam geçinirdl. Burnu havada kibirli bürokratlar, toprak agalannın •ermaye çevrelerinin kapılarında yetişmiş gözü yukarılarda okumuş takımı doldurmuştu kadrolarını. Kökü dışarda akımlar deyimi o partinin tnde gelen sözcülerinden birinin uydurmasıydı. Aşırı akımlara Türkiye'nin kapılan kapaiırkr diyenler hep onlardı. Bu aşın akımlar sözünün ne demeye geldiğini 1940'ları yaşayanlar bınr. Geri kalmışlıktan, az gelişmişlikten, yoksulluktan, işsizlikten söz edemezdiniz. Giderek ekono»inin toplumbilimin bütün çağdaş açıklamalannı yasaklamışlardı. Tümü komünistlik demektl bu konuların. Kırmızı kapaklı bir kitap görseler »1 tutmuş boğaya dönerlerdi. 1940'larda tek partl döneminin, kayıtsız olarak İkinci Dünya Sa* vaşı karaborsacılarının hizmetine boyun egdiği, Atatürk'e karşı biriken öfkelerin boşaltılmasına •es çıkarmadığı yıllarda böyleydi tutumu. 1948 •onlannda ilerici basımevlerini yerle bir eden, yaymevlerini basan, kitap yakan, İlerici kuruluf lann, derneklerin lokallerinde cam çerçeve bırakmayan toplu yürüyüşleri, taşlı sopah saldırıları el altmdan düzenleyen hep o partiydi. Onlann kirahk kabadayıları Ankara'da Üniversite Rektörünü odasında masasının üstüne çıkanp küçük düşürmekten utanmamışlardı. O günlerin polisi de bu gibi eylemlere karışanlan bulamazdi bir türlü. Ne oldu sonra? Acısıra unutamayacaklan bir tokat yediler halktan. 1946 seçimlerinde oylama yerlerinden kaçırarak kendi doldurduklan oylar la dört yıl daha kaldılar iktidarda. Dört yıl sonra yıkıldılar. Bir dört yıl sonra lse silindller. öylesine tiksindirmişlerdi ki halkı kendilerinden, ellerinden lktidan alanlar. iktidarda olduklan yıllarda bile, halkın birikmiş kinin öfkesine sözcülüğünü ederek yerlerini sağlamlaştırdılar. On yıl durmadan onlara çattılar; agızlanna gelince BÖvdüler, böylelikle yalan yanlış işlerini, kusurla nnı halkın gözünden gizleme yolunu tuttular. Ya solun durumu neydl 1946'da Türkiye'deT Polisin bir bir isimleriyle tanıyıp dosya tutacağı, fişleyebileceğl kadar azdı solcularm «aym. Üç beş bin kişinin içindeydi. DP doğduğu zaman, ne diyecefinl ne söyleyeceğini bildiği yoktu. Ne söyleyeblllrlerdi ki? Karşı çıktıkları partinin içinden kopmuşlardı. Koptuklan güne kadar o partinin bütün günahla rına ortaktılar. Halkm hoşnutsuzluğunu dile getiren, sorunlanna sahip çıkan ise, 1940ların o küçük soluydu. Tan gazetesi yazarlanyle, tanın rnış solcu aydınlarla işbirliği ettiler. îlerici aydınlan listelerinin başında aday gösterdiler. 1946, 1950 seçimlerinde, alanlarda durmadan dillerin N cjviA uaııo uuıı UCTICUUBCTK y^jnn y u ı a r s K8» OLAYLAR VE GÖRÜŞLER HALK SOLDADIR Necati CUMALI den düsü'nnedikleri hep o küçü* soîun sloganla nydı. Anayasaya ayion kanunlar kaldınlacak, grev hakkı, basın özgürlügü sağlanacak, seçim kanunu değişecek, soSyal sigorta hizmetleri yürürlüğe sokulacak, düzenine girecekti. Böyleee •olun sözcüsü Tan'ın yıllârca sözünü ederek oluş turdugu düşünceler, ilkelerle yürüttüler kampan yalannı, kazandılar. O yıllarm CHP'si de 1948 »eçimlerinden kısa bir süre sonra, başta Tan gaeetesi olmak üzere bütün ilerici kuruluşlan bar barca çigneyerek aldı yenilgisinin öcünü. Hikmeti biz tutukladık, DP serbest bıraktı! 1961 •eçimlerinde halk, oyunu kujlanırken işte bu tur lü bir CHP ile düşüklerin artıkları arasında bir •eçme yapmak zorunda kaldı. 1965 seçimlerine giderken değişen çok şey Tardı Türkiye'de. 1961 Anayasasının sağladıgı hak larla, TİP kurulmuş; Uerici basm, sol düşünce gelisecek bir ortam bulmuştu. Sol, Yassıada duruş malannın yapamadığını yapıyor, geçmişi yargılıyor, geçmişin nasıl bir şiddet, bir soygun döneml olduğunu, yabancı sennaye işbirlikçilerinin ülkeyl nasıl bağımlı bir Amerikan uydusu durumuna getirdıklerini, ekonomik kaynaklarını ellere peşkeş çektiklerini, memleket çocuklannı ilgimiz olmayan savaçlarda nasıl kırdırdılclarını açıklıyor, hal kımızı ikinci bir kurtuluş savaşına çagınyordu. Bu sorunlara sahip çıkan basın organlannm sa. tışlan gün günden artıyor, bu sorunları dil* g&tiren yazarlar, halkın sevgisiyle bir çesit dokımulmazlık kazanıyorlardı. TİP, halkınuzı iyi tanıyan, toplumsal koşullanmızı doğnı değerlendirebilen yöneticilerin •linde olsaydı, 1965 seçimlerinin sonuçlan çok daha başka olurdu. Gel gelelim romantiktiler. Aydın işçi aynmı çıkardılar. Nasır meraklısıydılar. Kendileri çoğunlukla bürokrat ya da kent aoylu kökenli olduklan halde kendilerinin dışında kalanlann doğruluğundan kuskulanmaya kalktılar. Bu memlekette en çok sömürülen işçilerin namuslu aydmlar oldugunu, elleri nasırlı olanlar arasından azılı tutucular çıkabileceğinl görmek istemediler. Menderes'in listeme odunu alsam milletvekili çıkanrım anlayışına özdeş bir anlayışla mahalle muhtan olabilecegi sö« gotürür kişilerle aday listeleri âüzenlediler. Sonuç halkın seçimlere küskünlüfü oldu. 1950'de doksanı aşan seçime katılma oram yüzde 65 olarak kaldı. Bu oranla, iki büyük sajcı parti de aradıgıni bulamayan MsMnler, TTPln bu tiv tumuna katılmadıklannı açıkladılar. Nedir ki, 1965 seçim kampanyası solun şrucünü, halkın solda olduğunu bir kez daha tanıtladı. TİP, sahip çıktığı sorunlarla odak noktası oldu seçimlerin. CHP, o günlerde denildıgi gibi on ikiye beş kala da olsa. seçimlere ortpnın solu s1o°ranıvle girdi. Bagınısızhk, petrol, dış ticaretin devletlestirilmesi, toprak dönüsümü gibi sorunlannda ITP'in yakınında yer aldı. Ilımlı yoldan, TÎP'e kayacak bazı oylan tutma\T. kendisine çevirmeyl Mğladı. AP ise. alanlarda TİP yöneticilerine karşılık vererek. halka bol keseden sosyal adalet Taadleriyle yürüttü kampanyasım. 1965'ten beri CHP'de olan değişikligl, bu partinin kendi içinde verdi*i savaşı hep izledik. Ortanm solu ilkesi kökleştikçe. içten ve inandırıcı oldukça bu parti de kazandı. Bunâ karşılık DP gibi, CGP gibi sola açıkça karşı olduğunu soyleyen partiler giidük kaldı. Bu arada 1973 seçimlerinde, dış tioaret, sanayileşme, kredi dağıhmmdaki adaletsizlik gibi, teorik olarak ancak solun doğru çözüm yolu bu!abilecs*l sorunlara sahip çıkararak oy toplayan MSP'nin yapısmdaki çelişmeleri halk kısa bir süre içinde anladı. Halk dilinde Demokrat sözü, bir anlamda aristokrat olmayan anlamına gelir. Eski Demokratlan şimdiki AP'lileri, çıkar düşkünlükleri kararlanyle sağda olsalar, çarpık baglanmış kravatlan, düşük pantolonlan, bıvıklan, altm yüzüklü parmaklanyle halk kendinden sandı. Gerçektsn de çoğunluguyle aristokrat değildi onlar. Bütün geçmişinde jandarma dipçigiyle ttilmiş kakılmı? halk da onlara oy verirken soldaydı. tnsanlık onurunu kurtanyordu. DJŞ Ticaret Numaralan azetelerin blrlnci sayfalannda nk nk dış tlcarete fü> kin başlıklara rastlanın « 1976 yılında yapılacak 5 mllyar dolarlık it>>ai»»m ) milyar 900 milyonu liberasyondan gerçekleşecek.» « DÇM (Dövize çevTilebilir mevduat yolundan borçlanma 850 milyon dolan aştı.» Çoğu kişl bu haberlerin altında yatan gerçeklerin aolamını bilmez. DÇM nedir? Liberasyon nedir? Dış alım • •atımların çarkı nasıl döndürülür? Bu konnda sol siyasal partilere büyük görev düşüyor. Devrimd parti, bir okul lşlevinl yüklenerek sömörü mekanizmalanm vurttaşlar» açıklamalıdır. Sag kesünde eekirdekten yetişme kurtlar, tezgâhlanıu yığınsal bilinçsizlik üstüne kurmuşlardır. Bn tezrâhlarda »ömürünun llmikierl halkm boynuna nasıl ablıyorî G DP Baskıları ! Nedir ki sol gösterip sag vurmaktı Demokrat Partinin yöntemi. Çünkü sag kökenli kişilerdi yöneticileri. îlk işleri TCK'nunun 141, 142. mâddelerini ağırlaştırmak oldu. Şiddet kanunlannı git gide artürdılar. içinden çıktıkları CHP"ye geçmişteki çahk jrilzünü veren etltin kişiler oldukları anlaşıldı yaptıklariyle. Meclis soruşturma yarkurullan fcurup kendilerine karşı gelen herkesi susturmaya kalktıklan bir sırada nasıl yıkıldıklan ortada. On yıl süren saltanatları sıra•ında dört ytizü aşkın gazeteciyi hapis yatırdılar. Kendilerinl hızla zengin eden bir dUzen kurarak devlet kasasını boşalttılar. 37 M*yıs geldi. 1961 Anayasas oylanırken, bir kez daha belli oldu halkm neyi Istediği. Belirli bir düşünce düzeni yoktu 27 Mayısın. Düsükler dediği eskl Demokratların halka karşı işle digi suçlan vurgulayamadı Yassıada duruşmalannda. CHP yöneticileri h&la ders almış görünmüyorlardı geçmiş yirml yıldan. O dönemde par tinin ilerl gelenlerinden biri sağda olmalanyls ftvünüyordu. Toplantılarda sık sık yinelemekten hoşlandığı pek begendiii bir sözü vardı: Nftzım Tutumuna Bağlı CHP bugün lstenilen homojenlige ulasmış mıdır? Bütün kadrosuyle ortanın solunda mıdır? Ayda onbeş bin lıra net aylık alıp, devlet hastanelerinde sıra beklemeden parasız bakılmak lsteyen senatörleriyle, bu türlü önceliklerin günde iki üç saat isinden kalacak olursa geçimi aksayacak çogunluklara tanınması: vergi bagışıklığı aöz konusu olunca önee emekçilerin düşünülme•i gerektiğinden habersiz sosyal demokratlany'.e gelebileceği yere kadar gelmiştir. Bundan sonrası halkm sorunlanna daha da sahip çıkmasına bajlıdır. îkl kez İki dört eder gibi ortadadır olan. lar. Halk soldadır. Nıye sağda olsun ki? Sola atılan bütün çamurlann lpe sapa gelmez yalanlar oldugunu görüp anladıkça, yitirilecek nesl vardır ki bu çürük düzenin sürüp gitmesinl istesin?.. Ülkemlzde blrden blre renginleşmenln çeşitli yoTlan vardır. SAs gelişl tüketim mab üreten bir fabrika kuracak•ın, ve «A» malnu imal edeceksta. Bn Isl sağlanu bağlamak istiyorsan, fince bir yabancı flnnayla anlaşacaksm. «A» malını Türkiye'de firetmek Içm proje hazirlatacaksm. Siyasal iktidar çevreleriyle «Al gülüm • ver gülüm» üstüne Wr rakınlaşmayla projenl gerekll makamlara sunacaksm. Devlet Planlama TeşkilStı mı derslniz, ilgili Bakanlık mı dersiniz. yetkill makam projeyl inceliyecek; üstüne Devletin mührünü vuracak. Artık «özel girişim» devlet himayeslnde tatlı kârlara dornı îlk adımım atmış. başan slgortalanmı? demektir. Bn durumda iç ve dış krediler devlet destefivle «aflanır; tesrik tedbirleri nyfnlanır: hele «A» malını yeterli çapta üretecek bir tesis knnılUTorsa, Ithal yasafı da konur; bütün Türkiye pazan «A» malmın tekellne verüir. ts bo ka> darla da kalmaz; her yıl «A» malını TürMye'de üretmek İçin kurulan fabrikaya hammaddeyi «a|lamakla rörevll olan yine devlettir. Efer «A» malı. yabancı ülkelerden nttn aünacak hammaddevle hnal edillyorsa. dısa hafımlı endflstrinin bir kalesi Içerde Inınılmuştur. Bizlm 8«el sanarl fflnv rük duTarlarının hlmayeatnde devlet «omyla olnşmustur; yabancı rekabetine davanamas. Ama bu nltelikte bir «anayt, nstellk 40 mHyonlak Türkiye'ye yetecek mal üretemiyorsa ne yapmah? O zaman karaborsa alıp yürüdfl mfi; halk sizlanmaya başlar. Derlet yine ban Szel »lrkctlere dışardan bazı mallarm satın »110111381 İçin «erbest olanaklar sağlar. Bu tfir 1thalatın nitelîkleri. mlktarlan, Uberasyon lhıteleriyle dürenlenir. Türkiye"re mal gokuştnnıp sattnak lsteyen yabaneı devletlerin de baskısıyla son yıllarda Türkiye ithalatında liberasyon oram yükseltilmiştir. tç pazanmız bfiylece üyesl olmaya özendiğimiz Avnrpa OrtaJn>azar*ı endüstrisinin Orfinlertne açılmışttr. Gttmrfik dnvarlan ve yasaklan «rdmd» derlet «oruyla balkm sirtm» blndlrilerek (rellsttrtlen y«U •anarl »or dnnuna dnrrmls; ya da dfi<tmek flreredlr. Şlmdl yerH aansrictlerimtı de bajfınp çagırmaya; y»kıaıp aclaraaya başlamışlardır. • DÇM (Dovize ç«vrtlebnir mevduat) lse bir tefecflik mekanlzmasıdır. TSrMye'nln dış ticaret dar boftazında nefe* aarlıgma atradı^ını hep billyonız. Dış alımlanmızla dış aatımlanmız arasında 3 mflyar dolarlık btr açık var. Bu durumda âlkeye cerekll dış ahmlan (Ithalatı» yapahilmek Için dışardan borç aramak tereldr. Osmanlı Devleti de çöküş yıllannda avnı duruma düşmü<rtü. Son vıllarda Törkiye borç bnlmaktm röçlük çekivor. Bunun Gzerlne Cephe Hükümerl blr Bzel formfil keşfetmlşHr. Avnına'mn çeşitli merkezlerinde as rell«mi« Blkelere kısa vadelt kredi açan tefeci kuramlar vardır. Ülkemlr nonnnda bunlara mnhtafl olmuştur. SSzgelişi blr yerll Szel flrma, Avrupa'daM bn kunıluşlarelan borçlanma yolunu buldu mn, yetkili makama başvunır: Ödeme süresi blr yıl olmak flzere dışardan 5 milyon dolarlık kredi sağladım: bana ithalat olanagı verin! Bu olanak devlet kefaieti altında Bzel rtrraaya tanınmaktadır. Cephe lktidan dönemtnde bu yoldan S A milyon 5 dolar borçlandık. Bn borcun 700 milyon dolanmn vadesl 1576 yılmda dolmsktadtr. DCM dedlkleri de budnr. Devlet keraietinl kullanarak kısa vadell yüksek fatzll koşulla ysbaacı tefecilere borçlanmaktır. Türklere Kaldı,, OKTAY AKBAL "îş, Evet Hayır TARIMDA ÜRETİM PLANI «C«n yıl oldugu ribi, havm koşullarınm çok elverişli oldugu durumlar söz dışı ediUrse, günümüze degın tanm keaiminde gerçekleştirilen pllık gelişme hızı, planlarda amaçlananın oldukça altında kalmıştır. G «Rizim açımızdan ABD'de TQrMr«'dek1 rü^vet konnsunda •rastırma ve belgelenıe sona ermiştir. Sayfa kapanmiftır, artık lş Türk makamlanna, Türk savcılanna, Türk Meclisine dü»üyor. Para nu verildJ, kime ne kadar verildi, bunun sonuçlan ne oldu? t?te bütün bunlan ortaya çıkarmak artık blrim değü Türklerin görevidirj. Lockheed skandahnı ortaya çıkaran Senato Çok Uluslu Şlrketler Alt Komisyonunun bir sözcüsü böyle diyor. lş, Türk. ler e kaldı... BUdiği başka şeyler varsa da açıklamak istemiyor. Ne yapsın yani? Koskoca Senato Komisvonu tek tek dfinyanın neresüıde, kimler. ne kadar para aldılar, bunlan nu saptasın, kamuoyuna bildirsin. Elbet hepsini hillyorlar tsteüeler nzun listeler halinde yayınlarlar adlan... Belki bir gün bir merakh çıkacak, hepsini toplayacak, bir roman yazacak. blzler de, o roraanı okurken bu kadan da fazla, yazar düş gücünü çok knrcalanuş diye düşüneceğiz... Gerçekte bu rüşvet olayı, buzdağmuı su yüzünde förfınüşü. ne benıiyor. Lockheed'in Türkiye'deki tpmsilcisi bu F104S uçaklarının aatışı dolayıaıyla 240 bin dolar almış. Lockheed firması bu açıklama karşısında susmaktadır, nedir o verilen «hediyeler» diye soruldıığrunda bir şirket yetkilisi «bilmlyorum» demekle yetinmiştir. Şirketin Türkiye temsilcisi bir takım mektuplarda sözü geçen hediyenin Esklşehir lüle taşındao bir pipo olduğunu söylüyor! Kendisine verilen komisyonlar onun dofal hakkıdır, bunlann vergileri ödenmlştir. Yani, bfltiin bunlar «haldkatle hiç bir CKİII olmayan igrcnç iftiralardırj. Bir çok filkede soruşturmalar bemen başladı. Adı ızaktan yakından bu rüşvet işine karışan kJraseler, lster iktidar yerinde, ister muhalefette olsunlar kendilerinl savunuyor, ya da kendileri hakkında her türlü soruşturmanın açılmasını istiyorlar. Hollanda Kraliçesl, kocası rüşvet işlnden suçlu çıkarsa tabtından aynlacakmış. Japon, Alman, Isveç v.b. ülkelerdekl rüşvet aanıklan kamuoyu önünde aklanmanın yollanm anyorlar. Kamuoyu denen bir üstün çüç vardır o ülkelerde, onu klmse bastıramaz, susturamaz. Amerika'da bir takıra çırkin, kötü, yanbş, yasa dışı işler yapılır, ama kamuoyunun önrülrri bütün bu işleri gözönüne serip de haklı çıktı mı, ne Ba.ŞKan ve Başkan Yardımcısı, ne de en zengin, en ünlü kişiler ayak. ta kalabilirler. î»te Niıon, işte Afnew, işte Lockheed olayı, daha başkalan... Türkiye'de etkin bir kamuoyu var mıdır? Var demek zor. Kırk mllyonluk bir ülkede tüm gazete satışlan kaç milyon? İld nilyonu geçmez, ya da azıcık geçer. . Bu milyonlann okuduğu, tzlediği gazeteler de çoğunlukla eflendirici, ya da tutueu bir takım organlardır. Kamuoyunu oluşturacak güçte, yetenekte blrkaç gazetenin tfim satışı yanm milyona vanr mı biimem? 5yleys« nasü oluşacak kamuoyu? Bizde iktidarda olan partiler, liderler her türlü gücü hiç değilse bir süre ellerinde tutarlar, kamuoynnu da yanlış yollara sürükleyebilirler, yamltabilirler. Bunun nice örneğini yaşadık yakın yıliarda. Bfr takım olaylar FÜzde yüz ters, gerçek dışı yönleriyle yansıtıldı, geniş yığınlann öfkesi yanlış yere, başka hedeflere çevirtildi. Şimdi MC ikHdan var işbaşında. Halk çoğunluğuna dayanmay^n, balk çolunluğunun güveninden yoksun bir karnıa iktidar. Kendi içinde bile belirli bir «ülkü» çevresinde birleşememiş. Tek ortak yanlan, iktidan paylaşmak, o kadar... Böyle bir iktidardaa rüşvet, hırsızlık v.b. işleri tüm aynntılariyle ortaya çıkanlmasın: beklemek ne dereceye kadar dofrudur. Yakın günler bize ounu gösterecek... Bakın, DP lideri Bozbeyli ne demiş «Cumhuriyet döneminin hiç bir döneminde rastlanmayan ölçü ve yoğunlukta rüşvet ve suiistimal iddialan ortaya atılnuştır. Belge ve delillere dayalı lddialann bazüan hudutlanmın da aşarak Türk devletinin Itibaruu zedeleyecek boyutlara ulaşmıştır.» Bir muhalefet liderinin bu sözlerini dikkatle dinlemek gerekir. «Sağcı» oldugunu söyleyen bir partinin genel başkamdır konuşan... Hem rüşvet, Ruiistimal gibi olajiarı ayıplamak, gerçefin ortaya çıkanlmasuu lstemek için sağcı ya da solcu olmaya gerek de yoktur. Yurdunu sevmek, «insan» olmak yeter. Bugünkü hükümette yer alan partiierin, parti üyelerinin bnyük çoğunluğunun da bu tür yasa dışı işlerden hoşnut olmadıklanna inamyorum. Çıkarcılar bir takım güçlere dayanarak işlerini yuriittuler, ama bir çıkmaza girdiler günden güne... Sağcısiyle, solcuıuyle, ortacısiyle, tüm yurttaşlar rüşvet, suiistimal, hırsızlık, dalavere, üçkâğıtçılık oyunlarımn açığa çıkanlmasını, bu konunun tüm aynntılariyle açıklanmasını, hiç bir şeyin gizli kaunamasuu istemelidirler ve istiyorlar ds... Bozbeyli, MC iktidarını ağır bir biçimde suçlamaktadır: «Lockheed firmasmın rüşvet iddialan karşısında hükümetimizUı ve birçok basm organmın tutumu üzüntü ve endişe vericidir. İktidar, rüşvet dağıtan firmadan alım yapümadığını iddia edecek gaflete düşmüştür. Daha sonra yayınlanan belgeler rüşvetin ltalva'dan satın alman F104 S uçaklan için verilmiş oldugunu ıçıklıkla ortaya koymaktadırj» MC iktidan nasıl ayakta kalacaktır, daha kaç gün dayrnns. bllecektir? Demirel hükümetinin iktidardaki ber günfi ulusnmuz için, hepimis için en azından üzüntu yaratan bir dorunt. dur. İSTEK BASKISI ARTIYOR ORETiM PIÂNIAMASINOAN AMAÇ, KAYNAKLARIN EKONOMiK KULLANIMI VE VERiMLi BiÇiMDE ÇALIJTIRILAN İJLETMELERLE 1STEKLER TOPUMININ KARJILANMASIDIR. SUNU VE ISTEK DENGELiYSE, ÜRETiCi DE Tl'KETıü DE KAZANÇU OUCAKTIR. önümüzdeki 25 yülık dönemde nUfusun iki katına erişeceği ve Türkiye'nin 2000 yılına 80 milyonluk bir ulke olarak girece^i bilinen bir gerçektir. Artan nüfus ve kentletmeye ek olarak halkın gelir düzeyinin de yükselme•i, zaman boyutunda tarımsal ürunlere olan istek (talep) baskı»mı arttırmaktadır. Nitekim 2000 yılına dogru kimi temel tarım ürünlerine olan iç isteğin, günümüzdekine göre »meğin bıı»«ayda iki katına, pirinç, ayçiçegi, •ebze ve ette üç katına yiikselmeBI beklenmektedir. Kuşkusuz öteki tarımsal ürünler yönünden de aynı biçimde bir istek baskısı söz konusu olacaktır. Ayrıca tarımdan, halkın temel besin gereksinmesintn karsılanması yamnda beklenen bir başka önemli işler de, gelişmekte olan sanayimiz için yeterli hammaddenin saglanmasıdır. Bu nedenle günümüzden başlayarak, kaynakların etkili bir biçimde kullanılması ile iç ve dış isteğin karsılanması amacına yönelik bir «Üretim Planının» hazırlanması ve tarımsal üretimin bu plan uyarmca yapılması zorunlu duruma gelmiştir. Aynntıya inmeden yakın gelecek için şunu da belirtelim: Türkiye'de Tanmsal Üretimin 46 kat arttınlma olanağınm bulunduğu söylenebUir. Verimlilik artışını etkileyen etkenlerîe birlikte düşünüldügünde, toprak ve «u kaynakları varlıfımmn yakın feleceğin tanmsal ürün isteğini rahatlıkla karşılayabilecek dü•eyde olduğunu da belirtelim. Tarımsal üretimimizde bugün, ulusal ekonomi ve bireysel çiftçi için elverişli koşullann varlıgından sözetmek olanak dışıdır. Çogu ürünlerin üretimi, çiftçinin kişisel yeğlemelerinin ya da sosyoekonomik yarundan çok, politik yönü ağır basan destekleme aümlarının etkisi altında biçimlenmektedir. O nedenle tarımın çeşitli kollanndaki üretim, kimi yülar pazar isteğinden az, kimi yıllar lse pazar olanaklarınm çok Ustünde olmaktadır. örnegin 1975 yılında 190 milyon dolar tutarındaki satılmamış dışsatım malımn yansım tarım ürünleri oluşturmuştur. Tanm'da «üretim Planı» uluıal düzeyde, işletme ve bölge aşamalannda yapılır. Ulusal düzeydeki tireüm planında, çeşitli tanmsal ürünlenn üretim hedefleri öngörülen dönemdeki iç ve dış pazar isteklerine göre saptanır. Dış isteğin değerlendirümeBinde çeşitli ülkelerin tanmsal üriinlere olan nicelik ve nitelik açıamdan istekleri gözönüne alınır. üretim planında dış satıma yönelik üretim, özellikle maliyet ve kalite açısmdan kesin üstünlügümüzün bulunduğu ürünlere doğru kaydınlır. Ülkenin tüm kaynaklan (fiziksel, teknolojik, örgütsel ve insan gücü) amaçlanan Üretimin hammaddeleridir. O nedenle üretim planının gerçeklere uygun olması her şeyden önce kaynakların sağlıklı biçimde değerlendirümesine bağ lıdır. Daha sonra, toplam isteNIKAH Prof. Dr. Ali BALABÂN ANKABA ZÎRAAT TAKÜLTTSÎ ÖÛIUCTİM ÜTISİ mfn karşılanması lçin kaynaklann en uygun bileşimleri saptanarak ulusal düzeydeki üretim ptonı elde edilir. Ulusal düzeyde gçnel çerçevesi belirlenen Uretim planının aynntılan ise daha aşagıda bölgeler düzeyinde saptanır. Burada üretim politikası, en küçük üretim birimi olan tanm işletmelerinde uygulanacak bi çimde yansıtıhr. Üretim planınm her bölgeden beklediği ürün mik tan, söz konusu bölgenin doğal, ekonomik ve sosyal koşullanna baglı olacaktır. Bölgelerde tanm işletmelerl düzeyindeki planlama, en uygun amaca yönelme için bir araştırmalıdır. îşletme düzeyinde çiftçi için kârlı aynı zamanda ulusal ekonomiye yarayışlı olan işletme yapısı ortaya çıkanlmaya çalışılır. Her hangi bir bölgede İşletme tip modellerinin greliştirilmesinde, ekonominin içinde bulunduğu aşama. yörenin ekolojik (toprak. iküm, bitki ve hayvan varlığı) koşullan. amaçla nan teknoloji düzeyi, insangücünün nicelik ve niteliği gözönüne almır. Üretilecek ürünlerin seçimi istefin yapısının bir işlevl olarak deferlendirilir. Teknoloji düzeyinin gözönüne alınmasınm nedeni, ürün desenine giren çeşitli ürünlerin kârlılığma etki yapan önemll bir etken olmasıdır. Ulusal planla İşletme düzeyindeki Üretim planlan arasında eşgüdünün sağlanması ve uygulama. bölgeler düzeyinde gerçekleştirilir. Planlarda belirtilen amaçlar arasmdaki uyumsuzluk lar, yalnız serbest pazar ve fiyat sistemi ile dengelenemez. Her düzeydeki planlarda tarraım çeşitli dallannın boyutlan ara«ında çelişkiler ortaya çıkabilir. Çünkü çeşitli diizeydeki planla ma sistemleri İle ekonomik ve aosyal etmenler farklıdır. O nedenle ulusal Üretim planı, bölge düzeyiade bireysel isletmelerin koşullanna uydurulmak durumundadır. Bu işlevî ile* bölge, üretim planmın gerçek koşullara uyarlandığı ve uygaılamanın yapıldıgı yöredir. Bölgesel uyfulamalann toplamı ise ulusal üretim planını verir. flyat politikasTnm Onemll payı vardır. Ancak, her hangi bir Urüne yapılan fiyat desteginin, Ulkemiz uygtılamalarında olduğu gibi hemen kazanılmış hakka dö nüşme olasılıgı bulundugundan, bu aracın dikkatli bir biçimde kullanüması zorunludur. Fiyat destegi esnek bir biçimde planlarup uygulanmazsa kaynakların verimsiz kullanılmasına ve pazan olmayan ürünlerin üretilmesine yol açar. Oysa fiyat desteğinden belirli bir daldaki Uretimi özendinnede ve kaynakların, Istenmeyen Üretimin olduğu daldan, öbürlerine kaydınlmasmda güçlü bir araç olarak yararlanma olanağı vardır. Kimi tanmsal Ürünlerin, planda öngörülenden fazla üretüme«i sonucunda pazar fiyatlan. düşeceğinden çiftçi gelirinde azalmalar olacaktır. Böyle durumlarda ya yeni pazarlar aranır ya da söz konusu ürünlerin Uretimi «Ürün Kotalan» ile sınırlandınlarak çiftçi, pazan olan baska ürünleri üretmeye özendirilır. Belirli bir üretim kolunda uhısal düzeyde saptanan üretim miktan. bölgelere dagıtılır. Bu tür uygulamada, kendisine özRülenen üretim kotasından fazla Urün üreten bireysel çiftçinin devlet desteğinden yararlanmatına olanak verilmez. Üretimin bu yolla denetlenme•inin önemli nedenlerinden birisi koşullandırılmamış bir devlet desteğine göre, Hazinenin katlanacagı vükün azaltılma olanajfının bulunmasıdır. Ayrıca, belirli bir ürünün sınırlı pazar olanağının, üreticiler arasında âdil bir biçimde bölüsülmesl de »aglanmış olur. Böylece, ülkemizde olduğu gibi toprak mülkiyet dagılımının çarpık oldujtu durumlarda devlet