02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
«1PEK ÇORAP VARSIN DÜŞSÜN...» Oktay AKBAL E çok çamur vardı, bir anda ayakkaplar kapkara oldu. Yanımızdan, önümüzden geçenler boyuna pislik sıçratıyorlardı. Atlar, eşekler dizi diziydi. Salıncaklar, dönme dolaplar, ath karıncalar, tüfek atma yerleri, niyet çekme barakalan, sekerciler, çukulatacüar, macuncular. . Alandaki kahvelerde de karagözculer, kuklacılar, bir tanesinde ufak bir tiyatro... Bir şarkı dillerdeydi o günle'de 'Ipek de çorap varsın düşsün dizlere'. Her genç kız ille de ipek çorap giymek isterdi. Ozellikle kenar sokak, semt kadınlan, kızları. Müzeyyen abla da ipek çoraphydı Üç giın önce babama zorla aldırmjştı Abla dediğime bakmayın, olsa olsa yirmisindeydi daha. Orta ikiden terk! Tombullaşmaya başlamış bir genç irisı gövde. Bir kaç yıl daha geçse, bir evlense, bir çocuk doğursa, köşe minderine oturacak yetmiş seksek kıloluk vucuduyle, kolay kolay kalkamayacak! Ama şimdi uzaktan çekici, iç gıcıklayıcıydı, hele yeni ipek çorabıyle... N Eiitiıi ialmten Tf e İS KURBAN BAYRAMiNfZl EN İYİ DİLEKLERİMİZLE KUTLAR1Z pas 4S HOLDfttG A.S MARSAN Yurt dışına taşan kuruluş asırlık tasarruf bankası EMNİYET SANDlOl DOSTveMÜŞTERÎLERİNlN KURBAN BfflRAMINI KUTLAR, SIHH&T DOLU NEŞEÜ GÜNLER DİLER. Ticaret Ltd.Şti u Tel. 21 97 93lıUnbul Kauçuk Sanayi Babamın bir akrabasının kızıydı Müzeyyen abla. Konuktu bizde bir süredir. Evin alt katındaki boş odada yatıp kalkar, ev işlerinde anneme yardım ederdi. Börek pişirirdi en iyisinden, püf böreği, muska böreği, tepsi böreği. Daha fınndayken başlardı atıştırmaya. Yeni çıkmıştı elektrik fınnlan. Annemle, Müzeyyen'le birlikte Beyazıt'taki şirkete giderdik, orada fırının nasıl kullanüdığını gösterirdi uzmanlar, yemek, börek, tatlı pişirirlerdi, ufacık çörekleri dağıtırlardı gelenlere. Annem de, Müzeyyen de orda binbir yemek öğrendiler, hepsini de bir bir uy guladüar... O gün ceplerime doldurmuştum o minik çörekleri. Şehzadebaşından Karagümrük'e kadar yürümeye kelktık. Bir yandan da çörekleri atıştırarak. Bir gece önce korkunç bir yagmur yagmıştı.. Tam Fatih parkının orda bir sagnak boşandı. Kaçıp bir muhallebiciye saklandık. Orda da iki tavuk göğsü Yagmur dindikten sonra da tuttuk yolu, doğru Karagümrük... Ama alanının çamuru canını sıktı Müzeyyen ablanın 'Ah, çocuk, senin için nelere katlanıyorum bak' diyordu ikide bir Bir niyet çektirdik önce, incecik kâğıdı elinden kapıp okudum "Biri var bekliyor Yolunu gözlüyor • Gideceksen git artık Ah, sabrı tükeniyor" Benünkini okumadan yırtıp attım. Benim bir niyetim, istedığün, düşüm yok kı! Onun var, baksana 'bın bekliyor'muş!... Suratımı astım, kuklacı dükkânına doğru yürüdüm onu da yana çekerek... Beşer kunış verip girdik, bir tahta sıraya oturduk. Oyun başladı başayacak. Çığırtkan bağırdıkça bağınyor: Kanlıkavak, kanlı kavak... Derken oyun başladı, acıklı bir güldürü, ama belli ki yapay bir şey, kötü de oynatılıyor, inandırmadı, sarmadı Kalkalım, ama Müzeyyen abla kıpırdemıyor. Yanında gençten bir adam. Sokuldukça sokuluyor. Gözleri kuklalarda değil Müzeyyen ablanın ipek çoraplı bacaklarında. Mantosu aralanmış diz kapaklan çıkıvermiş ortaya.Hemen fırladım, o da. Dışardaydık *ben atlı kanncaya binecegim' dedim. 'Sen git, ben beklerim' dedi. 'Hayır sen de bin' Koskoca kız nasıl biner' dedi. Bırakacağım ama ya o delikanlı yine gelirse yanına. Baktım kimse yok, bindim tahta atın üstüne, dönmeye başladım. Döndükçe dünya dönüyor, insanlar birbirine karışıyor A, işte o, kuklacıdaki delikanlı, işte Müzeyyen, birbirlerine doğru koşuyorlar mı ne, yoksa bana mı, öyle geliyor dursun şu dönme dolap, ıneceğim hemen! Durmuyor, daha da coşuyor, dönüyor boyuna. Delikanlı geldi Müzeyyen ablanın yayına. Konuşuyorlar! Bir insem bir insem bir insem Koşuyorum ona hemen Yalnız, dalmış gitmiş bir mınık tuhafiyecinin vitrini önünde. 'Nerde nerde o?' dıyorum, "Babama söylemezsem..." Kim o?' 'Bır adam vardı ya yanında' Gülüyor, saçımı çekiyor 'Düş gördun sen, başın dönmüş atlıkarıncada' Sağa sola bakıyorum, yok. o delikanlı yok. herkes kendi dünyasında, bır çamurlu batakta atlara binıyorlar. eşeklere atlıyorlar, gülüp eğlenmeye çalışıyorlar Bir çukulata ahyorum yan yanya böluşuyoruz 'Hep benim param gidiyor ama' dıyorum. Bir teklik aldım uç gun içın Koca bayramı bir gümüş ltrayla geçırmek ve bıtmemesi o paranın! Bıraz kırgınım, bu yagmur sonrası, bu çamur, bu delikanlı, bu kanlıkavak oyunu. sevıncımı uçunı uçuruverdı Dönuyoruz şımdı. azıcık serinlik var, yakamı örtuyor, atkımı sarıyor. 'Keşke sinemaya gitseydik diyor 'Ne vardı bu çamurda, ata. eşeğe de binmiyorsun ki Bılıyor, korktuğumu, bir kez bindim, geçen yıl, az kaldı duşecektım, bir daha mı' Hem arkadaşlar gelmiyorlar bayram yerine artık Biz büyüduk, sinema daha ıyı. dıyorlar Nerden estı işte bu bayram yerı sevdası? Hiç konuşmamalı, en ıyısı bu. Elimı tutuyor, hayır ben onun koluna gırmeliyim, Fatih parkına gelıyoruz böylece Azıcık guneş çıktı bulutların içınden. Saat üçü geçiyor. Sinemaya gidilmez artık . Bır kanepede oturduk Çorapları çamurlanmış Mendılıyle sıldı 'Ah kaçmış galiba' dedi. Arkadan kaçmış göremiyor Eğilip bakıyorum, 'Ayıp ayıp' diyor. Ne çabuk kaçar bu ıpek çoraplar, hele bayram günlen gıyilenleri!.. O şarkı söyleniyor bır yerlerde Adalann issız tenha yollan Dolandı boynuma yarin kolları" derken derken. İpek de çorap varsın düşsun dizlere' Nasıl düşer dize çorap, diz nasıl çıkar o çorabın içinden, bir muz gibi soyunurcasına! Bırşeyler kıpırdıyor içimde, elimı uzatıp o ipek yumuşaklığına dokunmak, alttaki deriyi duymak Çok mu dalmışım Hadi kalk' diyor Şehzadebaşı, sınemalar, insanlar Hüâl'de 'Fu Mançu', otuz altı kısım bırden Mıllı'de Martha Egert'in bir filmı Ferah'ta bayram dolayısıyle tiyatro var Naşıt'te ise komıkler yanşması.. Ne çabuk karanlık çöküyor! Kış yaklaştı ondan Ev sıcaktır, konuklar vardır, tatlılar, şekerler, oyuncaklar, kitaplar Müzeyyen abla daJıp gıtmış, nereye doğru yürüduğünun farkında değil. Koluma giriyor birden, sımsıkı tutuyor, sıkıyor sıkıyor acıtıyor. San ki ben o delikanlıyım, yann buluşma sözü verdiği adamım Mektubunu koynuna hemencecik sakladığı . Gunler geçecek bütün bunların gerçek olduğunu anlayacağım. Mektup da vermiş, buluşma sözü de almış... Bana bir duş gibı gelmışti, olmaz gibi görünmüştü. Oysa en buyük düş gerçek yaşamdır. 'Ipek de çorap varsın düşsün " ' re'.. Şimdi ıpek çoraplar yok. Bayic. günlerinde çocukların seve seve koştuğu bayram yerleri pek kalmadı Ya da benim yolum oralardan geçmiyor. Bir eski şarkı duydum mu, bır bayram sabahında geçmiş yülara doğru bir anlığma dalıp gittm mı, ipek gibı bir anı canlanıyor. Müzeyyen abla öldü, çocuklan da büyüdü hepsı evlendı Niye yaşadı, niye öldü? GeUnlikle çektirdigi bir resmi dururdu annemin dolabında Soldu sarardı yülarla Sonra annem de öldü, resımler, kâğıtlar. anılar da öldü O yülann küçük çocuğu yaşıyor mu sanki'' O da öldü. Ben, bir başkasıyım.Kalan bır bayram sabahında canlanan kırık dökük anılar, arada bir radyolarda çalınan o şarkı: "îpek de çorap varsın düşsün dizlere, aman..." Çocuk Hastalıkları Mutehassısı Dnklor Kanadadakı Kongre ve Amerıkd'dakı ılmî tetkıklerden dönmüştur Bagdat Cad 326 Çınardıbı • Erenköy Tel Ev 55 22 12 Mu: 58 85 85 Bayram • 72 GüZiN EYMEZOĞLÜ OTOBÜS ve MOTORLU ARAÇLAR SANAYİİ A.Ş. OTOMARSAN SAIUK BODRUM ^ Kaloriferli çitt asansörlü Hidroforlu ve kapalı garajlı Satılık Daireler Tel: 58 05 90 SUADİYE'DE Kaloriferli asansörlü Hidroforlu Satılık Daireler Tel: 580590 BOSTANCI'DA BAYRAMINIII DİLEKLERİMİZLE KUTLARIZ. Suadiye Hatboyunda daireye çevrilebilir. 100 m2 Bodrum Depo olabilir. Tel 55 38 07 (Bayram 30) Fkir tşçisi Gazeteder Sendicası Üyelerinin ve tüm çalışanların Bayramlarını kutlar, esenlikler diler. (Bayram: 74) F.G.S. TURKIYE VAKIFLAR BANKASI Buydda kurbanlannız: bekliyor. Tel: 46 20 02 MRüUCGt ORHAN ŞİBİROĞLU ! NORM ÇELİK SAN. ve TİC A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle