Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CC'I CUHHURİYET 6 ÛRAUK 1775 Stalingrad ''Son Y a z a n : HElNZ SCHROTER 60 Kurşuna Kadar,' Ç e v ı r e n î N. DtZDAROĞLD ABD'de Siyah însanm Öyküsü Niyazi BERKES 1930'LAR ABD'SINDE BEYAZLA SİYAH ARASINDAKİ EN YAKIN İLİŞKİ, LOSTRACI KUTUSUNUN ÜSTÜNDE OLURDU Kırkbir yıl once, 1935'te tstanbul Ünıversıtesınde edebıyat fakültesınde asıstan bulunduğum yıl, mezuniyetle doktora ogrenımı yapmak uzere Amenk.a da Chıcago Ünıversıtesıne gıtnııv tım Kendı edebıyatımıza vansıması yolu ile ya da kıtaplarla tanıdığımızı sandığunız Avrupa dunyasından apayn bir dünyaya gelmıştım O zamanlar Amerıkaya uçaxla pdılmezdı Onun ıçın Avruoanm ortasından geçerek Hamburg'ta vapura bınmıştım, Atlantığı aşraafc uzere A\ak bastığım New York şehnnden Chıcago ihrine gelmceje kadar gorduğüm Arrenka Avruoaya benzemıyen bır dun>ajdı Umversıtede bır yandan bız m vontemlerımıze benzemıyen yöntemlerle yonetilen akademik yaşama alışmaya çalışıyor, bır van dan da Avrupaya kıyasla tusa bır geçmışı bulunan Amerıka ka pıta'ıst ekonomısının ya^a'tıjrı endustri uygarlıfının mantar gı bı urettığı buyuk şehırlerden b'ri olan Chicago şehrıni tanıpiaya çalışıvordum. Çok geçmeden orada TUık 15çılerı old Junu da oğrendrn he reden haber aldıklarını vıziın bile bılmıyorum, blrkaç İUÎ'.A son elıp beni bulmu'l"' •uı. Ümversıtemn jk uzaklanada, goçmen işçı mahallelertnln oulundugu Halsted Streefın yan sokakJarından bırındekl kahve'ennt n j*ürmüşlerdı Yabancı ülkelere TUrk <*? i gidışmın bugünku kuşaklaı tananında başladığmı sanırlar bel k' Ne var kl bu, ÇG'. ı d3.vi Abdülhc""*' döneımde nslamıstı A' ru,. ya deftil. .\m^rı caya Tumu zç ışçi gıtmiştı' K.m>e bılmez «"i .*? Geçenle/Jî. ABD'nın 20(1 vıldonüm" do a « • s ' ' a »rafıklor ve msan bovu \t gostenlen ıstat. kıer srt'm ı«'um bır aeıgıde Bunlıdaa on jrore Anglofo. nn, av, îtalya ve Slavlard?n ;onra Amerıkaya gelen etnık gruplar ıçınde Rumla'dın sonra savıra ıklncı gelen Turkler' Buna çor" şaş'ım çursu bj t ibi ku An^erıka nın e'nık vat)!^ ı »a halâ bu savdığım mılletlenn artıklan \e ızlerı •sü'mekte oldu ğu halde Tuderden ız ka r.amıs Nedenı basıt Orada ntı 01 ğım Tur<lerden de bıîdığım ; oi, hç b,rı kend nı orava ver'».» •e gelen goçmer v saymıjor^ı: Pet azı oraaa evlenmıştı Rjm lar, Yahuduer Ermenıler rrada uredıklen halde \e Turklerın he men h'ç bın gerı gelmedığı hal de oradakı koklerı kurudu. Beni davet eden benıTile f anı şan Turkler de zaten son wJ> tı 1930'larda ekonomık bunaıim vuzunden Amerıkava goç durinış tu Benım tanıdıgım k ışa ^tan onların hemen hepsı î ' s v i ı Roosevelt ıdaresınn vardımı lîe geçmıyorlardı Daha sonrakı 51I lar ıçınde bırer ı^şer olduı»r Ch.cago'da Ve beUı dı°er ş b r lerde olanlar da Detroıt, BLSton, New York gıbı şehırleide olanlar olup gıtıler «Daha sonra önerfler tehdıt edlci bir dllle •«yienmeye başlamıştı «Hava Kuvretlert bızı bırakM, hem de sozuiü tutmadı».. Başkomutan kurmav başıcanı ıJe 6 ordu generallerıne «6 oro»\a karşı ışlenen suç bır daha düzeltılemez » dıye soylendı. Bütün bu tartışmalardan sonra Reıcb Mareşalınm emr.yle Gumark a gondenlen bunkerdekı bmbaşı şoyle konuştu «Uçaklar yalnız ınıs içuı yeterlı ışıklandırma düzenı bulu nan havaalanlanna ınerler. Yıne uçaklar mışe elvenşli çıkış ptstl bulunan alanlara ınebılırler Uçak mürettebatı yanlıs bü gı vermedıkler: goı korkak da değıldırler. ımş ıçın olanak buldukları anda inışe geçerler General Fıebig daha kasım ajnnda. ordunun havadan lkma li olanaksızlığını açıklamıştı Sızlerden Luftwaffe'nın gore Tinı yapmad:ğı yolunda bana yaptığınız suçlamaları dogrudan doğruya Feldmareşal Mılch e bıldırmemzı rıca edenm». * Şımdl ortada yıne jıziıden gızlıye mçluyu aramak gıbi bır hava esıyordu Eğer bunun vu/tunü valnız Hıtler taşıyor da boyle bir yüWın bır tek ırsan tarafından taşınmasma olanak yoksa, verd.Jı sozlere bakılarak bunda, ya Gorıng, ya da boyle havket etmesıne neden olanlar suçlu ıdi Don ıle Volga arasındaki fe la«ette Feldmareşal Keıtel ıle Orgeneral Judl un da pavlan yok mujdu? Ikmalın hava yoluyla yapılmasına kasım ayında ıhtıyaç gosteren ordu başkomutanı ile kurmaybaşkanı da b ı suçlular çevreMne gırmeyecekler mıvdı' Tatsmkaja ıle Morosowskaja'da tutunamayan Alarm bırhkleriy e müfreze bırLA erın, ya da uçak mürettebatı ıle yer personelının bunda etkılerı yok muydu?. 4. hava fılosu başkomutanı Orgeneral Baron Von Rlchtho fen ha\a ıkmalı ıçın uvarılmış daha once de hava ikmalimn olanaksızlıgı uzerınde şıddeUe duran ordular kurmaj başkanı General Zeıtzler de durumu derhal genelkurmay ıkınci başkamna haoer vermemış mıjdı' Yıne 22 kasımda General Von Seydlıtz jumruklannı havaya kaldınp başkomütanın uzerıne yürtıyerek çıkış hareketine lzm alması ıçın zorlsmış, orada hazıt bulunan General Heıtz, Srecker, Hube ve Pıcker'le Jaenıcke de aksi halde yok edılmenın kaçımlmaz olduğuna değınerek harekete geçılmesinı ıstemışler, bunun sonucu olarak ordular grubu 22 arahkta çıkış hareketı ıçin anlaşılmaz ve kanşık bır emir vermemiş mıvdı' Ku^kusuz bunların hepsı doğruydu, ancak Fuhrer'ın < Stalingrad tutulacaktır » yolundakı emn de bır ger• çektı Stalingrad konusundaki butün sorularla Stalıngrad'la ılgılı vaatlerın jerıne getırılmemesı konusu, sonsıi7İuga kadar açık kalacak \e doyurucu bır yanıt alamayacaktır. AIEKTLPL1R, S\\AŞ BELGELERt Sabahlevin bırlikler gereksız esyaları ayırdı vaşam Içın Bnemlı gorulen'erde sanlıp sarmalandı Güneydekı Grachfen d< bo\le olduçu gıoı. \\oroponowo ıle Zantza ve bur.un kuzeyınde tie r>o\le ıdı Belki başka yerlerde, yazın dedıklen ıçın bırer mektnp daha yazıjorlardı Sılâhlanyla kunye madalyonlarını, bırkaç kuçük anıyı vanlannda taşıvabıleceklerdi Yıyecek ekmeklen hıç \oktu Erler, kend.lenne gelen mektuplarla resım ve fazla e^yalarını vanarak donan parmaklannı ısıtıvordu Her taıafta kag't Darçalarıvla küller havaja kalkıyordu Bazılarında a!e' ler kırlenmış beyaz kâğıt parçalarını kenarlanndan sarmıştı. ustundekı vazılar bır havalet gıbı kıvnlarak yanıyorau A\aklanyla üzerienne bastıklan zaman kuçuluyor fakat bu kez gunlerce toplavarak sakladıklan bu düzensız kogıtlar tekrar ale\lenerek onlara daha şıddetlı bır vaşam ısısı sağlıyordu Bu mekîurjlar onîann dusuncelen, duvgulan dıleklen dua ve lane'ienlf dolındu Bırçok satınnda gelecek yaşamlanna duydukları kavgı ve çekıngenlığı vansıtıvordu Yıne bu soluk beyaz kâgıtlarda U7untıi \e sevınçlenyle umutlannm bezgınlıklennı ania«mp'lıklarla suç ve yanhslıklan, bır çoğımda da sev gılenni be'.rtcn snzcükler vardı Kısa bır sure sonra karlar üzerınde kara \c çırktn leke'er halınde yavılan bu mektuplarda kı kımı becenksız, kımı usta ellerle yazılmış anılardan ız kalmamıştı Bu işler bi'mrp 94 piyade tumenınm savaş papazı Franz Duker şunlan sovledı «Şımdı artık yanan mektuplarınızın ruh lannı kurtarmış bulunujorsunu7» Bır mektup daha va^mava lzm veıildıkten sonra herke^in bır şe^îer karalavacağı belliydı Onun ıçın hepsı yazıyordu Po^fa ç3İıştığı surec» mektuplar gelıvor, \azılanlan bın toplıya rak son hmaalanı Gumark a goturuvor, oradar da bulut kopru su U7e"mden ' u r da gıdece'î olan ucağa teslım edıvordu Stalm grpdhların bu son mektuplan bır Yunkersle yurda do§ru uçuyor, ama hıçrırısı ahcısının elıne geçmnordu Wehrmacht ko mu'anlıjhnın verdığı emır gereğı bu «on vedı posta torbası kaledekıl^nn söruşlerını araştırmak uzere hava postası denetım \erın° gıdere< orada kalacakrır Bu me'kez NonoÇerkask ta b'ilunuycau Oradan bu vedı torba i'çakla Lemberg üzennden Bm'e son^a da trenle B»r'm'e gonderılecektı. Cnce mectupların ıçınoekı vazılar ıncelenıp amaca gore avn lıvor, sonra patetlenerek «Bılgı edınılıp değerlendınlmek uzere ordu arac'irma grubuna gorden!i"ordtı GonderenİPrle alacak l,ni a ı. n acre^len ne olur;a oh'in sıiınerek \ok edılnor, boyle O olması daha uvgıın bulur.uvordu Stahngraddak lprın bu konudakı dusuncelerl savısal bakım dan aegerlendınlerek aşagıda gosterıldığı uzere beş kumeye ajrılmjştı: a 1 ^ava<: vonetimmi olumlu bulanlar "£ 21 b) Tereddudu olanlar 43 c) Inanmavanlar, reddedenler 57 1 d) Karşı olanlar 35 e Kararsız \e çekimserler 33 0 Bundan virmi gun sonra sayisal deferlendirılmesl yapılrmş b ı mektuoların yuzlercesi ıle Stalıngrad'a ıhskın belgeler, Fuhrer ın yonergeleri, emırlen, telsız konuşmalan ve bu satırlan yazanın sakladıgı haberden «Stalingrad olayının yazılması» ıçın 18 şubatta gorev verılmışti Şımdı mektup şeklinde \avan bılgılerle dıişüncelenn ozeti olarak kadenn bınbır çeşıt belırtlsını gosteren bu yazıların, bun dan yirmı gun once Stalingrad kalesındekı ınsanlardan kımlerın kalemınden cıktıgı bılmmıyordu Işte bu bınbır çeşıt kader vazısı. sıradan kâgıtlara, kurmay hantalannın arkalarına, nokta \e çızgılerle dolu telsız ve telefoi şentlerının uzenne mektup zarTanmn ıç tarafına, parşumen ya da düzlenmış keten bezlert uzenne yazılnııştı Yıns bu mektuplann kımlere yazıldıfı bellı olmadıgı aıbı ışlen bıttıfcten sonra alıcılanna venlme len olanaSı da joktu Bunların bır çoklannda, yakınlannı tekrar <îorme oı'emı \e son durumlan karşısındakı kabulleruşlerı ıle saf, açık ve ına^^lı bır ruh varlıgı görtilmekle birlıkte, baş larıra gelenler'n ağırutı altmda eyildıklerl de goruluyordu Ba^ zılan mektuplarında teda ednorlar, kısa zamaida tekrar ılkbahann çıçeklı varlıl°r'rden geçeceklerınden soz edıvorlar. her şevm gjlluk srJİi'tarliK olmasm dı'edıklen gelecek Içın sabır sızlannorlar fakat tm'üa.n me^tiıplarında bu guhstanlık yennp ıçlennde artı< ta^ı ıe selece^ı hjlumna^an sonsuz bevaz bır çoîden «oz ed°reK '<Bo\le delır» kurbanlar vermenın yurdumu za bır yararı dokunacagma toanmıyoruz . » dıyorlardı (DEVAM1 VAB) Chicago'da aileler, mülk sahipleri, emlâk şirketleri, zencilerin beyaz mahallelerine sızmalarını önlemek için sıkı tedbirler almışlardı. AMERÎKAN KAPİTALİZMİNİN TEMELLERİ ONLARIN KÖLE EMEĞİNÎN ÜZERİNE KURULMUŞTU Chıcago'da tanıdıgım Turkıer nrasında bir tanesmı bütun om rüm boyunca unutmadım ve om rümün kalan parçasmda da unut mayacağım Bu. adı Hıdır Efcndı olan adamdı. Çok yatan ahuap olmuştuk Dıyarbakırlı ıdi ve tıpkı hemşehnsı Zıya Gokaıo e benzıyordu Onun gıbı abla< \ J ? lu, hafıf dolgun vucutlu, n ı n g bi mahçup, sakın, ve efendı go rünUşlu bır adam ötekıl»rjı ıçinde okuma yazması olan, dun yayı tanıyan. otekılerın en akılIÎSI olan tek adamdı Her nafta zıvaretıme gelır, saatlerce knnuçıırduk EUerını gobeğıne kavusturur onumde ben saygı ıle 'tarşısında oturulacak bır kışi unışfm gıbı otururdu Een onun ag'r agır konusmalanndan çok z<rvk alır, hatta Amerıka yı ve Chıcago vu tanımakta ondan fayrl'lan^rdım O da ben konuşurten dınler, hıç lafımı kesmezdl Bir kaç kez, yan cıddi '•an »3ka «Hıdır Efendı», demıştim, «Bsn bır gun Tiırkıye'de yetkılı bır a. dam olsam ne vaparım, bılır mısın' Senı Maarıf Vekılı yapann » O, mahçup oiur, kendısıy'<> alav ettığımı sanır, fakat r>e 11i g bı bır adamın bo\le hınzırca şaka yapacagını da ummatığı ıç^n zavallı, ne vapacağmı, ne dıyeceğmı şaşırırdı lır misın0» Zenciler (0 zaman onlara oyle derdık, beyaz Amenkalılar da «N'egro» derlerdı, hakaret kastıyla olduğunda da •^'ıgger» derlerdi) yukarda saydığım goçmen «etnık»lerden başka çeşıt bır etnık grubudur Amerıka'da Onun ıçın onları yukarda saymamıştım Yoksa Ame rıka'yı Amerıka etmekte onlar kadar rollen olmadığı ıçın degıl Tersıne, belki onlardan çok rollen olmuştur. Çunkü Amerımerikalılarm Türklerl nasıl sardığını bılmezler, «zencı»yı onlar da aşağı gorurlerdı Bense, bır sosvolojı öğrencısi olarak ünıversıtedekı derslerde Amenkalınm gozunde Turk'ün yennın nerede olduğunu bılıyordum O zaman Amerıkalı sosyal psıkolojı pro fesörlen arasmda moda olan bır inceleme konusu vardı «Toplum sal Mesafe» adını verdıklerı şeyı inceleme Bununla kastettıkleri. beyaz di Zaten beyaz Amertkalı ıle normal hıç bır ılışkıleri olamazdı Dıl bilmezlerdı bır kez Tramvayların, otobuslerın tabelâlannı bıle okuyamazlardı ls yerlerınde makıne gıbı çalışırlar: gerı kalan zamanlarını da Fındık lı kahvelerıne benzejen kahvelerde kendı aralannda geçirırlerdı. Fakat Hıdır Efendi oyleleruıden değıldı Yazdıklarımm hepsını bılıvordu. Zaten onları da başlangıçta ben ondan oğrendımdı Zencilerin oturdugu bolgelerde hıç bır beyaz insan oturamazdı Daha doğrusu hıç bır siyah, hıç bır beyaz mahallesınde ya da evınde oturamazdı Hıç bır siyah, bır beyaz berberıne gıdemez, hıç bır siyah lokantasmda yemek yıjemezdı. Bejazla siyah arasmdakı en yakın ılışkı lostracı kutusunun ustunde olurdu Bu sozunü ettığım sıvahlar, beyazların buyuk onden Abraham Lıncoln' ın koleUkten kurtardığı zencılerın kuzev bolgelenndekı kentlere goçenlerın eviâtlanydı Aileler, mulk sahıplen, emlak şırkerlerı zencılenn sızmalannı onlemek ıçın sıkı tedbarler almışlardı Oyleyken, zeneı uruyordu Şehnn hantası üzennde Polonvalı, îtalyan, Rum, Turk gıbı goçmen ışçılerın bolgesmden de aşagıda. Halsted Street denen cadde boyunca uzayan siyah bır leke gıbı bır bolgeye sıkıştınlmıslardı zenciler Buna Chıcago' nun «Siyah Kuşagı» denırdı. Ben ne o zaman, ne de ondan sonra bu sphırde Zencı mahallesı gbremedım Ancak çok sonraları, o da vanlışlıkla, New York şehnnde 5'anlış bındığım bir yeraltı treninden çıkıp da kendimi dünyanın en büyük zenci mahallesı olan Harlem'de bulduğum zaman ılk kez zenci mahallesı gorebıldim Fakat gece de olsa akşam zencı hayatınm bır parçasını gorebılecektım, demek cOlur, Hıdır Efendi, gideriz, hadı» dedım. «Şimdı değil, akşam namazı zamanını geçırsınler ondan sonra» dedı. Ben o zamana kadar Müslüman olmuş zenci bulunduğunu bılmıyordum. Şımdı ılk kez Hıdır Efendı'den dgrenıyordum bunu Zavallı, kendi Türk kolonisının dertleri ıle uğraştıktan başka zencılerm arasında da neler olup bıttigını izlıyordu ve zenci camısı ıle ımamını da bulmustu. BİR HAIK SOSYOİOOU Halsted Street denilen cadde boyunca uzayan siyah bir leke gibi bir bölgeye sıkıştırılmıştı zenciler. Buna, Chicago'nun «siyah kuşağı» denilirdi kan kapıtalızmının temelleri onların kole emeğı üstune kurulmuştu Ama bunu bılen ja da soyleyen voktu Hıdır Efendımn. ötekı Türklerden farklı olarak onlara karşı hıç onyargısı yoktu Onlarla hıç bır ılışkısı hıç btr alıp verecegı o'*nadığı halde. Amerikalılann hengi kavımlsrl kendılerıne en uzak, en yakın savdıkları sonınu En unlusu Kolıfornıa'da Bogardus adlı protesorun ıncelemesı ıdı Ingılız den Zencıye kadar butun kavım ler lıstelenır, sonra bırçok soru larla bunlara karşı olan sempatı ya da antıpatılerı olçulurdü Bogardus'un ve dığerlerırun ıncele mesınde en aşağı kavım doğal olarak Zencı. Ikıncısı de Turk' tu' Bızım Türkler bunu bılmezler ZENCilER.M CAHıSi îşte bu Hıdır Ffendı bır fim bana her kez olduğu gıbı vi ufak bır hedıye ıle ya da bana va rayacak bır fıkırle gene • LTIŞ tı «Nıjazi Efendı, dedı senı zencılenn camısıne gotureyım, ge TOPIUMSAL MESAFE Hıdır Efendı, benım gozümde gerçek bır halk sosyologu idı Benım, îstanbul'da onlennde sosyoloji okudugum kürsu sosyologlanndan daha bilgılı, daha bılımsel, daha objektıf bır sosyolog. Zaten bana kalsaydı. Hıdır Efendı'yi Mılli Eğıtim Bakanı degıl, tınıversıteye sosyoloji profesoru yapardım Ama bunu kendisıne hlç söylemedım, çünkü delırdlgime hükmedecektı. Zaten bence de bunun olasılığı yoktu, çtinkü Hıdır Efendı'nın profesor olmasına engel olacak çok kusurları vardı Son derece mahçuptu. Son derece de nazık ve terbıyeli ıdı Az konuşurdu. Bilmedığı seyler •uzennde hıç konuşmazdı Durkheim'ı bılmedığı gıbı, üstelık «efendı» sınıfı karşısında kendinı sıfıra ındırecek kadar mlıteıa zıydı. «Ay, dedım, namaz da mı kılıyorlar» Hıdır Efendi bu bızlere bzgü acele tepkım karşısında her zamankı âdetı uzere hafıfçe gıilümsedı «Elbette, Nıyazı Efendı, ınsan Musluman olur da namaz kılmaz mı 9 Onlar da kendılerıne gore kılarlar namazlarını> dedı Hıdır Efendı ıdeal ahlâklı, ideaî namuslu bır adamdı Ama na maz kıldığını, oruç tuttugunu hıç gormedim Belki namaz kılmasını da bılmezdı Bılmıyorurn. Bunları hıç konuşmadık «Yahu Hıdır Efendı, nasıl olmuş da1 bu zenciler Musluman olmuşlar" Muslumanlık nerede, 7 bunlar nerede • dedım merakla Zaten musluman olarak bir avuç Turk vardı ve onların da zencılerle hıç bır teması \0Ktu Haibukı onlarla temas kuracak başka çeşıt muslumanlar olacagı hıç aklıma gelmemıştı Hıdır Efendı gene gulumsedı, boynunu bükerek «Nıyazı Efendı, acele etme lste Eidecegız, gorür, ofremrsin» dedı Akşam namazı zamanma kadar konuştuk Hıdır Efendı kosteklı saatımn kapağını açarak bakn, ajaga kalktı, gıdıvoruz \menkan s'vahlarının camısıne. Halbukı o zamarüar, degıl \. menkalüar arasmda, bütun dığer muhacır grupları arasmda bıle «sıyahlar» ınsandan sayılmazdı. Zavalh Turk ışçılerı, A Y AR I N : AMERiKAN SıYAHLARININ CAMıSiNE GiDERKEN BULM ACA ca bır buyruk 9 Dolap Bır balık turu. TIKARID\N 1 Yıldınm çeker 2 Sinir hastalıgı 3 Tersı bır gun Bır kumaş turu 4 Kanşık reik.li Boğa gureşlennde se jırcılenn hep bır agızdan soy leaıklen soz 5 Tersı manevı oıarak anlamında bır soz Te mız b Bır hayvan yıyecegi Asıcer başhğı Tersı Dir uzuv. 7 Lezzet Katışıksız 8 Bır ılâç 9 Ongun Vılâyet. TiFFANY gözu SU lOJCUKAOAJV UN M» '?.. TATU Stttl, SE.H.T tÇlN yon . 1234 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLD4N SAĞA: 1 Olmayacak şev]erd°n an lam çıkarmak, yersız korkulara katılmak gıbi delılık behrtılerının adı 2 Soyluluk, doğuşluluk Ortasma sesh bır harf ge tınldığınde bır em:r olur 3 Tersi bakış Mılli petrol ş ' ketımızın sımgesı 4 Kalın şı vak kumaş Bır dınm oçrrn 1 mesı gereken ınançlarının \f tap'nma kura"arımn topıı 5 Matbaaçılıkfa kul'arrlan bır nı çu cefvelı 6 Re\ Iz 7 ;=ov, baba sovu Kaley ın sım gesı 8 Vakıt geçırttır anlaının PERŞEMBE G ' A K Ü BT.LMAC4NIN ÇÖZLMÜ SOLD4N SAĞ4: 1 Pandomıma 2 Avam llım 3 paÇ Adada 4 In ıjaM 5 Raman As 6 ııkaB Ah 7 Taam rA 8 Kehrıbar 9 tıM • Asabi. İLKARIDAN 4ŞAGITA: DiŞi BOND 1 Papırüs 2 Avanak Kı 3 naÇ • Matem 4 Dm S'ibah 5 Ara 8 Mıdi »m.S 7 uajaH bA S Mıdas raB 8 amaM • nax T