desteğinden. olanaklan dar olan küçük üreticiden çok, büyük toprak sahiplennin yararlanması önlenmiş olur. Bu tür bir sınırl«ma ile aynca belirli ürünlerin maliyet ve nitelik açısından en uygun oldugu yörelerde üretilmesi de özendirilmiş olur. Üretim planının uy tjulanmasında aynca devlet yardımlan ile yatırım ve kredi politikalan da etkili birer araç olarak kullanılabilirler. UYGUUMA ARAÇLARI Ulusal üretim planının, çiftçl tarafından benimsenip uygulanmasının sağlanmasında Devletin kullanabilecegi çeşitli araçlar yardır. Bunlar fiyat destegi, üretim kotalan, karşılıksız yardım (Subvansiyon) ve mali yöntemlerdir. Çiıtçinin pazar için Uretim yapmasının ana nedeni Urettigi Urünlerini satarak kâr elde etmekdir. Tanmsal ürünlerin fiyatlannm pazarda serbestçe oluşması, sununun istekle uyumunu yeterince sağlay&madığından önemli ölçüde fiyat dalgalanmalanna neden olur. Sonuç olarak ortaya çıkan belirsizlik, tanmsal üretim de kaynaklann olumsuz biçimde kullanılmasınm en önemli nedenidir. özellikle küçük çiftçi, fark lı Ürünlerin saglayacagı kâr düzeyini degerlendiremediginden urun dönemli bir üretim proajamı yaDamaz. Bu durumda Devlet. etkili bir fiyat politikası ile çiftçinin, üretim planının iıterleri dogrultusunda Uretim yapmasını sailayabilir. Daha önce de değinildigi gibi, üretim planlamasında amaç, kaynaklann ekonomik kullanımı ve verimli bir biçimde çalışan lşletmeler ile toplam isteğin karşılanmasıdır. Sunu ve istek (ara ve talep) dengeli lse hem üretici ve hem de tükeüd kazançlı çıkacaktır. Bu dengeye erişmede TEŞEKKÜR 27 Mayıs 1960 Devrimlnln Milll Birlik Komltesl Üytlertnden azlz arkadaşımı», P. YB. AKKOYUNLU'nun hastalıfında yakın ve eandan llgllerinl «ürdtlren GOlhane Askeri Tıp AkademisJ Komutan ve personeltne, cenaza törenine katılan başta Sayın Cumhuriyet Senatosu ve Mlllet Meclis! Başkanlarına ve Başkanlık Divanı mensuplanna, Senatör ve Mületvekillerine, eski silâh ve sınıf arkadaşlanna, cenaze törenini tertipleyen Sayın Ankara Merkez Komutanına teşekkürlerimizi sunmayı bir borç biliriz. CUMHURtYIT SENATOSU MtLLt BtRLtK GRUBD Cumhuriyet 129S i'IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMItllllllllllllllllllllllllllllllllllllllf I = = TEŞEKKÜR Eşim Nrtıahat Yücel'in dofumunda büyük yardım T« alfckalannı esirgemeyen Süleymaniye Doğumevi Başhekımi, Jinekolog Op. Dr. \ S 5 E I Muvaffak AFÎR'e = = S = = = Şj = Jinekolog Op. Dr. llhan Yürükoğlu'na, Asistan Dr. Birsen Türkmen'e, Asistan Dr. Kevser Altınayar'a, Asistan Dr. Gülsen Çörekçi'ye, ebehemşire Necmiye Pener'e, ebehemşire Sevim Duydu'ya, ebe Naztfe Öztürk'e, hastabıkıcı Fatma Soylu'ya, hastabakıcı Dilber Şanlar'a, hastabakıcı Ayşe Kabak'a. hastabakıcı $adan Of'.u'ya, hastabakıcı Gülten Demirhan'a, hastabakıcı Osman Barutçu ve hastabakıcı Zeynel Ecir'e teşekkür, minnet ve sükranlanmı sunanm. . Arkeolog Erdem YÜCEL j = r ^ S E E E S = Türkiye Turing vc Otomobil Kurumu Genel Merkezi Yeni ve geçici telefon numaraları Cotomatik santral) HllllllinillllllflUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIf? Cumhuriyet 1288 Aaade Oktea üe Erol Ancan Evlendiler Beyoglu 1S.2.1976 TEŞEKKÜR GAZETECÎ •PROFESYONELLER İCİN tüm gereçleri/le satılık tel:124694ev2659!4 Reşat Mahmut Yanardağ'ın hastalıgında yardımlannı esirgemeyen, vefatında •cılanmua psylaşan tüm akraba ve doctlara sUkranlarımızı sunaru. AİLE8İ 461392 461393 4613 94 .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle